25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet tmtiyaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenı: Orhın Erinç 9 Genel Yayın Koordınatörü Hikmet Çetinka\a 9 Yazıışlerı Müdürlerı fbrahim Yıldız. Dinç Tayanç (Sorumlu) 0 Habcr Merkezı Müdûni: Hakan Kara • Görsel Yönetmen FikretEser Dış Haberier Ergun Balcı • tstıhbarat. Yalçın Çakır • EkoDomı Bülent Kızanlık • Radyo-TV Uygar Eremektar • Kultür Handan Şenköken • Spor Abdûlkadir Yücelman • Yurt Habcrlerr Mehmet Saraç • Makaleler Sami Karaören • Çevın Styfettin Turhan • Düzeltme Abdullah Yazıcı • Fotograf Erdoğan köseoglu Yayın Kurulu: tlhın Selçuk (Başkan), Orhan Erinç, Oktay Kurtböke, Özgen Acar. Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner, Ergon Balcı. Dinç Tayaoç. tbrahim Yıldız. Orhan Btırsak. Vfustafa Balbay. AnkaraTemsılcısı Musfaf» Balb«\ • Haber Müdürii: Dofan AkmAtatuıkBulvanNo 125.Kat'4,Bakanhklar-AnkaraTel: 4195020 (7 hat). Faks: 4195027 • tzmır Temsılcısı. Serdar Kmk,H.ZıyaBlv. 1352S 2/3 Te! 4411220, Faks: 4419117 • AdanaTemsücısı ÇrtinYiğenoğiu,tnönüCd 119S.No:l Kat:l,Tel 3522550, Faks 35225D Müessese Müdüni Erol Erkut • MEDYA C: • Yönetım Kunıla Koordmatör Ahmet Korulsan • Başkanı-Genel Mudur Gölbin Er- Muhasebe Büknt Yener • ldare duran • Koordınatör Reh» Ijrt- Hüseyin Gfirer • lşletme önder man • Genel Mudur Yardımcısr. Çeiik»Bılgı-!şlem Nail Inal« Mine Akdıg • Halkla tlışkıler Bılgısayar Sıstem. MürirvetÇBer Mûduıü Nurttn Berksoy YayımlayaB v< Basan: Yenı Gûn Haber Ajansı, Basın ve Yayıncılık A Ş Türkocağı cad. 39'41 Cagalogiu 34334 tst PK 246 Isianbu! Tel (0 212)512 05 05 (20 hat) Faks (0/212) 513 85 95 27MAYIS 1995 tmsak: 3.37 Güneş: 5.30 Öğle: 13.08 tkindi: 17.04 Akşam20.32 Yatsı:22.17 MEDYAcTel 514 0753-513 9580-51384 60-61,Faks 5i 18466 Kaçak işçinm intilıapı • Haber Merkezi - Hong- Kong'da kaçak olarak çalışan Filipinli işçi Santos Maılpror (34), göçmen bürosu tarafindan bir restoranda bulaşıkçıhk yapüğı saptanınca 8. kattan atlayarak ıntihar etti. Hong-Kong'da, şehir makamlan tarafindan onaylanmış çalışma vizesi olmayan yabancı işçilerin çalışmasj yasaklanıyor ve çok sıkı denetimler yapılıyor. (Fotograf: REUTERS) lurkiye çöl olmasın' • Haber Merkezi - Bahçelievler Belediyesi, Tema Vakfi, Kaymakamlık ve Ilçe Milli Eğitim Müdürlüğü'nün katılımıyla gerçekleşen 'Çölleşme ve Türkiye' konulu panel kültür merkezinde yapıldı. Panele, Kaykakam Kemali Akay, Tema Vakfi Genel Müdür Yardımcısı Güler Yaşin ve Belediye Başkanı SafTet Bulut katıldı. Bulut, yaptığı açıklamada, "Bahcelievler'e yaz mevsimi nedeniyle 20 bin çiçek dikilecektir" dedi. hterkamera 95 Fuarı • Kültür Servfai- TÜYAP'ta süren Interkamera '95 Fuan'na Çağdaş Sinema Oyunculan Dernegi (ÇASOD) de bir standla katılıyor. Standda bugün ve yann Nilüfer Açıkalın, Merih Akalın, Neslihan Acar, Tank Akan, Erdinç Akbaş, Serap Aksoy, Işık Aras, Aytaç Arman, Yüksel Ancı, Haluk Bilginer, Mahmut Cevher, Güzin Çorağan, Füsun Demirel. Nükhet Egeli, Halil Ergûn, Mahir Günşıray, Kadir Inanır, Levent fnanır, Kutay Köktûrk, Lale Mansur, Zuhal Olcay, Güler Ökten, Meltem Savcı, Şerif Sezer, Nur Sürer, Cemal Şan, Nurettin Şen, Şahika Tekand gibi pek çok sanatçı, ziyaretçilerle söyleşecek. Kamulaştrma Forumu başlıyor • Istanbul Haber Servlsl - İşçi Partisi'nin, özelleştirme ve 5 Nisan Kararlan'na seçenek üretmek için düzenlediğı Kamulaştırma Forumu, bugün Petrol îş Sendikası'nın Altunizade'deki genel merkezinde başlıyor. Forumun ilk gününe Dogu Perinçek, Izzettin Önder, lcen Börüteçene, Arslan Başer Kafaoğlu, Ergin Anoğlu, Yücel Çağlar, Çağatay Keskinok ve Celal Beşiktepe konuşmacı olarak katılacak. Fatih Terim'le; milli takımm başanlannın toplumda yarattığı mutlu sarhoşluk, beklenti ve baskılar, tribünlerdeki terör, kaygılar üzerine bir söyleşi: Başannın öteld yiizü• Fatih Terim, milli takımın başanlannın, bir şans işi, geçici değil, uzun bir çabanın ve gelişmenin ürünü olarak devam edeceği kanısında. Ancak sporda kazanmak kadar kaybetmek de oyunun bir parçası. Toplumun sağduyulu olmayan büyük beklentileri, başanya koşullanması karşısında, bir terslik halinde, olabileceklerden de çok korkuyor. teknik ve gerekse kondis- yon olarak sürekli geliş- mekte olduğunu, tamamen değişen bir anlayışla dünya düzeyınde bir kaliteye ulaş- tığını söylemeye devam edecektim. Bundan sonrası için de gelişmenin ve başa- nlann devam edeceğinı söyleyeceğim. Tabii ki bu her maçın kazanılacagı an- lamına gelmıyor. -lyi de bunun pek anla- şıldığını sanmıyoruz. Çok büyük bir beklenti, abar- tılmış bir sevgi ve umut yok mu? Fatih Terim - Müthiş bir baskı olduğu doğru. Maç öncesi sporculan Italya'ya kaçırmam boşuna değil. Maç öncesi futbolcu üzerin- de akıl almaz bir baskı ya- ratılıyor.tf Kazan,kazan,ka- • Terim, milli takımın başanlan ile toplumun yaşamına ilişkin bütün alanlardaki uluslararası başansızhklannın, olumsuzluklann, ezikliklerin giderilmeye çalışılmasmm sağlıksız bir durum yarattığını kabul ediyor. Toplumun bu aşın sevinç ve başan beklentisinin, herhangi bir nedenle öfkeye dönüşmemesi için eğitim ve kampanyalar öneriyor. ŞÜKRAN SONER Fatih Terim'le önce üni- versite adaylanna meslek- lerin tanıtımının yapıldığı birözel dershanenintoplan- tısında karşılaştık. Onlü bi- lim insanlan, iş adamlann- dan daha çok ilgi, sevgi gör- menin," alkış almanın çeki- cihği vardı. Sonraaşın bek- lentilerin. güçlüklerin algı- lanamamasının yarattığı stresi gözledim. Her gün televizyonlara çıkan, gazetelerde röportaj- lan yayımlanan, yediden yetmişe kadar insanlanmı- zın özel yaşamını, geçmişi- ni, ne yaptığını, belki de en fazla bildiği bir insan Fatih Terim. Siyasal, sosyal, eko- nomik başansızlıklann, olumsuzluklann üst üste geldigi bir süreçte, milli ta- kımımızın yine üst üste ge- len başanlan, beslenen mil- liyetçı duygulanmız, bütün horlanma ve ezilmişlikleri- mize yanıt veren bir sihirli ilaç, panzehir gibi. Işte bu çok siyasal, çok toplumsal sorun ve geliş- meler arasında, başannın ve beklentilerin simgesi olmuş bir insan kendini nasıl his- sediyor? Ne düşünüyor? Başannın, büyük umut ol- manın öteki yüzünde neler var? Törk insanı çok gerilimli bir ortamda Fatih Terim - Otursak 50 tane konu sayabiliriz. Avru- pa Birliği'ndeki Türkiye aleyhıne gelişmeler, Irak Harekâtı, PKK terörü ile bağlantılı ölen askerlerimız, ekonomideki olumsuz ge- lişmeler, IMF, umutsuzluk- lar... Türk insanının çok ge- rilimli ve olumsuz bir or- tamda olduğu bir gerçek. Milli takımımızın başanla- nna sığınmış olabilir. Ama milli takımımızın da günlük bir başan elde etmediği, is- tikrarlı bir yükseliş ve ba- şan içinde olduğu da bir başka gerçek. Ost üste ge- len bu başanlan, milli takı- mımızı halkımıza çok sev- dirdi. Düne kadar kulüpler önde idi. Şimdi halkın gön- lünde milli takım öne geçti. 6 yıldır aralıksız sadece kendi sahalanmızda değil, Avrupa sahalannda elde et- tiğimiz başanlar, müthiş bir sevgi patlaması yarattı. Siz Türkiye'de yaşanan sevgi tepkisini biliyorsunuz. Biz Avrupa'dakini görüyoruz. tşçilerimiz yıllann horlan- masının, ezilmenin acısını çıkanyoriar. Sevinçten ağ- layarak bize işyerierinde sü- rekli alay edilmekten, haka- ret görmekten kurtuldukla- nnı söylüyorlar. -Bundan sonra ne ola- cak? Bu başan böyle ne- reye kadar yürütülebile- cek? Teknik olarak kon- disyon olarak Türk futbo- lunun, milli takımımızın, sürekli başanlı olabilece- ğinin güvencesini verebi- lir misiniz? Fatih Terim - Öncelikle bu başanlar bir-iki maç ka- zanma ile bağlantılı değil. Arada maç kaybetsek de ben nulli talamımızın gerek maya yetiyordu ve maçm son dakikasına kadar du- rum berabere ıdi. Son daki- kada gol yendi. Stad>aımda- ki 70 bin kişi, küfretmedi, futbolculann üzerine yürü- medi, sakin olaysız, tabıi üzgün, sessiz dağıldı. Ka- nmla böyle bir durum bız- de olsaydı neler olabıleceği- ni konuştuk. Sahaya yürü- necek, akıl almaz tepki ve küfurlere hedef olacaktık. Dayak yemek, ucuz kurtul- mak olurdu. Belki asker, polis müdahalesi ile çıka- cak arbedenin arasından sağ kurtulabilirdik. İş bizimle bitmez, ailelerimize uzanır- dı. Evlerimiz taşlanır, gün- ler değil, aylar, yıllar soka- ğa çıkamazdık. Tabıi bu arada stat yıkılırdı. Milli ta- kım, fııtbol sevgisini, ne ya- yerek insanlann düşünme- sini sağlamaya çahşıyorum. Bu arada yeni sezona kadar bazı kampanyalar, paneller düzenlenmesinde büyük yarar var. Özellikle gençle- re silah yerine çıçek, bayrak taşımalannı telkin etmek la- zım. Amerika gezisinin son hazırlıklan Fatih Tenm'le görüşme- miz sürerken bir yandan da telefonlann, girip çıkanla- nn ardı arkası kesilmiyor. Milli takımın başanlan üze- rine, moral ve deneyim için düzenlenen Amerika gezi- sinin son hazırlıklan yapılı- yor. Amerika'ya sporcular özenle seçiliyor. Evliler, eş- leri ile gidiyor. Sakatlardan da vazgeçilmiyor. Hedef Fatih Terim, bugün kendmni yere göğe kovamayanlann, en küçük bir başansızhkta verin dibine batmnaya da hazır olduklanıun biîincinde olduğunu vurguluyor. zaıu" Futbolcu büyük bir gerilime giriyor. Maç sıra- sında herhangi bir beklen- medık gelişme, sürprize ha- zır olamıyor. -Işler bir yerlerde ters gittiğinde ne olacak? Ola- bileceklerden korkmuyor musunuz? Fatih Terim - Olabilecek- ler beni ürkütüyor. Takımı yakından tanımak üzere ka- nmla Fransa Milli Takı- mı'nın maçını izliyordum. Berabere kalmak tur atla- zık ki tribünlerdeki anarşi- den soyutlayamıyoruz. Ben bundan, beklenmedik bir durumda olabileceklerden çok korkuyorum. -Bir önlem, çareler yok mu? Fatih Terim - Kendi adı- ma çağnldığım her televiz- yon programuıa. açık otu- ruma çıktığımda, kazanılan maçlann, başannın ardın- dan her yerde, her zaman, kazanmak kadar kaybetme- nin doğal olduğunu söyle- milli takımı bir kurum, aile olarak yüksek moral değer- lerle ayakta tutmak. Özel karşılaşmalar, Amerika fut- bolu değil sadece tanınacak olan. Bir anlayış, yaşam bi- çimi değişimi öncelik alı- yor. Fatih Terim, bilgisayar sistemi ile çahşmasınm, hatta binalann iç donanımı- nın başan ile doğrudan bağ- lantısı olduğu inancında. Milli takımın bir kulüp gibi sadece maçlar döneminde değil, sürekli çalışma için- de olduğunu, bilgisayarla- nnda kayıtlı 250'si her an takımla çalışabilir konumda 350 futbolculannın bulun- duğunu anımsatıyor. Toplumun malı olmuş, her davranışı ilgiyi çeken Fatih Terim'le, biraz da çok bilinen boyutlannı atlamak koşulu ile özele dönmek is- tiyoruz. Bu kadar çok sevil- mek, toplumun gözü önün- de olmak, sorumluluklar, ister istemez özel yaşam bi- çimini çok fazla değiştir- miş. Bol bol tiyatroya, sine- maya gidebildiği günleri özlemle anımsıyor. Özel ya- şam evlere kitlenmiş. Aile görüşmelerindebile, aksine yemın edip, bir iki saat için- de mutlaka sonunda sporu konuşup, yaşamaya başla- dıklannı itiraf ediyor. En çok çocuklanyla ilgilenmek adına ayırabildiği saatler- den haz alıyor. Siyaseti bugünlerde dflşünmüyor Toplumun gözbebeğı iken çok sakıncalı olabile- cek bir konuya, siyasete ge- çiyoruz. Tabii ki sürekli pek çok partiden birden çağn alıyor. Siyaseti bugünler için hiç düşünmüyor. An- cak çok önemli olduğuna ve özellikle de dürüst ellere geçmesi gerektiğine, çok fazla kirlenmiş bulunduğu- na inanıyor. Siyasi partiler- den gelen cazip önerilerden çok, kalabalık bir öğretmen grubunun hep bır arada, "Siyasete girmelisiniz, siya- setin sizin gibi dürüst insan- lara gereksinimi var" sözle- rinden etkilenmiş. "Benun için en onur verici siyasete çağn bu oMu" diyor. Özeti siyasal bır çizgi çizmeden, gelecek yıllar için bir açık kapı bırakıyor. Sadece fut- bol değil, sanat ve bilim ala- nından ün yapmış insanla- nn sonradan siyasete gir- mesinin çok da yanlış bir şey olmadığını savıınuyor "BeDd polrtik deneyimleri olmadığı söylenebiÛr. An- cak topluma başanlan ile mal otinuş, toplumun gözü önündekj msanlar, siyasete girdiklerinde, bir yerde da- ha dürüst daha Okeli olmak zorunluluğunu duvabflirier. Bu nedenle de yararlı olabi- Brier" dıyor. Fatih Terim, zirvede iken başanlann devam edeceği- ni söylerken kendinin bu- günkü yeri ile ilişkili gele- ceğı için fazla ömür biçe- miyor. öncelikle çok yıpra- tıcı bir iş olduğunu anımsa- tıyor. Sonra da başanlan, çaba- lan ne kadar ilkeli, kalıcı olursa olsun, en küçük bir terslikte, işler kötü gittiğin- de öncelikle futbol direktör- lerinin harcanmasının bir gelenek olduğunun altını çi- ziyor. "Sorumluluğu çok büyük. Başansızhklann ta- mamı antrenörün oluyor. Bu nedenle de ben hep biri küçük, biri büyük iki vaüz- le, her duruma göre kendi- mi hazır tutmayı seçiyo- rum" sözleri ile durumunu noktalıyor. DUNYADAN BREND SPAR PLATFORMU Tanklann pompalama hortumlan BOŞALTMA PUVNI Brent Spar"ın | boşaltma | yenne bağlantısı Patlayıcılann ateşlenmesi Yiizdürfne tank( PSatform yüksekliğŞf 13.16 m. " Î zemıne bağlantı van'liik depo tankları Barent Spar'a 1.8 mil mesafedeki deniz dibi boru hattı Platformun okyanusun 170metre dennlığıne batınlması SRE.VT SPAfl IN YERİ OKYAMJSV ~ NorftFm f v Greenpeace'in hedefi Çevhi Servisi - Yeşil banşçılann su altındaki yaşamı tahrip edeceği gerekçesıyle batınlmasına karşı çıktıklan Shell'e ait Brent Spar petrol çıkarma tesisi Atlantik Okyanusu'nun Norveç Denizi kesiminde. îzlanda'nın güneydoğusundakı Şhetland Adalan yakınında bulunuyor. Bu muhteşem petrol çıkarma tesisi; 13 metre yüksekliğindekı platform, 300 bin varil ham petrol alabilen depo tanklanndan oluşuyor. Kuzey Denizi'nın dennliklennden çekilen ham petrol önce bu depo tanklara dolduruluyor ve daha sonra da bunlara yanaşan tankerlere pompalanarak Shell'in müşterilerine Eyleme rüzgâr desteği Çeviri Servisi- Greenpe- ace eylemcilerinin, Shell'e ait 65.000 tonluk kullanıl- mayan Brent Spar petrol araştırma platformunda başlattıklan eylem 3. haf- tasını tamamlarken şiddet- li rüzgâr, eylemi kırmak is- teyen Ingiliz polisinin ve Shell yetkililerinin platfor- ma yaklaşmalannı önlü- yor. Brent Sper adlı plat- forma, suyun altında da gı- debilen bir gemi ile yanaş- mak isteyen polis yetkilile- rinin bu girişimleri de ba- şansız kaldı. Azgın dalgalar Stadive adlı geminin bordalaması- nı engellerken 30 Grenpe- ace eylemcisi de kendileri- ni platformdaki sabit araç- lara zincirlediler. Greenpe- ace eylemcilerinin, artık taşınıyordu. Brent Spar Tesisleri 15.500 tonluk platform ile buna bağlı, her biri 170 metreyi aşkın derinlikten çekilen petrolü depolara aktaran bölümler halinde Hollanda'ya yapıldı ve 24 milyon sterline (1 trilyon 650 milyar TL) mal oldu. Tesis, 1976 yılında çalışmaya başladı ve çok geçmeden de teknolojik • gelişmelere yenık düşerek çalışması pahalıya mal olmaya başladı. Bunun sonucu olarak burada petrol üretım çalışması 1991'de durduruldu. Şimdı ıse Shell, tesisi, parlayıcı maddelerle denizin dibine indirip ortadan kaldırmaya hazırlanıyor. Bu arada tankerlerin halen • su ve hava dolu olduğu haber veriliyor. SAVETHE Horth Sea SÎOP SHE Greenpeace eylemcileri işgah" ekhne dek sürdürecelde- rini söylüyorlar. kullanılmayan platformun, sahibi Shell firması tara- findan Atlas Okyanusu de- rinlerinde batınlmasına engel olmak amacıyla baş- lattıklan bu işgali ekım ayına kadar sürdürmeyı planladıklan bildiriliyor. Greenpeace, platformun, aralannda arsenik,kadmi- yum ve kurşunda bulunan 100 tondan fazla zehirli madde ve sondaj dönemin- den kalma 30 ton radyoak- tif atığı da içerdiğini ve platformun batınlmasının su altındaki yaşamı tahrip edeceğinı ileri sürüyor. Hükümetin çevxe konu- sundaki yasalanna tümüy- le uyarak platformun de- polanndaki bütün zararlı maddelen temızlediklenni iddia eden Shell yetkilileri ise Greenpeace'in sadece karşı çıkmış olmak için bu eylemi tertiplediklerini söylüyorlar. Denizi kaplayan ölü balıklar Çeviri Servisi - Geçen ayın sonlannda ölü sardalya balıklan Güney Avustralya kıyılanna akın etti. Geçen haftaya dek süren bu akın sonucunda Avustralya'nın 10 bin km'lik kıyısı boyunca bir ölü balık şeridi oluştu. Sidney sulannda manevra yapmakta olan HMAS Perth adlı savaş gemisi binlerce ölü balık arasında kalınca buldozerler yardıma çağınldı. Avustralya kıyılannı kaplayan sardalya türü; balık yemi, evcil hayvan besini olarak kullanıldığı gibi, ınsanlar tarafindan da tüketiliyor. Avustralya'da ölü balıklar arasında yol almaya çalışan bahkçılar milyarlarca balığın yaşamını yitirmiş olacağından kaygı duyuyor. Balık sürülerinin yok olması devam ederse Avustralya'da balıkçılığın. dolaylı olarak da dışsatımın tehlikeye düşeceği bildiriliyor. Durum bilim adamlannı da güç durumda bıraktı. Balıklann solungaçlanndaki olağanüstü bir değişiklik nedeniyle oksijen alamadıklan ve solunum yetersizliğinden öldüğü bilinmekle birlikte, bu değişikliğe neyin yol açtığı bir türİü anlaşılamıyor. Balık ölümlerinin, tıpkı ebola virisü gibi, henüz bilinmeyen bir deniz hastalığmdan kaynaklandığı yolunda kuşkular gıderek artıyor. T^T fendim biliyorsunuz, bir süre- §-i dir var olan krizlerimize bü- ' J yükçe bir kriz daha eklenmiş bulunuyor. Bu kriz kısaca 'cuma kri- zi' diye tanınıyorsa da tam olarak ifa- de edilirse 'memur kardeşlerimizin cuma rtsansamsk izin almadan gitme hakla' diyebiliriz. 'Şimdi bu haklan yok muydu?' diyebilirsınız. Aslında var olmasına vardı, ama bazı amirler mınn kınn ederek memur vatandaş- lanmızın ibadet etme hakkını engel- ler bir tutum içine giriyorlardı. Işte bu sebepten bir milletvekili kardeşimiz memurlann cuma namazına tesadüf eden saatlerde izinli sayılmalan hak- kında bir kanun teklifi hazırladı. Va- lileri de bu kanunun uygulanmasın- da yetkili kıldı. Şimdi bu mesele böy- le çözülmez; zira gene malumunuz- dur, bu memleketin yüzde 98'i Müs- lümandır. Müslüman olan da cuma namazını cemaatle kılmak mecburi- yetindedir. Onun için biz başka bir y- ol seçilmesi için birteklif hizırlamış bulunuyonız. Bu teklifımizi de hem MESELA DEDİK ERDALATABEK Cuma krizi nasıl çözülür?.. yüce Meclisimize hem de hükümete takdım etmeye karar vermiş oluyo- ruz. Cuma günleri tatll olsun... C uma günleri resmi tatil yapar- smız, mesele hallolur gider. Çünkü malumunuz, namaz saatleri yazla kışla günün değışik za- manlannaJcayar, bu da işlen aksata- bilir. lyisi mi, cuma günferini tatil ya- parsınız, hem Müslüman ibadetini yapar hem vatandaş resmi daire ka- pıstnda beklemez hem de turizm can- lanır. Öyle ya, cuma tatil, cumartesi tatil, pazar tatil, işte size üç günlük ta- til. Perşembe öğleden sonra yola çıkı- lırsa memlekete gitmek için üç buçuk günlük zaman kazanıhruş olur. Dün- yada da dört gün çalışma-üç gün izin yapma niyetleri var. Fena mı olur, herkes işin niyetindeyken biz de tat- bikata geçmiş oluruz, dünyaya rehber oluruz. Gelin şu münakaşayı büyütmeyin, işi böyle halledin. Merak edihnesin, işler aksamaz. Sakın cumayı tatil yaptık diye geri kalan günlerde me- saiyi arttırmaya kalkmayın, hiç gere- ği yoktur. Cumayı tatil yaptık mı ge- risinı de düşünürsünüz. Zira bu işin gerisı de var. Ramazan ayını da tatil yapmaya ne dersiniz? ~r% amazan ayını da ek tatil yap- §-F makta sayısız faydalar varaır. A. V Zira vatandaş oruç tutuyor. Gece sahura kalkıyor, uykusuz kah- yor, ertesi gün iftar hazırlığı yapma- sı gerekiyor, vaktinde evinde olması zaruret. Memur vatandaş kendini işi- ne layıkıyla veremiyor. Hem biliyor- sunuz, ramazan aylannda bu işler kendıliğınden böyle oluyor. lyisi mi ramazan ayını da tatil yapalım, yıllık tatil de devam etsin, memurlar yılda iki ay tatil yapmış olsunlar. Memur- lara grevli toplusözleşmeli sendika hakkını vermek hayli zor geliyor, ra- mazan ayını tatil yaparak onlara da rahat etme imkânı verilmiş oluyor. Hem nasıl olsa sonradan bu konu ele alınıpgenetartışmalaryapılacak. Bir seferde bu da aradan çıkmış olur. Ge- lin yol yakınken bunu da bir düşünün. Uykusunu alamamış memurun me- saısinden bır hayır gelmez. Vatandaş da orucunu tutacağına göre işlerin aksamaması diye bir şey de söz ko- nusu olmaz. Memurlara neden hac kredisi verilmiyor?.. A klagelmeyenkonulardanbıri- /\ si de bu. Memur vatandaşlar ^ T . hac farizasını nasıl yapacak? Hacca gitmek para ister, memurun hali ise malum, elde avuçta yok. Bu yüzden memurlar hacca gitmekte zorlanıyor. Devlet büyüklerimiz için kolay. Onlar rahatça gidip hacı olu- yorlar. Ama memur vatandaş nasıl gitsin? İşte bu mühim meseleyi de hallet- mek gerekiyor. Memurlara hac kre- disi verilırse onlar da huzurla gidip hacı olabilirler. Şimdiye kadar bu mesele nasıl düşünülmedi, insan hay- ret ediyor. Bunu da şimdıden halletmeli ki ile- ride lüzumsuz münakaşalara yol açıl- masın. Biliyorsunuz, memleketin yüzde 98'i Müslümandır. Memurlara hac kredisi verilmesi de zarurettir. Ezani saate dönmekle arşın mese- lesı de aynca düşünülürse iyi olur. 'Bu işler böyle olursa laiklik ne olur?' diye endişelenmek boşunadır. Laikliğe bir şey olmaz, o durduğ- yerde durur. Biliyorsunuz ki biz hem çağdaşız hem muasır, hem milliyet- çiyiz hem evrensel, hem muhafaza- kânz hem çağ atlanz, hem Baü'ya döneriz hem Doğu'ya. Hasılı kelam. biz durduğumuz yerde dururuz, kime ne?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle