Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 20 NİSAN 1995 PERŞEMBE
HABERLER
Sami
Karaören'e
plaket
• EDİRNE
(Cumhuriyet) - Edirne
Atatürkçü Düşünce
Derneği'nce dün Trakya
Birlik toplantı salonunda
düzenlenen panelde,
"lkinbinli Yıllara Doğru
Atatiirk'ün Kunımlan"
dile getirildi. Gazetemiz
yazarlanndan Sami
Karaören'in yönettiği
panelde, Edirne
Gazeteciler Demeği
tarafından Karaören'e 40
yılı aşkın hizmetinden
dolayı bir plaket verildi.
Koruculuğa
son
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
DSP Genel Sekreteri
Zekı Sezer, köy
koruculuğu sisteminin
feodal yapının doğal
çözülüş sürecinı büyük
ölçüde engellediğini
belirterek, "Artık
hükümet aymazlıktan
uyanıp köy koruculuğu
uygulamasına derhal son
vermelidir" dedi.
Milli Egemenlik
Hattası
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Milli Egemenlik Haftası,
bugün TBMM Başkanı
Hüsamettin Cindoruk'un.
Meclis'teki Atarürk
Anıtı'na çelenk koyması
ile başlayacak. Hafta
nedeniyle
Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel de
Meclise gidecek. Demirel
askeri törenle
karşılanacak. TBMM'de
bugün toplanacak "Milli
Egemenlik ve Demokrasi
Kurultayı"nın açış
konuşmalannı
Cumhurbaşkanı Demirel,
Anayasa Mahkemesi
Başkanı Yekta Güngör
Özden ve ANAP Genel
Başkanı Mesut Yılmaz
ile Basın Konseyi
Başkanı Oktay Ekşi
yapacaklar.
Götjıan'dan
doğrulama
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Işçi Partisf(lP), Milli
Savunma Bakanı
Mehmet Gölhan"ın Türk
Sılahlı Kuvvetleri
tarafından dağıtılan
"Eğitici Öğretmen Ders
Notu" başlıklı çahşmada
Işçi Partisi(lP) Genel
Başkanı Doğu
Perinçek'in "PKK'nin
kuruculan arasında
sayıldığını"
doğruladığını bildirdi.
tP'ten dün yapılan
açıklamada, Gölhan'ın
istihbarat binmler
tarafından hazırlanan bu
notta Pennçek'in
isminin "şehven ve kasıt
olmadan" yer aldığını
söylediği ifade edıldi.
İP Genel Başkanı
Perinçek, Gaziantep
istihbarat ve Karşı
Koyma Şube Müdürü
Kurmay Yüzbaşı C.K.
imzasıyla okullara
gönderilen bir notta kendi
adının PKK kuruculan
arasında sayılması
üzerine suç duyurusunda
bulunmuştu.
Kitaba
yasak
• İSTANBUL (ANKA) -
Belge yayınlan
tarafından yayımlanan
"Ulusal ve Uluslararası
Hukuk Sorunu Olarak
JENOStD-1915Ermeni
Olayı ve Sonuçlan" adlı
kitabın, lstanbul 5 No'lu
Devlet Güvenlik
Mahkemesi'nce
yasaklandîği bıldirildi.
Tersanelerde
özelleştinme
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Türkiye Gemı Sanayii
AŞ'ye aıt Pendik, Haliç.
Camialtı ve Alabay
tersaneleri ile Pendik
Motor Fabrikası satışa
çıkanlıyor. Özelleştirme
Idaresi Başkanlığı'ndan
yapılan yazılı açıklamaya
göre bu kunıluşlara
ilişkin ihale duyurulan,
yanndan itibaren yurtiçi
ve yurtdışındaki basın
organlannda
yayımlanacak. lstinye
eski tersane arsasının bir
bölümünün de satiş
yöntemiyle
özelleştirilmesi için ilan
verilecek.
TBMM Faili Meçhul Siyasi Cinayetleri Araştırma Komisyonu raporundan:
Koracu, devlete silalı çeldyorANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - TBMM Fâilı
Meçhul Siyasi Cinayetlen
Araştırma Komisyonu, köy
koruculannın, "menfaatleri
çakıştığında"silahlannı
"düşünmeden" güvenlik
güçlerine çevirdiklerini, as-
kerle "silahlı çabşmaya gir-
diklerini" ve güvenlik güç-
lerini "yaraladıklannı" bil-
dirdi.
Komisyon raporuna göre
Olağanüstü Hal Bölgesi'nde
polis ile asker arasında yaşa-
nan yetki çekişmesi ve oto-
rite boşluğu: camilerde.
Arapça-Kürtçe bilen fahn
imamlann namaz kıldırma-
sı, cezaevlerinde de örgüt
militanlannın yetiştirilmesi
ve eylem planlannın yapıl-
ması biçiminde kendini gös-
terdi.
TMMM Faıli Meçhul Si-
yasi Cinayetleri Araştırma
Komisyonu, polis lojmanla-
RapOPdaii: Camilerde, Arapça-Kürtçe bilen fahri imamlar, namaz kıldınyor.
Cezaevlerinde, örgüt militanlan yetiştiriliyor, eylemler planlanıyor.
Polisle asker arasında ve askerin kendi içinde "yetki karmaşası" yaşanıyor.
Asker, polisin kendi bölgesinde operasyon yapmasına izin vermiyor.
nnda kalan ıtirafçı ve koru-
culann sılah ve mermi ka-
çakçılığından. yasadışı PKK
terör örgürüne yardım ve ya-
taklık yapma, jandarma ka-
rakoluna silahlı saldında bu-
lunarak devlet topraklannı
bölmeye yönelik eylemlerde
bulunmaya kadar kanştıkla-
n suçlann dökümünü yaptı.
Koruculuğun. itirafçılık gi-
bi "amacının saptınlarak
bazı kûnselerin geçinme yo-
lu olarak göründüğü" v ur-
gulanan raporda, korucula-
nn askere sılah çekmesıne
ilişkin şu saptamalar yapıl-
dı.
- Eilerindeki siahlaria böl-
gede kendi hükümranlıkla-
nnı sürdürmekte, menfaat-
leri çakışoğı anda da bu si-
lahları güvenlik güçlerine
bir an bile olsa düşünmeden
çevirebilmektedirİer. Örne-
ğin; köpeklerine nıüdahale
edildiğini ileri süren köy ko-
ruculan. askerierie silahlı ca-
tışmava girmişler ve güven-
lik güçierini yaralamışlardır.
- Korucular, görcv leri vc
yetkileri olmadığı halde,
köyleri dışında polis bölge-
sinde operasyon yapmakla
görevlendinlmekte. bu şa-
hıslar da bu kanundışı du-
rumdan ıstıfade ederek
olaylan istedikleri gıbi yön-
lendirmektedirler.
Örneğin; gızli köy koru-
cusu ÖmerGüngör adlı şah-
sın. kırsalda kardeşini öldü-
ren ve halen E Tipi Ceza-
ev i'nde hükümlü olarak bu-
lunan Abdülkerim'den inti-
kam almak amacıyla 22 Ni-
san 1994 günü saat 11.00 su-
lannda. Silvan- Köprübaşı
Köyü 25. kilometrede. bila-
hare ölü olarak bulunan
maktul Şerif Avşar'ın kaçı-
nlması olayını gerçekleştir-
diği, İl Merkez Jandarma
Komutanlığı'ncatespitedil-
di.
Olaya, FeyaGökçen. Aziz
Erbey, Yaşar Günbatı ve
Zeyyat Akçil adlı korucular
ile Mesut Mehmetoğlu adlı
itirafçının da adı kanştı.
Ömer Güngör. Diyarbakır
Ağır Ceza Mahkemesi'nde
verdiği ifadesinde, amcasını
ve kardeşini öldüren PKK'li
şahsın yakını olan Mehmet
Avşar'ın işyerine gittikleri-
ni, bu şahsa polis olduklan-
nı söylediklerini, ancak şah-
sın kendısine ınanmadığını,
bu arada yanında diğer köy
koruculannın polis çağır-
mak gayesiyle dışan çıktık-
lannı, bu şahıslann itirafçı
sanık Mesut ile birlikte iş-
yerine geldiklerinı, Me-
sut'un polis kimliği göster-
mesi üzerine, Avşar'ın di-
renmeyi bırakarak kendi le-
riyle geldiğini, bu şahıslarla
birlikte Saraykapı'daki jan-
Konıculuk sistemi, kurulduğundan bu yana eleştirUmesine karşın ortaya çıkan sorunlar giderilemedL
Eski Içişleri Bakanı Sezgin, kendi döneminde böyle bir sistem olmadığını söyledi:
Gizlikoruculuğu Menteşey
ye sorun
• Eski Içişleri Bakanı Ismet Sezgin, Mumcu
cinayetinde polisin 'yanlı davrandığı' iddialanna
katıfmadığını belirtirken. 'Polis yanlı davranmamış,
yetersiz kalmıştır' dedi. Komisyon raporunda,
'kontrgerilla' iddiasına yer verilmesini de eleştiren
Sezgin, "Ben 'Kontrgerilla yok' diyorum. Eğer
komisyon var diyorsa, kanıtlamak zorundadır" dedi.
AYŞESAVIN
ANKARA - Gazetemiz yazarı
UğurMumcu'nun yaşamını yitirdi-
ği dönemde lçişleri Bakanı olan
DYP Aydın Milletvekili İsmet Sez-
gin. TBMM Faili Meçhul Siyasi Ci-
nayetleri Araştırma Komisyonu ra-
Sezgin. suçlamalan kabul etmiyor.
porunu eleştirirken, bakanlığı dö-
nemine yönelik suçlamalan da ka-
bul etmedi. Sezgin, raporun ortaya
koyduğu "gizli köy koruculuğu"
skandalı konusunda. "Benim zama-
nımda böv le bir sistem yoktu. Şim-
diki İçişleri Bakam'na sorun" dedi
Devlet Bakanı Bekir Sami Daçe de
"Devleti zaafa uğratmaya kalkan-
lar, yann anarşinin sonuçlan vla
karşı karşrya kalırlar"diyerek. ko-
misyonu "devleti küçültmekle"
suçladı.
Sezgin, Mumcu cinayeti ile ilgi-
li olarak polisin "yanlı davrandığı"
yönündeki görüşe katılmasının
mümkün olmadığını savunarak
"Polis yanlı davranmamıştır, yeter-
siz kalınışör" dedi.
Komisyon raporunu Cumhuri-
yet e değerlendiren Sezgin. bakan-
lığı dönemine yönelik suçlamalan
reddetmekle yetindi. Komisyon ra-
porunda, Mumcu cinayeti soruştur-
masında taraflı davranarak soruş-
turmayı çıkmaza soktuklan gerek-
çesıyle bazı İçişleri Bakanlığı yet-
kilileri hakkında suç duyurusunda
bulunulacağının anımsatılması
üzerine Sezgin, " Yargı gereğini ya-
par, ancak polisin yanlı davrandığı-
nı kabul etmem" göruşünü savun-
du. Komısyonun bu konudakı gö-
rüşlerine katılmasının mümkün ol-
madığını kaydeden Sezgin. şunlan
söyledi:
"Güvenlik görevlileri görevlerini
taın bir görev anlayışı ve sorumlu-
luk bilinci içinde verine getirmişler-
dir. Büyük bir özveriyle gecesini
gündüzüne katarak çaiışmışlardır.
Ama maalesc-f basanlı olamadılar.
Ama basanlı olanıavan sadece Türk
polisi değil ki. Hâlâ Olof Palme'nin
katili bulunamadı. Kennedy olayı
açıklığa kavuşmadı.
Orada da mı güvenlik kuv-vetkri
önyargıh davrandılar? Ben onlara
katılmıyorum, bu iddialan kabulet-
mem mümkün değil.
Güvenlik görcv lilcrinin. birbirle-
rini pasiflze etmek gibi bir davraıu-
şı da söz konusu değildir. Ama bi-
rimlcr arasında meslek duygusalh-
ğından kaynaklanan bir sorun ol-
muij olabilir. Ama o da sonuca etki-
li değildir."
Görev yaptığı dönemde. polisin
Mumcu cinayetini aydınlatmak için
büyük özveriyle çalıştığını ileri sü-
ren Sezgin, "Aydınlatılmayan tek
cinayet Mumcu cinayeti değil ki.
Bunİar öyle cinayetler ki, bunlann
faiUerini bulmak kolay ounuyor. Po-
lis bir yerde yetersiz kalıyor. Polisin
yetersiz kalması ile tarafsız olması
ayn şey. Polis niçin taraflı olsun? Po-
lis kimin tarafında olacak? Polis
adaletin, devletin yanmdadır" diye
konuştu.
Gizli konıculuk
Meclis komisyonunun raporu-
nun •
4
peygamberbuvnığu"gibi al-
gılanmaması gerektiğini kaydeden
Sezgin, kontrgerilla iddialanna da
katılmadığını söyledi. Sezgin, ko-
misyonu, iddiasını kanıtlamaya ça-
ğırarak, "Komisyon, kontrgerilla id-
diasında bulunuyorsa. bunu ispatla-
makla yükümlüdür. Ben görevi bı-
rakalı 2 yda yakın oldu. Ben 'Türki-
ye'de kontrgerilla yok'diyorum"
görüşünü savundu.
Sezgin, komisyon raporunda
açıklanan ve hiçbir yasal dayanağı
bulunmadığı için önlenmesi iste-
nen "gizli köy koruculuğu" siste-
mıni ılk kez duyduğunu belirterek
topu İçişleri Bakanı Nahit Mente-
şe'ye attı. Sezgin. "Benim döne-
mimde böyle bir sistem yoktu. Bu-
nu şimdiki İçişleri Bakam'na sorun.
Çünkü benim en ufak bilgim yok-
tur" demekle yetindi.
darmaya geldiklerini, daha
sonra Avşar'ı Lice yolunda
yıkık bir binanın önünde in-
dirdiklerini, Mesut ve ya-
nındaki şahsın maktulle bir-
likte içeri girdiklerini, bura-
da sorguladıklannı. daha
sonra dışan çıkan Mesut'un,
Avşar'ı öldürmesıni ıstedi-
ğinı, bunun üzerine kendisi-
nin de maktule 2 el ateş et-
tiğinı ve öldürdüğünü, ken-
dilerine, zaman zaman ko-
rucu olduklan köyün dışın-
da da suçlu bıldikleri şahıs-
lan alıp, jandarma ve poli-
se teslim etme görev ve yet-
kisınin verildığıni beyan et-
ti.
- Hakkari'nin Solhan ilçe-
sinde gizli köy korucusu ola-
rak görev yapan Bedri Sarp
ve Atik Kaya hakkında,
PKK örgütü adına komhe-
ler oluşturarak örgüt men-
suplanyla beraber jandar-
ma karakoluna silahlı saldı-
nda bulunmaktan ötürü,
TCK'nin 125. maddesi gere-
ğince 15 Şubat 1994 gün
1994/342 nolu iddianame ile
kamu davası açıldı.
Vetki karmaşası
Raporda, güvenlik güçle-
rinin otorite boşluğunun;
araç yetersizliği ve yerişmiş
personel eksikliğinin yanı
sıra, "devletin kendi perso-
neline itimat ermemesin-
den" kaynaklandığı kayde-
dildi. Devletin, istihbaratı
güçlendirebilmek ve hareket
kabiliyetini arttırabilmek
için yeterli olan harcama
yetkisini vermediği anlatı-
lan raporda, bu nedenle dev-
letin bilgi akışında zaafiyet
ortaya çıktığına işaret edildi.
Rapora göre^.
1
Rapora göre asker, polisin
kendi bölgesinde operasyon
yapmasına izin vermiyor,
polisin bu konuda yetişmiş
personeli de boşu boşuna
kullanılmıyor. Gelişigüzel
gönderilen ve farklı amaçlar
için istihdam edilen güven-
lik güçleri, başanlı olamı-
yor. Halen kimin, hangi gö-
revle, nasıl kullanılacağı be-
lirlenemiyor.
Şahsi kaprislerden ötürü,
terör eylemlerini engelle-
mek için kurulan polis özel
harekât birlikleri, atıl du-
rumda bırakılıyor. Raporda,
şu noktalara dikkat çekildi:
- Bir güvenlik gücü kuru-
lurken veya herhangi bir
yerde görevlendırilirken bu
gücün "hukuki starüsü ve
hukuk kurallan içerisindeki
yetkisi çok iyi tespit edildik-
ten sonra hukuk devleti ilke-
si gözardı edilmeden"mem-
leket ıçın en iyi çözüm uy-
gulanmalıdır.
- Cezaevlennde tutuklu
veya hükümlü bulunan ya-
sadışı örgüt militanlan. ra-
hatça hareket edilebiliyor.
Cezaevlerini, idareciler de-
ğil, adeta mahkûmlar yöne-
tiyor.
Devlet otoritesinin zaafa
uğramasından ve memurla-
nn cezaevi dışında can gü-
venliklen olmadığı, devlet
memuruna sahip çıkamadı-
ğı, faıllen yakalayamadığı.
ölenlenn geride kalanlanna
yardım etmediği için me-
mur, cezaevindeki mılitanın
dediklerini yapmak zorunda
bırakılıyor.
- Örgüt militanlan ceza-
evlerinden, dışanda yapıla-
cak eylemlen planlıyor ve
uygulama emirlerini veri-
yor. Sempatizan olarak ce-
zaev inde tutuklu bulunanlar,
siyasi ve askeri eğıtim almış
milıtan olarak cezaevinden
çıkıyor.
NOTLAR / ORAL ÇALIŞLAR
Parlamento, TBMM raporuna sahip çıkmalıTBMM Faih Meçhul Siyasi Ci-
nayetleri Araştırma Komisyonu
Başkanı Sadık Avundukluoğlu ön-
ceki gece. Kanal D'nın TEKE
TEK programındaydı. Fatih AKay-
h. Avundukluoğlu'na komısyonun
yapttği çok önemli tespitlerle ilgi-
li sorular sordu. Örneğin komısyo-
nun şu saptaması çok önemliydı:
"Devlet kendi içerisinde görev i-
ni kötüye kullanan görevlileri ve
faili meçhul siyasal cinayetleri işle-
yen vasadışı örgütleri açığa çıka-
rarak yargıya teslim etmeli, böyle-
cede "Devlet cinayet işlemez" sö-
zünün gerçek olduğuna vatandaşı
inandırmalıdır."
Uzun araştırmalann ve cıddi bir
çabanın ürünü olduğu anlaşılan ra-
por. devletin çeşitli kurumlanna
önemli suçlamalar yöneltıyor ve
faılı meçhul cinayetlenn araştınl-
ması sırasında kendilerine zorluk
çıkanldığını vurguluyor. Bu nok-
tada Nusret Demiral'ın başında
bulunduğu DGM savcılığının her
aşamada karşılanna dikıldiğıni be-
lirtıyor.
Avundukluoğlu, Altayh'ya
L'ğur Mumcu cinayetinde tanığın
nasıl etkisiz hale getirıldiğini çar-
pıcı bir dille aktardı. Bu konuda.
"Ateş Hatö" programının yapım-
cısı RehaMuhtar'ınrolünedede-
ğindi.
Rapora göre bir uçak kazasına
kurban giden ve ölümünde suikast
kuşkusu bulunan Jandarma Genel
Komutanı Eşref BitSsin ölümüy-
le ilgıli araştırma yapmak isteyen
komisyonun karşısına yine DGM
Savcılığı çıkıyor ve rapordaki de-
yimle "bilgi ambargosu" uygulu-
yor.
Komisyonun basma yansıyan
raporundaki iddialar çok önemli.
Önemli olduğu kadar da çarpıcı.
Aslında raporda yer alan konular
kamuoyunun yabancısı değil.
Devlet içinde bazı karanlık güçle-
rin faili meçhul cinayetlerde rolü
olduğu artık sağır sultanın bile
duyduğu bir gerçek. Raporda yer
alan Cem Ersever ve arkadaşlan-
nın kaçırılarak öldürülmesindc
devlet içındeki bazı güçler arasın-
da hesaplaşma olduğu öylesine
açık ki. Bu iddialar belgeleriyle
basında yer aldı. Yine Jandarma
Genel Komutanf nın bir suikasta
kurban gittiği veya devlet içinde
birhesaplaşmanınkurbanı olduğu
o kadar çok yazıldı ki. Komisyon,
araştırması sırasında bu gerçekle-
rintümüyleyüzyüzegelmış. Ama
daha acısı. ülkenin en önemli ku-
rumunun temsilcileri, atanmış gö-
revlilerin kendilerine bilgi verme-
diğinden yakınmalan.
TBMM. gerçekten bu ülkenin
en önemli kurumu mu? Yasalara
ve anayasaya göre öyle. Üstelik
konuşmalarda hep yüce Meclis di-
ye anılıyor. Ama bu yüce Mec-
lis'ın önemli bir işlev yerine getir-
mek amacıyla oluşturduğu komis-
yon, devlet görevlilerinden bilgi
alamıyor ve onun da ötesinde dev -
letin içinde suç örgütleri oluştuğu-
nu btr şıkâyet gıbi dıle getıriyor.
Bu rapor yayımlanınca ne olaca-
ğını tahmin edersiniz? Demokra-
tik bir ülkede. Meclis üstünlüğü-
nü esas alan bir ülkede, bu rapor-
dan sonra DGM Başsacısı'nın he-
men görevden alınması gerekir.
tçişjerı Bakanlığı ve ona bağlı
"suç isledikleri" iddıa edilen gö-
revliler hakkında soruşrurma açı-
lır, suçlular cezalandınlır. Kanun
devletınde böyle olur.
Türkiye'de neler oluyor? Önce.
kendilerini seçen halka karşı so-
rumlu olan Araştırma Komisyo-
nu'nun bazı üyeleri, "Devlete laf
söylertirmev iz arkadaş" diyorlar
Üstelik bu üyeler. kendilerine
Meclis tarafından verilen araştır-
ma çalışmalanna büyük ölçüde
katılmamışlar. Ama devlet içinde-
ki bazı kurumlar, araştırma yapan
arkadaşlannca eleştirilince kıya-
metı kopanyorlar.
Sonra ne olur? Hiçbir şey ol-
maz. Komisyonun bu raporu, için-
dekiler doğru mu deği 1 mi diye tar-
tışılmaz. raporu yazanlann kişili-
ğı ve amaçlan üzerine tartışma
açılır. Ardından. bu raporda sözü
edilen devlet içındeki karanlık
güçler etkinlıklerini sürdürmeye
devam ederler. Adam kaçınrlar,
adam öldürürler, suikastlardüzen-
lerler, provokasyonlar yaparlar.
Kimse de bunlann üzerine gitme-
ye cesaret edemez. Her şey yeni-
den karaniıklara gömülür.
Araştırma Komsiyonu'nun ra-
poru Türkiye'deki çok önemli ger-
çeklere dikkat çekiyor. Eğer Mec-
lis, kendi üyelerinin bu gerçekçi
raporunu ciddiye alsa, birçok cina-
yetin aydınlanması için ilk adım
atılmış olur. Türkiye demokratik-
leşme yolunda adımlar atmaya
başlar. TBMM üyeleri bu rapora
sahip çıkmalılar, devlet görevlile-
rinin Meclis'in üzerinde olmadıği-
nı kanıtlamalılar. Nusret Demıral,
hangi güce dayanarak TBMM
komsiyonlanna kafa tutabıliyor.
Bizim bilmediğimiz başka bir dev-
let mi var? Nusret Demiral'a bu
cesareti kim veriyor? Araştırma
Komisyonu'nun sözünü ettiği
"karanlıkgüçler" hâlâ TBMM üs-
tü bir ağırlığa mı sahip?
Meclis'in rapora sahip çıkması
önce Meclis'in üstünlüğü ilkesi-
nin korunması açısından önemli.
Ama daha da önemlisi, sözü edi-
len karanlık güçlerden devletin te-
mizlenmesidir. Bunlann temizlen-
mesine engel olan kuvvetlerin teş-
hir edilmesidir. Bu. hükümetin,
hükümet edebilmesinin de ilk şart-
lanndan biridir.
Provokasyon teorileri üretip, dış
ülkelere veryansın etmek Türki-
ye'ye demokrasi getirmez, ama
karanlık güçlere açılacak mücade-
le ülkemizi düzlüğe ve demokra-
siye doğru ilerletir. Meclis'in işle-
vi; devletin içındeki karanlık güç-
lerin günahını örtmek veya bun-
dan şikâyet etmek değil, gereğini
yapmak. yani halkın demokrasi ih-
tiyacına cevap vermektir. Temsil
ettiğini söylediği milletin haklan-
na sahip çıkmaktır.
PERŞEMBE
ORHAN BURSALI
Beyin Komasında Mucize
Geçen yıl 5 Nisan'da açıklanan ekonomik önlem-r
lerie hepimizin başına gelebilecek olan beyin koma-r
sı arasında bir ilişki kurmak aklınıza gelmeyebilir. Ama
hayatın aynntılarına daldığınızda bu ilişkiyi görebilir-'
siniz. Örneğin, gazeteci arkadaşımız ilkjn'in beyin
komasından 80 gün sonra çıkması üzerine bilgileri-'.
ne başvurduğumuz lstanbul Üniversitesi Tıp Fakül- •
tesi Yoğun Bakım Bölümü Başkanı Prof. Dr. Kutay •
Akpir'le konuşunca bu ilişkiyi çok somut olarak ku-
rabilirsiniz. 5 Nisan Karartan'yla yürüriüğe giren dev-
let dairelerine eleman alma yasağı, hiç ayrım gözet-
meden uygulandığında, örneğin 30 yataklı Çapa Yo-
ğun Bakım Bölümü'nün 10 yataklı kısmını, hemşire-
sizlikten kapatmak zorunda kahrsınız. (*) •
Nasıl olur, demeyin. Türkiye'de bal gibi olur. Trafik •
ve iş kazalannın çok yoğun olarak yaşandığı ülkemiz-
dezaten yetersiz sayıdaki yoğun bakım üniteleri hın-1
ca hınç dolar ve beyin travması geçiren hasta, ge-~
rekli tedavinin yapılamamasından dolayı ölür.
Aslında Dr. Kutay Akpir'i, ilkin'in 80 gün süren be-.'
yin komasından çıkmasının mucize olup olmadığını.
öğrenmek ve edindiğim bilgileri sizlere aktaımak'J
amacıyla aramıştım. Sayın Akpir, aşağıda okuyaca-^
ğınız ılgınç bilgileri verdikten sonra, uzmanlık alanı- *
nın dertlerini dile getırdi: 3
Dünya standartlarına göre. hastanelerin yatak sa- •
yısının yüzde 5'i yoğun bakım ünitelenneaynlmakzo-'
runda. Çapa Tıp Fakültesı Hastanesı çeşitli bölüm-:
lerdeki yoğun bakım odalanyla bu orana ulaşıyor. "
Peki, Sosyal Sigortalar Kurumu'nun hastanelerinde"1
yoğun bakım üniteleri olmamasını mantığınız kabul J
|
ediyor mu? Sadece Göztepe'dekınde yeni bir ünite '
açılmış, o da yalnızca beş yataklı. Haydarpaşa Nu-"
mune Hastanesi dışında, Istanbul'da hiçbir devlet',
hastanesinde yoğun bakım ünitesi yok. Anadolu'da- \
ki yeni tıp fakülteleri ve yüzlerce hastane de bu ha-.',
yat kurtarıcı birimlerden yoksun. „
Kazalarda beyin zedelenmesine uğradığımız za-.;
man yapılan uzun süreli tedaviler, ancak bu merkez-,
lerde mümkün olabiliyor ve eğer şansımız da varsa-;
hayati fonksiyonlanmıza yenıden kavuşabiliyoruz. •
İlkin'in durumunda olduğu gıbi. i
• • • *
Doktoru, İlkin'in komadan kurtulmasını mucize •
olarak görmüyor, ancak bazılarımız hayatta mucize-1
lerin olması gerektiğine ınanırız. Bu beklenmedik, •
çok istediğimiz olağanüstü durumlann gerçekleş-»
mesi isteğidir. 80 gün komada yaşayan bir insanın
hayata kaldığı yerden yeniden başlaması gibi. î
Beyin koması durumu yıllarca sürebilir. Ancak ilk •
üç ay içinde hastanın hayatla ilişkisinin seyri hakkın- '
daki ilk bilgiler ancak ilk üç ay içinde alınabiliyor. Has- '.
tanın kesin durumu ise altı aydan sonra belli oluyor. /
Ancak altı aydan sonra bile komadan çıkarak haya-H"
ta başlayan kişilere, tıp dünyası tanık. •
Beyin, bu süre içinde ya tam ölüyor ya tam düze- r
liyor ya bitkisel hayata giriyor ya da ufak tefek hata-1
larla düzeliyor. Hastalara yardımcı olabilmek için en '
önemli koşul, kaza sonrasında beyinde oluşan ana .
hasara ikincil hasarlar eklememek. Örneğin beyni T
oksijensiz, besinsiz bırakmamak gibi. Tedavinin ana >
ilkesi, beynin kendlVendını tedavisine hatasız yar-ı
dımcı olabilmek. Işte yoğun bakım kalitesi de bu nok-;
tada belirleyici oluyor. ;
Beynin kendi kendini tamir etmesi ilginç bir meka-'
nizma. >
Beyin esas olarak sinir hücrelerinden oluşuyor.
>
-
Merkezi sinir sistemimiz ve bu sistemi oluşturan si- •
nir hücreleri kendi kendini yenilemeyen, yani çoğa-""
lamayan tek dokumuz. Beyinde çeşitli nedenlerden •
dolayı ölen sinir hücrelerinin yerine yeni hücreler ya-«
ratılmıyor. (Bu yaratılsa uzun yaşamın önündeki bir 3
dizi engel de kalkmış olacak!) )
Beynin kendi kendini tamiri ise zedelenen veya'
ölen hücrelerin fonkisyonlannı dığer hücrelerin üst- *
lenmesi şeklinde oluyor. Yani başka işi gücü olan bir- *;
çok hücre, omuzlarına ek görevler alıyor. Tabii, bu gö- •
rev üstlenmesinin her zaman geçerii olduğunu dü- '-
şünmemek gerek. Diğer hücreler bu ek görevleri üst- '
lenemiyorlarsa, hasann boyutuna göre, ya irili ufaklı '
anzalarla yaşamı sürdürüyoruz ya da bunu bile be-"
ceremiyoruz. ",
••• \
Atasözü, "Çıkmayan candan umut kesilmez" der.,'
Tıp dünyasının hastaya, hastalığa yaklaşımı da ge-.:
nellikle bu atasözüne uygun. Hatta insanoğlu, dok- .
toriarın umutsuz olarak tanımladıkları durumlarda, *
bazen tıp dünyasını bile şaşırtan tablolar sergileye-
biliyor.
Bu da insanın birey çlarak tekliğinin ve biricikli-
ğinin kesin kanıtı.
Sanırım böyle durumlar. sokaktaki vatandaş için .
mucize, doktoriar içinse istisna, "literatürde hiç gö- "\
rülmeyen" bir olay olarak sınıflandırılmakta.
Biz yine hayatımızı mucizelere terk etmeden, has-
J
tanelerimizin hepsinde yoğun bakım merkezlerinin '
bir an önce kurulmasını isteyelim. A
Çünkü mucizelerin olabilmesi bile bu merkezlerin
varlığına bağlı!..
j
(*) Eleman alma yasağının yürüdüğüne inanmayın..,
Bazı genel müdürler, bu yasağı zorunluluklaryüzünden •,
çeşitli yollarla deldiklerini ıtiraf ediyorlar.
Savcı suçsuz buldu, vali ceza istiyor
Kamu çalışanlanna
yargı kıskacı l
ERGLNAKSOY
ANKARA - Içel Valılı-
ği, cumhuriyet savcılığının
suçsuz bulduğu memurla-
nn, iş bırakma eylemine
katıldıklan gereİcçesiyle
yargılanmalannı istedi. İl
Idare Kurulu'nun karanna
muhalefet eden Valilik Hu-
kuk tşleri Müdürü Ercü-
ment Gencer, 5-6 milyon
liralık maaşla sağlıklı bes-
lenemeyen insanlann sağ-
lıklı düşünemeyeceğini.
memurlann haklı tepkile-
rini gösterdiklerini vurgu-
layarak, "Ağaca çiçek aç-
nıa. kuşa ötme diyebilir mi-
yiz? Çalışanlar bu eylemle-
riyle bir supap işlevi gör-
müşlerdir. Sosyal patlama
istemiyoruz. Çanlar hepi-
miz için çalıyor" görüşünü
kaydetti. Danıştay'a ıtiraz-
da bulunan memurlar, sav -
cılann suç görmediği eyle-
mi valiliğin suç olarak al- ^
gıladığını.iç hukuksüreci- ',
nin aleyhlerine sonuçlan-'?
ması durumunda Avrupa
1
"
Insan Haklan Komisyo-'î
nu'na (AİHK) bireysel**
başvuruda bulunacaklannı;?
bildırdıler. '*
Içel Valiliği, geçen yılS
Türkiye genelinde gerçek- *f
leştirilen iş bırakma eyle- '•
minekatılankamuçalışan-' ı
lan hakkında başlattıği so->l
ruşturmayı tamamlayarak ->
78 memur hakkında lü- n
zum-u muhakeme karan'i
aldı. Karayollan 5. Bölge '
Müdürlüğü'ndegörevli ka-vi
mu çalışanlan. avukat J
Mehdi Bektaş aracılığıyla .,
Danıştay'a itirazdabuluna- '.
rak suçsuz olduklannı, de- •.
mokratik bir hakkı kullan- <J
mak için işyerlerinde ve b
belırli alanlarda kendilik- !•
lerinden toplandıklannı sa- 'i
vundular. <,