Katalog

25 ŞUBAT 1995 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Önceki gece 2 bin 300 işçi greve çıktığı anda, işveren sendikasının lokavt karan uygulamaya kondu HAVAŞ'ta greve karşı lokavt• Havalimanlanndaki yer hizmetleri önemli ölçüde aksadı. THY, HAVAŞ'ın anlaşması bulunan 141 havayolu şirketinin yer hizmetlerini üstlendi.THY'nin yetersiz olması durumunda Sivil Havacıhk Genel Müdürlüğü. diğer özel şirketlerden yardım isteyecek. Haber Merkezi - Türk Hava Yolla- n 'nda (THY) grev kararmın ertelenme- sine tepkıler sürerken HAVAŞ"ta 2 bin 300 işçi önceki gece yansı greve çıktı. Işcılerin greve çıktığı anda hükumet. HAVAŞ'ta lokavt karannı vaşama ge- çırdı. HAVAŞ'ın bağlı olduğu Türk Ağır Sanayii ve Hızmet Sektörü Kamu Işverenlen Sendıkası (TUHIS) tarafın- dan "savunmaamacınavönelik" olarak alınan karar uyannca. çalışmak ıste>en işçilenn çalışmasına ızın verılmediği belırlendi. Hava-lş Sendikası'nın 1 Şubat 1995 tanhındc gTev karannı bıldırmesının ar- dından, 2822 sayılı Sendıkalar Yasa- sı'nın 27. maddesı uvannca alınan lo- kavi karan, grev başladığı anda. uygu- lamaya kondu. Hükümetin, uzlaşma arayışında olduğu, gre\in sona ermesi durumunda, "savunma lokavtTndan vazgeçeceği öğrenıldı Gre\ nedenıyle HAVAŞ'ın anlaşma- sı bulunan toplam I4l havayolu şırketı ıçin uçak bakım. yükleme-boşaltma, park ettırme, uçakla termınal arasında yolcu taşıma, bılet satma gibı görevlen THY'nın üstlendiği bıldırildı. DlSK/e bağlı Tekstıl tşçilen Sendikası ile Hak- Iş'e bağlı Öz Iplik-Iş Sendikası'na üye 14.500 işçi Adana, Bursa, Istanbul ve K.Maraş'ta greve çıktı. İstanbul Haber Servisi'nin haberine göre. HAVAŞ'ta dün başlayan grev ne- deniyle havalimanlanndaki yer hizmet- leri önemli ölçüde aksadı Yer hizmet- lerini kendı personeliyle sürdüren THY, HAVAŞ'ın hizmetlerini üstlendı. THY'nın yer hizmetleri üretıminde ye- terli olmaması halinde Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'nün dığer özel şir- ketlerden yardım isteyeceği kaydedıldı. HAVAŞ'ın işlettiği ve Devlet Hava Meydanlan îşletmesı'ne (DHMt) aıt havaalanı otoparklan da ücretsiz olarak halkın kullanımına açıldı. Hava-lş Genel Başkanı Atilay Ayçin. greve çıkan HAVAŞ çalışanlannı zıya- ret ettı Ayçın. ışverenın grevın başla- masma bir saat kala önerdığı ucretlenn de kabul edılemez olduğunu belırtti. Iş- verenın ilk ıkı altı ay içın yüzde 10, üç \e dördüncü altı aylar ıçın ıse vüzde 15 oranında ücret zammı önerdiğinı anla- tan Ayçin, 27 aya çıkanlmış toplu söz- leşmede pazar mesaılerine ilışkın teklıf- lenni de geriye çektığını anımsattı. Pa- zar mesailerinin vanva indirilme teklı- finden vazgeçilmesinın kendilen ıçin bir kazanım olmadığını, zaten halen yü- rürlükte olan kazanılmış haklan oldu- ğunu kaddeden Ayçın. 4 *Bu, hocanın hi- kâyesi. Önce kaybettireçekler sonra bul- dunıp sevindirecekler. Önce' sıfı r' diye- ceksin sonra 10 puan verip "gelın bu soz- leşmeyi bınrelim" diyeceksin* dedi. Ay- çin, ış güvencesı maddesının. satılma- va hazırlanan bir şırkette kendilen ıçın vazgeçilmez olduğunu da vurguladı. HAVAŞ çalışanlannı, Denızciler Sen- dikası, Deri-lş Sendikası \e DtSK'e bağlı Naklıyat-Iş Sendikası'nın yönetı- cılen de zıyaret ettı. Sendıkacılar yap- tıklan konuşmalarda görüşmeleri başla- yacak 700 bin kamu ışçısının sozleşme- sinı anımsatarak, HAVAŞ grev ınin mut- laka başanva ulaşması gerektiğinı, ge- rekırse üretımden gelen guçlennı kulla- narak destek vereceklennı açıkladılar. Adana'da da Hava-lş Sendıkası'nda örgütlü ışçiler dün grev başlatmak üze- re terminal bınasına gırmek ıstedı. Po- hsin işçilere müdahale ederek sadece üç sendikacının termınale gırmesıne izin vermesi tartışmalara yol açtı. Ter- mınale asılan grev pankartı. DHMl Mü- dürü Cengiz Aşık tarafından ındırildi. Tekstil işçisi greve başladı Yurt Haberieri Senisi'nın haberine göre, DİSK Tekstıl-tş Sendikası Genel Başkan Vekilt Süleyman Çetebi, Ada- na'da Sabancı Holding'e bağlı Bossa- 1 'de grev ı başlatırken "İşçiler, bize da- vatılan toplusözleşmeyi kabul ctmedüer, greve çıkülar. Crev sadece bir araç,amaç değil~ dedı. .Cumhuriyet Adana Güne> Illeri Bü- rosu'nun habenne göre. Tekstıl ve Öz Iplik-lş sendıkalan ıle Tekstıl Işveren- len Sendikası (TİSK) arasında 6 aydır süren grup sözleşmesinde, ılk altı ay yüzde 55: iki. üç ve dördüncü altı aylar- da da yuzde 30'ar ücret zammı öneren ışverene -haYir'" dıyerek dün fıılen grev uygulamaya başladı. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Rahmetli... Küçük otomobiller konusundaki fikirlerinizi değiştirmeye hazırlanın. Yeni Polo: Konsantre Volkswagen. Bir fikir: "Küçûk otomobiller mi? Sevimli olmasına sevimliler de... Dört kişilik bir yolculuktan sonra, bacak krampları geçirmek pek de sevimli bir du- rum değil." Bu, tipik bir Polo Öncesi Küçük Otomobıl Sendromu. Otomobil küçük diye, iç hacminin de avuç ka- dar olması gerekmiyor. İşte kanıtı: Yeni Polo. Oturma alanı 2,513 metre kare. Ön koltuklarda oturanlar rahat. Arka kol- tukta oturanlar rahat. Bir başka fikir: "Küçük otomobillerde ön panellerin neden "bir deri, bir kemik" göründüğünü hep merak etmişimdir." Yeni Polo'nun içine şöyle bir oturun, fikriniz değişecek. Kolay oku- nan göstergeler. Birin- ci sınıf malzeme, birin- ci sınıf işçilik. Ve harika bir biçimde akan yuvar- lak, yumuşak hatlardan oluşan göz doldurucu ön panel, tüm Volksvvagen'lerde olduğu gibi, Yeni Polo'da da aynen korundu. Bu da üçüncüsü: "Küçük otomobillerde de büyükle- rinki kadar iyi bir güvenlik sistemine gerek oldu- ğunu neden kimse düşünmez?" Volks- wagen düşünür: Dar- be anında içeri giren teleskopik dıreksiyon. Kapılarda, darbeye karşı ekstra koruma sağlayan çelik barlar. Güçlendirilmiş frenler. Aktif gergili emniyet kemerleri. Dilerse- niz hem ABS fren hem de sürücü ile yolcu ıçın ikı ayrı hava yastığı, (her ikisi de isteğe bağlı) Yeni Polo'da. Hırsız- lığa karşı elektronik şifrelı çalıştırma sistemı ıse Yeni Polo'nun sunduğu bir baş- ka özellik. (Böylece Polo' nuzu sizden başka hiç kim- se yürütemeyecek.) Bu fikre ne dersiniz: "Küçük otomobillerde genellikle hidrolik direksiyon olmaz. diyorlar. Herhalde bir bil- dikleri vardır." Değiştirin. Çünkü Yeni Polo'da, diğer küçük otomobillerde kolay kolay bulamayacağınız bir özellik daha var: Hidrolik dıreksiyon. Yanı, benzersiz bir sürüş rahatlığı. Alın bir fikir daha: "Otomobil küçüldükçe, konforu da küçülür." Sah\ öyle mi? Siz iyisi mi Yeni Polo'nun konforuyla bir tanışın: Yüksekliği ayarlanabilen ergonomik koltuklar. Yu- muşak direksiyon simidi Elektrikli camlar... Ve da- ha pek çok özellik. Ve bir diğer fikir: "Otomobil renkleri üç asağı, beş yukarı aynıdır." Peki, biz size Yeni Polo'nun, renk anlayışına da yepyeni bir boyut getirdiğini söylesek? Kayısı, ejderha yeşili, Chagall mavisi, fıstık yeşili, fırtına grisi gibı tam 12 olağan- dışı renk... tabii ki Yeni Polo'da. Bu fikir de değişecek: "Küçük otomobillerde katalitik konvertör? Pek rastlamadım. Belki küçük olduklan için çevreyi de kirletmedikleri düşünülüyordur." Volksvvagen, günümüzde motoriu araç üreten ve kullanan herkesin çevre konusunda duyarlı ve sorumlu davranması gerektiğini düşünüyor. Otomobil ister küçük olsun, ister büyük. Bu yüzden katalitik konvertör, Yeni Polo'nun standartlarından biri. Şimdi karşınızda. küçük otomobillerin nasıl olmaları gerek- tiğine dair yepyeni ve büyük bir fikir var: Dünyaca ünlü Volksvvagen'in tüm değerlerini, tüm özelliklerini taşıyan ciddi bir küçük otomobil... Yeni Polo' Konsantre Volksvvagen. Keşke hayatta her şey, bir Volksvvagen kadar güvenilir olsa. Türfcıye Genel Dıstribütorü: Doğuş Otomotlv Sanayi ve Tlcaret A.Ş. Tel: (0 212) 276 50 27-29 DOĞUŞ OTOMOTİV Yetkıli Satıcılar: Bir Doğuş Holdıng kuruluşudur. Aktiv Otomotiv E-5 Yolu - Avcılar Tel (0 212) 509 69 02 Ciry Center E-5 Yolu - Gulsuyu Mevkıı Tel: (0 216) 376 83 34 Mez Motoriu Araçlar Sahıl Yolu - BakırVoy Tel (0 212) 583 56 44 On Otomotiv E-5 Yolu - Bostancı Tel (0 216) 410 57 75 Tamaş Otomotiv Millet Caddesı - AKsaray Tel (0 212) 529 62 29 Ne zaman Özal ailesinden birilerinin bir pisliği gün ışığı- na çıksa, kimi kalemler hemen bir "rahmetli" edebiyatına başlıyor. Ayrıca burada salt Özal'ın yaptığı "devrim/er"(!) gündeme getirilmekle yetinilmiyor. Özal'la bırlikte Adnan Menderes de gündeme getiriliyor ve "Rahmetli Mende- res'e de böyle şeyler yapılmıştı" gibisinden ağlaşmalaria Özal'la Menderes özdeşleştirilmeye çalışılıyor. Bu "muhteremler" hem "Gözümüzü geriye değil, ileriye çevirellm" diye fetva veririer hem de sıkıştıklan zaman göz- lerini daha da gerılere çevirmek ısterler. Aslında bu tür "sığınmalarla" okurlannı ne derecede tat- min edebildiklerini bilemiyorum. Ama Özal'la Menderes'i böyle özdeşleştirmek ve Ozal'ı Menderes'in anılarıyla ak- lamaya çalışmak, her şeyden önce Menderes'e karşı bü- yük bir saygısızlık demek. Menderes hakkındaki duygu ve düşüncelerimi okurlanm bılirler. Katıksız bir 27 Mayıs'çı olarak, 27 Mayıs devrimine gönül vermiş biri olarak, Adnan Menderes hakkında olum- lu anı ve düşüncelere sahip değilim. Ama Menderes dü- rüst, çalışkan. duygulu, inançlı ve bılge bir insandı. Büyük bir siyasetçiydi. Şimdi bana, "Böytesıne olumlu özellikleri olan biri hakkındaki olumsuz duygu ve düşüncelerin nere-~ den geliyor" diye soracaksınız. Haklısınız. Menderes, ger- çekten çok olumlu özellikle- re sahip olan bir devlet ada- mıydı. Ama yanlış tercihler ıçindeydi ve bu yanlış tercih- lerle hem kendini felakete sürükledi hem de Türkiye'yi. En basitinden orduyu gün- delik siyasetin içine çekti. Oysa ki o günlerin Türkiye- si'nin önünde çok ciddi fır- satlar vardı ve eğer Türkiye o günkü fırsatları akılcı bir bi- ç'ımde kullanabilmış olsaydı, günümüzün Türkiyesi, günü- müzün Italyası'nın ilerısinde olurdu. Menderes'le özal arasın- da nasıl bir bağlantı kurabili- yorlar, anlamak mümkün de- ğil. Menderes'in ailesi bir "te- vazu ömeği" idi. Çocuklan, kendı yaşıtlannın koşullann- da ve olanaklan ıçinde yetiş- tirildiler. Hiçbır ayncalıklan ol- madı (Aynen Inönü'nün ço- cukları gibi). Menderes'in çocukların- dan biri, bir ortaklık kurarak ticarete atılmak isteyince, Menderes çılgına dönmüş, "Oğlumu ve adını kullanmak istiyohar" diyerek bu ortaklı- ğı bozmuş ve oğlunu (hakkı olan) bir dış göreve göndert- mışti. özal'ın ailesi ise inanılmaz bir şımarıklık içinde "sonra- dan görmenin" tüm özellik- lerini sergilerierdi. Bunlardan çıkan olanların da özendir- meleriyle gerçekten bir şey- ler olduklarını sanmışlardı. Türk halkı ortaokul diploma- sıyla işletme yüksek lisansı yapılmış olduğunu da bun- larda gördü, hafif müzik sa- natçısı bir damadın Anka- ra'da iş takip etmesini de bunlarla yaşadı. Menderes, çocuklannın ti- caret yapmasını engellemış- ti. Özal ise bunu yasaklamak bir yana, teşvik etti, aracılık etti. Bunu sağlayabilmek için yasaları zoriadı. Menderes'in çocuklan da büyük bir toprak serveti sa- hibi olmalarına karşılık, ba- balannın mütavazı yaşamını tercih ettiler. Özal'ın çocuk- ları ise daha bacak kadar- ken, nereden geldiği belli ol- mayan (ya da olan) paralan savurarak, dedikodu sayfa- larına malzeme oldular. "Di- kili bir ağaçlannın olmadığı" iddia edilirken, inanılmaz ya- tınmlaryaptılar. Menderes'le özal, nasıl özdeşleştirilir? Hiç unutmam. Küçük oğullannın Boğaz'daoturdu- ğu daire için annesi, "Küçü- cük bir daire, bedava verse- ler oturulacakyer değil" de- diği hafta, bir iç dekorasyon dergısinde bu daire, döşen- mesi ve içindeki eşyalar an- latılmıştı. Menderesler'le bunlar özdeşleştirilir mi? Adnan Menderes, ciddi bir devlet adamı ıdı, hukuka saygılıydı. Ama sonlara doğ- ru hırslarının esiri olmuş ve kendini yasaların üzerinde görmeye başlamıştı. Turgut Özal ise iyi bir tek- nisyendi. Sadece o kadar. Ne yasa tanırdı ve tanımak isterdi ne anayasa. Insanlar da onun gözünde, bilgisayar ekranındaki rakamlar idi. Devleti bir "işletme" olarak görürdü. Ve kar-zarar teme- line dayanan bir bakkal he- sabıyla her türiü rıski göze alır, her türlü maceraya atıl- maktan korkmazdı. Nasıl ol- sa kendisine sayıyla verilme- mişti... Basındaki kimi kalemler "Ailesinin yaptıklan özal'ı bağlamaz" diyorlar. Allah Al- lah... Ailesinin yaptıkları Özal'ı bağlamaz da beni mi bağlar? Yoksa bu ailenin yaptıklannın sorumlusu, "mi- litarist" bir devlet kurmuş olan Mustafa Kemal ve Ke- malistler mi?.. Ne kadar uğraşırtarsa uğ- raşsınlar, kimın ardına sığın- mak isterierse istesinler. Or- tada duran pislik, örtülecek gibi değil. Boşuna çırpınıp duruyortar işte.