28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25 ŞUBAT 1995 CUMARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER Gökova Termik Santralı, çevreye etkileri Doç Dr. ABDIEKIZOGLU tÜ Orman Fakültesi B ilindıği gibi doğanın ve çevresinin en önemli öğe- sinı oluşturan ve doğal ka>Tiaklardan bin olan or- man lar ile çevre sorunlan arasında denn ve aynlmaz bır ılişkı bulunmaktadır. Ne var ki, or- manlar ile çevre sorunlan arasında kar- şılıklı etkileşim. devamlı olarak orman- lann zaranna olmaktadır. Özellikle ter- mik santrallar, endüstri kuruluşlan, ko- nut ve motorlu araçlardan çıkarak hava- ya kanşan kükürtdioksit ve azotoksıt- ler, rüzgârla uzak mesafelere kadar ya- yılmakta, partiküller ya da yağmur ve kar sulan ile birleşerek sülfürikasit ve nitrikasit haline dönüşmekte. asit yağış- , lan biçımmde toprağa ve ağaçlann üze- rine düşmektedir. Ülkemızde, bu konu- ' da başka Yatağan Termik Santrah,\Iur- '• gul Bakır tşletmeieri \b. kuruluşlarla il- I gıli bazı saptamalar, hava kirliliğinin or- | manlanmız üzerinde zararlı etkılerinin ; giderek artmakta olduğunu göstermek- tedir. ! Burada. desülfürizasyon ünitesi bu- ; lunmayan Gökova Termik Santralf nın ; etkileyebileceği yörenin birbölümiinün ' bellı başlı özellikleri ele alınacaktır. Söz ! konusu yöre. Gökova Körfezi'nın güne- ! yinde kalan Marmaris ve Datça yanma- dası olup burada yaklaşık 138.266 hek- 1 tar ormanlık alan bulunmaktadır. Bu orman alanlannda, Akdenız maki ve orman vejetasyonu içine gıren odun- su bitki türlen yayılış göstermektedir. Bu türler içerisinde özellikle kızılçam. ile turizm açısından önemli olan sığla ağacı, Rodos Adasf ndaki çok lokal ya- yılışı dışında, dünyada yalnızca ülkemi- zin güneybatı bölgesinde doğal olarak bulunmaktadır. Bu tür. özellikle Mar- maris ormanlannın Gökova K.örfezi'ne yakın vadi tabanlannda kimi kirletici öğelerden etkilenebilecek; örneğin. Ge- libolu, Bödrübet, Taşhan Köprüsü, Er- köz. Çetıbeli, Söğütkent, Çamlık gibi yerierde yayılmaktadır. Öte yandan, Gökova Körfezı'nin gü- ney kısmı Gökova ve Datça-Bozbunın özel çevre koruma bötgeleri ıçinde kal- maktadır. Bilindıği gibi. "özel çevre ko- ruma bölgeterir 'nin seçiliş nedenlerin- den bın, gelecek kuşaklara bozulmamış zengin bir biyolojik varlık mırası bırak- maktır. Sözü edilen bu biyolojik zengin- liklerimızden başlıcalanm bıtkiler, kara a\ hayvanlan.balıklarveöbürcanlıvar- lıklar oluşturmaktadır. Gökova Körfezi'nin güneyinde çok eski tarihlerden beri tarla ziraatı, bağ. bahçe, hayvancılık ve balıkçılıkla bir- likte ancılık da yapılagelmektedir. Gü- nümüzde, gerek yerli halk gerekse ülke- mizin diğer yörelerinden gelenler, ge- çimlerinın bır bölümünü bu alanda sağ- lamaktadır. Aynca, elde edilen ürünler, ülkemizin öbür yörelenne ve turizm ara- cılığı ile dünyanın pek çok ülkesine ulaş- maktadır. Yukanda değinilen ormanlık alan ve Gökova-Datça özel koruma bölgesi, ül- kemizde orman-toplum ilişkilerinin en yoğun olarak yaşandığı yörelerden biri- sidir. Gerçekten. bu orman kavnaklann- dan sadece o yörede yaşayan insanlar değil. ülkemizin ve dünyanın pek çok yerinden gelen insanlar da yararlanmak- tadır. Belirtilen ormanlarla ilişkide bulunan ve kirlenmeden etkilenebilecek iki ilçe- nin ve iki beldenin merkez nüfusu, yak- laşık olarak 33 bin dolaylanndadır. Bu nüfusa ormanlar ile daha da yoğun iliş- kide bulunan ve sayısı 24 olan orman köyünde yaşayan yaklaşık 20 bin kişiyi bulan kırsal kesim nüfusu da eklenme- lidir.Aynca, bu yerel toplum dışında, yö- re dışı toplum kesimlerine de değinmek gerekmektedır. Bunlar; - Çevredeki turistik kuruluşlarda ko- oakla>anlar >e çabşanlar.yerü ve yaban- cı yatiarda kalanlar. deniz yolu ile girtş- çıkış yapanlar. çevrede yaz aylannda kendi yazlıklannda kalanlar, karayolu ile günîük tur yapanlar. gezginci ancıhk yapanlardan oluşmaktadır. Ormanlarla doğrudan ya da dolayh şekilde ilişkide olan bu toplum kesim- leri ile birlikte, yörenin nüfusu, turizm mevsiminde milyonlara ulaşmaktadır. Adı geçen santralın kirliliğe yol açma- sı halinde yöre köylerinde ancılık yapan 1200'den fazla kişi zarar görebilecektir. Bu sayı ise işlendirme açısından azım- sanmayacak bir düzeydedir. Aynca, Gö- kova Körfezi'nin güneyinde kalan yöre- de, ancılık etkinliği sayesinde yılda yak- laşık değerlerle 1.5 milyon kg'nin üze- rinde bal üretimi yapılmaktadır. Söz konusu yöre, ormanlık alan açı- sından zengin sayılabildiği gibi, biyolo- jik zenginliklerimizden başlıcalanm oluşturan bitki, hayvan, kuş, balık ve öbür canlı varlıklar yönünden de özel- likler taşımaktadır. Aynca, sığla ağacı gibi ağaç türleri, tunzm endüstrisi için ilgi çekici bulunmaktadır. Yöre ormanlan, orman-toplum iliş- kilerinin en yoğun olarak_yaşandığı böl- gelerimizden birisidir. Ülkemizin pek çok orman alanının sahip olmadığı bu özellik, Gökova çe\Tesine ve ormanla- nna uluslararası bir önem kazandırmak- tadır. Gökova Körfezi'nin güneyinde bulu- nan ormanlann korunması hususunda aşağıdaki önlemlerin alınması gerek- mektedir. - Yöre ile ilgili çalışmalann etkinliği- nin arttınlması için, Çevre Bakanlığı ve Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlı- ğı, belediyeler, vilayet, köy tüzelkişilik- leri, Orman Yasamızın 17. ve 115. mad- desi gereğince yörede izin ve irtifak hak- kına sahip (örneğin, DPT, Cumhurbaş- kanlığı, vb. kurumlar ile özel kuruluşlar) kurumlar. Ulaştırma Bakanlığı, vb. ka- mu kuruluşlan ile Orman Bakanlığı ara- sında gereldi eşgüdüm ve işbirlıği sağ- lanrnalıdır. - Özellikle orman-halk ilişkileri açı- sından çok önemli olan ancılığın "sant- raldan" etkilenmesi bir yana, bu faali- yet kolu ile ilgili olarak da anlann bes- lendiğı alanlarda, bal üretimini arttıncı yönde etkili olan bitki türlennin çoğal- tılmasına ve yörede var olan bitki türle- nnin korunmasına çalışılmahdır. - Yöredeki orman varlığının ve öteki canlılann yaşamını tehdit eden. sözü edilen ormanlardan yararlanan toplum kesımlenni etkileyen Yatağan Termik Santralı'nın çev resinde yaşanan. aynca örnek olarak uzun yülar görülebiiecek durumun burada da olmaması ve gaz za- rarlılannın ortadan kaldmlması için et- kili bir kamuoyunun oluşturulmasına çalışılmahdır. Sonuç olarak, Gökova Körfezi'nin belli bir bölümünün korunması ile ilgi- li en önemli hususlan, Gökova çevresi- nin ve ormanlannın uluslararası bir öne- me sahip olduğunun benimsenmesi, yö- re ormanlannın konınması için Orman Bakanlığı dışında öbür kamu kurum ve kuruluşlannın da gerekli çabayı göster- mesi, Gökova Termik Santralı'nın ışle- tilmesi konusunda günümüze kadar ya- pılan uyanlann göz önünde bulundurul- ması dıye özetleyebilınz. ARADABIR Dr. ALEV COŞKUN Hocaların Hocası H. veldet Velidedeoğlu Ömür boyu, ülkemizde hukukun üstünlüğü ilkesinin oluşması için üstün çaba vermiş olan hocamız Ord. Prof. Dr. Hrfzı Veldet Velidedeoğlu'nu üç yıl önce yitirmiştik. Velidedeoğlu, ülkemizde hukuk biiiminin gelişmesi sü- recinde, yetiştirdiği binlerce öğrenci ve yüzlerce hukuk hocası nedeniyle hocaların hocası unvanını kazanmıştı. Atatürk devrimlerine içtenlikle inanmış, laiklik ilkesini özümsemiş, bu nedenle de tüm Atatürk ilkelerinin yılmaz savunucusuydu. Cumhuriyet gazetesinde 1942 yılında başlamak üzere aralıksız 50 yıl yazılar yazdı. Binı aşkın makalesiyle ikinci sayfada Aydınlanma Devrimi'ni savundu, hukuktan siya- sete kadar toplumsal olaylann fılozof yonjmcusu olarak düşün yaşamımıza katkıda bulundu. Velidedeoğlu Hoca, demokrat bir kişiliğe sahipti, de- mokrasiye içtenlikle bağlıydı. 12 Mart, 12 Eylül hareketlenne"12 Mart Faşizminin Fel- sefesi" ve "12 Eylül Karşı Devrim" adlı yapıtlarıyla şiddet- le karşı çıktı. Bu yapıtlar, onun demokrat kişiliğının ve hu- kukun üstünlüğü ilkesine olan bağlılığının simgesel vetaç- laşmış göstergeleridir. Velidedeoğlu'na göre 12 Mart ve 12 Eylül, birbirini ta- mamlayan halkaîardır. Her iki askeri darbenin ortak nite- liği, Atatürk devriminin ileri biraşamasını oluşturan 27 Ma- yıs 1961 Anayasası'na karşı olmak ve bu anayasanın ge- tirdiği hak ve özgürlükleri geniş ölçüde kısıtlamaktır. Velidedeoğlu, 12 Eylül'ü karşıdevrim sürecinin üst nok- tası olarak görmektedir. Bu nedenle hocamız, 12 Eylül'ü anlatan kitabında "devrim ve karşıdevrim" olgulannı çok geniş ve bilimsel bir çerçeve yazı ile açıklamıştır. Velidedeoğlu, Atatürk devrimlerine bilimsel ve tarihsel açıdan bakar, açıklamaları ve yorumlanyla derin bir içerik getirir. Hocamıza göre, nasıl Hıristiyan ortaçağı, Röne- sans ve reformasyon ile aydınlığa kavuştuysa Atatürk dev- rimi ve özellikle laiklik ilkesi Islam ortaçağını aydınlatmak için bir pencere açmıştı. Şeriatçılar, işte o pencereyi ka- patıp Türkiye'yı yeniden koyu bir karanlığa boğmak iste- mektedirler. Velidedeoğlu'na göre "Laiklik ilkesinin ortadan kalktığı bir ülkede, elbette çağdaş demokrasi olmazdı. Çağdaş- lık olmaz ki onun demokrasisi olsun..." Hocamızı sadece eserleriyle, yapıtlanyla Atatürk'ün Söylev'ini duru ve anlaşılır bir dile çevirip kitlelerin onu an- lamasına yardımcı oluşuyla, hukuk bilimine kazandırdığı eserleriyle, Cumhuriyet'te yayımlanmış binlerce makale- siyle anımsamıyoruz. Onu, 1961 Anayasası'nı hazırlayan kurucu Meclis'te, Meclis kürsüsünde, hukukun üstünlüğü ilkesini; çağdaş demokratik kurumları, insan hak ve özgürlüklerini savu- nurken de anımsıyoruz. Benim için ne büyük bir mutluluk ki Istanbul Hukuk Fakültesi'nin kürsülerinde 1955-1960 döneminde öğrenci olarak dinlediğim hocamı, şimdi TBMM'nin kürsüsünde aynı Meclis'in en genç üyesi ola- rak, hayranlığım kat kat artarak dinliyordum. llerici ve çağdaş 1961 Anayasası'nı hazıriayan komis- yonun üyesiydi. Anayasa, komisyonda bitince, metin Ve- lidedeoğlu'na teslim edildi. Hocamıza metnin yeniden gözden geçirilmesi, redaksiyonun yapılması, duru bir Türkçeye kavuşturulması, maddelerarası tutarlılığının sağ- lanması gibi onurlu ve güç bir görev verilmişti. Hocamız on beş gün Uludağ'a çekildi, tüm bu görevleri üstün nite- likleriyle yerine getirdi, anayasanın her maddesine de bir başlık koydu. Hıfzı Veldet. daha bir lise öğrencisiyken kâtip olarak ça- lıştığı Birinci Meclis'te görev yaparken Kuvayı Milliye ru- hu iletanıştı. Ona göre Kuvayı Milliye ruhu, "Ulusal güç- lerin bütün milletçe benimsenme ve özümsenmesinden oluşan bir ruh, ulusal bir kükreyiş demekti." Bu ruhu ben- liğinde ölünceye kadar taşıdı. O kalpaksız Kuvayı Milliye- ci olarak ölünceye kadar Atatürk devrimlerinin yılmaz sa- vunucusu oldu. Hocamızı ölümünün üçüncü yılında say- gı ile anıyoruz. ŞEKER BAYRAMI natura TANTTIM FİYATLARI TAKStTLE PAKET TÜRLAR • Bafa Gölü gezisi 4.000.000.-T1 . • Silifke- Taşucu gezisi 4.000.000.-T1 • Bodrum-Iasos gezisi 3.350.000.-T1 • Bodrum-GüllûS gezisi 3.000.000.-T1 • Kaş-Kalkan-Patara gezisl 2.600.000.-T1 • Kapadokva gezisi 2.250.000.-T1 • Satranbola gezisi 2.4O0.O00.-T1 • Yedigöller gezisi 1.550.000.-T1 **PeşIn ödemede pazar günü trekking gezücrfmizden istediğtaiz biri B1DAVA!.. OTEL KEZERVASYONLARI • Chıb Hotel Tunnen, Bodrum/Gümbet 3.300.000.-T1 • Club Natura Oliva 2.000.0O0.-T1 • Oob Natura Kilikya 2.000.000.-T1 " AY-SEL TURİZM Olgunlar sokak 2/4 Bakanlıklar-ANKARA Tel:417 21 36 Fax: 418 34 69 Velidedeoğlu Hocamızı anarken... Prof. Dr. AYDES AYBAY B izim kuşağın hukukçu aday- lan bundan 45 yıl kadar ön- ce. Prof. Dr. Velidedeoğlu ile Istanbul Hukuk Fakülte- si'nin birinci sınıfında tanış- tılar. Hoca Medeni Hukuk derslerini anlatıyordu. Sakin ve güven veri- ci bir tavn vardı. Büyük bir kalabalığın dol- durduğu amfide öğrenciler onu büyük bir dikkat ve ilgiyle izlerlerdi. Böyle bir ilgiyi ve dikkati çekebilmenın bir hoca için ne ka- dar önemli bir ustalık olduğunu, soyut bir konuyu kalabahk bir dinleyici kitlesine an- latmaya çalışanlar çok iyi bilirler. Buna, "kürsüye hâkim olmak" deniyor. Bu usta- lık ya da "marifefin kaynağı ve dayanağı her şeyden önce kuşkusuz sağlam ve deri- nine bilgidir. Ama sadece bilgi yeterli değil- dir; kurumlan, kavramlan aydınlık biçimde özümsemek, bilgiyi "kendine mal etmek" de şarttır. Ancak bu koşul (bu şart) gerçek- leşirse, anlatılmak istenen konuyu "laf" ka- labalığma boğmadan, aydınlık olarak dinle- yici kitlesine yansıtmak mümkün olur. Ho- camızın ustalığı, önce, büna dayanıyordu; ama bundan ıbaret de değildi. Anlatımmda çoğumuzun o zamana kadar rastlamadığı bir berraklık ve açıklık vardı. Bu, dil ve an- latım özelliğiydi. Daha önceki öğrenim ba- samaklanndan sonra hukuk gibi soyut ve söze dayanan bir alanda öğrenime başlayan- lar için "dil sorunu" o zaman da çetin bir so- run idi (şimdi de öyledir). l$te Hıfzı Veldet Hoca, dili kullanmadaki o büyük ustalığı ile genç ögrencilerine bu sorunu aşmada en bü- yük desteğı ve yardımı sağlıyor ve onlan adeta mesleklerine "Buıdınj'ordu". Şunu hemen eklemeliyim: Sözünü ettiğim ber- raklık, yahnlık ve açıklık; anlatımm ^Tilga- rizasyon" türünden bir anlatım olması de- mek değildi; böyle bir "ytıvanlık''la ilgisi yoktu. Tam tersine tümüyle bilimsel derin- liği yansıtıyordu. Bunu, Hoca'nın o yıllar- da üçüncü basısı yayımlanan "Medeni Hu- kukun Umumi Esaslan" adlı yapıtı da ka- nıtlamaktadır. Gerek sistetnatiği gerekse içeriği bakımından (sonraki yıllarda yenile- nerek birkaç kez daha yayımlanan) bu ya- pıt, "hukuk bilimr için anlatım özellikleri yönünden hâlâ çok önemli bir örnek kay- naktır. Velidedeoğlu kendi kuşağı içinde kültü- rü, çalışkanlığı, çok yönlü bilgisi, zekâsı ve hukuk bilimine katkılan ile temayüz etmiş, değerli birbilim adamıydı. Bilime ve huku- ka beyniyle ve yüreğiyle bağlıydı. Bu bağ- lılığın ve sevginin ürünü olarak genye bir yı- ğın yapıt bırakmıştır. Bunlann arasında ön- ce yetiştirdiği onbinlerce öğrenciyi saymak sanmmyanhş olmaz. 1930'lann onasmda, 1970'li yıllann başında emekli oluncaya ka- dar, Istanbul Hukuk ve Iktisat fakültelerin- de sürekli olarak Medeni Hukuk dersi okut- muştur. Birçok kez basılan "Umumi Esas- Jar", "Kişüer Hukuku" ve "Aile Hukuku" yapıtlan bu derslerin ürünüdür. Bunun ya- nı sıra. Hoca bugün de bilimsel kaynak ni- teliğıni taşıyan monografıler, karar tahlille- ri, makaleler yazmış, konferanslar vermiş, hukukun çeşitli alanlannda araştırmalar ve incelemeler yapmıştır. Bunlann uzun bir lis- tesi herhangi bir hukuk kitaplığından çıka- nlabilir, yalnız burada günceUikleri yönün- den ilginç olan iki örneği özellikle anmak- la yetineceğim: Birincisi, "ötonazi" konusu ile ilgilidir. Şifasız hastalann kendi istekle- ri ile öldürülmesi konusundaki bir Türk hu- kukçusu tarafmdan yapılan ilk kapsamlı ve bilimsel inceleme, Veldet Hoca'nın 1930'larda Almanca yazılmış olan doktora tezidir. tkinci inceleme ise. 1937 yılında ya- yımlanan "Türk Kadınının Hukuki V'ariye- ti" başlıklı monografıdir. Hıfzı Veldet V'elidedeoğlu'nun hukukçu- luk mesleği bakımından önemli bir etkinlik alanı da yasama ile ilgilidir. Bu alandaki en önemli katkısı 1961 Anayasası'nın hazır- lanması aşamasında gerçekleşmiştir. Hem Istanbul Komisyonu üyesi olarak hem de Kurucu Meclis çahşmalanndaki etkinliği ile Türkiye'de yapılmış en mükemmel anaya- sanın baş mimarlanndan biri Velided6oğlu Hoca'dır. Kurucu Meclis'te görüşülen 1963 Anayasası'nın kabul edilen son metni onun • Arkası 19. Sayfada BUYUK OZAN HASAN HÜSEYİN KİTAPLARIYLA, OKURLARIYLA YASIYOR, YAŞAYACAK. BÜTÜN ŞİİRLERİ I. AOYI BAL EYLEDİK/10. bs. 120000 Z. OĞLAK/6. bs. 170000 3. KIZIURMAK / 9 bs 100000 4. TEMMUZBİLDİRİSİ/6 bs. 100000 5. KELEPÇEMİN KARASINDA BİR AK GÜVERCİN / 5. bs. 170000 6. AĞLASUN AYŞAFAĞI / 5. bs. 270000 7. KOÇEflO VATAN SİİHİ / 4 bs. 2S0000 8. HAZJRANDA ÖLMEK ZOR / 6 bs. 140000 9. FİÜZKIRAN F1RTINASI / 5. bs. 130000 (1981 ToprakŞiir Ödülü, 1981 Nevzat Ustün Şiir Ödülü) 10. ACILARA TUTUNMAK / 5. bs. 140000 II. IŞIKLARLAOYNAMAY1N/4. bs. 130000 12. KAVEL / 7 bs. 100000 (1964 Yoditope Şiir Ödülü) 13. K1ZILKUĞU / 6. bs. 130000 (1970 7777 Sanat Ödülü) 14. KANDAN KINA YAKILMAZ / 5. bs. 150000 15. TOHUMLAR TUZ İÇİNDE / 2. bs. 200000 GÜLMECE KtTAPLARI 1. MADE tN TURKEY / 3 bs 2. BIYIKLAR KONUŞUYOR / 3. 3. ÖHHÖÖÖ1/2. bs. 160000 1SO0O0 100000 ÇOCUK KİTAPLARI 1. BECERİKU ÇOCUĞUN DÛŞLERİ/4. bs. 70000 2. RESSAMIN BILDIRCINLARI / 3. bs. 70000 3. EŞEĞİN GÖZYAŞLARI / 3. bs. 70000 4. AŞICI BABA / 3. bs. 70000 5. ORMANIN ÖCÜ / 3. bs. 70000 İsteUerlnizln tutan kadar posta ya da damga ptriu • Kltapçılara % 25 iskontolu ödamell satış yapılır. BİLOİ YAYINEVİ Meşrutiyet Caddesi. No:46/A Yenişehir - 06420 / ANKARA Tel : (0-312) 431 81 22-434 12 71-434 49 98-434 49 99 Faks: (0-312) 431 77 58 BİLOİ KİTABEVİ Sakarya Caddesi. No : 8 Kızılay - 06420 / ANKARA Tel : (0-312) 434 41 06 - 434 41 07 Faks: (0-312) 431 77 58 BİLGİ DAĞITIM Babıâli Caddesi, No : 19 / 2 Cağaloğlu - 34360 / ISTANBUL Tel : (0-212) 522 52 01-526 70 97 Faks: (0-212) 527 41 19 hasan üseyir natte inturkey PENCERE Medeniyet Yuları... EsKİ tüfeklerden bir llhan Şevket vardı, şiir yazar kimseye göstermezdi, gölge gibi yaşardı, ama kendi kendisinin gölgesiydi; bir gün: - Sovyetler, demişti, çoğu alanda yaratıcı olamadılar, devrim kendisine yakışır bir giysi bile bulamadı, blucin Amerika'dan çıktı... Moskova'da blucin, bir ara karaborsadaydı. Komünistler giyim kuşamda Batı'yı taklitten gayn bir halt edemediler; yüksek yakalı Rus gömlekleri, şalvara dönük pantolonlann altında yumuşak çizmeleri, iklime uyarlı kalpaklan varken Moskova'nın vitrinlerini Batı burjuvasına özenen tatsız kravatlar, kolalı Frenk gömlekleri, lacili yamuk kostümler, siyahlı fötrter ağzına dek dolduruyor; rejimin kodamanlanndan estetikçarpıklık yansıyordu. Oysa Mao Ze Dung'un yüksek yakalı sade ceketi, her bakımdan işlevseldi; Mao öldüğü zaman geriye 20 yıldan beri kullandığı ayakkabılan kaldı; milyariık Çin, komünist rejimde açlıktan ancak bu yöntemlerle kurtulmuştu. • Batı'nın burjuva devriminde erkek, fötr şapka, Frenk gömleği, ceket, pantolon, iskarpin giyimine ulaşmak için çok bekledi; fırfırlar ve lastik korseler cenderesinde yaşayan kadın etek, bluz, mantoya20'nci yüzyılın başında kavuşabildi. Her dönüşüm, giyim kuşama yansır. Önden çift düğmeli erkek ceketi bir aşamadır, ama, tatsız bir giysidir. Eskiden paltoda çapraz dügmeler açıldığında göğsü Örten kumaş parçalan iki yana doğru yaka gibi sarkardı; yaka, kullanılmadığı zaman fazlalıktır; ceket de üstüne palto giyildiğinde anlam taşımıyor ya biri, ya öteki... Her giyimin bir anlamı olmalı... Arabın beyaz entarisi eskiden işlevseldi; bedevi, sabahın köründe çadınndan çıkar, çölün bir yerine doğru yürür, entarisinin eteklerini sıvazlayarak çömelir, kumun üstüne yestehler, sonra kedi gibi kabahatini örterdi. Petrol zengini Arap artık konaklarda, apartmanlarda yaşıyor, tuvaletine altından klozet yaptınp, yine beyaz entari giyiyor. Geçen gün önemli bir haberdünyü kamuoyunayansıdı. Bilgisayarda dünya canavan IBM'de giyim kuşam devrimi gerçekleşmiş, kravat ve kostüm atılmış, gel keyfım ge!L Herkes pazar günü pikniğe çıkar gibi rahatlamış, kadınlar pantolonla işe gelebiliyorlar, insanlar artık tatsızlaşan giysilerden kurtuluyorlar; giyim özgüriüğüne yöneliş var... Kravat nedir canım?.. Eskiden buna "medeniyet yulan" denirdi, avarelik yıllarımda kravattan hep kaçtım, yakalar fora, saçlar özgür; yaşasın!.. Hayata atıldıktan sonra kravat konusunda epey zoriandım; ama, bir gün kravatı attım; ben diyeyim yirmi beş, siz deyin otuz yıl önce... Çanı isteyen taksın. Önden düğmeli ceket, Frenk gömleği ve kravat bugün geçerli; insanlık bu aşamayı da geride bırakacak; bu tür "üniforma" 21'inci yüzyıla kalmaz, tarihin çöp sepetine atılır. • Iran'da Molla devriminden sonra "gâvur işi /c/avaf'gündemden kaldınldı; bir süre "Frenk gömleği" giyildi; sonra, mintan usulü yaka benimsendi. Molla devriminin tek güzel yanı bu!.. Yinede "8af;"herşeyeöncülükediyor, giyim kuşamda oraya bakıyoruz, kendi başımıza bir iş yapamayız, egemeni taklit etmenin adına "moda" denir. Büyük Iskender, başını sağ omzuna eğerek yürürmüş, bir süre sonra zamanın bütün gençleri Iskender gibi yürümeye başlamışlar... O zaman ne sinema vardı, ne de televizyon; gençler James Dean'i taklit edecek değillerdi ya... Fears? Worried? Lonely? Do YOU hâ« ÛMM problans 7 THBREISANANSWER1 <• f FGG Rcad tac tood «ewı In 8OON, the FKŞX eacy-Eaathb paftt. II caa atao heJp yoa MPBOVE YOUR ENGLISH 1 Wri«eTODAY: SOON, WIHat«(», Derbj, DE6S « N , Ea(Uad. P%mm ptao* m* an ttw SOON maMng I M lor a y«ar. ORHAN APAYDIN DEMOKRASİ VE BARIŞ VAKFI 1995YILIÖDÜLLERİ PROGRAM: AÇIŞ KONUŞMASI ÖDULTÖRENİ PANEL : llhan SELÇUK : AHZ NESİN Onat KUTLAR : DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜ Katlanlar. Prof. Çetin ÖZEK Av. Halit ÇELENK Ataol BEHRAMOĞLU - TYS Genel Başkanı TARİH: 26 Şubat 1995 Pazar Saat: 13.00 YER : Istanbul Cemal Reşrt Rey Salonu / Harbiye SS GAZETE NfUHABtRLERİ İŞÇİKONUT YAPI KOOPERATtFİ'NDEN GENEL KURUL'A ÇAĞRI K.ooperatıfimızin 1995 >ıh olafan genel kurul toplantısı 5 4 1995 gü- nü saat 11 .OO'de kooperatif merkezi olan Etiler Ulus Yolu Gazete Muha- birleri Sitesi Eı 1 Blok altındakı salonda ve aşağıda yazılı gündemı görüş- raek üzere yapılacaktır. ÇofunlıA; sağlanamaması halinde ıkuıci toplanü aynı mahalde ve ay- nı gündemı gönişmek üzere 22 4.1995 günü saat 11.OO'de yapılacaktır YÖNETİM KURULU GÜNDEM: 1. Yoklama. açılış ve genel kurul dıvan heyeti seçimi. 2. Divan heyetine genel kurul toplantı tutanağını imzalama yetkisi ve- rilmesı. 3. Yönetim kurulu 1994 yılı faaliyet raporunun okunması ve müzake- resi. 4. Yönetim kurulu 1994 yılı bılanço. gelir-gider dunımunun okunma- sı ve müzakeresi. 5. 1994 yılı denetçiler raporunun okunması ve müzakeresi. 6. Yönetim kurulu ile denetçılerin 1994 yılı faaliyetlerinden dolayı ib- ralan hususunda karar alınması 7. Oç asil üç yedek yönetim kurulu üyesi ile iki asil ıkı yedek denetçi seçimi ve aylık huzur haklannın tespıti hususunda karar alınması. 8. 1994 yılı genel emlak vergısi beyanı netıcesi değen 570 000.000.- liradan 3 306.000.000.- liraya çıkan site çarsısının değer artışmın genel kurulca onaylanması hususunda karar alınması 9. Dilekler ve kapanış.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle