07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
f 14ŞUBAT1995SAU CUMHURİYET SAYFA HABERLER TYS Başkanı Ataol Behramoğlu, verginin okuma oranını daha da düşüreceğini söyledi Kitaba KDV'ye, yazar teplrisiHÜL.YATOPCU Kitaba uygulanan verginin yüzde l'den 8'e yükseltilmesi. ûlkemizde za- ten düşük olan okuma oranının 'daha fazla gerileyeceği' yolundakı kaygılan arttırdı. Devletten alacaklan KDV'nin biriktiğini söyleyen bir kısım yayınevi sahibi, uygulamanın doğnıluğunu sa- vunurken bazı yayınevlen duyduklan rahatsızlıgı. "Bu, kültür yayuıcılığı ya- pan yayınevlerine darbedir" dedi. Türkiye Yazarlar Sendıkası (TYS) Genel Başkanı Ataol Behramoğlu ıse "KDV oranlan yüzde 1 'e düşürülmeli, çıkışlarda da bu oran >ine yüzde 1'de tutulmalıdır" dedi. Kitaba uygulanan KDVoranımn yük- seltilmesinin, kitap fiyatlannın artma- sına neden olacağım söyleyen TYS Ge- nel Başkanı Ataol Behramoğlu, uygu- lamanın okur sayıstnı daha fazla düşü- receğini söyledi. Kâğıt fiyatlanndaki sürekli artışın. KDV oranlanndaki oy- namalann. yayıncılık sorunlannı daha da çözümsüz duruma getireceğini vur- gulayan Behramoğlu şöyle konuştu: Faayınevi sahipleri ve yazarlar, kitaba uygulanan verginin yüzde l'den 8'e yükseltilmesini 'kültür yayıncılığı yapan yayınevlerine darbe' diye niteledi. "Yazarhk, bir meslek olmaktan da- ha da uzaklaşacaktır. Dc\ let, kültür ala- nında hizmette bulunmak istnorsa, kâ- ğıt fiyatlarıyla oynamaktan vazgeçmeli, kültür yayınlan kâğıt alanında de\letçe sübvanse edilmeli. niteükli kitap kâğıdı Dretimine geçilmetidir." Yazarlanntelıf taleplenndekı artış ve düzenın sağlanabılmesi içın kültür ya- yıncılığının ıstikrar kazanması gerekti- ğıne dıkkat çeken Behramoğlu. şunlan söyledi: "Kültür alanının bütünselola- rak savunulması zorunlu koşuMur. Dev- letin Ugili organlan, kültür alanının bü- tün birimleriyle güçbirliği yaparak zor- lanmalıdır. Kâğıt alımında ve başkaca hizmetlerin >ayınevlerine girişinde KDV oranlan,yüzde 1'e düşürülmeti, çıkışlar- da da bu oran yine yüzde 1 'de tutulma- udırT Sarmal Yayınevi'nin sahibi Işrtan Gündüz de uygulamanın yayınevlerini olumsuz etkileceğini vurguladı.Yayı- nevlerini 'kültür yayını yapan' ile 'ders kitabı, derleme ansiklopedi yayını ya- pan* şeklinde ikiye a>ıran Gündüz, "Uygulama, kapkaççı yayıncı ile kitap düşmanı siyasi iktidaruı ortak manipü- lasyonudur. Bu dunımdan kültür yayın- cıuğı yapan yayuıevieri ile okuyucu etki- lenecektir" dedi. KDV oranının yüksel- tilmesini savunan bazı yayınevlerini de eleştiren Gündüz, şunlan söyledi: U KDV oranlan bazı tüketim mallannın sanşını sınırlandırmak için de yüksehi- lebilir. İktidar, bu uygulamayla belli ki- taplan yasaklamak istiyor. l ygulama sonunda kitap fi>atianna yüzde 7-8 ora- nında zam yapılacak. Bu zam okuyucu üzerinde psikolojik olarak olumsuz bir etki yapacak." Devletten KDV alacaklan olduğunu söyleyen Altın Kitaplar yöneticisi Hüs- nü Terek ise KDV oranlannın yüzde 8'e yükseltilmesini 'devletin yaptığı hata- dan dönmesi' şeklinde yorumladı. Dost/Onur Yayınlan Sahibi Muzaf- fer tlhan Erdost kitapta KDV'nin yüz- de 8'e çıkanlmasıyla, okur kitlesinin kayıt dışı kitap satışı yapan yerlere ka- yacağuıı vurgulayarak, korsan yaymla- nn da ortamının besleneceğini söyledi. Erdost, Hazineden KDV alacağı bulu- nun bazı yayınevinin istemi doğrultu- sunda getinlen yeni düzenlemenin kitap okuru açısından bir takım olumsuzluk- lar içerdığini vurgulayarak, şu görüşle- ri dile getırdi: "Kimi Avrupa Toplulu- ğu üikelerin kitap dışsatunlannı güven- celemek için Türkiye'ye dayattığı doğ- rultuda, korsan baskıyı önlevecek yeni yasal düzenlemelere gidilirken içerde, yayınevlerini \e kitabevlerini olumsuz yönde etkileyecek. her riirlü korsan bas- kıyi ve kayıt dışı kitap sabşını hızlandı- raicak KDV artunmına gkUlmesi, doğ- ru bir ekonomik karar olarak nheJen- diritemez." Semra Özal duruşmaya gelmedi w w Ve Zeynep Ozal mahkemedetstanbul Haber Servisi - Eski Emlakbank Genel Müdürü En- gin Civan'ın yaralanmasından sonra açılan 'rüşvet' ve 'yarala- ma'davalannın birleştirilmesine karar verıldi. 'Rüşvet' da\asını yürüten Istanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesı, iki dava arasında 'neden-sonuç ilişkisi' bulunduğu için davaların Istanbul 2. Agır Ceza Mahkemesi'nde birleştıril- mesini kararlaştırdı. Olaylann kaynaklandığı alacak ilişkisının çözülmesı içın aracılık yaptığı ilerı sünilen Özal aiiesınden Semra Özal tanık olarak çağrıl- dığı duruşmaya gelmedi. Semra Özal'ın duruşmaya gelmemesi- ne, "ikinci müzekkerenin eline ulaşmaması'*gerekçe olarak gösterildi. Dünkü duruşmaya katılan. Semra Özal'ın kızı Zey- nep ÖzalGüngör ise verdiği ıfa- dede. haklanndaki iddıalan red- detti. 'Rüşvet almak' suçlamasıyla yargılanan Engin Civan'ın tu- tuklu; 'rüşvet vermek'suçlama- sıyla yargılanan ve yaralama da- vasından tutuklu, bu davadan tu- tuksuz olan Sefim Edes'in salo- na alınmasından sonra mahke- me. Iclal Tuncay'ı tanık olarak çağırdı. Tuncay, Selim Edes ve Engin Civan'ı tanıdığını, ancak aralannda biralacak-borç ilişki- si bulunup bulunmadığını bil- mediğini söyledi. Daha sonra tanıkhk içın Zey- ' nep Özal Güngör'ün salona alın- masıyla gazeteciler arasında fo- toğraf ve görüntü çekme telaşı başladı. Uyanlararağmen fotoğ- raf çekmeyi sürdüren birgazete- ci mahkeme başkanı tarafından salondan çıkanldı. Zeynep Özal Güngör, ifadesinde Civan ve Edes'i tanıdığını, ancak Edes'in Civan'a 'rüşvet' ya da borç ver- diğine ilişkin bir duyumu olma- dığmı söyledi. Edes'in alacağı içın taraflar arasında aracılık yapmadığını da söyleyen Zey- nep Özal Güngör, UğurKılıç'ın evinde görüştüğü ileri sürülen Dündar Kılıç'ın avukatı Mete Bozbora'yı tanımadığını belir- terek "Iclal Tuncay ve ben, Uğur Kılıç'ın evine Kılıç'ın spastik olan kızıyla Ugili \ardım isteme- si üzerine gittik Bizden kızının amelhatını yapacak bir doktor adı istedi. lclal de onun evinden Amerika'yı, Houston'u aradı" dedi. Uğur Kılıç'ı arkadaş top- lantılanndan ve dayetlerden ta- nıdığını kaydeden Özal. Kılıç ai- lesine "Ahmet Özal ile işadamı Ayhan Şahenkarasındaki alacak sorununu halledin" dı> e bir rica- lannın olmadığını ıddia etti Uğur Kılıç'ın Özal ailesinı suç- layan sözlerine bir anlam vere- mediğini ve nedenini bilmediği- ni dile getiren Zeynep Özal Gün- gör, taraflann sorusu olmadığı için salondan çıkarak adliyeden aynldı. Dünkü duruşmada tanık olarak dinlenmesi beklenen Semra Özal ise duruşmaya katıl- madı. Semra Özal'ın duruşmaya gelmemesine neden olarak. "ikinci müzekkerenin eline ulaş- maması" gerekçe olarak göste- rildi. Söz konusu müzekkerenin Semra Özal "a ulaşamadan kay- bolması ilginç karşılandı. Böy- lece mübaşirin mahkeme salo- nun kapısından koridora doğru yönelttiği, "Tanık Semra Özal burada mı" sorusu da yanıtsız kalmış oldu. Özal'ın ifade vermesinden sonra söz alan Engin Civan, her duruşma öncesinde hakkında, 'disketleri bulundu', 'not defte- rielegeçiriJdi'gibi spekülatıfya- yınlar yapıldığını belirtti ve bu nedenle mağdur olduğunu söy- ledi. O t f » f n î f f ^ î ^ t ^ a n a < c ' a c 'i'n sabah.ikidoktonınkuHandıgıarabalannçarpışmasısonucuiJginç bir görüntü mejdanagel- C ^ ^ " di. Numııne Hastanesi doktorlanndan Mustafa Uygur, önüne çıkan otomobih? çarpmamak için direksi- vonu kınnca bankeri aşarak karştdan gelen Adana SSK Hastanesi doktorlanndan Hasan Özgul'ün otomobilinin üstüne çıktı. Kaza- da süriicülerin burnu bile kanamazken maddi hasar meydana geldi (Fotoğraf: CAFER ÖZDEMİR.'A A) Bekâretkontrolüne karşı kampanya İstanbul Haber Senisi - Alevi kadınlar, ortaöğretımde kız öğrencilere uygulanması düşünülen bekâret kontrolünün yasallaşmaması için imza kampanyası başlattı. Karacaahmet Sultan Demeği'nde toplanan bini aşkın Alevı kadın, başta kadın haklan olmak üzere Türkiye'nin sorunlannı tartıştı. Türkiye'de ve dünyada gelişen ırkçılığa. her türlü şovenizme. mılliyetçiliğe ve cins aynmcılığına şiddetle karşı çıktıklannı vurgulayan kadınlar, yüzyıllardır birlikte yaşayan insanlann. inanç ve millıyetlerinden dolayı düşman olmaması gerektiğini söyledi. Alevi toplumunun yüzyıllardır baskı altmda yaşadığını öne süren kadınlar. "Alevi toplumunun inanç Idmliğinin tanınması, Aleviliğin özgürce ifade edilmesi üzerindeki rtim yasal ve toplumsal baskılann kaldınlması için çalışacağız. Bizler kadını hiçe sayan, ülkemizi ortaçağ karanlığına sürüklemek isteven yobaz. şeriatçı karanlık düşünceye; antilaik rüm girişimJere karşı mücadeie edeceğjz" dı>e konuştu. Şeriat özlemcilerinin çeşitli kunım ve kuruluşlarda kadro mekanizmalannı ele geçirip, gizli örgütler kurup, bunlar aracılığıyla ajdınlara. demokratlara yönelik bombalı saldınlar düzenlediğini öne süren Alevi kadınlar şunlan söyledi: '•Şeriat özlemcüeri, parlamento\ıı da kullanarak. mevcut siyasi devlet mekanizmasını eline geçirip. iktidar olmanın hcsaplannı yapmaktadır. Bunun en son örneğini, Milli Eğitim Bakanhğı'nın hazırlayıp yürürlüğe koyduğu kız çocuklanna bakirelik kontrolü yapdmasuıın yolunu açan 'Ortaöğretım Disiplin Yönetmeliği' oluşturmaktadır. Kız çocuklannın bakirelik kontrolünden geçirilmesini yasal hale getiren bu tür anlayışlann karşısında olduğumuzu, şiddet \e nefnette kınadığunızı belirtiyoruz." ÇAĞDAŞ TÜRK RESMİNDEN BİR KESİT A Y D I N C U M A L ! K O L E K S İ Y O N U •Eşref Üren »060131 Tollu •Zeki Kocamemi •Hamit Gorele «Cevat Dereli •Şefik Bursalı «Ali Avnı Çelebi •Arif Bedii Kaptan •llhami Demirci •Bedri Rahmi Eyüboğlu •Eren Eyüboğlu «Cihat Burak »Nuri lyem • Mustafa Esirkuş »Nedim Günsür •Turgut Uzunömerogiu «Burhan Uygur •Yaprak Berkkan »Kadir Akorak •Semra Özümerzifon •Selçuk Togul «Ece Turaman 14 Ş u b a t - 1 0 M a r t 1 9 9 S YAPI K R E D I SANAT GALERİSt Kıbrıs Şehitlen Caddesi 1443. Sokak 46 Alsancak 35220 Izmir Telefon: (232) 463 56 28 YAPI^KREDi S A L I T O P L A N T I L A R I DEMOKRASİ VE ANAYASA TARTIŞMALARI İSLAM VE DEMOKRASİ Yöneten Zafer Üskül Konusmacılar Oral Çalışlar, Gencay Şaylan 14 Şubat 1995 Saat: 18.30 YAPI KREDİ K Ü L T Ü R M E R K E Z İ Yapı Kredi Sermet Çifter Kütüphanesi Istiklâl Caddesı 285 Beyoğlu 80050 İstanbul Telefon: (212) 252 47 00/441 - 245 20 41 Salı Toplantılan 'nı. isteyen herkes ücretsiz olarak ızleyebılır. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Düşünce Suçu ve Terorizm Bugünlerde yoğun bir bombardıman altındayım. Biryan- dan övgüleryağıyor, biryandan eleştiriler. Konu; Doğu Pe- rinçek ve Yaşar Kemal'i destekliyor olmam. Ovenler, "/Afenn"diyorlar. "Nihayet siz de gerçeği anla- dınız ve tutumunuzu değiştirdiniz." Yerenler ise, "Bu ner- den çıktı"diye soruyorlar. "Siznezamandan berieşkıya- ya arka çıkar oldunuz, ne zamandan beri Türkiye'de bir federasyon kurulmasını savunuyorsunuz?" Bana öyle geliyor ki, övgü gönderen okuyuculanm be- ni olduğum gibi değil, görmek istedikleri gibi görüyorlar. Yeren okuyuculanm ise, ne tür bir mesaj vermek istediği- mi göremiyoriar. Öncelikle şunu belirtmek isterim. Gerek Doğu Perinçek ve gerekse Yaşar Kemal'in, düşüncelerini "ifade ettikleri" için terör suçlusu sayılmalanna karşı çıkmam ve "ifade öz- güriükienni" desteklemek amacıyla yazılanna imza atmam, asla onlann bu konulardaki görüşlerini paylaştığım anla- mına gelmez. Zaten bu husus metinde de net bir biçimde vurgulanmaktaydı. İkinci olarak; gerek Doğu Perinçek ve gerek Yaşar Ke- mal, benim neredeyse otuz yıllık dostlanmdır ve bununla övünürüm. Aynca tüm yaşamları ve kişilikleri ortadadır. Bu onurlu yaşamlannın hiçbir döneminde ve hiçbir bölümün- de teröre övgü düzmemiş ve teröre arka çıkmamışlardır. Biri kendi bildiği yolda yılmadan ve ödün vermeden yürü- müş, diğeri güzel Türkçemizin en büyük edebiyatçıların- dan biri olarak kültürümüze katkıda bulunmuştur. Türki- ye'ye hiçbir zaman zarar getirrnemişter, tam aksine övgü getirmişlerdir. Ve binlerce saat konuşan ve on binlerce sayfa yazan bu iki "değer", terörist muamelesi görürier- se, buna karşı çıkmak namus borcudur. Bu konulardaki görüşlerimi, inançlarımı, tutkulanmı ve duygularımı okurlanm (ve öğrencilerim) iyi bilirler. Misak-ı Milli sınırtarından bir tek kanş toprağı kimseye vermeye ra- zı olmam. Bunun için ne gerekiyorsa yapılmasından yana- yım. Ama eğer kimi sadistler, devlet adına işi yokuşa sü- rüyorsa, çıkmaza sürüklüyorsa, herkesin buna karşı çık- ması gerektiğini düşünürüm. Akan kan bizim kanımızdır. Geçenlerde Karadeniz'in kıyıcığındaki dünya güzeli bir küçük kentimizin valisi "Teröristin insan haklan yoktur"de- miş, halt etmiş. Eğer devlet teröristin uygulamak istediği yöntemlere başvurursa, devlet olma özelliği nerede kalır? 1922'de Anadolu'yu boşaltırken köyleri yakan-yıkan; yaş- lılan, kadınları ve çocukları katleden Yunan ordusu mu ka- zandı, bu vahşilere insan muamelesi yapan Mustafa Ke- mal'in ordusu mu? Sizler, ordumuz ve askerimizin 70 yıl önce gösterdiği büyüklük ve ınsanlığı bugün göstereme- yeceğini mi sanıyorsunuz? Bıraz da düşünce özgürlüğünden ne anladığım üzerin- de (bir kez daha) durmak istiyorum. Düşünce özgüriüğü, yalın bir özgürlük değildir. "İfade", "basın-yayın" ve "ör~ gütlenme" özgüriüğünü de kapsar. Hoşlanmak ya da hoş- lanmamak bir yana; bir düşüncenin doğru mu yanlış mı, haklı mı haksız mı olduğunu anlayabilmek için, her şeyden önceonu "t»7mem/z"gerekir, "okumamız, duymamız" ge- rekir. Bilmediğimiz bir şeye nasıl karşı çıkanz, nasıl eleşti- ririz? Çok yürekten bir inancımı da bir kaz daha vurgulamak isterim. Misak-ı Milli sınırlarımızdan bir çakıl taşını kopart- maya kimsenin gücü yetmez. Yazarlık ve öğretmenlik çiz- gimde, bu konunda bana düşen görevi yapmaya çalışıyo- rum. Başka görevler düşerse elbette onlan da yapanz. Ama benim kafamdaki Türkiye, âşığı olduğum, uğruna ça- baladığım Türkiye; aydınlık bir ülke. Insanlarazulmedilrrte- yen, işkence ve yargısız infazlar yapılmayan, gözaltındaki gençlerin kaybolmadığı, düşünce özgürlüğünün kısıtlan- madığı, demokratik bir Türkiye. Birileri eğer "devlet adı- na" cumhuriyetimizin gül yüzüne gölge düşürüyorsa, el- bette buna da karşı çıkanz, karşı çıkmamız gerekir. Bu konuda değinmek isteyeceğim çok önemli bir husus daha var. Düşünce özgüriüğünü sonuna kadar savunmak, düşünce özgürlüğünün "istismanna " katlanmak ya da göz yummak da değildir. Eğer birileri, "benim düşüncemin ge- reği" diyerek, başkalannın düşünce özgürtüğünü kısrtla- mak isterlerse, bununla da savaşmak gerekir. Hem de bu savaşımı düşünce özgüriüğü adına yapmak gerekir. Eğer eli kalem tutan adam, kanlı ellerinde silah tutan adamla aynı şeyi söylüyor ve aynı sloganları atıyorsa, ar- tık düşünce özgürlüğüne sığınamaz. Ancak burada nas- sas bir denge vardır. Barış ve özgürlük beklentisi içindeki bir adam, "Arnan, yanlış anlaşılınm, istemediğim birileriy- te aynı paralelde görülürüm" korku ve endişesiyle; baskı ve zulüm karşısında sessiz kalırsa, kendini sessiz kalma- ya mahkûm ederse, kendisi için bir "iç sansür" uygularsa, o zaman çok daha gerilere gideriz. Bu konulardaki görüşlerimi ovenler de sağolsun, yeren- ler de. Ama benim bu konulardaki görüşlerim bunlar. Ben böyle düşünüyorum ve böyle düşünmeye ve bunlan sa- vunmaya devam edeceğim. Bizim "rüzgâr nereden eser- se, yelkenini ona göre ayahayanlardan" farkımız burada- dır. Ve biz bu farkı onurla koruruz ve gereği neyse onu ya- panz. Ötesi "laf-ı güzaf'ür... Okullar tatil edildi Sis boğuyor • Baştarafi 1. Sayfada isteyen, ancak sıs nedeniyle Ahır- kapı ve Türkelı açıklannda bek- letilen gemi ve tanker sayısırun ise giderek arttığı bildirildı. istanbul Trafik Denetleme Şube- si yetkilileri ise aralannda TEM 0-1 karayollannm da bulunduğu çok sayıdaki karayolunda göriiş mesafesinin sıfira düşmesi nede- niyle, vatandaşlann zorunlu ol- madıkça trafiğe çıkmamalarını tavsiye ettiler. Bandırma-lstanbul seferini yapan "Truva" feribotu ise sis yüzün- den denizin ortasında 21 saat mahsur kaldı. Feribotun içindeki 300 yolcunun açlık tehlikesiyle karşılaşması üzerine küçük mo- torlarla feribota ekmek taşındı. Feribot. sisin dağıiması üzerine akşam saatlerinde istanbul'a ge- ldi. İstanbul'daki yoğun sis yn- zünden daha da artan hava kirli- liği nedeniyle, sürekli öksürük, nefes darlığı, astım knzi gibi çe- şitli şikâyetlerle hastanelere bas- vuranlann sayısında artış olduğu bildirildi. Bu arada istanbul Büyükşehir Belediyesi ile İstanbul Valiliği, insan yasammı tehdit eden hava kirliliğiyle mücadeie yöntemlen konusunda ters diiştü. Valilik, ha- va kirliliğinin artmasını önlemek amacıyla soba ve kaloriferlerin yakılma saatlerindeki kısıtlamaya uymayan vatandaşlann belirlen- mesi konusunda ilçe kaymakam- lıklannın yanı sıra büyükşehir ve ılçe belediyelerine bağlı ekiple- rin görevlendirildiğini açıklarken tstanbul Büyükşehir Belediye Baskanhğı, 'eleman azlığı' ge- rekçesiyle bu yöntemin başanlı olamayacagı görüşünü dile getir- di. İstanbul Büyükşehir Beledi- yesi yetkilileri söz konusu dene- timin az sayıdaki belediye zabıta- smın üstesinden gelemeyeceği bir uygulama olduğunu belirterek valiliğe yazılı bir başvuruda bu- lunacaklannı vurguladılar. Vali- likten aynca sanayi tesislerinin durdurulmasını ve okullann tatil edilmesini de isteyeceklerini be- lirten belediye yetkilılen, yasak- lanan saatlerde soba ve kalorifer yakan vatandaşlann belirlenmesi konusunda yine Istanbullu vatan- daşlara görev düştüğü görüşünü ortaya attı. Önceki geceden bu yana gazete- mizi telefonla arayan çok sayıda Istanbullu ise tstanbul Valiliği ile İstanbul Büyükşehir Belediye- si'nin, hava kirliliğine karşı alın- ması gereken önlemler konusun- da 'yetersiz ve duyarsız' kaldıkla- rını öne sürerek "Göz göre göre boğularak ölecegiz. Vetkilü'er ise hiçbirsomut önlemi yaşanıa geçi- remiyor"görüşünü savundular. Öte yandan istanbul 'da dün ya- pılan hava kirliliği ölçümlerınde, Şişlı, Gaziosmanpaşa, Bayram- paşa ve Göztepe'de 1. uyan kade- mesinin; Beşiktaş, Üsküdar. Be- yoğlu ve Omraniye'de de kısa va- deli sınırdeğerlerin asıldığı belir- lendı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle