06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET KÜLTÜR '14 ŞUBAT 1995 SALJ 14 i İ Gösteriler, söyleşilerve yıllıkTürkiye Sinema ve Audiovisuel Kültür Vakfi, sinemanın yüzüncüyılını bir dizi etkinlikle kutluyor PELtN ÖZER Sınemayı vegörsel-ışıtseikültüriiken- di ıçine sıkıştığı kıskaçtan kurtanp ulus- lararası alanla tanıştırmak amacıyla, 1991 yıhnda kurulan TÜRSAK. (Türkı- ye Sinema ve Audiovisuel Kültür Vakfı). sinemanın yüzüncü yilını da bir dızı et- kinlikle kutluyor. Sinemanın uluslarara- sı boyutta, ınsanlann bırbınne ulaşması- nın en etkın yolu olduguna inanan vakıf, bu alandaki boşluğu etkın bir bıçimde doldurmayı hedefliyor. RekinTeksoy"un Yönetım Kurulu Başkanı olduğu vakfın Genel Sekreteri Fende Çıçekoğlu. 215 üyesı olan vakıfta; Sevınç Çor Baloğlu (genel sekreter yardımcısı), Belma Baş (uluslararası ışlerden sorumlu). Ayşe Teksoy (yıllık sorumlusu), Zehra Genç (genel koordınasyon) ve Engm Yiğıtgıl (döner sermaye ıletmesının genel müdü- rü) görev alıyor. Feride Çıçekoğlu ıle vak- fin etkınliklen üzenne konuştuk: - TÜRSAK, 'Sinemanın Yüzüncü Yı- lı"m nasıl kutluyor? Bız 1995"ten önce sinemanın yüzüncü yılını bir kaç şekılde değerlendırmeye ka- rar verdık. Bunlardan bın ücretsız vıdeo gösterileri. Bu programı ıkı bölümde ele aldık: Biri, sinema klasıklerinı yeni ku- şaklara tanıtmak. Böylece bir dönem Sı- nematek'in görevıni bir anlamda sürdür- meye çalışacağız. Bir dığen de genç si- nemacılara olanak tanımak. Dönüşümlü olarak salonumuzda her hafta kısa film- ler, animasyon, belgesel hatta reklam fîlmlen göstenyoruz. Sinemanın çokde- ğişik amaçlarla kullantldığı deneysel ya da değışık yapıtlan sunmaya çalışıyoruz. Sinema klasıklerinı Rekın Teksoy soyle- şılerle bırlıkte sunuyor. Genç kuşaklara sinemanın yüzüncü dolayısıyla sunmaya çahtığımız hızmetlenn bir tanesı de bu. Yüzüncü yıla daır bir takım başka pro- jelenmız de \ar... Bunlardan en önemlı- sı TÜRSAK Smema Ajandası. 1995'te bunun ılkını hazırlamay lı umuyoruz. Ma- li kaynaklannı oluşturabılırsek bunu ılk olarak 19% ıçın çıkanp. 1995 yılında sa- tışa çıkarmayı hedeflıyoruz. -1995 yılında TÜYÂP tstanbul Kitap Fuan'nın ana teması 'sinema' olacak. Fuar için de özel planlannız var mı? Geçen yılkı fuara müte\azı bir stand ıle katılmıştık. Ama bu yıl özellıkle konu si- nema olduğu ıçın hem koiıulanmızı art- tırmayı ve fuara daha çesjith, etkıli ve renkli katılmayı düşünüyoruz. Örneğın hem ajanda. hem yıllığı oluşturmayı. bir de olabılırse sinema konusunda özellık- le gençlere televızyon dışındaki sinema kültürünü bıraz daha yakın kılmayı amaçlay an bir dızi ürünle seslenmey ı he- defliyoruz. - Sinemanın yüzüncü yılı ne yaak ki Onat Kutlar'ın kaybıyla çakıştı... Başarabılırsek ÎL'YAP Kıtap Fu- an'nda, Onat Kutlar'ı anmak ıstıyoruz Onun anısını yaşatmak üzere birkısa film yanşması düzenlemeyı ve bunu gelenek- sel hale getırmeyı hedeflıyoruz. Özellık- le genç sınemacılara daha çok fırsat ta- nınması gerektığıne manıyonız. Kısa fılm tek başına varolmayı hakeden. üste- lik de bunu tıcan alana çıkmadan çok ta- ze. kendı dılıyle yapmaya çalışan, kendı başına bir ıştır Ö anlamda bir katkımız olabılırse ben hem \akıf adına hem ken- di adıma mutluluk duyacağım - Kültür Bakanlığı bünyesinde başla- 1991 yılında kurulan TÜRSAK, si- nemayı ve görseHşitsel kültûrü tanıt- mayı hedefliyor. tılan. uluslararası platformayönelikça- lışmalar sonuç verdi mi? Yurtdışında gösterilecek filmler saptandı mı? Fılmlenn saptanması oldukça tartış- malı oldu. Sanırım uluslararası platform- da da bazı sorunlar var kı şu anda bize resmı bir yazı gelmedı, gaynresmı olarak da öğrenemedik. Toplantılar boyunca koy duğumuz çabalar nereye vardı bilemı- yoruz. henüz sonuç yok. - Geçen yıl ilkini > ayımladığınız TÜR- SAK Sinema Yıllığı'nı bu yıl kim hazır- lıyor? Ne zaman yayımlanacak? Yıllık şubat başında baskıya gırecek. Istanbul Fılm Festıvairne. yanı sinema konusundakı duyarlılığın en yaygın oldu- ğu ve tstanbul'da heyecanın yaşandığı döneme yetıştırmeyı amaçlıyoruz. Yıl başından itıbaren Ayşe Teksoy yıl- lığın sorumluluğu üstlendı. Rekın ve Ây- şe Teksoy bir anlamda bu çahşmayı be- raber yürüttüler - Geçen yü hazırladığınız yıllık önem- li bir işlevi yerine getirdi. Ancak olum- suz eleştiriler de aldı. Bu yıl daha fark- lı bir uygulama getiriyor musunuz? Bız geçen yıl. yıllığı kendı bünyemız dışında çözmeye çalıştık. Tabii. politıka- smı yayın kurulu belirledı. Ancak hem bı- zim iç yapılanmamız hem mekan olanak- lanmız, altyapımız bunukendı bünyemız içinde çözmemıze olanak tanımıyordu. Pek çok sorun da oradan kaynaklandı. Belkı bu yıl da sorunlar çıkacak ama ge- çen yıl bızı üzen sorunlar, aksaklıklar ve bazı soru ışaretlerı sanırım daha az ola- cak. Herhalde bu yıl daha iyı çıkacak. Geçen yıl da olumsuzluklann yanısıra olumlu tepkıler de aldık. Hatta bazılan 'Hiç degilse eleştirecek bir şey çıkü' di- ye sevındıklennı söyledı - Yakıf olarak yapımını üstlenmeyi planladığınız bir film projesi var mı? Hem severek yaptığımız, hem de yap- mamız gereken ışlerden bın de fılm üre- tımı. Vakıf olarak çok hoş bır fılm projemız var. Biz 1992'de Kültür Bakanlığı Sine- ma Başan Ödüllen Töreni'nı sinema va- purunda gerçekieştirmıştık. Bızi o tören- de üzen olaylan bütün trajik ve komik boyutlanyla bir senaryo haline getırdik ve Kültür Bakanlığf ndan bunun ıçın bır kredı sagladık. Eğer fılm bütçesinın ta- mamını oluşturabilırsek, birortak yapım olarak bu fılmı gerçekleştıımek ıstiyo- ruz. Başarabılırsek, sanınm önümuzde- kı yıl içinde filmın yapım işiyle uğraşa- cağız. - Helsinki Yurttaşlar Derneği ile or- taklaşa gerçekleştirmeji planladığınız proje hangi aşamada? Bu proje sonuçlandı. Bu da bir anlam- da ılk proje. Helsinki Yurttaşlar Deme- gi'nın "Yurttaşlık HaklarT konulu çok hoş. bu haklankamuoyuna maltmeyı amaçlayın bir kitabı vardı.^u kitabın da- ha başka araçlarla. görsel- ışıtsel alanda da olmak üzere daha geniş bır çevreye maletmeyı hedeflemışler. O amaçla bizı buldular. Biz de bu işi nasıl kotarabılıriz dıye düşündüğümüzde, o kitabın da bıze verdığı ıpucuyla- orada bır anlamda da görselleştınlmiştı bu mesajlar- yola çık- tık. Görsel- işitsel alanda bu mesajlan nasıl kullanabilirız dıye düşünürken özel- likle çızerlere gitmeyı düşündük. Ama tek bır çizere değıl, aynı kaygılan bırden fazla yöntemle anlatabılecek değişik çi- zerlere başvurduk Behiç Ak, Latif De- mirci. Emre Senan, Nimet Yardımcı. Ateş Benice, Ali Murat Erkorkmaz ve Tan Oral bıraraya geldıler. Ortak bır te- ma saptadık. Bu tema en basıt şekılde özetlersek "Birlikte yaşamak hoş bir şeydir, bütün farklılıklanmıza rağmen. Ve hatta farklılıklanmız sayesinde." Bu temayı yedı çızer yedı değışık bıçimde yorumladılar. O çızgı fılmleri biraraya getirdik. Bunlar hem televızyon prog- ramlannda bır paket olarak tanıtılacak hem de kamu yaran spotu olarak yayım- lanacak. Sanınm bu tür kollektıf ışlen farklı bır tema ve farklı bir yaklaşımla gerçekleştırmek ıçın de bı£e hoş bir kılıt proje oluşturdu. önümüzdeki yıl mart ayı içinde bır medya sempozyumu yapmayı planlıyoruz. "Seni seviyorum" demenin ince bir yoludur hediye... En sıcak duygudur sevgi... Sevgisiz kalmaksa, yaşanmaması gereken anlamsız bir boşluk, bir hiçlik. Renklerin farkedilmesinde, sesin algılanmasında, yaşamın anlam kazanmasındo sevgi alır en büyük rolü. Alışıimadık bir oyun başlar sevgiyle, sufle verir sevgililer birbirlerine "Seni Seviyorum" diye. 1995 Sevgililer Günü'nü kutlar, sevgi dolu bir yıl dileriz. Daima Mükemmeli Sunar. 1 • ATtiUMNO 629 KISlMAIAKOY/lSTTEt 10212) 559 96 94 560 20 21 560 71 49 • AKMERKEZ NO 120 ETUEK/lSTm (0212| 282 02 47 |4 HAT) • »AMÇtJtHİ* TİC. MIIIC KAT 1 NO 78 8AHCEŞEH» ISTTEL 102121669 1347I3HAT) YAZIODASI SELİM İLERİ Feniha Tevfik Hanım Türkiye'nin ilk güzellik kraliçesı Feriha Tevfik Hanım'ı, on yıl önce, tam bugünlerde tanıdım; yalnız bir kez görü- şebildik. Şubat sonunda karlı bir akşam üzeriydi. Milli- yet'ten arkadaşım Yalçın Çınar'la röportaj için grtmiştik. Çocukluğumun geçtiği Cihangir, ilkokulum, yıllar ve her şey, daha Feriha Tevfik Hanım'ın oturduğu apartmanı bul- madan kalbimi burkmuştu. Yalçın'a belli etmek istemiyor- dum, ama artık soğuktan mı neden bilmem, gözlerim ya- şarıyordu. Cihangir'in pek eski bir 'apartman 'ında Feriha Tevfik'i bembeyaz saçlan, açık yeşil gözleri, dinç haliyle gördüm. Nereden, niçin geldiğimizi bir türlü anlatamıyorduk. Gali- ba PTT telefonunu kesmişti, galiba bu konuda bir yardı- mımız dokunabilir sanıyordu. Bizse eski güzellik kraliçe- leriyle ilintili bir röportaj dizisi peşindeydik. Sonra bize acı- dı, içerıye aldı. Sofada kocaman, filizi bir çini soba gürül gürül yanıyor- du. Abanoz bir dolap, geçmiş günlere meydan okumuş- tu. Siyah abanoz, fildişinden bezeklerte donanmıştı. Yal- dızlı ayna, yaldızlı ayna altı masası, bronz heykeller, pem- be ve mavi billurdan şamdanlar, mineli saat bu geniş so- faya 1930'lardan bir akşamı yadigâr bırakmıştı. Çini soba üstündeki bakırtastan buğuseptil tütüyordu. Yaşlılık duy- gusunu veren bır tek buğuseptildi. Zaten Feriha Tevfik Hanım geçen zaman ve yaş konu- sunda çok duyarlıydı. Yıllar önce çekilmiş gençlik fotoğ- raflanna bizimle birlikte uzun uzun bakıyor; "Çok değil, bu fotoğrafım, on, bilemediniz on beş yıl önce alınmıştır. Evet, evet on sene evvel..." diyordu. Geçmiş zaman ara- ya girince birden sözcükler eskiyordu. Olağanüstü güzel göründüğü fotoğraflan vardı. Kimile- yin Jean Hariovv'u çağrıştınyor, kimileyin Lana Turner'ı. Hayli solmuş, hepsi romantık pozlu bu fotoğraflar öyle sa- nıyorum ki gönlünü incitiyordu. Bütün hayat hıkâyesınde yarım kalmış başanlar söz ko- nusuydu. Kadıköyü'nün o köşklü, bahçeli günlerinde 'Züh- tü Paşa'nın kızı Saffet Hanımefendi' evlerine gelıp gitmiş, Feriha Tevfik için, "Bu kız beaute oluyor" demişti. Güzel- lik kralıçeliğine ilk adım da Saffet Hanımefendi'nin ısra- nylaatılmıştı. Ama Amerika'daki yanşmanın sonu hüsran- dı. Saffet Hanımefendı'yse 'birkaç sene önce yüz küsur yaşındayken' ölmüştü. Amerika yolculuğu uzun ve yorucuydu. Transatlantikte tehlikeli anlaryaşanmıştı. Içki yasağına rağmen herkes su gibi içki içiyordu. Ispanya elçisi, Feriha Tevfik'in aılesıne, "Bir an önce dönün!" demişti. Oysa Feriha Tevfik Hanım Hollyvvood'a gitmek, sinema artisti olmak ıstiyordu. Rudolph Valentino'yu, Vılma Ban- ke'ı unutamamıştı. Bu adlardan ikincisini tanımadığımı söyleyince, "Büyük sanatkâr, aktris..." diyordu. Hollyvvo- od'a gidememişti. Konservatuvara devam etmiş; Fran- sa'dan bir film önerisi almıştı. III. Selim'in hayatına ılişkin yapımda bir sultanı oynayacaktı. O da gerçekleşmemişti. Ama Fransa'dan gönderılmiş mektuplar hâlâ duruyordu. Mektupları arayıp tarayıp bize göstermek ister gibiydi. O ara sultanın adım da hatıriamıştı: "Fatma Sultan, ///. Se- lim'inbirtrajedisi..." Şehir Tiyatrosu'nda sahneye çıkmış, müzikallerde oy- namış, yerli filmlerde 'jeune fille' olmuş, araya evlilikler girmişti. Evliliklennin bir tek sonuncusunda mutlu olmuş. O da çok kısa sürmüş. Geçmiş günlerden kalma bir görgüyü yansıtıyordu. Ar- mudi şekeriiğinden şeker sunmuş; kendi sigaramı içme- me izin vermemiş, gümüş bir kutuda duran sigaralardan içmemi istemişti. Çaylanmızı ince gümüş kaşıklaria kanş- tırmıştık. Bir ara iki kanatlı kapıyı açmış, bizi misafir oda- sına almıştı. Buz gibi odada koltuklar beyaz örtülerie ör- tülüydü. Duvardalstanbul görünümleri asılıydı, suluboya ve canlı renkleri şimdi ölgün. Sehpada duran büyük çiçek sepeti kahverengi kristaldi ve dörtbir yanından üzüm sal- kımları, eflatun menekşeler, yosun yeşili asma yapraklan fışkırıyordu. Bazı günler unutulamaz. öyle bir gündü. Hava iyice ka- rarmış, kar tekrar yağmaya başlamıştı. Eski Cihangir apart- manında gönül ıssızlığı büsbütün hissedilir olmuştu. Yal- çın, fotoğraf çektırme konusunda Feriha Tevfik Hanım'ı bir türlü ikna edemiyordu. Eski güzellik kraliçesi, "Geçm/şte- ki gibi hatırlanmayı tercih ederim" diyordu. Bu sözünü yazmıştım. Yayımlandıktan birkaç gün son- ra Feriha Tevfik Hanım'dan bir mektup aldım. Açıkça dile getirmemekle birlikte, fotoğraf olayma çok kınlmıştı. öyle demek istemediğını, geçip gitmiş zamanı kabullendiğini, güzelliğini çoktan yitirmiş 'ihtiyar bir kadın' olduğunu ya- zıyordu. 'Bunuböylecebilmemı'istiyordu. Mektupta, ya- rım kalmış bir hayatın iç sızısı uzayıp gidiyordu. Yıllar geçti. O zaman da geçip gitmiş yıllar, sönen gü- zellikler kalbimi yorardı. Karlı kış akşamını, billur sepeti, mi- neli saatin tik takını, şimdi hasretle anıyorum. Eski güzel- lik kraliçelerinin hayatımızdan olanca güzellikleriyle çekip gittiklerinı düşünüyorum. Ünlü aktöp David VVayne öldü • LOS ANGELES (AA) - Tıyatro, sinema ve televizyon dünyasının tanınmış isimlerinden David Wayne, geçen hafta, 81 yaşında akciğer kanserinden öldü. tkinci Dünya Savaşı'ndan önce Ohio eyaletinin Cleveland kentinde tiyatro yaşamına başlayan Wayne. daha sonra Broadway'e geçti. "Finian's Raınbow" adlı oyundaki rolüyle 1947 yılında Tony ödülünü alan Wayne, bu ödülü yedi yıl sonra "Teahouse of the August Moon" adlı oyunda canlandırdığı Japon rolüyle ikinci kez almıştı. VVayne, sinema dalında 1948'de Henry Fonda ile oynadığı "Mr. Roberts" sayesınde tanındı. Televizyon dizilerinde de rol alan Wayne, Dallas dizisindeki \Villard Barnes ve Batman dizisindeki Mad Hatter rolleriyle tanınıyordu. Şizoffrengi dergisi 'K-ek' veriyor • Kültür Servisi - Dördüncü yılına giren Şizofrengi dergisinin şubat sayısı çıktı. Bu sayısında 24 sayfalık K-ek veren dergide, Kendini ve haddini bilmek, futbolda beraberlik, saklı gerçekler, sokak ödevlen, otobüsteki insan davranışlan, Tolstoy'un hayatla ilgili düşünceleri, Müjde Ar'dan bir öykü, okumadan kitap eleştirileri, Dıyarbakır'da bir evde kahve içmenin dayanılmaz garipliği, Pirosmani, Borsa'daki canlı türleri, New York'ta meçhul bir Türk yönetmeni, köşe yazarlan rehberi, biz ve onlann beyin hasan, televizyon araştırmalan gibi yazılar yer ahyor. İFSAK yanşmalan sonuçlandı • Kültür Servisi - Şubat ayında lFSAK'ta yapılan yanşmalarda. saydam dalında Sibel Tuncen binnciliği, Esin Üçler ıkınciliği, Nevzat Çetin üçüncülüğü aldı. Emtne Ünal'ın siyah/'beyaz baskı dalında binnciliği ve üçüncülüğü kazandjğı yanşmada, Esin Üçler ikinciliğe laytk görüldü. 'Detay' dergisinin yeni sayısı çıktı • Kültür Servisi - "Detay" dergisinin şubat'mart sayısı çıktı. Dergide Tanseli Pohkar. Jale Sinar, Latife Sevgi, Muzaffer Uyguner, Tansu Bele, Mesude Honsari Gülcüoğlu, Yılmaz Çongar ve Ulus Fatih Demirci'nın yazılannın yanısıra Aslı Durak. Kemalettin K.oç, Erdal Öktem, Uysal Serçe, Mehmet R. Su, Tayfun Tunç, Jale Sinar, Şeyhülislam Yahya Efendı, Mabeyinci Pavlos, Sappho. Nigar Hanım, Süleyman Peygamber ve Erdoğan Tanaltay'ın şiirleri yer alıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle