28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30 ARALJK 1995 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 Seymdirici ve ını ııtl dohı bîr yıl TURGAYFtŞEKÇt Son yıllarda şiir adına umutsuzluga kapılanlar için 1995"te yayımlanan şiir kitaplan nıtelikçe ve nicelikçe hertürden umutsuzlugu yenecek denli güçlü bir toplam oluşturuyor. Böylesi bir şiir ve- rimi karşısında sevinç duymamak elde degil. Bu yıl içinde çeşitli yazar örgütlenn- ce 80. doğum yıldönümü kutlanan Me- lih Cevdet Anday'ın "Yirminci yüzyrfı yaşadım" dizesıyle başlayan son kitabı "Yağmurun Altında" (Adam Yayınlan), yirminci yüzyıl şiirimizin bu böyûk us- tasının, sanki yüzyıhıruzı şiirle araştırma serûveni olarak okurlann karşısına çık- h. Yaşadığı yıllarda şair olarak ortada kendini pek göstermeyen, ancak şiirçev- relerinde hep önem verilen bir şair olan Sabri AJtınel f 1925 - 1985), sanki bu al- çakgönüllülüğünü ölümünden sonra da sürdürmek istermiş gibi. son kitabı, ölü- münden ancak on yıl sonra yayımlana- bildi: "Kentin Küçük SokağT (Adam Yayınlan). Bu kitabında ilk kez yayım- lanan şiirlerinde de Sabri Altınel'in çağ- daş şiirimizin ne denli önemli bir şairiol- dugu bir kez daha görülüyor. 40"lı ve 50'li yıllann şairleri içinde önemli bir yere sahip olan Salah BirseL sonraki yıllarda yazınsal uğraşısının pu- sulasını düzyazıya döndürünce, şiirden epey uzaklaşmıştt. Bu yıl. sanki şiirle olan özlemini giderircesine üç yeni şıir kitabı birden yayımladı: "Rumba da Rumba" (Adam Yayınlan). "YaşamaSe- vinci" (Adam Yayınlan). "Ince Donan- ma"(Korsan Yayıncılık). Günümüzün en sevilen şairlerinden Can YüceL bu yıl yayımlanan "M âaile" (Papirüs Yayınlan) adlı son ştirkitabınm sayfalannı e$i Güler Yücel ve kızı Su Yücetile paylaştı. Ustalaştıkça ustalığa sıgınan şairler- den degil Gühen AJun; kendi şiirdünya- sına bu denli dış dünyayı sokabilen bir şair bulmak güç günümüzde. Hem ken- dine özgü, sıcak bir şiiriniz olsun hem de bukişisel. usul sesli şiir. dış dünyanın bü- tün gürültüsünü içinde taşısın. tşte Gül- ten Akın. bu ulaşılması son derece güç ustalığının son ürünlerini. bu yıl yayım- lanan yeni kitabında okurlara sunuyor: "Sonra tşte Yaşlandun" (Yapı Kredı Ya- yınlan). Kemal Özer. 1978'den bu yana tasar- ladıgı "Oğullan ÖMürükn Analar" ad- lı bütünlüklü şıir kitabını kendi yayıne- vi olan Yordam Yayıncılık'ta bu yıl ya- yımladı. "Sahne ŞHrleri" altbaşlıgını ta- şıyan kitaptaki şiirlerden sahneleme amacıyla da yararlanılabilir. Hayatımda Erdal Alova kadar yalnız- ca şiir düşünen bir başka$airtammadım. Bu kadar çok şiir düşünen bir insanın neden bu denli az şiiryayımladığı soru- labilır belkı. Bunun yanıtı, şiirine verdi- ği önem ve emek sanınm. 1990'da ya- yVBJHCB/DET «MDW va0mannı altmda Resimter. RASN yımladıgı **Giz Dökümü"nden beş yıl sonra yayımlanan yeni şiir kitabı "Bitik Kent"i (Adam Yayınlan) okuyanlar. bu şiirlerüzerindeki emek ve işciliği hemen aynmsayacaklar. Erdal Alova denli birbaşka ilginç şa- ir de Banş Pirhasan.Az şiir yazmasına karşın, yazdıklan her zaman ilgi çeken bir şair. Bunun nedenı. belki her yazdı- ğında kendi sesini öne çıkarması, attığın- da "boş'"a atmayan bir nişancı olması önem taşıyor. Belki çok sayıda şıiri yok. ama çok güzel şiirleri var. Şiir okurlanna on yılda bir merhaba dese de bu mer- haba. "gercek" ve "şiir" ("Babam Benden Hiçbir Şey Anlamıyor". Yapı Kredi Yayınlan). Bu yüz- den merhabası hiç hava- da kalmıyor. Enis Barur. bence "Grı Divan" (1991) ve "Perişey"(1992) ile şı- ırinde ulaştığı zirvede. yayıncılık alanında yogunlaşan çalışma- lan nedeniyle bir dinlenme döncmi ge- çiriyor. Bu yıl yayımlanan iki şiir kita- bıyfa ("Taşrada Öliim Dirim Hazırhkla- n", Oglak Yayınlan: "Darb ve MeseT. Altıkırkbeş Yayın) şiirden uzakiaşmadı- gını gösterdı. MehmetTaner de az yazan şairlerden. Enson 1981 TürkDil KurumuŞiirÖdü- lü'nü kazanan "Bir Denizin Çekildiği Bü- Erdal Alova yıllarda şiir adına umutsuzluğa kapılanlar için 1995'te yayımlanan şiir kitaplan nitelikçe ve nicelikçe her türden umutsuzluğu yenecek denli güçlü bir toplam oluşturuyor. Böylesi bir şiir verimi karşısında sevinç duymamak elde defiil. tün Kryılar" adlı kitabını anımsıyorduk. Buyıl (tamon beş yıl sonra) "Dip" (Gi- bi Yayınlan) adlı yeni şiir kitabını ya- yımladı. Hidayet Karakuş. "Ateş Mekrupla- n"nda (Bilgi Yayınevı), 2 Temmuz 1993'ten sonra yazdığı şiirlerini birara- ya topladı. Ahmet Ada. "Taş Plak GazeHeri" (Broy Yayınlan) ile şiirine farklı bir aşı yapmayı denedi. Hüseyin Yurttaşda. bu yıl ye- ni şıir kitabı "SevgjdenÖtesiCe- hennem"i (Bilgı Yayınevi) ya- yımladı. Abdülkadir Budak yıllardır sürdürdüğü ince duyarlıklı şiir- lerinebuyıl biryenisiniekledi: "YanlışAnka Destanı" (Era Ya- yıncılık). Müslim Çetik. şiirini. ilk şiir- lerindeki çızgisinden bir hayli uzaga taşıdığı şon kitabı ile ( a HayriyeYhİkÜlke".Cem Ya- yınevi) okurlannı yeni duyar- İıklara götürdü. HaydarErgülen, "Eskiden Terzi"(Şi- ir Atı Yayınlan) ile şiir işçiligindeki us- talıgını bir kez daha kanıtladı. Oktay Rifat ve Sabahattin kudret Ak- salşıırlerinınçızgisındekı şiırlerıyleılgi çeken bir şair olan Turgay Kantürk. bu yıl ikincı şiir kitabı "Siyah Eşva"yı ya- yımladı (Telos Yayınlan). Ali Askcr Banıt. ilk kitabı "Rüzgârla Dolu" ile girdigi bu yolu. bu yıl yayım- ÜÜ lanan "Yağmurlu Leylak" (Adam Yayın- lan ) ile sürdürdü. OsmanHakanA.ntn 1995'inilkayın- dayayımlanan "GülOdası"( Şıir Atı Ya- yınlan) adlı kitabı, bu yılın Behçet Ne- catigil Ödülü'nü kazandı. Sami Bavdar, içe kapalı sürdürdügü şiir ugraşında bu yıl yeni bir kitapla okur- lanna merhaba dedi: "Dünya Bana Ay- nısını Anlatacak"(Korsan Yayıncılık). AJtayÖktem,şiiri sokaklardadolaştır- maya çalışan yaramaz şairlerden. Buyıl yayım- lanan dördüncü şiir kita- bı. 1995 Orhon Murat Anburnu Ödülü'nü ka- zanan "Çamur Şiir" (Cem Yayınlan) ilede şı- irini çamura sokup çı- karmayı deniyor. Bu yıl yayımlanan şı- ir kitaplanndan kimilerı bence. şiirin. şıırçevrele- rinin uzagında da olgun düzeylerde yazılabildı- Arifdamar gini göstermesiy le ıl- ginçtı. FerruhTunç'un "Şehrin Eski Ybl- cusu"(Ümit Yayıncılık) ve Yeşim Sal- manın "Birdenbire"sindcki (Adam Ya- yınlan ) şıirler. şairlerinin ilk yapıtlan ol- malanna karşın bu tav rın başanlı örnek- leri olarak dikkat çektiler. HakanSavlubuyıl ilk kitabını yayım- layan şairler arasında. şaşırtıcı çıkışıyla özel bir önem taşıyor. Daha yayımlan- niadan iki ödül kazanan "UnutulmuşÇo- 1995'TE BAZI ETKİNLİKLER 995'TE BAZI ETKİNLİKLER - Oguz ve Tekin Aral. Hürriyet gazetesmde karikarür çizmeye başladı. - Asaf Koçak Karikatür Yanşması düzenlendı ve sonuçlan albüm olarak yayımlandı. - Ali ühi Erso>, 50. Sanat Yılını kutladı. - Bedri Koraman, 1994ün son günlerinde yayımlanan albümü Siyaset Arenası'nı satışa sundu. -Güldiken'ın 1994'te yayımladıgı "Turhan Selçuk ÖzeJ Say»rnın genışletilmiş biçimi "TheW»rtdof Turhan Selçuk" adıyla lris Yayıncılık tarafından yayımlandı. - Turhan Sdçuk'un İnsan Haklan karikatür albümü. Kültür Bakanlığı tarafından, lris Yayıncılık'ın prodüksiyonu ve Turgut Çmker'in edıtörlüğünde yayımlandı. - Kamil Masaracı'nın kıtap üzerine kankatürlen albümleştırildi. - Salih Memecan'ın Sizinkiler ve Bizim Stye albümlen yayımlandı. - Leman Yayınlan arasından birçok genç çizerin albümü yayımlandı. - Hasan Aycın'ın kankatür albümü ve yapıtlan üzerine bir ınceleme yayımlandı.- Mızah kültürü dergisi GüMiken yayın yaşamını 6. 7. 8. sayılanyla sürdürdü. - ĞüMiken. 7. sa> ısında ilk Tiirk kadın karikatürcüsü Seima Emiroğlu'na kapsamlı bir dosya hazırladı - Turgut Çeviker'in hazırladıgı "Karikatürlerle Gecmişten Bugünc Istanbul" adlı sergi Pimapen Sanat Galeresindeaçıldı. - TRT2 de Yüdırım Eskicînın yönetmeniiğinı yaptıgı "Mizah Yolculan"adlı belgeseli Oğuz Aral sundu ve Turhan Selçuk. Bedri Koraman, Semih Balcıoğlu. Tekin Aral. Ferruh Doğan gıbı karıkatiircüler konuk oldu. - Turgut Çeviker'in hazırladıgı 7x 10 cm boyutianndaki Carigrahpia adlı karikatür antolojisi Kültür Bakanlıgı'nca basılıp Frankfurt Kitap Fuan'nda promosyon olarak kullanıldı. - Gürbiiz Doğan Ekşioğlu'nun yapıtlan ABD'de kapak olmavı sürdürdü. - Inin Mandelın Mozotros Ailesi yayımlandı. - Semih Foroy. karikatür yaşamının 20. yılını Ankara'da bir sergıyle kutladı. TURGUT ÇEVİKER 1990'larda drgırve Fırtdergilerinden son büyük kopuş gerçekleşmış ve Hıbır doğmuştu. Daha önceki kopuşla dogan Limon veondan aynlanlann oluşturduğu Deli, Gırgır'da dogup büyümüş olan genç mızahçı kadroları. uç noktalara sünîkle- miş ve -Gırgır'a göre- yeni bir söylem yaratma olanagı bula- bilmişlerdı. Gırgır ve Fırt. bünyesinden aynlan bu son elemanlanyla kanı emılmiş bir yaratığa dö- nüşmüş, bu nedenle de Gırgır- Hıbır arasında -basınm da çok ilgilendıgı- sert polemıkler gerçekleşmişti. Gırgır ve Fırt, bu kan kaybını telafi etmenin yollannı ararken. en büyük darbe gelıyor ve Ofuz-Tekin Aral, Gırgır-Fırt yönetiminden uzaklaştmlıyordu. Kısa bir süre içinde Aral kardeşler, ye- ni dergılen Avni ile Dıgıl'ı kurarak Gırgır takımadalarına yenilennı ekliyordu. Bu noktada, Gırgır-Fırt sahip ve yöneticisi ErtuğnılAkbav ile Aral'lararasında ma- nevi ve hukuki bir savaş başlıyordu. Gı- derek ortalık duruldu. Her ada, kendi ka- 1995te Türk karikatürü Ali Ulvi Ersoy rasulannda yaşamayı sürdüredurdu. Sü- reç amip gıbi bölüne bölüne bugünlere ulaştı. Hıbırgrubundan Hasan Kaçan'ın önce hidayete erdigı. bir sö> lenti olarak yay ıldr. sonra medyav a yansıdı bu durum ve Hasan Kaçan. yeni kımligi- nı yansıtmayı denedıği Ustu- ra'yla "takım"a yeni bir "ada" daha ekledı. Şu anda yayımlanmakta olan 8-10 mizah dergisi ilk yo- la çıktıklan coşkuyu çoktan yitirmiş. birçogunun satışı ise çok komık bir hale düşmüştür. Yaptıklan işin "nıhıT kaybol- muş. tekrarın tekranyla adeta bu yaşama katlanma uğraşına dönüşmüştür. Yaşamını sürdü- ren dergiler içinde sıyasal tav- nyla Leman hemen öne çıkıyor ve bu ne- denle de en yüksek satışı o gerçekleştiri- yor. Leman, Deü'yle düzyazı>a dönüş yapmış ve onu boyutlandırmaya çalışmış- tır. Türk karikatürgelenegi, > inegazete ve haber dergilerinde sürüyor. CumhurKct, Millhet, Hürriyet. Sabah,Yeni V üz>il, Za- man, Nokta. Aktüel, .\ksi\on ve Söz gibi yayınlar. bu ortamın geniş mekânını oluş- turuyorlar. Turhan Selçuk. Ali Ulvi Er- soy, Semih Balcıoğlu. Bedri Koraman ve Tan Oral gibi ustalan da ıçeren bu or- tam. Türk karikatürünün de güvencesıni oluşturuyor. On- lara eşlik eden Behiç Ak. Se- mih Porov. Piyale Madra. Kâmil Masaracı, Haslet So- yöz, Kemal Gökhan, Ercan Akvol. Nezih Danyal Salıh Memecan. Birol Çün gıbı da- ha genç kuşagın ustalan da bu güvenceyi beslıyor. Bir başka köşede ise Kari- katürcüler Dernegi ve etkin- hklerı var. Dernek üyesı ve Turhan Sclçuk dernek dışında kalan karıka- türcüler grubu, ulusal ve uluslararası ka- rikatür sergılenne ve yanşmalanna katı- larak varlıklarını sürdüımeye çalışıyor- lar. Bu grubun etkinlikleri, 1980 sonrası giderekgücünü yitirdi. Uluslararası Nas- reddin Hoca Karikatür Yanşması, tam bir kaosa dönüştü; bir yanda Kankatürcüler Derneğı'nin. öte yanda Akşehır'ın düzen- ledıği iki ayn yarışma bu sürecin sefale- tinm resmini oluşturuyordu. Uluslararası Simavi Karikatür Yanşması ise lW5"te sona erdi. ancak el degıştıren Hürriyet gazetesı. bu yan^manın geçmışıne sahip çıkarak kaldığı yerden Uluslararası Hür- nvet Gazetesi Karikatür Yanşması olarak sürdüımeye başladı. Cç ana öbekte toplamaya çalıştığım Türk kankatür ortamı her za- manki rengıni sürdürüyor ben- ce. Burada en güçlü damar -yi- ne- basmda atıyor. Özellıkle de gelenekle ilışkısi olan gazete kankatürlerı. Mızah dergileri. Gırgır'la atılan tohumun hasa- dına devam edıyor. Bugrup gır- diği rutınden yeni bir "çıkış yo- lu"bulabılir mi? Bunun koİay olmadıgı açık. Üstelik "çıkış". ıstegebağlı birşeydedegil! Mı- zah dergıcilığimizde eksik olan. yıllardır düşünmekten ve yınelemekten bıktıgım Gırjpr takımadalannın dışında konakla- yacak, gelenegi sürdüren modem bırder- gidir. Nedense bu "boş"luğu. kankatür- cüler "gökvüzü". dıye ışlerıne çekıyor! Yazık. Bu dergı projesi gerçekleşebilirse Türk rnizahında yeni bir sayfa açılabılir. cukluk EskbJeri" (Bilgi Yayınlan). şi- irin klasik kaynaklanndan yola çıkması- na karşın nasıl taze ve diri olabileceğini göstermesiyle özellıkle şiire yeni başla- yanlara örnek olabilecek olgunlukta bir yapıt. Bunca kitaptan sonra daha başkalan da var mı diyenlere kocaman bir "EVET"*im var. işte kocaman "EVET"in içindekiler: "Şarkılar Kitabı' 1 . Metin Cengiz, Pa- pirüs Yayınlan; "Uzak ve Eski". Salih Bolat^ra Yayıncılık; "Ku- ğunun Ölümü". Merih Akoğul. Era Yayıncılık; "Kendi ve Ote- ki", Nilgfin Llstün, Korsan Ya- yınlan; "Yeryüzüne \'uran Te- İaş", Yusuf Alper, Era Yayıncıhk; "Seferi". Salih Ecer, Yapı Kredi Yayınlan; "Romeo ve Romeo". Ahmen Güntan, Yapı Kredi Ya- yınları. • • • 1995 pek çok şairimizin de ye- ni toplu yapıtlannın yayımlan- dığı bir yıl oldu. Behçet Necatt- gil'in "Bûtün Şiirleri". Yapı Kredi Yayın- ları "nca yeni bir düzenle okurlara sunul- du. Arif Damar'ın 70. dogum yılı nede- niyle tüm yapıtlanndan geniş bir seçme "Eski Yağmurian Dinliyonım"adıyla Yapı Kredi Yayınlan'nca yayımlandı. ' Cemal Süreya'nın bütün şiirlerınin toplandıgı "Se\da Sözteri". Yapı Kredi Yayınlan'nca yayımlandı. Güven Turan'ın "Toplu Şiirleri" Yapı Kredı Yayınlannda. Egemen Berköz'ün "Toplu Şiirleri" Oglak Yayınlannda ya- yımlandı. Yıl icındekı şiirtartışmalarını da şıinmizdeki dinamizmi yansıtmasıy- la şiir adına önemli bir kazanç sayıyo- rum. Gerçi şairlerin kişısel alınganlıkla- nndan, tartışmalardaki temel sorunlara sıra gelememış olsa da ortaya üzerinde düşünülmesi gerektigine inandıgim pek çok sorun döküldü. "Anlamlışiîr-anlam- sızşiir","gelenekvemodernlik*,gibi çok eskiden bu yana tartışılagelen konulann yanında. "Türkçeşiir-Türkşiiri","mer- kez-çeMTe" gibi önümüzdeki yıllarda sa- nınm çok tartışılacak kımi konularda ilk kez gündeme gırdi. Tartışmalann odak noktasmdaki şairlerden Mehrmt \aşın'ın tartışma yazılannı "Poeturka" (Adam Yayınlan)adlı kitabında toplamasıylael altında her zaman üzerinde tartışjlabile- cek bir kaynak oluştu. Şiir üstüne düşü- nen ve yazanlann, bu kitapla da hesap- laşmalan cerekecek. • • • " 1995 yılı içinde beni şiir adına en çok rahatsız eden konulardan bın de "şair" imgesinin. okurlar katında giderek bir anlam bozulmasına ugraması oldu. Kim- senin kimseye "Sen şairsin" ya da "De- ğilsin" demeye elbette hakkı yoktur. An- cak şiir okurlannın da "Şair" dendigin- de yalnızca sokaklarda görülenler olma- dığını kavramalau gerek. Burada ülke- mizde şair biyograrılerinin ne denli az ol- dugu ortaya çıkıyor. Oktay Rifat gibi bir şairin esaslı bir biyografisinin şımdiye dek çoktan yazılmış olması gerekmez miydi? Turgut Uvar gibi. Metin Eloğlu gibi örneklerine kolay kolay rastlayama- yacağımrz kişilikleri, bugünün gençleri- ne nasıl anlatacağız? Bu anlatamama so- runu degil midir, Metin Eloglu'nu bu- gün hiçanılmayan birşairkonumuna dü- şüren? Türk edebiyatı bu alandaki bü- yük boşiuğu dolduracak yazarlarını an- yor. • • • Çeviri şiir yayımcıhgı da ülkemizde parlak bir dönem geçiriyor. 1940'larda Milli Egitim Bakanlıgı'nca yayımlanan "Tercüme Derghi"nde atılan tohumlar- la. şiir çevirisinin kimi zaman asıllannı aratmayacak düzeyde güzel ürünlerorta- ya koyabilecegi anlaşıldıgından bu yana, çogu şaırimiz kendini bu zevkten uzak tutamıyor. Son dört yıldır Cevat Ça- pan'ın yönetiminde yalnızca çeviri şıir yayımlayan lyi Şeyler Yayımcılık ile bu yıl Erdal Alova yönetimindeyirmi kitap- lık "Veryüzü Şairleri" dızisini yayımla- yan Kavram Yayınlan, çeviri şiir yayın- cılıgında başı çekiyoriar. • • • 1995. şiir adına umut dolu bir yıl ol- du. Şiir kliplerinden telıf haklanna pek çok sorunu olsa da şiirin bu denli üzerin- de düşünüldüğü. tartışıldıgı bir ülkede yaşamak da başlı başına bir mutluluk de- gil mi? Ya bütün bunlardan uzak yaşıyor olsaydık, yadilimiz şairlerin işligindeiş- lenmemiş. tangurtungurbirdil olsaydı? Dilimiz "sesbayrağı"mız. Bu bayragı da yukarıda tutan. yazarlarımız ve en başta da şairlerimız. DÜŞÜNCEYE SAYGI MEMET FUAT Beştiride Çizim Ümıt Yayıncılık 1980 sonrasının eleştirmenlerin- den Feridun Andaç'ın ikincı kitabı Yazınsal Gerçek- çilığın Boyutlan'n yayımladı. Çok yönlü bir okuma dağarcığıyla yola çıktığı ya- zarkenki çağnşımlarından anlaşılan bu eleştirmenin, dergilerde ayn ayn yayımladıgı yazıları bir araya ge- tiriş biçimi, uzun ıncelemelere, çözümlemelere eği- limli olduğunu gösteriyor. Feridun Andaç eleştirinin temelde bir yazarlık işi, sanatsal tat alınarak okunacak bir yazı ortaya koy- mak, kısacası bir "sanat" olduğunu kabul ediyor, ama bu düzeye yükselme sürecinde yapılanın sanat- lann kurallannı araştırma, ölçütlerını bulma, bu ölçüt- lerin uygulanabilmesi için gerekli yöntemleri biçim- lendirme, elde ettıği temel bilgilere göre yapıtları öl- çüp biçerek değerlendirme olduğunu da unutmuyor. Hatta, bir bakıma, bilimsel eleştıri yöntemlerıneyö- nelişıyle günümüzün eleştirisine daha da yakın bir yerlerde duruyor: Sanatsal tat alınarak okunacak bir yazı yazmak. ya da bir değerlendirme yapmak değil de, araştırmak, çözümlemek, anlamlandırmak, yo- rumlamak amacını güdüyor. Eleştırel deneme dediğimız türe oldukça uzak. Tat- lı, yumuşak, kolay anlaşılır olmayı özlediğini sanmı- yorum. Yöntemli, nesnel bir anlayışla çalışan, ama vardığı sonuçları okur önüne bir söyleşi havasında çıkaran eleştirmenler vardır, onlardan da degil. Örnekse tumcelennde gerekli gereksız kullandığı eğik çizgilerin okur için ne kadar iticı olduğunu se- zemiyor. Anlaşılan, yazdıklanna bu açıdan hiç bak- mamış. Bilindiği gibi eğik çizgi kuflanımı yazına bilimsel söylemden aktarılmıştır. Tıpkı alıntılar, notlar, kaynak- çalar vbgibi... Bilımlerın yöntemlennden yararlandık- larına göre, bunlardan da yararlanmalan çok doğal eleştırmenlerin. Ama gerekliyse... Yazınsal söylem yetersiz kalıyorsa... Kanımca, en yanlış davranış bilimsel yöntemlerden yararlanmayan bir eleştirı yazısını bilimsel söylem kullanarak yazmaktır. Içerık bilimsel değıl, biçim bilimsel!.. Bütünde ya da parçalarda böyle bir duruma düş- mekten korunmak için, yazınsal söyleme içerık bilim- selken de sımsıkı sanlmak gerekir. Bir yerden sonra bilimsel yöntem kendi söyîemını nasıl olsa getire- cektir. Buna karşı koyulamaz. Koyulması da gerek- mez. Sorun bütünde ya da parçalarda bilimsel söylem taklitçiliğine düşmemek. bilimsel söylem bıçımcisi olmamaktır. Yanlış anlaşılmasın, Feridun Andaç'la ilgıli bir sap- tamayapmryorum. Yazınsal söylemi, bilimsel söylem öğeleriyle renklendirmeye kalkan her eleştirmenin düşebıleceği bir durumu belirtmeye çalışıyorum. Şöyle tümceler kuruyor Feridun Andaç: "Öykü Her yazmayı I yazabılmeyı ılke I uğraş edi- nenlerin bu alandaki dummlan I konumlan/ etkinlik- leri... Nelerdir bunlar?" (s. 94) Size nasıl geliyor bilmem, ama ben bu tümcede di- lin doğallığından sıynlıp yapaylaştırıldığı kanısında- yım. Feridun Andaç çizımlere de çok düşkün. Bilimsel söylemde çızımlerın apayrı bir önemı var. Bilginler sozcüklerle, tümcelerle anlatamadıklan şey- leri çizimlerle anlatırlar. Bu onların daha iyı anlaşmak için bulduklan bir yoldur. Söylemlerinın vazgeçilmez bir parçasıdır. Yazı, söz yetmez, çizerler... Ya da bir- kaç harf, bırkaç sayıyla bir eşitlik kurarlar, dünya de- ğişir... Çizimlerin bilginler arasındaki iletişime katkısı çi- zim diline alışkanlıkla doğru orantılıdır. Bılginlerin ko- laylıkla anladığmı çizım diline alışık olmayan sıradan insan anlayamaz. Yazın dünyasında bilimsel eleştirmenler arası bir iletişimin ötesine geçılmek isteniyorsa, ya okurlara çi- zim dili öğretilecek, ya da herkesin anlayabıleceğı çi- zimler çerçevesinde kahnacaktır. Ama uygulanan bi- limsel yöntem bu ikinci duruma izın vermeyebılir. Öyleyse eleştirmenin, daha işın başında, yazacak- larını kimlere okutmak istediğinı kararlaştırması ge- rekir. Çünkü yöntemini de, söylemini de ona göre se- çecektir. Yazınsal Gerçekçiliğın Boyutlan'n okurken Feridun Andaç'ın. tıpkı Berna Moran gibi. önceden belirlen- miş kitap boyu tasarılara yönelik incelemeler yapa- bilecek bir eleştirmen olduğunu düşündüm. Güneş Yanığı' nın galası yapıldı Kültür Servisi- TÜRSAK'ın "Dünya Sinemasından Seçkin Örnekler" gala gecelerine Kültür Bakanı Fikri Sağların da katıldıgı "Güneş Yanığı" filmiyle devam edildi. Nikita Mikhalkov un 1994 Cannes Festivali Jüri Büyük Ödülü ve 1995 En lyi Yabancı Film Oscar'ı sahibı filmının Alkazar Sineması'nda yapılan galasında Saglar, Türk sinemasının çeşitli zamanlarda krize girdiginı ama ölmeyecegıni. sinemanın devletin destegiyle yolunu tekrar bulacagını söyledi. Kültür Bakanlığı'nın sinemayla ilgıli kuruluşlarla birlıkte kutladıgı sinemanın 100. yıhnda TÜRSAK'a teşekkür eden Sağlar, sadece film yapımına değil: eğitim kurumlanna da destek verilmesi gerektigini belırtti. Gecede Fikri Sağlar'a sinemaya katkılanndan dolayı Vecdi Sayar tarafından birarmağan venldi. Güneş Yanıöı: ".^k Kölesi", "Siyah Gözler", "Urga" gibi başanlı çalışmalara imza atmış ünlü Rus yönetmen Mikhalkov 'un Stalin dönemını biraılenin yaşamı çerçevesinde anlattığı son f ilını. Filmde Oleg Menchikov ve tngeborga Dapkounaite ile birlikte yönetmen Nikita Mikhalkov ve Nadia Mikhalkov da rol alıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle