Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
30 ARALJK 1995 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
Seymdirici ve ını ııtl dohı bîr yıl
TURGAYFtŞEKÇt
Son yıllarda şiir adına umutsuzluga
kapılanlar için 1995"te yayımlanan şiir
kitaplan nıtelikçe ve nicelikçe hertürden
umutsuzlugu yenecek denli güçlü bir
toplam oluşturuyor. Böylesi bir şiir ve-
rimi karşısında sevinç duymamak elde
degil.
Bu yıl içinde çeşitli yazar örgütlenn-
ce 80. doğum yıldönümü kutlanan Me-
lih Cevdet Anday'ın "Yirminci yüzyrfı
yaşadım" dizesıyle başlayan son kitabı
"Yağmurun Altında" (Adam Yayınlan),
yirminci yüzyıl şiirimizin bu böyûk us-
tasının, sanki yüzyıhıruzı şiirle araştırma
serûveni olarak okurlann karşısına çık-
h.
Yaşadığı yıllarda şair olarak ortada
kendini pek göstermeyen, ancak şiirçev-
relerinde hep önem verilen bir şair olan
Sabri AJtınel f 1925 - 1985), sanki bu al-
çakgönüllülüğünü ölümünden sonra da
sürdürmek istermiş gibi. son kitabı, ölü-
münden ancak on yıl sonra yayımlana-
bildi: "Kentin Küçük SokağT (Adam
Yayınlan). Bu kitabında ilk kez yayım-
lanan şiirlerinde de Sabri Altınel'in çağ-
daş şiirimizin ne denli önemli bir şairiol-
dugu bir kez daha görülüyor.
40"lı ve 50'li yıllann şairleri içinde
önemli bir yere sahip olan Salah BirseL
sonraki yıllarda yazınsal uğraşısının pu-
sulasını düzyazıya döndürünce, şiirden
epey uzaklaşmıştt. Bu yıl. sanki şiirle
olan özlemini giderircesine üç yeni şıir
kitabı birden yayımladı: "Rumba da
Rumba" (Adam Yayınlan). "YaşamaSe-
vinci" (Adam Yayınlan). "Ince Donan-
ma"(Korsan Yayıncılık).
Günümüzün en sevilen şairlerinden
Can YüceL bu yıl yayımlanan "M âaile"
(Papirüs Yayınlan) adlı son ştirkitabınm
sayfalannı e$i Güler Yücel ve kızı Su
Yücetile paylaştı.
Ustalaştıkça ustalığa sıgınan şairler-
den degil Gühen AJun; kendi şiirdünya-
sına bu denli dış dünyayı sokabilen bir
şair bulmak güç günümüzde. Hem ken-
dine özgü, sıcak bir şiiriniz olsun hem de
bukişisel. usul sesli şiir. dış dünyanın bü-
tün gürültüsünü içinde taşısın. tşte Gül-
ten Akın. bu ulaşılması son derece güç
ustalığının son ürünlerini. bu yıl yayım-
lanan yeni kitabında okurlara sunuyor:
"Sonra tşte Yaşlandun" (Yapı Kredı Ya-
yınlan).
Kemal Özer. 1978'den bu yana tasar-
ladıgı "Oğullan ÖMürükn Analar" ad-
lı bütünlüklü şıir kitabını kendi yayıne-
vi olan Yordam Yayıncılık'ta bu yıl ya-
yımladı. "Sahne ŞHrleri" altbaşlıgını ta-
şıyan kitaptaki şiirlerden sahneleme
amacıyla da yararlanılabilir.
Hayatımda Erdal Alova kadar yalnız-
ca şiir düşünen bir başka$airtammadım.
Bu kadar çok şiir düşünen bir insanın
neden bu denli az şiiryayımladığı soru-
labilır belkı. Bunun yanıtı, şiirine verdi-
ği önem ve emek sanınm. 1990'da ya-
yVBJHCB/DET
«MDW
va0mannı altmda
Resimter. RASN
yımladıgı **Giz Dökümü"nden beş yıl
sonra yayımlanan yeni şiir kitabı "Bitik
Kent"i (Adam Yayınlan) okuyanlar. bu
şiirlerüzerindeki emek ve işciliği hemen
aynmsayacaklar.
Erdal Alova denli birbaşka ilginç şa-
ir de Banş Pirhasan.Az şiir yazmasına
karşın, yazdıklan her zaman ilgi çeken
bir şair. Bunun nedenı. belki her yazdı-
ğında kendi sesini öne çıkarması, attığın-
da "boş'"a atmayan bir nişancı olması
önem taşıyor. Belki çok
sayıda şıiri yok. ama çok
güzel şiirleri var. Şiir
okurlanna on yılda bir
merhaba dese de bu mer-
haba. "gercek" ve "şiir"
("Babam Benden Hiçbir
Şey Anlamıyor". Yapı
Kredi Yayınlan). Bu yüz-
den merhabası hiç hava-
da kalmıyor.
Enis Barur. bence
"Grı Divan" (1991) ve
"Perişey"(1992) ile şı-
ırinde ulaştığı zirvede.
yayıncılık alanında yogunlaşan çalışma-
lan nedeniyle bir dinlenme döncmi ge-
çiriyor. Bu yıl yayımlanan iki şiir kita-
bıyfa ("Taşrada Öliim Dirim Hazırhkla-
n", Oglak Yayınlan: "Darb ve MeseT.
Altıkırkbeş Yayın) şiirden uzakiaşmadı-
gını gösterdı.
MehmetTaner de az yazan şairlerden.
Enson 1981 TürkDil KurumuŞiirÖdü-
lü'nü kazanan "Bir Denizin Çekildiği Bü-
Erdal Alova
yıllarda şiir adına
umutsuzluğa kapılanlar
için 1995'te yayımlanan
şiir kitaplan nitelikçe ve
nicelikçe her türden
umutsuzluğu yenecek
denli güçlü bir toplam
oluşturuyor. Böylesi bir
şiir verimi karşısında
sevinç duymamak elde
defiil.
tün Kryılar" adlı kitabını anımsıyorduk.
Buyıl (tamon beş yıl sonra) "Dip" (Gi-
bi Yayınlan) adlı yeni şiir kitabını ya-
yımladı.
Hidayet Karakuş. "Ateş Mekrupla-
n"nda (Bilgi Yayınevı), 2 Temmuz
1993'ten sonra yazdığı şiirlerini birara-
ya topladı.
Ahmet Ada. "Taş Plak GazeHeri"
(Broy Yayınlan) ile şiirine farklı bir aşı
yapmayı denedi.
Hüseyin Yurttaşda. bu yıl ye-
ni şıir kitabı "SevgjdenÖtesiCe-
hennem"i (Bilgı Yayınevi) ya-
yımladı.
Abdülkadir Budak yıllardır
sürdürdüğü ince duyarlıklı şiir-
lerinebuyıl biryenisiniekledi:
"YanlışAnka Destanı" (Era Ya-
yıncılık).
Müslim Çetik. şiirini. ilk şiir-
lerindeki çızgisinden bir hayli
uzaga taşıdığı şon kitabı ile
(
a
HayriyeYhİkÜlke".Cem Ya-
yınevi) okurlannı yeni duyar-
İıklara götürdü.
HaydarErgülen, "Eskiden Terzi"(Şi-
ir Atı Yayınlan) ile şiir işçiligindeki us-
talıgını bir kez daha kanıtladı.
Oktay Rifat ve Sabahattin kudret Ak-
salşıırlerinınçızgisındekı şiırlerıyleılgi
çeken bir şair olan Turgay Kantürk. bu
yıl ikincı şiir kitabı "Siyah Eşva"yı ya-
yımladı (Telos Yayınlan).
Ali Askcr Banıt. ilk kitabı "Rüzgârla
Dolu" ile girdigi bu yolu. bu yıl yayım-
ÜÜ
lanan "Yağmurlu Leylak" (Adam Yayın-
lan ) ile sürdürdü.
OsmanHakanA.ntn 1995'inilkayın-
dayayımlanan "GülOdası"( Şıir Atı Ya-
yınlan) adlı kitabı, bu yılın Behçet Ne-
catigil Ödülü'nü kazandı.
Sami Bavdar, içe kapalı sürdürdügü
şiir ugraşında bu yıl yeni bir kitapla okur-
lanna merhaba dedi: "Dünya Bana Ay-
nısını Anlatacak"(Korsan Yayıncılık).
AJtayÖktem,şiiri sokaklardadolaştır-
maya çalışan yaramaz
şairlerden. Buyıl yayım-
lanan dördüncü şiir kita-
bı. 1995 Orhon Murat
Anburnu Ödülü'nü ka-
zanan "Çamur Şiir"
(Cem Yayınlan) ilede şı-
irini çamura sokup çı-
karmayı deniyor.
Bu yıl yayımlanan şı-
ir kitaplanndan kimilerı
bence. şiirin. şıırçevrele-
rinin uzagında da olgun
düzeylerde yazılabildı- Arifdamar
gini göstermesiy le ıl-
ginçtı. FerruhTunç'un "Şehrin Eski Ybl-
cusu"(Ümit Yayıncılık) ve Yeşim Sal-
manın "Birdenbire"sindcki (Adam Ya-
yınlan ) şıirler. şairlerinin ilk yapıtlan ol-
malanna karşın bu tav rın başanlı örnek-
leri olarak dikkat çektiler.
HakanSavlubuyıl ilk kitabını yayım-
layan şairler arasında. şaşırtıcı çıkışıyla
özel bir önem taşıyor. Daha yayımlan-
niadan iki ödül kazanan "UnutulmuşÇo-
1995'TE BAZI ETKİNLİKLER 995'TE BAZI ETKİNLİKLER
- Oguz ve Tekin Aral. Hürriyet
gazetesmde karikarür çizmeye başladı.
- Asaf Koçak Karikatür Yanşması
düzenlendı ve sonuçlan albüm olarak
yayımlandı.
- Ali ühi Erso>, 50. Sanat Yılını
kutladı.
- Bedri Koraman, 1994ün son
günlerinde yayımlanan albümü Siyaset
Arenası'nı satışa sundu.
-Güldiken'ın 1994'te yayımladıgı
"Turhan Selçuk ÖzeJ Say»rnın
genışletilmiş biçimi "TheW»rtdof
Turhan Selçuk" adıyla lris Yayıncılık
tarafından yayımlandı.
- Turhan Sdçuk'un İnsan Haklan
karikatür albümü. Kültür Bakanlığı
tarafından, lris Yayıncılık'ın
prodüksiyonu ve Turgut Çmker'in
edıtörlüğünde yayımlandı.
- Kamil Masaracı'nın kıtap üzerine
kankatürlen albümleştırildi.
- Salih Memecan'ın Sizinkiler ve Bizim
Stye albümlen yayımlandı.
- Leman Yayınlan arasından birçok
genç çizerin albümü yayımlandı.
- Hasan Aycın'ın kankatür albümü ve
yapıtlan üzerine bir ınceleme
yayımlandı.- Mızah kültürü dergisi
GüMiken yayın yaşamını 6. 7. 8.
sayılanyla sürdürdü.
- ĞüMiken. 7. sa> ısında ilk Tiirk kadın
karikatürcüsü Seima Emiroğlu'na
kapsamlı bir dosya hazırladı
- Turgut Çeviker'in hazırladıgı
"Karikatürlerle Gecmişten Bugünc
Istanbul" adlı sergi Pimapen Sanat
Galeresindeaçıldı.
- TRT2 de Yüdırım Eskicînın
yönetmeniiğinı yaptıgı "Mizah
Yolculan"adlı belgeseli Oğuz Aral
sundu ve Turhan Selçuk. Bedri
Koraman, Semih Balcıoğlu. Tekin Aral.
Ferruh Doğan gıbı karıkatiircüler
konuk oldu.
- Turgut Çeviker'in hazırladıgı 7x 10
cm boyutianndaki Carigrahpia adlı
karikatür antolojisi Kültür
Bakanlıgı'nca basılıp Frankfurt Kitap
Fuan'nda promosyon olarak kullanıldı.
- Gürbiiz Doğan Ekşioğlu'nun yapıtlan
ABD'de kapak olmavı sürdürdü.
- Inin Mandelın Mozotros Ailesi
yayımlandı.
- Semih Foroy. karikatür yaşamının 20.
yılını Ankara'da bir sergıyle kutladı.
TURGUT ÇEVİKER
1990'larda drgırve Fırtdergilerinden
son büyük kopuş gerçekleşmış ve Hıbır
doğmuştu. Daha önceki kopuşla dogan
Limon veondan aynlanlann oluşturduğu
Deli, Gırgır'da dogup büyümüş olan genç
mızahçı kadroları. uç noktalara sünîkle-
miş ve -Gırgır'a göre- yeni bir
söylem yaratma olanagı bula-
bilmişlerdı.
Gırgır ve Fırt. bünyesinden
aynlan bu son elemanlanyla
kanı emılmiş bir yaratığa dö-
nüşmüş, bu nedenle de Gırgır-
Hıbır arasında -basınm da çok
ilgilendıgı- sert polemıkler
gerçekleşmişti. Gırgır ve Fırt,
bu kan kaybını telafi etmenin
yollannı ararken. en büyük
darbe gelıyor ve Ofuz-Tekin
Aral, Gırgır-Fırt yönetiminden
uzaklaştmlıyordu.
Kısa bir süre içinde Aral kardeşler, ye-
ni dergılen Avni ile Dıgıl'ı kurarak Gırgır
takımadalarına yenilennı ekliyordu. Bu
noktada, Gırgır-Fırt sahip ve yöneticisi
ErtuğnılAkbav ile Aral'lararasında ma-
nevi ve hukuki bir savaş başlıyordu. Gı-
derek ortalık duruldu. Her ada, kendi ka-
1995te Türk karikatürü
Ali Ulvi Ersoy
rasulannda yaşamayı sürdüredurdu. Sü-
reç amip gıbi bölüne bölüne bugünlere
ulaştı. Hıbırgrubundan Hasan Kaçan'ın
önce hidayete erdigı. bir sö> lenti olarak
yay ıldr. sonra medyav a yansıdı bu durum
ve Hasan Kaçan. yeni kımligi-
nı yansıtmayı denedıği Ustu-
ra'yla "takım"a yeni bir
"ada" daha ekledı.
Şu anda yayımlanmakta
olan 8-10 mizah dergisi ilk yo-
la çıktıklan coşkuyu çoktan
yitirmiş. birçogunun satışı ise
çok komık bir hale düşmüştür.
Yaptıklan işin "nıhıT kaybol-
muş. tekrarın tekranyla adeta
bu yaşama katlanma uğraşına
dönüşmüştür. Yaşamını sürdü-
ren dergiler içinde sıyasal tav-
nyla Leman hemen öne çıkıyor ve bu ne-
denle de en yüksek satışı o gerçekleştiri-
yor. Leman, Deü'yle düzyazı>a dönüş
yapmış ve onu boyutlandırmaya çalışmış-
tır.
Türk karikatürgelenegi, > inegazete ve
haber dergilerinde sürüyor. CumhurKct,
Millhet, Hürriyet. Sabah,Yeni V üz>il, Za-
man, Nokta. Aktüel, .\ksi\on ve Söz gibi
yayınlar. bu ortamın geniş mekânını oluş-
turuyorlar. Turhan Selçuk. Ali Ulvi Er-
soy, Semih Balcıoğlu. Bedri Koraman
ve Tan Oral gibi ustalan da ıçeren bu or-
tam. Türk karikatürünün de
güvencesıni oluşturuyor. On-
lara eşlik eden Behiç Ak. Se-
mih Porov. Piyale Madra.
Kâmil Masaracı, Haslet So-
yöz, Kemal Gökhan, Ercan
Akvol. Nezih Danyal Salıh
Memecan. Birol Çün gıbı da-
ha genç kuşagın ustalan da bu
güvenceyi beslıyor.
Bir başka köşede ise Kari-
katürcüler Dernegi ve etkin-
hklerı var. Dernek üyesı ve Turhan Sclçuk
dernek dışında kalan karıka-
türcüler grubu, ulusal ve uluslararası ka-
rikatür sergılenne ve yanşmalanna katı-
larak varlıklarını sürdüımeye çalışıyor-
lar.
Bu grubun etkinlikleri, 1980 sonrası
giderekgücünü yitirdi. Uluslararası Nas-
reddin Hoca Karikatür Yanşması, tam bir
kaosa dönüştü; bir yanda Kankatürcüler
Derneğı'nin. öte yanda Akşehır'ın düzen-
ledıği iki ayn yarışma bu sürecin sefale-
tinm resmini oluşturuyordu. Uluslararası
Simavi Karikatür Yanşması ise lW5"te
sona erdi. ancak el degıştıren Hürriyet
gazetesı. bu yan^manın geçmışıne sahip
çıkarak kaldığı yerden Uluslararası Hür-
nvet Gazetesi Karikatür Yanşması olarak
sürdüımeye başladı. Cç ana
öbekte toplamaya çalıştığım
Türk kankatür ortamı her za-
manki rengıni sürdürüyor ben-
ce. Burada en güçlü damar -yi-
ne- basmda atıyor. Özellıkle de
gelenekle ilışkısi olan gazete
kankatürlerı. Mızah dergileri.
Gırgır'la atılan tohumun hasa-
dına devam edıyor. Bugrup gır-
diği rutınden yeni bir "çıkış yo-
lu"bulabılir mi? Bunun koİay
olmadıgı açık. Üstelik "çıkış".
ıstegebağlı birşeydedegil! Mı-
zah dergıcilığimizde eksik olan. yıllardır
düşünmekten ve yınelemekten bıktıgım
Gırjpr takımadalannın dışında konakla-
yacak, gelenegi sürdüren modem bırder-
gidir. Nedense bu "boş"luğu. kankatür-
cüler "gökvüzü". dıye ışlerıne çekıyor!
Yazık. Bu dergı projesi gerçekleşebilirse
Türk rnizahında yeni bir sayfa açılabılir.
cukluk EskbJeri" (Bilgi Yayınlan). şi-
irin klasik kaynaklanndan yola çıkması-
na karşın nasıl taze ve diri olabileceğini
göstermesiyle özellıkle şiire yeni başla-
yanlara örnek olabilecek olgunlukta bir
yapıt.
Bunca kitaptan sonra daha başkalan
da var mı diyenlere kocaman bir
"EVET"*im var. işte kocaman
"EVET"in içindekiler:
"Şarkılar Kitabı'
1
. Metin Cengiz, Pa-
pirüs Yayınlan; "Uzak ve Eski".
Salih Bolat^ra Yayıncılık; "Ku-
ğunun Ölümü". Merih Akoğul.
Era Yayıncılık; "Kendi ve Ote-
ki", Nilgfin Llstün, Korsan Ya-
yınlan; "Yeryüzüne \'uran Te-
İaş", Yusuf Alper, Era Yayıncıhk;
"Seferi". Salih Ecer, Yapı Kredi
Yayınlan; "Romeo ve Romeo".
Ahmen Güntan, Yapı Kredi Ya-
yınları.
• • •
1995 pek çok şairimizin de ye-
ni toplu yapıtlannın yayımlan-
dığı bir yıl oldu. Behçet Necatt-
gil'in "Bûtün Şiirleri". Yapı Kredi Yayın-
ları "nca yeni bir düzenle okurlara sunul-
du. Arif Damar'ın 70. dogum yılı nede-
niyle tüm yapıtlanndan geniş bir seçme
"Eski Yağmurian Dinliyonım"adıyla
Yapı Kredi Yayınlan'nca yayımlandı. '
Cemal Süreya'nın bütün şiirlerınin
toplandıgı "Se\da Sözteri". Yapı Kredi
Yayınlan'nca yayımlandı.
Güven Turan'ın "Toplu Şiirleri" Yapı
Kredı Yayınlannda. Egemen Berköz'ün
"Toplu Şiirleri" Oglak Yayınlannda ya-
yımlandı. Yıl icındekı şiirtartışmalarını
da şıinmizdeki dinamizmi yansıtmasıy-
la şiir adına önemli bir kazanç sayıyo-
rum. Gerçi şairlerin kişısel alınganlıkla-
nndan, tartışmalardaki temel sorunlara
sıra gelememış olsa da ortaya üzerinde
düşünülmesi gerektigine inandıgim pek
çok sorun döküldü. "Anlamlışiîr-anlam-
sızşiir","gelenekvemodernlik*,gibi çok
eskiden bu yana tartışılagelen konulann
yanında. "Türkçeşiir-Türkşiiri","mer-
kez-çeMTe" gibi önümüzdeki yıllarda sa-
nınm çok tartışılacak kımi konularda ilk
kez gündeme gırdi. Tartışmalann odak
noktasmdaki şairlerden Mehrmt \aşın'ın
tartışma yazılannı "Poeturka" (Adam
Yayınlan)adlı kitabında toplamasıylael
altında her zaman üzerinde tartışjlabile-
cek bir kaynak oluştu. Şiir üstüne düşü-
nen ve yazanlann, bu kitapla da hesap-
laşmalan cerekecek.
• • • "
1995 yılı içinde beni şiir adına en çok
rahatsız eden konulardan bın de "şair"
imgesinin. okurlar katında giderek bir
anlam bozulmasına ugraması oldu. Kim-
senin kimseye "Sen şairsin" ya da "De-
ğilsin" demeye elbette hakkı yoktur. An-
cak şiir okurlannın da "Şair" dendigin-
de yalnızca sokaklarda görülenler olma-
dığını kavramalau gerek. Burada ülke-
mizde şair biyograrılerinin ne denli az ol-
dugu ortaya çıkıyor. Oktay Rifat gibi bir
şairin esaslı bir biyografisinin şımdiye
dek çoktan yazılmış olması gerekmez
miydi? Turgut Uvar gibi. Metin Eloğlu
gibi örneklerine kolay kolay rastlayama-
yacağımrz kişilikleri, bugünün gençleri-
ne nasıl anlatacağız? Bu anlatamama so-
runu degil midir, Metin Eloglu'nu bu-
gün hiçanılmayan birşairkonumuna dü-
şüren? Türk edebiyatı bu alandaki bü-
yük boşiuğu dolduracak yazarlarını an-
yor.
• • •
Çeviri şiir yayımcıhgı da ülkemizde
parlak bir dönem geçiriyor. 1940'larda
Milli Egitim Bakanlıgı'nca yayımlanan
"Tercüme Derghi"nde atılan tohumlar-
la. şiir çevirisinin kimi zaman asıllannı
aratmayacak düzeyde güzel ürünlerorta-
ya koyabilecegi anlaşıldıgından bu yana,
çogu şaırimiz kendini bu zevkten uzak
tutamıyor. Son dört yıldır Cevat Ça-
pan'ın yönetiminde yalnızca çeviri şıir
yayımlayan lyi Şeyler Yayımcılık ile bu
yıl Erdal Alova yönetimindeyirmi kitap-
lık "Veryüzü Şairleri" dızisini yayımla-
yan Kavram Yayınlan, çeviri şiir yayın-
cılıgında başı çekiyoriar.
• • •
1995. şiir adına umut dolu bir yıl ol-
du. Şiir kliplerinden telıf haklanna pek
çok sorunu olsa da şiirin bu denli üzerin-
de düşünüldüğü. tartışıldıgı bir ülkede
yaşamak da başlı başına bir mutluluk de-
gil mi? Ya bütün bunlardan uzak yaşıyor
olsaydık, yadilimiz şairlerin işligindeiş-
lenmemiş. tangurtungurbirdil olsaydı?
Dilimiz "sesbayrağı"mız. Bu bayragı da
yukarıda tutan. yazarlarımız ve en başta
da şairlerimız.
DÜŞÜNCEYE SAYGI
MEMET FUAT
Beştiride Çizim
Ümıt Yayıncılık 1980 sonrasının eleştirmenlerin-
den Feridun Andaç'ın ikincı kitabı Yazınsal Gerçek-
çilığın Boyutlan'n yayımladı.
Çok yönlü bir okuma dağarcığıyla yola çıktığı ya-
zarkenki çağnşımlarından anlaşılan bu eleştirmenin,
dergilerde ayn ayn yayımladıgı yazıları bir araya ge-
tiriş biçimi, uzun ıncelemelere, çözümlemelere eği-
limli olduğunu gösteriyor.
Feridun Andaç eleştirinin temelde bir yazarlık işi,
sanatsal tat alınarak okunacak bir yazı ortaya koy-
mak, kısacası bir "sanat" olduğunu kabul ediyor,
ama bu düzeye yükselme sürecinde yapılanın sanat-
lann kurallannı araştırma, ölçütlerını bulma, bu ölçüt-
lerin uygulanabilmesi için gerekli yöntemleri biçim-
lendirme, elde ettıği temel bilgilere göre yapıtları öl-
çüp biçerek değerlendirme olduğunu da unutmuyor.
Hatta, bir bakıma, bilimsel eleştıri yöntemlerıneyö-
nelişıyle günümüzün eleştirisine daha da yakın bir
yerlerde duruyor: Sanatsal tat alınarak okunacak bir
yazı yazmak. ya da bir değerlendirme yapmak değil
de, araştırmak, çözümlemek, anlamlandırmak, yo-
rumlamak amacını güdüyor.
Eleştırel deneme dediğimız türe oldukça uzak. Tat-
lı, yumuşak, kolay anlaşılır olmayı özlediğini sanmı-
yorum. Yöntemli, nesnel bir anlayışla çalışan, ama
vardığı sonuçları okur önüne bir söyleşi havasında
çıkaran eleştirmenler vardır, onlardan da degil.
Örnekse tumcelennde gerekli gereksız kullandığı
eğik çizgilerin okur için ne kadar iticı olduğunu se-
zemiyor. Anlaşılan, yazdıklanna bu açıdan hiç bak-
mamış.
Bilindiği gibi eğik çizgi kuflanımı yazına bilimsel
söylemden aktarılmıştır. Tıpkı alıntılar, notlar, kaynak-
çalar vbgibi... Bilımlerın yöntemlennden yararlandık-
larına göre, bunlardan da yararlanmalan çok doğal
eleştırmenlerin. Ama gerekliyse... Yazınsal söylem
yetersiz kalıyorsa...
Kanımca, en yanlış davranış bilimsel yöntemlerden
yararlanmayan bir eleştirı yazısını bilimsel söylem
kullanarak yazmaktır.
Içerık bilimsel değıl, biçim bilimsel!..
Bütünde ya da parçalarda böyle bir duruma düş-
mekten korunmak için, yazınsal söyleme içerık bilim-
selken de sımsıkı sanlmak gerekir. Bir yerden sonra
bilimsel yöntem kendi söyîemını nasıl olsa getire-
cektir. Buna karşı koyulamaz. Koyulması da gerek-
mez.
Sorun bütünde ya da parçalarda bilimsel söylem
taklitçiliğine düşmemek. bilimsel söylem bıçımcisi
olmamaktır.
Yanlış anlaşılmasın, Feridun Andaç'la ilgıli bir sap-
tamayapmryorum. Yazınsal söylemi, bilimsel söylem
öğeleriyle renklendirmeye kalkan her eleştirmenin
düşebıleceği bir durumu belirtmeye çalışıyorum.
Şöyle tümceler kuruyor Feridun Andaç:
"Öykü Her yazmayı I yazabılmeyı ılke I uğraş edi-
nenlerin bu alandaki dummlan I konumlan/ etkinlik-
leri... Nelerdir bunlar?" (s. 94)
Size nasıl geliyor bilmem, ama ben bu tümcede di-
lin doğallığından sıynlıp yapaylaştırıldığı kanısında-
yım.
Feridun Andaç çizımlere de çok düşkün.
Bilimsel söylemde çızımlerın apayrı bir önemı var.
Bilginler sozcüklerle, tümcelerle anlatamadıklan şey-
leri çizimlerle anlatırlar. Bu onların daha iyı anlaşmak
için bulduklan bir yoldur. Söylemlerinın vazgeçilmez
bir parçasıdır. Yazı, söz yetmez, çizerler... Ya da bir-
kaç harf, bırkaç sayıyla bir eşitlik kurarlar, dünya de-
ğişir...
Çizimlerin bilginler arasındaki iletişime katkısı çi-
zim diline alışkanlıkla doğru orantılıdır. Bılginlerin ko-
laylıkla anladığmı çizım diline alışık olmayan sıradan
insan anlayamaz.
Yazın dünyasında bilimsel eleştirmenler arası bir
iletişimin ötesine geçılmek isteniyorsa, ya okurlara çi-
zim dili öğretilecek, ya da herkesin anlayabıleceğı çi-
zimler çerçevesinde kahnacaktır. Ama uygulanan bi-
limsel yöntem bu ikinci duruma izın vermeyebılir.
Öyleyse eleştirmenin, daha işın başında, yazacak-
larını kimlere okutmak istediğinı kararlaştırması ge-
rekir. Çünkü yöntemini de, söylemini de ona göre se-
çecektir.
Yazınsal Gerçekçiliğın Boyutlan'n okurken Feridun
Andaç'ın. tıpkı Berna Moran gibi. önceden belirlen-
miş kitap boyu tasarılara yönelik incelemeler yapa-
bilecek bir eleştirmen olduğunu düşündüm.
Güneş Yanığı' nın
galası yapıldı
Kültür Servisi-
TÜRSAK'ın "Dünya
Sinemasından Seçkin
Örnekler" gala
gecelerine Kültür Bakanı
Fikri Sağların da
katıldıgı "Güneş Yanığı"
filmiyle devam edildi.
Nikita Mikhalkov un
1994 Cannes Festivali
Jüri Büyük Ödülü ve
1995 En lyi Yabancı Film
Oscar'ı sahibı filmının
Alkazar Sineması'nda
yapılan galasında Saglar,
Türk sinemasının çeşitli
zamanlarda krize
girdiginı ama
ölmeyecegıni. sinemanın
devletin destegiyle
yolunu tekrar bulacagını
söyledi.
Kültür Bakanlığı'nın
sinemayla ilgıli
kuruluşlarla birlıkte
kutladıgı sinemanın 100.
yıhnda TÜRSAK'a
teşekkür eden Sağlar,
sadece film yapımına
değil: eğitim kurumlanna
da destek verilmesi
gerektigini belırtti.
Gecede Fikri Sağlar'a
sinemaya katkılanndan
dolayı Vecdi Sayar
tarafından birarmağan
venldi.
Güneş Yanıöı: ".^k
Kölesi", "Siyah Gözler",
"Urga" gibi başanlı
çalışmalara imza atmış
ünlü Rus yönetmen
Mikhalkov 'un Stalin
dönemını biraılenin
yaşamı çerçevesinde
anlattığı son f ilını.
Filmde Oleg Menchikov
ve tngeborga
Dapkounaite ile birlikte
yönetmen Nikita
Mikhalkov ve Nadia
Mikhalkov da rol alıyor.