Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 30 ARALIK 1995 CUMARTESİ
12 DEIY4ZI
Pemirel-Erbakan
Kavgası (1)
1969 seçimlerine gidilirken
Demirel'in yoğun kulisine ragmen
Necmettin Erbakan. Odalar Birliği
Başkanı olmuştu. Danıştay'a davalar
açılmış, birbiriyle çelişkili iki karar
çıkmıştı. Demirel'in, Erbakan'ın
Odalar Birliği'nden çıkanlıp
atılmasını istediği biliniyordu, ama
hiçbir yetkili sorumluluk almak
istemiyordu. AP Genel Başkanı ve
Başbakan Demirel, Trabzon'a gitmek
için uçak beklerken, kendisini
uğurlayan dönemin Ankara Valisi
Ömer Naci Bozkurt ile Emniyet
Müdürü İbrahim Ural'a, "Ne
pahasına olursa olsun, çıkarın o
adamı oradan" diyordu.
ÎSTANBUL
Refah Partisi lideri Necmettin Erbakan, İTÜ'nün eski mezunlarına verilen plaket töreninde.
Hoca,aıkakapıdankaçıyorrtesi sabah bir şube müdürüyle görevli polis ekibi, dışan
çıktığı anda Odalar Birliği'ne girip duruma hâkim olmak
için gece saat 24.00'e kadar Erbakan'ın binayı terk etmesini
beklediler. Polisler bekçiye kapıyı açtırdıklarında Erbakan,
çoktan makam odasını kilitleyip ortadan kaybolmuştu bile.
'ube müdürleriyle polis ekibi, Odalar Birliği kapısında
sabaha kadar beklerken. Erbakan arka kapıdan içeri girip
makamına oturalı saatler olmuştu. Hırsızhk masasınm
"tövbekâr kasa hırsızlan"ndan "Çopur Hüseyın",
Erbakan'ın içeriden kilitlediği kapıyı açmaya çalışıyordu.
NECDET ON't'R
25 aralık sabahı seçım sonuçlarının
kesinleşmesi ile finali başlayan **Demi-
rel-Erbakan kavgasf'na kadenn oyu-
nudenilebılır. rastlantılannüriinüde. Bu
konudakı tartışmayı başkalanna bırakıp
herkesin oldugu gıbı bizinı yaşamımız-
da da başımızdan geçen ve kavganın iç-
yüzünü ögrenmemize neden olan olayı.
bır ra>tlantıvı anlatmalıyım...
Ya$am rastlantılarla doludur
1973 seçimleriyapılmfş. hükümet ara-
yışı içındeki Türkıye. bır bunalım yaşı-
yor. Bu durumla ılgili olarak ızlenecek
politikanın saptanması amacıyla gazete-
de düzenlenen toplantıya katılmak üze-
re lstanbul'a gitmek için Esenboga'da
kapısı kapanınca ha\alanacak uçagın
içinde bekliyoruz.
L'çak doîu. sadece birkaç sıra ötede
eski Ankara Emniyet Müdürü İbrahim
liral'ın yanında tek kışılik bir boş yer
var. Bekliyoruz. Az sonra elinde pardö-
süsü ve çantası Necmettin Erbakan gö-
rünüyor. L'çagı baştan aşagı yürüyüp
yer arıyor. Ural'ın vanındaki böş koltu-
ğu göriip oturuyor.
Gözlerimı ikiliye dıkiyorum. Çünkü.
Ural. Ankara Emniyet Müdürü iken Baş-
bakan Demirel'inemriyle. başkanı seçil-
diğı Odalar Birli&ı Başkanlıgı makamın-
dan polis gücüyle zorla çıkanlıp atılmış-
tı Erbakan İbrahim Ural. Erbakan'a bir
şey dıyor \ e aralannda duyamadıĞim kı-
sa bır konuşma oluyor.
Sonra bırbırlerine sırtlannı dönüvor
\e bir daha da uçak Yeşilköy "e ınene ka-
dar tek lafetmiyorlar. Uçaktan inince he-
men ibrahim İJrarı yakalayıp soruyo-
rum, "Sa\ın (Jral. ne oldu? Erbakan
ile sohbete i>i başladmız. Fakat çok
kısa siirdü ve sonra da birbirinize sırt-
larını/ı döndüniiz." İbrahim Ural. kısa
konuşmayı şövie anlatıvor.
"İyi yolculuklar diledikten sonra.
Beyfendı beni tanıdınız mı" diye sor-
dum. 'Tanımaz olur muyum? Sız Anka-
ra'nıneski Emniyet Müdürü sünüz. Oda-
lar Bırligi olayında siz haksızdınız" de-
yince karşıhk vermek /orunda kal-
dım. "Hayır Savın Erbakan" dedim.
'Asıl siz haksızdınız. Eğersiz Ticaret Ba-
kanı oisanızve bir emir verseniz. Emri-
nizi vılayet, emniyet müdüriine ıntikal
ettirse ve siz de o emri uygulamazsanız
ne olur' O emniyet müdürü kanun kar-
şısmda suçlu dpw$\a düşer' Erbakan
t>u kez "Verilen enıri dinlemeseydınız
efendim' karşılığını verince. ben de 'O
zaman da bana işten el çektirirlerdi" de-
dim. Bir daha da hiç konuşmadık."
Ura) ile. Erbakan üzerine ayaktaki kı-
sa sohbetımiz sırasında. aslında Demirel
ile Erbakan arasında çok eskiye dayanan
bır mücadelenın olduğu su yüzüne çık-
tı. Ankara'ya dönünce gazete koleksi-
yonlarından ve olayin tanıgı gazeteci ar-
kadaşlardan derledığım "Demirel'in
Odalar Birliği harekâtı" ile ilgılı bel-
ge ve bilgıler. çok ılginç bır manzara or-
taya çıkardı.
Odalar Birliği olayı
1969 seçimlerine gidilirken Demi-
rel'in voğun kulisine ragmen Necmettin
Erbakan. Odalar Birlıgı Başkanı olmuş-
tu. Danıştav'a davalar açılmış ve sonuç-
ta bırbınyle çelişkili iki karar çıkmıştı.
Demirel'in. Erbakan'ın Odalar Birli-
gi'nden çıkanlıp atılma.sını istediği bili-
niyordu. ama hiçbir yetkili bu sorumlu-
luğu üzerine almak ıstemivordu.
Seçimler nedeniyle sık sık uçakla ge-
zılere çıkan AP Genel Başkanı ve Baş-
bakan Demırel. her seferinde kendısını
ugurla^ıp karşılayan zamanın Ankara
Valisi Omer Naci Bozkurt ile Emniyet
Müdürü Jbrahim Ural'a her karşılaşlık-
lannda soruyordu: "Beyler, ne oldu
iş?" Fakat Vali ile Emniyet Müdürü, bu
kavganın dışında kalmaya çalıştıklann-
dan. işin üzerine gitmek istemiyorlaıeh.
Fakat Demirel, Trabzon'a gitmek için
uçak beklerken ikısinı de yanına çağınp
şöyiededi:
"Ne pahasına olursa olsun. çıkarın
o adamı oradan..." Lral.yutkunup"A-
ma beyefendi. bana bu yolda verilmiş
bir emir yok ki" deyince sınirlenen De-
mirel. şoyle bir yol önerdi:
"Ticaref Bakanı. vilavete gerekli
emri verir. Vila>et de emnivet nıüdü-
röne emir verir. olur bu iş." Vali Boz-
kurt'a dönüp devam ettı:
"Vali Be>, gerekli emri yazılı olarak
verin."
Ertesı sabah. telev izyon dızisi olabıle-
cek, komik olduğu kadar her bakımdan
düşündürücü ve üzücü olay. erken saat-
lerde başladı Bır şube müdürüyle go-
rev lı polis ekibi. dışan çıktıgı anda Oda-
lar Bırliği'ııe gırıp duruma lıâkım olmak
ıçın gece saat 24.00'e kadar Erbakan'ın
binayı terk ctmesıııi beklediler. Anıirle-
rıvle konu^up bekçiye kapıyı açtırdılar
ve gördüler kı Erbakan, saatler önce ma-
kam odasını kilitleyip ortadan kavbol-
muştu. Birkaç şube mudurüv le takv iye-
lı polis ekıbı. Odalar Birliği kapısında
karargâh kurup Erbakan"ı beklemeyi er-
tesı sabah da sürdürdüler. Kapıda polis-
ler beklerken Erbakan bınanın arka ka-
pısından içerı girip makamına oturalı sa-
atler olmuştu. Kapıdaki polisler. Erba-
kan'ın ıçerıde oldugundan habersızdi.
Fakat Demirel. olup bıtenı duvup Vali.
Bozkurt ile Emniyet Müdürü Uraî'ı tel-
sızle ev ine çağınp sadece "N'edir bu re-
zalet?"'denıekle yetınmi^ti. Vali Boz-
kun. Odalar Birliğf ne birkaç vüz metre
uzakiıktakı Içislen Bakanlıgı'ndaelinde
telsızle operasyonu başlatmıştı
Hırsızhk ma.sasının "tövbekâr kasa
hırsızları"ndan "Çopur Hjiseyin". Er-
bakan'ın içeriden kilitlediği kapıyı baş-
lannda Emnivet Müdürü"nün de bulun-
SUNUŞ
25 aralık pazartasi günii saatler
16.00'yı "fisterirken RP Genel
Merkezi nin toplıintı salonu, medya
çahianları ve RP'nin iist düzey
militanlanyla tıklım tıkhmdı.
Birkaç gı'/'n önce alanlarla
ekranlardaki "mütecaviz" ve
"müstehzi" Erbakan, gitmiş, sanki
verine bir hafkası gelmişti.
Demokrat, anlayifjı, anayasa ve
rasalara bağh Erbakan 7
dinlivonhım gözlerim kıipalı...
Geı, erli ovkırın beşte birini alarak
seçimden birinci çıkan RP 'nin
genel başkuıu, Cumhurbaşkanı nın
hükümen kıtrma görevtnı neden
kendisine vermesi gerektiğini
anlatıvordu Erbakan a sordular.
"Fakat Cumhurbaşkanı, hükümeti
kıırınu görevini hemen size
vermeyeceğini soylüyor. Se
diyorsıınuz? " Erbakan, o kendine
özgü "mütebessim " maskesini
takıp "Ben " dedi
"Cumhurbaşkanı 'nı sizden daha
çok tanırtm." Beynimde şımşekler
çaktı Gerçekten. Demirel ile
Erbakan ı birbirlerinden iyi
tanıyabılecek bir üçüncü kişi
olamazdı. L'sıılca salondan çıktım
reyıldınm hıztyla arşivımin başına
koihtm. Sonuçta. mescitte başlayıp
devletin zinesine nrmanan
"Demirel-Erbakan kavgası "mn
flnalıni oluşturan bu kiiçiik dizi
çıktı.
N.O.
duğu kalabalık bır polis ekibinın huzu-
runda açmaya çalışıyordu. Bu arada içe-
nden, telefon konuşmalan yapan Erba-
kan'ın sesi gelıyordu.
Kapı açıldı \e ıçeriye önce Emniyet
Müdürü Ural vearkasından polislergır-
dıler. Tabiı gazetecilerdeoradaydı. Em-
niyet Müdürii ile Erbakan arasında şu
konuşnıageçti.
"Müdiir Bev. mesul olursunuz."
"Ben değil. bana emir verenler ola-
bilir."
"Bunun hesabını sizden sorarlar,
soracağım."
"Benden değil. Ben, verilen emri
verine getirhorum."
Dıyalog burada bitnıış ve Erbakan'ın
sekreterine zabıt yazdırma bölümü baş-
lamıştı. Fakat zabıt bir türlü bitmiyordu.
Erbakan. 54'üncü sayfayı yazdırırken
Emniyet Müdürü müdahale edıp sert bı-
çimde "Sayın Erbakan, size beş daki-
ka daha müsaade" dedi. Erbakan'ın
kendı kafasına göre yazdırdığı zapfı.
Emniyet Miidürü'ne ımza ısrarıyla bır
yarım saat geçmiş ve Erbakan. nemlı •
gözlerje makamını ve Odalar Birliği "nı
ağır adımlarla terk edip gitmiştı
Kavga siyasete sıçrıyor
Polis tanıfından Odalar Bırlıgi Baş-
kanlığı makarnından çıkanlan Erbakan.
hıç zaman yitirmeden doğruca Adalet
Partisi"ne gidip kaydını yaptırmıstı Er-
bakan'ın AP'ye kaydından Demirel'in
haberı olınanıışlı. ama Konya'dan aday-
lığını duyduğunda kan beynıne çıkmış-
tı. Demirel de hiç zaman geçirmeden. Er-
bakan'ın adaylığını AP Genel Başkanı
olarak veto etmişti. Bundan sonra Nec-
mettin Erbakan'ın hep Demirel'in karşı-
sında ve Millı Nizam. Milli Selamet ve
de Refah partıleri çizgisinden geçerek
bugüne gcldığini göriiyoruz.
Odalar Birlıgı olavıvla Demirel ara-
sındaki kavgayı daha sonra CHP-MSP
koalisyon hük'ümetinde başbakan yar-
dımcısı olduğu günlerde Erbakan'dan
şöyle dmlemiştik:
"Biz, Odalar Birliği'nde Anadolu
kalkınması fikrinin mücadelesini \ ap-
tık. Bu /ihnivetle Odalar Birliği'nde
bir idare heyeti seçtirdik. Fakat hü-
kiimetle aramızda zihnivet farkından
bir mücadele başladı. Birçok menfa-
at grupları tahammül edemediler.
Hükümete tesir eftiler. Demirel de ay-
nı telaş içinde >anlış hareketlere gir-
di. Demirel. kanuni olmasına ragmen
"Ben seçilen idareheyetinı tanımıvorum"
dedi. Danıştav, Demirel'i haksı/ bul-
du. Demirel. baş edemeveceğini gö-
rüncc. Odalar Birliği'ni polis marife-
tivle boşalltı. Tabii bu işin bu hadise-
lerden sonra sivasisahada halledilme-
si gerekivordu. Buna inandığımıziçin-
dir ki. 1969 senesinde iş. sivasete inti-
kal etti."
Aslında Erbakan'ın siyasete adım atı-
şı 1969 degıl. 1960 yılı'dır. Çünku. 21
Ma>ıs ihtılalıni gerçekleştiren Orgene-
ral Cemal Giirsel. devlet ve hükümet
başkanı olarak kuracagı hükümet için
adam aramaktadır. Politik bakanlıklar
için adam çoktıır da ticari ve ekonomik
konularla ilgili bakanlıklar ıçın voktur.
Demirel ve Erbakan'ın İTÜ'de başlayan arkadaşlıklan, siyaset yaşamında da bugüne dek sürdü. Yarın: Mescit arkadaşlığı
Türkiye'de HABITAT kargaşasıSÖN.MEZTARGAN
Komıtbiriik Genel Bajkan Veküi
-1-
Yözyılımızın en son ve en büyük doruk toplan-
tısı olarak nitelenen HABITAT JI etkinlikleri 3-4
Hazıran 1996 tarihleri arasında Istanbul'dayapıla-
cak. Bu etkinlikler nedeniyle I85 ülkeden yakla-
şık 20 bin insanın anılan tarihte Türkiye'de olma-
sı. konferansın niteliği denli, düzenlemenin bü>oik-
lügü açısından da büyük önem kazanmaktadır.
Kısa adı HABITAT olan, Birleşmiş Milletler In-
san >erleşmeleri Merkezi'nin düzenledigı bu do-
ruk toplantısının Türkive'ye verılmesi nasıl birsü-
reç ızledı? Bu sorunun yanıtını bulmak için.
1992'de Rıo'da yapılan "Diinya Çevre \e Kalkın-
ma Konferansı"na gitmek gerekecek.
Bu konferansa Süleyman demirel'in başkanlı-
ğmda katılan Türk heyeti. HABITAT Il'nin Türki-
ye'de yapılması isteminde bulundu.
• Yüzyılımızın en son ve en büyük toplantısı sayılan HABITAT II I996*da
Türkiye'de yapılıyor. Ne ilginçtir ki, kamuoyunun yanı sıra. en duyarlı kesimler
bile HABITAT'a ilişkin aynntılan bilmiyor. HABITAT'la ilgili bir toplantıda.
izleyenlerden bıri soruyor: "Başkan, bu HABITAT eski krallardan birisi mi?
Bu yazı, HABITAT'ı kral sananlar kadar. kendilenni HABITAT'ın kralı görenler
için de kaleme ahnmış kabul edılmelidir.
Türkiye'nin bu istemı. Aralık 1992'de yapılan
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda uygun gö-
rülerek Istanbul'da yapılması karan alındı.
Böylece, birincisı 1976 yılında. Kanada'nm Ven-
couverkentınde yapılan HABITAT toplantısından
yinnı yıl sonra. ıkıncisi Istanbul'da yapılacak.
Amacı, toplumsal ilerleme ve ekonomik büyü-
menın en önemli öğesi olan. insan yerleşmelerinin
birıkımlen v e taşıdığı ağır sorunlar konusunda. ge-
zegenimiz ınsanlarını bilinçlendirmck. dünyavı
yönlendıren odaklara. hulundukları heralanda sağ-
lıklı, adil. güvenilir bir yaşama ortamı hazırlama-
ları konusunda etkin ve ciddı sorumluluk taşıma-
ya yönlendırmek olan HABITAT II kent doruğu-
nun. amacı denli önemli bir dığer özellıği de. bu-
güne deginyapılmışbütün Birleşmiş Milletler kon-
feranslanndan ayn olarak. bu doruk toplantısında
ılk kez "Sivil Toplum Kuruluşlan'1
(NGO) ve ye-
rel ınisiyatiflere en ganış yerin ve katılma olanak-
larının sağlanmış olmasıdır.
Genellikle devletten dcvlete ilışkiler olarak bı-
çiınlenen Birleşmiş Milletler konferansları resmı
biryapıyasahıpken, HABITAT Il'de devletten dev-
lete ilışkilerin >anı sıra siv ıl toplum kuruluşları öne
çıkarak, toplantılarrn stratejılerini oluşturmada
önemli rollerüstlenecekler. katılımcılığıözendıre-
ceklerdır.
Çok sayıda devlet ve hükümet temsilcilerinin
yanı sıra toplumsal yaşamın tüm alanlarından seç-
İcin temsilcilerin katılacağı HABITAT II etkinlik-
leri. resmi konferanslar dışında: Yerel Yönetımler
Forumu. Araştırmacılar. Akademis>enler ve İlgili
Meslek Sahıpleri Forumu. Sendıkalar Forumu, Si-
vil Toplum Kuruluşları Forumu, Parlamenterler
Forumtı, V'akıflar Forumu ve Özel Sektör Forumu
olmak üzere toplam yedi ana başlık altında topla-
nıyor.
Yine bu etkinlikler kapsamında sergı ve fuarlar.
özel gösteriler ve şenlikler. bu düzenlemenin için-
de önemli bır yer al/yor.
SÜRECEK
POLTITKAVEOTESI
IVEEHVIED KEM4L
Koyverin Gelsin...
Birınin işı sarpa sarınca, "Eşekten düşmüş karpu-
za döndü" derler. "Ne sofraya konur, ne misafire ik-
ram edılir."
Son seçimler için de "Eşekten düşmüş karpuza
dtndü" denebilir mi?
Denir.
Sonuçlara bakıyoruz. kımsenin işine yaramıyor.
RP önde gelen bir partı ama tek başına bir hükümet
kuramıyor. Birisiyle ortak kurmak istese kimse ya-
naşmıyor. ANAP'la DYP bir araya gelse sayısı yet-
miyor.
Tam eşekten düşen karpuz!
ikincı Dünya Savaşı'ndan sonra italya'da yapılan
seçimlerde en çok oyu Togliyatti'nin Komünist Par-
tisi aldı. Komünistlerden korkuluyordu.
Bir Amerikan gazetecisi, Sinyor Togliyatti'ye sor-
du:
"Şımdi ne yapacaksınız?"
Togliyatti'nin yanıtı şöyle:
"Seçim sonuçlan ortada... Birkabine k'urmakiçin
oylaryeterti olmuyor. Bir devrım yapmak için de çok
fazla geliyor."
Sonra gazeteciye dönüyor:
"Sinyor, sız ne yaparsınız?"
Erbakan'ın aldığı oylar belli. Bir kabine kurmak
için yeterli değil. Ortak arıyor, şimdilık bulamıyor.
"Ne yapacak?"
Necmettin Bey'e "Erbakan" derler. kadayıfın al-
tını yakmadan bir şeyler yapacak! Kabıneyı kuramı-
yor ki "faizsizbanka" ile şeriatı kursun! Faizsız ban-
kayı bilmem ama şerıat çok tehlikelıdir, fazla oyna-
maya gelmez.
Vaktiyle başbakanlardan biri, gericilerin çok azdı-
ğt bir dönemde kürsüye çıkmış, azan milletvekille-
rini susturmak ıçın,
"Siz istesenız hılafetı (şeriatı) bile getirirsiniz" de-
mışti. Demiştı ama dedığine pişman olmuştu. Da-
hası pişman etmışlerdi. Bütün kabine istifa etmiş,
kendi bır başına kalmıştı.
Erbakan'ın tekerıne taş koymayın, bırakın sada-
ret mührünü alsın, kabineyı kursun, Meclıs'ın karşı-
sına çıksın, güvenoyu istesin, güvenoyu alamasın,
yüz geri etsın, o zaman ne olacak?
Yıllardır tatlı tatlı vaatlerde bulunuyor. elbette so-
racaklardır:
"Hilafet nerde?"
"Şeriat nerde?"
"Faizsiz banka?"
"Milli görüş?"
"Adil düzen?"
Bunların hiçbirini kotarmadan kürsüden geri dö-
necektir. Yıllardır azıttığı, azdırdığı kalabalıklar on-
dan millı görüşü isteyeceklerdir. Bunlar, işin ideolo-
jık yanı. Bır de ekmek, aş, ış, yaşam isteyenler çı-
kacaktır. Bunlan vermek elbette çokzordur. Dört
rekât kaza namazı kılmaya benzemez. Kılarsın ka-
za namazını ödersın borcunu!.. Bunlar da çıkacak-
tır. Sadece bunlar mı?.. Konya'dan tek başına mil-
letvekilliğı, Millı Nizam, Millı Selamet de çıkacaktır.
Ve Ümit Yaşar Oğuzcan'ın şu dizeleri:
Destek almakta geriden
hat ettın profesör - ^ ^
Gericıliğî yenkien.^ ^***Z/
icat ettin profesör
ilmini irfanını da
Bır kürsunün şanını da
Adını unvanını da
Berbat ettin profesör
Büyük kentlerin varoşlan tekin değildır; oy verir-
ler ama hesabını da sorarlar. gecekondular tek tek
oylarının hesabını isteyeceklerdir.
O zaman ne olacak?
BULMACA
SOLDAN SAĞA:
1/Tasarruf.2/As-
va'daki goçebele-
rin kullandığı ka-
lın keçeden yapıl-
mışdaırebıçimın-
deçadır... Nuh'un
oglu Sam'dan tü-
rediklenne inanı-
lan ve aralarında
dılyakınlığıbulıı-
nan çeşitlı kavım-
lenn foplandığı
kol. 31 Eski Mı-
sır'da güneş tann-
sı... Fırında ek-
mek. börek. çörek çev ırmeye
varayan bır tür kürek. 4/ An-
tıl Denızı'nde bırada-dev let.
5/ Çocuk yuvası... Atılgan.
gözü pek. 6/ Bir ışı ustalıkla
yapan. II Sahıp... Derv ış se-
lamı... Kendinı beğendırmek
amacıyla yapılan dav ranış. 8/
Aydın ilınde ünlü bır antık
kent. 9/ Soyundan gelinen
kimse... Ltanç duyma.
Tümör.
VL'KARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Farklı. başka. 2/ Iskambılde bir kâğıt... Gök \'arlıklannı
gözetleme. 3/ Türkıve'nın plaka jşareti.. Kuşaktan kuşağa
geçen kalıtımsal öğe.. Bırnota.4/ Hoş kokulu vegüzel çı-
çekleri için yavgın olarak yetıştırilen tırmanıcı bır bitkı. 5/
Ta\ îada bır sav ı.. Av rupa'nın ikınci uzun ırmağı. 6/ Ocak.
soba gibi ısınma aracı... Bir akademik unvanın kısa yazılı-
şı 7/ Rio de Janeiro'da bulunan. dünyanın en büyük stad-
yumu. 8/ "Kötü. düşükdüzevİ!" anlamındaargosözcük. 9/
Afyon'un bir ılçesi... "Ölmek kaderde var. bıze ürküntü ver-
mıyor Lakinvatandanavrılışm ıstırabı—"(Yahya Kemal)
ILAN
T.C.
ÇANAKKALE İLİ YENİCE
İCRA CEZA
HÂKİMLİĞİ'NDEN
DosyaNo: 1995 257
Süresinde mal beyanında bulunmamak suçundan
sanık. Çanakkale ili. Yenice ılçesi. Çakıroba Köyü
nüfusuna kayıtlı. Mustafa ve Medine'den olma. 1945
doğumfu. Fatma Özbir'ın hakkında IIK 337. md. ge-
reğincecezaiandmlması ıstemi ileaçılandavadaya-
pılan açık yargılama sırasında;
Yapılan tüm yazışmalara ragmen sanığın tebliga-
ta yarar açık adresının te&pit edilemeyıp sanığa du-
ruşma günü tebliğ edilemediğinden, ilanen tebliğe
karar verilmiş olmakla;
Duruşmanın bırakıldığı 08.02.1996 günü. yukarı-
da açık kirnliğı belirtilen sanıgın duruşmaya aelme-
dıği takdirde CMLK 225 veTlK 349. md. gereğın-
ce vokluğunda duruşmanın yapılacağı ve karar ver-
ileceği ilanen ihtarolunur. 14.12.1995.
Ba.sın: 64032