16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3ARALIK1995PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Başkanlık için iki adayın şansı eşit, sonucu Tek- Gıda İş'in tavrı belirleyecek Türk-tş'te saflar tutuhıyor• Faruk Barut ve Bayram Meral Başfcanhğı'nda oluşturulacak iki ayn yönetim listesinin yaklaşık aynı sayıdaki delegenin desteğini taşıyor olması gözleri henüz taraf belirlememiş olan Tek Gıda-İş Sendikası 'nın tavnna çevirmişti. • Dengeyi taraf olacağı listenin seçim kazanması yönünde değiştirecek olan Tek Gıda-lş Sendikası'nm Faruk Barufun listesini Genel Teşkilatlandırma Sekreterliğine bir aday vererek destekleyeceği öğrenıldi. Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu 8 aralıkta kuruluş dilekçesini veriyor Kamu emekçileri eylem hazırlığındaADANA (Cumhuriyet Gfiney tlleri Bürosu) - Kamu Emekçileri Sendıkalan Konfederasyonu'nun (KESK) 8 aralık curna günü Istanbuİ Valiligı'ne yapılacak başvurusuyla kuruiacağı bildmldı. KESK yöneticılennden Cemil Karagöt. konfederasycmunun kuruluş gûnü Türkıye genelinde çeşitli eylemler ve etkinükler dûzenleneceğıni söyledi. KESK Adana Şubeler Platfonn toplantısı. dönem sözcüsü ve Genel Sağlık-lş Sendikalar Şube Başkanı AJi Dintgüzd'ın açış, konuşmasıvla dün başladı. 1990'larda başlayan sendikal mücadelenin konfederasyon kurma noktasına gcldiğıni aniatan Dinıgüzel, "Ama bilinmelidir ki meşruluk ve yasallık kazanmakla dikensiz gül bahçesine gelmiş değiliz. Her engeli aştıkça yeni ve daha yüksek engeüerie karşıiaşacağız. Kamu emekçileri sendikalar otarak kamuov unu ,mutiaka kazanmahyız" dedı. KESK Genel Yönetim Kurulu üyesı Cemil KaragöL bazı işkollannın bırleştınlmesi için çalışma yaptıklannı, 24 Aralık milletvekılı seçımi için de perspektifoluşturacaklannı anlattı. KESK'ın resmı kuruluşunun 8 Aralık 1995 günü îstanbul Vaiıhgı'ne yapılacak başv urular gerçekleştirileceğini belırten Karagöl. şunlan söyledi: "Konfederasyonun kuruluş günü özeilikk İstanbuCda çeşitli sokak gösterileri. Türkive genelinde eylemler, panelkr. konferanslar. basın açıkiamalan vapılacaktır. Vlerkez Vönetinı Kunılumuz. 8 Aralık'ı Türkiye'nin duvnıasını istiyor" 24 Aralık seçitnlerine yönelik görüşlennın de tartışıldıği toplantıda söz a!an Ener- Sen Adana Şube Başkanı Hasan Balıkçı, seçımlere yönelik olarak hemen sağlıklı bir perspektif oluşturulmastnı ıstedı ve "Önümöz belirsiz. 5 Nisan'dan daha acı reçeteler. işkencekr, baskıiar işten çıkartmalar. sendikasızlaştırmalar hem de daha fazlasıvla hi/leri beklivor. Hedefimiz. önümüzdeki sürece damgasını vuracak olan insanlan örgütiemektedir" dedi. Balıkçı, KESKın tstanbuKdaki toplanttsında bir oldu bitti havası yaşandığını, birçok delegenin parmak kaldınp indırmekle yetinmek zorunda bırakıldtğım da söyledi. GÜNMRİLHAN Türk-lş Genel Kurulu'ndan önce. Türk-lş Genel Başkanı Bay- ram Meral ve Tes-lş Genel Baş- kanıFaruk Barut başkanlığında oluşturulan vönetım listelennde yer alacak isimler belirginleşme- ye başladı. Hangi lıstede yerala- cağı konusunda bir süredir vere- ceği karar beklenen Tek Gıda-lş Sendikasi'nın Teşkilatlandırma Sekreterliğine bir aday vererek Faruk Barut lıstesıne destek vere- ceâi oC'renıldı Famk Barut ve ekibinin Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Mustafa Övbek'i zıyaret ederek. "bağımsı/okluğu- nu açıkla delegelerini serbest bt- rak" zıyaretı yapmaya karar ver- dikleri ancak görüşmenıngerçek- leşemediği bildırıldi. TÜMTİS, Lıman-lş ve Hava-lş Sendıkalan Türk-lş Genel Kurulu'nda, Faruk Barut-Bavram Meral ikıleminin dışmda ortak bir tavır koyacakla- nnı açıkladılar 5-10 Aralık tarihlerinde yapıla- cak Türk-lş Genel Kurulu önce- sınde vürütulen kulisler alabildı- ğine yoğunlaştı. Faruk Barut \e Bayram Meral Başkanlıgf nda oluşturulacak iki ayn vönetim lis- tesinin yaklaşık aynı sayıdaki de- legenin desteğini taşıvor olması gözlen henüz taraf belırlememiş olan Tek Gıda-lş Sendikasi'nın tavnna çevirmişti. Dengeyi taraf olacağı listenin seçim kazanması yönünde değiştirecek olan Tek Gıda-lş Sendikası"nın Faruk Ba- rut'un listesini Genel Teşkilatlan- dırma Sekreterliğine bir aday ve- rerek destekleveceğı öğrenildi. Barufun Iistesınde Genel Ma- den-Iş Sendikası Genel Başkanı Şemsi Denizer Genel Sekreter adavı olurken. Genel Malı Sekre- terliğe Enver Toçoğlu'nun. Genel Eğitim Sekreterliğine ıse. Ağaç- Iş Sendikası Genel Başkanı Gü- rol Erçakır'ın aday olacağı bıldı- nldi. Bayram Meral başkanlığın- da oluşacak lıstede Türk-lş'ın Teşkilatlandırma SekreterıSalih Kıiıç ve Genel Eğitim Sekreteri Sabri Ozdeş'ın yer alacakJan kay - dedildı. Öte yandan Bayram Meral'in divan başkanı adayı Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Musta- fa Özbek'ın başkaniığındakı dı- van heyetıne üye veren Şeker-lş. Türk Koop-Iş ve Beledıye-lş Sen- dikalan üyelerinı gerıye çektı. Başkanlık adaylığını resmen açıklayan Faruk Barut ıle onunla birlıkte davranan sendıkalann yaptığı ortak toplantıda. avn bir liste çıkarmaya hazırlanırken ba- zı sendikalann Bayram Meral'in önerdıği dıvan heyetıne üye ver- melen eleştırildı. Bu toplantının ardından divan başkan yardımcı- lığına üye vermev ı kabul eden Şe- ker-Iş ile divana katip üye v ermey i kabul eden Turk Ko- op-lş ve Beledive-lş Sendı- kalan kararlannı geriye al- dıklannı açıkladılar. Aynı toplandı da Bayram Meral'ı destekleyeceği bilınen Mus- tafa Özbek'in ziyaret edıle- rek "bağımsiEİığını koru, de- legelerini ıse serbest bırak" önerisinde bulunma karan alındı. Ziyaret Mustafa Öz- bek bulunamadığı ıçın ger- çekleşemedi. TÜMTİS Sendikası Genel Başkanı Sabn Topçu, Liman- Iş Genel Başkanı Hasan Bı- ber ve Hava-lş Genel Başka- nı Mustafa Yağcı yaptıkları ortak açıklamada "delege ve seçim ağlannın figüranlığı- nı" reddedeceklennı, Türk- lş'ın 17. Genel Kurulu'nda Bayram Meral ve Faruk Ba- rut Başkanlıgında veya her ıkısının de katılacağı bir lis- tenin dışında kalacaklannı açıkla- dılar Sendıka başkanlan belırle- yecekleri ortak tavnn "gerekırse Turk-lşGenel Kurulundaaday çı- karma' bıçımındeolacağını kay- dettıler Uç sendika başkanının açıklamasında şöyle denıldı: "Türk-lş'te sınıf ve kitle sendı- kacılığını hedefleyen. gerçek kimliğimızi ortaya koyarak kım- lıksızlığını üstünden atmış Türk- Iş"ın bırliğını bütünlüğünü koru- masını ve güçlü birörgütsel yapı- ya kavuşmasını isteyen herkesı bu tavır ıçindeolmayaçağırıyoruz". Bugün Dünya Özürlüler Ciinü 'Kimse sorunlanmıza sahip çıkmıyor' İBRAHİM GÜNEL BırleşmışMılletler(BM)kay- naklanna göre dünya üzerinde yaklaşık 550 milyon özürlü ya- şıvor Özürlüler ailelen ile bir- lıkte düşünuldüğünde ıse dünya nüfusunun vaklaşık yüzde 40'ı sakatlığın neden olduğu sorun- lar ıle doğrudan etkıleniyor. Yıne BM verilenne göre Tür- kıye'de 6 milyonu aşkın özurlü bulunuyor. Işın rakamsal boyu- tunu bıryana bırakacak olursak, tüm dünyada olduğu gıbi ülke- mizde de özürlüler ıçın ne yapıl- dığı konusu gündeme geliyor. Ülkemizde sadece bugün de çe- şıtlı toplantılarda sorunlar tartı- şılırken ışın yasal bir çerçeveye oturtulması süreklı erteleniyor. Uygar ülkelerın hemen tümun- de özürlülere venlen hızmetler yasal birbütünlük ıçinde ele alı- nıp gerçekçı ve ışlev sel çözüm- ler üretilirken Türkıye'de henüz tüm yönlenyle sorunu kapsayan "özürlüler yasası* 1 bıle çıkanl- mışdegıl. Ulkemızde özürlülere verilen sosyal hızmetler ıncelendığınde jse hızmetlerın dağınık oluşu göze çarpıyor. Devletin özürlü- ler konusunda hizmet veren ku- rumlara yeterli olanaklar sağla- yamaması ve hizmetlerin verıl- mesi için kurulan kurumlarda gerekli ve yeterli savıda kadro bulunmaması. az sayıda özürlü- nün bu kurumlardan yararlan- ması da "madalyonun arka >ü- zü" olarak karşımıza çıkıyor. Uzmanlar konuvla ılgili ola- rak özürlülerin gereksinimlennı karşılamaya, sorunlannı çözme- ye yönelik kapsamlı yetkı \e yaptırım gücü olan "özürlüler j'asası"nın bir an önce çıkarıl- ması gerektiğine dikkat çektı. Türkiye'de yaklaşık 7 -7.5 milyon insanın özürlü olduğunu belırten Türkıve Sakatlar Kon- federasyonu Başkanı FarukÖz- timur, "Bugün ülkemizde özür- Kinün sokağa çıkma hakkı >ok. Hiç kimse özürlülerin sorunla- nndan baberdar değil. ^ollar- dan tuvaletlere kadar hiçbir şey özürlülere göre düzenJenmemiş. 4-18 vaş grubu arasında 3.5 miİ- yon ö/ürlü çocuk bulunuvor. Devlet ve özel okullar da dahiL ancak 30 bin özürlü çocuk eği- dmden faydalanıyor. Burada ae\letin yetersizüğf söz konusu" (Jedi. | Bir gün ıçın özürlülenn so- nınlanyla ilgilenmenin çözüm aetirmeyeceğini kaydeden. Öz- rjmur. "Çünkü özüriüler her gün bu sorunJanyaşıyor. Konfe- oerasyonumuzun hazıriadığ] bir jksa teklifı var, o da Meclis'te beklivor. Bir işitmeengelli bugün karakola düşse orada işaret diii- ni bilen kişi vok. Bugün Sulta- nahmet'te özüriüler için \apıl- mış tuvalet dahi bulamazsınız*' diye konuştu. Bedensel Engellilerle Daya- nışma Derneğı Başkanı Kemal Demirel ıse ülkemızdekı özür- lülerin ailelen ıle birlıkte yakla- şık yüzde 30'luk bir oy potansı- yeli oluşturduğuna dikkat çeke- fek. RP'nın 1982-1984 yıllan arasında özürlüler prograroı oluşturduğunu söyledi Türkı- ye'dekı bırçok belediyeyı kazan- dıktan sonra bu programı yaşa- ma geçırdiklennı öne süren De- mirel. "Benogünlerdebunuha- val olarak görmordum. İstan- bul Büvükşehir Btk-divesi'nde Özüriüler Koordinasvon Mer- kczi ve içinde her türiü bilginin olduğu bir Özüriüler Bilgi Ban- kası oluşturdular. Ta%\ ıp Erdo- ğan ve Kahraman EmmiogluD- ragoş sahilinde 15 dönümlük bir arazhi MiUi Rmlak'tan habersiz özüriülere tahsis ettiler ve geçen vılın sonunda Fi/ikstl Engellüer V'akfı'nı kurdular. Kahraman Emmioğlu'nun başkanlığını > ü- rüttüğü bu vakfa nereden geldi- ği belli olmayan 20 ile 40 nıilyar lira arasında bir kaynak aktar- dılar" diye konuştu. îstanbul Büyükşehir Beledıyesi tarafın- dan özürlülere konferanslardü- zenlendiğmi belırten Bedensel Engellilerle Dayanışma Derne- ğı Başkanı ve DSP Îstanbul 1 bölge milletvekilı adavı Demi- rel. şöyle konuştu "Bu panellerde dini konular özürlülere anlanlıvor ve ö/ürlü- lüğün dinsel bovutu irdelenivor. Sapık ilişkiler sonucu doğan özüriüler tartışılıyor. Özürün dinden gelen vapısı incefenivor. Bu kişiler e\ lerinden alınarak bu panellere götürülüp getirilivor. Bütün RP'li beledive başkanla- nnın desteklediği bu \akıf faali- yete geçtikten sonra Kartal Be- İedive Başkanı Mehmet Sekmen bize gelerek vakfa katılmamızı istedi ve biz reddedince 'Burada yaşayamazsınız' dedi. Benim "Özürlüler Eğitim ve Kultür Merkezf adlı projeni var, 100 milyar liraya mal olacak. Kay- nağı da hazır. ama vapımını en- gellivoriar. Özüriülerin politika- ya ve dine alet olması yanlıştır." Başbakan Tansu Çiller. dün yaptığı açıklamada "Özürlü va- tandaşlann ürvtime ve toplum- sal yaşama kazandınlmasu fırsat eşhiiği içinde yeteneklerinin ge- liştirilerek sorunlarının en kısa sürede çözümlenmesinin". hü- kümetin hedeflen arasında yer aldığmı bıldirdi. Superman de Çin 'de Çin Halk Cumhuriyeti, sosyalist ilkekrden ödiin vernıemekîe kararjı olsa bi- le, kapılannı ufak ufak kapitalizme açıvor. Pepsi ( ola'nın gördüğü buv ük ilgi ve \lc Donald's önündeki kuv ruklar zihinlerdeki tazeüğini koruyor. \'akırıda Çin'in kontrolüne girecek olan Hong Kong'un bile vönetiminde değişiklik ya- pıknayacağının garantisi bik verildi. Kapitalizm bu, yalnız ekonomisiv le değil kültürüyle de her yere sızıyor. Amerikalılann ünlii çizgi rotnan kahramanı 'Superman'in fiberglastan yapılmış he\keü yaşb Pekinlinin umurunda değil ama gençler hayran™ (Fotoğraf: REUTERS) Sanayi Kongresi -95 'Ozelleştirme vurguna dönüştü' • Prof. Korkut Boratav, sanayicinin 1980'den sonra bıre bir ilişkilerle siyasiler aracılığıyla rant sağlama yönünde ilerledığıni söyleyerek özel sektörün aynı kaygıyla özelleştirmede de v urgun peşine düştüğünü belirtti. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye Mımar ve Mühendis Ödalan Bırlığı (TMMOB) tarafından düzenlenen Sanayi Kongresı'nde, sanayının üretim yapısı, devlet-sanayı ılişkısı. gümrük bırlığı sürecinde sanayi sektörlerı ve rant ekonomısı tartışıldı. Prof. Dr. Korkut Boratav. sanayi sektörünün özellıkle 199O'lı yıllarda üretimını. teknolojisını, pazaryapısını geliştirmek yerıne ranttan gelır sağlama yönünde bir polıtika yürüttüğünü vurguladı. TMMOB tarafından düzenlenen \e "Rant Ekonomisinden Üretim Ekonomtsine" konu başlığında yapılan Sanayi Kongresi-95 dün sona erdi Kongrede, gümrük bırlıgine geçişle birlıkte Türk sanayısının rekabet yapısı ve ekonomının gelışim süreci degerlendınldi. Bılkent Lnıversıtesı öğretım üyesı Doç Dr. Erinç \eldan ıle Mılli Protüktıvıte Merkezi'ndan Ahnıet Haşim Köse'nın kongreye sunduklan bıldınde. gümrük bırliğıne gınşle birlıkte. özellıkle ıç pıyasada tekelcı yapıda çalışan sektörlenn rekabete gıreceklerı vurgulandı. Türkıye'nın. Avrupa Bırlığı'nden ağırlıklı olarak ağır sanayi. elektronık. mekanık mal ithal ettiği Türkıve'den de tekstıl ağırlıklı ıhracat yapıldığına dikkat çekılen bıldiride. gümrük bırlığı sürecinde dış tıcaretın de aynı çerçevede gelışeceğı belırtıldı. Gümrük bırlığiyle birlıkte yeniden düzenlenecek vergı sıstemının ılk aşamada ekonomıde bir daralma yaratma tehlıkesı oluşturduğu da kaydedılen bıldınde. kamu gelırlennın aıitınlması ıçın yenı vergı düzenlemelenne olacak gereksinimlere de dikkat çekıldi. Kongrenın önceki gün yapılan Türkiye'de çağdaşlaşma sürecinın gelışımı konulu ılk tartışmasmda SBF öğretim üyelerinden Prof. Dr. Sina Akşin özelleştirmenın, halka basın-yayın yoluyla tek çözüm gıbi gösterildığini. vatandaşlann bilinçsizce özelleştirmeden umut bekledıklenni söyledi. Akşin. özelleştırme ıçın KlT'lerin zarar ettiği gerekçesinın de kabul edılenıez olduğunu vurguladı SBF öğretim üyesı Prof. Dr. Boratav da. "Ekonomide Yönetim Yapısı 1 " konulu tartışmada. 196O'lı yıllarda özel sektörle siyasiler arasında tampon görev ı gören ve rantın sektörlere, endüstriye adil dağılımını sağlayan bürokrasinin 1980'îerden sonra kaldınldığını söyledi. 8O'lı yıllarda, özel sektörle siyasilerin rant dağılımında bire bir ilışkiye gırdığıne, özel sektörün bıreysel rant kaygısıyla siyasilerle temas kurduğuna ve rant dağılımının ilişkilerle sağlandığma dikkat çeken Boratav. özelleştirmenin de bu çerçevede vurgun sağlama çabasına kaydığını söyledi. Büyük sermaye gruplannın özelleştirmeden vurgun sağlamak için siyasilerle çalıştığını aniatan Boratav. özellıkle 90"lı yıllarda sanayıcinin üretimıni arttırnıak, yeni pazarlar yaratmak yerine rantla kâr sağlamaya. fon yönetimiyle, üretim dışı gelirlerle büyümeye çalıştığını vurguladı HAFTAYA BAK1Ş AHMET TANER KIŞLALI Neden? Insanı en rahatsız eden şeylerden birisi, gerekçe- sinı açıklayamadığı davranışlardır. Çünkü -bilınçlı ya da bılinçsiz olarak- her şeyde bir neden - sonuç iliş- kısi aramak, insanoğlunun doğasında vardır. Bir dın devletı kurmak isteyenlerın, Atatürk'ü yık- mak istemelennı anlayabılirsiniz. Güneydoğu'yu koparıp bir ırk devleti kurmak iste- yenlerın, Atatürk'ü yıkmak ıstemelerini anlayabılirsi- niz. İlhan Selçuk'un -çok özlü biranlatımla- "yeniman- dacılar" olarak nitelendirdiklerının, Kemalizmi engel görmelerıni de anlayabılirsiniz. (Hatta -mandacılar dı- şındakilere- saygı da duyabilırsiniz.) Ama "laik-demokratik cumhunyet" yanlısı diye or- taya çıkanların.. bu üç kesımın değirmenine su taşı- mak için çaba göstermesinı anlayamazsınız. Ve ken- di kendinıze sorarsınız: - Cehaletten mi gafletten mı yoksa ıhanetten mi? • • • Özel bir TV'de, geçen yıl bir ızlence hazırlanmıştı. "Resmı tarıh "e saldırıyor görünerek Atatürk'ü ve Kemalizmi karalamaya... Vahdettin'ı kahraman yap- maya.. dıncı güçlerin sırtını sıvazlamaya yönelik bir izlenceydi bu. Üstelik de.. belki gözden kaçmıştır diye, ekrana i- kı kez getirilmişti. M. Kemal'i Samsun'agöturen geminin "eski veku- çük" değil, transatlantik boyutlannda olduğu... Vah- dettin'ın, M. Kemal'i "vatanı kurtarması için" görev- lendırdığı ve -kışisel servetinden- paraya boğduğu.. tekke ve zaviye gibi "ılım ırfan yuvalan "nın kapatıl- masının "buyük hata" olduğu öne sürülüyordu. Üstelik -tüm yansız yayıncılık ilkelerı çığnenerek- sadece tek tarafın görüşlerine yer verılmıştı. Verilmek istenen mesaj açıktır - Bizi aldatmışlar!.. Atatürk şişırılmış, Vahdettın'e ve dinci guçlere de yazık edilmıştir! Oysa bu ızlenceyi hazırlayan ve sunan "gazeteci", dinci falan değıldı... Yaşam bıçıminin de bir "din dev- leti" ile bağdaşmasına oianak yoktu. • • • Geçenlerde aynı TV kanalında, benim ızleyemedi- ğim bir başka izlence daha, büyük tepki topladı... Ve aynı yayın grubu ıçindekı SABAH gazetesınde yazan Hıncal Uluç, sonunda patladı. Şunları yazdı: "Yolumu çevirip soruyor gençler, atv'nin perşem- be ve cuma gecesi yaptığı yayınlardan rahatsız olup olmadığımı... Evet, oldum... Bu tür yayınların beni çok rahatsız ettiğini çok ön- celeri de yazmıştım. Ben, ellenne geçen ilk fırsatta düşünce özgürlü- ğünü yok edeceklerini. demokrasiye son verecekle- rinı açık açık ilan edenlere hem de tam seçim düze- yine gırilmışken ekranlarda saatlerce söz hakkı veril- mesini demokratlık kabul etmıyorum. Ben Atatürk'ün hem kendısine hem de kurduğu cumhuriyetin tüm ılkelerine sövenlere, şovyapma fır- satı verılmesini sorumlu yayıncılık anlayışıma sığdı- ramıyorum. Savaş Ay, nasıl bir yanlış yaptığını kabul etti, er- tesi gün yazdı ve özür dıledi... Şımdı sıra Ali Kırca'da..." • • • Avrupa, Nazizmı ve faşızmı yaşayarak akıllandı. "Demokrasmin sağladığı olanaklann demokrasiyi yok etmekıçtn kullanılamayacağı" ilkesinı kabul ettı... A- ma bu akıllanmanın bedelını de çok ağır ödedi. Bugün Almanya'da, Hitler'in kıtaplarını bir başka dıle çevırmek bıle yasak. Neo- Nazı propagandası yaptıkları gerekçesiyle, müzik grupları yasaklanıyor. Nazı dönemi tarih kıtaplarından sılinmiş... Ateşı tutanlann ellennin yandığı ortada... Ateşin el- le tutulmaması gerektığinı anlamak ıçın yıne de bızim elimizin mı yanması gerekıyor? "Cahil"\ere doğruları öğretmeli! "Gaff/"lerı -zor da olsa- uyandırmalı! Ve bunlar yapılmalı kı ortada sadece "hain"\er kal- sın!.. SıpsıvrıL Öğrencilerine mektup gönderdi • • • Oğretıııenden Islaııı propagandasıANK.\RA(A.NKA)-Lı- se öğretmenı, oğrencıler ıie ıletışımini mektupla kuru- yor. Ankara Sincan Fatıh En- düstn Meslek Lisesi Edebı- yat öğretmenı Şükrü Üna- lan, Öğretmenler Günü'nde öğrencilerine dağıttığı. "Öğ- renciye Sesteniş" başlıklı mektubunda, en üstün ogre- racının "Allah", en büy ük öğ- retmenlerın ise "pejgam- berler*" olduğunu belirtti Edebıv at öğretmenı Şükrü Ünalan, öğrencilerine dağıt- tığı "'Öğrencive Sesleniş" başlıklı mektubuna "Sizlere olan bütün duvgu vedüşün- ceierimi ifade etmeve çahs- sam,denizlermürekkep, bü- tün ağaçlar da kalem olsa v i- ne vetnıez" dıverek başladı Mektubunu "Ne mutlu bizte- re ki ilk sözü oku olan kale- me ve satırlara emir eden bir \üce rabbe inanıvuruz. Rab- bimiz Allah. Kuran'ın ilk in- en avetlerinde kendisini alle- me vani en büvük ve en üs- tün öğretici olarak tanıtmak- tadır. Tarihin en büvük öğ- rermenleri, insanlan a\dın- lıklara çağıran pevgamber- lerdir" şeklınde surdüren Ünalan. peygamberlerın "ahlakı, şerefı, se\ gijt adale- ti. açı dov urmav ı. çıplağı giy- dirmeyi" özendirmeye, "zu- lüm. kötülük. hırsızlık. ya- lancıhk, emanete hıyanet, başkalannın hakkına teca- vüz ve faizden" sakındırma- ya yönelik çalışmalar yap- tıkjannı belirtti. Ünalan. şöyle devam ettı: "Toplumda paran kadar ko- nuş anlayışı hâkim olmuştur. Kitap merkezli bir dünva- dan. sermayesi valan oian medva merkezli bir dünyaya kav dırıldık. \ptal kutusu olan televizyondan akan kir- li görüntüler evimizi foseptik çukuruna çevirdi. Telev izvon sey rede seyrede okuyucu ol- ma vasfımızı kavbedip, zul- nif, haksızlığa kârşı da sev ir- ci olan insanlar oluverdik." Adil Duzen maceracılarını ÜPÜRGİTSİN! TEMİZLİĞE PARTİSİ 1383 GUN KALDI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle