Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 29ARALIK1995CUM)
HABERLER
1995te grev
rekoru kınldı
• ANKARA (AA) - Geride
bırakmaya hazırlandığımız
! 995, grevler açısından da
rekoryılı oldu. 1! aylık
dönemde, toplam 200 bin
79 işçının katıldığı 121
grevde 4 milyon 841 bin
317 ışgünü yitınldı. ) Ocak
1995ile30Kasım 1995
tarihleri arasında 171'i
kamu. 329 "u özel sektör
olmak üzere çeşıtlı
işyerlerinde toplam 500
grev karan alınırken.
bunlardan 366'sı taraflar
arasında uzlaşma
sağlanması üzerine
kaldinldı. Aynı dönemde
178 bin 665 binı kamu. 21
bin 414"ü özel sektör
olmak üzere 3 bin 371
işyerinde uygulanan 121
greve toplam 200 bin 79
işçi katıldı. Kamuda
uygulanan 70 grevde 4
milyon 246 bin 86. özel
sektörde uygulanan 51
grev de 595 bin 231 olmak
üzere. toplam 4 milyon 841
bin 317 işgünü v itırildı.
Dünya Barış
Günü davası
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-HADEPGeneİ
Sekreter Yardımcısı
Seraceddin Kıncı ve tıvatro
sanatçısı Orhan Aydın'ın I
Eylül Dünya Banş
Günü'nde yaptiklan
konuşma nedeniyle
yargılanmalanna Ankara 2
No'lu DGM'de başlandı.
Kıncı ve Aydın'ın 1 Eylül
Dünya Banş Günü'nde
Ahmet Ârif Parkı "nda
düzenlenen mıtingde
yaptıkları konuşrnalarda
bölücülük propagandası
yaptıldan gerekçesiyle
açılan davada, ilk gün
duruşmaya sadece Kıncı
katıldı. Orhan Aydın ve
diğer sanıklann
bulunmaması nedeniyle
duruşma ıleri bır tarihe
ertelendı.
Miltetvekilleri
TBMM'de
• ANKARA (Curahuriyet
Bürosu) - 20. dönemde
parlamentoya gıren
millervekillerinden 19'u
mazbatasını alırken.
bunlardan 5 milletvekili
dün TBMM'ye gelerek
işlemlenni yaptırdı.
Milletvekilleri. gerekli
formlan doldurup
kendilerine bılgi ıçin
verilen anayasa, içtüzük ve
sağlık hızmetleri rehbenni
aldıktan sonra TBMM'de
hazırlanan stüdyoya gırerek
milletvekilı albümü için
fotograf çektırdi ler.
Tümer görevi
kabul etmiyop
• İZMİR (Cumhuriyet
Ege Bürosu) - Kültür
Bakanlığı'nca Jzmir I
No'lu Koruma Kurulu
üyeliğine atanan mımar
Prof. Dr. Gürhan Tümer. bu
görev i kabul etmeyeceğinı
açıkladı. Prof. Dr. Tümer,
daha üst boyutlarda çözüm
ve çaba gerektiren kurul
üyeliği görevinin kendi
alanını da doğrudan
ilgilendirmediğini bildirdi
Kültür Bakanlığı, bir süre
önce "çalfşmalan
kitlendiği" gerekçesiyle
İzmır 1 No'lu Koruma
Kurulu üyeleri Doç. Dr.
Numan Tuna. yüksek
mimar Erhan Acar ve Doç.
Dr. Incı Kuyulu'yu
göreylennden almış, Prof.
Dr. ÖmerÖzyiğit ile Prof.
Dr. Çınar Atay'ın da
görevlerinden alınmalan
için YÖK'e başvuruda
bulunmuştu.
Bağ-Kup davası
• ANKARA (AA)-
Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanlığı'nın suç
duyurusu üzerine. eskı
Bağ-Kur Genel Müdürü
Hilmi Sabuncu'nun da
3ralannda bulunduğu
kurumun 17 üst düzey
yöneticisinin. görevlerini
kötüye kullandıklan
gerekçesiyle
yargılanmalanna devam
edıldı. Ankara 9. Asliye
Ceza Mahkemesi "nde
görülen davanın dünkü
duruşmasında hâkimin
bilirkışı raporunun
geldiğini hatırlatarak söz
verdiği sanıklaravukatı,
rapora karşı bir
diyeceklerinin
bulunmadığını söyledi.
Cumhuriyet savcısı ise
bilırkişi raporunda birçok
eksiklik bulunduğunu.
yapılan işlemlerde hata
yapılıp yapılmadığının
tespitinin gerekli olduğunu
belirterek, çelişkilerin
düzeltildığı yenı bır rapor
alınmasını talep ettı.
Mahkeme hâkımı. savcının
butalebini yerinde görerek
duruşmayı başka bır tarihe
erteledı.
Öğretim üyeleri, programı 'uygulanamaz' olarak niteledi
Mantığa ters
Adil ekonomik düzende önerilen
görüşlerin hiçbirinin
uygulanamayacağını söyleyen
Prof. Erdoğan Alkin, savunulanlann
iktisat mantığına aykın
olduğunu söyledi.
Amaç, halkı tahrik
Prof. Dr. Türkel Minibaş ise adil
düzeni bir ütopya olarak tanımladı.
Prof. Yüksel Ulken de programın
"polirik olarak halkın duygulannı
tahrik etmek" amacıyla
oluştumlduğunu belirtti.
V(lil düzen sadece ütopyatSTANBUL(AA)-lstanbul Üniversitesı
(fÜ) iktisat Fakültesi öğretim üyeleri,
"RP'nin adil ekonomik düzeninde iktisat
mantığının bulunmadığınj, uluslararası po-
litika ve ülke gerçeklerine u> mavan bu dü-
zenin. bir ütopya olmaktan ileri gidemeye-
ceğüıi" savundular.
Tü iktisat Fakültesı öğretım üyelerinden
Prof. Dr. Erdoğan Alkin, adil ekonomik dü-
zende savunulanlann. iktisat mantığına ay-
kın olduğunu öne sürdü.
Alkin şunları söyledi. "Eğer RP bir hü-
künıet oluşturursa, orada uygulavacaklan-
nın başka olacağını görecek. \ergi, faiz ve
gümriik biriiği konusundaönerilenlerüu ne
dünya gerçeklerine, ne uluslararası poütika-
\a ne de ülke gerçeklerine uygun bir tarafi
var. Edindtğim izlenim. bunlann hiçbirinin
uygulanamaz olduğudur.r
Prof. Alkin. RP Genel Başkanı Necmet-
rin Erbakan 'm -Gümriik birüginden (GB)
hemen çıkacağız" şeklındeki sözlerini de-
gerlendinrken de "GB,otomarik olarak gi-
rilmiş bir süreçtir. AP'nin onav ı bir fonna-
litedir. Bunun hükümetlerle ilgisi yoktur.
Düma,gümnaksüzbirdümayagidryor.Bun-
lar politik birgösteriden ibarettir" diye ko-
nuştu.
Erbakan'ın faiz konusundaki düşüncele-
rini de eleştiren Prof. Alkin. "Faizsiz para
satmak, bedava elma sarmava benzer. Niye
paranıı ödünç veneyim* dedi.
Prof. Viiksel L'Iken ise adil ekonomik dü-
zende iktisat mantığının bulunmadığını sa-
\ unurken "Adil ekonomik düzende her şev
var. Fakat iktisat mantığı vok. Çünkü. bun-
lann uygulanma kabiliveti sıfırdır. Politik
olarak halkın duvgulannı tahrik etmek ba-
kımmdan iteri sürülmüştür"' diye konuştu.
Osmanlı'da faiz
Osmanlı fmparatorluğu zamanında fa-
izin yasaklanmasına karşılık. hiçbirzaman
kaldınlamadığına dikkati çeken Prof. Ülken,
'Faizin kaldınlamaz bir fonksiyonu vardır"
dedı. Türkıye'nin Avrupa ülkeleri ile tica-
n ilişkilerinı kesmesının mümkün olama-
yacağıni sav unan Prof. Ülken. "İslami pa-
Dev-Yol davası 15 yıl sonra sonuçlandınldı, 23 sanık yeniden yargılanacak
Yargıtay., 7 idam onadı
• Dev-Yol şefleri Pekdemir
ve Dirik, yeniden
yargılanacak. Ana Dev-Yol
davasında 176 sanığın
cezası zamanaşımından
düştü. Sanıklardan 88'i
hakkındaki mahkûmiyetleri
onayan, 64'ü için
düzelterek onama karan
veren Yargıtay 11. Ceza
Dairesi, 23 sanıga verilen
mahkûmiyet cezasını
aleyhte bozdu.
ANKARA «Cımhurhef Bürosu)
-12 Eylül dönemınin en çok sanık-
lı davalan arasında yeralan 723 sa-
nıklı ana Devnmci Yol davası, 15
yıl sonra sonuçiandı.
A.skeri mahkemenin karannı
temyiz eden 359 kişinin durumu-
nu ınceleyen Yargıtay 11. Ceza Da-
iresi, idam cezasına mahkûm edi-
len 7 sanıkla ömür boyu hapis ce-
zasına çarptınlan vearalannda mer-
kez komıte üyelerinin de bulundu-
ğu 36 sanıkla ılgili karan onadı.
Yargıtay. 176 sanığın cezasını za-
manaşımı nedeniyle ortadan kal-
dırdı.
Davada 2 yıl ile 20 yıl arasında
değişen çeşıtli ağır hapis cezalan-
na çarptınlan sanıklardan 88'i hak-
kındaki mahkûmiyet cezalannı da
onayan. 64'ü için de düzelterek ona-
ma karan veren Yargıtay 11. Ceza
Daıresı. Dev-Yol'un liderlerinden
Meiih Pekdemir ve Akm Dirik'in de
aralannda bulunduğu 23 sanık hak-
kındaki mahkûmiyet karannı aleyh-
te bozdu. Bu sanıklar. ağır ceza
mahkemesinde yeniden yargılana-
caklar.
15 yıktır sfiren dava
12 Eylül öncesi olaylara kanştık-
lan gerekçesiyle gözaltına alınan
binlerce insandan 554"ü hakkında
Ankara Sıkıyönetım Askeri Savcı-
lığı. 26 Şubat 1982 günü. Ankara
1 No'lu Askeri Mahkemesi'ne da-
va açtı.
Daha sonra yaklaşık 80 iddıana-
meyle ayn ayn açılan davalar, bu ana
Dev -Yol davasına birleşririldi ve sa-
nık say ısı 723 'e çıktı. İlk duruşma-
sı 18 Ekim 1982 günü yapılan ve
yargılaması 6 yıl 9 ay süren dava-
da karar, 19 Temmuz 1989 günü
verildi.
Askeri mahkeme, sanıklardan
7'si hakkında idam, 39'u hakkında
müebbet. 346'sı hakkında 2 ile 20
yıl arasında degişen ağır hapis ce-
zası. 129 sanık hakkında da zama-
naşımından düşme karan verdi. 177
sanık hakkında beraat karan veren
mahkeme, bazı sanıklar hakkında
da görev sizlik karan verdi.
Sanıklar, 1991 yılındaçıkan Te-
rörle Mücadele Yasası ilegetirilen
•'şartli tahliye'%
den yararlanarak tah-
liye edılmişlerdi. Idajn cezasına
mahkûm olanlar 10 yıl. ömür bo-
yu hapis cezasına mahkûm olanlar
8 yıl hapis yattıklan için. yasa ge-
reği şartli tahiiyeden yararlanmış-
TBMM
Uç idam
dosyası
bekliyor
Haber Merkezi - Türkıye Büyük
Millet Meclisi'nde ikisi adlı, biri
sıyası toplam üç idam hükümlüsü-
nün dosyası bulunuyor. Adli suçtan
idama hükümlü Seyfettin Uzun-
diz'in dosyası TBMM Genel Ku-
rulu'nda, adli suçtan idama hüküm-
lü BekirCedik ile PKK davası ndan
idama cezasına çarptınlan Niza-
mettin Ozoğlu nun dosyalan ıse
Adalet Komisyonu'nda. Bu kişile-
rin dosyalan AdaJet Komisyonu'nda
incelendikten sonra TBMM Genel
Kurulu'nagönderilecek Yargıtay da
ise 26 idam hükümlüsünün dosya-
sı incelenmeyı bekliyor.
723 sanıkh ana Devrimci Vol davasında onanan karar, Avrupa İnsan Haklan Mahkemesi'ne götürülecek.
lardı. 723 sanıktan 359'u. kararı
temyiz ederek Askeri Yargıtay"a
başvurmuştu. Davanın temyiz is-
temi, 1994 yılının başında Askeri
Yargıtay'dan Yargıtay'a devredil-
mışti. Yargıtay 11. Ceza Dairesi'nde
ilk temyiz duruşması 30 Kasım
1995 günü yapılan 359 sanıkh ana
Dev-Yol davasında, karardün açık-
landı.
Dunışmada, bir kısım sanıklar
ile avukatlan hazır bulundu. Kara-
rı açtklamadan önce Ceza Dairesi
Başkanı Sabih Kanadoğlu, sanıkla-
nn karan ayakta ve sükûnet içinde
dınlemeleri gerektiğini bildirdi.
Sanıklardan 176'sı hakkında ve-
rilen mahkûmiyet kararlannın ona-
narak zamanaşımı nedeniyle orta-
dan kaldınldığını kaydeden Kana-
doglu. 88 sanık hakkındaki mahkû-
miyetin onandığını. 64'ü hakkında-
ki karann ise düzeltilerek onandı-
ğını belirtti. Kanadoğlu, bu sanık-
larla ilgili 1402 sayılı yasa gere-
ğince üçte biroranındaki ceza art-
tmmının da ortadan kaldınldığını.
kamu hakJanndan yararlanamama
süresinin ise 5 yıldan 3 yıla indiril-
digini açıkladı.
Kanadoğlu. Dev-Yol'un merkez
komite üyeleri Oğuzhan \füftüoğ-
lu, Mehniet Ali Y ılmaz. Ali Alfatlı.
Ali Başpınarve Nasuh Mitapın da
aralannda bulunduğu 36 sanık hak-
kında venlen ömür boyu hapis ce-
zalannm onandığını belirtti. Kana-
doğlu, Mehmet Memduh L >aru.Sa-
derrin Kahraman. Eml kartaL Aril-
la Kılıç, Teıfik Güneş, Ertuğrul Ak
ve Kemal Özer'ın de idam cezala-
rının onandığını kaydettı.
Omür boyu hapis cezasına hü-
kümlü Akın Dirik ve Melih Pekde-
mir'in cezasının aleyhte bozuldu-
gunu.bu sanıklann TCY'nin 146/1.
maddesi gereğince idama mahkûm
edilmesi gerektiğini açıklayan Ka-
nadoğlu. cezalan aleyhte bozulan
sanıklann ağır ceza mahkemesin-
de yeniden yatgılanacaklannı ifa-
de ettı.
Da\a, Avrupa yoltında
Sanıklar karara se% inmezken sa-
nık avukatlanndan Mehdi Bektaş,
"Bu dava bizi ha>al kınklığına uğ-
rattı
n
dedi. Karann sıyası olduğu-
nu öne süren Bektaş. arkadaşla-
nyla görüştükten sonra bu davayla
ilgili Avrupa İnsan Haklan Mah-
kemesi'ne başvuracaklannı bildir-
di.
zar düşüncesi. hiç geçeriiliği olmavan bir
düşüncedir. Amacu halkın duygulannı tah-
rik etmektir" şeklınde görüş bildirdi. Prof.
Ülken. ANAYOL-SOL koalisyonu kurulma-
sı halinde, Türkiye'de baş^nlı biryönetimin
sağlanabıleceğini söyledi
Prof. Dr. Türkel Minibaş da adil ekono-
mik düzeni "iyi bir slogan. ancak bir ütop-
ya" olarak niteledi.
Adil ekonomik düzenın mevcut model-
lerden farklı bir model olmadığını anlatan
Prof Minibaş, "Bunun gerçekleşmesi için
uyguianan araçlardan ba/.ıiarı. laten bu-
gün uygulanıyor. Diğeıieri ise çok ütopik"
dedı. Prof. Mınıbasj. Erbakan'ın faiz konu-
sundaki düşüncelerini de eleştirerek şunla-
n söyledi:
"Çok pariak bir şekiJde fî-
nanspiyasalannda ortay~açt-
kanlan (sdem senedi) konu-
su var. Selem senedLforward
prvasalar zaten. Yani şu an-
da MerkezBankası'nın \ade-
li kur pivasasında gündeme
getirdiğı fonvard pi\asalar.
.Ancak ycni bir sev gibi in-
sanlara sunuluyor."
Erbakan'ın "MerkezBan-
kası hükümet kurulana ka-
dar dö\iz satmasın" şeklın-
deki demecını de eleştiren
Prof. Dr. Minibaş. şunları
kaydettı:
"Abesie iştigal dne btına
denir. Kendisideğil. başkaia-
n sövleseydi. kendisi de a>a-
ğa kalkardı. Ama Savin Er-
bakan 'ın bir lafı. döviz pi>a-
salannıalt-üstetmiştir. Ban-
ka kredilerine limit getiril-
mesine, faizdeki >ükselmeve
karşılık, döviz kuriannı > ük-
seltmiştir. Şu anda Tatıtaka-
lebirbirini yiyor.'Ben geldı-
ğim zaman döv iz satmayaca-
ğım' drvor. Halk da döv iz al-
maya hticurn edıŞor. Türki-
ye'nin dö*izartışını sağla>a-
cak kanalı vok. Kendisi ve
yandaşlannın bütün vaünrn-
lan dö\iz üzerine. Ö zaman
el altından bütündöv izbüro-
lanna döviz satacaklardır."
Bir lokma, bir hırka
Türkiye'de halen seçim
ekonomısınin yükü olduğu-
nu, 5 Şubat 1996 tarihinde
IMF ile stand by anlaşması-
nın süresinin bitecegıne dik-
kati çeken Prof. Minibaş. Er-
bakan'ın bu faturayı üstlen-
mek arzusunda olmadığını.
ancak topluma "Cördünüz
mü ev halkım, ben uğraştım.
ama olnıadı. Benimle koalis-
yon kurmayacaklar" mesa-
jı vereceğini savundu.
Erbakan'ın ancak kendi-
si gibi "bir lokma, bir hırka"
felsefesini benimseyen kit-
leler için alternatif olabilece-
ğini öne süren Prof. Minibaş.
"Oniardan birazdaha tevek-
kül, biraz daha sabır is-
tevecek" dedi.
ANAP'lı Ahad Andican: Dincilikle dindarlık birbirine kanştınlıyor
Özbekkökenli milletvekUiMeclis
9
te
• TBMM'ye bu yıl
Özbek kökenli bir
milletvekiligirdi:
ANAP'lı Ahad-
Andican.
Özbekistan'tan üç
aylık bebekken gelen
Andican, Konya'da
büyümüş. Dr.
Andican, insanlann
dindar olmalanrun
dinci olmalannı
gerektirmediğini
belirtiyor.
HÜLVA TOPCL
ANAP millervekili Ahad Andican,
İstanbul'un 3. seçim bölgesınde, hayli
yoğun bır seçim calışması ile kendisinın
söylemiyle "Biraz da riske atılarak"
millervekili olmuş. Doktorolan Andican
uzun yıllar Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde de
öğretim üyeliği yapnıış. 1970'li yıllardan
itibaren Sovyet Bloku, daha sonra da Türk
cumhuriyetleri ile ilgili çalışmalar vapan
Andican, Turgut Özal ve Mesut V'ılmaz'a
bu konularda danışmanlık yapmış.
Türk cumhuriyetleri kurulduktan sonra
yapılan anlaşmalara Dışişleri Bakanlığı
yetkilileri ile birlikte katıldığını söyleyen
Andican, "Sayın Özal ve \ ılmaz
döneminde politika île daha fazla
yakınlaştım. Millervekili olarak politika
yapmava karar verdim" diye konuşuyor.
Teklifin Mesut Yılmaz'dan geldiğini
belirten Andican, topluma daha global ve
makro anlamda hizmet vermek amacıj la
milletvekili olduğunu belirtiyor.
Aday oldugu 3. bölgede DYP'nın özellıkle
sahil şeridinde beklenenin üzerinde oy
aldığını vurgulayan Andican, bunun
nedenini. "Sahilde, Bakırköy, Çekmect.
Avcılar ve Silivri'de DYP'nin oyları
beklenenin üzerinde. Çünkü enflasyon
sahil şeridinde yaşayanları rahatlattı,
geiirini arttırdı. Oysa varoşlarda aldığı oy
düştü" dive açıklıvor
•Refah'ın yükselişi durdu'
Sohbetimizin ılerleyen dakikalannda seçim
sonuçlarını Türkiye genelinde de
değerlendiren Andican, DYP'nin "daha az
oy alması" beklendiği için kamuoyunda
"başarılı" imajını verdiğinı savunuyor.
DYP'nın geçen seçımlerden birinci parti
olarak çıktığını. bu seçımlerde ıse 3. sıraya
düştüğünü vurgula>an Andican. seçimlerin
en önemli sonucunun RP ile ilgili olduğuna
dikkat çekiyor RP'nin bu seçimlerde
yükselişinin durduğunu öne süren Andican
görüşlerini şöyle açıklıyor:
"Açıkçası her seçimde oy oranını yüzde 6
oranında arttıran RP'nin bu seçimlerde
alacağı sonuç beni de kaygılandırıvordu.
RP hücresel çalışma sistcmini sürdürse
bile büyük sıçrama vapamaz. RP'nin
yöntemlerine benim inancım yok. İ'topik
bufuvorum. RP'nin Türkive'vi 21.
y ü/v ıla taşıyacak bir açılımı da
söz konusu değil. Tamamen
ütopik bir İslanı dünvası
ka» ramına, ütopik bir fslam
dünvası ekonomisine ve ütopik
bir İslanı dünvası ile
modernizasyon yaratacağını
sanıyor." RP'nin güç
kazanmasında sağ ve sol
partilenn yanlışlannın da etkisi
olduğunu öne süren Ahad
Andican, merkez solun, dincilikle
dindarlıgı, merkez sağın ise
laıklikle laikçilik kavramlannı
birbirine kanştırdığını savunuyor.
İnsanlann dindar olmalannm
dinci olmalannı gerektirmediğini
söyleyen Andican. "Maalesef
alnı secdeve değen her insanı
soldaki kesim dinci diye
değerlendirdi. Merkez sağdaki insan da
bunları karıştırarak merkez solun
sertleşmesini sağladı. Kurallar dışında
fikri ve dini düşüncenin temsil
edilemeveceği bir ortam yaratılması
laikçiliktir. Bugünkü >anlışlık RP'vi
besleyen bir ortam oluşturdu. Kemaüzmi,
laikli'ği reel bir tanıma oturtamadık" diye
konuşuvor. DSP ve DYP ile yapılacak bir
koalisyona olumlu bakan, Türkiye'de sağ ve
sol kavramlarınm kullanılmaması
gerektiğini sav unan Ahad Andican,
partilenn belirli ilkelerde anlaşarak ülke
yönetiminı paylaşabileceklenni söylüyor.
Siyasi partileri, "Turkiye'yi 21. vüzvıla
taşıyacak demokratik politikaları
üretmek isteyenler ve istemeyenler" diye
ikiye ayıran Andican. konuşmasını şu
sözlerle noktalıyor: "Sağ ve sol kavramlan
geçmişte kaldı. Bu kavramlar merkez sağ
ile solun sertleşmesine neden oldu. Ülke
sorunları ortak idare ile çözülebilir.
Türki>e önümü/.deki süreçte Avrupa'da
etkili bir ülke olmavı hedeflemelidir.
Çünkü Avrupa'da etkili olan Türkiye,
fslam ve Türk dünyasında da büyük bir
güç haline geiir."
BIR BAKIMA
SERVER TANİLLİ
Yeni Bir Yılın Eşiğinde...
Bır seçim bitti, şimdi seçenekler aranıyor.
Ne var ki, olası seçeneklerden hıçbırisi, Türkıye'nin
önünde aydınlık ufuklar açacak türden değıl.
Böyle olacağı da bellıydı aşağı yukarı...
Bu seçim, olsa olsa bir önemli gerçeğin altını çiz-
miştır. Gazetelerden okuduğumuza gore, iran rad-
yosu, Refah Partisi'nın genel seçımlerden birinci
parti olarak çıkmasını, "Türk halkının Islami yönle-
rinın 70 yıl sonra laik düşünceye galip gelmesi" bi-
çiminde duyurmuş.
Bakın mollanın yediği herzeye!
Hemen hatırlatmjş olalım: Refah Partisı, tüm oy-
lann yüzde 22'ye yakın bır bölümünü kazanmıştır;
onu pek yakından iki sağ parti ızlemekte; arkadan
da. toplam oylan yüzde 25 dolayındakı sosyal de-
mokratlar gelmektedir. Böylece. Türkiyeli seçmen-
lerin yüzde 80'ine yakın bir krtlest. şeriatçı düşünce-
nin karşısındaki partileri yeğlemiştir. Gözlere asıl
çarpması gereken bu ikincı orandır; ve toplumumu-
zun yönelimı kadar sağduyusunu da göstermekte-
dir. Bu çerçevede olmak üzere, Refah Partisi kıl pa-
yı birincidir.
Kara mollaların sevıncı kursaklarında kalsın!
Öyle de olsa, demokratik kurallar ışletılmeli; se-
çimlerde en çok oy almış bir partinin başkanı ola-
rak, hükümeti kurma görevi önce Necmettin Erba-
kan a verilmelidir. Tersi, bır dışlama olur; ıçerde ve
dışarda da olumsuz yankılara yol açar.
Başka seçenekler. Erbakan'ın gırişıminde başan-
sız kalması halinde söz konusudur.
Eğilın kulağınıza söyleyeyim: Isterim de hüküme-
ti kurmasını Refah Partisi'nın!
Ona oy verenlerin öyle sadece din-diyanet aşkı-
na hareket ettiklerini sanmayınız; çoğunluğu, bu
eşitsiz düzende gerçekten okkanın altına gitmiş
olanlar ve ışin acı yanı, umutlannı da yitirmiş olan-
lardır. Daha insanca, daha adil bır duzenin özlemi jçin-
dedir bu insanlar.
Öyle de, ne verebilir Refah Partisi onlara?
Pek haklı özlemlerini, bu arada vicdanlarını da sö-
müren bu parti. o safsatadan ileri gıtmeyen "adil
düzen" programıyla nasıl köklü bir degışiklığe gıde-
bilir onlann yaşamında?
Yapacağı, ıktıdarda da vicdanlan sömürmek ve göz
boyamaktır. Eteğındekı taşları dökmelıdir Refah Par-
tisi ve bızzat kendısine bel bağlayanlann gözünde
foyası ortaya çıkmalıdır. Ne yapalım? Böyle olacak-
tır o ınsanlann bilinçlenmesi!
Bu seçimde, seçmenlerin, merkez sagdaki iki par-
tiye, ANAP'la DYP'ye "birleşin "çağnsında da bulun-
duğu doğrudur. Oniardan bir hükümet çıkarmak için
yıûınla çaba harcanacak, başlandı da...
Tyi de, şu içinde bulunduğumuz çapaçullukta hiç
mi paylan yok onlann?
Bugüne değin, arka arkaya bu sağ partiler yönet-
medı mi Türkiye'yi?
Geçmişte ne verdiler kı gelecekte de versinler?
Bütün örnekler bir yana, kambur üstune kambur
ekleyen şu seçim ve onun sonuçları, bır DYP'nin la-
ubaliliğinın ve ufuksuzluğunun eseri değıl midir?
Sen kalk, yapılması gereken yığınla düzentemeyi
yapmak şoyle dursun, bir de hiçbir ülkede rastlan-
mayan yüzde 10'fuk bir "ulusal baraj" tezgâhial Şim-
dı Güneydoğu'da birinci parti durumuna yükseldiği
halde baraja takılıp kalan HADEP'e oy vermış insan-
lar, "Nerede bizim yerimiz sistemde" diye sorduk-
lannda, o sıstemın etnik kaygılardan bağımsız oldu-
ğunu söyleyebilir misinız?
Özetle, Türkıye'yi şu içinde bulunduğu badireden
çıkarma çetin bır iştir. Bağımsızlığt ve emeğin hak-
larını baş köşeye koyan, ciddı bir planlamadan yo-
la çıkıp eğitimi de akılcı ve laik temellere oturtan, dört
dörtlük bir hukuk devletı ve insan haklarına saygı re-
jimini kuran bir politika başarabılır bunu.
NeANAP'ındeftenndeyazılıdırbu, nede DYP'nin!
Sol düşüncepın gergefınde dokunabiliro politika;
ve söz konusu sol düşünce de, DSP ile CHP'ye sı-
radan bir "bırleşın" çağnsı çıkarmaktan ibaret ola-
maz; onun çok ilensindeki bir ufka varıp, orada öy-
le toplumu "reform"a da değil, "devrim"e götüre-
cek düşünceleri harmanlayan bir uğraşın adıdırsol-
culuk.
Yeni yıla bunları da düşünerek girin derim.
Ve kutlanm yenı yılınızı şımdıden sevgili okurlanm!..
MHP kurultayı 1996da
Nusret Demirardan
Refah uyansı
• Eski DGM Başsavcısı Nusret Demiral,
'"RP, Atatürk ilke ve inkılaplan konusundaki
düşüncelerinden taviz verirse, hükümet
ortaldığı teklifi değerlendirilebilir" dedi.
HAZAL ATEŞ
ANK.4RA-Yüzdel0'luk
Türkiye barajını aşamaya-
rak parlamento dışında ka-
lan MHP'den Ankara mil-
lervekili adayı olan eski An-
kara Devletöüvenlik Mah-
kemesi (DGM) Başsavcısı
Nusret Demiral. ANAP ve
DYP'nin RP'li koalisyonu
değerlendırirken dikkatli ol-
maları gerektiğini söyledi.
Demiral, birkoalisyon hükü-
metınde yeralmasında sakın-
ca görmedığini belirttiği
RP'nin hükümet ortaklığı
önerisinın. ancak Atatürk
ilke ve devrimleri konusun-
daki düşüncelerinden ödün
vermesi durumunda değer-
lendırilebıleceğini belirtti
MHP Genel Başkan Yardım-
cısı YaşarErbazda.
U
MHP,
TBMM've girseydi ANA-
YOL rahathkla işterdi- de-
di.
Seçımın hemen ardmdan
başlayan RP'li koalisyon tar-
tışmalarını Cumhuriyet'e
değerlendiren Demiral,
RP'nin bir koalisyon hükü-
metindeyeralabılmesi için,
seçim öncesınde bulundu-
ğu vaatlerden ödün verme-
si gerektiğini söyledi.
ANAP-RP ya da DYP-RP
koahsyonunda bır sakınca
görmediğını kaydederek
"RP ile hükümet kurma>ı
düşünen siyasipartilenn bu-
nu değeıiendirirken dikkat-
liolmasıgerekirr
'diyen De-
miral, şunlan söyledi:
"*RP, seçimlere girerken
ana>asa değjşiküği konusun-
da birtakım vaatlerde bu-
lundu. Seçim vaarlerirtden
tamamen vazgeçerse, Ata-
türk ilke ve inkılaplannı bu-
lutiar altında değii de, gü-
neşli ortamda değeriendirir-
se karşı taraf da bunu de-
ğeıiendirebilir. RP'li koaüs-
yonu. politik ve geniş bir or-
tamda dikkatli değerlendir-
mek gerekir."
Sivasi partilerin yasalar
çerçevesmde gerekli oy po-
tansiyeli ile Meclis'egirdik-
lerıni kaydeden Demiral,
"RP.Atatürk ilkeveinkılap-
lannı,çizdiği a>dıniatma vo-
lunu ve laik devlet düzenini
kamufk ederek yaklaşan bir
parti. Diğer taraftan ılımlı
birpartigrubu \ar. fakat hü-
kümet kuracak m potansi-
yeli vok. Bu partiler arasın-
da tercih vapılırken dikkat-
li oiunmab" diye konuştu.
MHP Genel Sek'reten Yaşar
Erbaz. Başkanlık Divanı top-
lantısından sonra düzenle-
diği basın toplantısında, 1996
yılında olağan genel kurulu
toplayacaklannı belirterek,
"Tekrar bir erken genel se-
çimin zaruri olacağı düşün-
cesiylc, yarından itibaren
seçim çalışmasına baş-
lıvoruz" dedi.