02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 ARALIK 1995 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOM Koçsrubu şipket buyutüyor • AJSKARA (ANKA) - Koç grubu, Izmirli Ulukarta! ailesinden aldığı şirketleri hızla büyûtüyor. Koç grubunun kısa bir süre önce sarn aldığı Pasta Villa Kartal Makarnacıiıkın sermayesinde 97.9 milyar liralık arttınm yaptı. Şirketin 52.1 milyar lira olan sermayesi tamamı nakit arttınmla 150 milyar liraya yükseltildi. Öte yandan, £oç grubunun bir diğer şirketi Otoyol Pazarlama AŞ'nin sermayesinde 40 mılyarlık arttınmagidildi. Şirketin 60 milyar lira olan sermayesi 100 milyara çıkanldı. Otoyol Pazarlama'da Koç grubunun yüzde 73. lveco Fiat SPA'nın yüzde 27 oranındapayı bulunuyor. Mutfak aralıkta 13 milyona dayandı • ANKARA (AA) -Dört kişilik bir ailenin aralık ayı gıda harcamasının 12 mflyon 778 bin liraya yükseldigi bildirildi. Türk-lş Araştırma Merkezi tarafindan. çalışanlann yoğun olarak alışveriş yaptıklan yerler dikkate alınarak yapılan piyasa araştırmasına göre. dört kişilik ailenin Aralık 1995'teki gıda harcaması, bir öncekı aya göre yüzde 2.9 oranında artış göstererek 12 milyon 778 bin liraya ulaştı. Dört kişilik bir ailenin Aralık 1995 gıda harcamasının bir önceki aya göre 361 bin lira yükseldiği belirlendi. Fuar düzenlemek yetkiye bağlandı • ANKARA (ANKA) - Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nca hazırlanan. "Yurt Içinde Fuar Sergi ve Panayır Düzenleme Yönetmeliği" ile bu tür organizasyonlann yetkili kurumlarca düzenJenmesi esasa baglanırken bu organizasyonlann süresi, gerçeldeştinleceği mekân, açıiış ve kapanış şekillerinde yeni standartlar getirildi. Bu tür organizasyonlan düzenlemek isteyen kurumlara. "anonim veya limitet şirket olmak". "ana sözleşmelerinde fuar ve sergi. organizasyon reklam ve yayıncılık ve benzeri faaliyetlerde bulunacaklannın belirtilmiş olması". "en az 5 milyar ödenmiş sermayesi bulunması", "yüz kızartıcı suçlardaıı hüküm giymemiş olması" koşullan dikkate alınarak "fiiar düzenleme yetki belgesi" verilecek. Afetzede esnafa yenikredi • ANKARA (AA) -Halk Bankası. doğal afetlerden zarar gören esnaf, sanatkar, serbest meslek mensubu ile sanayi ve ticaret erbabına yeni kredi açacak. Bakanlar Kurulu'nun konuya ilişkin karan, dünkü Resmi Gazete"de yayımlandı. Karar uyannca. "işletme ve tesis kredi si" olarak kullandınlacak kredinin limıti. Halk Bankası'nca belirlenecek. Söz konusu krediler, 1 yıl anapara ve faiz geri ödemesiz, bunu takip eden 2 yılda 4 eşit taksit ödemeİi, 3 yıl vadeli olarak kullandınlacak. Sera ürünlerine zam yağmuru • ANTALYA (AA) - Türkiye'de kış döneminde turfanda sebze üretiminin yüzde 60'ına yakınınm gerçekleştirildiği Antalya yöresinde, seralarda yetiştirilen fasulye. biber, patlıcan ve salatalık gibi ürünlerin fiyatlan 100 bin lira sınınnı aştı. Yörede bir hafta öncesine kadar toptan fiyatı 60-80 bin lira jrasında seyreden sera fasulyesi 110 bin liraya fırladı. Hallerde, kılosu 45- 60 bin lira arasında satılan salatalık 90 bin. biber 70- 90 bin \e patlıcan da 75 bin liraya yükseldi. Hal Müdürlükleri yetkilileri, bazı sera sebzelerindeki aşın fiyat artışının, yörede hava sıcaklığının düşmesi ve havaların yağışlı gitmesi sonucu, hallere gelen ürün miktannın azalmasından kaynaklandığını belirttiler. TÜSİAD'ın ilanlı "hükümet kurun" çağnsına, özel sektörden hem destek hem tepki geldi dünyasından 'koalisyon' baskısıHaber Merkezi- 24 Aralık genel seçimi- nin ardından TÜSlAD'ın gazete ilanlanyla partilere yaptıgı "Refah dışı uzlaşma" çag- nsına diğer işadamlan da katıldı. Sakıp Sa- bancı ve Mustafa Koç başta olmak üzere büyük sermaye gruplannı temsil eden iş dün- yasının ünlü isimleri. bir an önce hükümetin oluşturulması gerektigini. ülkenin önünde önemli sorunlann beklediğini belirttiler. Istanbul Sanayi Odası (ISO) meclis üye- lerinden işadamlan Sakıp Sabancı ve Mus- tafa Koç, dün ISO Meclis Toplantısı "nda ga- zetecilerin seçimlerle ilgili sorulannı yanıt- ladılar. "Hangi tür koalisyon olursa olsun, bir an evvel olsun, koşarak üretelim" di- yen Sabancı. politikacılann. görevlennin bir parçası olarak değişen koşullar ıçinde en akıllı adaptasyonu arayacaklannı söyledi. Sakıp Sabancı. milletin seçimini yaptığı- nı ve böyle bir sonuç meydana geldi'gini be- lirterek sözlerini şöyle sürdürdü: "Bizi dağlar gibi yığınia bekleyen so- runların başında gümrûk birliği gibi önemli meseleler var. Bu sorunlar için bi- r an evvel Atatürk ilkelerine uygun bir hûkümeti kurup. el ele verelim. Bu ara- da güçlü bir muhalefet de gelsin. Hangi- si olursa olsun. Bugünlerin icaplarına gö- re yeni yeni laflar üretilecek. Sonunda ni- hai bir şey çiKacak, o havır getirsin. Geç de kalnıa- sın diyo- ruz." Re- fah Partı- si'nin ön- ceki gün bu konuda açtklama yaptığını ve önü- müzdeki günlerde onlann da konuva vu- muşa'k bir S a k l P Sabancı. şekilde yaklaşacaklannı umdugunu söyle- yen Sabancı. "Refahçılann fikirierini de- ğişfirecekleri kanaarindeyim. Ben oldum olası Atatürkçüv ünı. Bu benim kanaatim, benim düşüncem" diye konuştu. İSO Mec- lis üyesi Mustafa Koç da. seçim sonunda i- ki büyük partinın'bir araya gelmesinin söz konusu oldugunu belirterek. "Benim bütün isteğim ülkevi hu/ura kavuşturacak her- hangi bir çözümün bir an evvel olması ve bunun sürüncemede kalmaması. ANA- YOL uygun formül gibi görünüyor" de- di. Ege Sanayici ve İşadamlan Dernegi Yö- netim Kurulu Başkanı Oğuz Tatış merkez • TÜSİAD'a destek veren Sakıp Sabancı ve Mustafa Koç. zamanlama ile ilgili farklı görüşler ileri sürerken, merkez sağ ve sol partilere yönelik "koalisyon için uzlaşın" kampanyasına katılan iş çevreleri Refah Partisi iktidannın sakıncalanna degindiler. Bazı kuruluşlar ise "siyasete kanştığı" gerekçesiyle TÜSİAD'ı eleştirdiler. sağm •"uz- laşma çık- mazında köşeye sı- kıştığını" belirtti. Se- çimlenn merkez sa- gın iki parti- sinin bir ara- ya gelmesini zorunlu kıl- dığını bildi- ren Tatış. "Eskiden ikili bir koalisyona yanaşmavan bu iki parti, bugün iiçlii koalisvon aİternatifiy- İe karşı karşıya kalarak kendi kendileri- ni köşeye sıkıştırmışlardır. Bu da herhal- de artık geçmişte kalmasını gönülden is- tediğimiz inatlaşma ve uzlaşmaz tutum- ların sonucu olan bir cczadır" diye ko- nuştu. MÜSİAD'dan farklı görüş İşadamlannın ANAYOL'u destekleyen mesajlan üzerine dinci sermaye grupları ta- rafindan kurulan Müstakil Sanayici ve İşa- damlan Dernegi (MÜSlAD)de bir açıklama yaparak. hükümetin en çok oy alan RP"nın önderliğinde oluşması gerektiğini savundu. TÜSlAD'ın. dün gazetelerde yayımlanan merkez sağdaki partilen. bir 'uzlaşma orta- mı' yaratmaya çagıran ılanı Sabancı ve Koç'tan destek bulurken bazı işadamlannın sert tepkisine neden oldu. Işadamı Sakıp Sa- bancı. ilanın politik biramaç taşımadıgını sa- vunurken Mustafa Koç. "Normal, gerek- liydi. Fakat zamanlaması belki daha son- ra da olabilirdi. Bu siyaset de değildir. Eleştirilecek bir şey görmüyorum" yoru- munu vaptı. Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Başkanı Faruk Yücel "Bir siyasi görüşün yan kuruluşu durumunda olan veseçimden önce farklı senaryolar vazan TÜSIAD, şimdi farklı aldatmaca çabala- rı içine girdi" dedı. Türkiye Genç İşadamlan Demeğı (TÜGİ- AD) Başkanı Murat Bekdik de kamuoyu- nun yönlendirilmesinin. hoşgörü ve uzlaşma sürecini olumsuz yönde etkilevebileceğini bildirdi. RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan. TÜSlAD'ın hükümet sorunlanna ilişkin ga- zetelere ilan vermesinin bu kurumun say- gınlıgıyla bağdaşmadığını belirterek "'Hü- kümeti kurduğumuzda bu kurumlarla ilişkide olacağız. Kalkınmayı beraber sağlayacağız. Ancak onları uyarıvorum, milletin iradesivlc ovnamasınlar" dedi. Türkiye'nin makro-ekonomik dengeleriyle ihracatın yüzde 20'den fazla artmayacağı savunuluyor Kotalaruı kalkması da sevindirmedi AHMETÇELİK Gümriik birligıni dört gözle bek- leyen tekstil ve konfeksiyoncular. AB'nin Türk ürünlerine yönelik kotalan kaldınna açıklamasına se- vinemedi. Makro-ekonomik den- gelerde istikrar sağlanamadıgı sü- rece ihracatta çok fazla bir artış beklenmemesi gerektigini savunan sektörtemsilcileri. dövizdeki artış nedeniyle kur makasının kapan- masının ihracatta kotalann kalk- masından daha büyük doping yap- tıgını savunuyorlar. Kotalann kalkmasıyla ihracatta yaşanacak artış konusunda sektör, üçüncü ülkelere uygulanmaya baş- lanacak kotalann kazanımlan yüz- de 50 aşağıya düşüreceğine inan- lar. "Kur makasının kapanıyor olması daha önemli" diyenler ve çok yüksek bıriyimserlikle ihraca- tın üçe katlanacağına inananlar • Nlir Ger Türkiye Giyim Sanayicileri Dernegi Başkanı, kotalann kalkmasının psikolojik bir rahatlık sağlayacağını belirterek, "Ticaret hacmimiz artar. Ama makro-ekonomik dengeler yerinde olmazsa çok fazia da bir şey beklenmemesi gerekir" diye konuştu. fr,jplara avrılıyor. nın psikolojik bir rahatlık saglaya- cagını belirtti. Türkiye'nin artık Avrupalı alı- cıların ajandasında farklı bir yere sahip olacagını dile getiren Nur Ger. "Bu rahatlıktan dolayı AB'ye olan ticaret hacmimiz ar- tar. Ama içarideki makro-eko- nomik dengeler yerinde olmaz- sa çok fazla da bir şey beklenme- olarak :.. Ancak ihracatın yüzde 20'ler dü- zeyınde artacagını öngörenlerço- ğunlugu oluşturuyor. Türkiye Giyim Sanayicileri Der- negi Başkanı Nur Ger Avrupa Birligi'nin(AB) 1 Ocak 1996 ta- rihinden itibaren Türk tekstil ve konfeksivon ürünlerine uyguladı- gı kotalan kaldırdıgını açıklaması- • Okan OğUZ İhracatın 12-13 milyar dolara çıkabilecegini belirten Türkiye îhracatçılar Meclisi Başkanı ise iyimser bir yaklaşımla. "Halen üçüncü ülkelere uygulanan yüzde 25- 30"luk koruma yüzde 6- 7'lere inecek, ama sektör üstesinden gelir" dedi. mcsi gerekir. Çünkü biz her ha- lükârda dogru kalitede, doğru fivatta mal satmak zorundayız. Kurlar politikası değişmez, üre- tinı maliyetleri artmaya devam ederse kotalar kalksa da mal sa- tamayız" dedi. Tekstil ve konfeksiyonda 5.5 mılyardolarolan ihracatın, kotala- nn kalkmasıyla vüzde 20 artabile- Bürokrasi, karamame çıkmazsa gümriik birliğinin sıkıntılı başlayacağı görüşünde Itlıalat rejimi, iıııza bekliyorANKARA (Cumhuriyet Büro- su)-Avrupa Birliği (AB) ile gerçek- leştirilecek gümrük birliği çerçeve- sinde Türkiye'nın topluluk ve üçün- cü ülkelerle yapacagı tüm dış ticaret işlemleri için büyük önem taşıyan "1996 yılı ithalat rejimi"nin. Ba- kanlar Kurulu'nun imzasını bekle- digi ögrenildi. Metin. Cumhurbaş- kanı Süleyman Demirel'in. yeni hükümet kurulana kadar göreve de- vam etmesini istediği 52. hükümetin bakanianna fakslanarak imzadan çı- kanlmaya calışılıyor. Ekonomi bürokrasisi. Cumhur- başkanı Süleyman Demirel'in yeni bir hükümet kurulana değin göreve devam etmesini istediği 52. hükü- mete üç konudakı mevzuatın kanun hükmünde kararnamelerle bu hafta içinde çıkanlmasını, aksi takdirde 1 ocaktan itibaren Avnıpa Birliği (AB) ile gümrük birligine (GB) geçişte ciddi sorunlaryaşanacağını bildirdi. Gümrük birligine geçilecek olan 1 ocaktan önce. en geç 31 aralıkta Res- mi Gazete'de yayımlanması gereken ithalat rejimindeki imzalann. bazı bakanlann halen seçim çevresinden Ankara'ya dönmemesı nedeniyle tamamlanama- dıgına işaret edilirken. Başbakanlık yetkilileri. metnin bu bakanlara faks yoluileimzalatılmayaça- lışıldıgını ve 31 aralıga kadar imza- lann tamamlanacağıni kaydettiler. Dış Ticaret Müsteşarlıgı (DTM) yetkililerinden alınan bilgiye göre. 1996 ithalat rejimi. AB'nin Ortak Gümrük Tanfesfne (OGT) uyaun şekilde. 8 veva 12'li bazda. "CN sı c ı a ü ı liaıieı kod sistemine" göre düzeolendi. İthalat rejiminde, Türkiye'nin An- kara Anlaşması ve Katma Protokol uyannca AB'ye karşı tüm vergi ve fon yükümlülükleri yerine getirile- cek. Bu kapsamda. sanayi ürünü it- halatında Toplıı Konut Fonu (TKF) ve AB'den ithalatta gümrük vergisi kaldınlacak. Üçüncü ülke- lerden sanayi ürünü ithala- tında ise ÖGT uygulana- cak. Tarım ürünleri ithala- tında ise GATT taahhütle- ri dogrultusunda yeni dü- zenlemeler yapılacak. Yeni ithalat rejimi ile halen yûzde 10.97 olan üçüncü ülkelerden sana- yi ürünleri ithalatındaagırlıklandınl- mış koruma oranı. TKF'nin kaldınl- ması nedeniyle yüzde 5.8 (OGT) oranına çekilmiş olacak. AB ülkele- rinden sanayi ürünü ithalatında ha- len agırlıklı yüzde 5 olan koruma ise kaldınlacak. Imza aşamasında olan 1996 ithalat rejiminin, 5 ayn listeden oluşacagı bildirildi. DTM yetkilile- rinden alınan bilgiye göre. birinci lis- tede gümrük birliği kapsamında olan sanayi ürünleri yer alacak. 15 bin 500 malı kapsavan bu lis- tede 2 sütun bulunacak. flk sütunda AB ve EFTA (Avrupa Serbest Tica- ret Anlaşması) ülkelerinden yapılan ithalatta alınacak gümrük vergisi oranlan. ikinci sütunda da üçüncü ülkelerden ithalatta uygulanacak OGT yer alacak. Topluluğa uygula- nacak vergileri gösteren sütunda, Avrupa Kömür Çelik Toplulugu'na (AKÇT) tabi bazı ürünler dışındaki bütün ürünler. gümrük vergisinden muaf olacak. ÇHTÇI DOSTU SADULLAH USUMt Milyonlarca tütün üreticisi kuşkulu S eçim bitti. sıra geçim der- dine geldi. Şimdi milleti- miz dört gözle hükümetin kuoılmasını bekliyor. Hele. tütün üreticisi gün degil, saat sa- yıyor... Çünkü, bir senelik emeği- nin karşıhğı, hükümetin iki duda- ğı arasında!.. Atalarımız, "Zenginingönlü ola- na kadar, fakirin canı çıkar" demiş- ler... Hükümetin kurulması çok uzarsa liderlere bir şey olmaz, a- ma tütün üreticisi bunun bedelini çok ağır öder. Üretici, işini daha iki ay önce bi- tirdi. 11 ay önce çalışmalanna başlanan tütünler kırıldı, toplan- dı... Sıra sıra dizildi...Kurutuldu.... Şimdi sınklarda alıcısını bekliyor. Kasım, aralık ve ocak ayları, tü- tün üreticisinin parasızlıktan kıv- randığı aylar. Bankalara, tefecile- re, esnafa borçlarını ödemesi ge- rek... Aksi halde faizler ikiye kat- lanacak. Çoluk çocuğunun ihti- yaçlarını karşılayamayacak... Ye- ni ürün için hazırlıklannt yapama- yacak... Tek umut, tütün piyasası. Piyasalann geç açılması, üreti- cilerin zararına oluyor. Ancak, ge- cikme hem devlete hem de ihra- catçıya büyük kazançlar sağlıyor. Üreticiler, kendilerine ait öde- meleri zamanında yapamadığı için katmerti faizler öderken ihra- catçının bankada bekleyen para- larına yeni faizler ekleniyor!.. Ayn- ca kullanacağı kredilere de daha az faiz ödemiş oluyor!.. 1980 yılından sonra gelen hü- kümetler, ihracatçıdan yana ol- duklan için piyasalann açılışını ge- dktirdiler ve üreticilerin trılyonlar- ca lirasının banka ve tüccarlann kasalarına akmasına neden oldu- lar. Bu arada, sermaye yanlısı par- tilerin, üreticilerin hakkını koruyor- muş gibi yaptıkları tartışmalar da "kayıkçı kavgasından" öte gitme- di. Hangisi iş başına gelirse gelsin, sonuçta ka_anan ihrac^tçı, kay- beden de milyonlarca tütün üreti- cisi oldu... Piyasa bu yıl da geç açılacak! Bu yıl da değişen bir şey olma- yacak. Gelişmeler üreticiden ya- na değil... Tütünlerin satışa çıka- nlabilmesi için önce tespit edilme- si gerekiyor. Şu sıralarda hem Te- kel'in hem de ihracatçıların eks- perteri, köy köy dolaşarak değer- lendinne yapıyorlar. Tekel'in tes- pitleri, ocak ayı ortalarına doğru bitecek. Tuccarınkı ise ocak ayı Ege'de kalite, geçen yıldan daha iyi. Üreticiler bu nedenle tütüne iyı bir fiyat verilmesini ve aynı zaman- da paraların peşin ödenmesini is- tiyorlar. Türkiye Ziraat Odalan'nın, birinci kalite tütün için prim dahil, önerdiği fiyat 280 bin lira. Üretici- lerin beklentisi ise 300 bin lira!.. Geçen yıl rekolte 180 bin tondu. Birinci kalite tütüne müdahale fi- yatı ve prim dahil. Ege'de 142 bin lira verilmişti. Diğer bölgelerde bu rakam 147 bin 500 lirayı bulmuş- tu. Ortalamafiyat, Ege'de 121 bin. Türkiye ortalamasında 114 bin li- sonuna kadar sürecek. Aralık ayı içinde tamamen bitmesi gereken işlemler, böylece en azından bir ay daha geciktirilmiş olacak. Ta- bii, ihracatçı yeni bir süre daha is- temezse... 15 veya 20 gün de hazırlıklar için zaman geçerse tüccarın key- fine dLyecek kalmaz. Üç dört ay da ödemeler geciktirildı mi, ihracat- çının kâr hanesine yeni yeni mil- yarlar yazılacak demektir... Bu yıl tahmin edilen rekolte, 200 bin ton civarında. Bunun 120 bin tonu Ege Bölgesi'nde... 80 bin to- nu da diğer bölgelerde... Tütün ekimine sınırlama getırildiği için daha fazla üretim mümkün değil. ra olmuştu. Tekel, 1993 yılında 26 bin 988 ton tütün ihraç etmiş ve 64 milyon 318 bin dolar döviz sağlamıştı. 1994 yılında ihracat, 88 bin 791 tona. gelir de 144 milyon 510 bin dolara ulaşmıştı... 1995 yılının ilk 11 ayındaki ihracat. 83 bin 116 ton. Gelir ise 152 milyon 341 bin dolar. Tekel ve tüccarın 1994 yılın- da yaptığı toplam tütün ihracatı, 350 milyon dolar... Buna karşılık, 350 milyon dolara yakın tütün ve sigara ithal edilmiş.... Tekel. önümüzdeki yıl için iyim- ser. Dolann. Türk parası karşısın- da süratle değer kazanması, ihra- cat ımkânlannı kolaylaştırıyor. Ni- tekim, Türkiye'deki dolar-lira sa- vaşını dikkatle izleyen ülkeler. da- ha şımdiden Tekel'e. tütün almak için başvurmaya başladılar... Tekel Genel Müdürü Mehmet Akbay. bir yandan ihracat ile ilgi- li teklifleri görüşürken tütün alım- ları için de gerekli hazırlıkları ta- mamladıklarını söylüyor: "Tütün ekimine getırilen kısıtla- ma, ufak tefek sıkıntılann dışında başanya ulaştı. Artık devletin pa- rası, tütün iie birlikte yakılmaya- cak. Stoklanmız azaldı. 1993'te 500 bin ton stok vardı. 1995 yılın- da 850 bin tona çıkacağı hesapla- nıyordu, 350 bin tona indi. Tütün ekimine izin verilmeyen yerlerde alternatifürünler düşünülmelidir." Tekel Genel Müdürü, rahatlatı- cı bilgiler veriyor, ama önemli olan kurulacak hükümetin tutumudur. Eğer, yeni hükümet, ilk icraat ola- rak kemeıieri sıkma politikasını tü- tünde uygulamaya kalkarsa üreti- ci yandı demektir... Üreticilerin iyi fiyat ve peşin ödeme kadar bir beklentisi daha var. Geçen yıl kota fazlası tütün, büyük sıkıntılara yol açmıştı. Hü- kümet, fazla tütünler konusunda zamanında karar veremediği için Tekel, 10 gün alım yapamamıştı. Bu yüzden on bınlerce üretici, tü- tününü tüccara 20 bin lira eksik fi- yatla satmak zorunda kalmıştı. Aynı sıkıntılann bu yıl da yaşan- maması için gerekli önlemlerin alınması isteniyor!.. Milyonlarca üreticinin en büyük kuşkusu, hükümetin kurulmasının gecikmesi... Yılbaşından itibaren boşa ge- Çecek her gün üreticinin aleyhine işleyecek. Bu nedenle "şeklen" yapılacak koalisyon denemelenne karşılar. Cumhurbaşkanı'nın en kestirme yolu seçmesini ve parti- lerin de şov yapmaktan kaçınma- sını istiyorlar... Önümüzdeki gün- lerde üreticilerden Ankara'ya telg- rafve faks yağmuru başlarsakım- se şaşırmasınL • ceğine dikkat çe- ken Ger. kotalann kalkmasından sonra en önemli beklentilerınin AB'nin imalatçı konfeksıyoncula- rının Türkiye'de yatınma gelmesi oldugunu kaydet- ti. Amerikaile AB ülkelerinin kota- sız çalıştıgını ha- tırlatan Ger. Amerika'nın Türkı- ye'ye uyguladıgı kotalann da sor- gulanmaya başlayacagına dikkat çekti Gümrük birliği ile birlikte AB'nin tekstil kotalannı kaldırma- sı konusunda oldukça iyimser bir tablo çizen Türkiye Ihracatçılar Meclisi Başkanı Okan Oğuz ihra- catını kısasürede I2-I3mılyardo- lara çıkarabilecegini be- lirtti. Türkiyenın 50'ye yakın ülkeye kota uygula- maya başladıöına da degı- nen Oguz. "Halen 25-30 düzevinde bulunan ko- ruma oranlannın > üzde 6-7'lere inecek olması sektörün korunmasını azaltacak. Ancak dina- mik yapısıvla rekabet üstünlüğiinü sürdüre- cek. Ayrıca başta tekstil ve konfeksivon olmak üzere birçok sektör ra- kiplerine oranla belli bir iistünlük kazanmış ola- cak" dedi. ihracatta büyük bir artış beklemediklennı kayde- den tekstilci Veysi Balin ise kotaların kalkmasın- dan kaynaklanan avanta- jınbirkısmının üçüncü ül- kelere uygulanacak kota- larla ortadan kalkacağın belirtti. Ihracattakı artışın yüzde lOcivanndaartaca- ğına dikkat ceken Balin. "Artış yüzde 10'u aşa- cak ama. hammaddevi Avrupa'dan alma zo- runluluğu kazanımların bir kısmını götürecek" diye konuştu. Istanbul Tekstil Ham- madde Ihracatçılan Birli- ği eski Başkanı Ertekin Ashapoğlu ise kur maka- sının kotaiardan daha önemli olduğuna dikkat çekti. Kotalann kalkmasını ihracatı bir mıktar arttıra- cagına dikkat çeken Asha- poğlu. "Kur makasının yavaş yavaş kapanıyor olması daha önemli bir gelişme. Markın 50 do- lann 70 bin lira olması lazım. Yavaş vavaşdabu noktaya doğru ilerliyo- ruz. Kur makasının ka- panmaya başlaması da- ha önemli bir gelişme" şeklınde konuştu. İSCMN EVRENtNDEN Çağpı 12 Mart öncesinden bu yana, iş dünyasının büyük- leri adına siyasi çıkışlan ile gündeme gelen TÜSIAD, orta şağın ANAYOL'da bütünleşmesi çağrısını yine- ledi. Özellikle sermayeden gelen büyük baskı ve se- çim sonuçlannın getirdiğı çözümsüzlük içinde DYP ve ANAP'm düşman kardeşler liderleri, karşılıklı "şi- rinleri" oynuyorlar. Medya ve senmayenin çıkışından, Cumhurbaşka- nı adına yapılan spekülasyonlardan, dışlanmaktan ürkmüş görünen Erbakan da seçim öncesinin tam tersi bir çıkışla reddettigi. "batıl" ilan ettiği cephe ile işbirliğine, birlikte hükümet kurmaya hazır olduğu- nu söylüyor. Bir "birlik, bütünlük" edebiyatıdır gidi- yor. Sağda ve solda birlik çağrıları, her sıkışıklıkta, olumsuz sonuçta daha güncel olmak üzere hep gün- deme gelir. Demokrasınin özü. ilkeleri içe sindiril- meden, bölünmüşlüğün nedenleri doğru değerlen- dirilmeden, sandık demokrasisine çözüm, çıkarlar dogrultusunda ıktidarlar oluşturma kaygılan ile zor- lanan yapay birleşmelerin yapay bölünmeler kadar olumsuz sonuçlar getırebileceği göz ardı edilir. TÜSİAD'a göre seçmen, oylarını dağıtarak uzlaş- manın ana adresi olarak merkez sağı göstermiş. TU- SİAD solla ilgilenmedığı için çağrısında yer vermıyor. Ancak aynı mantıkla DSP ve CHP'ye bölünen sol oy- ların da. iki parti için "Birleşin" anlamına geldiği so- nucunu çıkarmak olası. Tabii bu yaklaşımlarda, adı geçen partilere kızıp tepki olarak benzer partilere oy vermiş seçmenlerin kendilerine göre olumsuzluklan cezalandırma karar- larının bir anlamı yok. Olumsuzluklar düzeltilmeden, partiler gerçek kimliklerine, ilkelerine oturtulmadan gelen birleşmelerde, her iki partınin katlanan olum- suzluklarına birden yönelen tepkilerin birleşmesi ile doğacak yeni kopmaların hesabı da yok. Sermaye cephesi ve medya, iktidarı Refah'a kap- tırmamanın telaşında, yıllardır düşlenen ANAYOL'u, ne pahasına olursa olsun gerçekleştirmeye çalışıyor. Şu işin tersliğine bakın kı vartık nedenı insan hakla- n, demokrasi, aydınlanma. Atatürk devrim ve ilke- lerini savunmak olan Cumhuriyet, bunlann karşısın- da bir tehdit olarak gördüğu Refah Partisi'nin Genel Başkanı Erbakan'a, en çok oyu almış parti başkanı konumunda olduğu için. demokrasi geleneğımizın bir zorunluluğu olarak, öncelıkle hükümet kurma gö- revinin verilmesı gerektigini başyazısı ile anımsatmak durumunda kalıyor. DYP ve ANAP'tan sadece iki puan ve 23 milletve- kili ile önde olarak Refah'ın iktidar kapabilecek hali de yok. Yüzde 21.32 oy oranı ve 550 milletvekilinin içinde 158 milletvekili ile Refah'ın ne şeriat ne de adil düzeni gündeme getirebilmesi bugün için söz konu- su değil. Ayrıca aldığı oylar, yerel iktidar uygulama- ları ile birlikte, umutsuz kitleleri kandırma gücünü yi- tirmekte olduğunun işaretlerini veriyor. Sermaye cephesi ve medya neyin kaygısında? Dertleri bizimki gibi gerçekten laikliğin. demokrasi, ınsan haklarının tehdit altında olması olsaydı bugün Refah'ı böylesine güç yapan sayısız uygulamanın doğrudan sorumlusu ya da seyırcisı olmazlardı. Re- fah'ı bugünkü yapay gücüne ulaştıran en büyük et- ken, toplumdaki büyük, haksız gelir farklılıkları, hız- lı yoksullaşma, kimlik kaybı, itilıp-kakılma, yok sayıl- ma, tutunacak dalın kalmaması, büyük umutsuzluk değil mi? Gerici, ırkçı. şerıatçı, tarikatçı, ağa, mafya, vurgun düzeni ittifaklan en ileri boyutlan ile bugünkü mer- kez sağ partilerde değil mi? Refah'ın önlenemez yükselişine en büyük kaynak yaratan, 12 Eylül dü- zeni ve uygulamaları değil mi? Çiller, imam-hatip okullannı açma ve büyütmede rekor kıran lider de- ğil mi? Yoksa sermaye ve medya cephesinin; kitlelerin. bu dünyada başlarına gelen haksızlıkların hesabını so- racak bilinçlenme ve örgütlenme içinde olacaklan- na, öbür dünya oyalamaları ile Refah ve benzeri ide- olojiler peşinde sürüklenmelerı, tercihleri değil mi? Evet, sermaye ve medya cephesinin bu telaşının, gazete ilanları ile yapılan çağrıların anlamı ne? Orta sağ olarak adlandırılan, klasik çağdaş.demokrasi ve liberal parti ilkelerinden çok uzakta, Ozal'ın ıdeolo- jisi ile dört kola birden uzanmış partiler, şeriatçı ve milliyetçi partilerin çizgisınden geriye düşmeden, ezilen kitleleri milli ve dini duygularla besleyip sömür- meyi başarı ile sürdürecekler. Bir yandan da serma- yenin günlük ve uzun dönemli çıkarlanna yanıt ve- recek politikaları eksiksiz uygulayacaklar. Refah'ın iktidar ortaklığmda ise başta özelleştirme, gümrük birliği. pek çok ekonomik karann uygulan- ması. dış politika öncelikleri altüst olabilır. Sermaye ve medya cephesi için insan hakları, demokrasi, la- iklik, aydınlanma gibi kaygılar öncelikli değil ne ya- zık ki.. sadece kendilerinin kısa ve uzun dönemli çı- karları kaygısı ile, demokrasi ilkelerine yıne saygısız- lık yaparak ANAYOL'u gerçekleştirmeye çalışıyor. Kendi elleriyie yarattıkları canavar, kendilerine za- rar verme noktasına geldiğinde, sadece kendi çıkar- larına dönük boyutta ve yine demokrasi ilkeleri göz ardı edilerek defedilmeye calışılıyor. Erbakan da bu- nu çok iyi gördüğü için, seçim kampanyalarında bü- tün partileri, bu düzeni "batıl" ilan etmişken, 180 de- recelik bir dönüşle, bu düzenin bir partisi olarak ik- tidara aday görünümünü vermeye çalışıyor. Kendilerini dışlayacak bir cephenin oluşmaması- na uğraşıyor. iktidara ortak birinci parti olmaya, ik- tidarın nimetlerinden daha fazlası ile yararlanmanın yollarını açmaya çaba gösteriyor. Takiye için şeriat ve 'na/c'düzeninden, Batı'yı. faizi reddetmekten vaz- geçmiş görünerek karşısında oluşan cepheyi bölmek istiyor. Tabii ki DYP'nin, ANAP'ın içinde çok önemli güç oldukları bilinen ideolojik yandaşlanna güveni- yor. Sermaye ve medya cephesi, olaylara ne zamana kadar sadece kendi dar çıkarları gözlüğü ile bakmak- tan kurtulacak.. çağdaş anlamda liberal demokrasi- nin ilkelerini savunacak?.. Bir değişiklik yapın, DAHA ÇOK KAZANIN! VADE USD DfA 3AY 6AY 7 YIL 0/ /o 0/ /o 0/ /o 5 7 , 9 %4 ETİBANKB A N K A C I L I K A . O .
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle