02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 28 ARALIK 1995 PERŞEMBE 12 DIZIIAZI REFAH PARTİSI NASIL IKTIDAR ALTERNATİFİ OLDU? (2) Devlettarikatçılamteslim• Merkez sağ partilerin desteği ile ülke düzeyinde ekonomik, sıyasal ve sosyal örgütlenmelerini tamamlayan dinci-tarikatçı gruplar, yurtdışından gelen paralaria yoksul insanları satın almaya ve amaçları doğrultusunda kullanmaya başladılar. Yazılı basın ve özel TV'lerin bir kısmı da çıkar karşılığı bu grupların borazanlığını yaptılar. • Sağ iktidarlann desteğiyle, devlet kadrolarındaki Atatürkçü bürokratların yerini; dinci-tarikatçı vali, genel müdürler, daire başkanları, emniyet müdürleri ve okul yöneticileri aldı. Üniversiteleri ele geçiren şeriatçı öğretim üyeleri, Atatürk'le ilgılı tüm gerçeklerı altüst edip ağulu yalanlarla körpe beyinleri doldurmaya çalışıyorlar. ATİLLA ÖZTÜRK A raftırmacı- Yazar 1980'de yönetıme el koyan generalle- nn ilk ıcraatı, Türkiye'de mevcut sıyası partıleri kapatmak oldu. Bu uygulama. TC ile aynı yaşta olan merkez soldakı CHP \e çok partili sistemin \e liberal düşüncenin yaratıcısı olan AP'deki sıya- si birikımin parçalanmasına ve dağılma- sına neden oldu. Radikal sol roplumun gündeminden çıkarken. MSP ve MHP"nın oluşturdu- ğu radikal sağ ıse 12 Evlül yönetımının sağladıgı devlet desteği ile güçlenmış olarak çıktı. Merkez sağ ve solda kurulan ve kol- tuk kavgasından dolayı birleşemeyen si- yası partilerin. ekonomik gelişmeyi sag- layacak ve halkın refah seviyesini yük- seltecek programlar yapacakları yerde. birbirinı karalamak suretıyle oy potansi- yelını yükseltmeye yönelmeleri, Türki- ye'de ıstikrarsızlıga neden olmaktadır. Bu istikrarsız siyasi ortam ve kötüleşen ekonomik durum. dığerpartilerden um- dugunu bulamayan köy kimlığı ile bü- yük şehırlerin varoşlannda yapılan ya- şam mücadelesıni veren yoksul ve dınci insanlan "adildüzen"\aateden RP'ye yöneltti. Bu. olayın göriinen siyasi ve ekonomik yönüdü'r. Yoksullasanların açmazı 1983'teANAP'ıniktidaragelmesiyle, "devlet-şirket" önderliğinde. altyapı ve yasal bazdan yoksun pivasa ekonomisi- nin uygulamaİanyla memur. işçi ve köy- lüden oluşan orta tabaka yoksullaştı- nldı. Uygulanan şeriatçı eğitım \e köşe dönme ekonomisı sonucu ınsanlann ekonomik. kültürel ve sosyal durumu her yıl genledi ve ınsanlar ekmege muhtaç hale getirildi. Kendilerine refah vaat e- den merkez sag ve sol partilerden umu- dunu kesen insanlar. kurtuluş yolunu dinci-tarikatçı gruplara sığınmak ve bunlardan destek almada buldular. Merkez sag partilerin desteği ile ülke düzeyıne yayılan çeşitlı tarikatlann ön- derliğinde ekonomik. siyasal ve sosyal örgütlenmelerini tamamlayan dinci-tari- katçı gruplar, Suudi Arabistan. tran ve Almanya'dan gelen paralar ile yoksul ın- sanları satın almaya ve amaçlan doğrul- tusunda kullanmaya başladılar Yazılı basın ve özel TVlerin bir kıs- mı menfaat karşılığı dinci tarikatçı grup- lann borazanlığını rahatlıkla yapabil- mektedir Fethullah Gülen'le yapılan röportajlar. Atatürk \e laıklik konusun- da yazılan gerçek dışı yazılar. ikincı cumhuriyetçilik savlan ve en son atv'de- ki Atatürk aleyhine. Said-i Nursi'yi göklere çıkaran program bunun en can- lı örneğidir. üniversiteye şeriat damgası lktidardaki partilerin desteği ile üni- versitelere yerleştinlen ve bir kısmı rek- tör ve dekan yaptınlan şeriatçı öğretim üyeleri, Atatürkdönemi ve Kurtuluş Sa- \aşı'yla ılgilı tüm gerçekleri altüst edip ağulu yalanlarla körpe akıllan doldur- maya çalışmaktadırlar. Gumhurbaşkanı tarafından atanan YÖK Başkanı. rektör vedekanlannözellikledinci-tankatçı ve ülkücülerden seçilmesi, bir tesadüften ziyade. sağlanan planlı ve programlı bir Refah Partisi'nin yükselişinde, militan gibi çalışan kadınların da çok büyük payı var. Necmettin Erbakan, seçimlerden sonra düzenlediği basın toplantısında. destektir. Bunusaölayan kımdir? Tabii kı merkez sagdaki ÂNAP ve DYP"dir. Bu şeriatçı kadrolar kimler için çalışıyor? Kendılerini yönetıme getiren merkez sağdaki partıîer içın değıl. RP için çalış- maktadırlar. RP: Suudi Arabistan. İran ve Alman- ya'dan transfer ettıkleri milyoniarca do- İar ve markı kullansa dahi bu desteği sağ- layamaz. Kısacası yaşanan. "laikcum- huriyeti devlet destekli yıkma hare- ketP'dir. Din okullannda eğitilen ögrencilerin sosyal yapısı incelendiğinde genellikle köy. kasaba kökenli fakiraile çocuklan olduğu ve bunlann ancak yüzde 30- 35'inın Dıvanet Işleri Başkanlığı kadro- lannda görev aldıkları. gerıye kalan yuz- de 65"inın ıse üniversıtelerin çeşitli fa- kültelerıne gitmek istediği ve bunu bü- yük oranda gerçekleştirdiöı bilinmekte- dir. Din eğitımi gören kışiler siya.M ide- olojı açısından incelendiğinde. kendısı- ne din eğitımi imkânı sağlayaıı merkez sağ partıîer (ANAP-DYPTyenne radikal sağpartileri.özellıkle RP'yı tercıhettık- lerını görmekteyız. RP'nın yönetıcı ve mılitanlannın çoğunuıı imam-hatıp ve Kuran kursu kökenli olmasi bırrastlan- tıdan ziyade. bir gerçektir Merkez >ağ partıîer ve özellikle Çıller. açiıkları i- mam-hatıp okullan. Kuran kursları ve Diyanet l>leri Başkanlığı teşkilatının RP'nin ıdeolojı okulu halındeçalıştıkla- nnııı t'arkında mıdır? Şeriatçı kadrolaşma Ay rıca merkez sağ partilerin. ov uğru- na. ımam-hatıp okulu mezunlanna Harp Okullan hanç iinıverMtelerin bütün bö- lümlerınegırme hakkı tanıması vebura- dan mezun olanlann özellikle ANAP hü- kümetleri dönemınde dev letin çeşitli ka- demelerınde görev almalan ve DYP- SHP DYP-CHPdönemindede yerlerinı korumaları: dıncı-tarıkatçı grupların devlet yönetiminde etkin rol almalanna ve gencıleriıı laık dev let sistemıne karşı uvguiadıklan yıkma eylemlenne destek vermelerine ve gerici-dinci baskı politı- kalarının büyümesıne neden olmuştur. Koalisyonortağı SHP ve CHP'nin bunu önleyici tedbirlenn hükümet düzeyinde alınması için gayret göstermemesi veya sözünü geçirememesi ıse üzücü bir olay- dır. Artıî. dev let kadrolanndaki Atatürk- çü burokratlann yerini; dinci-tarikatçı valı. genel müdürler. daire başkanları. emnıyet müdürleri. doktorve okul yöne- ticileri almıştırve ıktidarlardeğişseda- hı bıınlarverlennı korumaktadırlar. Bu- gün bir genel değerlendırme yapılırsa: Milli Eğitım ve Içişleri bakanlıkları yüz- de 70 dıneilenn. yüzde 25 ülkücülerin: Çevre Bakanlığı tarıkatçrların. Sağlık Bakanlığı ülkücülerin. Tarım ve Orman Bakanlığı dıneilenn kontrolünde bulun- maktadır MEB teşkılatında liberal gö- rüşlü bir DYP'lı bulmak dahi mümkün değildır. Divanet Işleri Bakanlığrnın merkez ve taşra teşkilatı ise laık devlet Mstemını v ıkmaya çalışan ve RP için mi- lıtaıı gıbi çalışan kışilerle doldurulmuş- tur. 19"uncu dönem parlamentoda DYP (30) ve ANAP(26ı ıçensınde yer alan 60 cıvarındakı dinci-tarikatçı parlamenter: < 12) tarikatların îsteklerı doürultusunda kendi gruplannı ve liderlerini etkileye- rek anayasa değişikliğı. demokratikleş- me. Terörle Mücadele Yasası (TMY), adalet reformu ve gümrük bırliğine ginş için gerekli olan yasal mevzuat düzenle- mesine karşı çıktılar. 1991 yılında kurulan DYP-SHP. DYP- CHP koalisyon protokollerinde; anaya- sa değışıkliği. demokratikleşme progra- mı, adalet reformu, Güneydoğu Anado- lu ile ilgili sos^l ve ekonomik program. memur sendikalannın kurulması, sosyal hayatla ilgili yasal düzenleme ve Seçim Kanunu. DYP ve ANAP'ın içinde yer alan dinci-tarikatçı parlamenterlerin dı- renmesi neticesinde bu dönem gerçek- leştırılememiştir. Türkıye'nin merkez ve il yönetım teş- kilatı. 1920'lenn şartlanna göre oluşru- rulmuştur. Türkiye'nin o zamanki nüfu- su 14 milyon iken şımdi 65 milyona çık- mış; ekonomik, sosyal, siyasal ve kültü- rel yapısı degişmiş ve vatandaşın istem- lerine cevap verememektedir. Bu durum. vatandaşın devlet dairelerinde işini gör- mesi için rüşvet vermek veya aracı kul- lanmayı zorunlu hale getirmiştir. Bu da bürokrasınin kirlenmesine ve toplumun nezdınde itibar kaybına neden olmakta- dır. Kısacası şartlar ve çevre kirlenmiş bir toplum yaratılmış. bu kırlenme par- lamento ve hükümetlere kadar uzanmış- tır. 'Adil düzen' aldatmacası Toplumun ekonomik ve sosyal yapısı bozulmuştur; şehir varoşlan köyden ken- te göç etmiş, sonınlan halledilmemiş ga- nban insanlarla dolup taşmaktadır. Yö- netime gelen merkez sağ ve sol hükü- metler bu sorunlan çözememektedırler. RP'nın "adil düzen "i bu insanlar için umut olmaktadır. CHP'nın valiler ile ilgili hazırladığı bırraporda. Içişleri Bakanlığı içinde din- ci-tankatçı gruplann nasıl yuvalandığı- na canlı bir örnektır. V'alılenn genel siyasi değerlendırme- si bölümünde; a. Valilerin yüzde 36'sının (31 kişi) şe- riatçı-tarıkatçı. aşın sagcı. b. Yüzde 37'sinin (32 kişi) sağ veya li- beral eğilimlı. c. Yüzde 10'unun (9 kişi) siyasal an- lamda renksiz veya oportünist tavırgös- terdığı. d. Yüzde 17"sının (14 kişi) de sosyal demokrat kökenli olduğu bıldınlmiştir. e. Aynı raporda vali ve üst düzey yö- netıcilerinden yüzde 13'ünün (20 kişi) cumhunyet ve Atatürk ilkelenne karşı olduğu tespıt edilmiş ve bunlann görev- den alınması ıstenmesine rağmen, bun- lar alınmadıgı gibi. bir kı.smı terfi ertiri- lerek DYP. ÂNAP ve MHP seçim liste- lerinın baş tarafına yerleştirilmek sure- tiyle. millervekilı olmalan yolu açılmış- tır. (13) Irkçı kadrolar listeye Şeriatçı ve ırkçı örgütlenmenin en yo- gun olduğu İçişlen ve Millı Eğitim ba- kanlıklan üst kademe yöneticilerinin is- tifa ederek 24 Aralık 1995 seçimlerinde DYP'den aday olmalan, şeriatçı ve ırkçı grupların ve bunlann gerisindeki tarikat gruplannın bir kısmının DYP ile işbirli- ği yaptığının bir işaretıdir. (14) • ANAP'ın seçim listesınde ise RP'ye yakın Korkut Özal. Ali Coşkun ile BBP'nin üst kademe yönetıcılerine yer vermesi, ANAP'ın T. Özal ile başlayan şeriatçı-tarikatçı ve ülkücülerle işbirli- ğini geliştirerek sürdürdüğünü tanıtla- mış bulunmaktadır. (15) ANAP lıderi Yılmaz ve DYP liden Çiller. ıkna ettikleri şeriatçı-tarikatçı ve ülkücüpopülerkişilere seçim listelerinin baş taraflannda yer vermede birbirlerıy- le yanşırken. seçim konuşmalannda da Erbakan'a çatmalan acaba ne anlama geliyor'1 "Biz Erbakan'dan daha şeri- atçıyız"mı demek ıstiyorlar? Yoksa la- ik dev let sısteminı. şenatçı gruplan par- lamentoya taşımakla daha çabuk yıka- caklarını mı söylemek ıstiyorlar? (12) Posra Guzetesı, İH Haziran 1995, S 1 (13) CHP Ruporıı" Cumhunvet Gazc- tesı. 25,27Evliil 1995 (14) Hikmet Çettnkavu. "At-Kurt Sofra- sı". Cıtnıhtırnet Gazetesı. 3 Kasım 1995. S.5. (15) Çelinkava, "Seçımler \e Medya . Cumhurıvet Gazetesı. 6 Aralık 1995. S.5 SÜRECEK 'Bir Çuval Karanlık'ın başına gelenler... ARSLAN KACAR 1990 Türkiyesi... Muammer Aksoy öldürüldü Ülkede karmaşa sürmektedir. Halil 45 yaşlannda. kırsal kökenli. yalnız yaşayan. ışinı seven, polıtık tı- yatro vönetmenidir. Çiler adlı arkadaşıyla yürüme- yen ilişkısı kopma noktasındadır. Halil. Oktay Ara- yıcı'nın Tanilli Dosvası-Geçit adlı tiyatro oyununu sahneye koyma aşamasındadır. Babasının ölüm ha- ben gelır. Yıllardırgıtmedıği kentıne gitmek zorun- da kalır. Yoîculuk boyunca. çok geriierde kalan anı- lanyla ve yakınlannın değışen kımlıkleriyle karşıla- şır. Doğduğu kent oldukça değişmiştir. AVTII kente ce- zaevındeki arkadaşını ziyarete gelen, adını sonradan öğreneceği Gülistan'la karşılaşır. lstanbul'a dönen Halil, oyun provalannı sürdüriir- ken. oyunculardan bin korku ağır bastığı için oyun- dan aynlır. Yenne bulunan oyuncu ile provalara tek- rar devam edılir. Halil'in tüm yaşamını kapsayan oyun provalannın sürdüğü günlerde. arkadaşıylagit- tiği bir barda. Gülistan'la tekrar karşılaşır. Bu karşt- laşmada. başka bir arkadaşınm aracılığı ile Gülis- tan'la tanışır ve birlıktelıkleri başlar. Bu bırliktehk. Çilerle ilişkisinı bıtirır. Halil, provalarını tiyatro salonunda sürdürmeye başlamış ve oldukça coşkuludur Oyun yirmı gün sonra sahnelenecektir. Halil asıstanıyla bir prova çı- kışı. Taksım Meydanı'nda. tinerçeken çocuklardan bıri tarafından bıçaklanır. Kendisini bıçaklayan tı- nerci çocuğun elınden bıçağı alır Tinerci çocuk kor- kuyla kaçar. Halıl'in ağzından "Ulan sırası raı>- dı?" sözcükleri dökülür İstıklal Caddesı'ne doğıu yürüyen Halil ve asıstanı Alinin görüntülen üstün- desılahsesiduvulur Iri vekaraharfierle7 Mart 1990 Çetin Emeç Öldürüldü... yazısı çıkar. Yazı vok olur. Tekrar sılah sesı duyulur İri ve kara harflerle 4 E>- 101 1990 Turan Dursun öldürüldü... yazısı çıkar. Yazı yok olur Tekrar sılah sesi duyulur İn ve kara harflerle 6 Ekim 1990 Bahriye Üçok öldürüldü... yazısı çıkar. Yazı yok olur. Evet 1990 Bir Çuval Karanlıktır. Senaryonun üzerinde 4 yıl süren çalışmamın so- nucunda 30.5.1994 tarihınde Kültür Bakanlığı'na. kredi taiebinden yararlanmak üzereba>v urdum. O> ıl Kültür Bakanlığf ndan hıçbir talebe vanıt gelmedı. 1995 yılında 5 Nisan Kararlan mazereti ile baş\urıı sahiplenne. geçen yılkı kredı talepleri bu vıla akta- nldı. yazısı geldı. Ve bu arada Bir Çuval Karanlık'la Cumhunyet'ın Yunus Nadi ıızun metrajlı film senaı- yosu vanşmaşına katıldim Memduh Ün (Yönetmen)- Tarık Akan (O\un- cu)- Macit Koper (Oyuncu-Senanst)- Ziva Öztan (Yönetmen)- Zeki Ökten (\onetmen) avrıca Onat Abı de adıyla. jundeydı. 1^74 vılından bu yana !>e- hir Tivatrolarfnda (3 vıl tutukluluk sürem ve 1402'den uzakla^tınldığım yıllan saymazsak) oyun- cu olarak çalışıyorum 1977 yılında Güney Fılın ile başlayan sınema çalışmaiarım oyuncu-senarıst ve önemlı yönetmenlereyardımcı yönetmenlıkyapmak- la edindigım pratıkle. Kültür Bakanlığı adına 2 dra- ma belgeselin-lblanbul Televizyonu adına birdrama belge.^elın yönetmenlığıni yaptığım deneyımle film eekebilmeamaçlı bırsınamaydı Bir Çuval Karanlık. Sınema Vakfı adına çekilen kısa fılnılenn bırınde. İ^tanbul dışında çalışırken. aldığını haber benı ol- dukça mutlu etıniştı. 35 yıldır oCuduğum Cumhuri- yet gazetesınin saygın ve senaryo konusunda (az ömürlüleri saymazsak) Türkıve'nın tek yarışmasın- dan Serdar Kazak'ın "Sevmiş Olduğum Her Şey " adlısenaryosuylabirliktebinnciliğedeğergorülmuş- tüBirÇuval Karanlık. ÜstelikTurksinemasınınfark- lı dallarındakendını kanıtlamışbeşkişı onay vermiş- ti Bir Çuval Karanlık'a. Kültür Bakanlığı'ndan kredı talebımin dışında ba- na kapı çalma şansı tanıy acaktı. Zaten başka amaç ol- mazdı.Ödül. birbıbloolsundıyealınmazdı kı... Böy- le bir lükse sahıp de değildım avrıca Ödül. amaçla- dığı dalda etıket olurdu bir kitap. bir şur. bir film ıçın. 16 Kasım 1995 güniı açıklanan listede Bir Çu- val Karanlık yoktıır Beşı*-mınonayının hiçbır^ey ıfa- de etıirnıedığinı cevaplanuştır. İhsan \üceözso>- Gülşen Karakadıoğlu-Yekta Kara-Atilla Özde- miroğlu-Hülya Koçyiğit-Halil Ergün-Memduh Ln'den oluşan seçicı kurul. Fakat başka bırganplık vardır açıklanan listede. "Sevmiş Olduğum Her Ş«y" adlı senaryo kredi talebi alan filmlerlistesindedir. Üstelik seçici kurul- da yer alan Memduh Ün krediyı alandır. Seçici ku- rulda olan birinin proje alması taraflı olmanın kanı- tıdır bence. Kültür Bakanlıâı'nın ilk kredi dasıtımı dönemin- de (1989) Sayın Hajit ReHğ'ın "Tabii ki tanıdık- larımıza vereceğiz'* demesi gıbı. Herne kadar fes- tivallerdeki bir çalışanının (yönetmen-senaryo-gö- rüntüyönetmenı-oyuncu-stüdyo-kurgu-ışık)ödülal- madığı film. en lyı film seçılse de. hâlâ niye en iyi filmdir. anlamış degilim. Niye bu tepki... Yunus Nadi Odülü almak. sinema alanı içın bir şey ıfadeetmıyor mu'.' C'lkemın gerçegini aktardığım se- naryo Kültür Bakanlığı'nın amaçlanna ters mi düş- tü. yoksa "IMinareden at beni. in aşağı tut beni" oykülen mi geçerliydı? Seçici kurulunda olan binnin proje alması normal miy dı'' Biliyorum artık Türkıy e'de anormal olan hıç- bir şey yok. İnsanlarçöpe. >.ele gıdıyor. Ama gel gör ki bu çeliş- kıyı çözmek istıyorum. Yoksa her şey hikâye miydi? . ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇİ Kıbrıs'tan Gîzli Haberler... Kıbnslı okurumdan mektup aldım, şöyle dıyor: "Adanalı toprak ağasıyta, Detroıtli otomobıl fabrika- Törû, Iki Dallas domuzu gibi benzerler birbirine. Hasan Hüseyin Biliyorum domuzlan seversin. Bize de sevdırdin. Ozan yaşasaydı belki bugün değışık sözcükler kullanırdı. Sevgili Mustafa Ağabey, Biraz okuyup yazmayantardanım. Sana iyi günler di- lerim. 27 Ağustos 1995 tarihli 'Ankara Notları'nda benim rnektubumu yayımlamıştın. Teşekkür ederim. Rauf Bey'/n tepkısı çok ama çok sert olmuştu. Küplere bın- di. Fırtına oldu; estı, biçti. kesti; benı düşman ilan ettı. Bulsa bir kaşık suda boğacaktı. Ben kımsenin düşmanı değilim. Türkıye'yi, Yunanıstan'ı, doğayı, Kıbns'ıyansı- na razı olmayacak kadar çok sevıyorvm. Denktaş, ateş püsküren açıklamasında, 'Kıbrıs dava- sı keskın vıraılarda' dedı. Evet. 32 yıldır hep dınliyoruz. Kritik dönemler, keskın vırajlar bitmiyor. Karikatür çize- bılsem. şöyle bir karıkatur çizecektım: Arabanın camla- rı kınk, lastikler patlak, motor çalışmıyor. Direksiyonda Rauf Bey. Keskın vırajlarda gıdıyoruz! RaufBey, açıklamasının bıryennde, Davadan habe- rımiz yok1 dedı. Rauf Bey'in danışmanlanndan biri de Sayın Hocam Mümtaz SoysaVdır. Sayın danışmana, Kıbns sorununda, danışmanlık yapmaya hazınm. Bu na- sıl sosyal demokrat? Inan, üzülüyorum. RaufBey, mektubum için 'pıslik dolu yazı' dedi; o ya- zı anlayan için yurt sevgisi. ınsan se\/gısı, doğa sevgi- siyle doluydu. Pıslik olan neydi? Nadir Nadi 'nin, Uğur Mumcu 'nun anısına dikilen, Aziz Nesin'/'n anısına diki- lecek olan ağaçlarmıydı? Yoksa, yangını söndünvek için döktüğüm ter ve gözyaşlan mı? Sevgili Ekmekçi, Denktas'ın açıklamasını köşende aynen verdin. Ben gücenmedım, kızmadım da. Yalnız acı acı güldüm. Yanıtın çok güzeldı: 'Rauf Bey, Rumlarla bozmuş!' Yazdıklannın hepsı gerçek ve güzeldı. işte is- patı: KKTC kurtuluş yıldönümünde, Türk uçakları Gü- ney Kıbrıs hava sahasını ihlal etmış. Rumlardan şikâyet- ler falan. Denktaş'tan demeç: 'Türkıye, tüm Kıbns'ın garantörüdür. Uçabilır' Pekı, Yunanistan da Kıbns'ın garantorü, Yunan uçaklan Girne üzerinde uçsa, Rauf Bey ne buyurur? Koşende Emin Dırvana 'dan soz etmen beni sevin- dirdi. Bu da Sayın RaufBey'e, Kıbns davasını çok iyibil- diğinın ıspatı. Sayın Emın Dırvana'yı 2-3 yıl kadar önce kaybettik (Ölüm ilanını Cumhunyet gazetesinde gör- düm). Emın Dırvana. Kıbns ve Türkıye 'yi çok seven bir elçimızdi. 1960'lann başında egemenlere (daha başı- mızdadıhar) 'Otur oturduğun yerde, Türkiye'nin okula, hastaneye, yola ıhtiyacı vardır, savaşa değil!' demiştir. Egemenler onu Kıbrıs'tan uzaklaştırmak için ellerınden gelenı yaptılar ve arkasından 1963 olaylan geldı. Ekmekçi kardeşim. şu satırlan köşeni ışgal içın yaz- mıyorum. Ama alıntı yapmak ıstersen özgürsün. Biliyo- rum, sızlerin dertlen başınızdan aşkın. Tonguç Baba 'yı. Hasan Âli Yücel'/. Sabahattin Ali 'yi Köy Enstituleri'nibızlere çokguzel anlatıyorsun. 'Anka- ra Notları'ndakı 'Dık Durun Ulan' (9 Kasım 95) çok gü- zeldi. 22 Eylül 95'te Sayın Tanilli'n/n 'Ekmekçı'nın Ka- lemı' yazısı benim düşüncelerimi de yansıtır. 7Aralık 95 tanhinde de bızlere Ahmet Tan'/, Mumcu'nun kalemiy- le çok güzel anlattın. Yavru vatandan kısa haberler: Ormanlanmızı yaktık. Arkasından nutuklar salladık: 'Yeşil Kıbrıs yapacağız, kasımda her şey hazır, 6 milyon fide dikeceğiz. Fıde değil, para yardımı yapınl' (Yöne- ten) Aralık ayının ortalanna geldık. Alman öğrencıler, ızci- ler falan bırkaçyüz fıde diktik. Kıbns Gazetesi'nın habe- n: '50.000 fidemiz var'. 6 milyon nerde, 50 bin nerde? Kıbns 'ia fide dikmek içın en elvenşlı aylar kasım ve ara- lık aylandır. Yeşillendınrıe: Fıyasko. Kıbrıs 'ın san altını narencıyeden özetler: Bir zaman- lar 100 milyon dolar dövız getiren narencıyeyi sıfırlamak başarısını gösterdık. Bugun, limonata yapacak limonu- muz da yok. Yakında Mersın'den ıthal edeceğiz. Zeytın ağacının anayurdu Kıbrıs'tır, dersem şaşacak- sın Ekmekçi. Zeytın ağacı çok uzun ömühüdur. Lüzın- yanlardan (Venediklıler) kalan zeytin ağaçlanmız vardı. Surmedik (Domuziar olsa, yararlan olurdu). Bakımını yapmadık. Çoğunu kuruttuk. On bınlerini de yaktık. Ge- reksinımının çok üzennde zeytın ve zeytinyağı üretıyor- du bu ada. Bugün Türkiye'den zeytin ve zeytinyağı ıthal ediyoruz. Birde bizim kara biraltınımız vardı: 'Harup' çikolata- nın özü. En guzel hayvan yemi. Onlan da farelere yem yaptık. Sebze, meyve, patates; durum hıç de iç açıcı değil. Patatesın en güzelıniyetiştıriyorduk bırzamanlar. Bugün patates luks! Ithal ediyoruz. Sevgili Ekmekçi, yukanda yazdıklanm çok gizlıdir; sa- kın bizı yönetenler ve egemenler duymasınlar. Davaya büyük zaran olur! Ben duşman. sen vatan hainiilan edi- lirsın. Bunlan kendine dert etme Ekmekçi, ünlü sanlı med- ya her şeyın çaresıni bulur. Boyalı basınımız her derde devadır. Şışmanlık sorununu da çozdük. Yakında Çın 'den gelme harika zayıflama sabunlanna kavuşaca- ğız! Saygılarımla." ••• Ecevrtın mavi gömleğinın öyküsünü bilmediğimi yaz- mıştım. Öğrendım, kırtutsun dıyeymış. Guvercınin öy- küsünü de sonradan anımsadım: Kıbrıs'ta, 1974'tekisa- vaşın adını "Banş Harekâtı" koymuştuk ya, ak güvercin uçurmalar o zaman tuttu. 1974'ten beri Kıbrıs sorunu- nu çözmeyen. çözemeyen Ecevıt'in başı güvercinlerle dertte mı ne? Uçurulan guvercınler. dönüp yıne Bülent Bey'in omuzuna mı konuyorlarmış? Uçup gitselerya! B U L M A Ç A SEDATYİŞ4Y4\ 1 2 3 4 5 6 7SOLDAN SAGA: 1/ Istanbul'da Re- fik Halit Karay tarafından yayım- lanan mızah ga- zetesı... Satrancta bir taş. 2/ İstan- bul'un eskı adla- 4 rından bin. 3/ Yaylayadabahçe kulübesı... Cçlü yadadörtlü grup- lar halındebırbirı- nın içınegeçebıle- cek bıçımde ya- pılmış sehpa takı- " mı.4/Banndırma.. 5/ Bir cıns kertenkele... Er- den çavuşa kadar olan asker- lere verılen ad. 6/ Kımyada basıt şekerlerin genel adı.. Kurumlarda. belirli konular- la ilgılı ışlerın yürütüldüğü bölüm. 7/ Sofrada kullanılan sahan altlığı... Mezopotam- ya'da kurulmuş en büyük sı- telerden bin. 8/ Ahlakbilım... Yenecek yemeklerın lıstesı. 9/ Raflan olan kapaksız ve taşınırdolap. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Sophokles'ın ünlü bir tragedyası. 2/ Aşın şişmanlık. 3/ Bal peteğı.. Lıste başı olmuş haflf müzık parçası. 4/ Nota- da durak ışaretı.. Çene altından geçınlerek başörtüsüne kancalanan ve genellikle gümüşten yapılan takı. 5/ Mısra .. Bir renk. 6/ Anadolu'da kurulmuş eskı uygarlık... Mantık. 7/ Eskı Yunan kentlenndepazaryen.. Çit. perde. 8/ Ekvator bölgelerınde yetışen bir meyve ağacı... Öğütülmüş tahıl. 9/ Insan vücudunun dış yüzü .. Varhkların oîuşumu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle