28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26ARALIK1995SALI CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 Bu yıL iki iinlü thatro yazanmızın, .Melih Ce\det AndaVın 80'inci vaşı PEN \e EdebKatçılar tkrneği'nin düzenlcdiği etkinlikletie, Aziz Nesin'in ise ADT'nin •Azizname' yapımıyla kutlandı. Sahneienen üç oyunuvla (Tensing, Yeşil Papağan Limited, Kamyon) ydın yazan Memet Baydur, 1995'te Türk tiyatrosuna en büyük katkıda bulunmasryla da ydın yönetmeni Işd KasapoğhTydu. Geçen yıbn bırakükları... V Tîlın son aylannda toplum gündeminin birinci sırasına y gelen seçimler ve yapılan seçim konuşmalannda 'sanata .X evet' sloganının önemi bir kez daha ortaya çıktı. Çünkü kimi politikacılar 'ekonomik denge'yi sağlama yolunda yapacaklan kesintiler aarasında en başa sanat kurumlannı ve etkinliklerini koyabilmişlerdi. Yıl boyunca aynı sloganı sürdüren TOBAV'ı ileri görüşlülüğünden dolayı kutlamak gerek... AYŞEGÜL YÜKSEL 1995 yılı 'sanata evet' kampanyasının hızla sürdüğü bir aşamada başlamiştı. O dönemde bır^andan da sanata evet demenın anlamsızlığı, sanata 'hayır' demenın mantık dışı olacağı tartışılmaktaydı. Oysa toplumu yönetenler arasında 'sanat' bağlamında hiç de beklenmedik tutumlar çıkmıştı bile ortaya. Yılın son aylannda toplum gündeminin binncı sırasına gelen seçimler ve yapılan seçim konuşmalannda 'sanata evet' sloganının önemi bir kez daha ortaya çıktı. Anlaşılan bundan sonra 'mantık dışı' sözünü kullanırken ıkı kez düşünmek durumundaydık artık Çünkü kımı politikacılar 'ekonomik denge'yi sağlama yolunda yapacaklan kesintiler aarasında en başa sanat kurumlannı ve etkinliklerini koyabilmişlerdi. Yıl boyunca aynı sloganı sürdüren TOBAV'ı ileri görüşlülüğünden dolayı kutlamak gerek... Aziz Nesin ve Melih Cevdet Anday 80 yaşında 7 995'in uluslararası düzeydeki üç başansmdan ilki AÜ DTCF Tiyatro Bölümü ile Tiyatro Araştırma Laboratuvarf nın katılımıyla Polonya'da gerçekleşen Türk Tiyatrosu Semineri'ydi. İstanbul Uluslararası Tiyatro Festivali geçmiş yıllardan daha parlaktı. Uluslararası Amatör Tiyatrolar Birliği'nin (AITA/IATA) 22'nci Dünya Kongresi ise, başta TOBAV'ın katkısıyla 23-30 temmuz tarihlerinde Ankara'da gerçekleştirildi. Shakespeare'in Onikinci Gece' oyunlanndan sonra, Tiyatro Stûdyosu içın sahneye koyduğu Turgay Nar'ın 'Çöplük' oyunuyla 1995'te Türk tiyatrosuna -hem yerli yazarlann oyunlannı başanh yonımlarla sunma, hem de Anadolu'daki Devlet Tıyatrolan'na sahip çıkma açısından- en büyük katkıda bulunan yönetmen olan Kasapoğlu, yıl sonuna doğru da yine Dıyarbakır Deviet Tıyatrosu'nda Shakespeare'in 'Kısasa Kısas'ını sahneledi. Amatör topluluklar tamfından sunulan yapınılar arasında ODTl! Ovuneulannın sundugu 'Godot'yu Beklerken' (sol- da) ile Tijarro Boğaziçrnin 'Galip Sokaklara Talip'(üsfte) haşlıklı gösterisi. çoğu profesvonel yapımdan daha büyük thatro tadı içerivordu. 1995 iki ünlü tiyatro yazanmızın 80'inci yaşına uiaştığı mutlu bir yıldı. Bizım olduklan için tarihimiz boyunca övünç duyacağımız Melih Cevdet Anday ve Aziz Nesin yalnız yazar olarak değil. 20'nci yüzyıl Türkiyesı'ndeki kültür oluşumuna damgasını vurmuş iki aydınlanmacı düşünür olarak da 'zamanın nrpanına' göğüs germış olmalannın mutluluğunu yaşattılar bize. Melih Cevdet Anday'm 80'ıncı yaşı PEN Yazarlar Derneğı ve Türkiye Edebiyatçılar Dernegi'nin düzenlediği iki ayn çok başanh etkinlikle kutlandı. (Edebiyatçılar Derneğı. düzenlediği seminerde sunulan bildırileri kitap olarak da yayımladı.) Tıyatrolanmız 1995-96 tiyatro dönemini Anday oyunlanyla başlattılar. Aziz Nesin'in yaş günü ise 20 aralıktı. Bu nedenle de Aziz Nesin'e ilişkin etkinlıkler yıl sonuna kayacaktı. Ne yazık ki sevgili Nesin bızi yıl ortasında terk ettı. Nesin'in doğum günü. Yücei Erten'ın yılın başında projelendırip yazarla da ilışkı kurarak gerçekleştırdiği çok başanh 'Azizname' yapımıyla 20 arahkta Ankara Deviet Tıyatrosu'nda kutlandı. Saygı duruşu yerine, HaütÇelenk'in, 'çahşma'yı başlıca yaşam biçımi edinmiş, kahırlı ama dirençlı yaşamı boyunca her şeyini borçlu olduğuna inandığı toplumuna 'borcunu ödemeye çalışan' ama sonunda toplum karşısında 'borçlu1 değil. 'alacakh' duruma geçen yazan tüm güzelliklenyle dıle getirdiğı yalın konuşmasıyla başlayan anlamlı bir kutlama.. Nâzım Hikmet Vakfı'nın ekim ayında düzenlediği 'Nâzım Hikmet Tiyatrosu' başlıklı yuvarlak masa toplantisında. Ulkemize üç kuşaktan parlak oyuncular vetiştirmiş olan Dormen Tiyatrosu 1995'te 40. yılını kutlarken. sahneyi dolduran ünlü sanat insanları. bu kuru- luşun tnatromuz adına ne yoğun bir işlev taşıdığını kanıtlamvordu. F.n kevifle okuduğum oyun metni Ferrian Şensov'un ' İ ç kurşunluk Opera'Mydı (yanda). büyük ozanının oyunlan Türkiye'de ilk kez aynntılı bir biçimde tartışıldı. iki gün süren toplantıda sunulan bildıriler ve ortaya çıkan görüşler. vakfın yayımlayacağı kitapta yer alacak. 1995'in uluslararası düzeydeki üç başansmdan ılki AÜ DTCF Tiyatro Bölümü ile Tiyatro Araştırma Laboratuvan'nın katılımıvla Polonya'da gerçekleşen Türk Tiyatrosu Semineri'ydi. Ûç gün boyunca Türk ve Polonyalı tiyatro bılımcılennın sunduğu biidıriler vanında. TAL 'Troya'yı, DTCF Tiyatro Bölümü de özgün seyirlık köylü oyunlanndan derlemeleri Wroslav \e Varşova'da sergilediler. İstanbul Uluslararası Tiyatro Festivali geçmiş vıllardan daha parlaktı. En önemlisi, parasal zorluklara karşın bu yıl da gerçekleşmış olmasıydı Uluslararası Amatör Tivatrolar Bırlıği'nın (AITA/IATA) 22'nci Dünya Kongresi ise, başta TOBAV olmak üzere onlarca kuruluşun katkısıvla 23-30 temmuz tanhlerinde Ankara'da gerçekleştirildi Çok sayıda yabancı konuğun ağırlandığı kongre bağlamında 4. Avrupa Gençlen Tiyatro Buluşması \e Dokuz Bolge Tiyatro Fe-.tıvalı de yer aldı Ydın yazan Memet Baydur, yönetmeni Işıl Kasapoglu Dormen Tiyatrosu 1995'te 40. yılını kutladı. Ulkemize üç kuşaktan parlak o\ uncular vetiştirmiş olan. yerlı yazarlanmızın kımı oyunlannı ılk kez sahneye çıkarmada önemli katkısı bulunan, bulvar komedilennin en basanlı yapımlanna yıllarca ımza atmış olan Dormen Tiyatrosu ıçin düzenlenen kutlama gecesınde sahneyi dolduran ünlü sanat insanlan. değerlı emeğiyle yeşerttığı ve büyüttüğü bu kuruluşun. yüzyılın ortasmda tıyatromuz adına ne yoğun bır ışlev taşımış olduğunun somut bır kanıtıydı. Sahneienen üç oyunuyla (Tensing, Yeşü Papağan Limited, Kamyon) yılın yazan Memet Ba>dur. yılın yönetmeni ise Işıl Kasapoğlu'ydu. Dıvarbakır Deviet Tıyatrosu'nda Orhan Asena'nın 'Korku' ve Eleştirmenler 'en iyiler' konusunda kolayci buluşamadı I995'te her yıl olduğu gıbi İstanbul, Ankara ve öteki kentlerde yüzlerce tiyatro etkınliği sergilendı. Eleştirmenler 'en iyiler' konusunda kolayca buluşamadılar, çünkü tiyatroda yaşananlar eski yıllara oranla ne daha iyi ne de daha kötüydü. Bence yılın tiyatro olayı, sahne düzenı, sahne tasanmı, ışık düzeni ve oyunculuk düzeyiyle 'Çöplük'tü Ankara'da en etkilenerek izlediğim oyun. ŞakirGürzumar'ın sahneledığı ve başrolü Serhat Nalbantoğlu'nun oynadığı. C.P. Taylor'dan 'İyi'oldu. Ergin Orbey'ın sahneledıği 'Asiye Nasıl Kurtuİur'da 'dernek temsücisi bayan'da incelikli bir yorum sunan Nurşen Girginkoç ve Arnold VVesker'ın tek kışılik 'Annie WobWer'ında üç ayn kadın karakteri canlandıran Ozlem Ersönmez de Ankara'nın 'en iyi'leri arasındaydılar. Tiyatro yapımı olarak karşı çıkîığjm noktalar olabilir, ama 1995'te en keyifle okuduğum oyun metni Ferhan Şensoy'un 'Üç Kurşunluk Opera'sıydı. Lütfı Ay, TahirÖzçetik ve Aziz Çâhşlar'ı yitirdık Amatör topluluklar tarafından sunulan yapımlar arasında ODTÜ Oyunculan'nın sunduğu 'Godot'yu Beklerken'ile Tiyatro Boğaziçi'nin 'Galip Sokaklara Talip' başlıklı göstensı. izlediğim çoğu profesyonel yapımdan daha büyük tiyatro tadı tçenyordu. 1995 te pek çok değerli tiyatro sanatçımızı yitırdık. Anılan yüreğımizde, katkılan belleğımizde kalacak. 1996'da Lütfi Ay da Tahir Özçelik de oyun eleştirisi yazmayacak artık. Aziz Çahşlar da gitti, geride onlarca tiyatro başvuru yapıtı bırakarak... 1996'ya, hiçbir zaman çözümlenememiş yasal/parasal sorunlanyla gınyor özel ve tam ödenekli tiyatrolanmız. Ama ne mutlu kı seyircı sahip çıkıyor bu sanata; 1995'te tiyatroda seyirci patlaması olduğunu söylemek pek de abartıh olmaz Sanatçıyla seyircinın oluşturabileceği sevgi yumağının tüm kısıtlayıcı güçler karşısında çelik gibi dayanıklı ve dirençli olacağı ınancıyla, nice yıllara... O D U L L E R . . . O D U L L E R . . . O D I L L E R . . . Ö D Ü L L E R . . . Ö D Ü L L E R . . . SANAT KURUMU TİYATRO ÖDÜLLERİ: En tyi Oyun Yazan : Ödül venlmedi. En İyi Yapım . "Derin BırSoluk Al"i\e Tiyatro Stüdyosu'na verildi En iyi Yönetmen : Ödüle değer reji bulunamadı. En İyi Kadın Oyuncu: Elif Türkan Çöiok. Adana Deviet Tiyatrosu'nun "Mahmut ile Yezida " oyunuyla, En İyi Erkek Oyuncu: Kazun Akşar ve Ege AydanAnkara Deviet Tiyatrosu'nun "Candan Can Koparmak" adlı oyunuyla En İyi Çevin : Cevat Çapan, Bursa Deviet Tiyatrosu'nun "Ateşli Sabır" oyunuyla, Onur Ödülü : Ergin Orbey'e verildi. TİYATRO ELEŞTİRMENLERt BİRLİĞİ (TEB) 1993-1994 İstanbul Ödülleri: "Çöp/üÂ:"adlı oyunun yönetmeni Işd Kasapoglu ve ZeBha Berksov'a venldi. 18. AVNİ DtLLİGİL ÖDÜLLERİ: Jün Onur Ödülü : Haldun Dormen Jüri Özel Ödülü : Gencay Gürün Jüri Özendiıme Ödülü: tiyatro Ti "Ada "adlı oyunuyla En tyi Yönetmen : Başar Sabuncu oyunundakı rolüyle. fcn İyi Işık : Cafer Yiğiter, (Çöplük) En iyi Kostüm : INUgün Gürkan (Cem Sultan) En İv i Dekor: Nurettin Özkonu (Fırıal) En İyi Çeviri: Semra Karamürsd (Askerliğim) (16 dalda verılen Avnı Dilligil Ödüllen 9 nısan pazar akşamı düzenlenen bir törenle sahiplenni bulurken. 6 sanatçı ödüllerini almadi. Nurettin Özkönü başkanlığında Osman Şengezer, Tomris Oğuzalp,Kami Suveren, Füsun Akatlı ve Göksel Kortay'dan oluşanjün üyelennin kararve / w l . •. tutumlannı eleştıren bir grup 1994-95 Ismet Küntav Ödülleri bu >ıl Savaş Dinçel, Turgay Nar, Ahmet Lğurlu, sanatçı. Başar Sabuncu ,Turga> Nar, Haluk Bilginer veGönen Bozbey'e verildi. ZaferErgin.TiyatroSrüdyosu.Cafer Yiğiter ödüllerini almadılar. Başar Satmncu. Tıyatro Stûdyosu adına Ahmet Levendoğlu, Turgay Nar ve Cafer Yiğiter. gazetelere verdikleri ılanlarlajünyi oyunlan yetennce ızlememesı ve jünde bulunan bazı üyelenn aday gösterilebılecek oyunlarla yakın ilişkıde bulunmasından dolayı eleştırdiler. "fialto " adlı oyunuyla En İyi Yerli Öyun Yazan- Turgay Nar. "Çöplük"adh tekstıyle En İyi Yapım • "Cadı Kazam "(İstanbul Deviet Tiyatrosu) En İyi Kadın Oyuncu: Nergis Çorakçı "Açik Evlilik "adlı oyundakı rolüyle En İyi Erkek Oyuncu' Zafer Ergin. "Cadı Kazam " adlı oyundakı rolüyle En jyi Özgün Yapım "Çöplük" En İyi Ekip Oyunculuğu. "Askeriiğimr Yardımcı Rolde En İyi Erkek Oyuncu: Kerem Yılmazer. "Cem Sultan " oyununda rolüyle, Yardımcı Rolde En İyi Kadın Oyuncu Yıldı/ Kültür. "Cadı Kazam " Salonunu tören için açan Haldun Dormen de ödülü reddedenler arasındaydı. 1994-95 İSMET KÜNTAY TİYATRO ÖDÜLLERİ En lyı Oyun Yazan Ödülü: Tiyatro Stüdyosu'nun sahneledıği Turgay Nar'ın 'Çöplük' adlı oyununa; En İyi Yönetmen Ödülü. Şehir Tiyatrolannda sahneienen Haldun Taner'in 'Gözlerimi Kapanm Vazifemi Yapanm' oyunundakı çalışmasıyla Savaş Dinçei'e; En İyi Erkek Oyuncu Ödülü: Stüdyo Tiyatrosu'nda sahneienen 'Çöplük'adlı oyundakı rollenyle Ahmet Ûğurlu ile Haluk Bilginer e; En İyi Kadın Oyuncu Ödülü: İstanbul Deviet Tiyatrolan'nda sahneienen Kenan Işık'ın 'Olmayan Kadın 'oyunundaki rolüyle Gönen Bozbey'e verildi. Türk Kadınlar Birlıği'nin Bedia Muvahhit anısına koyduf u ödülünün ılk sahibı "Peynirli Yumurta "adlı oyundaki rolüyle Şehir Tıyatrolan sanatçısı Aslı İçözü oldu. Nisa Serezli Tiyatroda Yılın Kadını Ödülleri, Göksel Kortay, Gencay Gürün ve Tülin Oral'a verildi. ALINTILAR TAHSİN YÜCEL Eleştiri ve Ödül Yazın evrenimizde benzerterine öyle pek sık rast- lanmayan, kapsamlı inceleme yapıt; Virginia Wo- olf'la 1995 Sedat Sımavi Edebiyat Ödülü'nü Ner- mi Uygur'la paylaşan sevgili hocamızMina Urgan, tören günü, bu ödülün kendisıne verilmesinden ra- hatsızlık duyduğunu yıneledı durdu. Neden derse- niz, şiir, roman, öykü türünden yapıtların da aday olduğu bir ödülün bir eleştiri yapıtına verilmesı hak- sızlıktı ona göre; çünkü, eleştiri, ne denlı başanh olursa olsun, roman, öykü, şiırgibi yaratım ürünle- riyle bir tutulamaz, onlar gibi degerlendırilemezdi. Tamtersine, Mina Urgan, "Virginia Woolfyerine, tek sayfalık bir anlatı, beş on dizelik bir şiıryazmış ol- mayıyeğ tutardım" diyor, gerek bu son çalışması- nı, gerekse bunca sayfalık Shakespeare'ini yazar- ken, hiç kuşkusuz bılgisini, duyarlığını, yeteneğini kullanarak, ama işin doğası gereğı, hiçbirzaman bir yaratıcı kimliği üstlenmeden, başkalannın yaratım- lannı tanıtıp sevdirmeye çalıştığını söylüyordu. Ne olursa olsun, eleştiri yaratım nitelığı taşımayan, ikin- cil bir türdü ona göre. Dogrusunu ısterseniz, ozanlar ve romancılar ara- sında, Mina Urgan'ın görüşünü gönülden payla- şanlar çoktur, onlar da sık sık yinelerler bunu. Ama eleştirinin böyle küçük görülmesi benim duygula- nma da, düşüncelerime de, deneyimlerıme de ters düşer. Önce deneyimlerden başlamak gerekirse, ben yıllardır anlatı yazarlığıyla yazın incelemesini, dolayısıyla eleştirmenliğı bır arada yürüttüm, hemen her zaman birınden aldığım hazzı ötekinden de al- dım, hiçbir zaman bırini ötekinden daha üstün ya dadaha aşağı görmedim. Kuşkusuz, daha iyi ve da- ha kötü anlatılarım, daha iyi ve daha kötü eleştiri- lerim vardır ama, en azından bana göre yazın ürün- leriyle düşün ve araştırma ürünlerını birbırinden böylesine kalın bir çizgiyle ayırmak, aralarındakı ay- nmı bir basamak ayrımı olarak değil de bir doğa ay- nmı olarak değerlendirmek yanlıştır. Berikiler yara- tımsa, ötekiler de yaratımdır, berikiler yaratım de- ğilse, ötekiler de yaratım değildır. Biliyoruz, yazınsal denılen yapıtlarla eleştiri ara- sında öteden beri birtakım karşrtlıklar kurulur, bu karşrtlıkların en belırgıni de, başkalarıyla bırlikte, Roland Barthes'ın vurguladığı karşıtlıktır: "Dünya vardır ve yazar konuşur, ışte yazın budur. Eleştiri- nin konusu çok farklıdır; dünya değil, bir söylem- dir, bir başkasının söylemidir; bir birinci dil üzerin- de gerçekleştirilen bir ıkinci dıl", kısacası, daha ön- ce, başkasınca üretilmiş bır söylemın açıklaması, yorumu, övgüsü ya da yergisidir; bunun sonucu olarak, varlığı bir başka söylemin varlığına bağlıdır, bir başka söylemden yola çıkarak gelişır. Ama yal- nız eleştirel söylem mi başka söylemlerden yola çı- kılarak üretitir? Hayır. Örneğın büyük ölçüde baş- kasının söyleminden yola çıkmayan bir felsefesel söylem gösteımek zordur. Daha da ilgincı, Andre Malraux bize romancınm yaşamdan değil, başka romanlardan yola çıktığını soyler; deneyımlerimiz de çoğu kez bunu doğrular. Aynı biçimde değişik dönemlerde ve değişik ülkelerde, pek çok Antigo- ne yazılmış olması da yaratım denılen edinim gö- rellığıni kanrtlar. Ne olursa olsun, bunca söylem türü içinde yal- nızca eleştirel söylemin yazınsal sayılmaması ya da öteki söylem türierinden daha değersiz görülmesi biraz tuhaf geliyor insana. Sorun bıçimdeyse, Işte Moliere'in Critique de l'Ecole des femmes'\ baş- tan sona güldürü bıçımınde bır eleştiridir, aynı bi- çimde, baştan sona bir ya da birkaç yapıtın eleşti- risi biçiminde eklemlenen bir roman ya da bir şiir de tasarlanabilir; sorun ıçerikteyse, Sainte-Be- uve'un, Bachelard'ın, Ataç'ın, Barthes 'ın ve Bart- hes'ın ve daha nice eleştirmenin aynı zamanda bi- rer yazı ustası olduklarını, sözünü ettiklerı ozan ve romancıların unutulmasından sonra da okunduk- lannı biliyoruz. Bugun Pierre Lotibenı pek de ilgi- lendirmiyor, ama günümüzün ilginç bir eleştirmeni yadaaraştırmacısı, dıyelım ki, Gerard Genette, di- yelim ki, Mina Urgan, onun romanları üstüne birça- lışma yayımladığı zaman, Pierre Loti ılgı odağıma yerleşebilıyor. Marcel Proustgıbı büyük bir roman- cınm yapıtının hatırı sayılır ölçude yazın, resim ve müzik eleştirisi içermesi, dolayısıyla başarısında bu eteştiri yükünün belli bir katkısı bulunması? Kısacası, öykü, şiir, oyun, eleştiri, hepsi aynı ala- nın: engin yazın alanının vazgeçilmez verileri. Hiç kuşkusuz, her romancı bır Balzac, bir Pro- ust olamayacağı gıbı, hereleştirmen de birSainte- Beuve, bir Barthes olamaz, ama, hep birlikte katıl- dıkları engin alanda, eleştirmenin ne denli "dönüş- türücü", ne denli "yaraf/c/"işlevlergerçekleştirebi- leceğini Raymond Jean çok güzel gösterir: "Eleş- tirel söylemin kendisını esinleyen söylemi aştığı, ondan daha zengin olarak belirdiği olur", der Ray- mond Jean, arkasından da şu ilginç sözleri ekler: "Gerard de NervaP/n Sylvie'siniilk kez okuduğum zaman, güzel, ama oldukça alçakgönüllü, yalın, an bir yapıt olduğu duygusuna varmıştım. Georges Poulet'n/n 1938'de bu anlatı üstüne yazdığı -ge- çenlerde de 'romantik söylenbilim denemeieri'ne aldığı- hayranlık verici yorumu okuduktan sonra, bambaşka boyutta, olağanüstü derinlikte bir yapıt buldum. Ama, bugün bile, bu olağandışı yapıtın Sylvie mi, yoksa Georges Poulet'nin denemesi mi olduğunu kendi kendime sorduğum olur?" 1995 Sedat Simavi Edebiyat Ödülü'nü bunca ro- man ve şiir arasında Mina Urgan'ın Virginia Wo- olf'unun kazanması da eleştirinin yaratıcılığı konu- sunda yeni bir tanıklık değil mi? Yapı Knedftten iki yeni kitap ANKARA (AA)- Cervantes'ın Türkçeye çevrilen ilk oyunu "Yüce Sultan", Yapı Kredı Yayınlan'ndan çıktı. Yapı Kredi Yayınlan, Yıldız Ersoy Canpolat'ın çevirisiyle Cervantes'ın "Yüce Sultan" ve gazeteci- yazar Berat Günçıkan'ın "Gölgedekı Kadınlar" adlı kitaplan, kıtapseverlerin ilgisine sundu. Yıldız Ersoy Canpolat'ın İspanyolca aslından çevirdiği "Yüce Sultan" (La Granda Sultana) Cervantes'ın "CezayirSözleşmesi", "Cezayir Hamamlan", "Açıkgöz İspanyol" gıbi Müslümanlarla Hıristiyanlann birbirlerine âşık olmalan üzerine kurduğu "'tutsak komedilen"nden biri olarak biliniyor. Özellikle azınlıkiar ve kadın sorunu ile ilgili haber ve röportajlar yapan Berat Günçıkan'ın "Gölgedeki Kadınlar" adlı kıtabı ise yine bu röportajlanndan yola çıkarak hazırlandı. tlk kitabı "Haraşo'dan Natasa'ya" adıyla yayımlanan Günçıkan'ın ikincı kitabı olan 'Gölgedekı Kadınlar'da, Meral Çelen, Selçuk üraz, Selçuk Baran, Magdelena Rufer, Şayeste Ayanoglu, Saynur Güzelson, Ehf Sorgun, Nilüfer Saygun, Tolga Tigin, Nasip İyem ve Suat Derviş'in yaşamlan konu edıliyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle