Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 8 KASIM 1995 ÇARŞAMBA
HABERLER
Deniral - MHP
randevusu
• A.VKARA (UBA)-
MHP3enel Başkanı
Alpanlan Türkeş ıle eski
Ankarı DGM Başsavcısı
Nusre Demiral'ın beklenen
rande^su gerçekleşti.
AJınar bilgiye göre MHP
Genel Merkezi'nde
gerçekleşen görüşme,
yaklaş k yanm saat sürdü.
Basıncan gizli tııtulan
göriişne ile ilgili olarak
tarafla-dan herhangi bir
açıklaına gelmezken MHP
lideri Türkeş'in Demiral'a
adaylık teklifinde
buluncuğu öğrenildi.
Türkes'in. Demiral'ı
Türkive milletvekili olarak
değerlendirmek istediği.
Demiral'ın da teklife
olumlu yanıt verdiği
kaydediliyor.
RTÜK'e atama
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Radyo Televizyon Üst
Kurûlu(RTÜK)Başkan
Yardımeılığı göre\inden
kendi isteğiyle aynlan Emin
Başer'in yerine. kurul
üyelerinden Ercan San
seçildi. Aynca kurulda
boşalan iki üyelik için
ANAPKutluSavaş.
Abdullah Teoman Güner ve
Sevgi L'lusay'ı. RP de Fatih
Karaca'yı aday gösterdi.
KISA.. KISA..
• Çeşıtli suçlardan ağır
hapis cezasına mahkûm
edilmış. hayatının 5 > ılını
hapiste geçirmış olan M.
Kemal Derinkök. resmı
evrakta sahtecilik olayından
20 ay ağır hapis cezasına
çarptırıîdı.
H Silahlı çete oluşturduğu
çavıyla Konya DGM'de
yargılanan Konvaspor
Kulûbü Başkanı işadamı
Ahmet Hamdi Uçarok.
RP"den mılletvekilı aday
adayı oldugunu açıkladı.
B Bagcılar Lısesı
parmaklıklanna 'Paralı
eğıtime son" pankartı asmaya
çalışan 3"ü kız 5 kışiden 14
yaşındakı E.C. polisin ateş
açması sonucu ayağından
yaralandı.
H Türk-tş Yönetim Kurulu.
genel seçimlerde aday olmayı
düşünen sendıkaciların önünü
açmak ıçın genel kurulun
seçimlerden sonra yapılması
düşüncesinden \azgeçerken.
genel kurulun 4 aralik
pazartesi yerine 5 aralık salı
günü toplanmasım
kararlaştırdı.
• Yargıtay 4. Hukuk Dairesi,
feshedilen SHP'nin son
Genel Başkanı Murat
Karayalçm hakkında
"\üzsüz" \e "pışkın"
nıtelemelerını kullanarak.
kışilık haklanna hakaret ertığı
gerekçesiyle yerel
mahkemece 500 mılyon lıra
tazminat ödemcye mahkûm
edilen Dev let Bakanı Ca\ it
Çaglar hakkındaki karan
bozdu.
• Çağdaş Hukukçular
Denıeğı Ankara $ubesı'ne
mensup bir grup av ukat, Eskj
Emniyet Genel Müdürii
Mehmet Ağar'in görevine
veda törerınde 29İ1 sav ılı
Toplantı ve Gösteri
Yürüyüşlerı Yasası'na aykın
davranıldığı gerekçesiyle.
Ankara Cumhuriyet
Savcılığı'na suç
duyurusunda bulundu.
DİE verilerine göre Türkiye'nin nüfusu 1990 yılından beri 5 milyon 170 bin kişi arttı
Nüfiıs ve göç önemsenmediBILENTSARIOGLU
ANKARA - 24 Aralık'taki erken seçimin
1990 nüfus sayımı sonuçlarına göre yapıl-
ması hükmünü yasaya koyduran DYP ve
CHP. millet\ekılidağılımındagöçlerindik-
kate alınmamasına neden olurken, Yüksek
Seçim Kurulu'nuda(YSK), sıkışık askı sü-
resi içinde çok sayıda seçmenin kaydını yap-
mak zorunda bıraktı.
Başbakan Tansu Çiller'in, zaman darlı-
ğı nedeniyledeğerlendirmeyealmadığı Dev-
let Istatıstık Enstitüsü (DlE) tahminlerinde.
1990 yılında 56 mılyon 473 bin olan Tür-
kiye nürusunun 1995 yılı ortalannda en az
61 nıılyon 644 bıne yükseldiğı. Yalova çı-
kanldığında İstanbul nüfusunda 1 milyon 350
bin, Izmir'de 362 bin kışılik artış olduğu
belırlendı. Buna göre 1990 sayımına göre
nüfusu 200 bıne ulaşmayan 7 ilin yanı sıra
nürusunun 1 mılyon 605 bin olduğu tahmin
edilen Yalova da 2 milletv ekili çıkaracak. Er-
ken seçım karan alınan aralık ayında, Erzu-
rum'un 23 gün. Kars'ın 21 gün, Van'ın 14
gün karla kaplı olduğu belırlendı.
Hükümetin. erken seçimde kullanılma-
sını planladığı. ancak gerekli düzenlemeler
• Devlet Istatistik Enstitüsü'nün, göç akınlannı büyük oranda
dikkate almayarak yaptığı tahminlere göre Türkiye genelinde nüfus
61 milyorr 644 bin kişiye yükseldi. Yasaya göre genel seçim için
1990 sayımını esas alan DYP ve CHP, milletvekili dağılımında
göçleri dikkate almazken, YSK de sıkışık askı süresi içinde çok
sayıda seçmenin kaydını yapmak zorunda bırakıldı.
yetişmeyeceği için vazgeçtiği DİE'nin nü-
fus tahmini kayıtlan. anayasada öngörülen
"temsilde adalet" ilkesı konusunda tartış-
maya neden oldu.
DlE'nin, kesin belirlemelere dayanma-
yan göç oranlarını dikkate almadan. nüfus
artış hızına göre yaptığı tahminler uyann-
ca, YSK'nin 7 milyon 195 bin 773 olarak
kabul ettiği Istanbul'un nüfusu, Yalova çı-
kanldığında 8 milvon 659 bine. 1 milvon 934
bin 907 kabul edilen Adana'nın nüfusu2 mil-
yon 122 bıne. 1 milyon 266 bin 95 olarak
kabul edilen Içel'in nüfusu I milyon 500bi-
ne. 1 milyon 94 bin kabul edilen Diyarba-
kır'ın nüfusu 1 mılyon 252 bine, 3 milyon
236 bin kabul edilen Ankara'nm nüfusu 3
milyon 525 bine. 2 milyon 694 bin kabul edi-
len Izmir"in nüfusu 3 milyon 56 bine ve 1
milyon 603 bin kabul edilen Bursa'nın nü-
fusu 1 milyon 872 bine yükseldi. Yeni il
olan Yalova'nın nüfusunun 1 mılyon 605
bin olduğu. Türkiye genelındekı nüfusun
ortalama 61 milyon 644 bıne çıktığı belır-
tildi.
Buna göre en az 1 mılyon 350 bin kişilik
nüfusu dikkate alınrnayan İstanbul 48, An-
kara 22. Bursa 11. İzrnir 19. İçel 9 millet-
vekili çıkaracak. Buna karşın 1990 sayım-
larına göre nüfusu 200 bine ulaşmayan Bin-
göl 3. Gümüşhane 2, Hakkârı 2. Tunceli 2.
Baybun 2. Ardahan 2. Kilıs 1 milletvekili
çıkaracak. Nüfusunun 1 mılyon 605 bine
ulaştığı tahmin edilen Yalova'dan da 2 mil-
letvekili seçilecek.
DlE Başkanı Mehmet Kaytaz. Cumhu-
riyet'in konuya ilişkin sorusu üzerine. nü-
fiıs tahminlerinin bilimsel verilere dayandı-
gını, ancak her araştırmada olduğu gibi be-
lirli bir sapma payı bulunduğunu kayderti.
Türkiye'deki nüfus eğilimlerinin dikkate
alınarak tahmin yapıldığını vurgulayan Kay-
taz. verilere. somut sonuçlara dayanmayan
göç oranlannın alınmadığını söyledi. Kay-
taz. "1990 yılında yapıfan sayım, seçim
için adaletli olur mu" sorusuna, "Nüfus-
larda ne derece değişme oldu, bunu söy-
lemek zor. Çiinkü elimizde göçler için
somut bir şe> yok" yanıtını verdi.
Doğu'da hava koşulları zorlu
DlE'nin hava koşullanna ilişkin verilerı
de özellikle Doğu Anadolu Bölgesi'nde
aralık ayında seçim yapılmasının kolay ol-
mayacağını gösterdi. DlE verilenne göre ara-
lık ayı Erzincan'da 7.3 gün, Erzurum'da
23.2 gün, Kars'ta 21.3 gün. Sı vas'ta 12.4 gün
ve Van'da 14 gün tamamen karla kaplı ge-
çiyor. Verilere göre bazı illerde. aralık ayın-
da don yaşanan gün sayısı şöyle:
Afyon (18.1), Ankara) 17.4ı. Bolu (18.1).
Diyarbakır (14.8). Edirne (12). Erzincan
(23.8). Erzurum (29.8), Eskişehir (18),
Kars (30.4), Kastamonu (21.6). Kayseri
(23.7), Kırşehir(20), Kon>a (21.2), Sıvas
(23), Van(27.2).
Demirel, toplantı sonrasında tslam Konferansı kşkilalı lİKT) Genel Sekretcri Hamid 1 ! (.ahid. l)t \ k( Bakanı \y-
kon Doğan, İstanbul Vali Vekili Rıdvan Yenişen >t DPT Müsteşarı Necati Özfırat ile bir süre görüştü. (Fotoğrat: AA)
İSEDAKtoplantısı Kuran9
la açıldı
Haber Merkezi - İslam Konferansı
Teşkilatı (tKT) Ekonomık ve Ticari
Işbırlığı Daimi Komıtesf nin (İSEDAK)
11. toplantısı dün Kuran okunarak
başladı. İstanbul Princess Otelı'nde
düzenlenen toplantının açılışında
konuşan Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel. dünyada bir vandan sıyasi.
ideolojik duvarlar yıkıİıp, atıl sistemler
çökerken dığer taraftan. ekonomik
gelışme farklılıklannın yeni duvarlar
ördüğüne dıkkatı çekerek "Işte bu
noktada İslam dünyasının. bir bütiin
olarak fakirlik ve iktisaden az
gelişmişlik çemberini tamamen
kırmasında İSEDAK'a önemli görevler
düşmektedir" dedı. Konuşmasında
ınsanlıgın bir yandan ortak değerler
etrafında birleşip. mutlu ve esenli bir
geleceğe doğru ilerlerken dığer yandan
uyuşmazlıklar ve çatişmaların devam
ettiğini vurgulayan Demırel. banşa karşı
gelmenın insanın kendı doğasına karşı
gelmek oiduğunu belirterek "Türkiye,
Ortadoğu barış sürecini desteklemeye
\e bölgede banşın tesisi için elinden
gelen her türlü katkıyı sağlamaya
devam edecektir" dıye konuştu. İ;>lam
Kalkınma Bankası (İKB) Ba^kanvektlı
Dr. Fuad Abdullah El Omar da İKB'nın
İslam ülkelerı arasında özel sektör
işbırliğının gelışmesi için çalışmalar
başjattığını bildirdı.
DSP lideri Ecevit
' Seçime
şimdiden
gölge düştü'
ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - DSP
lideri Bülent Ecevit, YSK'nin oyunu ve-
ren seçmenin işaret parmağma çıkınayan bo-
ya sürülmesine ilişkin yasa maddesinin bu
seçimlerde uygulanamayacağını açıklama-
sı nedenıyle. 'seçimlere şimdiden gölge
düştiiğünü' söyledı. Ecev ıt. Anayasa Mah-
kemesı'ne, "Anayasaya ve adalete a>kı-
rı da olsa 24 Aralık'ta seçim yapılması"
telkınlennde bulunulduğunu da v urguladı.
Ecevit. dün parlamentoda düzenledığı
basın toplantü-ında. Seçım Yasası'nın ba-
zı maddelerinın iptali ve seçım tarıhinın
ertelenmesının birtakım siyasal sorunlara.
hatta siyasal bunalıma neden olacagı öne
sürülerek. "Anayasaya ve adalete aykın
da olsa. 24 Aralık'ta seçim lapılmalı"
telkınlerine dıkkat çektı. Ece\ıt. "Anaya-
sa Mahkemesi; adaleti. hukuku bir ya-
na bıraksın, soruna siyasal açıdan bak-
sın, demeve getirivorlar. Ben Anayasa
Mahkemcsi'nin bu tür telkinlere kapıl-
mayacağından eminim" dedi.
Seçmen kütüklerıne hilelı yazım göz-
lemlennin çok yaygınlaştığına dikkat çe-
ken Ecevit. "Bunu önlemek için çıkma-
yan boya, kanun hükmii haline geriril-
di. YSK'nin karan seçmen listesi askı-
dan indirilmeden açıklandığı için, bazı
partilere seçmenlerini değişik bölgeler-
de yazdırabilmesi yolu açılmış oidu. Sc-
çimlere şimdiden gölge düştü. Bu ka-
nun kuralı yok say ıldı. Bu, YSK'nin a\ ı-
bı değildir. memleketi sağlıksız. alelace-
le seçime götürmek isteyenlerin ay ıbıdır"
görüşünü dile getirdı.
Taşar suçlu bulundu
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Ankara 15. Asii-
ye Hukuk Mahkemesi. eskı
ANAP Genel Sekreteri Mus-
tafa Taşar'ı. Ramazan Ye-
ğengil adlı vatandaşa "Bı-
raktığım yerde otiuyorsun"
diyerek hakaret ettiği gerek-
çesıyle 100 mılyon lıra taz-
minat ödemeye mahkûm et-
tı. Taşar. temyiz başvuru-
sundabulunacağınıbıldırdi.
Dünkü duruşmada. Ta-
şar'ın avukatı Erden Arı-
soy. kaset çözümüne ilişkin
itirazı bulunmadıgını belirte-
rek. davanm "Hâlâ bıraktı-
ğım yerde otluyorsun" sö-
zünden dolayı açıldığını, bu
sözü de kabul ettiklerini. çün-
kü kullamlan sözün bir deyım
oiduğunu kaydetti. Mahkeme
Başkanı. davanın kısmen ka-
bul edıldıginı belirterek. 100
milyon lira manevı tazmina-
tın olay tanhınden ıtıbaren
yasal faızi ile birlikte davalı
Taşar'dan alınarak dav acı Ye-
ğengile verilmesinı karar-
laştırdı.
DYP ve MHP, ittifak pusıısundaANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- DYP ve MHP'nin üst düzey yönetı-
cileri. seçim ittifakına yasal zemın ha-
zırlayacak yasa önerisini TBMM Ge-
nel Kurulu'na indirmek için pusuya
yattılar. DYP ve MHP. muhalefet par-
tilerinın Meclis'te bulunmadıklan bir
anı kollarken CHP Genel Başkanı De-
niz Baykal. grubunu ittifak yasaşı gi-
rişimleri konusunda uyararaİc. "Önü-
müzdeki dönem yapılmamasını sağ-
lamak zorunda olduğumuz yanlışlık
projeleri var" dedi.
DYP ve MHP kurmaylannın yaptı-
ğı toplantıya katılan Örman Bakanı
Hasan Ekinci. seçimortaklığının. her
ikı partinın 27 mart genel yerel seçım-
lerinde aldıklan oy oranı üzenne kuru-
lacağını söyiedi. İttifak halinde. millet-
vekili adayı dağılımının, I994yerel se-
çimlerindeD\P"ninyüzde21. MHP'nin
de yüzde 8 olan oy oranları üzenne ku-
rulabileceği bildinldı.
DYP'niiî MHP'ye 5 ilde tek başına
liste yapma ve 71 kışıye seçılme olası-
lığı yüksek, liste sıraİaması sözü ver-
dîğî öne sürüldü.
lttifakın teknik aynntılannı konuşmak
ıçinöncekı gün bir aray a gelen DYPve
MHP kurmaylannın yasa önerisinin
TBMM Genel Kurulu'ndan geçınlme-
si için her türlü girişimin denenmesi ka-
rarını aldıklan bildirildi. Toplantıyı
doğrulayan Orman Bakanı Hasan Ekin-
ci. şunlan söyiedi:
"Toplantıyı Meclis'te yaptık.
DYP'nin daha önceki seçimde aldı-
ğı oy oranı yüzde 2I'dir. MHP'nin ise,
yüzde 8'dir. İttifakı. bu oy oranları
üzerine kuracağız. Bu oy oranları
üzerinde çalışma yaptık. Önümüz-
deki toplantılarda, hangi partinin
nereden, kaç milletvekili gösterece-
ği >e kaç milletvekili çıkarabileceği-
ni konuşacağız."
GLOBAL POLtımüLTüR
ERGİIV \TLDKOGLU
Yükselen Virüsler...
Globalleşmenin en 'şık' kavramlanndan biri yük-
selen piyasalar. Umut dolu; az gelişmiş bir ülke bel-
ki bir gün 1. Dünya'yageçebilir... Bu rüyanın en çok
görüldüğü ülkelerın başında, yakın zamana kadar
Meksikageliyordu. Şimdi Meksika hükümetini pro-
testo eden göstericiler, hükümetle alay etmek için,
"1. Dünya Ha! Ha! Ha!" sloganlarıyla gösteri yapı-
yorlar. Bir rüya boyle bitti. Ama yine az gelişmiş ül-
kelerde geçen 10 yıl içinde hızlanan bir başka'yüA--
selme' daha söz konusu. Ancak bu bir rüya değil,
bir kâbus! Ya tedavisi, ya kaynağı ya da taşıyıcısı
bilinmeyen ve son derece de ölümcül hastalıklar or-
taya çıkıyor. Financial Times'in geçenlerde yazdığı
gibi "virüsler yükseliyor" ve insan türünü ciddi bir
şekilde tehdit etmeye hazırlanıyor.
Böyle bir gelişmenin en son örneği şu anda Ni-
karagua'nın en yoksul ve çevre koşulları açısından
kötü bölgelerinden birinde, başkent Managua'nın
70 km. kuzeyinde kurak Achuapa bölgesinde ya-
şanıyor. 1000 kişiyi etkileyen, daha şimdiden 18
can alan bu salgında insanlar, ciğerlerine kan dol-
duğu için kendi kanlarında boğularak ölüyorlar. Ge-
nel olarak kurak olan bu bölge, geçen haftalarda
olağanüstü şiddette yağmurlara sahne oldu. Araş-
tırmacılar, yağmurların, fare ve böcekleri yuvalann-
dan dışarı uğrattığını, sivrisinek ve diğer tropik si-
neklerin üreme koşullarını etkilediğini ve böylece ya
yeni bir virüsün insanlarla karşılaştığını ya da eski
bir virüsün mutasyona uğrayarak yeni bir hastalı-
ğa yol açmış olabileceğini söylüyorlar (Herald Tri-
bune 6.11.1995). Bu kaçıncı önlenemeyen, ölüm-
cül salgın? 1992-93'te Sin Nombre (adı yok de-
mek), 1990'da Sao Paulo'da Sabia, 1994'te Boliv-
ya'da Muçhapo, Arjantin'de Junin, 1995'te Zaire'de
Ebola.
Scientific American dergisindeki bir araştırma
(Ekim 1995) virüslerin bu yükselmesini insanlann et-
kisiyle çevre koşullarının bozulmasına bağlıyor. Da-
ha 10-20 sene öncesine kadar doğal koşullarında
yaşayan ekosistemler, tanmın yaygınlaşması için yağ-
murormanlannıntalanedilmesi.hızlımakineleşme.
tek ürüne yönelik tarımın yaygınlaşması, barajların
çoğalması ile bozuluyor ve tahrip ediliyorlar, bura-
larda binlerce senedir bulunan virüsler yeni taşıyı-
çılarla ve en önemlisi ınsanla karşılaşıyorlar ve has-
talık yaratıcı hale gelıyorlar. Iklimlerdeki değişme-
lere bağlı olarak ani ve şıddetli yağmurlar da insan-
larla virüslerin karşılaşmasını hızlandırıyor.
Virüsler sadece kırsal alanlara has değil. Finan-
cial Times'in "KatllMikroplann Dönüşü" isimli ma-
kalesınde vurgulandığı gibi 'Gelişmekte olan ülke-
lerin hızla, ancak altyapıdan yoksun olarak büyüyen
şehirlerinın kötü yaşam koşullan içinde ve ilaç şir-
ketlerinin kontrolsüz ilaç, özellikle antıbiyotik kulla-
nımını teşvik ettikleri bir ortamda, yeni virüsler or-
taya çıkıyor, çoğalma ve yayıtma şansı elde ediyor
ve bu arada da bağışıklık kazanarak daha da öldü-
rücü birhale gelıyorlar." (Financial Times 28/10/95.)
Bu noktadan itibaren bir kâbus senaryosu orta-
ya çıkmaya başlıyor. Çünkü son yıllarda yapılan ça-
lışn.alar, mıkroplar / virüsler hakkında korkutucu
yeni bilgiler üretti. Virüslerin antibiyotiklere karşı
hızla bağışıklık geliştirdiklerini biliyorduk. Ancak bu-
nun nasıl olduğu pek bılinmıyordu. Araştırmalar bu
mikrop/virüslerde çevreye sistematik olarak uyum
sağlamaya yatkın bir DNA oiduğunu ortaya çıkar-
dılar. Bu DNA'nın varlığı araştırmacılara göre evrim
teorisinin öngördüğü gibi tesadüfi olarak bağışık-
lık kazanma tezini yıkıyor. Bu DNA sayesinde mik-
roplarzamanla bilinen bütün antibiyotiklere karşı ba-
ğışıklık kazanabilirler. Ortadaadetabirtürsilahlan-
ma yarışı var. İnsanlar yeni antibiyotik geliştiriyor,
mikroplar buna karşı bağışıklık kazanıyorlar. Bu
mikroplann bir diğer özelliği de bölünmeyle çoğal-
malarına rağmen, yani çiftleşmemelerine rağmen ba-
ğışıklıklarını birbirlerine aktarabilmeleri. Böylece
bağışıklık kolaylıkla, genetik duvarı aşarak bir tür-
den diğerine sıçrayabiliyor.
Görüldüğü gibi sadece ekosistemin bozulması-
nın değil, hastalıkların ortaya çıktığı koşulları orta-
dan kaldırmak yerine daha kârlı ve ucuz antibiyo-
tiklere dayanmanın, az gelişmiş ülkelerde bunların
kontrolsüz dağıtımının teşvik edilmesinin de virüs-
lerin yükselmesinde büyük payı var. Tüm bu geliş-
melerin, son 10-15 yıl içinde globalleşmenin, yani
kapitalizmin başı boş yaygınlaşmasının yaşandığı
bir dönemde hızlanmasının bir tesadüf oiduğunu dü-
şünüyor musunuz?
Muzaffer Erdost, resmi açıklamaların, Sıvas kıyımını örgütleyen tertibi gizlemeyi hedefleyen bir amaç güttüğünü ileri sürüyor:
Sıvas kıyımnun ardında plaıılı bîr tertip var
MUSTAFA BALBAV
12 Eyliil karanlığında dıpt, iklerle öldüıiilen İlhan
Erdost'un kardeşi. Muzaffer Erdost, Sı\as katlıamın-
da Sünni-Ale\içekişmesı değil, şoven ve teokratikge-
hciliğin, ilericı ve devrimci demokruılara karşı bir
saldınsının söz konusu olduğıımı söylüvor. Erdost ıın
sorularımıza verdiği vamtlar şövle:
- Sıvas olaylarınm PKK olgusuyla ilgisi ne?
- Araştırma Komisyonunun bilgisine başvürduğu
sağ.yerel basın sahipleri ve yönetmenleri, ilkin PKK
olgusuna da değiniyorlar. Hatta biri. Sı\as'ta bu tür
birolayın iki aydırbeklendiğini. PirSultan Abdal Şen-
liklen'nın bahane edildigini söylüvor. Onların anla-
tımına göre PKK. Sıvas'ta ve özellikle Aleviler ara-
sında silahsız bir zemin aramaktadır. PKK'nin ama-
cının, yalnızca Sıvas'ta etkin olmak değil. Sıvas'tan
Karadeniz'e yol açmak, Sıvas'tan bir "kapı" olarak
yararlanmak oiduğunu da ekliyorlar.
Bir yıl sonra yayımlanan kimı dergılerde. "Sıvas
şimdi bir kapı. Kürdistan devriminden Anadolu'ya
açılan bir kapı. Ve bu kapı zorlanıyor" diye ya-
zıldı. Türkiye Cumhunyeti'nin. "Dün Ermeniliğin,
Türkmenliğin. Kürtlüğün bitiriliş noktası olan
Sıvas'ın. bugün TC'nin mezarı olacağını görme-
nin korkusunu vaşadığı" ileri sürülerek. Sıvas'ta.
"halklar buluşmasını önlemek için her türlü kan-
lı provokasyonu gündeme koyma çılgınlığına ken-
disini mecbur hissettiği" de eklendi.
- Gene de katliam ile PKK olgusu arasında bağ-
lantı kurabilmek, mantığı zorlamıyor mu?
- Olay, Paşa Camii av lusunda başlıyor denebilir. Cu-
ma günü, cemaat camiden çıkacağı sırada. cami dı-
şından on-onbeş kişilik bir grup geliyor. Anlatımla-
rmdan deneyimli bir grup olduğu sonucunu çıkarmak
olanaklı. Bu grup. pankart açıyor. duvara genyor.
Üzerinde. "Dünyada Amerika, Türkiye'de PKK"
yazılı bir pankart bu. Cemaat tam camiden çıkarken,
bir Amerikan bayrağı çıkarıyorlarve yakıyorlar. Ce-
maat katılmıyor bu gruba.
Bu grup. üç kez cami ile hükümet binası arasında
Öldürülüşünün 15. yılında mezarı başında anıldı
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Yayıncı tlhan Erdost,
öldürülüşünün 15. yılında meza-
rı başında anıldı. Anma toplan-
tısında konuşan ağabeyi yayıncı-yazar
Muzaffer İlhan Erdost. Türkiye'de "ka-
ranlık cinayetler sürdükçe'Mlhan Er-
dost'un bir savaşın simgesi olmaya de-
vam edeceğını söyleyerek "İlhan, ayak-
ta öldü" dedi.
Karşıyaka Mezarlığfnda dün düzen-
lenen törene. İlhan Erdost'un eşi Gül
Erdost. kızlan Türkülerve Alaz'ın ya-
ni sıra. İnsan Haklan Demeğı(lHD)Ge-
nel Başkanı Akın Birdal. Türkiye Jnsan
Haklan Vakfı (TtHY) Başkanı Yavuz
Önen. araştırmacı-yazar Vecihi Timu-
îlhan Erdost ayakta öldü.roğlu ıle Yahap Erdoğdukatıldı.
İlhan Erdost'un mezan başındakı tö-
rende konuşan katılımcılar. Erdost'un
dirençlı ve onurlu kişiliğı üzerinde du-
rurken acısının unutulmayacağını dile
getirdıler.
İHD Genel Merkezf nde dün düzen-
lenen söyleşidede İlhan Erdost'unöldü-
rülmesı değişik açılardan ele alındı. Söv -
leşiye. tHD Genel Başkanı Birdal. TİH\'
Başkanı Önen. ebki İHD Genel Başkanı
Nevzat Helvac;. Vecıhı Timuroğlu. Er-
dost'un dostu Öner Lnal. şair Ahmet
Telli ve Muzaffer İlhan Erdost konuşma-
cı olarak katıldı.
Öner Ünal. konuşmasında Erdost'la
paylaştıklan anılaradeğinırken Erdost'u.
••faşizmin öidürmey i amaçladığı, ama
asla öldüremeyeceği bir gülüştür" dı-
ye tanımladı.
Erdost'un öldürülmesıni toplumsal an-
lamda değerlendiren Vecihi Timuroğlu.
"Toplumlann.saldırılarakarşılıkver-
me biçimi, o topluhıun niteliklerini
ortaya koyar. İlhan öldürüldüğünde
kimsenin kılı kıpırdamadı" diye konuş-
tu. Erdost'un öldürülmesınden
sonra gelişen yargısal süreçte ya-
# m
şanan adaletsızliklere değınen
Nevzat Hehacı da "İlhan'ınöl-
dürülmesi, faşizmin adaleti için önem-
li bir örnektir" dedı. Olayla ılgılı karan-
lıkta kalan sorulan gündeme getıren Hel-
vacı. "İnsan öldürmek vahşettir. Öl-
dürenleri cezalandırmamak daha bü-
yük vahşettir" dedi.
Erdbst için yazdığı şiırleri okuyan Ah-
met Telliden sonra konuşan Muzaffer
İlhan Erdost, kardeşinın öldürüimesinin
"planlayarak adam öldürme" suçu-
nu oluşturduğunu çeşitli kanıtlarla sa-
vundu. Erdost. konuşmasını, kardeşi için
yazdığı bir şiin okuyarak bitirdi.
pankartla gidiyor ve geliyor. Amaçlardan biri, baş-
lattıklan "tahrik"ide\ralacakgruplankendineçek-
mek: ikincisi "seyirci"dengenişbirdesteksağlamak.
Olayı sifırından sonuna kadar izlediğinı söyleyen
Emniyet Müdürii. cami avlusunda pankart açan ve
Amerikan bayrağını yakan grubu, daha sonra, otel
önündeki topluluğun içinde görmediğini belirtiyor.
Türk-lş temsilcilerinden biri. ilk olayı çıkaranlann (ba-
zı il ve ilçe adlan söyleyerek) Güneydoğu'dan ya da
Doğu'dan gelmiş. kendilerıne "Hizbullah" diyen
bir grup oiduğunu söylüvor.
Sıvas katliamından bir yıl sonra. Faili Meçhul Ci-
nayetleri Araştırma Komisyonu'na. Batman V'alisi
ve emniyet müdürii. Batman ili sınırlan içerisinde (yer
adı da söylüyorlar) "Hizbullah örgütü mensupla-
rının bir dönem bir askeri birlik yanında silahla
eğitinı gördüklerini, lojistikdesteksağlandığını"
açıklıyorlar. Bunlar başında ve Cumhuriyet'te ya-
yımlandı. Kuşkusuz. bunlan sıralayarak, filancayer-
de Iojistik destek sağiamış filan örgütün Sıvas"ta olay-
ları başlattığını ileri sürmek doğru olmayabilir. Ama,
bu tür haberler. olaylann ardındaki amacı, gücü ve
tertibi ararken. bizim önümüze. sorulanyla birlikte
dizilir. Bizim yaptığımız burada bir yorumdur. Ad-
reslerde yanılmış olsam da olayın özünün belirlen-
mesinde yanıldığımı sanmıyorum.
- PKK'nin Sıvas'ta silahsız bir barınma ortamı
bulmasını önlemek için, Aziz Nesin'in yakılmak
istenmesini ve bu arada 37 aydın insanın diri di-
ri yakılmasını anlayabilmek gene de zor!
- Sıvas olaylanndan bir yıl sonra. Nokta'dabirya-
zı yayımlandı. Burada. özel tımin, Div riği "ye yerleş-
mesinin nedenlerı irdeleniyor ve sonuç olarak şu öne
çıkıyor: "Bir ay önce ilçeye (Divriği'ye) yerleşen
özel timin varlık gerekçesi. bölgede PKK'nin do-
laşmava başlaması."
Ama özel tımden iki kesım kaygılı: Alevilerveiş-
çiler. "Kurt" sımgelı gençlerle özel tim tam bir kay-
naşma içinde.
lşçilerin ve Alevilerin siyasal anlamda ilerici ve de-
mokrat olmaları. özel timin, onları. PKK militanla-
nnın koruyucusu olarak görmeleri için yetiyordu.
Belli ki kimi odaklan, ilerici aydınlann. Pir Sultan
Abdal Şenlikleri içerisinde, Sıvas'ta ilerici demokrat
hareketi yükseltmesini ve buna koşut olarak Alevi-
lerin, işçilerin. öğretmen ve öğrencilerin demokratik
cephesini güçlendirmesini. PKK'nin. burada kendi-
sine daha kolay ortam bulmasıvla özdeşleştirmişler-
di.
Sıvas'ta. bir yandan kentte ilerici demokratların
varlığını duyurmalannı önlemek ve öte yandan Ale-
vilere yeni bir mesaj vermek istendi. Bu mesajı, Sı-
vas katliamının "ağır tahrik" sonucu çıktığını söy-
leyecek olan Demirel'in, daha sonra. Hacı Bektaş Ve-
li etkinliklerindeki konuşmalannda bulmak olanak-
lıdır. Sıvas katliamında, sağ yerel basın. "tahrik"in
iki nedeni oiduğunu söylüyor. Biri, "şahin casusu"
olarak niteledikleri Pir Sultan Abdal'ın köpeğiyle
birlikte heykelinin Sıvas'a dikilmesi, ikincisi Aziz Ne-
sin'in "Şeytan Ayetleri"ni çevirtip yayımlayacağı-
nı söylemiş olması. Bu iki öğenin. fanatik dinci grup-
lann tepkisine. protestosuna neden olsa da insanlan
diri diri yakmaya kadar "götüreceğini" düşünmek
bence doğru değil. Fanatik dinci vefaşistgruplar, Pir
Sultan Abdal \e Aziz Nesin bahane edilerek tahrik
edilmiştir. ama bu. bir çeşit boğaya kıımızı ba>Tak gös-
termek gibi bir şeydir.
Olayın ardında, planlı. direngen birtertip vardır. Res-
mi açıklamalann. bu tertibi örtmeyi. gizlemeyi amaç-
' ladığı düşüncesindeyim. Kuşkusuz tam benzetile-
mezse de kimi sonuçlar çıkarmaya yardımcı olacağı
için. 6-7 eylül olaylannı anımsatmak istiyorum. Se-
lanik'te Atatürk'ün doğduğu eve patlayıcı atılmış,
Istanbul'da halk "galeyana"getirilmişti. Olay dev-
let içinden tertiplenmişti. Bugün bu biliniyor. Olay-
lar. tertipleyenlerin denetiminden çıkmış. Beyoğ-
lu'nda "Rum" diye hemen tüm ışyerleri tahrip edil-
miş, mağazalaryağmalanmıştı. "Sabıkah" komünist-
ler, olaylann tahrikçisi olarak birbirevlennden alın-
mış. Aziz Nesin'in kitabının başlığıyla söyleyeyim,
"salkım salkım asılmaları" istenmişti.
- Sizin çerçev elediğiniz anlamda, katliam, ama-
cına ulaştı mı? Çünkü bu katliama tepki çok bü-
yük olmuştu!
- Sıvas katliamından Sıvas halkı çok büyük bir
üzüntü duymuştur, ama olaydan bir y ıl sonra yapılan
yerel seçimlerde. Refah Partisi oylannı arttırarak bi-
rinci sırada. Büyük Birlik Partisi oylannı çok daha
fazla arttırarak ikinci sırada yer almış. daha önce
ikinci sıralardabulunan SHPise. seçimlere katılmak-
tan bile kaçınmıştır.
Yani katliam. ilk aşamada amacına ulaşmıştır. Ge-
nel amacına ne ölçüde ulaşacağını genel seçimlerde
izleyeceğiz. Çünkü. genel amaç. (siyasal partileri ba-
kımından olduğu kadar kendi kişisel yapılanmalan
bakımından da) parlamenterlerin pek büyük çoğun-
luğunun gerici kişilerden oluşmasını sağlamaktır.
Bunun somut sonucu. sosyal demokratlann Meclis'te
giderek azalması ve sıfırlanmasıdır.
SÜRECEK