14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28KASIM1995SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Yalnızca kâğıt üzerinde kurulu dokuz şirketin İMKB'deki işlemleri durduruldu Uzanlar'a borsa yasağıDOĞANAKJN ANKARA - Borsada v urgun şebekesi. Kepez Elektnk AŞ'nın hisse senetlennin yasadışı alım ve satımlanyla 228raılyarli- ra haksız kazanç elde ettiğı belgelenen Uzan ailesmin borsa vursununda kullan- dıklan dokuz şirketin de "kâğıt üzerinde" kurulduklan ortava çıktı. Sorumlulan hak- kında suç duyurusunda bulunulan dokuz şirketın. İstanbul Menkul Kıymetler Borsa- sı"nda (ÎM1CB) işlem yapmalan yasaklan- dı. Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) ve IMKB'nin yargıva ulaştınlan belgelerini yayımlayan Cumhuriyet. L'zan aılesinın. Çukurov a Elektrik AŞ'de yaptıgı trilyonluk usulsüzlüklenn ardından sahnelediği borsa vurgununu da ortaya çıkardı. Kepez Elekt- rik AŞ'nın hısse senetlerini. yasadışı alım vesatımlarla "manipüle" eden InterstarTe- lev izvonu'nun da sahıbı Uzan aılesinın vur- gunda kullandıgı şırketlere ılışkin gelişme • Sermaye Piyasası Yasasf nda eylemleri için 1 ila 3 yıl arasında hapis ve 500 milyon liradan 1 milyar liraya kadar ağır para cezası öngörülen sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunulurken, 9 şirketin İMKB'de işlem yapması yasaklandı. Adabank'ın da sermaye piyasası faaliyetlen 20 kasımdan itibaren 3 ay süreyle durduruldu. ve bilgıler şöyle: - Yasadışı hısse senedi alım satımında en önemlı ışlevi vüklenen Uzan ailesine ait Adabank'ta yapılan incelemede. Kepez hıs- seleriyleyoğun olarak işlemyapan ve "ay- nıadreste'" bulunan dokuz şırket ortaya çı- kanldı. Hepsi de Uzan ailesine olduğu ra- porlara geçinlen anonim şirketlerin adlan Rumelı Çimento Sanayi ve Tic. Yapı ve Tic. Klasik İnşaat ve Tic. Merkez Yatırım ve Tic. Gök Turizm ve Tic. May Maden- cılik Yatınm ve Tic. Teknık Yapı. Knstal İnşaat ve Tic. \e Profil İnşaat ve Tic ola- rak belirlendı. Yapı ve Tic. Klasik İnşaat ve Tic. Kristal İnşaat ve Tic. Merkez Yatınm ve Tic AŞ ıle Gök Turizm ve AŞ'nin sü- rekli "alış" \aptıklan. geri kalan 4 şirkete ise sadece -satış" yaptınldığı saptandı. - Kepez hisse senedi alımı \ apan 5 şirke- tin aldıklan hisselerı Adabank aracılığıyla İMKB Takasbank AŞ'den çektıklen ve'bu nedenle hesaplannda hiçbir hisse senedi kaimadığı ortay a çıktı. Satış yapan dört şir- ketin ise hisse senetlerini elden teslım ede- rek satış gerçekleştırdıklen belgelere geeı- nldı. Raporlarda Uzanlar"ın dokuz şirketı tarafından gerçekleştırilen alım ışlemleri- nın 21 milyon 650 bın adet, satım işlemle- rinin de 18 milyon 967 bın adet oldugu ya- pılan işlemler hakkında SPK ve tMKB'ye herhaneı bıraçıklama yapılmadıŞı anlatıl- dı. - Adabank ile yaptıklan müşterı sözleş- meleri incelendiğınde 9 şirketin de "Dr. Emin Pasa Sokak. No: 20, Cağaloğlu-Istan- bul" adresınde gösterildiklerine dikkat çe- kıldı. 9 şırket ıçin göstenlen aynı adrese bil- gı almak üzere gıden SPK uzmanlan. hıç- bır yetkılı bulamayınca. vazılı olarak bilgı vebelge istediler. Şirketlerden SPK'yeve- nlen yanıtlarda ıstenen belgelerden bazıla- nnın Kepez hisselerıyle ılişkisınin kurula- madıgı gerekçesıyle verilmeveceğı. diger- lennin de SPK'\e gönderilmesi içın 30-45 günlük süreler istendiğı belirtildı. Istenen sürenin çok uzun olması üzenne tekrarav- nı adrese giden SPK uzmanlan. bır büro görev IIM dışında hıçbır yetkılı bulamayın- ea istenen yazı ve belgeîenn kurula teslım edilmesı için karşılaştıklan görev liye teb- ligatta bulunmak itedıler. Ancak büro gö- *Koruma kurulu' küiûendi• Çeşme yarımadasıyla ilgili tarihi karanyla başta rantiyecilerin olmak üzere bazı odaklann tepkisini çeken Izmir 1 No'lu Kültür ve Tabiat Varlıklannı Koruma Kurulu, işlevsiz bırakılmak isteniyor İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Çeşme yarımada- sınındakı yeni StT uygula- malanyla ülke korumacılık tarihınin en radıkal kararla- rından birını alan 'İzmir 1. No'lu Kültür ve Tabiat Yar- ükiannı Koruma Kurulu* kı- litlendi. 1 no'lu kurul çalışmıyor, çalıştınlmıyor. Kurulun ıçın- den başlayıp Kültür Bakan- lığı'na değin uzanan bazı güç odaklan. çalışmaları kı- litledı. Çeşme yarımadasıy- la ilgili tarihi karany la başta rantiyecilerin olmak üzere bazı odakların tepkısını çe- ken kurul. işlevsiz bırakıl- mak isteniyor. Kurula yönelık bu girışı- mın -tarihi karann" ardın- dan devreye sokulması dık- katleri çekiyor. Prof. Dr. Ömer Özyiğit. Doç. Dr. Nu- man Tuna. yüksek mimar Erhan Acargibi üyelerin ka- tılımıvla öncekılerden daha farklı bir boyutta -gerçek ko- İzmir'in daha güzel bir göriinüm kazanması için Çeşme vanmadasındaki yeni SİT u\gulaması bazı çe\ relerden tepki gördii. kimlığine kavuşan çokluğu ıle Numan Tuna kent Beledıye Başkanı Bur- nu>u ınceledi. Seçımın ge- dığını bılınıyor. Avrıca ku-rumacı kurulda. çatışma konulann- dan birisı başkanlık sorunu. Bu üç üve. önemlı konular- da çelıştiklerı Prof. Dr. Çı- nar Atay'ın başkanhğına kar$ı çıktılar. YÖK konten- janıyla kurula gıren Atay "la korumacılık konusunda uyuşmazlık. bu durumu ya- rattı. Bu çerçevede hazıran ayındakurulun 5 üyesinın de katıldığı bir toplantıda oy başkanhğa getınldı. Atay. bu yasal kararı tanımadığını be- lirttı. Bunun üzerine geçen ay yapılan ve Atay'm katıl- madığı 2. toplantıda seçım- ler yinelendi. Kurul üyeleri başkan olarak 2. kezTuna"yı seçtiler. Bu süreçte Çeşme yanma- dasıy la ilgili karara katılma- yan. İzmir metrosunun ye- raltmdan gitmesıyle ilgili ka- rarda çekimser kalarak Ana- han Özfatura'nın yanında y- er alan ve dığer bazı kararlar- da korumacıların tepkilerinı çeken Atay. ıkincı seçimın sonuçlannı da kabul etmedi. Sonuç olarak kurulun al- dığı kararlarda başkan ola- rak hem Tuna'nın hem de Atay'ın imzaları yeraldı. Bu durum çeşitli hukuksal so- runlar doğurunca konu. Kül- tür Bakanlığf na ıletıldı. Ba- kanlık hukuk müşavırlığı ko- çerlı olabılmesı ıçın toplan- tıda üye tam sayısınınbulun- ması gerektığinı belırtti ve uygulamanın eski statüde sürmesinı öngürdü. Yanı. Atay "ın lehine karar \erdi. Atay'ın başkanlığına kar- şı çıkan kurul üyeleri. bakan- lığın bu yaklaşımının yasal olmadığı görüşündeler. Geç- mi:> dönemde Atay'ın da başkan seçıldığı toplantıda üve tam sav ısının safilanma- rulun işleyişiyle ılgilı yasa- larda üye tam sayısı diye bır zorunluluk bulunmuyor. Kaldı ki kurul kararları. an- cak mahkemelerce bozulabı- liyor. Kurulun kılıtlenmesi- ne yol açan başkanlık konu- su aslında sorunun göriinen yüzü. Olayların altında. ''ko- ruma anlayışındaki farklı yaklaşımlar" vatıyor. Şımdı gözler. Kültür Bakanı Fikri Sağlar'da. re\ lısi teblıgatı reddedıncepolıstenyardım istendı. - Uzanlar'a ait şirketler tarafından müfet- tişlere bılgi ve belge venlmemesı. çok uzun süreler talep edilerek denetimin geciktiril- meye vekanıtlann yokedılmesi ıçın uygun ortam yaratılmaya çahşılması üzenne İs- tanbul 1. Sulh Ceza Mahkemesi'nden 25 Ağustos 1995 tarih ve 1995-244 sayılı ka- rar ıle arama izni alındı. Yapılan aramada şırketlenn 1995 yılına ilışkin hiçbir defter ve belgesıne rastlanamadı. Bilgi verme- mekte direnen şirket yönetıcıleri hakkında SPK tarafından Cumhuriyet SavcılığYna suç duyurusunda bulunuldu. - İstanbul Ticaret Sıcılı Müdürlüğü ile İstanbul Sanay i Odasf ndan alınan beîgeler ve şırketlenn yönetım kurulu üyelerinin gönderdıği yazılardan şirketlerin Uzan ai- lesinın kontrolünde oldukları. bir şirkette yönetım kurulu üyesi olanlann diğer şir- kette de ortak olarak ortaya çıktığı saptan- dı. Rarx>rlardakı daha sonraki bulgular şöy- le özetlendı: "Şirkerierde or- tak ve vönerim kurulu üyesi olan şahıslann belli şahıslarol- duğu. şirketlerin aynı adreste bulunduğu da gözönüne alın- dığında birbirleriy le yakın iliş- ki içinde olduklan; şirketlerin ortak özeUikJerine bakıldığın- da. hepsinin Lzan ailesinin kontrolünde olduğu. adrcsleri- nin aynı olduğu. şirketlerin sa- dece kâğıt üzerinde bulunduğu ve ayn olarak herhangi bir fa- aliveri yürütebilecek örgüt ya- pısu elenıan vedonammasahip olmadıklaru bütün alım satım işlemlerinin yine Lzan ailesi- nin kontrolündeki Adabank aracılığıv la yürütüldüğü ve ni- hayet şirketler tarafından SPK'ye gösterilen tepkilerin üniform olduğu. dolavısıvla bu şirketlerin birbirleriyle çok ya- kın bir iliski içinde bulunduk- lan >e tek bir merkezden yöne- tildikleri sonucuna ulaşıklığı... tespit edilmiştir.** Adabank ve adıgeçen 9 şır- ket aracılığıyla borsada yap- tıklan manipülasyon işlemleri sırasında Kepez hısselerınin degerlerini birkaç ay içinde 1 bin liradan 70 bin liraya yük- selttıkleri. daha sonra ise 20.550 liraya kadar düşürerek "yaönmcüan" aldattıklan ve bu yöntemlerle haksız kazanç sağladıklan raporlarda anlatıl- dı. Sermaye Piyasası Yasa- sf nda eylemlen ıçin 1 ila 3 yıl arasında hapıs ve 500 milyon liradan 1 milyar liraya kadar ağır para cezası öngörülen so- rumlular hakkında suç duyu- rusunda bulunulurken. 9 şir^ ketın İMKB'de işlem yapması yasaklandı. Adabank'ın da sermaye piyasası faaliyetleri 20 kasımdan itibaren 3 ay sü- reyle durduruldu. ONUK YAZAR Prof. Dr. METE TAPAN • stanbul 111. Numaralı Kültür ve I Tabiat Yarlıklannı Koruma Kuru- lu. 15.11.1995 gün ve 381 no'lu toplantısında: bugüne dek geliştı- rilen 1: 50.000 nâzım plan çalış- malarında temel hedeflerden olan \ e do- -gal karakteri korunması gerekli 'yeşüku- şak' olarak belirlenen ve kentimizin el- 4e kalan son ormanlık alanlan ile tanm Jlanlan. kırsal köyleri, Elmalı Su Hav- yası ve Karadenız kıyı kuşağını içeren •^Jeykoz ve Sanyer ilçelennın ve yine il- çe mücavir alanlannın 2863 sayılı Kül- tür ve Tabiat Varlıklannı Koruma Yasa- sf nın kapsamındadakorunmalannı sağ- lamak üzere, aynı yasadaki yetki ve ko- şullar çevresinde 'doğal SÎT* olarak tes- pit. tescil ve ilanına karar vermiştir. . Bu karar, İstanbul için alınan en önem-' "li tarihi kararlardan biridir. Kimilerince geç alınmış bir karar olarak nitelendiril- se bıle, 'zarann nercsinden dönülürse kârdır'düşüncesiyle karar hem isabetli, hem de kanımea geç sayılmaz. Yine ya- sa gereği SİT ılan edilen bölgede yürür- istanbul için tarihi karar lükteki imar planlan geçersiz kılınmış- tır. Biray içinde kurulcabelirlenecek ge- çici imar koşullarına göre imar etkinlik- lerine devam edilecektir. Karar merni incelendiğınde. Koruma Kurulu "SİT' alanının derecelendirmesi- ni de büyük ölçüde yapmıştır. Kuşkusuz bu karardan hoşnut olma- yan. hatta karan iptal ettirmek için uğra- şacak kişi \e kuruluşlar olabilir. Ancak alınan karann. ilk incelemelerine göre yasal bir açığı da yoktur. Karann en tu- tarh yanı. yukarda da belirttiğim gibi. bugüne dek geliştirilen nazım plan he- deflerinin hem koşutunda olması, hem de bu hedefleri plan doğrultusunda uy- gulayacak olan yerel yönetimlere uygu- lamada en güçlü desteği getirmesidir. SİT karannın alınmasında çeşitli ne- denler olabilir. Ancak bu nedenlerin başında kurul ka- ranndan da anla^ıldığı gibi nazım plan kararlannın mevzii planlarla sürekli de- linmış olması ve y alnız bölgesel olarak değil metropoliten düzeyde de korunma- sı gerekli bu bölgelerde kaçak yapılara bir anlamda örtülü bir biçimde af getiren ıslah imar planlannın devreye sokulma- sı gelmektedir. Yalnız bu gerekçe dahi. böyle doğal değerlere sahip. kentin rek- reasyonuna \e su gereksinimine y ardım- cı olan bir bölgenin 'doğal SİT' ilan edil- mesi için yeterlidir. Bu karar, istanbul'da. bundan böyle kaçak yapılaşmayı da bir ölçüde caydı- racak niteliktedir. Bilindiği gibi "SİT bölgek'rinin imar aflarının dışında tutul- ması"nın doğal gereği yasaları çiğneyen birey ve kurulusları da tedirgin edecek- tir. Kurul. kuşkusuz bu kararla işini daha da arttırnıı>tır. Görüşülecek dosyalann sayısı SİTbölgelerindekorumaamaçlı i- mar planları yapılıncaya dek. Kurulda fazlalaşacak ve dosyalarla ilgili kararla- nn \erilme süresi bu geçiş dönemi için- de uzayabilecektır. Dolayısıyla, gelebi- lecek şikâyetlere karşı önlem almanın yolları şimdiden aranmalı ve bu konuda araç. gereç ve personel konusunda Kül- tür Bakanlığf ndan kurula destek çıkıl- malıdır. Avrıca bazı çevrelerde "Merel vönetimlerin planlama veyüriitmeyetki- si ellerinden aünıyor" gibi iddıalan da duyarsanız sakın şaşırmayın. Bu tür id- diaları ortaya atanlann büyük bir bölü- mü arsa spekülatörleri veya arsa mafya- landır. Veya su havzasını, orman alanla- nnı bılinçli ya da bilinçsiz bir biçimde tahrip eden kaçak yapı sahipleridir. bu tür iddialann sahipleri... Bu karar. görev i. Kültür ve Tabiat Var- lıklannı Koruma açısından Anayasa Mahkemesi kadar önemli olan kurulun aldığı bir karardır. Büyük Millet Mecli- si'nin kabul ettiği biryasa Yüksek Mah- keme'den dönüyor \e bu süreç ne denli demokratik oluyorsa kurulların yasa ni- teliğine sahip bir imar planıyla iİgili ka- ran da o oranda. yine 2863 sayılı yasa kapsamında demokratiktir. Çok şükürbu yasa, koruma kurulların- da konunun ıızmanlannca alınan karar- lan. konunun çoğu kez uzman olmayan politikacılann kararından daha yetkin tutmuştur. Bir anlamda bu anlayış 'çoğul- culuğun değil aklın, bilimin. demokratik bir süreç içinde galebe çalmasf anlamı- na gelir. Koruma Kurulu'nun aldığı 'doğalSİT' karan. kentimize. halkımıza. yerel yö- netimlere uğurlu olsun. .Dışişleri, Suriye'nin teröre yönelik txıtumunu gözden geçirmesini istedi lAnkara'dan Şam'a uyarı S A L I T O P L A N T I L A R I tUtUIHU İkili ilişkilerin iyi olmasının ;karşılıklı çabalara bağlı olduğunu \oırgulayan Dışişleri '^Bakanlığı Sözcüsü Büyükelçi Ömer Akbel, "İlişkilerin iyi olması ve gelişmesi içın Şam'ın teröre yönelik tutumunu yeniden gözden geçirmesi şart" dedi. j ANK\RA (Cumhuriyet Bürosu) -Türkiye. Suriye Dışişleri Bakanı Faruk El-Şara'mn PKK'nin terö- rist faaliyetlerını "direniş hareketi" yönünde nitelendirmesinin kabul edilemez olduğunu bildirdi. Ikili ilişkilerin iyi olmasının kar- şılıklı çabalara bağlı olduğunu v ur- gulayan Dışişleri Bakanlığı Sözcü- sü Büyükelçi Ömer Akbel. -İlişki- lerin iyi olması ve gelişmesi için Şam'ın teröre\önelik tutumunu ye- niden gözden geçirmesi şart" dedi. Türk-Alman ilişkilerınde de P- KK gergınliği sürüyor. Ankara, Bonn'dan benzergörüşmelerin tek- rarlanmaması isteğinde bulundu. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Bü- yükelçi Ömer Akbel. dün düzenle- diği basın toplantısında. Suriye Dı- şişleri Bakanf nın. El-Safirgazete- sine verdiği demeçte. PKK'nin di- renış hareketınde bulunduğunu söylediğinı belirtti. Akbel. u Uluslararası alanda res- men terörist ilan edilmiş bir örgüt hakkında bu tanımlama bizim için kabul edilemez. A>Tica, bu örgütün başı hâlâ Şam'dadır" diye konuştu. Büyükelçi Akbel. 24 kasım ge- cesi Hatay yakınlannda. PKK ile güvenlik güçleri arasında çıkan ça- tışmadan sonra. teröristlerın Suri- ye'ye kaçtıklarının belirlendiği bil- dirdi. Suriye" nin Ankara Büyükelçili- ğinde görevli maslahatgüzannın Dışişleri Bakanlığf na çağnldığını belirten Akbel. şu açıklamayı yap- tı: •*Kendisine. son zamanlarda Su- riye sınınndan kaynaklanan terö- rist faaliyetlerinin say ısından büyük artış olduğunu bildirdik. Suriye yet- kililerinin sorumiuluklannı yerine getirmesi gerektiğini kaydettik. Söz konusu olay dan sonra Surive'ye ka- çan teröristlerin iade edilmesini is- tedik." Akbel, bir soru üzerine, Barcelo- na'daki AB-Akdeniz konferansın- da. iki ülke dışişleri bakanlannın bir Almanyayla gerginlik Akbel. basın toplantısında Ankara"nın. gerek aşırı sağcı bir Alman milletvekili gerekse kurumlann PKK örgütünün başı ile yaptığı görüşmelerden duyduğu hoşnutsuzluğu "üst düzey girişimlerle" Bonn'a ilettiğini bildirdi. araya gelmesi için bir plan yapıl- madığını. ancak böyle bir görüş- menin gerçekleşmesi olasılığının da gözardı edilemey eceğini belirte- rek "Böyle bir görüşme gerçekle- şirse Türk tarafı terör konusunda- ki görüşlerini tekrarlav acaktır" de- di. SANAT VE SOSYOLOJI Türk-Alman ilişkileri Almanya. Türkıye've "bölücü te- rör örgütü ile ilgili lutumunda bir değjşikliğin söz konusu olmadığını" iletti. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ömer Akbel. basın toplantısında Ankara'nın. gerek aşırı sağcı bır Alman milletvekili gerekse Ana- yasayı Koruma Teşkilatfnın Köln'deki Yabancı Aşırılarla Mü- cadele Birimi Başkanf nın da PKK örgütünün başı ıle yaptığı görüş- melerden duyduğu hoşnutsuzluğu "üst düzey girişinılerie" Bonn'a ilettiğini bildirdi. Bonn'dan benze- ri görüşmelerin tekrarlanmamasını istediklerini ve Ankara'nın konuy- la ilgili hoşnutsuzluğunun Dışişle- ri Bakanı \e Başbakan Yardımcısı Deniz Baykal tarafından da Alman meslektaşı Klaus Kinkel'e anlatıl- dığını kaydeden sözcü Akbel "Bi- zim görüşümüz. terör örgütleri ile hiçbir şekilde nıasaya oturulmaya- cağı şeklindedir* 1 diye konuştu. Alman tarafının görüşmeler hakkında kendilerine göre bazı ne- denleri olduğunu belirttiğini ifade eden Akbel. "Ancak bunlar bizim için kabul edilemez'" dedi. Akbel. "AJman tarafı bölücü te- rör örgütü ile ilgili tutumunu mu değiştiriyor 1 " şeklindeki bır soruya "Bize sövlenen, böyle bir değişiku- ğin söz konusu olmadığıdır'* yanı- tını verdi. "Bu izahat Ankara'yı tarmin et- ti mi" sorusunu ise "Âncak söyle- nen sözlerin yerine gelmesi halinde bize verilen izahatlan tatmin edki bulabiliriz. Konuyu dikkatle izliyo- ruz" şeklinde yanıtladı. TOPLUMSAL GELİŞİMİN EŞİĞİNDE SANAT "BATTNIN KÜLTÜR KRİZİ KARŞISINDA SANAT" AÜ AKAY KONUSMACILAR SEMRA GERMANER. ORHAN TEKELIOĞLU 28 KASIM 1995 SAAT: 18.30 YAPI KREDI K V L T Ü R MERKEZİ | Yapı Kredi Sermet Çifter Kütûphan*st Istıklâl Caddesı 285 Be>*o^lu 80050 Is'jrbül Telefon (0212; Z52 47 30 440 245 20 41 ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Universiteler... (2) Cumartesı günkü yazımda kımı ünıversitelerimizden kesitler sunmuş ve "YÖK'ün sayın yönetıcileri eserferiy- le iftihar etsinler. Tannm nerelere getirdiler bizi. Üniver- sıteleri ne hale soktular... ' demiştım. Aynı konuya bugün de devam etmek istiyorum. Bugün ele alacağım konu, üniversitelerimizde Atatürk llkeleri ve Inkılap Tarihi derslerinin nasıl verıldiğiyle ilgili ola- cak. Ancak bugün vereceğim örneklerle ilgili isim kullan- mak istemıyorum. Zira siz değerli okurlarım, benim insan- larla bir sorunum olmadığını bilirsiniz. Benım sorunum il- kelerle ve olaylarla. Ne kımseyi yıpratmak arzu ve niye- tindeyim ne de kımseyi küçük düşürmek istiyorum. Atatürk ilkelerı ve Inkılap Tarihi dersleri, Türkiye'detüm ünıversite ve yüksekokullarda yasa zoruyla okutulan bir ders. Bu derse öğretim üyesi yetiştirmek üzere, hemen tüm üniversitelere birer Atatürk ilkelerı ve Inkılap Tarihi Enstitüsü kurularak lısansüstü eğitim yapılıyor. Fakat çok ilgınç bir biçimde, bu enstitülerin bir kısmı- nın yönetimı Atatürk ılkelerine yürekten karşı insanlann kontrolünde. Oğrencılerın önemlı birbolümü Tarih veTür- koloji bölümlerinin mezunları ve bır kısmı da imamhatip meslek lisesi çıkışlı. imam-hatıp meslek liselerini küçüm- sediğimi sanmayın. Onlar da bızım çocuklanmız ve top- lumumuzda belırii bir işlevleri ve yerleri olduğunu düşü- nüyorum. Fakat bu işlev hemalde ünıversite ve yükseko- kullarda Atatürkçülüğü ve Türk devrıminin temel felsefe- sini ögretmek değil. Bu alanda doktora yapıp yardımcı doçent unvanıyla ders verenlerden bir bölümü de daha sonra "Türkiye Cumhuhyeti Tarihi" bılim dalında doçentlik başvurusu yapıyor. Ve bizler de bazılannı tanımak fırsatını (!) buluyo- ruz. Fakat bu dersi salt "kariyersahibi" insanlann verdik- lerini de sanmayın. Özellıkle Anadolu'nun yeni ünıversi- telerinde öyle ınsanlar bu dersi venyorlar ki, hayretler için- de kalıyoruz. Örneğin avukatlar, ortaokul müdürleri vs. vs... Aslında benzer şeyler büyük kentlerimizin üniversi- telennde de oluyor ama, neyse... Bu yıl bana Türkiye Cumhuriyetı Tarihi bilim dalında do- kuz adayın jüri üyelkji düştu. Aralarında çok iyi adaylar olduğu gibi, bence çok ye- tersiz adaylar da vardı. Ancak adaylardan birisı, doğrusu benı hayretler içinde bıraktı. Anadolu'da küçük bir kenti- mizde yardımcı doçent olarak çalışan bu arkadaşımızın, öğrencilere ders kitabı olarak yazdığı bir çalışma, gerçek- ten "ibretlik"(\) bir şey. Şoyle yazıyor bu meslektaşımız: "Osmanlı devleti, 2. Murad zamanında imparatorluk haline gelerek, dünyanın en güçlü devletiolmuştur... Ya- vuz Sultan Selım zamanında butün Müslüman devletler aynı bayrak altında toplanmıştır." Bu arkadaşa göre 1450'den 1550'ye dek dünyanın en güçlü birincı devleti Osmanlı imparatorluğu, ikinci devte- ti Türkıstan imparatorluğu imiş. (Artık hangisiyse?..) Da- ha sonra 1800'e dek Osmanlı imparatorluğu birinciliğini korurken, ikinci devlet Mısır-Türk imparatorluğu(!) olmuş... Bu arkadaşa göre "Osmanlı devletinın Batı ile tanış- ması çok eski olmasına rağmen, duraklama dönemine gelınceye kadar, Avrupa kültürünün tesirinde kalmadığı gibi, Avrupa, Osmanlı'yı taklıt etmiş." Krtabın her sayfasında başka ıncılerf!) döktürülüyor. Ör- neğin: "Mustafa Reşid Paşa Sadrazam olunca, Rading ile el ele verip, gençler din cahıli ve Islam düşmanı olarak ye- tiştınlmeye başlandı. Londra'dan alınan planlar dahilin- de idan, ziraı, asken değışıklıkler yapıldı." Tabiı Mustafa Reşid Paşa'yı böyle değerlendiren bir kalemin 2. Abdülhamid i göklere çıkarmaması mümkün değil: "//. Abdülhamid, milletlerarası politikada devletin ba- ğımsızlık ve toprak bütünluğünu savunmayı hayati bir görev saymıştır. Onun zamanında bütün Avrupa'da dış siyasete aşina bir başka sıyasetçi yoktur..." Kitap baştan sona tarın hataları ve saptırma örnekle- riyle dolu. Mustafa Kemal'in Anadolu'ya geçışi de, Vah- dettin'ın tavn da, Mustafa Kemal'in ordudan ayrılması da yanlış aktarılmaktadır. Vahdettin'in Sevr'i onaylamadığı ileri sürülmektedir. Zaten 1. Dünya Savaşı'na 20 sayfa ay- nlan kitapta, Kurtuluş Savaşı'na 2 sayfa ayrılmıştır. Kitabın bir de 'kuramsal' yanı var ki; tam evlere şenlik. Örneğin Hegel, diyalektik materyalizmin öncüsü... Örne- ğin: "Sosyalizmin fıkrı yapısı. Marxizm nazariyesidir. Bu nazariyenın ana hatlan şunlardır: Diyalektik materyalizm (maddecihk), tanhi materyalizm, iktisatteorisi, emperya- lizm teorisi..." Kavramlann açıklanışı da çok ilginç; tüm kavramlar iç ıçe girmış durumda: "Ayaklanma şüphesiz homurtudan kuvvetli, ıhtilal ve devrimden çokzayıftır... Ayaklanmalar çok küçuk birgrubun yaptığı başkaldırma hareketi oldu- ğu için. başanya ulaşmaşansıolmayanhareketlerdir...Is- yan eylemı de ayaklanmalarda olduğu gibi dış mihraklı- dır. Birbakıma isyan, dış devletlerin tokmağını çalmakde- mektır... Bütün ihtılaller mevcut duzeni tyıleştırme şeklin- de olmayıp, fayda yerine çok büyükzaraıiarı olmuştur..." Devrim sözcüğünü asla kullanmayan adayın ınkılap ta- nımı da çok ilginç: "Inkılap, kalb bulmak anlamına geldi- ğine göre; kalb aynı zamanda yurek anlamına da gelmek- tedir. Bu durumda ınkılabın ikı anlamı vardır. Bunlardan biri, hükümet mekanizmasını değiştirmek, ikincisi, yapı- lan bu değişiklıği gönüllere (kalplere) sındırmektir." Böyle insanlar gençlenmize Atatürk ilkelerini öğrete- cekler ve bunların yetıştırdiğı öğrencıler, büyük kentleri- mizin nıtelikli üniversitelennden aydın kafayla çıkan öğ- rencileriyle rekabet edecekler... Büyük bır haksızhk bu. Bu adayı geri çevirdik tabii. Ama bir meslektaşımız, bu satırların yazarını 'yeterii' buldu. inanılmaz bir şey. Heie bu arkadaşımızın bu konudakı çok üst bir kurumda yö- netiçı olduğunu düşündüğüm zaman doğrusu ürperdim. YÖK'ün sayın yönetıcıleri bu eserleriyle de iftihar etsin- ler. Sah Toptantnsr hernes j:ret*<z oara* "IZLER"S E R G İ S İ TOMUR ATAGÖK CANAN BEYKAL ŞÛKRIYE OIKMEN CANDEGER FURTUN GOLSÖN KARAMUSTAFA NUR KOÇAK FOSUN ONUR HALETENSER IŞIK TÛZÜNER 2 8 K A S I M - 2 2 A R A L I K 1 9 9 S YAPI NT KREDİ V A PI K R E D İ SANAT GALERİSİ Kıb'-ıs Şehıtlerı Caödes, 1443 SüKak 46 Al5an:ak 35220 tzmır Teiefon. 10232; 463 55 28 YAPI NT KREDİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle