05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 KASIM 1995 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 Kiııı korkar lıaiıı kurttan?CANAN BEYKAL ıııusıuMası İSTMIIH ttBİENAL 4. lstanbul Sa- nat Bıenalı "Ori- ent/ation-Para- doksal bir dünya- da sanann görü- nümü" başlığıyla Salıpazan 1 nolu antrepoda \enlen bir kok teyl ıle açilmış oldu. 11 kasımdan itıbareı diğer merkezler. Yerebatan Sarnıcı \e Aya Irini gezilebiliyordu. Bıenal kapsamında bu tarihten itibaren Mımar Sinan Odıtor- yumu'nda paneller, Resım ve Heykel Mü- zesi'nde bir konser. daha önce açılmış olan AKM'dekı Fluksus sergısı yer alıyordu. Bıenal üzenne yapılabilecek en kolay tar- tışmalar hıç kuşkusuz bienalın adı "Ori- ent/ationT> üzerineydi. Çünkü bu sözcüğün aynı zamanda Doğu'vu çağrıştırması pa- nellenn temel konulannı yıne bu başhğa çekıyordu. Ancak benim ıçın bu başlığın. ya da bıenal konseptinm hıç mı hıç önemi yoktu ve ızledığım sanatçılan bu konsep- te uyarlıklan ölçüsünde degil. haın kurtla ılışkılen açısından değerlendırmeyı yegle- dım. Çünkü bu konsept bu kerte önemli olsaydı.dahaöncekı Istanbul Bienallen"ne katılan Türk sanatçılarının kışısel sanat konseptlenmn çok esnek olduğu. ya da pek çok yabancı bıenalde yer almış nice ünlü sanatçının sanatsal konseptlerinı baglayı- cı bir yaptınm uygulandığı söyienebilirdı. Aslında daha ilk danışma kurulu toplantı- sında Şakir Eczacıbaşı'nın yaptığı bir ko- nuşma, bienalın Doğu ıle Batı'nın bir sen- tezı olan lstanbul'da bu konseptı öngören bir başlık ve içerikle yapılması dılendığı ileri sürülmüşıü. Harta Doğulu ülkeler ve sanatçılarla nasıl ilişkiler kurulabileceği,. perspektıfın genışlığının nasıl odaklanabi- leceğı tartışılmıştı. Sanınm bıenal küratö- rü Rene Block bu düşünceye sıcak bakmış olmalı kı uygun bir başhkla ve Doğu kö- kenlı ama Batı'da yaşayan sanatçılarla bu sentezi zekice başarabılmiştır. Rene Block gezdiğı pek çok yer arasın- dantstanbul'da Salıpazan 1 no.iu antrepo- yu bu sentez ıçın en uygun yer olarak be- îırlemış ve genellıkle Türk sanatçılarının pek çoğu bu yapının mekânlannı yeğle- mıştır. Ne ılgınçtır kı açılış sırasındâ Ant- KULTUR • SANAT reponun güzel bir yapı oldugunu ılen sü- renler vardı. oysa ben çocukluğumda ant- repolann yapıhşını evımın penceresınden izlerdım ve çirkın bir sürü binanın bu kı- yıya dıkilmesınden büyükler hep şikâyet ederlerdı. Bugün de aynı kanıyı ben taşı- yorum. Arna Istanbul giderek sonradan be- ğeneceğimiz bir sürü çirkin yapıyla dolma- ya 1950 sonrasında başlamıştır zaten. Her ne kadar ana merkez antrepo olsa bıle. ts- tanbul'un "Armor> Show"unu yazımın en sonunabırakaraktanhı mekânlardakı ışler- den söz etmeyı yeğliyorum. Yerebatan Sar- nıcı ve Aya Inni'den. Açık söylemelıyim kı buradakı yapıtlar belki de mekânın olağanüstü güzellıgı ne- denıyle beni en çok etkileyen düzenleme- ler olmuştur. Ama Yerebatan Sarnıcı nda- kı birkaç ış bıenalde hain kurtla en ıyı baş edebilmiş yapıtlar oluşturmuştur. Burası öteden beri sanınm benim gibı pek çok sa- natçıyı dennden etkileyıp burada şöyle bir iş yapardım dive düş kurmalanna neden olan bıryerdır. Burada ancak ışık ve ses ko- nuşabilir. Nitekım Yerebatan Sarnıcf nda yer alan ya da almayı seçmiş sanatçılar ses ve ışık çalışmalanna ağırlık verenlerden olmuştur. FeDini filmlerini anımsatan gro- tesk atmosferi, ıslaklığin her yere sızdığı dumanh, nemli görûntüsü ve her şeyden öte burada sürekli yansımaların var oluşu bu mekâna ne koysanız ıyi durur ızlenımi- nı doğurur. Buranın yansımasız bir anı yoktur. ıslaklığından. suyun varoluşundan dolayı ışığın her an yansımalaroluşturma- sı. yûzen balıklann çıkardığı bellı belirsiz çırpmtılann. duvarlardan sızan, tavan ve sütunlardan damlayan su seslerinın yansı- malan ile olağanüstü bir mekândır burası. Şımdi bir de bu seslere monitörlerden gelen insan seslen, uğultular kanşmakta- dır. Öylesine masalsı. büyülü bir dünya ya- ratılmaktadır ki.etkilenmeden yapıtlan iz- lemenız olası değildır. Karanlıktaki bellı belirsiz sütunlann üzerlerine kondurulmuş mavi neon ışığıyla hazırlanmıs. eski Türk- çe yazılanyla camı mınarelerinın şerefele- rine dönüştürmüş olan Maurizio Nannuc- c\ Yerebatan Sarnıcı"nın en ıyı işıyle haın kurdu yenmiş bir sanatçıdır. Gerçekten sa- natçılar ıçın bir hain kurt olan Yerebatan Sarnıcı'nın mekânı. olağanüstülüğüyle sa- natçıya galıp geleceğı yerde Nannuccı'nın uyumlu ışbırlığıne baş eğmıştır. L'zaktanugultuyladuyulanbırses, ıslak zeminlerden geçıp sola saptığınızda sızı başı yılanlarla doiu ve fısıltıyla sövlenen bir tümceyı yıneleyen Marina Abramo- viç'in \ ıdeo çalışmasıyla karşılaştınr. Me- dusa mıtının ancak bir kadın sanatçı tara- fından ele alınıp. çağdaş yorumunun yapı- labıleceğine ınancım bir kez daha doğru- lanmıştır. Abramoviç simgelerle örülü bu mıtı. karşısındaki Medusa başına karşılık çağdaş bir söylem halıne getırmektedır. Yı- lan ve kadın. ölüm ve varlık arasındakı ıliş- kileri ve bunun etrafında örülmüş pek çok öyküyü Medusa mıti bağlamında yenıden • KaranJıktaki belli belirsiz sütunlann üzerlerine kondurulmuş mavı ~ neon ışığıyla hazırlanmıs eski Türkçe yazılanyla cami minarelerinin şerefelerine dönüştürmüş olan Maurizio Nannucci Yerebatan Sarnıcf nın en iyi işiyle hain kurdu yenmiş bir sanatçıdır. düşünmemıze elv erişli bir söylemle bu me- kânda haın kurt olan antik heykelle çok ba- kışlı bir dıyalog düellosu gerçekleştırmek- tedir. Bienalde hain kurtla (bu kımi zaman mekân. kimi zaman buraya konulan yapıt, kımı zaman da sanatçının kendı sanatı ol- maktadır) oyun oynayan tek sanatçı tlya KabakoVdu. Yerebatan Sarnıcrnda dik- kat ermesenız. gözünüze takılıveren bir tu- hafiıktan başka bir şey olmadığını sandı- ğınız işinin önünden geçılıp gidilebılir. Ka- bakov. buraya koyduğu ışin bir yandan bu- ranın bir malı olarak dığer elemanlardan daha fazla önemli değılmış gıbı, dığer yan- dan da "sanat olmadan sanat yapılabilir mi?" diyebileceğımız bir soruya yanıt ve- rırmışçesıne bienalın en küçük boyutlu. ama bana göre en ıyı ışlerinı gerçekleştır- mıştir. Sulann ıçınde yer alan bir taş blok üze- nndeki parlak renklerle > apılmış bir resım. bınıcısıyle bir Roma arabasını çeken eski tıp bir Amerikan arabasını betımlemekte- dır. Kuşkusuz 'eski' sözcüğü bu bağlamda epev. tartışmalı. çelışkılı olmaktadır. Bu motorluaraç Romaarabası yamndayenıy- miş gibi dururken. bızi her gün her saat Asya"dan Avrupa'ya taşıyan eski tıp dol- muşlann cinsınden oldugu düşüniilecek olursa zaten Istanbulun paradoksal görü- nümünün tuhaflığı. lstanbullu"nun böyle- sı bırtuhafiık ıçinde ya^ıyorolması Kaba- ko\'un gözünden kaçmamış olsa gerek. Bu taşın üzenndekı resmın sım. müze- lerde uygulanan bir yöntemle korkulugun kenanna konulmuş bir sehpa üzenne ilış- tırilmiş notta kurmaca bır öyküyle açık- lanmıştır. Bu masalsı mekânda her şey ola- bilirlık taşıyor. Bu sözde tanhi taş kaiıntı- sı ve üzerindeki resım. önce ka\ rayamadı- gımız tuhaflığı ve paradoksu ıle bu tarihı mekânda yer alan çagdaş yapıtlarla mekâ- nın ılışkısınde oluşan ruhaf ve paradoksal görünüme de gönderme yapıyor. Aynı tuhaf karşılaşma. aynı paradoksal görüntügeçmışteolabılırlıktaşıdıgında da- ha da ınanılmaz oluyor. Demek ki şimdı- nın paradoksal görüntüsünün yarattığı tu- haflığı göremez olmuşuz. Kabakov sanat yapmıyormuş gıbı sanat yapıyor. Hain kurtla öylesine bır ev cılleştirme sürecı ya- şıyor ve onunla oyunsu bır tarzda eğlene- bılıyor kı Yerebatan Sarnıcı ve Aya Irinf ye kondurduğu bır fıske bıle yeterince dik- katlerı çekiyor. Kabakov "dan söz ederken rahmetlı Onat Kuttar'ı anmadan geçemeyecegim. 70'lı yıllann sonuna doğru sanınm Onat Kutlar Rus avangart sanatçılarına dûşkünlügümü bıldıgındenParis'tengetırdıgıbırkıtabıar- magan etmiştı bana. Burada pek çok Rus sanatçısı. özellıkle sürgündekı sanatçılar- dan söz edılıyordu ve bunlann ıçinde lo- kanta mönülennı resımlemış olan komık sovadıyla Kabakov en ılgımı çeken kişi ol- muştu. Daha sonra dünya bu adla ınım ıniın ınlerkcn "acaba aynı kişi mi" diye kıtaba yenıden bakmıştım Kapsamlı sergılennın VÎ ışlennin yanında Istanbul ıçın gerçek- leştırdığı çalışmalarla bu kıtapta yer alan çalışmalarının aynı paralelde oldugunu gördüm. Resım heykel müzesınde sulann ıçinde. loşlukta tek bır ıskemlesiyle ve lastik ço- cuk çızmelenyle yer alan Slaaria VVirkka- la'nın "Terkedilnıiş Bagaj" adlı yapıtı da özel seçkımde yer alan çalışmalardandır. Hıç kuşkusuz bıenalde benim içın hain kunla baş edebilmiş sanatçılar olarak de- ğerlendırdıklerim özel bır seçkı hazırla- mamda öne çıkmışlardır. Bunun yanında kendi içınde son derece başanlı olan nıce ad ve yapıt buJunmaktadır. Ama burası Is- tanbul ve Istanbul kendi başına bir hain kurt zaten. lOlGece"Sinmnanın 100. yılında, muht»ş«m bir kadro, görfc*mli bir sinema tarihr Juıle Gayet, Michel Rccoli, Marcello Mastroianni, Emmanuel Salinger, J. P. Belmondo, Alain Delon, Gârard Depardieu, Hanna Schygulla, Jeanne Moreau, Harrison Ford, Anouk Aime, Gino Lolobrigida, ,,w, Cafherine Deneuve, Robert De Niro, Yönetmen: Agnes Vardo — » Beyaglı Mtazar'fa (245 73 P) 1Z15 -1130 -16,45 - 190C' - 2130 Aşçı, Hırsız, Karısı ve Aşığı B U L U N M A Z KULTUR MERKEZİ 11.30-1400-1630-19.002130 Bahsriye EURIMAGES «414 35 05 GUNUVUZDE AL£VİÖRGÜTlENIIELEri Esat Korkmaı Islıkıal Cad. Aznavur Psj. 212 8 CaUlasjta, Tel.: 513 74 31 • 251 65 23 KIYAMET SULARINDA CtvanCaaova Yöneteıu Y. Kenan Işık KIM yazan:Suzanne Schneider ELVEDA SARAYBOSNA yöneten:Hülya Karakaş Oynayanlar: Çiçek Dilligil - Murat Caribagaoglu Kasım vt Aralık'dj Cuma-C.tcsi saat: 20.00 Twenty Club/Talımhane TeL 235 6197 AbdûUukhamıt Cad No. 63/75 Tahım tstanbul Devlet Tiyatrosu yapımı Kıyamet Salannda oyunu, AKM OdaTiyatrosu'nda sahnelenmeye başhyor. İSTANBUL DEVLETTİYATROURI 28 Umn 1995 (Gala) 29-30 Kaam 1995 19.00 1 Aralık 199S 19.30 2 Aralık 1995 15.00-19.30 3Arahkl99S15OO Gı?e: (0-212) 251 56 00/254 ; PUsen Cumartesi, Pazar 16.28 18 Kasım - 24 Aralık Kum,Pan,Ya. KUMPANYA SAHNESİ / ISM. TARLABAŞI ' 235 54 57 MDilekTürker.TıyatroAyna En İyi kadın oyuncu, In iyi yönMmsn Sdüllu ROSA LUXEMBURG TAZAN: KEKİN TIKSOY TÖNITIN: Y. KENAN I^IK 1 9, lö Aralık Cumartesi 15,30-21.00 3, 1O. 17 Arolık Pazar 15 30 4 KÜÇÜKSAHNI - ATIAS PA5AJI ' MTOÖtU TB. : 251 ü *7 KENT OYUNCULARI 246 35 89-247 36 34 LÜTFEN KIZIMLA s< |n EVLENİR MİSİNİZ? Oyu n 1 Aralık: 21 30 / 2 Aralık 15.00 ve 21 00 Son 2 Oyun VER ELİNİ BROAD\VAY 3 ve10 Aralık 15.00 Persembe 21.00 indirimlidir. 13 Aralık'tan itibaren RAMİZ ile JÜLİDE Efes Pilsen'in kültür ve sanata katkıları artarak sürecek. GEMAL REŞİT REY KONSER SALONU İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDIYESI Türkiye de İlk kez... I. ULUSLARARASI CEMAL REŞİT REY PİYANO FESTJVAÜ (2- 10 Aralık 1995) OTOGARGARA Yılın Müzikali yine kapolı gişe DEMETAKBAĞ SİNAN BENGİER YILMAZERDOĞAN V E 2 5 K İ Ş İ L İ K K A D R O »2A--YIMAZERDOĞAH yO«TN TURGAy KANTÜRK SEANSLA* B E Ş İ K T A Ş fERSEMBE; : CUMA:2l.0C „ j , | y j . n TAMi-ıOO OOOTL M E R K E Z İ 6CRENd:250OC0 TL HALKGÜMÜ: 250 OOOTL 2 6 0 1 ' 5 6 li. hclk aünudur) 2 2 7 6 4 6 3 2/Mt>«5 Cmmhm İM '**'« ORTAOYUNCULAR Ferhan Şensoy FELEK BİR GÜN SALAKKEN Cumartesi-Pazar 15.30 Cumartesi 21.00 Pazar 18.30 Ferhan Şensoy FERHANGİ ŞEYLER Cuma21.00 1099. OYUN Ferhan Şensoy ÜÇ KURŞUNLUK OPERA Çarşamba-Perşembe 21.00 '«• Aphş Konseri BİLKENT SENFONİ ORKESTRASI Soiist: İDİL BIRET hletFryaucr 400 000-300 000 71 »-» RAMZİ YASSA (M«r) MetFyatkır 300 000-200.000 71 f»j» ALAN GAMPEL (ABJ>.) B»et Fıyatlan 300 000-200 000 R M M : ı» KUN WOO PAIK (G &(et Fyadcn 300 000-200 000 71 ç^t. m-.n» LOUIS LORTIE <**&> blet Fryatian 300000-200000 71 JEAN-MARC LUISADA Brfet Fryot/on- 300000-200000 71 HIROMI OKADA aiet Fıyatian 30O0C0-20OOOO R SABRİ TULUĞ TIRPAN fl-tet Fryatlan 200 000 100 000 R ,AM,K M s-:.«. EDSON ELIAS ondp» B./eı Fyatkm 300000-200000 R ..v-1» * . M : I M NtHAN YAPALI-SIMPSON (G^r«™« &tetFfyotton 200 000-100 000 Tl »A**™»*, M .• M LYUBOV TIMOFEYEVA 0 ^ Bıtetf'vodan 300000-200000 71 CHM KenMf talonu: 232 M 30.231 54 96 ı.feamsvonlırnuz iabul edfflr.) AXH KansM' Oişnk 2S1 S6 00 AKMERKEZ O«uşfna: 282 01 70 UMTOL «Ituniad*: 391 19 30 CMOUttL tmtm\ Oiştm Bakırfciy: STO 84 M/212 Sajonumuzun tûm fıyal Kâdemelennde d^retnien-öğreno-emeKii ve BûyûKşeNı Betedyası mensuplanna % 50 sn a2 30 toşılk gruplara % 20 tndırırn yapdmaktadK Festival için kombine bilet aiırnında % 20 indirim yapılacalctır. TwlımS C.ıııılrıı Bilet Satıs Yerieri: SES-1885 Ortaoyımcular Tel: 25118 65-66 Tum VAKKORAM& Mağazaları.CARSI Maslak-Bakırkoy-Capito! Mağazaları "OSMANLI BEZEME MOTİFLER İLE KADIN VF CİYSİ İLLÜSTRASYONLARISERGİSİ" Şerif Nilgün Yönter Ercantürk 14 Kasım -6 Aralık '95 AKBANK SANAT GALERİSİ BEYLERBEYİ ISTANBUL Aşçı, Hırsız, Kansı ve Aşığı Oyfcû Londıak zengr bır sasen olan rtrsa m, adı katılleıden olu- çetesıyle yemek yedığı bır Frans.z lokanlasında dokuz akşam boyunca geçer Hıtsız. dostlannı açık saç* l*ıalaf ve ığ- fenç sotıa adabcyla e§ierö»»ken ona u2un süredır katlanmakta olan karısıaa da eztyet eûet Bu arada karısı, tokantaım sûreKb mû^etıle- finden sessız ve tıtız bif adamın çekolığEne kap*lff ve kadıniar tu- «alefmde başlayip lonantanın do lu kılolernde devam eden cmsel br serüvene aölır Aşçı, bu çıfte yardırn eder ve HKSII ın artan Şö- detme kulak asmaz Ancak. Hu- sızın ıntıkamı acı olacakur / Demet Muammer Krtencoğlu Sumru Halk Şarkılan 26 Kasım 5alı Saat 20.30 CARARET CİNE Veytpınıı Sok. No. 2 AnuvudtAy Td. 257 74 38 BUAŞAMADA ŞUKRAN KURDAKLL Eluard'ın Şiiri Öldü mü? Geçmiştekilere dönmüyoruz. Çokları yaşamın içınde çünkü onların. Yapıtlarıyla varlıklarını sürdü- rüyorlar. Sovyetler Birliği Komünist Partisı'nin son kongre- sinde -üç beş ret oyuna karşı- delege çoğunluğu- nun partiyı kapatma kararı almasından belki iki yH sonra gördüğüm "afiş"\ unutmuyorum. Üst kenannda bir tümce: - Marx öldü mü? Biraz aşağıda o önü kesilmez bilinç fırtınaları ko- paran adamın fotoğrafı. Yüzünde zekâ gülücükleri düşünmesını bilmezlere, düşünce karşıtlanna, kor- kaklanna, yılgınlanna işaret parmağıyla veriyor ya- nıtı: Pışık! Kuşkusuz bıraktıklannın önü kesilmeyenlerden bi- ri Marx. Kalıplaşmış olan Marksizm degil, Marksizm adı- na oluşturulan ssyasal örgütlenmelerdi. Bilim ve sanatın büyük ölçüde bu kalıplaşmanın tekdüzelığıne düşmedığıni bıliyoruz. Picasso, Aragon, Neruda gıbi sanatçılann yara- tıları getiriyor bızi bu kanıya. 1895-1952 yıltarı arasmda yaşayan Paul Eluard'ın yeri otuzu aşkın kitabındaki sınır tanımaz şiirieriyle kuşkusuz bu sanatçılar arasındadır. 4O'lı yıllardan itibaren edebıyat adamlanmızın uza- ğında kalmadıklan bır şaır Eluard. Orhan Veli, Melih Cevdet, A.Kadir, Can Yücel vb. çağdaş şiirimizın ustalarının dılimize kazandırdı- ğı şiirler, bu yakınlığın bir işaretidir sanıyorum. Bu ustalar yalnız Marksist olduğu ve Nazilere kar- şı oluşturulan dırenç hareketinde yer aldığı için çe- vırmediler Eluard'ı. "Gök kırpıntılanma Güneş küflü havuza Ay dirisi göllere Yazanm adını." dızelennde ömeğını gördüğümüz gibi bin dallı bir şiirin karşısındaydılar Bu zengınlığın tadına varanlardan biri de Eray Canberk 'Paul Eluard" adıyla yayımladığı kitapta şairin de- ğişık dönemlenndeki yapıtlanndan örnekler veriyor bize. Eray'ın önyazısında belirttiği gibi dili yenıteme konusunda bütün olanaklannı kullanarak şiirıni ya- ratmış Eluard. Usa bağlı ama link. Canlılığını görül- memiş imgelerden alıyor. Bu seçmeler kitabında yer alan şiirlerde de karşı- mıza çıkan şaşırtıcı ıkili üçlü tamlamalarla, benzeti- lerle biçimlenen imgelerden. "Işıkırmağı", "Sevdığım variıklann ikizi", "Körkan- dillerkümesi" (Şâirın uğraşı-sayfa 145) "Gülüşünün yamaçlan" (Kusursuz Vücud, sayfa 150) "Vücudu- mun götü dingın bulutlardan bir kuğuyu yansıtır" (Leda, sayfa 166). Yazıldığından başka bır dıle çevrılmiş olsa da gü- cünden bir şey yitirmeyen olağanüstülükler bunlar. Şair de bilincinde bu olağanüstülüğün. "Kuytu hazinelerini gizliyorum Bılinmeyen inlerin Ormanlann yüreğı uykusu Yakıcı bir fişeğin Gece ufku Taçlandınyor beni Gidiyorum başta birinci ,_ • - Yeni bir gizi selamlayan ' ' ' • ••"n^ss Imgelerin doğumunu." (Bir Imge Gıbı, sayfa 55) Eluard, gerçeküstücü döneminde "gündüzü, ken- disinin olan insan aydınlığından ayırt" edebilıyordu. Şiirini kavgasıyla butünleştırdıği döneminde "insan aydınlığına" yeni ışıklar, renkler getirdi. Kendını esirgemek elınden gelmediğı için "Yarat- maktan başka bir şey yok" diyebılenler soyundan- dı. Eluard'ın "Kavga şiirieri" dönemini şöyle anlatıyor Eray Canberk: "...Eluard şiihnde insanın yaşamak için ekmeğe, ışığa, barışa, kardeşlığe gereksınimı olduğu, gide- rek bu gereksinimin bir hak durumuna geldiği dü- şüncesi hep kendini belli eder. Kavga şiirınde bir yanda banşın, özgüriüğün, kardeşliğin aklığı, öbür yanda acının, yoksulluğun ve öfkenin karanlığı var- dır. Şairbunu herkese ve herkesin anlayacağı biçim- de duyurmanın kaygısı ıçmdedır. Direniş dönemin- de bir direnişçinın umudu ve hâklılığı, bir işbihikçi- nin korkusu ve ezıklıği şiir dilinin bütün sanatıyla ama yalın bir bıçımde şiirleştırilir.." Vurgulamak gerekir; "şiir dilinin bütün sanatıyla". Şimdi başlıktakı soruyu yanrtlayabiliriz. Eluard'ın şıiri şaırlerde yaşıyor. Fransa'da 'Türk Sineması Günleri1 • STRASBOL'RG (AA) - Fransa'da Contreplongee Demeği'nin girişimıyle düzenlenen "7. Türk Sineması Günleri" 28 kasım-12 aralık tarihieri arasında Strasbourg'da yapılacak. Türk Sineması Günlen'nde, Onat Kutlar'm anısına özel bölünı avnlacak Bu bolümde. Kutlar"ın senarvosunu vazdıöı. "Hakkari'de Bir Mevsim'". "Yusuf Ile Kenan" ve "Hazal" adlı filmler gösterilecek. Türk Sineması Günlen'nde. "Yaşar Kemal'ın Sınemalan" adı altında ünlü romancının eserlerınden sınemaya aktarılan '"Beyaz Mendil". "Yer DemirGök Bakır" ve "Yılanı Öldürseler" adlı filmler sunulacak. Türk Sineması Günleri'nin son bölümünde. Türk şınemasının yeni yapıttanndan Canan Gerede'nın "Aşk Ölümden Soguktur", Yavuz Özkan'ın "Yengeç Sepeti". Ersın Pertan'ın "Tersıne Dünya" ve Atıf Yılmaz'ın "Gece Melek ve Bızim Çocuklar" adlı fılmlen göstenlecek. Türk Sineması Günlen'nde aynca. ünlü yönetmenler. senaryo yazarlan ve oyunculann katılacağı açık oturumlar düzenlenecek. 'Rosa Luxemburgf yoğun istek üzerine uzatıldı • Kültür Servisi - Rekııı Tekso> 'un yazdığı, Kenan Işık'ın yönettığı ve Dılek Türker. Tıyatro Ayna'nın sahnelediği, en iyi oyuncu. en iyi yönetmen ödüllü Rosa Luxemburg oyunu izleyıciden gelen yoğun istek üzerine uzatıldı. Küçük Sahne'de 17 aralık tarihine kadar sürecek olan oyun, cumartesi 15 30. 21 00 ve pazar 15.30 seanslannda ızlenebilır. CRR'deki Kukla Tiyatrosu gösterisi entelendi • Kültür Servisi - Moskova Obratzsov Kukla Tiyatrosu'nun gösterisi elde olmayan nedenlerle ertelenmek zorunda kalındı. 26 kasım pazar günü saat 15.00 ve 19.30'da sahnelenmesi gereken gösteri. oyuncularının burada olmasına rağmeıı. dekorlann Karadentz'deki olumsuz ha\a ve deniz ko^ullan nedeniyle ertelendi. Aralık ayı içiııde bır gün sahnelenecek olan Moskova Obraztsov Kukla Tiyatrosu gösten>i biletlerıni ıstevenler CRR Konser Salonu gışeleıınne lade edebilirler. veya göstenvi ılan edilen tarihte ellerindeki biletle izleyebilırlcr.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle