02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
TA CUMHURİYET 20 KASIM 1995 PAZARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER ^eo-Liberalizm, Neo-Faşizm, Köktendincilik konomik ve toplumsal sorunlan ile yalnız başına bıraküan ireyin içinde bulunduğu cıkmazda çözüm olarak ırk ya da din ağlannı öne süren faşist ya da köktendinci akımlar. giderek ütün dünyada güçlenmektedir. Bu ABD'de aynı parti çatısı Itmda oluşurken (Kirkland Jr.. 1995), ülkemizde seçim ittifakı nçiminde kendim göstermektedir. Doç. Dr. ERHAN YILDIRIM Ç. Ü. Öğretim Elemanlan Derneği Yönetim Kurulu Üyesi G ünümüzde herhangv bir nn başına kadar sürmüştür. 1960"U yıl- düşünce akırrundan söz lann ikincı yansindan sonra toplumcu etmek ıstedığimız za- düşüncenin egemen olmaya baijladığı ve man. neyleyelimki. neo, bireylerin topium için bir şeyler yapma- post ya da yeni gibi bir yı ilke durumuna getirdiği görüİmekte- ön takı koymak gereki- dir. 1970'li yıllann sonuna kadar süren düşünce akımından söz , etmek ıstedığimız za- man. neyleyelimki.neo, post ya da yeni gibi bir ön takı koymak gereki- yor! Çünkü bu akımlar daha önce ortaya çıkan düijüncelerdeki temel görüşkri ka- bul etmeklebirUkte. bu göriHkrın eksık- likkrini tamamladıklannı ve günümü- zün değişen koşullanna uygun yeni öne- riler getirdiklennı ileri sürmektedirler. Ikinci Dünya Savaşı'ndan sonraki za- man siirecı içinde. dünyada üç farkh akı- mın egemen oldugu görülmektedir. Bu egemenlık. bir anlamda moda konumu- nualmı^tır. Bunlarsırasıyladevktçi.top- lumcu vebireyci akımlardır. İkınci Dün- ya Savaşı'ndan sonra toplumlarda ege- men olan düşünce devletçılik anlayı^ı ol- mu^ \ e toplumu olusturan bireykr gene- lınde. devlet için bir şeyler yapmayı gö- rev edmmışkrdi Bu akım 196O'lı yılla- bu akımın yerini. bireylerin sadece ken- dilenni düşündükkri neo-liberal düşün- cenin yaygınhk kazanmaya başladığını ve 198Q'li yıllara damgasını vurduğunu görmekteyiz. Bu dü^ünce sonucu birey- lerin sadece kenditeri için bir şeyler yap- maya çahştıkları; ulusal devkt kavramı- nın eskidiği ve yerine küreselkşmenin yerkştiği; toplumcu düşüncenin ise tari- hin tozlu sayfalan arasında kaldtğı ileri sürülmüştÜT. Dünyada görülen bu geliş- mekr. kaçınılmaz olarak Türkiye'de de yansımasını bulmuş ve bir zamanlann toplumcudüşüncesine sahip birc,okkim- se. bugün bireysclci düşüncenin temsıl- cisi kesiimiştir Günümüzde egemen olduğu görülen neo-liberal düsiince. ozünü klasik libera- lizmden almakta ve anarşi&t, realist ve minimalist eğilimkri içermektedir. Kla- sik liberatizm, bireysel özgürlükkre ve mülkiyet hakkına dayanmaktadır. Libe- raller, insanın doğası gereği sahıp olma- sı gereken özgürlüğün. insan türüyle ve insanın ortaklas,a yaptığı tarıhle bir ara- da bulunduğu gerçeğinı gözardı etmek- te ve özgürlüğü. kişinin kendi baştna buyruk olacağı bireysel baza ındırge- mektedirler. Lıberal demokrası bir radi- ka!b«re\cfflikideolojisi\arattıgı için. hem özel. hem de tüzel kişiierce sahip olunan Özel mülkiyet fikrine. şiddeth bir şekil- de gereksinim duyar. Özel vaş.arn. bazı- ları ıçin güvence altına ahnır. takat her- kesın katılabikcegi kamusal yaşam ola- naksızdurumageltr Lıberalizmkendini. eşitsızlikk tanımlanan toplumsal yapı- lara adarken tutarlı bir dağıhmcı adakt duygusundan uzak durmak zorunda ka- lır (Barber B . s 150). Toplumadayattı- ğı eşitsizlıği haklı göstermek için serbest piyasa kavramına gereksinim duyar. Çünkü. gelir dağılımmda adaleti sağla- mak için yapılan müdahalelerin, piyasa- nın kaynak dağılımı için verdigi sinyal- lerin çalışmasını ve en yetkin üyekrin ortaya çıkmasını enaelkdiöıni ileri sürer (Hayek. 1944). Liberalızmbir yandan doğal hukuk an- lammda bireyin özgüdüğünü sasunur- ken, öbür vandan devleti, bu özaürlük haklannı savunma işiyle görev lendirır. Bir yandan devktin ekonomiye müda- halesinin minimuma indirgenmesi ge- reklıliğiüzerindedururken, öbür yandan da özel sektöre teşviklerin sürdürülme- smi ister (bkz. TÜSİAD. 1995). Çünkü rıeo-liberalizmin anladığı özgürlük. si- yasal özgürlükten çok ekonomik özgür- İüktür. Neo-liberal politikalar ABD'de Re- agan, lngiUere'de Thatcher döneminde uygulanmay a konulmuşve Reaganizm ve Thatcherizm olarak adlandmlmıştır. Benzer politikalar. İMF veDünya Banka- sı denetimindetüm gelişmekte olan ülke- kre küreselle^menin otmazsa oltnaz ko- şulu olarak dayatılmtştır. Detnokrasinin ge^ınediğibuülkelerde.sKasalözgüriü- ğü, bire>sel özgürlüğün gerekli bir tiğesi olarakgörmeyen neo-liberal dü^ünce,ka- çınılmaz olarak baskıcı rejimkre yol aç- mıştır. Toplumsal bir varlık olan insanı top- lumdan soyutlayarak. bireyselliğı ön pla- na çıkaran neo-liberal dü^ünce. toplum- sal sorunların çözümünü de bireysel ba- za indirgemi^tir. Kamusal ve yan kanıu- sal mal ve hizmetlerin özel kesimce daha etkin olarak üretilecefjni ilerisürerek. bir yandan özelleştirme çalı^malannı başla- tan.öte\andan da işsiztiğin artmasına.ge- lir dağılımının bozulmasına ve toplumda sosval adaletin ortadan kalkmasına ne- den olan politikaları öneren neo-liberal. neo-fa^istve köktendinci akımlanngeüş- mesi için uygun ortamı yaratmıştır. Hkj şüphesiz bu gelişmede sol kesimdeki da- ğınıklığın ve programsızlığın da önemli bir katkısı vardu". Ekonomik ve toplum- sal sorunlan ile yalnız başma bırakılan bireyin içinde bulunduğu çıkmazda çö- züm olarak ırk ya da din bağlannı öne sü- ren faşist ya da köktendinci akımlar. gi- derek bütün dünyada güçlenmektedir. Bu ABD'de aynı parti çatısı altında oluşur- ken (Kirkland Jr. 1995i, ülkemizde seçim ittifakı biçiminde kendini göstermekte- dır. Dünya ve ülkemizdekı gelts,mekri dogru değerkndirip gerçeği görmezsek. görmezden gelirsek. görüp de üstüne gıt- mezsek, yapılması gerekeni başkasının yapmasını bekkrsek. bir sabah güneş. başkabirTürkiye'nin. degişikbirTürki- ye'nın üstüne dogar (Göksel. 1995). Bu nedenk. kişisel kaygılardan annıp, so- runlara toplumsal çözüm üretmek zorun- da olduğumuzun bilincine varmamız ve buna uygun davranışlarda bulunmamız gerekmektedir. Kaşnakça. 1) Barber B Güçlü Demokrasi. Ayrıntı Yayınlan. Istanbul !W5. 2) Hayek F The Road to Serfdom. Univer- sit% of Chıcaao Press, Chıcago. 1944. '3) TÜSİAD. Optimal De\ let. lstanbul 1 >»5. 4ı Kirkland Jr. R.l. "Today's GOP. The Partv's Over for Big Business" Fortunc. Feb- ruarv 6. 1>W5 5) Göksel H A. "Teokratik Faşizm" Cum- huriyet gazetesi. 26.07.19^5 ARADA BİR Doç. Dr. NUR ALK1Ş Mimar Sinan Üniv. Eğitim Bilimleh Böfümü Kafkas Kaması GibiHer şeyı tüketıyoruz: Yiyeceğt. ıçeceği. suyu, havayı... Toplumsal değişmedir adı, pek nereden estığı belli olmaz. Eser eser de alır götürür. götürur de getirdikleri götürdük- lerinden farkh olur Toplumsal değişmedir adı, kolaysadur- dur... Irmağın yatağı değışır, ama o da olsa olsa planla, programla'... Tüm dünyayı sarmış bir tiortum, yeri gö^ü sarmalamış, yerinden oynatır dünyayı da; arna biz uyuruz. Kaptırmışız yakamızı siyasete. spora. reklama. cinsellığe. iki yakamız bir araya gelmıyor. Tüketim çızgisi bu. Bir yer ekseni gibi. dünyayı tam or- tadan yanp geçtyor. Politıkayı da yanyor. dını de. her şeyi. Insanlığın bileşke noktası bu, kurtulan pek yok bu eksen- den. Ama etkisini denetim altına alan var. ırmağa yol ve- ren de... iki yanı keskin bir bıçak bu, Kafkas kaması gibi bir şey. Hiç Kurtuluşu yok, iki yanı da keser. Çektin mi bir kez. girmez kınına, ya kendini kesersın. ya düşmanını. Kes- mezsen toplum keser seni. Tüketsen birtürlü. tüketmesen başka türlü. Tüketimi Kafkas kaması kılan etmenlerin en başında medya var: mal tüketiyoruz, hizmet tüketiyoruz... Neden o müziktürünütükettiğımızı bilmeden. çoğunlukla bunu dü- şünmeye gerek bile duymadan... Bir duşunsek, hangi mü- ziğin bızı nasıl bir kalıba dökeceğinı de çıkartabilinz. gete- cek kuşaklara bırakacak kalıtı da... Bız ne kadar düşün- meden dinliyorsak. ne idüğü belli olmaz müzikler de tüke- tıle tüketile sarmalıyor bizi. Bir kötü ur örneği. çoğalıyor da çoğalıyor. Sonra da ameliyat bile para etmıyor. Zevk tüke- tiyoruz.. öylesine ki, önceleri zevk verenler artık zevk ver- mezoluyor. Eski bayramlar diyoruz. Tadı damaöımızda ço- cukluk şekerlen... Çeşit çesit'çok şeker çıksa da vermiyor horoz/unun fadını. Salatada ya sirke olur. ya limon. Türk damağında. Şimdi ıkisi bir arada. Yeni salatalara alışama- yışıma yeni yetmeler şakayla bakıyor. Bir de konserveler var, oysa nerde o canım yaprak sarmaları. çerkeztavukla- n. Dokunmasıyla içimizi tıtreten eşlerimiz. zaman geliyor, bir buz kalıbı oluveriyor. Nasıl oluyorsa? Sonra gelsin cin- sel tüketim araçlan. Tutar mı ki biıiikte dinlenen bir ince in- ce, duygulu müziğin yerini? Gül esansıyla yapılan. ama ö2ünden kilometrelerce uzak Fransız partumlen... Her ta- raf koku: Burnumuzu incecik yasemin kokulannı alamaz hale getiren kokular. yok ev kokulan. araba kokulan... Tükenen çam kokulannı yaban elterde kavanozlayıp sa- tıyorlarmış diye duydum: Bilrnem doğru. bilmem öykü. Do- ğayı da tüketiyoruz. Uzayda birileri varsa rezıl olacağız. dünyanın çevresi de bir çöplük! Adaletı aşındınyoruz. Güçlünün hep haklı olduğu bir sis- femi getıriverip onu adalet sayıyoruz, sonra da ne yapa- lırn. dünya degişiyor. diyoruz. Doga da topluma benziyor, güçlü olan yaşar. Kendimiz zayıf düşmeye yüz tuttuk mu hemen adaletle oynuyoruz. Muhalefetin birbölümü hemen seçim diyor (hemen mi, değil mi tartışması ayrı). hayır, son- ra diyoruz. Koşullar bir degişiyor, daha dün olmaz dediği- mize koltuk pahasına olur çekiyoruz. Bir de üstüne vatan. millet cilası çektik mi... Kat kat olmuş gerdan örneği kıvır da kıvır. Korkuları yiyoruz bir bir. Dostluklan. Dost dedikle- rimizi post kılıp ne olacak canım, bizde dost edinme gücü var ya bir daha dost ediniyoruz! Sonra moda edimyoruz, psikoloğa gitmeyi. Bu kadar tüketılen değer, ınanç, sevgi, mutluluk. umuttan sonra ne denge kalıyor. ne de yeni bir dengeye kucak açacak dengesızlık. Bir karmasa ortasın- da psikolog koltuğu tüketiyoruz. Her şeyi tüketiyoruz. Bu ara dünya d/ni tüketiyor. Değer- ler, erdem. ahlak. mutluluk, umutlar gidince, açınca hor- tum kucağını tutunacak bir dal o kalıyor. Ülkemizde de la- iklik kaygısı sürüyor. Ama gözden kaçan önemli bir nokta var burada, laiklikkarşıtı olanlar da say/ianlan tüketiyor. Her kesimin birleştiği çizgi bu, bir eksen bu, seni deler geçer de öbürünü delmez mi? Çarşaflar tükeniyor. ibrikler, de- ğiştirilip duran hoca kapıları aşınıyor, Bir aşınma bu; top- rağın bu yakası kayıyorsa öteki yakası da kayıyor. Türkçe- miz, güzelim Türkçemizi de tüketiyoruz. Krt akıllıların, bil- giçierın dilinde yabancı sözcükler tümen tümen.. En acısı da geleceği tüketiyoruz. geçmişi çerez yapıyoruz rakı sof- ramıza, şımdiyi de su!.. Bir sarhoşiuk sardı bizi. Üretme- den tüketmenin sarhoşluğu! Sözün kısası ülkemiz için bir genel politika saptamak, ırmağa yeni bir yatak açmak zo- rundayız. Her gelenin uygulaması gereken. zor değişır ku- rallarımız olmalı. Toplumsal değışmeye dur demek müm- kün olmadığına göre, çekilmişse kınından Kafkas kaması, yaban elleri kessin. Küba'dan îzlenimler KAMER GENÇ TBMM Başkan K üba halkı. Marksist-Leninist kül- türü gerçekboyutlan ile özümse- miî ve bunu yaşatmak için en bi- linçlidırenci göstermektedir. Bu hususu daha Meksikanın Can- cun Havaalanı'nda Küba'ya ait uçağa binerken görmek mümkündür Uçağa bi- nerken hiçbir ayınm yok. Isteyen istediği yere oturur.. öyk makam sahıplerine aynlmıs, yerbu- lamazsınız. lnsanlar arasında eşitlik her yerde seçılmektedir. İnsanlann deri renkkri ayrıma ne- den olmamaktadır. Küba. tropikal iklimın sağladığı çok güzel bir dogaya sahip. Sanayinin gelişmemiş olması do- layısıyla çevre kirlıliği olmay an. denizleri \ e ku- mu pınl pınl. gerçekten insanı manen çok din- kndiren bir güzelligi var. Cadde ve sokaklan da çok temiz. Ancak sık sık sağanak yagmur yağ- dığından büyük su bırikintikri olmakta. Bu du- rum yalnız yayaların değil. arabaların hareketk- rini de engellemektedir. Küba halkı başlangıçta sömürgecılige kar^ı sa- vas,mıs,, bu suretle bağımsızhğını kazanmı^tır Bagımsızlık savas.ını \ eren ve kazanan Jose Mar- ri milli bir kahramanları olarak halk arasında çok büyük ve saygın bir yere sahip kişiligini koru- maktadır 196O'lı yıllarda ıse Casrro,CheGuevara.Mon- tane gibi liderkrin önderlığinde baştatılan silah- lı devrim mücadelesi başarı ile sonuçlanmış ve Küba 1960'tan hibaren Marksist bir yönetimk Vekili yönetilmektedir. Bu tarihten itibaren de Küba üzerinde sıkı bir Amerikan ambargo^u bulun- maktadır. Ambargo. ülkede büyük sıkıntı yarat- mıijiır. Ancak halk. bu ambargoya kars.\ bilinçli bir direnış göstermektedir. Ülkede çözüme ulas,tınlan en önemli sorun, sağlık sorunudur. 216 kişi bir doktora baglan- mıs.tır. Hasta. önce bağlı olduğu doktora gitmek- te. ondan sonra hastahğın ağırhğına ve tedavi bi- çimıne göre ılçe. ıl ya da ana merkezkrdeki has- tanelere göndenlmektedir. 199? yıhndan itibaren Küba'da halkın yaban- cı para taşımasına ızin \erilmii5 \e piyasada do- larla serbest ahşveris, yapılmaya ba^lanılmıs.tır. Ayrıca son zamanlarda. katı devletçılikten vaz- geçilerek piyasa ekonomisine dönüs. baş.lamıs. bulunmaktadır. Küba. uzun süre Sovyetler Birliği ile aynı blok- ta yer aldığından Sovyetler Birliği'nin büv ük yar- dunlanna mazhar olmuş. hatta kıs.ı bas.ına yılda 40 dolar yardım vapılmiij. Sovyetler rejiminın çöknıesi sonucu ülke büyük sıkıntıya diHnıü^; Küba yı ziyaretimiz sırasında parlamentoda ka- bul edıkn bir yasa ile milli eğitim, sağlık ve mil- li güvenlik konulan dış,tnda kalan alanlar. yaban- cı sermayeve açık hale getirılmis,tir. Bütün bu açılımlar. rejımden önemli dönüşkr ohnakla bir- Ukte. Kübalılara göre bunlar. Marksist-Leninist rejimden dönüij deg.il, rejiminbir zaferi olarak ni- tekndinlmektedir. Küba'da kaldığımız beş gün zarfında. sokak- larda gezen insanlar tertemizdi, pejmürde kıhk- lı diknci türünde hiç kimseye rastlamadık. însan- lan. iklimi gibi sıcakkanlı ve cana yakın kişikr, Devkt büyüklerinin sokaklarda resmine rastla- yamazsınız. Jose Marti ile Che Guevara dıştnda. Küba devnminden sonra ülkede bir milyondan fazla zengın ınsan. yundışına kaçmış. çogu da Amerika'da yerleşmiş. Bu zenginlerin mallanna dev let el koymuş. ancak troptkal iklimin binalar- da yaptığı aşındırmalar onarılmadığı için şehir- ler terk edilmis ya da saldınya uğramış görüntü- kr vermektedir. Küba'da bir tek siyasal parti bulunmaktadır. Bu partinin 915 bin üyesi var. Genel merkezinde 350 kis,i çalts,maktadır. Par- ti üyesi olmak için öncelikle ilgilinin. çalıştığı ku- rumda yapılacak seçimi kazanması gerekmekte- dir. Bu seçımde egemen olan ölçütler. en çalıs,- kanlık. en dürüstlük, en zekilik \e en yetenekli- liktir Ambargo. Küba'da büyük sıkıntı yarattığın- dan. halk ve devlet yöneticilen. Amerika'ya kar- s.ı. büyük kin beslemektedirler. Türkıye de Ame- nka'nın müttefiki olduğu için Türkiye'ye de pek sıcak bakmamaktadırlar. Sovyetler Birliği"ndeki rejimm çöküs. nedeni- ni devrimin liderlerinden \e halen Gastro'nun yardımcısı Montane'ye sorduğumda. kendisi u Son zamanlardaki SO\A et De\let Başkanlan 70 yaşın üzerindeydi ve 6'şar ay ara ile cenazelerine gjdiv'orduk.Burejimiçökerttrdemişti.Haklıhk payı yüksekti bana göre. Kendisıni yenilemeyen rejim çökmeye mahkûTndur, ÎFSAK"KamuYarannaDernek" Olmalı 1 55 yılhk bir geçmişi bulunan genç sanat dah "fototraf", 1839yılmda Fransa'da bulunmuş ve çok kısa bir süre içinde tüm dünyaya yayılmıjtı. Ertesi yıl ilk fotoğraf yayını Fransa'da yayımlanırken ilk fotoğraf derneklen de kurulmaya basladı. Fotoğrafın bulunması. ressamlar arasında bir panık yaratırken Kırım Savaşı nda çekılen görüntükr. basında kuHanılan ilk fotoğraflardı. Ancak ülkemizde fotoğraf derneklenmızın geçmişine baktığımızda, bu kadar eski\e uzanan bir sürecm ya>anmadığı görülür. Clkemızde ilk fotoğraf kurumla^ması 1^50'de ŞinasiBarutçunun önderliğınde kurulan TAFK'tır (Türkiye Amatör Foto Kulübü». TÂFK'ı 1^59 yılında İFSAK (lstanbul Fotoğraf ve Sınema Amatörlen Derneğıi ve 1966 yılında adı pek duyulmayan TFSAK (Türkıye Fotoğraî ve Sinema Amatörlen Kulübü) izler. İFSAK' ın kurucusu Nurerttn Erkılıç, ölümünden (1983)birkaç ay önce vazdığı bir mektupta İFSAK'ın kuruluşunu şöyle anlatmaktadır; ^Türkive'deki amatör fotoğrafçılıgın içine düştüğü zor bir ortamın sonucu olarak Utanbul'da da bir fotoğraf kulübünün kumlması gerektigine inandım. derekli araştirma çalışmalan yapmaya başladım. Önceleri olumlu bir sonu^ aldığımı maalesef söyleyemem. Kar^ıma birçok engel çıktı. Fotoğraf amatörü olan >a da olmayan arkadaşlanmia i^biriiği yaptım. Erenkö\ "de oturan bir arkadaşımızın evini merkez olarak göstererek 'Erenköv Amatör Foto Kulübü' adıylayasal isk'nılcn.' başladık. \\lıklarımınn birleştirilmesiyle parasal olanak sağladık. Yaptıgımızı işi desteklevenkrin bü\ük bir çogunluğu amatör fot^rafçı olma>an. yaptığımu i'şin ciddiyetine inanmış kinısıkrdi. 'Erenköy Amatör Foto Kulübü''ile'tFSAK" bir bütün." (Seyit Ali Ak- İFSAK Fotoğraf Yıllığı- 1986) İlk fotoğraf sergisını 1960 yılında Galatasaray Lisesı'nde açan kulüp. 1962 yılında etkinliklerini yaygmlaştırmak amacıyla adını "lstanbul Fotoğraf >e Sinema Amatörleri Dernegi '" kısaca ~lFSAK"olarak deâiştırdi. İlk uluslararası ılişkısini VDAD "Federal Almama Fotoğraf Birlikleri Federasyonu" ile kuran dernek. bugüne kadar düzenledıği 6 uluslararası yanşmada. Türk fotoğrafının. yabancı fotoğraf dünyasında tanışmasını sağlamıştır. 1974- 19S6 yılları arasında düzenknen 9 ulusal yanşmalara ise 1118 fotoğrafçı 4287 eserle katılmıştır. Bir üst fotoğraf kuruluşu olan u FlAP"ın (Uluslararası Fotoğraf Sanatı Federasyonu) iki yıldabir ayn ülkelerde düzenledigı. ülkelerin takım halınde yanştığı -Renkli Baskı BknaPı 1984 yılında Türkıye'de İFSAK tarafından gerçekkşmişti. Fotoğraf sanatının Türkiye'de \ay£inlas.masını temel'hedefaİan İFSAK. fotoğraf üıetıminın artması. yeni fotoğrafçılann yetişmesı \ e fotoğrafın gereken savgınlığım sağlama amacıyla çaba göstermektedir. Yurüçınde çeşitli nedenierle yok olan defierler ve doğal güzellıkkr için tanıtım ve belgekme amacıyla düzenlı fotoğraf çekım gezilerı düzeniemektedir. İFSAK üyelerinin düzenledıği konulu ve karma seraıkr ülkemizın birçok kentinde. kasabasında hatta fabnka köşekrinde sergılenmiştir. Fotoğraf sanatına ılgı duyan ve bir birikime sahip olmayanlar için IFSAK, 79 dönemdır her yıl yakla^ık 600 kişıye, uzmanlaşmış egirmenlerı ile iki ay süren eğitim seminerkrı vermektedir. Daha pek çok hizmet ve etkinliği sayılabilir. Bu yıl düzenleyeceği *\\.Fotoğraf Günleri" kapsamındaki aösteri. sergi ve panellerk birçok fotoğraf sanatçısının ıs.lerını Türk kûltürûne sunacaktır. İFSAK'ın amacı fotoğraf sanatını pek çok sanat dalının en büyük açmazlanndan bin olan dar bir çerçeve içinde kalmaktan kurtarmak ve topluma mal etmektır. Türk fotoğrafinda bunca işlev. şüphesiz ülkemizde bulunan fotoğraf derneklen ve kışisel çabalarla gerçekleşmektedir. Ancak bunca hareketin ardında bir de devlet desteği bulunmaktadır. Kültür Bakanlığf nsn iki yılda bir tekrarladığı ulusal fotoğraf yanşmalanndakı ödülkrk. sanaıçılann güçlenmesini ve yönlenmelerinı sağlamıştır. Eserler. Kültür Bakanlığı gaknkrınde sergiknirken kataloglarla belgelenmektedır. Son yıllarda Kültür Bakanlığı yayınlan arasında fotoğraf albümlen de yer almaya baslamıştır. Demek. sanatçı, kamu üçgeni içinde. İFSAK 1992 yılında düzenkdiği dosya ile Bakanlar Kurulu'na Kamu Yaranna Demek olma ıstemınde bulunmuştu. Dosya birçok bakan tarafından ıncelenmis.. ancak henüz olumlu olarak değerlendinlememiştir. Füli olarak kamu yaranna çalışan ve üye ödentilerinden başka bir gelirı olmayan derneğin "kamu yaranna dernek'" sayılması çok temel iki sorunu çözecektir. Bağış alabilme ve konut sorunu. Geçen yıllarda İFSAK'la aynı statüde bulunan Ânkara Fotoğraf Sanatı Derneği (AFSAD) bas.\ uruda bulunarak kamu yaranna dernek olma hakkını kazanmıştı. lstanbul'da bulunan bir başka fotoğraf demeği de başvuruda bulunmuş, böylelıkle ülkemizde "Türk Fotoğraf Federasyonu"nun kurulması ıçin ginşımkr ba^layacaktır. Türk kültürüne ve tstanbullu fotoğraf sanatçıları ve fotoğrafa gönül veren 36 vıllık kültür kurumu İFSAK"ın bir an önee kamu varanna dernek olması başta İFSAK üyelerinin ve sanat dünyasmm dikğidir. Alberto Modiano Fotoğraf Yazaa'İFSAK Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı PENCERE Bir Kişi... MHP Genel Başkanı Alparslan Türkeş, bekien- medik bir açıklama yaptr. "MHP, erken genel seçimlere hiçbir siyasi partiy- le ittifak yapmaksızın katlacaktır." Önemli bir açıklamadır bu; ülkenin geleceğini et- kileyecek ipuçlannı içeriğinde taşımaktadır. • DYP-MHP ittifakının çekirdeğinde "şoven sağ" ile "merkez sağ "ın buluşması yatıyordu. "Amerika-Anadolu-Orîa Asya" ekseninde gelişe- bilecek işbirliğinin itici gücü, PKK'nin körüklemesiy- le yükselen Türkçülük devinimiydi. Çiller ittifakfa kendisinin 2000 yılına değin gelece- ğini görmek istiyordu. ANAP telaşa düşmüştü. Mesut Yılmaz -ister istemez- kendi sağındaki sağla ittifak aranışına geçmişfi. İki merkez sağ partinin, aşın sağ kutuplann çekim gücü içine girmelerinin anlamı neydi?.. • Türkeş, Çiller'den neden vazgeçti'?.. Tansu Hanım'ı güvenilmez mi buldu?.. YoksaÇiller'in sırtındaki kirli yükü paylaşmanın be- delini ödemek mi istemedi?.. Bölge barajlannm kaldınldığına ilişkin Anayasa Mahkemesi karan mı onceden Türkeş'e sızdınldı? MHP tabanından gelen tepkiler mi Alparslan Tür- keş'i bir dönüşe zortadı?.. Çiller'in sırtında kirli bir yük var; bakan koltuğun- da otururken Amerika'ya yatırım yapıyor; malvar- lığının hesabını veremiyor; döviz zengini; vergi kaç- kını. Seçim kampanyalarında, Çiller'in sırtındaki kîrli yükten MHP de payını almayacak mıydı?.. Türkeş, DYP'den neden uzaklaştı?.. • Gerekçe ne olursa olsun, ittifakın bozulması önem- li bir olaydır. Türkiye, dümenı laçkalaşmış, direği kırılmtş, maki- ne dairesini su basmış bir gemi gibi sürüklenip gidi- yor; erken genel seçim, ülkenin kendi kendisıni to- parlaması için yararlı bir adım olabilir. Ülkenin başında bugün ne yapacağını bilmez bir Başbakan var. Öyle dönemler olur ki bir tek kişinin güvenilir kim- liği. toplumda durulma sağlayabiiir. Seçimden sonra büyük olasılıkla kurulacak koalis- yonda, Türkiye, hoplayıp zıplayan; devlet nedir, ta- rih nedir, bilmeyen; dünyayı kendisine sözde hayran bırakan; medyatik yaşamı ciddi devlet yönetiminin önünde tutan, sabah akşam büyük düşlemlerin pe- şinde koşan Çiller'den kurtulursa rahat bir soluk ala- bilir. Bir tek kişi... Ama güvenilir bir kişi... Seçimden sonra parlamentoyu dolduracak yeter- li partilerin anlaşmasıyla Başbakanlık koltuğuna otu- racak aklı başında bir kişi. zıvanadan çıkmış yaşamı dinginleştirebilir. • Sol kendi içinde bütünleşebilseydi, bu tarihsel tır- satı kullanabilirdi. Çünkü büyük sermayenin gücü ikiye çatlamış, DYP ile ANAP arasında bölünmüştü. 1980'liyıllardan bu yana solun kaçırdığı fırsat sorumiuluk hanesine yazılacak... Türkiye, 1995 genel seçimine demokrasiden yok- sun bir düzenle giriyor... 2000'e dönük umutlarımız nasıl?.. Sol bütünleşemezse, ülke 2000 yılına da demok- rasiden yoksunlukla girecektir. 20 Kasım 1979 günü karanlık odaklann tetikçikri tarafından alçakça katledilen ve katılkrinin bulunması için görevlikrce bugüne değin hiçbir ciddi çaba harcanmayan Prof. Dr. İIMİT DOĞÂNAY'ı, yitiri^imizin 16'ncı yıldönütnünde özlemle ve sevgıyk anıyoruz. DOSTLARl Romanlarınız ve ansiklopedileriniz yerinizden almır. Tel.: 554 08 04 ÇAĞDAŞ YAŞAMI DESTEKLEME DERNEĞt sizlerle. ülkemiz içm yapılabilecekleri görüşmek \stiyor. Tel.: 275 50 82 ALAADDINHOTEL•••• İncekurn Alaaddin Hotel, Türkiye'nin yeşil turizm beldesi Antalya'tun Alanya ilçesi Avsallar kasabasında Akdeniz'in berrak kıyvlannda huzur, spor, eglence dolu bir ortama sahipür. Anialya Havaalam'na 98 km. uzakhkta olan İncekum Alaaddin Hotel 232 oda, 500 yatak kapasitelidir. Yıhn 500 gününün gûneşli geçüği ve deniz sezonunun 8 ay sürdüğü Akdeniz'in bu şirin yöresindeki otelimi- zin odalan ile tüm kapah alanlan merkezi ısttma, soğutma ve havalandırma sistemi ile donaülmışür. Özel banyolu odalanmız otomatik telefon, 4 kanal müzik yayını, uydu yayın TV sistenü ile oteümiz uülde evinizi aratmayacaktır. İncekum Alaaddin Hotelde aynca açık ve kapah barlar, sauna, kondisyon merkezi. disco, 2 yüzme havuzu, özel plaj alanı, iskele, su sporlan merkezi, tenis kortu bulunmaktadır. Otelimiz 150 kişilik simültane çeviri sistemi toplanu salonu, 500 kişiük restoran, alakart restoran, pasta salo nu, televizyon salonu, oyun odası, alışveriş mağa2aları, ve manzara lera&lan ile unutamayacağmızbir tatil surı maktadır. İncekum Alaaddin Hotel'in mutfak ustalan da gecemüziği eşliğinde zengjn açık büfeleri ile Türk yemekleri nin lezzeüni sizlere bir kez daha tattıracakur. Yılba^ına kadar çok özel fiyatlar. 1 hatta yanm pansi>on: 5.250.000 TL. ALAADDİN OTEL • • * • Rezervasyon için: 10242)517 1491 (6 hat) tncekum-ALANYA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle