Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 2 EKİM 1995 PA2ARTESİ
OLAYLAR VE GORUŞLER
Yeni Ders Yılı Başlarken Universite...Çırkın polıtıkacı ıçın onemlı olan bılınçsız vatandaş kesımıne
"universite dıplomasf'adı altında e\rensel değen olmayan
birer kâğıt parçası vermektır Bunun dın tıcaretınden daha
küçuk bır "suç"olduğu savunulamaz
Prof. Dr. SÜMER GÜREL MSÜ
G
erçek anlamda '•universi-
te'" kavramının özune do-
la> ısıvla "unıversıteB'" bı-
reyın sahıp olma>ı gere-
ken nıtelıklenn açınımına
eğıldığımızde durumun
"ciddiveti" ve "vahameti" ortaya çık-
maktadır Bu bağlamda ben kendı payı-
ma duşenı, yenı bır durum değerlendır-
mesı yaptığımda akademık vaşamımın
38 yılınabaşlayacağımşugunlerde rah-
metlı Nadir Nadi'nın unlu "Ben Ataturk-
çü Degüim'" ıronısıne koşut olarak "Ben
Universiteli DeğJBm" demeyı yeğlıyo-
rum Neden mı7
Universite sözcuğunun kokenınde (uru-
verse = evren) taşıdığı anlam açısından
"evrenseT bır olgu olmak durumundadır
Soz konusu evrensellık ışlevsel oiarak
"araştırmalar yoluyla bilgı uretılen ve bu
bilgilenn insanlık yaran için kullanıldığı
ortamdır" bıçımınde tanımlanmaktadır
Boylesı bır "ortam" ınsansız duşunule-
meyeceğıne gore oğrencı, oğretıcı ve yo-
netıcı oğelerden oluşan ınsan boyutu ünı-
versıte olgusunun ozüdur
Bıçımsel boyut ıse oğrenıme ılışkın
kolaylık ve avandanlıklar(kıtaptan labo-
ratuvar malzemelenne oradan da tüm
teknık donanıma uzanan şeyler ) ıle on-
lan ıçeren uygun mekanlar, yanı tızıksel
çevredır Bu ıîcı bo> uta ek olarak kurum-
sallığın getırdığı kural \e torelen de unut-
mamak gerekır Onlan da sade deyışle bır
ünıversıtenın sahıp olması gereken mını-
mum fakulte sayısı, turlen öğrenımı tum
katmanlan ıle -lısans yuksek lısans, dok-
tora v s - yurutebılecek nıcelık \ e nıtelık-
tekı ınsan gucunun evrensel standartlara
uygunluğuvb olarak açıklayabılınz An-
cak bu kısa >azının -\e yazannın- ama-
cı, tartışmayı bu yonde açmak değıldır
Amaç.başlıktakı ıkı soruyugerçekten
uygarca bır sorumluluk ıçınde kendımı-
ze sorarak nesnel yanıt aramaktır Oyle
yapınca da >anıt "Ben Universiteli Degi-
lim" olmaktadır tşte kanıtlan
•Benım unıversıtemdekı tum bıreyler
duşunce \e düşuncelennı yazılı va da
sozlu (gıderek gorsel) > ol lardan kamuya
aktarma özgurlüğune sahıp mıdır9
Benım unıversıtemdekı akademık bı-
reyler (saptanan olçütler çerçev esınde ka-
bul edılmesı kesın bıle olsa) duşûnduk-
len her turlu bılımsel araştırmayı yapa-
bilecek olanaklara s>ahıp mıdırler'7
Baş-
ka bır deyışle, "unrversitelenmiz'' bınn-
cıl ışlevlen (oğrenımden de once gelen
v e oğrenıme bı Igı malzemesı hazırlamak
demek olan) araştırmaya ne denlı onem
\ e oncelık \ ermektedırler7
Sonuclan za-
man zaman evrensel duzeydekı karşılaş-
tırmalı yayımlarda utanç ve uzuntu ıle
ızlemektevız
•Unıversıtelenmızde "akd"oğesı tum
davTanış ve duşunuş kurgusunda "inanç"
oğesının onunde rutulmakta mıdır' Bu so-
runun yanıtı unnersıte denılen ortamın
ne denlı laık bır yapıya sahıp olduğunu
gosterecektır
•Unıversıtelenmızdebıre>lerarasıılış-
kılerde (oğrencı-oğretıcı-yonetıcı) genel
goruntu ne denlı "demokrank'1
tır1
Daha
sade bır anlatımlabu ılışkılerde '"nesnel-
lik" boyutu "dznellik'" boyutuna egemen
mıdır° \oksa akademık ve yonetsel ışler ış-
levler çıkar ılışkılen onde tutularak ast-
ust korkusu ıçınde mı jurumektedır7
Bu kanıtlar boylece uzar gıder, ama
bız bır başka onemlı hususa geçerek go-
ruşlenmızı toparlamavaçalışalım \OK
donemı olarak adlandınlan 1980 sonra-
sı unıversıtelerdekı refoım (') uygulama-
lan, esasen belırlı evrensel nıtelık sorun-
lan olan unı\ ersıte y aşamını daha da cıd-
dı sorunlara boğmuştur
Yukandakı (vanıtlannın olumsuzluğu
tartışılamavacak kadar) kesın kanıtlara
ek olarak refoım adına yapılanlann ünı-
versıtenın tüm bılım dallanndakı oğrenım
sureçlennı bırer "yüksek mesleki okul
eğitinı1
' anlayışına donuşturduğu ıçın açık
seçık ortadadır Askenbırdarbenın(rast-
lantısal olmavan) uzantısı nıtelığınde ve
"vatan sathında, her ycrdeki üniversite-
lerde hakça bir eşitlik sağlama"" gıbı ha-
ması bır soylem ıle eğıtım programlan (öğ-
renım duzenı ya da sıstemı değıl) ozdeş-
leştınlmıştır Yüzeysel bakıldığında sa-
vunulası bır goruş gıbı gorunen ucuz o>
avcılanna malzeme olan bu goruş, ulke-
nınaltveustyapısalkurumlan açısından
ıncelendığınde cıddı bır suç oğesı ıçermek-
tedır
Bugun YÖK yetkılılennın bıle karşı
koymaya çalıştığı her ıle bır universite
vaadı ve uygulamasının (ıl olan ılçeler de
nasıplennı alabılırler) kokenınde soz ko-
nusu suçun yenı ıcra boyutlan yatmakta-
dır
Çunku çırkın polıtıkacı ıçın onemlı
olan bılınçsız vatandaş kesımıne "univer-
site diploması" adı altında evrensel dcğe-
n olmayan bırer kağıt parçası vermektır
Bunun dın tıcaretınden daha kuçuk bır
"suç" olduğu savunulamaz
Ovsa yuksek (va da yuksek olmavan)
meslek okullan (tercıhan teknık ağırlık-
lı) yaygınlaştınlarak, hem ımam-hatıp lı-
selennın dengesız ve bılınçlı artışı dur-
durulur hem de ılgılı sektorlere uzman/us-
ta teknık kadro yetıştınlebılır
Bu yapılmamakta ya da yapılamamak-
tadır Işte tum bunlara sey ırcı kalıyorsam
asılo zamanabesle ıştıgal edıyorum va
da "Ben Lniversiteh" Depim" dıyorum
Bu sa\ sozde bırleşebilırsek, YOK duze-
nını YOK etmenın yolunubulup univer-
site kavramına uvan gerçek reformu ha-
zırlayabılınz
Gerçı bu kola> olmayacaktır, zıra 15 yıl-
da bır YÖK kuşağı oluşmuştur Gokku-
sağı kadar "renklT bır akaderruk kuşak-
tır bu Yanı 15 yıl oncekı genç ve YÖK'e
(şu veya bu nedenle) ınanmış kadro bu-
gün olgun profesorlenn ve gıderek en ust
duzey yonetıcılennın çoğunluğunu oluş-
turmaktadır O halde sorun kuşak soru-
nudur ve geceden sabaha çozulemez
Son bırkaç yıldır başla>an (demokra-
tık bıreylenn baskısı ıle gelışen) rektor,
gıderek dekan adaylannın oğretım kad-
rolannın oylanyla belırlenmesı eğılımı
bu yolu açacak ılk adım olabıiır Ancak
vakıf unıversıtelen donemıne gırdığımı-
ze göre savaşılması gereken bır cephe da-
ha çıkıyor demektır Tum bunlann bılın
cınde olarak geleceğın umudu öğrencı-
lenmıze başanlı bıroğrenım yılı dılıyor,
meslektaşlanma da kolay gelsın dıyo-
rum
ARADABIR
YAVUZ GÖR Emekh Elçi
Top BaşınaL
Askerlığımı topçu asteğmenı olarak yaptım Anka-
ra yoresınde, çakılı bır ağır uçaksavar bataryasında
eğıtım gorduk
Tabur komutanı bınbaşı, mesleğını lyı bılen astla-
nnı seven, sert, fakat sevecen, saygın bıraskerdı Bır
yaz gunu, bataryaya "bas/c/n"yaptı "Asteğmeni Bır
tatbıkat yaptır erlere " komutu verdı
Topçulukta bas-banton sesınız yoksa tam başa-
n sağlamak guçtur Bu asteğmen de bataryanın sa-
ğında solunda oturan ve verılmış olan sıgara mola-
sının tadını çıkaran erlere çıkarabıldığı en yuksek
tondan bır komut verdı
"Top başına
1
"
Kastamonulu Mustafa Muşlu Zekı, Ankaralı Ah-
met, Antalyalı Hüseyin ve oburlerı Bu ulke çocuk-
lan, bırden, guçlu bır elektrık çarpmasına uğramış gı-
bı yerlennden fırlayarak toplarının başına koşup ba-
taryayı bır-ıkı sanıyede atış durumuna getırdıler
Bu ış ıçın eğıtılmışlerdı, ama daha onemlısı yap-
tıkları gorevın gerektığınde ne onemlı olabıleceğının
bılıncınde olmaları ıdı Bu da yureklerındekı katıksız
yurt sevgısınden kaynaklanıyordu Bınbaşının yu-
zunde memnunluk gorur gıbı oldum
"Bu ış daha çabuk olmalı asteğmen " dedı, el.-
mısıkıpgıttı Banamadalyataktısankı Bendezıh-
nımden erlere taktım madalyaları
• • •
Bırkaç gundur kıtle ıletışım araçlarını televızyon-
lardakı haberierı, yorumlan ve oturumlan ızlıyoruz Ey-
lul goklennde kul rengı bulutlara karakalemle yazıl-
mış "hukumet bunalımı" yazılı Bu bunalımı (knzı)
kımler, nasıl çozebılır^ Bu konu bu yazının amacı de-
ğ'l
Konu şu Saya saya bıtmez tukenmez belalar var
ülkenın başında Sozcuğu kullanmamayı yeğler-
dım, ama ortalık tam bır "keşmekeş"ıçınde
Ulusu ve devletı, bu tehlıkelı vırajlarda dortnala
koşmaktan alıkoyup dızgınlerın bır an once çekılme-
sı gerekıyor Bunu yapabılmek durumunda olan kı-
şılere ve kışılıklenn tutumuna bakıyorsunuz Her bı-
nsı, Lefter Küçükandonyadis e taş çıkaracak "ça-
/;m"peşınde Kuçuk hesaplar ardında
"Sen" var, "ben" var "ö»z"yokortada
Yarın, oburgun er ya da geç bu kışıler ve bu kışi-
lıklerTurkhalkınınkarşısınaçıkıp "oy" ısteyecekler
Belkı de uyuttuklarını ya da uyuşuk sandıklan halkın
sağduyusu, bu çalım gostensmı pek lyı değerlendı-
nr Bundan hıç kuşku etmesınler Yanılırlar
Asıl trajedı, bu manzaraları goren "rıa/^"ın sandık
başından umudunu kesmesı olabıiır
• • •
Bız Ankara bayırlarında askerlık yaparken "ba-
nş "vardı
Şımdı duşman odaklan kuzeyden guneyden ba-
tıdan ve de doğudan poyrazdan ve karayelden us-
tumuze yuklenıyor
Durum boyle ve "top toaş/"yapmak anı çoktan gel-
mış ıken "murettebat" yerınden kıpırdamıyor sıga-
ralannı sondurmuyor kılını kıpırdatmıyor
Kastamonulu Mustafa ve bataryadakı arkadaşla-
n adama "yurt sevgısı "nden koskoca bır "sıfır" ve-
nr beyler
Vermıştır bıle1
Felsefe eğitimi ve öğretimi
Doç. Dr. BETÜL ÇOTUKSÖKEN îstanbul Üniversıtesi
F
elsefenın bır bılgı dalı olarak ozgul ay-
nmı. onun sorun goren. sorunlan kav -
ravan, daha açık bır deyışle varolan-
lara ılışkın her turlu bağlantıyı sorun-
laştıran yanında somutlaşmaktadır
Bu bağlamda, felsefede bır konu sı-
nırlaması voktur Ancak konulara yaklaşım aşa-
masında. bırbınnden çok farklı bıçımlerde ken-
dını sunan varolanlar arasındakı ılışkılen çozum-
lemede, bırçok farklılıklar belınr Işte bu nokta-
da. felsefe tanhı, bırbınnden farklı çozurnleme de-
nemelennın toplamıdır denebılır
Felsefenın varolanı ve varolanlar arasındakı ılış-
kılen belırleyen bır bılgı dalı olarak ıçerdığı -bır
bakıma "jçsel" denebılecek- sorunlannın yanı sı-
ra. vıne bır bılgı turu olması ustelık çok uzun za-
mandan ben de ogretılen, aktanlan. başkalannın
eğıtımınde rolu olan bırbılgı dalı olması nedenıy-
le bırçok sorunu vardır
Felsefenın dunyava. varolana bır çeşıt bakışı
sağlayan ve belkı de ınsana en yakışır, en varaşır
bır etkınlık olduğu duşunulurse, onun eğıtımı ve
oğretımı buyük bır onem kazanmaktadır Bu so-
run da felsefenın "ehşsal"
1
sorunu olarak gorule-
bılır Felsefı eğıtım nasıl bıregıtımdır
9
Bu eğıtım
bıreylerde, kışılerde, olup bıtenler arasında -he-
pımızın bır bakıma ıçınde yaşadığımız dunvada-
sorunlan gormev ı sağlayan bır eğıtımdır Sorun-
lar da ancak olaylann, fenomenlenn bılınmesıy-
le onlarhakkındasağlıklı "bügUer" edınılmesıy-
le gorulebılır tnsanın en temel yonelımı 'bflroe've
ılışkındır ışte onemlı olan bu vonelımın doğru-
lanmış gerekçelendınlmış bılgılerlebeslenmesı-
dır Insanlararası ılışkılenn ve buna bağlı olarak
sorunlann da büyuk olçude arttığı gunümuzde ne-
redeyse hıçbır şeyın gızlı, örtulu kalmaması ge-
rektığı ulkusüyle (ıdealıyle) yonlendınlen çağımız-
da -yıne de- sınırlann ıyı çızılmesı ya da belırlen-
mesı ıçın, neyın. ne kadar gerçekleştınlmesının bı-
reylenn yarannaolacağının saptanabılmesı ıçın fel-
sefeye, felsefe eğıtımıne her zamankınden çok
gereksınımımız var gıbı gorunuyor Ama tek tek
kışılenn çoğun raslantıya bağlı olarak bu egıtım-
den pay alması hıç mı hıç yeterlı değıldır Ozel-
lıkle toplumsal kurumlann oluşumu sırasında boy-
le bır eğıtım ulkusune yer venlmelı kı ınsanlar, tek
kışıler adeta dogal olarak bu eğıtımı ozlenne ge-
çırebılme şansına sahıp olsunlar
Ote yandan felsefe oğretımının nasıl olması ge-
rektığı de buyuk bır sorun alanı olarak belırmek-
tedır Felsefı bılgı kıme nasıl hangı araçla. kım-
ler tarafından venlmelıdır
7
Felsefı eğıtımle felse-
fe oğretımı arasındakı ılışkılernelerdır
1
' Bu soru-
larda dıle gelen sorunlar Sofıstlerden gunumuze.
felsefeyle yapıcı, yaratıcı ya da aktancı, oğretıcı
olarak ılgılenen herkesı meşgul etmıştır, etmek-
tedır Okullarda soz konusu olan felsefe oğretımın-
de, ortaklığı sağlamak üzere oluşturulan müfre-
dat programlannın (ortaoğretım ıçın) ve çerçeve
programlannın (yuksekoğretım ıçın) amaca en
uygun bıçımde duzenlenmesı gerekmektedır Bu-
rada a*ıl amaç da, kafalann unutulmaya mahkum
tnl|î1erî5 doldurulması değıl, ">argı verme gü-
cfi"nu one çıkaracak bilgilenn gençlere kazandı-
nlması olmalıdır Bu bağlamda ozellıklede ornek-
ler buyük onem taşımaktadır <\ncak felsefi du-
şunuşun orneklen bılınçlı olarak oğrencıye venl-
melı ve felsefe öğrenımı gormek uzere unıversı-
teye gelmış olan oğrencıye hep şu soru sordurul-
malıdır "Acababu turdüşunceİeriortava koyar-
ken bir fUozofun kaygtsı nedir/nelerdir?" Boyle bır
soru bılıncı, gıderek duşunenın neyı, nıçın, ne
amaçla gerçekleştırmek üzere bılınç kazanması ge-
rektığını de daha ıyı orta> a koyacaktır Bu kışı fı-
lozof olmasa bıle bılınçlı ınsan, bılınçlı bır bırey,
ıyı bır yurttaş olabılecektır
Felsefe öğrenımı gormek uzere ünı\ ersıteye ge-
len öğrencılenn felsefece kendılennı zengınleş-
tırmelennde felsefe olmayanın da pavı buyuktur
Bu nedenle bılımlerle kuracaklan ılışkılenn ya-
zından. (edebıyattan), genellıkle sanattan elde
edeceklen bılgılenn felsefe oğretımınde kendıle-
nne sağlayacağı varar buyuk olacaktır
Aynca. felsefe dışı dallarda oğrenım gören öğ-
rencılere de (sınırlı da olsa) felsefe derslen ver-
mek buyük onem taşımaktadır Burada temel so-
ru şu olmalıdır "Felsefe dışı herhangi bir uzman-
uk alanının felsefi temelleri ncdir?" Felsefenın o
uzmanlık alanının sorunlannı çozumlemede (gı-
derek de çozmede) ne turden bır katkısı olabıiır
sorusu. hem bu konuda -felsefede- bılınçlenme-
ye çalışan oğrencı ıçın, hem de ona yardımcı ol-
mak uzere orada bulunan oğretıcı ıçın yonlendı-
ncı olacaktır Bundan dolayı da, ünıversıtelenn fel-
sefe bölumlennın dışındakı oğrencılere yonelık ol-
mak üzere "FebefeyeGiriş" adı altında ya da "Fel-
sefe Tarihr adı altında ıkı ya da uç saatlık bır fel-
sefe dersının ders programlanna alınması son de-
rece vararlı olacaktır Ancak bu dersler gerçek-
ten felsefe Öğrenımı göffnüş, aiamnda uzmanlaş-
mış kışılerce venlmehdır Boylece olup bıtende
sorunlar görebılen, hoşgöru adına, kayırma, ve
aldırmazlık tuzağına duşmeyen. ıdeaflen olan,
ama ote vandan bağnazlık tuzağına da duşmeyen
olaylara, fenomenlere -doğru bılgılere dayalı ola-
rak- çok çeşıtlı açılardan bakabılen gençler, bırey-
ler yurttaşlar yetıştırme umudu doğabılecektır
TARTIŞMA
Gerçek Atatürkçüler birleşmedikçe...
NİĞDE İCRA HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
DosvaNo 1994 1 Mut
Davacı Hacı Abdullah Kasabası Beledıye Ba^kanlı-
ğı tarafından davalılar Vehbı Nazırlı \e 4s>a Âvrupa
Beledıyeler Bırlığı alevhıne ıkame edılen ıstıhkak da-
vasına esas olmak uzere venlen ara karar gereğınce
Davalı 'ksva-Avrupa Beledıyeler Bırhğı Meşrutıvet
Cad No 20 lOYenışehır Ankara posta kanalıyla teb-
lıgat yapılamadığı gıbı zabıtaca v apılan tahkıkata rağ-
men adresının tespıtı mumkun olmadığından da\a dı-
lekçesının ılanen teblığme karar venlmış olup duruş-
ma gunu olan 1110 1995 gunu saat 09 OO'da mahke-
me salonunda tum dehllenvle bırlıkte hazır bulunma-
sı, gelmedığı takdırde >okluğunuzda karar venleceğı
hususu davetıye teblığı venne kaım olmak uzere ılan
olunur 11 9 1995
Basın 43790
oğazıçı
Unıversıtesi
öğretımüyesı
deöerlı Prof
Dr^Suna
Kıli'nın6
Ekım 1985 tanhınde çıkan
"4tatürkçükr
Birieşmedikçe" başlıklı
yazısından aldığım bır ıkı
bolumle konuvagırmek
ıstı>orum "Devletin
tetevizMinundan vapılan
wrum \e vonlcndırnıcler.
Orgun eğitimın kitap ve
ızlencelerınde mıllılık'
aldatmacasıvla
uvgulanmava konmava
çaüşılmaktadır. Gerçekte
bu •millilik" cumhurhetin
temelinde vatan
ulusallık'İa Ataturk'un altı
ilkesinden biri olan
ulusçuluk'la tümden
çeiişen bir kavramdır. Bu
'mJllilik" aldatmacasının
arkasındaki guç
Musluman-Turk sentezi
bağnazlığL Atarurk'ü yok
sa\ ma, Turkiye
Cumhumetini
Chmanlı'mn uzantısına
donuşturme ve Turk-İslam
Cumhunvetı >aratma
savaşımıdır. Gun,
Ataturkçuluğe, \taturk
ilkelerine karşı çıkanlan
eleştırme, toplumu çağuı
gerisine çekme>e
çalışanlara kızma,
öfkelenme degil, birleşme ve
guçlenme. tek bir sivasaJ
örgutte toplanma
zamanıdır ve \annlar
\taturkçuler bırleşınız'
diyenleri. birlikten guç
yaratacaklann olacaktır."
Ben on vıl sonra
"Ataturkçukr
Birleşmedıkçe'" başlığına
'gerçek' sozcuğunu
ekledım Cunkudeğerlı
Asım Aslan'ın "Sömıirulen
Atatûrk" adlı kıtabında her
verde Ataturk herkes
Ataturkçu bölumunde 13
sıfatlı Ataturk ten soz
edılmekte, dun>aca bır dahı
lıder olduğu teslım edılen
Ataturk maske olarak
kullanılmak ıstenmektedır
O büyuk ınsan dıyor kı
"Biz Batı uygaruğını bir
taklitçilik yapalım di>e
almıyoruz. onda iyi olarak
gordukJerimızı kendı
bun>emi/c uygun
bulduğumuz ıçin duma
uygarhğı se\i>csi içinde
benımsivonız."Bu goruş ve
anlayış ıçınde Batı dakı ve
dunyadakı ızmlen, ^ıyasal
doktnnlen taklıt ederek
esasında bızım
mılletımızce yadırganan
taraflann bırbınnı kolayca
somurecek sloganlarla
rejım kurmaya
çalışmamalıvız
Sermaye veemeğı
bırbınnın tamamlayıcısı
olarak kabul eden, sosyal
adalet ıçensınde ulusal
gelınn dağılımını hedef
alan ve yıne hıçbır zumreye
ustunluk tanımayan.
bırbınnı somurgesını
kabul etmeyen, ozel gınşım
bızım ıçın esastır Ancak
bız halkın bılhassa sermaye
bınkımı olamamış o
devırde yapamadığı kadar
devletçıyız dıyen sermave
emek devlet üçlusunun
bırbınnı sömürmeden
denge ıçınde kalması goruş
ve duşuncesı bütun
dunvanın ozledığı bugün
muhtaç olduğu en ılen bır
goruş ve du^üncedır Işte
bu ılkelerle vurtta ve
dunyada banş sağlanabılır
Turk uygarlığı, dunya
uygarlığına ulaşabılır Batı
uygarlığından yontem ve
teknık alabılınz
Ataturk'un dedığı gıbı
Turkluğun buyuk, medenı
vasfı ve buyuk medenı
kaabılıyetı hıçbır zaman
unutulmamalıdır ve bız
bıze benzemelıyız
Partılen kapatmakta bızde
olduğu gıbı ıstenılen
sonucu vermıvor Çunku
partılenn arkasında
mılyonlarca ınsan var
Tabela ındırerek fıkırler ve
goruşler kaldınlamıyor
Ad değıştırerek yenıden
kuruluyor, geçen dağınık
zamanlar memleket
aleyhıneoluyor Partı \e
memleketı yanlış yola
gotururlerse yonetıcıler
dıvana venlmelı ve
gereken >apılmalıdır
Mılyonlarca ınsanı
mahkûm etmek olmuyor
Kapatılan partılenn
yenıden açılmasına
TBMM'de karar
venldıkten sonra
parçalanan partılenn
bırleşmesı halkın ısteğı
olduğu halde dağınıklık
devam etmektedır Bu
dağınıklığa halkın
tahammülu kalmadığı
gorulüvor Mevcutseçım
kanunu ıle azınlık
çoğunluğu (yanı yüzde 25
ıle bınncı olan partı vuzde
75'ı) ıdare ettığıne gore
ancak dağılmak değıl
toplanmakla bu yanlış
düzeltılebılır "Yoksa ya
bana da çıkarsa zıhnıyetı
memleket ve rejım aleyhıne
olur Lıderlenn bu
yanlışlığını halkımız
oylanyla duzeltmelıdır
71 >ıllıkcumhunyetımızın
temel taşlanndan olan
laıklık son zamanlarda
tartışma konusu yapılırken
butun dunyaca
yuzyılımızın en buyuk
lıden olarak kabul edılen.
yıkılan heykellenn yenne
heykelı konulan
Ataturk'umuze de
sataşmalar devam
etmektedır O yol göstencı
lıder dıyor kı "Bir şey, akıl
ve mantığa ve mületin
çıkarlanna uygun ise o
bizim dınimıze de
u> gundur. Bizim dinimiz
akla \e mantığa uygun bir
din obnasaydı, en olgun ve
en son din olmazdı. Din:
mezhcp. politika alctı
olarak kullaıulamaz."
O dıktator degıl otonterdı
O dun>a çapındalu
devnmler başka türlü
olamazdı
Turkler. çağdaş dünyaya
uymazdı, atılım
yapamazdı Laık olmayan
öbur memleketler gıbı
kalırdı Manevıyat, dın
ınsanlar ıçın mutlaka
lazım Ancak dunya
ışlenyle ayınnak gerekırdı
Yuce mılletımızın yuksek
sağduyusu, boyle gorüşlere
mutlaka kulak venr, doğru
yolu bulur, gosterdı
gosterecektır Azınlığın
çoğunluğu yoneten, seçım
kanunu değışmedıkçe. ya
bana da duşerse
duşuncesıyle, genye
gıtmekten kendımızı
ancak bırleşerek
kurtarabılınz Kurtuluş,
bırleşen gerçek
Ataturkçulerdedır
Laık bır de\ let radyo-
televızyonunda nasıl bır
gerçek dını goruşlen
açıklaması gereken bır
'inanç saati'\arsa çağdaş
ve uygar goruşlen de
açıklayacak '\tatıirk
düşiınce saati
1
de
konulmasını onermey ı bır
gerçek goruş olarak
benımsıyorum
Boylece göruşerek
konuşarak tartışarak
gerçeklen bularak bırlık ve
beraberlığımızı korur ıç ve
dış çıkarcılann esın
olmayız
MİTHATTUYGUN
Bankacı
PENCERE
MUĞLA ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo 1993 743
Davacı Alı Osman Şahın \ekılı Av Mustafa Apavdın tarafından davalılar Idns Argun ve S S Kurumu aleyhlerıne açı-
lantespıt davasının yapılan duruşmalan sırasında, S S Kurumu ndan mahkememıze bıldınlen Kertoteks ka> ıtlannda ısım-
len bıldınlen, ancak zabıta manfetıyle yapılan araştırmalara rağmen adreslen tespıt edılemeyen Mustafa oğlu 1939 To-
kat doğumlu Alı Osman Şahın Abdullah oglu Tomarza 1939 dogumlu Osman Şahın. Ahmet oğlu Havza 1940 doğumlu
Osman Şahın Alı oğlu Kövceğız 1335 doğumlu Osman Şahın, Alı oğlu Osmanı>e 1944 doğumlu Osman Şahın. Bekır
oğluMuğla 1943 dogumlu Osman Şahın Rehıka oğlu Şorgun 1945 doğumlu Osman Şahın, Ramazan oğlu Kövceğız 1931
doğumlu Osman Şahın Velı oğlu Çavhısar 1328 doğumlu Osman Şahın Yakup oğlu Kelan 1328 doğumlu Osman Şahın,
Ismaıl oğlu Armutalan 1940 doğumlu Osman Şahın, lsmaıl oğlu Şelendı 1940 doğumlu Osman Şahın Mehmet oğlu Çan-
kın 1947 doğumlu Osman Şahın Mehmet Alı oğlu 1935 Dırmıl doğumlu Osman Şahın, Mustafa oğlu 1934 Dayıoluk do-
gumlu Osman Şahın, Osman oğlu 1338 doğumlu(Ta\ şanlı) Osman Şahın ısımlı kışılenn 923 46 sıcıl savılı ışyennde 14 4 1966-
17 4 1966tarıhlen arasında 3 gun 1966 yılı 3 dönemınde2 gun olarak geçen dava konusu çalışmalarda hak ıddıaedıpet-
medıklen hak ıddıa edıvorlar ıse duru>manın bırakıldığı 25 10 1995 gunu saat 09 OO'da Muğla Aslı>e Hukuk Mahkeme-
sı duruşma salonunda hazır bulunmalan hazır bulunmadıklan takdırde bu çalışmalarda hak ıddıa etmemış »ayılacakları.
ılanen teblıg olunur 16 8 1995 Basın 40063
MUĞLA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
1994'466
Davacı Kemal Gümuş vekılı tarafından, davalı Ş Ş Kurumu aleyhıne açılan tespıt da-
vasının >apılan duruşmalan sırasında venlen ara karan gereğınce,
S Ş Kurumu'ndan mahkememıze bıldınlen Kartoteks kayıtlarda adı geçen,
1- Bınalı oğlu, 1948 Posof doğumlu Kemal Gumüş,
2- Bınalı oğlu 1943 Posof doğumlu Kemal Gumüş,
3- Demır oğlu, 1944 Muğla doğumlu Kemal Gumüş,
4- Halım oğlu, 1945 Hanpınar doğumlu Kemal Gumüş,
5- lrfan oğlu 1943 Bekçıler doğumlu Kemal Gümüş
ısımlı sahıslann zabıta manfetı>le yapılan tum araştırmalara rağmen adreslen tespıt
edılemedığıbıldınlmışolduğundan, bu şahıslann 1969 yılı 4 donemde 118 46 no'lu Şa-
mı Oğuz ışvennde geçen 4 gunluk sıcılsız çalışmalarda hak ıddıa edıp etmedıklen hak
ıddıa edıvorlar ıse duruşmanın bırakıldığı 25101995 tanhınde Muğla Aslıye Hukuk Mah-
kemesı duruşma salonunda saat 10 20'de hazır bulunmalan, hazır bulunmadıklan tak-
dırde, bu çalışmalarda hak ıddıa etmemış sa>ılacaklan, ılanen teblıg olunur 16 8 1995
Basın 40059
Tesettür'ün
Dayamlmaz Çekiciliği...
Eskı deyımlerle 'kırkını mutecavız' ya da 'ellısıne
merdıven dayamış' kır saçlı bır çapkın, otobusun
koltuğunda bacak bacak ustune atmış mını eteklıyı
gozune kestırmış, çapraza almış, tam saldınya ge-
çecekken kız ayağa kalkıyor
- Amca buyrun sız oturun!.
Eyvah1
Çapkın ne yapsın'? Karalar mı bağlasın? . Olum-
lerden olum mu beğensın1
Kırkını mutecavız ya da ellısıne merdıven dayamış
bır kadının başından boyle bır seruven geçemez
•
Erkekegemenlığındekı dunyada, Batı'dan Doğu'ya
kadın pazarları kurulmuş
Seç seç al'
Batı'nın dergılerınde, gazetelennde, televızyonla-
nnda sınemalarında kadın pazan
Çağdaşlık numarası altında kadını metalaştınp pı-
yasasını oluşturan dunya goruşunde borsa erkeğe
endekslı1
Kadın sankı esır pazannda satışa çıkan-
lıyor, dışlen saçlan, bacakları, belı, gobeğı, poposu,
dudaklan, burnu, memelen ınceden ınceye gozden
geçınlıp değer bıçılıyor Öyle bır dunya goruşunun gu-
dulenmesınde yaşıyoruz kı moda dergılenne, televız-
yon yayınlarına, sınema filmlerıne medyanın gaze-
telerıne bakılırsa kadın baş dondurmelı, saçlarını sa-
vurdu mu kınp geçınnelı, kokusu erkeğın aklını ba-
şından almalı, çevresıne "Ve benı" mesajını ıletme-
lı, yururken poposunu oyle bır sallamalı kı henflen çıl-
dırtmalı1
Televızyon ekranının karşısında yanm saat oturan
kışı, ıletışım devnmını yaşayan gezegenımızde, Ame-
nka'dan Japonya'ya dek kadın pazan kurulduğunu
anlamakta guçluk çekmez
•
Ama her kadın da 'sınema yıldızı' ya da 'top mo-
cfe/'olamaz ya
Kadıncağız ne yapsın''
Kannca karannca çevresını pazar yerı gıbı gorup
kendını de mal yenne mı koysun? Her sabah ayna
karşısına geçıp Hollywood şablonuna gore guzelleş-
meye çalışmak ruh yıpratıcı bır ıştır 'Insanlaşmak'
yenne 'kadınlaşmak' kavramını koyan ıdeolojının tu-
zağına gıren, bu ışın ıçınden nasıl çıkacak? Erkek
egemenlığının yoğun baskısı altında yaşayan bırtop-
lumda her geçen gun kahrolacak
1
Ya Allah'ın haksızlığına uğramışsa'?
Doğanın kendısıne sunduğu olanaklar kısıtlıysa, pa-
zar yennde satış fıyatı duşukse?
•
Ulkemızde 'tesettur'e kayan kadınlann sayısı gun
geçtıkçe artıyor
Kımı kız çocuğunu kuçucuk yaşta alıyorlar, başı açık
dolaşmanın cehennemlık bır gunah olduğunu taze-
cık beynıne ışlıyorlar, çarşafa sokuyortar ya da sık-
mabaş (turban) denılen ortunme bıçımıyle, başını
bağlayıp topuklanna dek mantonun ıçıne kapatıyor-
lar Bu durumda kadın, erkeklenn gozîennden bede-
nını sakınıyor Bacakları mı çarpıkmış'? Belı mı ka-
lınmış'? Memelen mı duşukmuş? Kalçalan mı bı-
çımsızmış? Kıme ne
1
Kahrolası pazar yennın alıcı
gozîennden uzakta, kendı dunyasında yaşıyor kadın
Çoğu kadınımız ıçın bu tur bır dunyanın çekım gu-
cu gun geçtıkçe artıyor, ortunerek kendısını koruma
ve savunma gudusunun yanı sıra hıçbır zaman ka-
zanamayacağı bır yarıştan kaçınma duygusu ağır
basıyor ama, yağmurdan kaçarken doluya tutulu-
yor, erkeğın tam anlamında 'efendı' olduğu bır dun-
yanın kolelığını benımsıyor
•
Sosyalızmın oğretısı, bu ıkı dunya arasında kadı-
na ozgurluğunu ve kışılığını sağlamak yolunda ılke-
lerını belırler, ama, toplumculuk şımdılık 'pıyasada'
genledı
Kadın ne kapıtalızmın pıyasasında metalaşırsa ın-
sanlaşabılecek ne de şenatın yobazlığında koleleşır-
se
Turkıye'nın bugunku ortamında, kadın, kılıseyle
camı arasında şaşkınlaşmış gıbıdır
SİMAV İCRA DAİRESİ'NDEN
GAYRİMENKULÜN
AÇIK ARTTIRMA İLANI
1995 152 Tal
Satılmasına karar venlen gavnmenkulün cınsı, kıymetı.
adetı. e\safı Sımav tapusunun 166 madde ve 23 parsel nu-
marasında kavıtlı ıkı katlı kerpıc, ev olup Sımav Karşıvaka
Mahallesı Karşıvaka Cadde olup ışbu taşınmaz ıçensınde
elektnk \e suvu mevcut olup, 227 74 m2'lık mıktannda
olup, ışbu taşınmazın muhammen kıymetı 600 000 000 -
TL'dır
Satış şardan: 1- Satış 13 11 1995 günu saat 09 30dan
09 40 a kadar Sımav Adlıve onunde açık arttırma suretıy-
le yapılacaktır Bu arttırmada tahmın edılen kıymetın %
75'ını \e ruçhanlı alacaklılar varsa alacaklan mecmuunu ve
satış masraflannı geçmek şartı ıle ıhale olunur Boyle bır
bedelle alıcı çıkmazsa en çok arttıranın taahhudu bakı kal-
mak şartıvla 23 11 1995 gunu vukanda belırtılen ajııı yer
ve saatler arasında ıkıncı arttırmava çıkanlacaktır Bu art-
tırmada da bu mıktar elde edılememışse gaynmenkul en çok
arttıranın taahhudu saklı kalmak uzere arttırma ılanında
gostenlen müddet sonunda en çok arttırana ıhale edılecek-
tır Şu kadar kı arttırma bedelınm malın tahmın edılen kıy-
metınm % 40 mı bulması ve satış ısteyenın alacağına rüç-
hanı olan alacaklann toplammdan fazla olması \e bundan
başka parava çevırme ve pavlaştırma masraflannı geçme-
sı lazımdır Boyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebı
duşecektır
2 Arttırmava ıştırak edeceklenn, tahmın edılen kıyme-
tın ° o 20 sı nıspetınde pey akçesı veya bu mıktar kadar mıl-
lı bır bankamn temmat mektubunu vennelen lazımdır Sa-
tış peşın para ıledır, alıcı ıstedığınde 20 gunu geçmemek uze-
re mehıl venlebılır Tellâlıve resmı, ıhale pulu. tapu harç ve
masraflan alıcıva aıttır Bınkmış vergıler satış bedelınden
odenır KDV alıcıva aıttır
3- lpotek sahıbı alacaklılarla dığer ılgılılenn (+) bu gay-
nmenkul uzenndekı haklanm hususıv le faız \e masrafa da-
ır olan ıddıalannı da>anağı belgeler ıle on beş gun ıçınde
daıremıze bıldırmelen lazımdır Aksı takdırde haklan tapu
sıcılı ıle sabıt olmadıkça paylaşmadan hanç bırakılacaklar-
dır
4- thaleye katılıp daha sonra ıhale bedelını yatıımamak
suretıvle ıhalenın feshıne sebep olan tum alıcılar ve kefil-
len, teklıf ettıklen bedel ıle son ıhale bedelı arasındakı fark-
tan \e dığer zararlardan ve aynca temenut faızınden mute-
selsılen mesul olacaklardır Ihale farkı \e temerrut faızı ay-
nca hukme hacet kalmaksızın daıremızce tahsıl olunacak,
bu fark. varsa oncehkle temmat bedelınden alınacaktır
5- Şartname, ılan tanhmden ıtıbaren herkesın görebılme-
sı ıçın daırede açık olup masrafı venldığı takdırde ısteyen
alıcıva bır orneğı gondenlebılır
6- Satışa ıştırak edenlenn şartnameyı gormuş ve munde-
recatını kabul etmış savılacaklan, başkaca bılgı almak ıste-
yenlenn 1995 152 Tal savılı dosva numarasıvla mudurlü-
ğümuze başvurmalan ılan olunur 14 9 1995
(+) İlgUiler tabtrine irbfak hakkı sahipleri de dahBdir.
Basın 43761