Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
EKİM 1995 SALl CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 13
Ubrecht Dürer'in ağaçbaskı gravürleri Alman Kültür Merkezi'nde sergileniyor
Rönesatısla biçimlenen snnler
KAYAÖZSEZGfrs
ANKARA - Albrecht Dürer'in. içe
bakışın derin analizini yansıtan 1492 ta-
nhli otoportresınin üzerinde. sanatçısı
tarafından yazılmış şu kısa. ama özlü ıfa-
de veralır; *Benimyazgım,bundan böy-
le fann'nın yüce bûynığuna göre oluşa-
cak."
Bu sözde, kendine güven duygusunun
payını bulmamak mümkün değil. Nite-
kitn bu portreden, çok değil. alti yıl son-
ra, Dürer'ı. aynı türdeki birbaşka başya-
pıtta gösteren ünlü portre, böyle bir yaz-
gmm mutlu gelişimine tanıkhk ediyor
gibidir LeonaTdo'nun<
*LaJoconde"una
bır saygı ya da karşı-seçenek olarak da
düşünülebilecekbu portrede, yaşama sü-
recini tamamlamış olan Alman feodaliz-
minin kentsoylu evrenselciliğine açılma
aşamasında. sankibu geçişı simgelemek
isteyen mağrur bir ifade egemendir. El-
lerîni, tıpkı La Joconde gibi önünde ka-
vuşturmuş.bakışlannı kendı ıç dünyası-
na yöneltmişolan Dürer, omuzlanna sar-
kan saç kıvnmlan ve aristokratlara özgü
giyimiyle, Italyan Rönesansı'nın ideahz-
mine açılmaya hazır bir konum içinde-
dir. La İoconde'dan çok kısa bir süre ön-
ce. sanki o söylencesel portrenin gelışi-
ni haber vermek istercesıne oluşturulan
bu portre. Nürnbergli sanatçmın Ital-
ya'ya (Venedık) yaptıgı ilk gezinin he-
men ertesine rastlar. Doğduğu kentteki
çıraklık dönemi sona ermıştir. Wolge-
mut'un yanında gecen bu çırakhk döne-
mi, ona Schoıtgauer'den miraskalan kı-
tap resimleme sanatı ûzerine ilk cıdi de-
nemelere girdiği yıllardır aynı zamanda
ttalya'nın yanı sıra, Hollanda'yı datanı-
mış olması. Dürer'e sanatmdakı aşama-
lar için ışık yakmış olmahdır. Artık
Nürnberg'in en ûnlü sanatçısıdır. lmpa-
rator l. \1aximilienin takdirini kazana-
cak ve onun onuruna resimler yapacak-
tır. Ağaç üzerine oyduğu gravürleri (Pas-
sion dizisi ve Apocalypse), özellikle de
1500'lji yıllann başlanna rastlayan "Şö-
varye.Ölüm veŞeytan"."HücresindeSa-
intJeröme" ve "MefcmcoKa" gıbi gravür
sanatının başyapıtlan arasında seçkin ye-
ri olan resimler. Dürer'e Katolisizm ve
Refoım. Gotik Sanat ve Rönesans, orta-
â lbrecht Dürer'in
/m ağaç baskı
^ - 1 gravürlerini, seçkin
JL JL örneklerve
gravürlerin tıpkı basımlanyla
sunmakta olan sergi,
Türkiye'ye özgün baskı
sanatmın görece bir yaygmhk
ve atölye disiplinini
gerçekleştirmeye yönelik bir
uğraş niteliğini kazanmaya
başladığı bir döneme rastlıyor.
Dürer'in ağaçbaskı resimleri,
Avrupa Rönesansı'nın özünde
şekilîenen düşünsel altyapmın
bir uzantısıdır.
Otoportre 1498. Apokalips- 14%(yanda)
ça| ve modern dönem arasında, anıtsal
bir kışilik kazandınr.
H. Wöffilin'in deyimiyle, Nürnbergli
usta, Alman kültüründe yeni bir merkez
oluşturmuş ve bu kültüre yeni bir bakış
kazandırmıştır.
Sanat tarihine malolmuş deyimle,
Alpler'in kuzeyınin ilk modern sanatçı-
sıdır Dürer. Sanatındaki modernist eği-
lim, gerçeklik olgusuna yönelttiği olağa-
nüstü dikkat \e tttızlikten kaynaklandı-
ğı gibı. Germen ruhunun gizemsel yapı-
sını da açığa \ urur.
Albrecht Dürer'in U471-1528) ağaç
baskı gravürlerini. seçkin örnekler ve
gravürlerin tıpkı basımlanyla sunmakta
olan sergı. Türktye'de özgün baskı sana-
tının görece bir yaygınlık \ e atölye dısıp-
lini gerçekleştirmeye yönelik uğraş nite-
liği kazanmaya başladıgı bir döneme
rastlıyor. Dürer'in kışiliğinde. çok yön-
lü olmanın bir göstergesıne de dönüş-
müş olan gra\ ürcülüğün. her şeyden ön-
ce sanatsal bir eylemın dışavurumu özel-
lığını de yansıtıyor olması. sanattaki de-
rinleşmeye ılişİdn bütün kazanımlann
yöndeş ilişkiler ıçinde geliştiğıni kanıt-
laması bakımından da dikkate değerola-
caktır Dürer'in ağaçbaskı resimleri. Av-
rupa Rönesansı'nın özünde şekilîenen
düşünsel altyapmın bir uzantısıdtr kuş-
kusuz. Aynı zamanda da, bu altyapıya.
zaman içinde değerini ve güncelligini \i-
tirmeyen bir sanatçı katkısını hep canlı
tutması bakımından, çağdaşlanna ve onu
izleyenlere. özgün bir model olma gücü-
nü saklı tutar. Bir sanatçının onu tzle-
yen, sanatçı kuşaklan açısından ilginç
göndermelere konu olduğu sürece, ya-
şarlığını ve diriminı koruyor olması, ona
saygı anlamı taşıyan yapıtlann üretılme-
sinden de kolayca anlaştlabilir. Söz ge-
lişi. Dürer'in tipik anlatımcı bir desen
kimliği taşıyan annesinin portresi
(1514). yaklaşık dörtyüz yıl aradan son-
ra Paul Klee tarafından; "Mdancolia"
(1514) Kari-Heinz Bauer tarafından;
"Ebpeth Tucher" (1499) portresi Fer-
nando Botero tarafından; "Lukretia"
(1518). A. Giaeometti tarafından; ünlü
"ApokaHps'inDÖrt Atlısn 1496)desenı.
Kart-HeinzHansen-Bahiatarafından ye-
ni yorumlara uğratılmıştır. Dürer'i. ev-
rensel bir ılgi odaği düzeyine yükselten,
onda gizli kalmıs. olan e\Tensel değerle-
ri çağdas, sanatçı mistifıkasyonuyla bü-
tünleştiren bu tür yorumlan, bir aynca-
lık ya da üstünlük belgesi olarak gören-
ler. pek de haksız sayılmazlar.
Alman sanatının, modern dönemlere
doğru uzanan gelişmeleri, kuşkusuzbaş-
ta Cranach ve Grünovaki gibi sanatçıla-
nn da içinde bulundugu bir öncüler ku-
sağmın açtığı yol üzerinde olgunlaşır.
Ama Dürer'de söz konusu gelişmenin.
bir tür nirengi noktasma dönüşüyor ol-
ması, geçmişle bir hesaplaşma anlamını
da içeriyor olmasından kaynaklanır. Bir
kuyumcu titizliğini (babası kuyumcuy-
do) yansıtan, ama bütün çizgisel aynntı-
cılıgı. bir kompozisyon dengesi içinde
eritip yogunlaştıran gravürleri. geç orta-
çagın biçimciliğine kesin bir tepki ola-
rak yonımlanabilir. Dürer'in desenlerin-
de. konunun çizimle dengeli bir uyum
içinde, kompozisyonu kuşatan bir devi-
nim ve bütünsellik bağlamında ele alın-
ması, resimlerin altındaki özgün imzay-
la da kanıtlanabilecek ayıncı özellikleri
düşündürür
Sergi. kasım ayınm ilk haftasına kadar,
Ankara Alman Kültür Merkezi galerisin-
de ızlenebılır.
20. yüzyûmen önenüi sanatçısı
NECMİSÖNMEZ
1950 sonrası Avrupa sanatına verdigi
yönle, gündeme getirdiği konu ve
tartışmalarla. ölümünden dokuz yıl
geçmesine rağmen Joseph Ekuys
(1921 -1986) çağdaş sanat üzerindeki
etkisini kaybetmedi.
11. Dünya Savaşı'ndan yenik çıkan bir
ulusun esir düşmüş bir pilotu olarak
1947-52 yıllan arasında Düsseldorf
Akademisi"nde ünlü Alman
heykeltıraşı E. Matare'nin yanında
eğitim gören sanatçı, 1961 "de bu
akademiye profesör olarak atanınca,
önce kendisine bas,vuran herkesi
"öğrenci" olarak kabul edip. ünlü
Alman sıstemı "numenıs classus"u
etkisız hale getırdı. 1973 >üvnda ünlü
"Freie Intemationate Hochschuk für
KreatKitaefi kurdu. Beuys'un
yaşamırta sığdırdığı etkinlıkleri
saralayarak onun sanatını daha iyi
anlamak mümkündür.
Çünkü yaşam ile sanat arasmdaki
çizgiyi birbirine kanştırarak. bireyin
üreümini, düşüncelerini her türlü
kuralın, sistemin üzerinde tutan
sanatçınm çalışmalannda ele aldığı
konular, teknikler ve getirdiği
açıklamalar. birbirinin içine girmiş
olan "bütüncür bir yapıya sahiptir.
Savaş pilotuyken 1943 yıhnda Kınm
üzerinde uçağınm düşmesi, Beuys'un
hayatını ve sanatını belirleyen en
önemli etkerilerden biridir.
Kemiklerinin önemli bir bölümü
kmlmış ve yan ölü vaziyette Tatarlar
tarafından bulunan Beuys'u. $amanlar.
içı yağ dolu olan bır tuluma soktuktan
sonra gövdesini keçe battaniyelerle
sarmışlar.
Ölümün eşiğinden dönen bu asker
Joseph Beuys, Flunus
grubunun bir üvesi
olarak l%01ardan
itibanrn
•happening"ler1e.
büyük bovutlu
he>keUeri\<e
keıtdisinin düzenledi^
e>k-mleri>le Bcuys
küUi>atını \anli, södü,
görsel. işitsel olarak.
çokgeniş bir alana
b
daha sonra tngiliz savaş tutuklusu
olarak vatanına geri döndüğünde Kleve
yakmlanndaki Van Gritten kardeşlerin
çiftliğinde dinlenmeye ve sanatla
ilgilenmeye başlar.
Eğer sergi denilebilirse, yapttgı
desenlerden ve küçük objelerden
oluşan ilk sergi, bu çiftligin eski at
ahırlannda açılmıştır. Düsseldorf
Akademisi'ndeki öğrencilik
çalışmalannda Beuys. mistik
özellikleri de olan haç formunu
özellikle desenlennde kullanarak belli
"kavramlar"' üzerinde yoğuniaşmaya
başlar. Fluxus grubunun bır üyesi
olarak 1960'lardan ıtibaren
'happening'lerle, büyük boyutlu
heykelleri ve kendısınin düzenlediği
eylemleriyle Beuys külliyatını yazılı.
sözlü, görsel, işitsel olarak çok geniş
bir alana yaymış \ e bu alanlarda \ideo,
radyo, telefon gibı teknik gelişmeyi
gösteren elemanlarla. taş, toprak.
tırnak. kan. saç gibi doğal malzemeleri
birlikte yorumlayarak 20. yüzyılda
yaşamış olan hıçbir sanatçtnın
ulaşamadığı denli bütünselhge, aynı
zamanda kesm olarak açıklanamazhğa
alanlarda \ideo,
rad\o. telefon gibi
teknik gelişmeyi
gösteren elemanlarla,
taş, toprak, tırnak,
kan. saç gibi doğal
malzemeleri birlikte
vorumladt.
ulaşmıştır. Özen gösterilmeden
serpiştirilmiş, bir çırpıda tamamlanmış
gibi görünse de Beuys'un yapıtlarının
tamammda belli düşüncelenn.
kavramlann zıncir halkalan gibi
birbirine gırdiğini \e sonuçta
mükemmel bir düşünsellı|i ileri
sürdükleri görülür. Belırli sergilerinden
ya da önemli toplu gösterilerde
(Bıenaller, documenta sergileri \b.)
sanatçı, kendi biyografisinden yola
çıkarak genelde tüm insanlığı yakından
ilgilendiren konulan. sorunlan kendine
özgü bir mitoloji kurarak sanat
ortamına taştmıştır. Beuys
mitolojısinin elemanlan antik
kültürlerin. Samanizm'in, belirli
ritüellerin çevresinde geliştiği için bir
çırpıda okunamayacak olan simgeleri,
birbirinin içine girmis, olan imgeleri
ansıklopedik olmayan şekilde kapsar.
Beuys mitolojisinin akla gelen ilk
elemanlan şapka, piyano, tavşan, keçe,
kürk, haç işareti. bakır. radyo,
televizyon, nota sehpası, baston,
tebeşirle yazılmış kâra tahtadır. Bu
elemanlan işlerinde sıklıkla kullanan
sanatçmın hemen hemen her elemanın
arkasında duran teorilerini kısaca ele
almaya imkân yoktur, ama onun
teonlerini son derece yetkin biçimde
özetleyen "Denken ist Plastik" isimli
cümlesi Beuys'u anlayabilmek için
gerekli olan anahtar-kavramlan içinde
banndmr.
Bu cümleleri "düşünmek heykeWir"
diye çevirebilir miyiz?
Almancada "•pbBtik" kelimesı yalnızca
heykeli değit. aynı zamanda bir
üçboyutluluğu, içinde zaman, mekân,
derinlik gibi kavramlann yogunlaştığı
elle tutulur, gözle görülür bir gerçekliğı
içeriyor. Bu eksik çeviriye rağmen
sanatçmın tüm eylemlerini
a
dnşûnmc''üzerine yoğunlaştırdığınt
ve bunu bazen bır filozof
sistematiğinde geliştirdıgini belirtmek
bir zorvmluluktur.
Beuys'un yapıtlannın içerdıği zengin
çağnşim gûcü ve güncel hayatın
içinden seçtiği malzemelerinin
kınlabilirliği. bozulabilirliği yüzünden
sahip olduğu
tt
bir kerrfik" bence 20.
yy. sanatı içinde bir tür "bumeraırç»"
etkisine sahiptir. Atıldığı yere geri
döner ve etkisini t4
zaman"a karşı bir
aysberg gibi korur.
Frankfnrt Kitap Fuarı Internefte
ÇETİN SÜER
FRANKFL'RT- 8bin 800 yaytnev i ve
ortalama 300 bin ziyaretçisiyle dünyanın
en kapsamlı fuarlanndan biri olan Frank-
furt Kitap Fuan 11-16 ekim tarihleri ara-
sında yapıldt. Geçen yıl 1 trilyon 225
milyar Türk Lirası'na denk gelen gelir el-
de edilen fuann hazırlık süresince yapı-
lan ya\ m haktan anlaşmalan ve lisans iş-
lemleri. Almanya'da bu alanda yapılan
yılhk ulusal ticaretın yüzûs 80'ini oluş-
ruruyor
«HflafetDevîeti^standı™
F
rankfurt Kitap Fuan'na bu yıl Almanya'dan 2320, diğer katıhmcı 97 ülkeden 4177 olmak
üzere toplam 6497 yazann yapıtlan sergilendi. Günümüzde yazılı medyaya seçenek ya da
başka bir açıdan 'rakip' olarak değerlendirilen bügisayar ürünlenne de geniş yer verilen
tuarda, ilk olarak bu yıl tüm dünyaya 'tnternet' bügisayar iletişim ağı üzerinden açıldı.
Bu yıl Almanya'dan 2.320, diğer katı-
hmcı 97 ülkeden 4.177 adet olmak üze-
re toplam 6.497 yazann esetlerinin ser-
gilendiği standlarda, Cemalettin Kaplan
yandaşlan da, Hilafet Devletı adıyla aç-
tıklan bölümle katıldı fuara. "tslam ,\na-
yasası", "Atatürkün Babası Kimdi?"gi-
bı Almanca. Türkçe ve Arapça broşürle-
rin sergilendiği standda göre\li Celal
Gökçel,~\a\ıne\i olarak degil, hilafet
devtetiadıyka" izin aldıklannı, 1.281 DM
ödedikleri 4 metrekarelik standm ileriki
fuarlarda daha geniş kapsamlı olacağını
söyledı. Fuann basın sözcüsü Holger Eh-
liıig, bir sıyasi kuruluşun nasıl stand al-
dığına dair yöneltilen soruyu. '"Bizkim-
se>e sansür uygulamıvoruz^bıçimtnde
yanıtladı.
Fuarda açılan 67 ulusal standdan Tür-
kiye'ye aynlanbölümde, çeşitli yayınev -
lerinden 8 yazar yer aldı. Yayıncılar Bır-
liği'nin davetlisi olarak fuara katılan ya-
zar Yaşar Kemal. kendisiyle yapılan açık
oturumda. Alman yazar ve sanatçılan
Türk yazarlarla daha fazla dayanışmaya
çağırdı.
Kemal, ** Cumhuriyet'le Anadolu'nun
çeşitli mozaikkri yasaklandı. Eğer izin
verilsevdi Anadolu kültürü bü\ük bir
kültür oluştururdu. Ben ne Kürt'ü ne
Türk'ıi sa\unu\orum. ben Vnadolu'da-
ki çiçeklerimi savunu\orum" dedi.
131.408 metrekareiik bir alanda tanı-
tılan 327.466 kitap basjlığının şanında.
bu yıl üçııncü kez elektronık medya
ürünlerine de yer \enliyor. ilk olarak bu
yıl türn dünyav a İnternet' bilgisayar ile-
tişim ağı üzerinden açılan fuarda,busis-
tem sayesınde tanıtım ve bilgı alış-veri-
şi sağlanabılirken. önümüzdeki yıl için
bu olanaklann sıpariş, konu başlıklanna
yönelik ila\e bilgıler ve hatta bu başltk-
lara ilişkin Internet formlan şeklinde ge-
liştirilmesı planlanıyor.
Günümüzde yazılı medyaya seçenek
ya da başka bir açıdan 'rakip' olarak de-
ğerlendirilen bügisayar ürünlenne de ge-
niş yer aynlan fuara. bu konuda geçen yıl
430 firma katılırken, bu \ıl bu sayı, 40
ülkeden 1.229 katıltmcıya yükselmiş.
AralanndaTürkıye'ninhenüzbulunma-
dığı ülkelerden Almanya, 261 katılım-
cıyla ilk sırada yer alıyor: onu takip eden
Amerika'nın 32. îngıltere'nin 24 katı-
lımcı firma>ı ürünlerini sergilıyor.
11-16 ekim tanhleri arasında gerçek-
leştirilen Frankfurt Kitap Fuan'nın bu
yılki ana başlığı v
Avusturya'. Fuar alanı-
nın merkezinde,açıkha\adatanıtılan ül-
ke için kurulan pavyon. açılan yarışma-
da projelerini seçici kurula sunan beş mi-
mar arasından seçılen Profesör Adotf
Krischanilztarafindanhazirlanmış. 1100
metrekarelik bir alanda gerçekleştirilen
proje 'Altıncı Duyu' olarak adlandırıl-
mış.
Pavyonda. 20. yüzyıl Avusturya Ede-
biyatı eserlennin tanıtıldığı 8 bblümün
dışında. Avusturya yayın kurumu
ORF've ait kayıtların görülebileceği bir
bölüme. ülkeye \e eserlerine yönelik ta-
nmcı materyalin okunabıleceği bir din-
lenme bölümüne de yer verılmiş.
Sergiler dışında toplantılar. ımza gün-
leri, tartışmalar, dıa ve film göstenleri gi-
bi programlann da düşünüldüğü fuarda
2. gün dûzenledikleri basın toplantısın-
da Alman PEN Yazarlar Kulübü, u
Ha-
pishanedeki Yazarlar" başlığını kullan-
dı. Yayıncılar ve yazarlar üzerindeki bas-
kının arttığına dikkat çekilen toplantıda,
geçen altı ay içerisinde 34 yazar ve ya-
yıncının öldürüldüğü, 71 yazann kay-
bolduğu, 53 yazar ve yaymcının da ağır
hapis cezasına çarptınldığı açıklandı.
Aynı toplantıda, Çin ve Türk yazarlann
en çok takibe uğrayan ülke yazarlan ol-
duklan vurgulandı.
Banş Ödütfi'ndetartışmalar
Her yıl kitap fuarının bitiminde Al-
man Yayinctlar Birliği tarafından verilen
Banş Odülü'ne bu yıl. Doğu bilimcisi
AnnemarieSchimmeTin layık görülme-
si de Alman aydın ve yazarlannın geniş
tepkisine neden oldu. Schimmel, yazar
Salman Rüşdi hakkında verilen ölüm
fervasınıanlayıştakarşıladığınıimaeder
bır açıklamada bulunmuştu.
Frankfurt Kitap Fuan'nın önümüzdeki
yıl işlenecek konusu "trtanda" olarak
belirlendi.
ALINTILAR
TAHSIN YIICEL
Şota'nın Olanı Şota'ya
Son yıllarda, dini bütün kardeşlerimiz, Islamın et-
ki alanını gisnişletme yolunda büyük çabalar harcı-
yor, bugüne dek hiç girmediğı alanlara girmesıni sağ-
lamaya çalışıyoıiar. Böyiece, ınanmış ressam sergı-
sini "alkalsüz bir kokteylle, tekbır seslerı arasında"
açıyor, inanmış genç kız başörtüsünu inancınm ye-
şil bayrağı gibı taşıyor, futbo! takımı "top başı" ya-
parken, il müftüsü "müsecca" açılış dualan okuyor,
siyasal yürüyüş yapan ınanmışlar topluluğu da en et-
kili gösteri ögesi olarak "tekbır"\ kullanıyor. Öbür
dünyayı şimdiden güvenceye almak gerektiğine.
inancı gittikçe daha çok yaymak da bu konuda inan-
mışın işini kolaylaştıracak bir etken sayıldığına go-
re, buna sevinmek gerekmez mi? Doğrusunu ister-
seniz, ben biraz kuşkuluyum. Dinin toplumsal ya-
şamda önemli bir yeri bulunduğunu kesin, ama onu
toplum yaşamtnın her düzleminde egemen kılmaya,
olur olmaz her alanda, her amaçla "kullanmaya"
kalkmak da çok saçma, hatta günah. Matta'nın an-
lattığına bakılırsa, bır Farisi, elinde Sezar'ın imgesı-
ni taşıyan bır mangır, kafasında herkesin kafasını ka-
nştıran şu Isayı açmaza düşürme düşüncesi, Yahu-
dilerin Romalılara vergi ödemesinin doğru olup ol-
madtğını sorar ona, o da eveleyıp gevelemeden,
"Sezar'ın olanı Sezar'a, Tann'nın olanı Tann'ya ve-
rin" diyerek kendi açısından çözer sorunu, yani tin-
sel düzlemle dünyasal düzlemı kesinlikle birbirinden
ayınr. Bir de sayınTrabzon müftümüzün birkaç ay ön-
ce Işık Kansu'nun köşesınde okuduğumuz (Cum-
huriyet, 12.8.1995) "Trabzonspor için açılış duas/"na
bakın; isa'nm koyduğu sının tümden kaldırıyor ner-
deyse. Daha fazlasını da yapıyor.
Kuran'da futbotun yerı var mıdır. yok mudur, ben
kendi payıma hiç bilmiyorum; ama, radyodan ato-
rna, her şeyin yennı bulan seçkin uzmanlar futbota
da şu ya da bu biçimde utak bır yer ayariamış otsa-
lar bile, değerli Trabzon müftümüzün "sezon açılış
duası" kitabımızin temel yonelimine uygun bir dua
gibi görünmüyor. Biliyoruz, futbol belli ınsanlara bü-
yük paralar kazandıran bır uğraş. ancak o da tüm
sporlar gibı bir spor sonunda; gerçek üretimi oyun-
culann bedensel çabave becerisi. Bu durumda, yan-
daş kitlesinın bilınçlı ve düzenlı biçimde "on ikinci
oyuncu" işlevinı yuklenmesi bile tşın özüne aykın bir
tutum sayılabilir. Değerli Trabzon müftüsüyse, du-
asında Tann'ya "Oyunculanmıza ağlan bulacakşut-
larattır. Hermaçta onlara galibiyetin tadını tattır" ya
da "Geri dörtlümüzu demır gibı birbirine ram, orta
sahamızı muhkem, kavi ve sağlam eyle!" diye ses-
lenirken, hileye benzer bır şeyler sokuyor iştn içine,
oyuncunun yapması gerekenı Tann'nın sırtına yük-
lemeye kalkıyor. Daha da can sıkıcısı, Trabzonspor
futbol takımının bnüne çıkan her takımı "devirmesi-
ni", karşıtlannı "ekarte etmesıni" ya da -en korkun-
cu!- umutlannı "mum gibı söndurmesint" istemek-
le ulu Tann'yı evrensel niteliğınden uzaklaştırarak,
tüm Müslümanlann, bu arada Galatasaraylılantı, Fe-
nerbahçelilerin, Vansporlulann daTann'sı olduğunu
bile unutarak "fanatık bır Trabzonsporlu" olmaya
çağırmakla kalmıyor, aynı zamanda can yakan ve
can yakmaktan haz duyan bir Tann olmaya çağırı-
yor. Hiç kuşkusuz, sayın müftü Tanrıya el açıp "Bu
sezon maçlanmtzı farklı skorlarla kazanmak, Ha-
mi'ye, Şota'ya, Ünal'a, Orhan'a bol bol gol atmak
imkanı ver!" dedıği için Trabzonspor'un Beşiktaş'ı 3-
1, Galatasaray' 14-1 "devırdiğini" söyleyerek övüne-
bilir. Ama, en azından spor alanında, böyle bir üs-
tünlük ülküsel bir üstünlük sayılamaz Tann'nın ola-
nı Tann'ya, Şota'nır olanı Şota'ya bırakmak gerekır.
Ister Trabzonsporlu olsun, ister Galatasaraylı, dini
bütün bir Müslüman, yanlılığın böylesinı kolay kolay
onaylamaz.
Siyasal gösterilerinde ikide bir tekbir getirenlerin
Trabzon müftüsü kadar "fanar/k" oldukları söylene-
mez, ama tekbinn bayram namazlannda. bayram
hutbeleri arasında, kurban kesme, cenaze ve düğün
gibi durumlarda okunan bir dua olduğu bılinınce, bu
3uanın bir gösteri öğesi olarak kullanılması, toplulu-
ğu yönlendiren kişilerin, futbol maçiarında sık sık ta-
nık olduğumuz biçimde, "Tekbir!" diye bağırması
üzerine, herkesin tekbir getirmesi aykın geliyor insa-
na. "Tekbir seslen arasında "sergi açmak da böyle;
Resim yapmak, resme bakmak özünde dinimize ay-
kın bir edim değıl belki; gene de, dinimize yön ve-
renlerin yüzyıllar boyunca her türlü "tasvır"\ yasak-
lamtş oldukları düşünülünce, "Türk - Işlam sente-
z/"ne gönül vermiş ressamımızın sergisini tekbirie
açması dinsel duygulanmızda faziasıylatedırgin edı-
yor bızi, bu tür davranışlan kutsalt dünyasalın, daha
da kötüsü, kişisel çıkann kuyruğuna vermek, onu
alanının dışına, dolayısıyla "aşağıya çekmek" biçı-
minde degerlendiriyoruz. Isa ne Sezar'dan yanaydı,
ne de Yahudı halkının Roma'ya vergi ödemesıni ıs-
terdi, ama, Tann'ya tüm varlığıyla bağlı olduğundan,
onun düzenıni Sezar düzeniyle aynı kefeye koyma-
sı söz konusu bile olamazdı. Bunca papanm bunca
kan dökücü krala taç giydirmesını, bunca patrığin
buncafaşist yöneticininyalan yeminlerinetanıklık et-
mesini de onaylamazdı.
Tek bir romanıyla; La Vıta Agra'yla tanıdığım rjir İtal-
yan yazar, Luciano Bianciardi, yapıtının bir yerın-
de, giyinip çıkmaya hazırlanan anlatıcısını şöyle ko-
nuşturur: Yüzümü de yıkayabılirdim. biliyorum. ama
böylesi bir ikiyüzlülük gibı gelir bana, adam dediğin
ya tümüyle, tepeden tırnağa yıkanır. ya da böyle
çıkar, daha iyi."
Haklı söze ne denır?
NUnaften Özdenür'e dayamşma
gecesi
Kültür Servisi - 30 ağustosta Düzce civannda bir trafik
kazası geçiren ve Çapa Hastanesı Ortopedi Kliniğı'ne
kaldınlan müzisyen- şaır Muzaffer Özdemir'e sanat
dünyasından büşük destek geliyor 25 ckım çar>amba
günü saat 20.00-24.00 arasında Osmanbe\ Rumelı
Caddesi La Bella Müzik Klübü"nde sanatçı için bir
destek gecesi düzenlenecek. Murat Demırkan'ın
sunacağı geceye Uğur Yücel. Rahmı Saltuk. Grup
Vitamin. Onur Akın. Mehmet Gümüş, Mazlum Çımen.
Kemal Kaplan, $ahm Aydın. Turhal Semah ckıbı ve
Ekrem Ataer katılacaklar
Şanghay Rlm Festivali başlıyor
PEKtN (,\A)-Çm'in Şanghay kentınde 28 ekım-6
kasım tanhleri arasında vapılacak film festi\alıne 46
ülkeden 232 film katılıyor. Festi\ale katılacak
fılmlerin 96 sı Asya. 70 i Avrupa'dan gelecek. Festi\al
jürisi Çin. Rusya. Meksika. Polon\a. Almanva \e
Tayvan'dan oluşacak.
Fotoğraiçı Demiröı'ün başarısı
LlNZ(UBA)-FotoğTaf >.anatçısı Sadık Demiröz.
Avusturya'da düzenlenen uluslararası fotoğraf
yanşmasında ikı mansiyon kazandı. Anadoiu
Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Graftk
Bölümü'nde araştırma görevlisi olarak \üksek lisans
yapan Demiröz, renkli fotoğraf dalında katıldığı "Bır
Enerji Hıkâyesi" ve "Kayıklann Masalı" adlı deneysel
çahşmalanyla iki mansiyon kazandı. Demıroz.
ödûllennı 30 Kasım 1995 tarihinde Lınz'de vapılacak
törende alacak.