Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 16 EKİM 1995 PAZARTESİ
HABERLER
Hak-İş'm
araştıpması
• ANKARA (AA)-
Hak-lş tarafından yapılan
araştırmada. dört kişilık
bır ailenin aylık mutfak
harcaması, 10 milyon 892
bin 370 lira olarak
belirlendi. Hak-tş Istatistik
Bürosu'nca yapılan \e 15
eylül ile Hekimi
kapsayan araştırmada. dört
kişilik bır ailenin toplam
zorunlu mutfak
harcamalannm bir önceki
aya göre 382 bın 830 lira
artış göstererek 10 milyon
892 bın 3701iraya
yükseldiği tespit edildi.
Hak-tş tarafından yapılan
açıklamada. dört kışılik bir
ailenin mutfak
harcamalannm bir önceki
yılın aynı ayına göre.
yüzde 108.9 oranında
arttığı da kaydedildi.
180PKKIİ
tutuklandı
• POLHEIM (AA) -
Almanya'nın Baden-
Württemberg eyaletinin
Polheim kasabasında polis,
dün bölücülere büyük
darbe vurarak yasadışı bir
toplantıya katılan 180
örgüt yandaşmı tutukladı.
Polis. Polheim kasabasının
yakınlanndaki bir kır
otelinde düzenlenen
operasyona, yüzlerce
güvenlik görev lisinin
katıldığını belırterek
yasadışı toplantıya
katılanlardan iki kişinin
bölücü örgütün bölge
sorumlu.su olduklannın
belirlendiğini kaydetti.
Polis, söz konusu ıki
kişinin yargı önüne
çıkanlacaklannı bildirdi.
K. Maraş'ta
çatışma
•KAHRAMANMARAŞ
(AA) - Kahramanmaraş'ta.
dün akşam özel harekât
timı ile çatışan ve
silahlanyla birlikte ölü ele
geçirilen 6 teröristin,
Adatepe Barajı şantiyesine
baskın yaparak taşıtlan
yakan grup olduğu
belirlendi.
kd bekçiye
saldırı
• İstanbul Haber Servisi
-Beyoglu lCulaksız Fatih
Sultan Caddesi Tepeüstü
Sokak üzerindeki
Kalender Kıraathanesi'ne
dün gece saat 24.00
sıralannda gelen yaklaşık
10 kişi, kıraathanede
bulunan iki bekçiyi darp
ettikten sonra silahlarını
da alarak olay yerinden
kaçtı. Darp sonucu
yaralanan iki bekçi SSK
Okmeydanı Hastanesi'nde
ayakta teda\ı edildi.
Emniyet yetkilileri, olayla
ilgili olarak üç kişiyi
Kulaksız K.arakolunda
sorgulanmak üzere
gözaltına aldı.
Bolulu'nun
şiirleri
• ANKARA
(Cumhuriyet Biirosu) -
Şiirleri Danimarka diline
çevrilen Edebiyatçılar
Derneği Genel Sekreteri
şair Osman Bolulu.
Danimarka Yazarlar
Birligi'nin çağnsı üzerine.
bu ülkeye gitti
Kopenhag'da düzenlenen
"Türkiyeli-Danimarkalı
Şairler Gecesi'nde Türk
şiirinin tanıtıldığı ve
Bolulu'nun şiirlerinden
örnekler okunduğu
bildirildi. Bolulu'nun. 8
ekimde Arhus'ta. 9 ekimde
Kopenhag'da yetışkinlere
ve gençlere yönelik sohbet
toplantılanna katıldıği,
Türk şiiri \e dıli ile göçün
kültüre ve sanata etkısi
konulannda konuşma
yaptıöı belirtildi.
Hizmet-İş Genel
Kuruhı
• ANKARA
(Cumhuriyet Biirosu) -
Hak-lş Korfederasyonuna
bağlı Hizmet-tş
Sendikası'nın 7. Olağan
Genel Kurulu'nda eski
yönetim kuruluna yeniden
görev verildiğı bildirildi
Hizmet-tş Sendikası'ndan
yapılan açtklamada. 250
delegenin oylanyla. genel
başkanlığa Hüseyin
Tannverdi. genel
sekreterlığe Mahmut
Arslan. genel mali
sekreterlığe Metin Eser.
genel egitim sekreteriiğine
Recep Ozcan, denetleme
kuruluna da Mehmet Sert,
Mustafa Çağlı. M. Samı
Ercan üye olarak seçildi.
Disiplın kurulunun asli
üyeliklerine de Nuri
Alkaranlı, Nail Erman ve
Mehmet Hançer'ın
seçildiği kaydedildi.
Hüsamettin Cindoruk, ret oyu vermemek için güvenoylamasına katılmadı
'îhraç yasal değiF
BIZ BIZE
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Es-
kı TBMM Başkanı. Eskişehır Milletvekıli
Hüsamettin Cindoruk. 51. hükümetin güve-
noyu alamamasının Meclis'ın işlevi açısın-
dan büyük bir öneme sahip olduğunu belir-
terek. "Meclis tarihi bir görev yapmışttr.
Bir hatayı düzeltmiştir" dedi. Cindoruk.
güvenoyu vermeyen DYP'lilerin ihracının
yasal olmayacağını söyledi. Cindoruk bu
aşamadan sonra kımsenın azınlık hüküme-
ti denememesi gerektiğini vurguladı ve ya-
pılması gerekenin adil bir seçim yasası çı-
karıp parlamentoyu yenilemek olduğunu
söyledl.
Hükümetin güvenoyu alamamasmı ar-
dından önümüzdekı dönemi Cumhuriyet'e
değerlendiren Cindoruk şunları söyledi:
"Azınlık hfikfimetinin sakıncalarını
daha önce de vurgulamıştım. Ortaya çı-
• Azınlık hükümetınin güvenoyu alamamasını Meclis'in işlevi
açısmdan önemli bulduğunu söyleyen Cindoruk, yeni durumu
Cumhuriyet'e değerlendirdi. Cindoruk, "Karar. tarihsel öneme
sahiptir; Meclis, parti liderlerinin önüne geçmiştir" dedi.
kan durum. TBMM'nin işlevini ortaya
çıkarmıştır. Bu karar önemli bir kilomet-
re taşıdır. Bu aşamadan sonra yapılması
gereken secimdir. İ Ikemi/i sağlıkla, se-
lametle hukuka ygunlukla bir seçime gö-
türelinı. halkımızın bizden beklentisi bu-
dur. Türkiye'yi 2(KM)'li yıllara taşıyacak
olan yönetim oluşturmak için en akılcı
biçimde seçime gidelim."
Türkiye'nın önemli bir dönemeci aştığı-
nı vurgulayan Cindoruk. "Bundan sonra
da çoğunluk hükümetileriyle Türkiye
idare edilmelidir. Bunlar koalisvon, tek
parti hükümeti olabilir. Benim söyledi-
ğim şudur; büyük parti tek başına hükü-
met kuracaksa. bunu hak etmelidir. Hak
etmenin >olu da demokrasilerde seçimi
kazanmaktır" dedi.
Cındoruk önümüzdeki secımde DYP'nin
tek başına ıktıdar olmasını dıledığini söy-
ledi. Cindoruk şöyle devam ettr
"Benim partim tek başına iktidara gel-
mek istiyorsa tek başına iktidar olacak
oyu almalıdır. Yoksa koalisyonlar da de-
mokratik çözümlerdir. Bir yanlışı Mec-
lisimiz düzeltmiştir. Türk tarihinin en
önemli hadiselerinden hirisidir. Parla-
mento ilk defa fevkalade onurlu biçimde
genel başkanını aşmıştır. Parlamento
egemenliği. üstün gücü ortaya çıkmıştır."
Cindoruk, DYP ıçınde kırgınlıkların gı-
denlmesi gerektığini behrterek. "Bazı ar-
kadaşlanmız üzüldüler. Ama siyasette
bu tür şeyler olur" dıye konuştu. Cindo-
ruk. güvenoyu vermeyen DYP'lilerin ihraç
edilemeyeceğıni belırterek "Bu yasal ol-
maz. Çünkii, grup kararının bağlayıcı ol-
ması için, gizli oylama yapılması gerek-
lidir. Bu oylama açıktı" dedi.
Cindoruk. "Başbakanlık konusunda
teklifsize gelirse ne yaparsınız" sonusu-
na. "Bunlar bugünün soruiarı değil. Ar-
tık gündemde seçim \ardır. tnisiyatif
parlamentonun elindedir" karşılığını ver-
di.
Ölümünun 24. yılı
HikmetKıvılcımlı'yı
anma toplantısı
İstanbul Haber
Servisi - Türkiye
sosyalist
hareketinin ünlü
ve özgün
adlanndan Dr.
Hikmet
Kıvılcımlı.
ölümünün 24.
yılında tstanbul
Tabipler
Odasfnda
yapılan bir
toplantı ile
anıldı. Toplantida
konuşan Hikmet
Kıvılcımlı'nın
öğrencisi
Nurullah Ankut.
ve Engels'in ardından
Lenin'den sonra 20.
yüzyıldaki en büyük
sosyalist ustadır" dedi.
Anma toplantısına. Aras
Kargo işçileri. DİSK Nakliyat-
Iş Sendikası Ankara ve
İstanbul yöneticileri, Tüm-Bel
Sen 6 No'lu Şube. Tüm-Sağlık
Sen Şişli Şubesi yöneticılen
ile Ankara. lzmır. Balıkesir.
Bursa tHD şube yöneticileri
katıldı Ankut. burjuva
aydınlannın onu hep
görmezden geldiklerini -**.i
savunarak "Ona
Hikmet Kıvılcımlı
"O, Marks
saldırıyorlar.
Usta, eleştiriye
açıktı.
Saldırıları
açıkça,
dürüstçe,
tutarlı ve
cepheden
yapsınlar" dedi.
Hikmet
K.ıvılcımlı'nın
sosyalizm
tarihine en
büyük katkısının
kendinden önce
bilgi yığını
halindeki tarihi
düzenlemesı
olduğunu söyleyen Ankut,
Hikmet Kıvılcımlı'nın "En
devrimci olan işçi sınıfı
partisiz ise çantada
kekliktir" sözünü anımsattı.
Nakliyat-lş Sendikası Genel
Başkanı Ali Rıza
Küçükosmanoğlu.
Kıvılcımlı'nın 22.5 yıl hapiste
yatmak pahasına kendi deyimi
ile "insanlığın hayvan yerine
konulmasına" karşı çıktığını
söyledi. Küçükosmanoğlu.
"Bıraktığı teori ile Aras
Kargo'da mücadelemizde
ışık tuttu. Bugün 123.
günümüze girdik" dedi.
Cemevi önünde toplananlar polisin uyguladığı baskıya tepki gösterdi. (MEHMET DEMİRKAYA)
Gazi'de polis baskısına protesto
tstanbul Haber Servisi - Gazı Mahallesi'nde otu-
ran b*r grup yurttaş. cemevi önünde düzenledikleri
basın toplantısıyla polisin uyguladığı baskıları pro-
testo etti.
Gazi Mahallesi'ndeki cemev inin önünde dün öğ-
len saatlerinde toplanan bir grup vurttaş. yaptıkları
basın açıklamasında. polisin mahalle halkı üzerin-
de baskı kurmaya çalıştığını ıddia ettı. Cevrede ge-
niş güvenlik önlemlerinin alındığı basın toplantı-
sında. evlerin polis tarafından keyfi olarak basıldı-
ğı. mahalleye giriş'çıkışlarda insanlann aramadan
geçirildiği. dükkânlann keyfi olarak mühürlenipka-
patıldıöi öne sürüldü.
"Gazi'de baskılara son", "Susma. sustukça sı-
ra sana gelecek". "Faşizmi döktüğü kanda boğa-
cağız", "Devrim şehitleri ölümsüzdür" şeklinde
sloganların atıldığı basın toplantısından sonra katı-
lanlar sessizce dağıldı.
Basın toplantısından önce, cemevi yetkilileri ile
basın toplantısını yapmak isteyenler arasında bazı
tartışmalar yaşandı.
Derneğın yetkilileri: kendılenne de bazı şıkâyet-
lerin geldiğini. bu şıkâyetlerin dernek yetkilileri ta-
rafından. emniyet yetkililerine. kaymakama ve va-
lıye ıletılmesi gerektığini. izinsizbirtoplantınınder-
neğe zarar getıreceğinı söyledi.
Toplantıyı düzenleyenler ise baskılar karşısında
sessiz kalındığını ileri sürdüler.
Bu arada. Gazi Mahalllesi tsmetpaşa Caddesi 74
numarada bulunan kuruyemişçiye saat 23.45 sıra-
lannda kimliği belirlenemeyen kişi ya da kişilerce
molotofkokteyli ile saldın düzenlendi. Saldın. ku-
ruyemişçide küçük çapta hasara neden oldu. Saldı-
nvı üstlenen olmadı.
Yargısız infaz
Polis:
Şikâyetçi
olun
EVİN GÖKTAŞ
A.NKARA - Emniyet
Genel Müdürlüğü Araştır-
ma Planlama ve Koordi-
nasyon (APK) Daire Baş-
kanı A. Nihat Dündar,
polisin "yargısız infaz"
yaptığı savında olanları.
bu iddialarını kanıtlaya-
cak delillerle birlikte yar-
gıya başvurmaya çağırdı.
Polis örgütünde 150 bin
kişinin çalıştığını anımsa-
tan Dündar. "Polis yargı-
sız infaz yapti ifadesini
nasıl kullanabiliyorlar,
şaşırıyorum. Ayrım yap-
maksızın 150 bin kişi
hakkında nasıl suç isna-
dında bulunabiliyorlar.
Bu tür savları ortaya
atanlara sesleniyorum.
Kimden şikâyetçi iseniz
tespit edin \e şikâyetçi
olun. Biz de size elimiz-
den gelen yardımı yapa-
nz" dedi.
"Yargısız infaz" deyı-
mi konusunda görüşlerinı
açıklayan Dündar. hukuk
devletinde yargısız infaz-
dan söz edilemeyeceğini,
kendi karar veren. aldığı
kararı uygulayan. öç alan
insanlann çağının geride
kaldığını anlattı. Poliste
"infaz" deyince. hukuken
görev h ve yetkilı maka-
mın emrini yerine getir-
menin anlaşıîdığını anım-
satan Dündar, şunlan söy-
ledi: "Görevli ve yetkili
mahkeme, bir kişinin tu-
tuklanmasına veya ya-
kalanmasına karar ve-
rir. Polis de bu kişi veya
kişileri yakalayarak ilgi-
li mercilere intikal etti-
rir. Bu, Ceza Muhake-
meleri Isul Kanu-
nu'nun (CMUK) bir ge-
reğidir. Polisin anladığı
ve uyguladığı infaz bu-
dur. Bir insanı tabanca
ile vurarak öldürme di-
ye bir ceza. hukukumuz-
da yoktur. İnfazı, görev-
li veya yetkili memur ya-
par. Memur, yargısız in-
faz yapmaz. Böyle bir id-
dia var ise memurun gö-
revini kötüye kullandığı
iddia edilehilir. Görevli
mahkemeye sa>ı kanıtla-
yacak deliller sunulur.
Kişi suçlu ise cezasım çe-
ker."
YÜCE TÜRK MİLLETİNİN BİLGİSİNE
500 bın kamu işçisinin 10 aya yaklaşan toplu iş sözleşmeleri. 50'nci hükümetin ilgisizliği, işi gereği gibi ciddiye almayışı, 51 inci
hükümetin işçiye az ücret vermeyi, devletin gücünü ispatlama aracı sayan anlayış yüzünden bitirilemiyor. Bu durum. ülkede ça-
Iışma barışının bozulmasına. grevlerin yaygınlaşmasına. 2.5 milyona yaklaşan işçi \e ailesinin hayat pahalılığı altmda ezilmesine yol
açıyor.
Bu uyuşmazlığın sonuçlanmamasında hükümet sözcülerince basında yer alan bazı haber ve yorumlarda hep işçiler suçlandı. Bu doğ-
ru ve haklı değildir.
v Işyerinin yönetiminde. ışin yürütümünde söz ve karar sahibı olmayan işçilerin, KlT'lerin zararından sorumlu rutulması. işçi üc-
retlennin bu zararın başlıca sebebi göstenlmesı, işçilere çalışmalan karşılığı \erilen ücretın haraç. ulufe veya sadaka gibi gösterilme-
si.
^'İşçilerin çalışmadan para alan kişiler olarak gösterilip milletin nazarında küçük duruma düşürülmeye çalışılması,
/Haksız suçlamalarla baskı altına alınıp düşük ücret zammına razı edılmeye zorlanması,
v İşçiler ve bir bütün olarak çalışanlann geçintne ücreti vermek yerine. sefalet ücreti ile yaşamaya mecbur edilmeleri,
v
Memur ve emeklilere, dul ve yetimlere yeteri kadar zam vermemek için işçi ücretlerinin gerekçe gösterilmesi,
v
Sendikalar ve sendikacılan haksız iddialarla suçlayıp onlann gücü ve itibannın "ağa" sözcüğü arkasına gizlenerek yıpratılmak is-
tenmesi,
v tşçıleri sendikasızlaştırmak, toplu iş sözleşmesı düzeninı yok ederek kann tokluğuna çalıştırma zemininin hazırlanmak istenmesi.
en büyük haksızlıktır.
Geçmiş uygulamalarla çok iyi bilinir ki işçilere verilecek ücret zammının düşük tutulması, diğer ücret gruplanna da o kadar düşük
zam verilmesinin dayanağı sayılmıştır.
Yine çok iyi bilinir ki. işçilerin toplusözleşmelerle aldığı zam tüm ücretli kesimler için hedef nokta olmuş. verilen zam da itici güç
sayılmıştır.
Yaklaşık bir yıldan bu yana işçiler zam almadan çalıştığı halde, memur ve emeklilere yeterli zam yapılmamıştır. işçiye az zam veri-
lirse. öteki ücretlilere daha çok zam, küçük esnaf ve çiftçiye daha çok kredi verileceği iddiası. uygulamalarla ispatlanmamıştır.
Verecek para yok denilmesine karşın milletin katlandığı fedakârlık sonucunda elde edilen maddi imkânlar. küçük bir kesime çok
bol ve cömertçe aktanlmış, büyük kesimin özvensi. küçük kesimın refahmı arttırmıştır. Bu anlayış. gelir dağıhmmın daha çok bozul-
masına, sosyal adaletin gerçekleşmemesine. çalışan kesimin 1979"da mılli gelirden aldığı %32 payın %22'lere düşmesine sebep olmuş-
tur.
Esnaf biliyor ki. işçi, memur, emekli. dul ve yetimde para varsa satacaklan mal ve hizmetin de müşterisi vardır. Çünkü, üretilen mal
ve hizmeti tüketenlerin başında bu kesimler gelmektedır.
işçilerin yüksek ücret aldığını ileri sürenler. gerçekleri milletten gizlıyorlar.
Sağlık işçileri ortalama aylık brüt 17.5 milyon. net 11 milyon (aylık sosyal yardımlardahil) ücret almaktadırlar. Giydirilmiş ücretle-
ri ortalama net 14 milyon civarındadır.
500 bin kamu işçisinden 316.301'inin de ortalama ücreti bu seviyededir.
Dört kişilık bir ailenin yalnız mutfak harcaması 11 milyon liranın üstündedir. Üstelik yüksek enflasyon, bu miktan her ay arttırmak-
tadır. Buna bannma, ısınma, aydınlatma. haberleşme. su. eğitim gibi harcamalar katıldığmda, en alt düzeyde bir ailenin geçinebil-
mesi için ayda net 20 milyon lıraya ıhtiyacı vardır.
Çahşanlar gelirleri ile geçinebilmelidir. Bu ise ancak geçinme ücreti alarak olabilir. Memur ve emeklilerin işçilerden daha düşük üc-
ret almalannın sorumlusu işçiler değildir.
Yüksek ücret alıyorlar iddiasına rağmen. işçiler hâlâ 1979 yılı satınalma gücüne ulaşamadı. geçinme ücreti alabilecek seviyeye gele-
medi.
Kamu işçisinin büyük çoğunluğunun aylık geliri. geçinme ücretının altında olmasına rağmen, işçi ücretlerine yöneltilen haksız sal-
dınlar işçi, sendika ve sendikacı düşmanlığına dönüşmektedir. Çok tehlikeli bu gidişi durdurmak için millete gerçekleri olduğu gibi
açıklamak önce hükümetin görevidir. Sayın basınımız da bu konuda daha duyarlı olursa, işçiler haksız saldınlara hedef olmaktan lcur-
tulur.
Hükümet sözcüleri işçilere aylık net 25 milyon lira teklif ettikleri halde, bunun kabul edilmediğini açıklamışlardır. Biz Sağlık-tş ola-
rak bu teklifi derhal kabul etmeye hazırız.
Milletini seven, vatanı için canını severek veren, askerde Mehmetçik, çahşma hayatında canı pahasına kalkınmanın gerçekleş-
mesi, mal ve hizmetlerin üretilmesine çalışan cefakâr işçileri haksız suçlamalarla milletin gözünden düşürmek ve horlamak, onlan
devletin sırtından geçinen asalak gibi göstermek utanç vericıdir.
Unutuhnamalı ki işçiler de bu vatanın evladıdır. Vatandaşlık göre\ ini başta vergisini tam olarak ödeyerek yerine getiriyorlar.
İşçiler şımdıye kadar siyası rüşvet almadı. bugün de siyasi rüşvet değil, emeğinin karşılığını almaya çalışıyor. işçinin bu talebine say-
gı duyulmalıdır.
İşçileri toplumdan dışlayarak, sendikaları yıpratıp, toplumun gözünden düşürerekçağdaş demokrasiyi korumak. sosyal ada-
leti gerçekleştirmek, çalışma barışını gönüllü olarak sürdürmek mümkün olmaz.
Durumu asil milletimizin bilgısine saygı ile sunarız.
MUSTAFA BAŞOĞLU
Türkiye Sağlık-tşçileri Sendikası
Genel Başkanı
ERDAL ATABEK
Çok Şühür Hakan Döndü...
Galatasaray'dan Tonno'ya transfer edilen futbol-
cu Hakan'ın yuvaya dönüşü, büyük milli meselele-
rimizden bırisini çözerek hepimize rahat bir soluk
aldırdı. Hakan da kendi durumunu açıklayan "Iste-
meyerek gitmiştim, isteyerek döndüm" ifadesiyle
Italyanların onu geri gönderdiklerine ilişkin yorum-
ları yalanladı. Biz de sabah akşam "Aman, Hakan
bugün nasıl acaba?" diye gurbete giden çocuğu-
muz için tasa çekmekten kurtulduk.
Şimdi "Canım, memleketin bunca sorunu varken
Hakan mı konu oluyor?" diye düşünenler olacaktır.
Ama bilmek gerekiyor ki, "memleketin bunca soru-
nu"nda "Hakan olayı"nın ortaya koyduğu "kişisel ve
toplumsal kişilik" yapısının büyük payı vardır. Pro-
fesyonel birfutbolcu olması gereken Hakan, birtür-
lü erişkin olamayan çocuksu bir kişiliğin kararsız ve
dayanıksız davranışlarını gösterirken buradakiler
de çocuğunu ilkokula yeni başlatan aşırı koruyucu
ana babalar gibi davranıyorlardı.
Hakan gitmek istemiyordu da neden gitmişti?
Neden kendi kararını kendisi veremiyordu da anlaş-
mayı babası yapıyordu? Bu anlaşmayı yaparken
Hakan'ın babası, oğlunun durumunu bilmiyormuy-
du? Hakan Italya'ya gittikten sonra oraya uyum
sağlamak yerine, neden "zorla gurbete gönderilen
delikanlı" tavırları gösteriyordu. "Birkızda gönlü var-
dı da ondan aklı burada kaldı" diye hem de bayan
başbakan aracılığıyla apar topar evlendirilmesi, na-
sıl bir tablo çiziyordu? Orada oynadığı futbol değer-
lendirilirken yanındaki takım arkadaşlarının pas ve-
rip vermemesi, italyan futbolunun sertliği, Torino
takımının defansa dönük taktiği, aynntılanyla açtk-
lanırken Türkiye'de top koşturan yabancı futbolcu-
lan, neden kimse merak etmiyordu? Nijerya'dan,
Danimarka'dan, Yugoslavya'dan, Ingiltere'den bu-
ralara gelip top koşturan futbolculann hiç mi kişi-
sel sorunu olmuyordu?
Bütün bunları alt alta koyup düşündüğünüz za-
man, toplumumuzun genel durumunu da görebilir-
siniz:
- Kendi karannı bağımsız olarak verip sorumlulu-
ğunu taşıyan birey olmayı başaramamış insan kişi-
liği.
- Bağımlı, duygusal, kendini başkalannın yönet-
mesinden rahatlık duyan davranışlan ödüllendirip
destekleyen toplumsal yapı,
- Yalnız benimsediğı kişileri, konulan önemseyen.
kendine dönük, kapalı devre çalışan toplumsal dav-
ranış.
Bu kişisel ve toplumsal davranış kalıplanna bak-
tığınız zaman, "memleketin bunca sorunu'nun ne-
relerden çıkıp nerelere gittiğinin fotoğrafını da gö-
rebilirsiniz. Çocukların ezberci eğitiminden siyasal
partilerin "lidere bağımlı" yapılarına kadar pek çok
alandaki davranışlar da bunlardır. Televizyon kanal-
larının "şaka şaka" programlannın arkasında yatan
aşağılanmanın ınsanlan neden eğlendirdiğıne ba-
karsanız, aynı gelişmemiş yapının "başkasının ba-
şına gelenlere" nasıl el ovuşturduğunu, ama kendi-
ne yönelik en küçük eleştiriyi neden hakaret saydı-
ğını anlayabilirsiniz. Bu gözle baktığınız zaman, si-
yaset yapmakla cambazlık etmek arasında neden
fark kalmadığını görebilirsiniz. Seçildiği için saygı-
yı hak ettiğini düşünen kimi "seç/7m/ş"lerin, politi-
kanın kritik dönemlerinde hangi beklentilerle trans-
fer beklediğine baktığınız zaman da bu "gelişme-
miş insan" davranışlarını görebilirsiniz.
Bütün bunlan göremediğiniz zaman, olaylann pe-
şinde koşmakla zaman geçirip kişilerden medet
umarak kaderinizı beklemekten başka çareniz kal-
maz. "Yetkin insan yetiştirmek" dendiği zaman,
köprü üstünde durup da suya bakmayı anlayan bir
toplumun gelecekten beklediği de "başkalannın o-
nun için çızdiği planlar" olacaktır.
• • •
"Memleketin bunca sorunu" kendi benliğıni bu-
lamamış kişilerle bu kişilerin çoğunlukta olduğu bir
toplumun yaşadığı kargaşadan doğmaktadır. Ken-
dine değer vermeyen, onun için de hayatının, eme-
ğinin değerini bilemeyen insanlann ne yapacağını
bilememesi de yanrtı içinde bir soru gibidir. Para ka-
zananın da üretmenin tadı yerine, tüketmenin so-
rumsuz keyfini yaşamasının temelinde, bu ''geliş-
memiş kişilik" vardır.
Özgürlüğün başıboşluk sanılması, insan hakları-
nın ne olduğunun anlaşılamaması, demokrasinin
başkalannın oynadığı bir oyun olarak algılanması da
bundandır.
Başkalannın ürettiklerini tüketerek modern oldu-
ğunu sanmak, birbirinden tırtıkladığıyla başanlı ol-
duğunu duyumsamak, basit bir hayatın içinde
yuvarlanıp gitmektir.
Bütün bu olup bitenlerde şaşılacak bir şey var mı?
Izmir
Ülkücüler
CHP'li başkanı
hedef gösterdi
İZMİR (Cumhuriyet
Ege Bürosu)- Kentin çeşıt-
li yerlerıne "Ya se\ ya terk
et" afişlerini yapıştıran ül-
kü ocaklannı eleştiren CHP
Izmir tl Başkanı Osman
Özgüven. ülkücülerce
"hedef adam" ilan edildi
ve "ya terk et" grubuna
gırdiği açıklandı.
Önceki gün bır televiz-
yon programına katılan Öz-
güven, çıkışta bır grup
MHP'linin sözlü saldınsı-
na uğradı. Ülkeyi se\Tnenin
kimsenin tekelinde olmadı-
ğını belirten Özgüven.
"Kimin vatansever oldu-
ğunu, kimin hain olduğu-
nu bu ülke iyi biliyor" de-
di.
Izmir'de ülkücüler. ken-
tın ana caddelerine astıkla-
n "Ya sev ya terk et" pan-
kartlanyla tepki topluyor.
Yaklaşık 15 gündürelektrik
ile aydınlatmadireklennde.
billboardlarda. inşaat kor-
kuluklannda asılı bulunan
afişler. belediye yetkilıle-
rince toplanmıyor.
12Ekım 1994"teBüyük-
şehir Bejediye Başkanı
Burhan Özfatura. kentin
çeşitli yerlerine asılan pan-
kart ve afişlere bundan
sonra ceza yazılacağını
açıklamıştı. Özfatura, bele-
diye meclisinde_yaptıgı ko-
nuşmasında, "Onüne ge-
len bez pankart, afış as-
maya başladı. Tabelalar
da çoğaldı. Bundan sonra
gerek pankart. gerek afiş
asanlar çevre cezası öde-
yecekler" demişti.
Özfatura. elektrik direk-
lerinın temızlenmesine kar-
şın kısa sürede buralara ye-
ni afişlerin yapıştınldığını
bildirerek ''Billboardlar
ilanlar için hazır. tsteyen
parasını verip ilanını bu-
ralara asar. Bundan son-
ra kentin çeşitli yerlerine
pankart asan, afiş yapış-
tıranlardan billboard pa-
rası ile rüsumu alınacak-
tır. Böylece astan yüzün-
den pahalı olacak1
' dıye
konuşmuştu.
Beledıyeden yapılan
açıklamada da afiş ve bez
pankart astıran ya da asan-
lar hakında 19.5 milyon ile
900 milyon lira arasında
para cezasının kesılecegı
bıldirilmıştı.