Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
>I6EKİM 1995 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
TAL, New York La MaMa ETC'nin sanat eğitmenlerinin katıldığı atölye çahşmalan düzenledi
'Tîyatro., her an yaşamm içinde'
TANERGEZER
Şehır Tiyatrolan Tiyatro Araştırma
Laboratuvan'nın (TAL) düzenlediğı.
Nev* Yörk La MaMa ETC'nin sanat eğit-
menlerinin yeraldığı atölye çalışmalan.
9-14ekimtanhleriarasındaŞehirTıyat-
rolan'ndaTAL stüdyolannda gerçekleş-
tırildı.
Atölye çalışmalan kapsamında, 9-10
ekimtarihlerinde Erica Bilder. "Uzakdo-
ğu ve Batı'da sahne döviiş teknikleri*",
10-11 ekim tarihlerinde JaneCatherine
Shaw. "Kuklayapım.oynanmvegölge ti-
yatrosu teknikİeri" \ e 13-14 ekimde Per-
ry Yııng. "Uzakdoğu geleneksei tiyatro-
su vemoderndansteknikleri*'konulann-
da, Türk tiyatroculan ile kuramsal ve uy-
gulamalı çalışmalaryapacaklar. Sanatçı-
lar, TAL sanat disiplinleri doğrultusun-
da ilk kez gerçekleştirilen "Assos Gös-
teri Sanatlan Festivali"ne de katılmış-
iiardı.
Araştırma, düşünerek değil,
yaparak olur
Tiyatro Araştırma Laboratuvan'nın ti-
yatro için çok önemli bir kuruluş oldu-
ğunu söyleyen Şehır Tiyatrolan Genel
Sanat Yönetmeni Erol Keskin. insan bil-
gilerinın her an değişime uğradığı bu
dünyada. TAL'ın varoluş sebebıni. "ti-
yatroalanında var oianın bir adım öniin-
de olmak için araştırma ve çalışma süre-
ci içinde geliştirme" olarak açıklıyor.
Keskin. 10 yıla yakın bir süredir bu
amaçla çalışmalar yapan ve giderek ge-
lişen. genişleyen TAL'ın yalnızca Şehir
Tiyatrolan ıçın değil, Türk tiyatrosunun
ve Türk tiyatrosunun geleceğı olan bi-
reylen için önemli bir mekân oldugunu
ve tazeliğini her an korumak zorunda ol-
duğunu da belirtiyor.
Kurumsallaşmanın yaratıcılık açısın-
dan tehlikelerine değinen Keskin. ayağı
yere basmadan bir şey yapamayacakla-
rını söyleyerek "Kurumu,dönenbirpe-
dal gibi hareketli bir basamak olarak de-
ğerfcndirnıek lazım" dedı.
-Araştırma, düşünerek değil, yaparak
ohır" düşüneesindekı Keskin. TAL ın bu
amaçla. atölye çalışmalan. seminerler,
geziler ve elde edılen venleri göz önüne
serecek yayınlar yaptığını. bütün bunla-
nn program ıçensinde yürütüldüğünü
anlattı. Çalışmalar: kültürlerarası semi-
nerler. yaratıcı drama ve pedagoji semi-
nerleri. yabancı tiyatrocularla vapılan or-
taküretimlervedtşanyayapılangezıler-
le uluslararası platformlarda da yaygın-
laştınlıyor.
Türk tiyatrosunun bütün öncügirişim-
• lerinin Şehir Tiyatrolan'ndan çıktığını,
-TAL'ın da bu nedenle Şehir Tiyatrola-
n'ndan çıktığını söyleyen Keskin, yapı-
lanlan hiçbirzaman yeterli bulmadtkla-
nnı, bu "coşku verici yokuluk~ta her za-
man daha ılenye doğru ginşımlerde bu-
lunacaklannı belirtiyor.
Keskin, gelen yabancı tıyatroculardan
birçok şeyler edindiklenni ama. onlann
da bızden çok şey öğrendiklerinı. bizım
Erica Bilder, "Uzakdoğu ve Batı'da sahne dövüş teknikieri" konulu çalışmalar yapıvor.
• Şehir
Tiyatrolan
Tiyatro
Araştırma
Laboratuvan'nın
(TAL)
düzenlediği
atölye çalışmalan
kapsamında,
Erica Bilder,
Jane Catherine
Shaw ve Perry
Yung, Türk
tiyatroculan ile
kuramsal ve
uygulamalı
çalışmalar
yaptılar.
• Erol Keskin,
"Ben, Türk
tiyatrosunu
dünya
tiyatrosundan
yalıtarak bir
başka yerde
görmüyorum.
Insanlığın olduğu
yerde tiyatro
vardır ve
tiyatronun
olduğu her yerde
Türk tiyatrosu
vardır" diyor.
de bazen farkına varmadığımız bir sürü
meziyetlenmiz oldugunu söyleyerek
" Ben, Türk ti> atrosunu dünya tiyatrosu-
nudan yalıtarak bir başka yerde görmü-
yorum. İnsanlığın olduğu yerde tiyatro
vardır ve tiyatronun olduğu her yerde
Türk tiyatrosu vardır" dıyor
Bağımsız düşünme ve
düşgücünü açığa çıkarma
TAL'ın atölye çalışmalan için gelen
sanatçılardan Erica Bilder, "Uzakdoğu
\e Batı'da sahne dövüş teknikİeri'* konu-
lu çalışmaiar yapıyor. Amsterdam ve
Tokyo ünıversıtelerinde okuyan Hollan-
dalı sanatçı. bırçok uluslararası tiyatro-
da çalışmış. Grotovvski Disiplinleri ve
Japon Döv üş Sanatlan konusunda atöl-
ye çalışmalan yapmış. Nevv York La Ma-
Ma tıyatrosunda. y önetmen, dövüş kore-
ografı veoyuııcuolarakjrörevyapan Bil-
der, aynca New York Üniversitesı Dra-
ma Terapi Merkezi'nde "Hapishaneler-
de Tiyatro*' konusunda çalışmalar yapı-
yor.
Gençlik yıllanndan itibaren eskrim
yapan Bilder'in sahnede uyguladığı sa-
vaş teknikİeri. tiyatro teknigine yardını
edicı nitelıkte. sporculann değil, tiyatro
eğitimi alan insanlann uygulayabileceği
kendine özgü bir teknik. Atölye çalışma-
ları sırasında,dövüş tekniklerinin tarih-
sel gelişimini ve'Batı ile Uzakdoğu tek-
nikİeri arasındakı farkı. uygulamalı ola-
rak anlatan Bilder, tiyatronun politik
amaçlar uğruna kullanılmasına karşı.
"Tiyatro, izkyicüıin hayal gücünü bağım-
sız bir şekilde geliştirmesine yardını etme-
lidir" diyen Bilder, ınsanlar arasındaki
ıletişıme önem veriyor ve bu iletişımı
politik mesajlar yerine "birenerji akta-
nmı" olarak niteİedıği davranışlarla ger-
çekleştiriyor. Tiyatro dışı malzemeleri
kullanmayı reddederek yalın, görsel ve
sembolik bir tiyatro yapma uğraşındaki
sanatçı, tiyatroda mekân ve oyuncunun
temel alınmasından yana
Nevv York Üniversitesı Drama Terapi
Merkezi'nde görev yapan Bilder. "Gü-
nümüzde insanlann hayalgücü kısıtlanı-
yor, nasıl düşünmemiz gerektiği bize öğ-
retiliyor*" dıyor. Yaptıklanyla insanlann
bağımsız düşünme ve düşgücünü ortaya
çıkarmaya çalışan sanatçı, bu amaçla
hastanelerde ve hapıshanelerde çalışma-
lar yapıyor. "Tiyatro sadece tiyatro salon-
larında, sahnede yapılan bir şey değildir.
Tiyatro, hayatın içinde her an yaşıyor*
düşüncesıylehapıshanelerdeoyunlarha-
zırlayan ve terapi çalışmalan yapan Bil-
der. tiyatroyu sadece tiyatro egitimi alan
insanlann yapacağı görüşüne katılmıyor
ve hapishanelerdeki çalışmalara devam
etmeyi düşünüyor. Yaptıklarıyla mah-
kûmlann ve kendısinın de güvenini ka-
zanan Bilder. "Mahkûmlann hayathikâ-
yeteri de çok üginç. lnanılmaz yaşamlan
var. Bunlar bilinmeli" diyor.
Sanatçılar, lstanbul'a gelmeden önce
katıldıklan Assos Gösteri Sanatlan Fes-
tivali'ni ve Assos'u, "BirYunantrajedi-
si içinde yürür gjbiydik" diye tanımlı-
yorlar. Assos'ta köylülerle, ilkokul ço-
cuklanyla. 70 yaşında ihtiyarlarla bera-
ber "Öİümsüz Yaşam Sarayı*' adında bir
oyun hazırlayan. kuklalar yaparak gös-
teriler yapan sanatçılar, Ege Denizi, Mi-
dillı ve daglar arasındaki bu sakin köy-
de. farklı bir kültürün geleneklerini. ya-
şam biçimini. törenlerini öğrenmek için
araştırmalaryapmışlarvemasallardahil
bir çok malzeme toplamışlar. Bunlan
kullanarak bir oyun yaratmayı düşünen
Erica Bilder. "Hem farklı bir kültürüta-
nımak hem de bu farklı külrürtk n insan-
larla birlikte bir şeyler üretmek çok özei
birolaydr diyor.
Sanatçı, konumu yeniden
gözden geçirmeli
-Kukla yapun, oynaüm ve gölge tiyat-
rosu teknikİeri" konusunda çalışmalar
yapan Jane Catherine Shav\; tasanmcı,
yazar. yönetmen ve oyuncu olarak 10yıl-
dır kukla tiyatrosu yapmakta. La MaMa
ETC'de "Evidence of Floods" adlı oyu-
nu hazırlayan yazann çalışmalan arasın-
da, "Heaven and Hell Tbur
T>
, "Nostrada-
mus Speaks" sayılabilir. Sanatçı, Ame-
rika Ulusal Kuklacılar Festivali'ne Asya
ve Afrika masallan ile ılgili tek kişilik
oyunlan ile katılmış.
StanistavskTnin "hem oyuncu hem de
kulda" anlayışı içerisinde insanın kukla-
ya yansıması, kuklayla tek vücut olma-
sı, kendini yeniden yaratrnanın cansız bir
nesne üzerinde gösterilmesi gibi konu-
larda araştırmalar yapan sanatçı. kukla-
yı. "oy uncular tarafından anlatması gûç
olan duygulan, düşünceleri anlatmak
için bir şans** olarak nıtelıyor ve "Kuk-
la yapımını, anlatmak istediğim şeye gö-
re malzemelerine, nasıl görünecekîerine
karar verebileceği için seçtim*' diyor.
Hem çocuklar hem büyükler için kuk-
la oyunlan yapan sanatçı, çocuklar için
yaptığı oyunlarda. basit öyküler, masal-
lar kullanarak, gördükleri şeyleri daha
farklı görmelerini sağlamak istiyor. Bü-
yükler için yaptığı oyunlarda. örneğin
Nostradamus Speaks'e ise psikolojik bo-
yutlar katarak yaklaşıyor.
Dünyanın birçok yerindeki tiyatrolar-
la işbirliği yapan, sanatçılarla sıcak iliş-
kiler kuran La MaMa'da kısa bir süredir
çalışan sanatçı, günümüzde, Amerika'da
her şeyın keşfedildiğini. eğlenmek için
TV, video gibi bir çok seçeneğin ortaya
çıktığını behrtiyorve "SanatçL konumu-
nu veyaptığı şeyi tekrar gözden geçirmek
zorundadır" diyor.
II
BUAŞA31ADA
ŞÜKRAN KURDAKUL
"Cezaevinde Bir Kanımlık
Uykuda, Düşte..
Dilin ulusal niteliğini görmeziikten gelen bir za-
manın eskileri, Istanbul Türkçesi" sözünü şiirin
de düzyazının da önkoşulu sayacaklardı nerdey-
se.
Pendik'ten ötesi başka bir dili konuşuyormuş,
Yunus'tan Karacaoğlan'a, Pir Sultan'dan Da-
daloğlu'na kadar nice ozanın dizeleri Türkçe de-
ğilmışgibı.
Tuhafı, "Istanbul Türkçesi" sözündeki zoriama-
nın beraberinde getirdiği sorulara da kapalı kal-
dılar yıllarca.
Diyelim, yüzyılın başında Istanbul'un hangi kat-
manları simgeliyordu bu Türkçeyi?
Imparatorluğun sömürgeleştirilme döneminde
sınıfsal özellikleri belirmeye başlayan burjuvazinin
Türkçesi mi?
Yahya Kemal'in, 1922'de şöyle yazdığını bili-
yorum:
"Türklerin edebîlisanı millî ve müşterek bir mi-
rastır, ona Payitaht da dahil olmak üzere hiçbir şe-
hir tahakküm edemez..."
Bıliyoruz, "Havass "ın dili Osmanlıcaydı, baş-
kent halkının dili Türkçe.
Sanatçı, Türkçenin tadına vardıkça yaratmayı
başardı çağdaş edebiyat dilini.
Başlığa aldığım dizenin yaratıcısı Metin Eloğ-
lu da, Asım Bezirci'nin dediği gibi "dil içindeye-
ni bir dil kurma" başarısı göstermişse Türkçenin
gizinde aydınlığa çıkarılmayı bekleyen cevahiri
bulduğu için göstermiştir.
Şair kimliği en azından Ayşemayşe (1968) kita-
bına kadar, Kısıklı kahvelerınde kimlerle söyleşti-
ğini bilmediğimiz halktan biri kimliğine ters düş-
medi Metin Eloğlu'nun.
Toplumsal çelişkilerin üzerine gidişiyle öfke ada-
mıydı, gizli sevecenliğiyle lırik.
Bu özelliklerıyle Düdüklü Tencere (1951) evre-
sinde bile Ataç'ın da belirttiği gibi, çoğu yeniden
okuma hevesi uyandırarak kolay ezberienen şiir-
ler yazdı.
"Kahkahanın bini birpara
Işin doğrusunu anlatamam;
Içtiğimiz su acı,
Gördüğümüz düşler felaket düşü
Pencereden uzan da bak.
Bak da ağla,
Biryatakta sekiz kişi."
Metin Eloğlu şiiri, Düdüklü Tencere'de ince yer-
gıye ve doğrudan taşlamaya dayanıyordu. Sultan
Palamut, sonraOdun'datopladığışiırler, 1950-60
baskı döneminin izlerini taşır. Bu şiirlerde bireysel
ve toplumsal, ıç içedir. En önemlisi. artık lirizmıni
esirgemeyen yeni bir Metin Eloğlu'yla karşılaşınz.
Ölümünün 10. yılında, bu döneminin şiirlerinden
"Kof Demirii Pencere"ri\n iki dörtlüğüyle selam-
lıyorum Metin'i:
"Cezaevinde bir kanımlık uykuda, düşte
Şuramdan birşey koptu
Bir gün değil, beş gün değil ki bu
Canıma tak dedi işte.
Gayri umut dürter, yürek silkinir
Peşi sıra bir özlem, ürküsüz, ank
Sen miydin, Istanbul muydu, bahar mıydık
Tutsak gözlerim bulanıvehr."
4
Çizgi Film DesenlerP sergîlendi
AYŞE GÖNÜLLÜLEROĞLU
4-13 Ekım 1995 tanhleri arasında
Fransır Kültür Merkezi'nde yer alan çiz-
gi film sanatçıları Cemal ve Meral
Erez'in "Çizgi FUm Desenleri*' sergisi bir
sergi türü olarak Türkiye'de bir 'ilk'i
oluşturdu. Erezler'ın 1973'ten bugüne
birlikte yaptıklan canlandırma filmlerin-
den seçılmiş desenleri içeren ve satışa
yönelik olmayan sergide, bu çalışmala-
nn fılmlen de istek üzenne vıdeodan iz-
lenebiliyordu.
1970li yıllann başında Devlet Güzel
Sanatlar Akademisi Yüksek Resım ve
Grafik Sanatlan bölümlenni bıtiren çıf-
tin. Cemal Erez'in grafik bölümü mezu-
ntyet tezi olan ve birlikte gerçekleştır-
dikkri "öS KV" adlı filmle başlayan çız-
gi film seriheni. 13 yıl İtalya ve Fran-
sa'da sinema ve canlandırma eğitimi gör-
meleri ve fılmler üretmeleriyle sürmüş-
tü. 1987"den ben Istanbul 'da yaşayan sa-
natçılann sergide de yer aİan başlıca
fılmlen: "II Gatto/Kedi" (1977, İtalya),
-Cordes/İpter" (1983. Fransa). "L'app-
renti Loup / Acemi KurT (1988-89'da
yıne Türkiye'de ilk kez anaokulu öğren-
cıleriyle yapılan çızgı film), Number
One TV için logotanıtım klipleri (1995)
v e "Kayıp Masallar"( 1994-95)
"Kayıp Masallar". TC Kültür Bakan-
lığı tarafından fınanse edilen ve şu sıra-
da tamamlanmak üzere olan 9"ar dakıka-
lık iki rnasal uyarlamasından oluşan
filmleri. Sanatçılann bir başka proje için
yaptıklan bir araştırma sırasmda keşfet-
tıklen, 16. yüzyılda yaşamış anonim bir
Osmanlı-Türk "fabl*' (kısa hayvan masa-
lOyazannın 149 fablını içeren albümün-
Antoine IIloıız beşlisi bu akşam Roxy9
de
Kühür Servisi - Fransızlann ünlü trompetçisi Antoine
IDouz. bugün saat 21 30'da. Roxy Club. lstanbul'da
sahneye çıkacak. Piyanoda Benoit PaiUard. davulda
Luis Augusto Savinı. bas gitarda Laurent Camuzat ve
gitarda OBvier Louvel'den oluşan quıntetiyle sahneye
alacak sanatçı. Avrupa caz dergileri tarafından kıtanın
en iyi trompetçisi olarak
nitelendiriliyor. 1959 doğumlu Antoine
lllouz, 1981de Paris Devlet Yüksek
Konservatuvan'nı trompet dalında
birincilik ödülü ile bitirdikten sonra bir
yıl Boston'daki ünlü Berklee College Of
Music'e devam etti. Fransa'ya
döndükten sonra ülkenin ünlü
orkestralan Laurent Cugny 'Lumiere
Orkestra'. Marial Solal Big Band, Eddy
Louiss 'Multı Color Feelıng' Orkestra
ve Antoine Herve yönetimındeki
L'Orkestra National de Jazz'da çalan
sanatçı daha sonra albüm çalışmalanna
başladı. 36 yaşındaki trompetçı. 1985'ten bu yana
bestelerinin çok büyük bir kısmı kendine ait olan Sud.
VV'aıt! ve Mogadiscio adlı üç albüm çıkardı.
Eleştirmenler Antoine lllouz'un ünlü prodüktör Mifce
Manieri ile 1993'te gerçekleştirdiği son albümü
• Rock müzikten caza
yönelen Antoine lllouz.
bugün çağdaş Fransız
trompetçilerinin en
iyilerinden biri olarak
nitelendiriliyor. Karmaşık
tekniğini, Âfrika ezgiieri
taşıyan bir hafîf jazz-funk
ile bağdaştıran sanatçı.
yumuşak ve ağirbaşlı özgün
müziğiyle de yetenekli
bir bestecı.
*Mogadiseio'yu çok ıleri bir teknıkle gerçekleştinlmış,
olağanustu başanlı bıralbum olarak nitelıyor. Kendi
grubu dışında GUI Evans, Quincy Jones, Dee Dee
Bridgev\ater, Johnny Grifin, Didier Lockvvood, Carla
Bley, John ScofieM. Emie VVattz ve Peter Erskine gibi
isimlerle çalışan ve önceleri rock yaptığı bilinen
Antoine lllouz, bugün çağdaş Fransız
trompetçilerin en iyilerinden. Trompeti
'Kimi zaman saldırgan. kimi zaman
y umuşak. bazen neşeli ve bazen de
hüziinlü. kendisini sınırsız olanaklaria
ifade edebilen dışa dönük bir alet*
olarak tanımlayan sanatçı. müziğini
Miles Davis'e benzetenlerı ise "Acemi
kulaklar için bu geçerti olabilir. ama
benim sesim Miles Davis'inkinden
daha klasik aynca onun dünyası
benimkinden daha karanlık ve daha
ftınk"dıyerek yanıtlıyor. Avrupa "da
oldukça tanınan Antoine lllouz.
Midem. Montpeiller. Montreal. Montreux. Nancy Jazz
Pulsation. Tourcoing. Umea. Ottovva, Zenith ve
Glasgovv festivallerinde çaldı.
Konserin biletleri Istanbul Fransız Kültür Merkezi ve
Roxy Club'den sağlanabılır.
den seçtikleri masallann canlandırma si-
nemasına "serbest uyarlanması'*ndan
oluşan bu fılmde fabllann yorumu. bu-
güne kadar görülen uyarlamalardan çok
farklı bir anlayışla ve büyüklere yönelik
olarak ele almmış.
Avrupa da fabl araştırmacılan tarafın-
dan Ezop, La Fontaine gibi beş büyük
fablcının arasında sayılan bu anonim Os-
manlı-Türk fabl yazarının "KurtlaTilki*'
adlı masalını "Haset"' ve "\eziri Kutla-
ma" masalını "BakanıKutlarken" adla-
nyla uyarlayan Erez çiftı insan ve hayvan
arası tiplemelerie, fakat öykülere sadık
kalarak uyarladıklan masallardan
u
Ha-
set"te insanı mahveden ve cinayete kadar
götürebılen "kıskançlık" ve "Bakanı
Kutlarken"de de "makamın dostlukları
unutturduğu" temalannı işlemışler.
Aynı anonim yazann, kendisinden iki
yüzyıl sonra yaşayan ünlü Fransız fabl-
cısı La Fontaine tarafından tekrar ele
alınmış olan ve çok sevdiği kedisinin ka-
dın olmasmı isteyen bir adamın, bu iste-
ğinin yerine gelmesıni konu alan "Genç
Adam ve Dişi Kedi" masalını da Fransız
Kültür Merkezi"nın finanse etmesiyle
gerçekleştirecek olan çizgi filmci çift. bu
metamorfoz olayındaki kadının gece fa-
re yemesi ve büyük bir aşk yaşayan ada-
mın eski haline dönen kansından umu-
dunu kesmek zorunda kalması sahnele-
nni vurgulayacaklann| belirtıyorlar.
Eskişehir Anadolu Ünıversitesi Güzel
Sanatlar Fakültesı Canlandırma Sanatla-
n Bölümü'nde çizgi film dersleri veren
Meral ve Cemal Erez, "Konusu, tekniği,
canlandırma kalitesi nasıl olursa olsun,
'sinemasal anlahm'la ele alınmamış bir
çizgi film izleyiciye ulaşamaz. Ne Türki-
ye'de ne de dünyanın başka bir köşesin-
de kendine yer bulabilir" diyorlar.
Poptakal Yokuşu' yayımlandı
• Kültür Servisi - Genç şairlenmizden Leyla Onomay,
'Portakal Yokuşu' adlı ilk kıtabıyla şiirseverlerle
buluştu. Yazın yaşamına kısa hikâye ve mizah
öyküleriyle başlayan Onomay'ın kitabı öncekı akşam
Beyoğlu 'Kelaynak Kafe'de yapılan kokteylle
şiirseverlerin beğenisine sunuldu. Kokteyle Onomay'ın
arkadaşlanndan ve edebiyat dünyasından çok sayıda
davetli katıldı Şair Nevzat Çelık. Mehmet Çetin,
Önder Kızılkaya ve Onomay da kendi şiirlerini
okudular. PİYA Yayınlan'ndan çıkan 'Portakal
Yokuşu'nda23 şiırbulunuyor.
Zühtii Bayar söyleşileri
• Kültür Servisi - Şair v e y azar Zühtü Bayar, geçen
yıllarda Beyoğlu barlannda düzenlediği, "Zühtü Bayar
ile Beyoğlu Gecelen" programını. bu mevsim Çalıntı
Bar'da sürdürecek. Bu program kapsamında. sanatın
her kesimınden sanatçı ve edebiyatçılarla söyleşecek
olan Bayar'ın listesinde. lsa Çelik. Günel Altıntaş,
Erdogan Alkan, Güngör Gencay, İbrahim Balaban,
Âşıkihsani, Suat Bilgı ve Metin Demirhan gibi adlara
rastlanıyor. Programına. fotoğraf sanatçısı lsa Çelik ile
17 ekım gecesi saat 21.00'de başlayacak olan yazar,
dinleyicilere tsa Çelik'in fotoğraf sanatını anlatacak.
Söyleşiden önce. tsa Çelik tarafından son
çalışmalanndan oluşan. müzik eşliğinde birde dia
gösterisi sunulacak. Çalıntı Bar: 293 05 98.
BÜ'de Türk müziği etkmliklepi
• Kühür Servisi-Boğazıçı Lnıversıtesı Turk Müziği
Kulübü, Türk müziğine araştırmacı birbakış açısıyla
sürdürdüğü etkinlikler kapsamında 100'e yakın
sanatçının sahne alacağı bir dizi müzik şöleni
hazırlıyor. Salı günü. üniversitenın büyük toplantı
salonunda "Dar'ül Elhan'dan Bugüne Müziğimiz"
başlıklı dinleti. saat 19.00'da gerçekleştirilecek.
Dinletiye IÜ Devlet Konservatuvarı Türk Musikisi lcra
Heyeti, Halk Müziği Topluluğu ile Nefesli Sazlar ve
Armoni Pop Orkestrası katılıyor.
İstanbul Şarkıları Kitabı" Beriin'de
• Kültür Senisi- Cüneyt Ayral'ın 1989 yılında Bin
Tane Yayınlan tarafından yayımlanan "Istanbul
Şarkılan Kitabı" Ahmet Doğan tarafından Almancaya,
Francesca Acanfora tarafından da İtalyancaya çevrildi.
Almanya'da yaşayan müzisyen Sema'nın bestelemeye
başladığı şarkılar 1996 yılında CD olarak da
Almanya'da yayımlanacak.
Ayral, E\ Oriente Lux galerisinin konuğu olarak
şiirlerini okumak için Berlın'e davet edildi. Sanatçı, 29
ekim günü kitabını Türkçe ve Almanca olarak
okuyacak.
Altaylı kadın mumyası
• ULANBATOR (UBA)- Moğolıstan'da yapılan bir
kazıda bulunan kadın mumyasının bir Türke ait olduğu
beliriendi. Yapılan araştırma ve kazılarda 4 bin yıl
öncesinden bozulmadan korunmuş olan Altaylı kadın
mumyasının Asya'dan Batı'ya göç devnnde yaşamış
olduğu açıklandı. Araştırmalarda "Amazon" denilen
kadın savaşçılara ait eşyalar ve silahlar da ele geçirildi.
En eski Türk sanatının örneklen sayılan mumya ve
eserler arasında erkek başı büstü, bronz ve altın
heykelcikler de bulunuyor.