02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
>I6EKİM 1995 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 TAL, New York La MaMa ETC'nin sanat eğitmenlerinin katıldığı atölye çahşmalan düzenledi 'Tîyatro., her an yaşamm içinde' TANERGEZER Şehır Tiyatrolan Tiyatro Araştırma Laboratuvan'nın (TAL) düzenlediğı. Nev* Yörk La MaMa ETC'nin sanat eğit- menlerinin yeraldığı atölye çalışmalan. 9-14ekimtanhleriarasındaŞehirTıyat- rolan'ndaTAL stüdyolannda gerçekleş- tırildı. Atölye çalışmalan kapsamında, 9-10 ekimtarihlerinde Erica Bilder. "Uzakdo- ğu ve Batı'da sahne döviiş teknikleri*", 10-11 ekim tarihlerinde JaneCatherine Shaw. "Kuklayapım.oynanmvegölge ti- yatrosu teknikİeri" \ e 13-14 ekimde Per- ry Yııng. "Uzakdoğu geleneksei tiyatro- su vemoderndansteknikleri*'konulann- da, Türk tiyatroculan ile kuramsal ve uy- gulamalı çalışmalaryapacaklar. Sanatçı- lar, TAL sanat disiplinleri doğrultusun- da ilk kez gerçekleştirilen "Assos Gös- teri Sanatlan Festivali"ne de katılmış- iiardı. Araştırma, düşünerek değil, yaparak olur Tiyatro Araştırma Laboratuvan'nın ti- yatro için çok önemli bir kuruluş oldu- ğunu söyleyen Şehır Tiyatrolan Genel Sanat Yönetmeni Erol Keskin. insan bil- gilerinın her an değişime uğradığı bu dünyada. TAL'ın varoluş sebebıni. "ti- yatroalanında var oianın bir adım öniin- de olmak için araştırma ve çalışma süre- ci içinde geliştirme" olarak açıklıyor. Keskin. 10 yıla yakın bir süredir bu amaçla çalışmalar yapan ve giderek ge- lişen. genişleyen TAL'ın yalnızca Şehir Tiyatrolan ıçın değil, Türk tiyatrosunun ve Türk tiyatrosunun geleceğı olan bi- reylen için önemli bir mekân oldugunu ve tazeliğini her an korumak zorunda ol- duğunu da belirtiyor. Kurumsallaşmanın yaratıcılık açısın- dan tehlikelerine değinen Keskin. ayağı yere basmadan bir şey yapamayacakla- rını söyleyerek "Kurumu,dönenbirpe- dal gibi hareketli bir basamak olarak de- ğerfcndirnıek lazım" dedı. -Araştırma, düşünerek değil, yaparak ohır" düşüneesindekı Keskin. TAL ın bu amaçla. atölye çalışmalan. seminerler, geziler ve elde edılen venleri göz önüne serecek yayınlar yaptığını. bütün bunla- nn program ıçensinde yürütüldüğünü anlattı. Çalışmalar: kültürlerarası semi- nerler. yaratıcı drama ve pedagoji semi- nerleri. yabancı tiyatrocularla vapılan or- taküretimlervedtşanyayapılangezıler- le uluslararası platformlarda da yaygın- laştınlıyor. Türk tiyatrosunun bütün öncügirişim- • lerinin Şehir Tiyatrolan'ndan çıktığını, -TAL'ın da bu nedenle Şehir Tiyatrola- n'ndan çıktığını söyleyen Keskin, yapı- lanlan hiçbirzaman yeterli bulmadtkla- nnı, bu "coşku verici yokuluk~ta her za- man daha ılenye doğru ginşımlerde bu- lunacaklannı belirtiyor. Keskin, gelen yabancı tıyatroculardan birçok şeyler edindiklenni ama. onlann da bızden çok şey öğrendiklerinı. bizım Erica Bilder, "Uzakdoğu ve Batı'da sahne dövüş teknikieri" konulu çalışmalar yapıvor. • Şehir Tiyatrolan Tiyatro Araştırma Laboratuvan'nın (TAL) düzenlediği atölye çalışmalan kapsamında, Erica Bilder, Jane Catherine Shaw ve Perry Yung, Türk tiyatroculan ile kuramsal ve uygulamalı çalışmalar yaptılar. • Erol Keskin, "Ben, Türk tiyatrosunu dünya tiyatrosundan yalıtarak bir başka yerde görmüyorum. Insanlığın olduğu yerde tiyatro vardır ve tiyatronun olduğu her yerde Türk tiyatrosu vardır" diyor. de bazen farkına varmadığımız bir sürü meziyetlenmiz oldugunu söyleyerek " Ben, Türk ti> atrosunu dünya tiyatrosu- nudan yalıtarak bir başka yerde görmü- yorum. İnsanlığın olduğu yerde tiyatro vardır ve tiyatronun olduğu her yerde Türk tiyatrosu vardır" dıyor Bağımsız düşünme ve düşgücünü açığa çıkarma TAL'ın atölye çalışmalan için gelen sanatçılardan Erica Bilder, "Uzakdoğu \e Batı'da sahne dövüş teknikİeri'* konu- lu çalışmaiar yapıyor. Amsterdam ve Tokyo ünıversıtelerinde okuyan Hollan- dalı sanatçı. bırçok uluslararası tiyatro- da çalışmış. Grotovvski Disiplinleri ve Japon Döv üş Sanatlan konusunda atöl- ye çalışmalan yapmış. Nevv York La Ma- Ma tıyatrosunda. y önetmen, dövüş kore- ografı veoyuııcuolarakjrörevyapan Bil- der, aynca New York Üniversitesı Dra- ma Terapi Merkezi'nde "Hapishaneler- de Tiyatro*' konusunda çalışmalar yapı- yor. Gençlik yıllanndan itibaren eskrim yapan Bilder'in sahnede uyguladığı sa- vaş teknikİeri. tiyatro teknigine yardını edicı nitelıkte. sporculann değil, tiyatro eğitimi alan insanlann uygulayabileceği kendine özgü bir teknik. Atölye çalışma- ları sırasında,dövüş tekniklerinin tarih- sel gelişimini ve'Batı ile Uzakdoğu tek- nikİeri arasındakı farkı. uygulamalı ola- rak anlatan Bilder, tiyatronun politik amaçlar uğruna kullanılmasına karşı. "Tiyatro, izkyicüıin hayal gücünü bağım- sız bir şekilde geliştirmesine yardını etme- lidir" diyen Bilder, ınsanlar arasındaki ıletişıme önem veriyor ve bu iletişımı politik mesajlar yerine "birenerji akta- nmı" olarak niteİedıği davranışlarla ger- çekleştiriyor. Tiyatro dışı malzemeleri kullanmayı reddederek yalın, görsel ve sembolik bir tiyatro yapma uğraşındaki sanatçı, tiyatroda mekân ve oyuncunun temel alınmasından yana Nevv York Üniversitesı Drama Terapi Merkezi'nde görev yapan Bilder. "Gü- nümüzde insanlann hayalgücü kısıtlanı- yor, nasıl düşünmemiz gerektiği bize öğ- retiliyor*" dıyor. Yaptıklanyla insanlann bağımsız düşünme ve düşgücünü ortaya çıkarmaya çalışan sanatçı, bu amaçla hastanelerde ve hapıshanelerde çalışma- lar yapıyor. "Tiyatro sadece tiyatro salon- larında, sahnede yapılan bir şey değildir. Tiyatro, hayatın içinde her an yaşıyor* düşüncesıylehapıshanelerdeoyunlarha- zırlayan ve terapi çalışmalan yapan Bil- der. tiyatroyu sadece tiyatro egitimi alan insanlann yapacağı görüşüne katılmıyor ve hapishanelerdeki çalışmalara devam etmeyi düşünüyor. Yaptıklarıyla mah- kûmlann ve kendısinın de güvenini ka- zanan Bilder. "Mahkûmlann hayathikâ- yeteri de çok üginç. lnanılmaz yaşamlan var. Bunlar bilinmeli" diyor. Sanatçılar, lstanbul'a gelmeden önce katıldıklan Assos Gösteri Sanatlan Fes- tivali'ni ve Assos'u, "BirYunantrajedi- si içinde yürür gjbiydik" diye tanımlı- yorlar. Assos'ta köylülerle, ilkokul ço- cuklanyla. 70 yaşında ihtiyarlarla bera- ber "Öİümsüz Yaşam Sarayı*' adında bir oyun hazırlayan. kuklalar yaparak gös- teriler yapan sanatçılar, Ege Denizi, Mi- dillı ve daglar arasındaki bu sakin köy- de. farklı bir kültürün geleneklerini. ya- şam biçimini. törenlerini öğrenmek için araştırmalaryapmışlarvemasallardahil bir çok malzeme toplamışlar. Bunlan kullanarak bir oyun yaratmayı düşünen Erica Bilder. "Hem farklı bir kültürüta- nımak hem de bu farklı külrürtk n insan- larla birlikte bir şeyler üretmek çok özei birolaydr diyor. Sanatçı, konumu yeniden gözden geçirmeli -Kukla yapun, oynaüm ve gölge tiyat- rosu teknikİeri" konusunda çalışmalar yapan Jane Catherine Shav\; tasanmcı, yazar. yönetmen ve oyuncu olarak 10yıl- dır kukla tiyatrosu yapmakta. La MaMa ETC'de "Evidence of Floods" adlı oyu- nu hazırlayan yazann çalışmalan arasın- da, "Heaven and Hell Tbur T> , "Nostrada- mus Speaks" sayılabilir. Sanatçı, Ame- rika Ulusal Kuklacılar Festivali'ne Asya ve Afrika masallan ile ılgili tek kişilik oyunlan ile katılmış. StanistavskTnin "hem oyuncu hem de kulda" anlayışı içerisinde insanın kukla- ya yansıması, kuklayla tek vücut olma- sı, kendini yeniden yaratrnanın cansız bir nesne üzerinde gösterilmesi gibi konu- larda araştırmalar yapan sanatçı. kukla- yı. "oy uncular tarafından anlatması gûç olan duygulan, düşünceleri anlatmak için bir şans** olarak nıtelıyor ve "Kuk- la yapımını, anlatmak istediğim şeye gö- re malzemelerine, nasıl görünecekîerine karar verebileceği için seçtim*' diyor. Hem çocuklar hem büyükler için kuk- la oyunlan yapan sanatçı, çocuklar için yaptığı oyunlarda. basit öyküler, masal- lar kullanarak, gördükleri şeyleri daha farklı görmelerini sağlamak istiyor. Bü- yükler için yaptığı oyunlarda. örneğin Nostradamus Speaks'e ise psikolojik bo- yutlar katarak yaklaşıyor. Dünyanın birçok yerindeki tiyatrolar- la işbirliği yapan, sanatçılarla sıcak iliş- kiler kuran La MaMa'da kısa bir süredir çalışan sanatçı, günümüzde, Amerika'da her şeyın keşfedildiğini. eğlenmek için TV, video gibi bir çok seçeneğin ortaya çıktığını behrtiyorve "SanatçL konumu- nu veyaptığı şeyi tekrar gözden geçirmek zorundadır" diyor. II BUAŞA31ADA ŞÜKRAN KURDAKUL "Cezaevinde Bir Kanımlık Uykuda, Düşte.. Dilin ulusal niteliğini görmeziikten gelen bir za- manın eskileri, Istanbul Türkçesi" sözünü şiirin de düzyazının da önkoşulu sayacaklardı nerdey- se. Pendik'ten ötesi başka bir dili konuşuyormuş, Yunus'tan Karacaoğlan'a, Pir Sultan'dan Da- daloğlu'na kadar nice ozanın dizeleri Türkçe de- ğilmışgibı. Tuhafı, "Istanbul Türkçesi" sözündeki zoriama- nın beraberinde getirdiği sorulara da kapalı kal- dılar yıllarca. Diyelim, yüzyılın başında Istanbul'un hangi kat- manları simgeliyordu bu Türkçeyi? Imparatorluğun sömürgeleştirilme döneminde sınıfsal özellikleri belirmeye başlayan burjuvazinin Türkçesi mi? Yahya Kemal'in, 1922'de şöyle yazdığını bili- yorum: "Türklerin edebîlisanı millî ve müşterek bir mi- rastır, ona Payitaht da dahil olmak üzere hiçbir şe- hir tahakküm edemez..." Bıliyoruz, "Havass "ın dili Osmanlıcaydı, baş- kent halkının dili Türkçe. Sanatçı, Türkçenin tadına vardıkça yaratmayı başardı çağdaş edebiyat dilini. Başlığa aldığım dizenin yaratıcısı Metin Eloğ- lu da, Asım Bezirci'nin dediği gibi "dil içindeye- ni bir dil kurma" başarısı göstermişse Türkçenin gizinde aydınlığa çıkarılmayı bekleyen cevahiri bulduğu için göstermiştir. Şair kimliği en azından Ayşemayşe (1968) kita- bına kadar, Kısıklı kahvelerınde kimlerle söyleşti- ğini bilmediğimiz halktan biri kimliğine ters düş- medi Metin Eloğlu'nun. Toplumsal çelişkilerin üzerine gidişiyle öfke ada- mıydı, gizli sevecenliğiyle lırik. Bu özelliklerıyle Düdüklü Tencere (1951) evre- sinde bile Ataç'ın da belirttiği gibi, çoğu yeniden okuma hevesi uyandırarak kolay ezberienen şiir- ler yazdı. "Kahkahanın bini birpara Işin doğrusunu anlatamam; Içtiğimiz su acı, Gördüğümüz düşler felaket düşü Pencereden uzan da bak. Bak da ağla, Biryatakta sekiz kişi." Metin Eloğlu şiiri, Düdüklü Tencere'de ince yer- gıye ve doğrudan taşlamaya dayanıyordu. Sultan Palamut, sonraOdun'datopladığışiırler, 1950-60 baskı döneminin izlerini taşır. Bu şiirlerde bireysel ve toplumsal, ıç içedir. En önemlisi. artık lirizmıni esirgemeyen yeni bir Metin Eloğlu'yla karşılaşınz. Ölümünün 10. yılında, bu döneminin şiirlerinden "Kof Demirii Pencere"ri\n iki dörtlüğüyle selam- lıyorum Metin'i: "Cezaevinde bir kanımlık uykuda, düşte Şuramdan birşey koptu Bir gün değil, beş gün değil ki bu Canıma tak dedi işte. Gayri umut dürter, yürek silkinir Peşi sıra bir özlem, ürküsüz, ank Sen miydin, Istanbul muydu, bahar mıydık Tutsak gözlerim bulanıvehr." 4 Çizgi Film DesenlerP sergîlendi AYŞE GÖNÜLLÜLEROĞLU 4-13 Ekım 1995 tanhleri arasında Fransır Kültür Merkezi'nde yer alan çiz- gi film sanatçıları Cemal ve Meral Erez'in "Çizgi FUm Desenleri*' sergisi bir sergi türü olarak Türkiye'de bir 'ilk'i oluşturdu. Erezler'ın 1973'ten bugüne birlikte yaptıklan canlandırma filmlerin- den seçılmiş desenleri içeren ve satışa yönelik olmayan sergide, bu çalışmala- nn fılmlen de istek üzenne vıdeodan iz- lenebiliyordu. 1970li yıllann başında Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Resım ve Grafik Sanatlan bölümlenni bıtiren çıf- tin. Cemal Erez'in grafik bölümü mezu- ntyet tezi olan ve birlikte gerçekleştır- dikkri "öS KV" adlı filmle başlayan çız- gi film seriheni. 13 yıl İtalya ve Fran- sa'da sinema ve canlandırma eğitimi gör- meleri ve fılmler üretmeleriyle sürmüş- tü. 1987"den ben Istanbul 'da yaşayan sa- natçılann sergide de yer aİan başlıca fılmlen: "II Gatto/Kedi" (1977, İtalya), -Cordes/İpter" (1983. Fransa). "L'app- renti Loup / Acemi KurT (1988-89'da yıne Türkiye'de ilk kez anaokulu öğren- cıleriyle yapılan çızgı film), Number One TV için logotanıtım klipleri (1995) v e "Kayıp Masallar"( 1994-95) "Kayıp Masallar". TC Kültür Bakan- lığı tarafından fınanse edilen ve şu sıra- da tamamlanmak üzere olan 9"ar dakıka- lık iki rnasal uyarlamasından oluşan filmleri. Sanatçılann bir başka proje için yaptıklan bir araştırma sırasmda keşfet- tıklen, 16. yüzyılda yaşamış anonim bir Osmanlı-Türk "fabl*' (kısa hayvan masa- lOyazannın 149 fablını içeren albümün- Antoine IIloıız beşlisi bu akşam Roxy9 de Kühür Servisi - Fransızlann ünlü trompetçisi Antoine IDouz. bugün saat 21 30'da. Roxy Club. lstanbul'da sahneye çıkacak. Piyanoda Benoit PaiUard. davulda Luis Augusto Savinı. bas gitarda Laurent Camuzat ve gitarda OBvier Louvel'den oluşan quıntetiyle sahneye alacak sanatçı. Avrupa caz dergileri tarafından kıtanın en iyi trompetçisi olarak nitelendiriliyor. 1959 doğumlu Antoine lllouz, 1981de Paris Devlet Yüksek Konservatuvan'nı trompet dalında birincilik ödülü ile bitirdikten sonra bir yıl Boston'daki ünlü Berklee College Of Music'e devam etti. Fransa'ya döndükten sonra ülkenin ünlü orkestralan Laurent Cugny 'Lumiere Orkestra'. Marial Solal Big Band, Eddy Louiss 'Multı Color Feelıng' Orkestra ve Antoine Herve yönetimındeki L'Orkestra National de Jazz'da çalan sanatçı daha sonra albüm çalışmalanna başladı. 36 yaşındaki trompetçı. 1985'ten bu yana bestelerinin çok büyük bir kısmı kendine ait olan Sud. VV'aıt! ve Mogadiscio adlı üç albüm çıkardı. Eleştirmenler Antoine lllouz'un ünlü prodüktör Mifce Manieri ile 1993'te gerçekleştirdiği son albümü • Rock müzikten caza yönelen Antoine lllouz. bugün çağdaş Fransız trompetçilerinin en iyilerinden biri olarak nitelendiriliyor. Karmaşık tekniğini, Âfrika ezgiieri taşıyan bir hafîf jazz-funk ile bağdaştıran sanatçı. yumuşak ve ağirbaşlı özgün müziğiyle de yetenekli bir bestecı. *Mogadiseio'yu çok ıleri bir teknıkle gerçekleştinlmış, olağanustu başanlı bıralbum olarak nitelıyor. Kendi grubu dışında GUI Evans, Quincy Jones, Dee Dee Bridgev\ater, Johnny Grifin, Didier Lockvvood, Carla Bley, John ScofieM. Emie VVattz ve Peter Erskine gibi isimlerle çalışan ve önceleri rock yaptığı bilinen Antoine lllouz, bugün çağdaş Fransız trompetçilerin en iyilerinden. Trompeti 'Kimi zaman saldırgan. kimi zaman y umuşak. bazen neşeli ve bazen de hüziinlü. kendisini sınırsız olanaklaria ifade edebilen dışa dönük bir alet* olarak tanımlayan sanatçı. müziğini Miles Davis'e benzetenlerı ise "Acemi kulaklar için bu geçerti olabilir. ama benim sesim Miles Davis'inkinden daha klasik aynca onun dünyası benimkinden daha karanlık ve daha ftınk"dıyerek yanıtlıyor. Avrupa "da oldukça tanınan Antoine lllouz. Midem. Montpeiller. Montreal. Montreux. Nancy Jazz Pulsation. Tourcoing. Umea. Ottovva, Zenith ve Glasgovv festivallerinde çaldı. Konserin biletleri Istanbul Fransız Kültür Merkezi ve Roxy Club'den sağlanabılır. den seçtikleri masallann canlandırma si- nemasına "serbest uyarlanması'*ndan oluşan bu fılmde fabllann yorumu. bu- güne kadar görülen uyarlamalardan çok farklı bir anlayışla ve büyüklere yönelik olarak ele almmış. Avrupa da fabl araştırmacılan tarafın- dan Ezop, La Fontaine gibi beş büyük fablcının arasında sayılan bu anonim Os- manlı-Türk fabl yazarının "KurtlaTilki*' adlı masalını "Haset"' ve "\eziri Kutla- ma" masalını "BakanıKutlarken" adla- nyla uyarlayan Erez çiftı insan ve hayvan arası tiplemelerie, fakat öykülere sadık kalarak uyarladıklan masallardan u Ha- set"te insanı mahveden ve cinayete kadar götürebılen "kıskançlık" ve "Bakanı Kutlarken"de de "makamın dostlukları unutturduğu" temalannı işlemışler. Aynı anonim yazann, kendisinden iki yüzyıl sonra yaşayan ünlü Fransız fabl- cısı La Fontaine tarafından tekrar ele alınmış olan ve çok sevdiği kedisinin ka- dın olmasmı isteyen bir adamın, bu iste- ğinin yerine gelmesıni konu alan "Genç Adam ve Dişi Kedi" masalını da Fransız Kültür Merkezi"nın finanse etmesiyle gerçekleştirecek olan çizgi filmci çift. bu metamorfoz olayındaki kadının gece fa- re yemesi ve büyük bir aşk yaşayan ada- mın eski haline dönen kansından umu- dunu kesmek zorunda kalması sahnele- nni vurgulayacaklann| belirtıyorlar. Eskişehir Anadolu Ünıversitesi Güzel Sanatlar Fakültesı Canlandırma Sanatla- n Bölümü'nde çizgi film dersleri veren Meral ve Cemal Erez, "Konusu, tekniği, canlandırma kalitesi nasıl olursa olsun, 'sinemasal anlahm'la ele alınmamış bir çizgi film izleyiciye ulaşamaz. Ne Türki- ye'de ne de dünyanın başka bir köşesin- de kendine yer bulabilir" diyorlar. Poptakal Yokuşu' yayımlandı • Kültür Servisi - Genç şairlenmizden Leyla Onomay, 'Portakal Yokuşu' adlı ilk kıtabıyla şiirseverlerle buluştu. Yazın yaşamına kısa hikâye ve mizah öyküleriyle başlayan Onomay'ın kitabı öncekı akşam Beyoğlu 'Kelaynak Kafe'de yapılan kokteylle şiirseverlerin beğenisine sunuldu. Kokteyle Onomay'ın arkadaşlanndan ve edebiyat dünyasından çok sayıda davetli katıldı Şair Nevzat Çelık. Mehmet Çetin, Önder Kızılkaya ve Onomay da kendi şiirlerini okudular. PİYA Yayınlan'ndan çıkan 'Portakal Yokuşu'nda23 şiırbulunuyor. Zühtii Bayar söyleşileri • Kültür Servisi - Şair v e y azar Zühtü Bayar, geçen yıllarda Beyoğlu barlannda düzenlediği, "Zühtü Bayar ile Beyoğlu Gecelen" programını. bu mevsim Çalıntı Bar'da sürdürecek. Bu program kapsamında. sanatın her kesimınden sanatçı ve edebiyatçılarla söyleşecek olan Bayar'ın listesinde. lsa Çelik. Günel Altıntaş, Erdogan Alkan, Güngör Gencay, İbrahim Balaban, Âşıkihsani, Suat Bilgı ve Metin Demirhan gibi adlara rastlanıyor. Programına. fotoğraf sanatçısı lsa Çelik ile 17 ekım gecesi saat 21.00'de başlayacak olan yazar, dinleyicilere tsa Çelik'in fotoğraf sanatını anlatacak. Söyleşiden önce. tsa Çelik tarafından son çalışmalanndan oluşan. müzik eşliğinde birde dia gösterisi sunulacak. Çalıntı Bar: 293 05 98. BÜ'de Türk müziği etkmliklepi • Kühür Servisi-Boğazıçı Lnıversıtesı Turk Müziği Kulübü, Türk müziğine araştırmacı birbakış açısıyla sürdürdüğü etkinlikler kapsamında 100'e yakın sanatçının sahne alacağı bir dizi müzik şöleni hazırlıyor. Salı günü. üniversitenın büyük toplantı salonunda "Dar'ül Elhan'dan Bugüne Müziğimiz" başlıklı dinleti. saat 19.00'da gerçekleştirilecek. Dinletiye IÜ Devlet Konservatuvarı Türk Musikisi lcra Heyeti, Halk Müziği Topluluğu ile Nefesli Sazlar ve Armoni Pop Orkestrası katılıyor. İstanbul Şarkıları Kitabı" Beriin'de • Kültür Senisi- Cüneyt Ayral'ın 1989 yılında Bin Tane Yayınlan tarafından yayımlanan "Istanbul Şarkılan Kitabı" Ahmet Doğan tarafından Almancaya, Francesca Acanfora tarafından da İtalyancaya çevrildi. Almanya'da yaşayan müzisyen Sema'nın bestelemeye başladığı şarkılar 1996 yılında CD olarak da Almanya'da yayımlanacak. Ayral, E\ Oriente Lux galerisinin konuğu olarak şiirlerini okumak için Berlın'e davet edildi. Sanatçı, 29 ekim günü kitabını Türkçe ve Almanca olarak okuyacak. Altaylı kadın mumyası • ULANBATOR (UBA)- Moğolıstan'da yapılan bir kazıda bulunan kadın mumyasının bir Türke ait olduğu beliriendi. Yapılan araştırma ve kazılarda 4 bin yıl öncesinden bozulmadan korunmuş olan Altaylı kadın mumyasının Asya'dan Batı'ya göç devnnde yaşamış olduğu açıklandı. Araştırmalarda "Amazon" denilen kadın savaşçılara ait eşyalar ve silahlar da ele geçirildi. En eski Türk sanatının örneklen sayılan mumya ve eserler arasında erkek başı büstü, bronz ve altın heykelcikler de bulunuyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle