Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 9 OCAK 1995 PAZARTESİ
10 DIZIYAZI
Erbakan'a göre, Gümüş Motor'un kuruluşu, Türkiye'de sanayileşme hareketinin dönüm noktasıdır
Romanı yazdacak bir hamle
E
rbakan'ın yaşa-
mında Trabzon' un
çok büyük etkisi
ve önemi vardir.
Trabzon "da lslami
bilgilerini arttıran
Necmettın. vaaz ve sohbetler-
den kendısi için yararlı olduğu-
na inandığı her şeyi, bilgi dağar-
cığına yüklemiştir. Güçlü belle-
ği ile de dikkat çeken Necmet-
tin, Trabzon'a kadar sarkan Gü-
müşhaneli tankatçılardan edin-
digi kitaplan su içer gibi ezbe-
rine almıştır. Ortaokul ve liseyi
lstanbul'da bitirme şansını ya-
kalayan Necmettin, bu büyük
kentin özellikle dinsel zengin-
liklerinden olabildiğince yarar-
lanmıştır.
'JulesVepne gibi bir yazaf
Trabzon da Kuran kursuna da
giden Erbakan, emsallerinin
içindeen iyisiydi. Matematik, Fı-
zik gibi derslerde rakipsiz Erba-
kan, şaşırtıcı bir belleğin sahi-
biydi. Hayal ve bellek gücü ne-
deniyle ilkokul öğretmeni, Er-
bakan'ın JulesV'ernegibi bir ya-
zarolabileceğine inanırken o, ls-
tanbul Teknik Üniversitesi'ne
gitti.
•Gümüş Motor,
tanmsal sulamada
kullanılan 5-15
beygir gücünde dizel
motorlar ve
pompalar yapmak
amacıyla
kurulmuştu.
Erbakan, dönemin
Sanayi Bakanı
Sebati Ataman'la
ilişkiye girip Şeker
Şirketi'nin fabrika
kurmak amacıyla
ayırdığı 750 bin
lirayı Gümüş
Motor'a aktarmayı
becermişti.
•Erbakan anlatıyor: Gümüş Motor,
Türkiye'de sanayileşme hareketinin çok
mühim bir dönüm noktasıdır. O vakte kadar,
hatta hükümetlerin bile yapamadığı bir
motor fabrikasının kurulması hamlesini, bu
hamle yapmıştır. Gümüş Motor'un kuruluşu
ve inkişafı, hakikaten belki bir film halinde,
bir roman halinde bürün milletimize
duyurulması lazım gelen önemli bir
hadisedir.
Bugüne değin gazete ve der-
gilerden gelen yaşamöyküsü ile
ilgili sorularkarşısında Erbakan,
birkaç temel tarih ve bulguyu
değiştirmeden çeşitli öyküler
anlatmıştır. 25 Eylül 1974'te
Başbakan Yardımcılığı maka-
mında Erbakan'ın bize anlattığı
uzun ve aynntılı yaşamöyküsü-
nün özeti de şöyleydi:
"1926 yıhnda Sinop'ta doğ-
dum. Rahmetiik pederim. ağır
ceza reisi idL. Cörevi dolayısıyla
Anadolu'nun rnuhtelif yerlerini
çocukluğumuzda beraberce do-
laştık. Bu mevanda, KayseıTde,
Trabzon'da bulunduk. İlkokulu
Trabzon''da okudum. Çocuklu-
ğum KayserTde geçti. Ortaokul
ve lise> i lstanbul'da, İstanbul Li-
sesi'nde okudum. İstanbul Lise-
si'ni birinciükte bitirdim ve Tek-
nik Lniversite'nin imtihanını ve-
rerek ikinci sınıfına başladım.
Teknik Üniversite'yi 1948'de bi-
tirdim ve Teknik İ niversile'nin
Motorlar Kürsüsü'ne asistan ol-
dum. Doktora tezimde gösterdi-
ğim başan nedeniv le üniversite tarann-
dan Almanya'ya gönderildim. Alman-
ya'da Motorlar Kürsüsü'nde Prof.
Smith ile beraber çalıştık. Döndükten
sonra, Teknik L niveı-site'de doçent,
1965 yılında da profesör oldum. Alrnan-
ya'dan döndükten sonra, Teknik Üni-
versite 'deki görevimizyanında, üniver-
siteden izin alarak 'Gümüş Motor Fab-
nkası'nı Kurduk."
Böyük sanayi hamiesi
Artık, 148 kiloluk altının mayasını
ve trilyonluk servetın ılk tohumlannı
görebilmek için "Gümiiş Motor Dosya-
sı""nın kapağını aralayabiliriz. Erba-
kan'a sorduk:
"Gümüş Motor ile ilgili türlü-çeşitli
söylentiler sürüp girmekte. Denilir ki,
çok yüksek maliyeri bulan motorian
ucuza satarak kuruluşu zarara sokmuş-
Demokrat İzmir gazetesinde çıkan bir öykü
Imam Osman Efendi tedrisatıNecmettin Erbakan'ın yaşam
öyküsüne devam ederken, bir
parantez açıp 17 Ocak 1974
tarihli 'Demokrat İzmir'
gazetesinde yayımlanan şu
yazıya bir göz atalım:
"TBMM'de ancak
pariamenterlerin, özel izni
olan gazetecilerin ve bir de
imriyazlı konuklann
girebUdikieri kulisin
girişindeki koltuklarda
oturuyorduk. Yanımıza,
çekine eekine vaşlan şöyle
65'in üzerinde, sakallan
aklaşmış, kasketleri ellerinde
iki kişi geldi.
Boş koltuklara
'Selamünaleyküm' deyip
iliştiler. 'Hoşgeldiniz, kimin
konuğusunuz' sorusuna.
'Erbakan Hoca'yı göreceğiz.
Trabzon'dan geldık
de'cevabını verditer. Sigaralar
yakıldı ve karşılıklı birkaç
laftan sonra, gözleri çakmak
çakmakolanı, 'Biz. Erbakan'ı
bebelığınden tanınz' dedi.
Erbakan'ın biyografisi
biliniyordu. ama özellikle
çocukluğu hakkında aynntılı
bilgi yoktu. Fazla üstelemeye
gerek kalmadan anlarmaya
başladı, gözleri çakmak
çakmak olan Trabzonlu,
'Necmettin'in yaşı. 46-47
civannda olmalı (1974'te).
Aklimda kaldığına göre
bizim amca oğlu, o yıl
askerde vefat etmişti. 1342
miydi. neydi? Necmettin. ele
avuca sıgmaz. akıllı ve de
güzel bir çocuktu. Kısa
zamanda serpiidi. Okulda
dersleri alüyülalâ idi.
Onu. biz ve komşular,
kümeslere. tavuklara ve
civcivlere olan merakı ile
tanır ve severdik' dedi. Gel
zaman git zaman,
Necmettin İstanbul'a
okumava gitti. Bir yandan
maarif okulunda tahsil
ederken, bir yandan da
hanzam beni aMatmıyorsa,
Fatih'te bir camide ünlü
Imam Osman Efendi'nin
rahle-i tedrisinden geçti.
Sizler de bilîrsüıiz herhaL
sonra da mühendis mektebini
bitirdi. İmam Osman'ın
rahle-i tedrisinden geçip de
büyük adam olmayan hemen
hemen yok gibklir derler."
İmam Osman Efendi'nin rahle-i tedrisinden geçerek 'büyük
adam' olan Necmettin Erbakan, sivasal yaşamı boyunca
dersini hiç unutmadı.
sunuz." Erbakan, söze^ "Bunlar tabii
hakikatle alakası olmayan şeylerdir" dı-
ye başlayıp konuşmasını şöyle sürdür-
dü "Gümüş Motor, Türkiye'de sanayi-
leşme hareketinin çok mühim bir dö-
nüm noktasıdır. 300'e yakın ortak. bir
araya gelm'ıştir. Pek çoğu yüksek mü-
hendis olmak üzere. Hiç kimsenin his-
sesi yüzde beşten yukan olmamak üze-
re. 1956 yılı gibi bir zamanda, altı mil-
yon Türk Lirası bir araya getirilmistir.
O vakte kadar, hatta hükümetlerin bile
yapamadığı bir motor fabrikasının ku-
rulması hamlesini, bu hamle yapmıştır.
Gümüş Motor Fabrikası, Türkiye'de
kurulduğu zaman, en büyük imalatçı
makine fabrikası olarak kurulmuştur...
Yüzde yüz bürün motor parçalannı
Türkiye'de imal etmek üzere kurulmuş
bir fabrikadır. Onun için sanayileşme
tarihinde çok önemli bir yeri vardır.
Gümüş Motor'un kuruluşu ve inki-
şafı, hakikaten belki bir film halinde,
bir roman halinde bütün milletimize du-
yurulması lazım gelen önemli bir hadi-
sedir."
Necmettin Erbakan'ın, Gümüş Mo-
tor ile ilgili olarak söyledikleri içınde-
ki tek gerçek, Gümüş Motor'un kuru-
lusunun ve daha sonraki günlerinin ib-
ret-i âlem ıçın bir film ya da kitap ha-
line getirilmesi gerektıği önerisıdir. Gü-
müş Motor'un kuruluşu ve sonrası üze-
rine yazılacak bir romanın ya da çeki-
lecek bir fılmin dört dörtlük bir 'Erba-
kan belgeseli' olacağı kesındir. Biz. bu
belgeselin bazı bölümlerini bilgiye su-
nuyoruz.
Şekep Şirketi devrede
Uzennde 'IJmum Müdür' yazılı ka-
pıyı tıklattıktan sonra içeri girdi. Büyük
masanın arkasında kaybolmuş gibi otu-
ran oval yüzlü. badem bıyıklı adam, ge-
lene merakla bakıp sordu:
"Buyurun efendim. Bir arzunuz mu
var?" "
Zayıf, uzun boylu. kır saçlı yabancı,
gözlüklerini düzeltirken kesik kesik
cümlelerle konuşmaya başladı:
"Necmettin Bey, ben Şeker Şirke-
ti'nden tanı yetkili olarak burav a gelmiş
bulunuyorum. Duruma vaziyet etmek
zonındayım. Devlet kıymetİerini biz,
kendi usullerimize göre muhafaza ede-
riz. Şeker Şirketi. artık bu şirketin his-
seierinin >üzdeelliden fazlasına sahipol-
duğu için böyle dav ranmak zorunda
kaldık. Getirdiğim bekçileri, ikişer kişi
olarak nöbetleşe vardiyaya koyacağnn."
Birden odaya sessızlik. Necmettin
Bey'in sol yanağına da bir v
tik' çök-
müştü. Şeker Şirketi temsilcisi ıse ıçin-
den durum değerlendirmesi ya-
pıyordu:
"Karşımdaki genel müdür, ay-
nı zamanda vönetim kurulu üye-
si. Hisse senetlerinin yüzde eln-
sinden fazlasını toplayıp idare
meclisi başkanlığına Nurullah
Gezein'i getirmemiz, galiba iyi
oldut"
Pembemsi yanaklan giderek
kızaran Erbakan, masanın üze-
rindekı ajandayı itina ile kapatıp
gözlerini biî noktada sabitleştir-
dikten sonra konuştu:
"Bayun, bu sizin yaptığınu iş-
gal sayılmaz mı?" Karşıdan,
anındacevap geldi:
"Hayır efendim. Bizim anlayt-
şımız budur. Biz, kıymetlerimbri
böyle koruruz."
Erbakan'ın. karşısında oturan
Şeker Şirketi yetkilisi hakkında
hiç bilgisi yoktu. Fakat o, Erba-
kan ile ilgili her şeyi, hatta bir-
takım özelliklerini dahi biliyor-
du.
GtzM zarflapdaki bdgeter
Şeker Şirketi temsilcisi, elle-
riyle bir küçük çantayı sımsıkı
tutuyordu. Bu küçük çantada,
gerçekten çok önemli bılgiler,
üzerinde 'Gizli' yazan ve içinde
•Aradan yıllar
geçmiş, Gümüş
Motor gelişeceğine
gerileyip mali
açıdan batma
noktasına gelmişti.
Şirketin ortağı
Şeker Şirketi,
Erbakan'ın kaptığı
parayı kurtarmak
için değeri düşen
hisse senetlerini
toplayıp Gümüş
Motor'daki ortaklık
payını yüzde
51'in üzerine
çıkarmak
durumunda kalmıştı.
bazı bılgılerin bulunduğu sarı
zarflar vardı.
Çantantn içindekiler bir araya
getirildıginde ise ortaya şöyle bir
tablo çıkıyordu:
Gümüş Motor, tanmsal sula-
mada kullanılan 5-15 beygir gü-
cünde tek ya da çift silindirli di-
zel motorlar ile akuple çalışan
pompalar yapmak amacıyla ku-
rulmuştu. Fabrikanın Eskişe-
hir'de mi, yoksa Ankara'da mı ol-
ması gerektigi konusunda. zama-
nın Başbakanı Adnan Menderes
ile Maliye Bakanı Hasan Poiat-
kan arasında anlaşmazlık çık-
mıştı.
Anlaşmazlık çözümlenmiş ve
1954 yılında Gümüş Motor giri-
şimindeki gelişme üzenne, pan-
car tanmını desteklemek ama-
cıyla bir motor ve pompa fabri-
kasının yapımı için çalışmalara
başlanmıştı. 1958 yılındaki de-
valüasyona kadar, yatırım için
gereken yeterli makine ve malze-
me ithal edilmişti. Necmettin Er-
bakan, Sanayi Bakanı Sebati
Ataman ile ilişkiye girip Şeker Şirke-
ti'nin fabrika kurmak amacıyla ayırdı-
ğı 750 bın lirayı Gümüş Motor'a aktar-
mayı becermişti. O andan itibaren de
Şeker Şirketi'nin Gümüş Motor'la or-
taklığı başlamıştı.
Aradan yıllar geçmiş, Gümüş Motor
gelişeceğine gerileyip mali açıdan bat-
ma noktasına gelmişti. Şeker Şirketi.
Erbakan'ın kaptığı parayı kurtarmak
için değeri düşen hisse senetlerini top-
layıp Gümüş Motor'da başlangıçtakı
sekizde birlik ortakhk payını yüzde
51 'in üzerine çıkarmıştı.
Bu nedenle Gümüş Motor Yönetim
Kurulu'nun yapacağı ilk toplantı, bazı
sürprizlere gebeydi.
Yann: Erbakan 'ın durumu
kurtarma çabalan
POLİTİKA VE OTESÎ
ÇALIŞANLARIN SORULARI SORUNLARI / YILMAZ ŞİPAL
8 yıldır işçi olarak çahşıyorum
SORU Özel bir fabrikada çahşırken işveren işlerinin bozulduğu
nu, fabrikavı kapatacağını ve bizi işten çıkarmak zorun-
da kaldığını sözlü olarak, biz çalışanlara iietti. Ancak ya-
zılı herhangi bir tebligatta bulunmadı. Daha sonra bizler-
le teker teker alacaklanmız için pazarlık yapacagını söy-
ledi. Ben, bu fabrikada 8 yıkiır işçi olarak çalışıyorum. Ay-
lıklanmı/ asgari ücretten ödenmektedir.
1) İhbann sözlü vapılması yeterli midir?
2) Bu durumda 8 yıldır asgari ücretten çalışan bir işçi-
nin alması gereken haklan nelerdir? Ü.K.
YANIT: 1) Öncehkle, ış sözleşmesını bozan taraf, lş Yasası'nın
13. maddesi gereği olarak, bu durumu dığer tarafa bildirmek zo-
rundadır. Bildırimin nasıl yapılacağı, lş Yasası'nın 7. maddesinde
şöyle anlatılmaktadır: "Bildirimlerin ilgiliye yazılı olarak ve im-
za karşılığında yapılması gerekir."
Bildırimin yazılı yapılması kesin bir kanıttır. Bildirimlerin söz-
lü yapılması durumlannda ise bunun kanıtlanması gerekir.
2) Süresi belirli olmayan sürekli iş sözleşmelerinde "Işi üç yıl-
dan fazla sürmüş olan işçi için, bıldirimin diğer tarafa yapılmasın-
dan başlayarak sekız hafta sonra" iş sözleşmesi son bulur. İşveren
ihbar süresi içinde işçiyi çalıştırabileceği gibi, "Işçinin ihbaröne-
line ait ücretıni peşin vermek suretiyle hizmet aktini feshedebilir."
İşveren. ihbar süresine ilışkin ücreti peşin olarak ödemek sure-
tiyle iş sözleşmesini bozarsa asgari ücretten 8 haftalık ücretınizı
peşin ödemek zorundadır. Bunun yanı sıra İş Yasası'nın 14. mad-
desi uyannca. "İşçinin ise başladığı tarihten itibaren hizmet akti-
nin devamı süresince her geçen tam yıl için ışçıye 30 günlük ücre-
tı tutannda kıdem tazmınatı ödenır. Bir yıldan artan süreler için
de aynı oran üzerinden ödeme yapılır."
Bu durumda asgari ücretten aylık alan 8 yıllık çalışması bulu-
nan bir işçinin tazminat tutarlan: İhbar tazminatı: 4.173.750 TL.
(Aylık asgari ücret) 30= 139.125 TL. (günlük asgari ücret) x 56
gün= 7.791.000 TL (Brüt ihbar tazmınatı).
Kıdem tazminatı: 4.173.750 (Aylık asgari ücret) x 8 (yıl)=
33.390.000 TL. (Brüt kıdem tazminatı) -133.560 TL. (% 04 Dam-
ga Vergisi)= 33.256.440 TL. (Net kıdem tazminatı).
ÇİVRİL ASLİYE CEZA MAHKEMESt
Esas No: 1993/14 Karar No: -1993/299
Vergi kaçakçılığına teşebbüs suçundan sanık Çivnl ilçe-
sinin Na dirler Mahallesi'nden Süleyman ve Fatma'dan ol-
ma 1932 D.lu Or han Orhan, mahke'memizin 3.12.1993 ta-
rih ve 1993/14-299 esas ve karar sayılı ilamı ile 3100 sayılı
yasanın mükerrer 8/1 maddesi yolla ması ile 213 sayılı Ver-
gi Usul Yasası'nın 360/1 - 360/2-647 sayılı yasa nın 6'ncı
maddesi gereğınce 12.015.000.- TL. ağır para cezası ile 1
ay süre ile suça konu ticaret, sanat ve meslek ıcrasından
mahrumiyetine ve cezalannın teciline hükmün 28.11.1994
tanhinde kesinleşmiş oldu ğu ilan olunur. Basın: 1123
Romanlannız ve
Ansiklopedileriniz
yerinizden almır.
Tel:5540804
^ T U R Y A P
t . ^ J EMLAK BİLGİ BANKASI
III (2421 24X 4V y^ - 242 4X \2
Fax (242)242 37 33
ANTALYA
ANADOLU HAYAT A.ŞTİIN ACEKTELİ&MİZ KAŞESINl TAŞ1YAN 1- 43565Î, 4334M. «»''0 4356^- stn noln 8 yaprak, 2- 15^956.
157982 1 58000 Mtl nohl 20 y»prak. 3- ?9O224 590225 »n nohı 2 >aprjll. «• IOJ20I. 192202. 192211, 192238 192250 «n nolu 16 )'V
rıl, 5- ITO56,
1-^374. H83-6 178382.178387 P8394. 178397 178400 sen nd» 21 yapral. *-178451 178467.178480.178487 178500 « n nolu 32 yjprak. 7-
0"4O57^)74100 um nolu 44 vapnü, 8- 0"4103 0*4150 sen nolu 48 yaprak. 9- 435604 «5621. 435623 435625 sen nolu 21 >ıpnk. 10-315555.
315557 115600 501 nohı45)^prak' I1-31S551 3156V4 315656 31565" 3IVM 115694,315696 315700 setı nohı 42 yjprak. 12-315701 315724.
315731,315739 315750 sen nolu 37 vnpral, 13-43665^ 4>66-5seıı nolu !« yjpıi, 14-«O726, 43»n
28,436729.436735 436^50 %aı nolu 19 y»prak.
15-435945 43SO50 »en ndu 6 vıpfai I6-O5S16 435822 s«n nolu kulbnumamn " yapnl. 17-540218, 540221 540225 jen nohı 6 v-apnık.
18-172841 l-2845so!iK>hı5y,'prak.!9-P77~5 l"800s«ti nolu 26 y«pnu! 20-1^051 177975 un nohı 25 yjpfll. 21-376334 376350 sen nolu 17
yaprak 22 1"6639 376650»en nolu 12 japnl, 2J-3T
'T
851 3"874 s«n nolu 24 yapnk. 24-6».«4. 661925 sen nolu 2 yapnk, 25-712535 kullarulmimu
1 yaprak 26-851124 851125 85110» s<nı nolu 3 yapnk 27-3-61'! 3"6200 sen nolu 5ffUk 1 cı]t. 2S-074I51 0^4200 >en nolu V)14 1 cılt,
29-0->44-il 0'4VW»et!nol»501lk 1 d». 30-387601 W765Osen notu 50T4 1 ci». 3I-3T'-'5I 3878O0 xnnohı 50Tlk 1 <*. ÎI-3T7801 38^850 «n nohı
501li 1 cılt 31-436001 436625 JCTI nolu 251ık 1 clll. 34-43I.-01 430725 sen nolu y U 1 alt. 35-066876 66«9O0 jen nolu 25Tık 1 cıll.
36-036O5I 03"000 sen nolu WUk 1 nlt. 37 "16301 '1
1«325 sen nolu 251lk 1 cı» PAY AKÇESİ MAKBUZLAR1 KAYBOLMUjrUR,
HÜKÛMSUZDOR. ANADOLU HAYAT ANKARA ACENTESİ-445S4 ULUŞAHIN SIOOKTA ARACILIK HtZMETLERj LTD ŞT\
ANADOLU SİGOKTA'YA ATT ACHNTELIĞİM1ZE 7İMMETLI rVi rf-1 yV}. y w l . 3"0«7\ V0V6. 3709-^. 3-09^8. 3709'9 n o hı 9 adel
M«« Konul Polıçeten kayboknuşlur hukurosuzdur ANADOLU SlOOSrTA ANKARA ACEHTESI-M584 ORHAN ULUŞAHIN
MEHMED KEMAL
Diün Tadı Var...
Şair Ali Yüce, "Çağdaş Türk Dili" dergisinin son sayı-
sında "Sözcük Portreleh" çiziyor. Ali Yüce, sürgit değişik
ve özgün resimler çizer. Birkaçını buraya alyorum; işte
"namus" olanı:
Çamaşıryıkar gibi
Sıcak su ve sabunla
Yıkadım namus sözcüğünü
Kaynattım fokur fokur
Bana mısın demedi
. Günlerce tokaçladım
Çıkmadı kirieri
Bu da sömürgeci olanın çizgileri:
Bu savaş bizim değil
Söyleyin gökteki eniştenize
Cinsel organlannıza
Komut vereceğine
Iniversin gökten yere
Kurtarsın sömürgeci namusumuzu
Bakire Meryem 'le
Gerdeğe girmeden önce *
Savaşıversin bir zahmet
Bu da bir cihat şiiridir
İki Müslüman asker
Allah Allah diyerek cephede
Birbihni öldürse
Hangisi şehit olur Tannm
Cehennemde hangisini yakacaksın
Hangisini koyacaksın cennete
Senin için zor vallahı Tannm
Ali Yüce felsefe dallannda da dolaşıyor, "gerçek"\ şöy-
le anyordu:
Eflatun'un parmağı
Göğü gösteriyordu
Aristo'nunkı yeri
Biri havada ararken
Ötekiyerde buidu gerçeği
Şiirler numaralanmış olduğuna göre önü de ardı da var-
dı. Her resim sıralanmış geliyordu.
"Karaman'ın koyunul Sonra çıkar oyunu" deyişi ile ün-
lü Karaman ilimizin Belediye Başkanı Yaşar Evcen,
"Türkçe yazalım, Türkçe konuşalım" diye bir kampanya
başlatıyor. Türkçenin her geçen gün yabancı sözcükler-
le karmakarışık bir duruma girmesi karşısında böyle bir
kampanya yerindedir. Ama neden kampanya? Acaba
kampanya yerine Türkçe bir sözcük bulunamaz mıydı?
Ataç olsa bulurdu. Dostum Ekmekçi de bulabilir, belki
de bulmuştur.
Bir imparatorluğun parçası olduğuna göre birçok kez
parçalanmışızdır. Birçok işgal görmüşüzdür. Işgalden kur-
tulmuşuzdur. Toprağı ışgale uğrayan ülkenin dili de sal-
dınya uğrar. Dılimiz de her geçen gün yabancı dillerin sal-
dırısına uğramıştır. Yeni keşifler, yeni ıcatlar oluyor, bun-
lan karşılayan sözcükler de dilimize doluşuyor. En yeni-
si, işte televizyonun karşılığı bulunamamıştır. Bilgisayar
tuttu.
Türk Dil Kurumu'nun yasal gücü yokken dili ayıklama-
da, çekidüzen vermede etkinliği vardı. Bugün bu etkinlik
yitmiştir. Dahası tersine işlediğı de görülüyor. Birçok ken-
tımizin cadde ve sokakları, çarşı ve dükkânlan yabancı
sözcüklerledoluptaşıyor. Marketler bir yabancı kavim gi-
bi dört bir yanı sarmadı mı?
Başkan Yaşar Evcen, Alman şairi Schilter'den bir alın-
tı yaparak "Dilbirulusun aynasıdır, bu aynaya baktığımız-
da kendimizin en gerçek yansımasını görürûz'öer.
Her dil bağımsızlığını korumak zorundadır. Bir ulusun
dili başka dillerin boyunduruğuna girerse çok şey yitirir.
Tarihte yabancı dillerin baskısına Karaman uğramıştır.
Onun için dilde bağımsızlıktatitizlık gösterir. Karamanoğ-
lu Mehmet Bey ilk başkaldınyı göstermiştir; 13 Mayıs
1277'de şöyle seslenmiştir:
"Bugünden sonra divanda, dergâhta, mecliste ve mey-
danda Türkçeden başka dil kullanılmayacaktır."
Yaşar Evcen de aldığı yasal bir kararla yabancı dilden
oluşmuş dükkân adlarının kullanılmasını yasaklamıştır.
Bundan böyle yabancı sözcükler yasak! Bu, hem sade
dilciliktir hem Atatürkçülük!..
BULMACA
1 2 3 4 5 6 7 8
SOLDAN SAĞA:
1/ Ucu biraz eğnce, ya-
tağana benzer uzun bı-
çak. II Hz. Muham-
med'in aile üyelerine
verilen ad... Rubidyum
elementinin simgesi. 3/
Bir bağlaç... III. Se-
lim'in şiirlerinde kullan-
dığı mahlas. 4/ Katışık-
sız... Tanrı. 5/Büyük
Sahra'da kumullarla ör
tülü bölge... Güreşte bir
oyun. 67 Yaşmak yapı
mında kullanılan. tül-
bent cinsinden bez... Mezopotam-
ya'da kurulmuş eski krallık 7/Er-
kekliğin ve dışiliğin belirlen-
mesinde rol oynayan kromozom...
Lityumun simgesi. 8/ Düzyazı...
Çalışma, emek. 9/"— reftar olanın
payine dâmen dolaşır" (Ziya Pa-
şa)... Tütsü ile kurutulmuş balık
ya da et.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Çevgan ya da polo oyununda.
atın sırtından topa vurmak için
kullanılan ucu eğri sopa. 2/ Ingiltere'de çok sevilen bir bira çe-
şidi... Bir kumar aracı. 3/ Tanınan, bilinen varlıklan duyu or-
ganlan yoluyla ayırt edememe durumu. 4/ "Bir söz dedi canan
kı keramet var içinde ' Dün geceye — bir işaret var içinde"
(Nedim)... Sevgide üstün tutulan. 5/ Besleyip yağlandırmak
için enenmiş horoz... Müstahkem yer. 6/ Eski dilde yol... Mik-
roskop camı. II Yunan mitolojisinde savaş tannsı... Asker. 8/
Gemınin yürümesine hizmet eden direk. seren, ip. halat ve yel-
ken takımı... K.ategori. 9/ Akdeniz çevresinde yetişen. yaprak-
lan güzel kokulu bir bitki.
GEREDE ASLİYE HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
EsasNo: 1994'176
Karar No: 1994/313
Davacı Ahmet Türe tarafından oğlu Alper'e velayeten davalı nü
fus müdürlüğü aleyhine açılan isim tashihi davasının yapılan açık
yargılaması sonunda:
Mahkememızin 4.8.1994 tarih ve 1994/176 esas 1994/313 ka-
rar sa yılı hükmü ıle Ankara ilı, Kızılcahamam ilçesi, cilt 037/01,
kütük sıra no 57. hane no 016'da nüfusa kayıtlı bulunan Ahmet ve
Safinaz'dan olma 16.10.1989 doğum tarihli Alper Türe'nin ismi-
nin M.K.'nin 26. maddesi gereğince Alperen olarak degiştirilme-
sıne karar verildiğı, iş bu isim değişıkliğınden zarar görebilecek
olanlann öğrenme tanhin den itibaren bir yıl içinde itiraz edebi-
leceklen ılan olunur.
Basın: 1183