Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 4 OCAK 1995 ÇARŞAMBA
- 2 OLAYLAR VE GORUŞLER
Din-politika-laiklik
Devlet yonetımını şenat kurallanna dayatmak ısteyenler,
demokrasıyı savunur görunmeye çalışmalanna karşın, tüm
öbür totahter re)imler gıbı ıktıdara geldıkten sonra, onu
boğazlamayı, ınançlannın da gereğı sayarlar Suudı Arabıstan,
îran, Cezayır orneklennde olduğu gıbı
AHMETYILDIZ
0 nsanlık tanhının çok önemlı ve
I
tartışmalı sorunlanndan olan
dın-polıtıka ılışkılen ve her tur-
lu gelışmecı yenılığe karşı alışıl-
mışhğın rahatlığını >ıtııme ve
çıkar ka\ gılanndan kajnaklanan
tutuculuk-gericilik-iiencıliktartışmala-
n, sı> asal gundemımızde yoğun bıçım-
de suregelmektedır
Insanlann Tann'ya ınanış ve bağlı-
lıklan ıle varlıklan kutsal. kutsal dışı dı-
ye ayırarak, olumden sonrakı mutlulu-
ğu ongoren dınle, bunlan olumden on-
cekı evrede amaçlayan polıtıka, oz nı-
telıklen, amaçlan, yaptınmlan ve ödul-
len apayn olan ve kanşımlan da çok
yönlu çekıncelere (kayd-ı ıhtırazılere)
yol açan ıkı alandır
Bu ıkı alanın kanşımlan tartışmala-
ra konu edılmekte ve buyuk sakıncalar
yaratmaktadır Bunu onlemenın yolu,
ayınmı kesınyapanvekanşımlannon-
lenmesını saglavan laıklıktır Laıklığın
çok uzun bır geçmışı vardır
Ilk kez Tevrat ın Yunancaya çevın-
sınde, kendılennı Tann'ya adamış ve
Tannsal kalıt (mıras) sahıbı sayanlara
Kleros-Klencı vebunlanndışındakıle-
re de Laos sonralan, Latıncenın Klen-
cı ve Laıcı sozcuklenyle belırlenen te-
nmler, Batı'nın çağ değışme surecınde
(15 yy başlannda) açıklık kazanmış ve
1789 Fransız Devnmınden sonra da ye-
nı anlayışlara u> gun sıyasal u> gulama-
lara geçıldıği görülmuştür
Bızım laıklık ıse, 1789 Fransız Dev -
nmı'nın \ıcdan üzerındekı dinvedcv-
let denetımını kaldırarak, skolastık du-
şunce yenne, usa ınançve duşunce oz-
gurlufüne getırdığı guvencelen Tur-
kıye de de vaşama geçırmeyı ongorur
Bunu gerçekleştırmek ıçın de şen-
atın İtikat ve Ibadet bolumlenne dev-
letın kanşmamasına karşılık. Muante-
lat(Devletle kışıler \e kışılenn kendı
aralanndakı ılışkıler) ve Ukubat (Yap-
tınm) bolümlennın (zamanladeğı^me-
len de Fıkıh ve Mecelle hukmu olan)
bolumlennı doğrudan \e zamanın da
gereklenne göre, devletçe yururulmesı-
nı temel alır
Bu ılke aslında dın gorevlılennın
devlet ışlenne kanşmamasını oğütle-
yen tmam-ı Azam'ın, İslam dun>asını
çok etkıleyen Eflatun veAristo'nun go-
ruşlenne de uygun, bılgıye ve gerçeğe
duşunce yoluyla ulaşmayı savunarak
bılgıye ve usa çok buyük yer veren un-
lu Tslam bılgınlen Farabi, İbn-i Sina,
Ibn-i Arabi, Mevlana'nın goruşlenne
de uygundur Bu anlavış, laık bır top-
lumsal ıklımın oluşmasını hazırlayıcı
nıtelıkte algılanmalıdır
Dınsel ve dunyasal ışlemlenn ayın-
mını devletın ınançlar karşısında yan
tutmazlığını ve kesın ınanç özgurluğü-
nugerektırmesı >anı s>ıra bırvaşam bı-
çımıdeolarak usu bılımı, deneyımı te-
mel alan bır anla>ı^ın sıyasal uygula-
ması olan laıklık, tslam dınının geçer-
lı olduğu ulkelerde obur ulkelerden da-
ha onemlıdır Çunku, İslam'dan başka
dınlen ınsanlığa sunanlar dın ışlenne
vonelık goruşlen bıldırerek, bunlara
gore davranışlann duzenlenmesını et-
kılemeye çalışırken dunya ışlennı go-
ren ve bunlara ılışkın yaptınmlan da
uvgulayan, dınsel kımlığı olmayan sı-
yasal yetkelervardı İslam da ıse bu ıkı
alan ıç ıçe ve bır başça yurutulüyordu
Hz. Muhammed dınsel resulluklebır-
lıkte devletın, hukumetın ordunun
>argının kısacası dunyasal veahıretsel
ışlemlenn tumunde en üst >etke ıdı
Dınle doğrudan ılışkısı olmayan ışlen
de gormekte. hatta başka dınden ve tan-
nsızlann da bulunduğu bır ulkeyı yo-
netme durumunda ıdı Bu nedenle Be-
devı çağında uyguladığı ve geleceğın
gelışmış toplumlan ıçın yetersız kala-
cağı gerçeğını yenndelıkJe belırleye-
rek kuraliann zamanladeğışımını fıkh
kuralı olarak bıldırmıştır Bu sureklı de-
ğışımın de tez antıtez \e sentezle sağ-
lanacağı dıyalektık bır surecı ongor-
muşrur
Geçmışıne gelışımıne onemıne ve
uvgulamalanna değındığım laıklığın
asıl savunuculan da ıçtenlıklı Muslu-
manlar ve gerçek demokratlar olmalı-
dır' Çunku
1- Tanımına ve nelenn onunia bağ-
daşamayacağına ılışkın akademık tar-
tışmalara gırmeden belırtmek ıstenz kı
çağdaş demokrasının "olmazsa olmaz"
3 temel ılkesı olan çoğulculuk çağdaş
anlamda hukukun ustunlugu ve ınsan
haklan. şenatın muamelat kuralları ıle
gerçek bır uyum halınde değıldır Ger-
çekten, İslam tekılcı-tevhıd dını (tek
Tann, tek kıtap, tek peygamber), de-
mokratık polıtıka ıse çoğulcudur Bu
ıkı alan aynlmasa >a dının tekılcılığı
ağır basarak demokrasıyı yaşatmaz ya
da demokrasının çoğulculuğu ağır ba-
sarak dın Pe>gambenn sakıncalannı
vurguladığı. tefnkayauğrar Demokra-
sının obur2 olmazsaolmazı olan huku-
kun ustünlüğü ve ınsan haklan da şen-
atın muamelat bolumündekı hukumler-
leuyuşmaz Nıtekım.senatıuygulayan
Suudı Arabıstan, bu nedenle, İnsan
Haklan Evrensel Bıldırgesı'nı kabul et-
medı
Sonuç olarak laıklık olmayınca top-
lum "ya İslam >ademokrasi"dedırten
bır ıkızlılık karşısında kalır Boylece
demokrasıden onu vok etmek ıçın ya-
rarlanmaya karşı, onun da kendını sa-
vunma zorunluluğu. demokrası yanlı-
lan dınsel çevrelerle gereksız bır çatış-
ma>a ıtılır
Devlet yonetımını şenat kurallanna
dayatmak ısteyenler demokrasıyı sa-
v unur görunmeye çalışmalanna karşın,
tum obur totahter rejımler gıbı ıktıdara
geldıkten sonra, onu boğazlamayı,
ınançlannın da gereğı sayarlar Suudı
Arabıstan Iran. Cezayır örneklennde
olduğu gıbı
2- Tanh boyunca gorulmuşturkı, her
zaman polıtıka dını kullanmış. dın po-
lıtıkayıkullanmamıştır Budaıkıkuru-
mun doğalannın gereğı bır sonuçtur
Gerçekten, polıtıka her makamı ve her
turlu yarar ve çıkan bu dunyada sağlar-
ken, dın obur dunya mutluluğunu sağ-
layacak
Polıtıkanınkı bu dunyada peşın, dı-
nınkı ıse obur dunyada veresıye nıtelı-
ğındedır Oburdunyadakı veresıyeyı bu
dunyadakı peşıne yeğleyecek ınsan sa-
yısıçokolmavacağı gıbı "oncebudün-
ya>ı sağlayavım, sonra ahiret ışı kolav-
laşır" dıyecek yararcılık soz konusu-
dur
3- Sureklı devnmsel değışımlenn ya-
şandığı uzay-bılgı çağının tüm bılgıle-
nmızın sorgulanmasını zorunlu kılma-
sı ve her an yenı çözümlenn üretılme-
sını sağlayacak devınımcı bır yaratıcı-
lığın gereklen Muamelat şenatını de-
ğişmezlığe donüştürerek uygulatan
1000 yılı aşkın durağan donmuşlugunu
temel alan anlayışın toplumsal ıklımın-
de, karşılanması düşunulemez
Sonuç olarak, dının tefhkaya uğra-
masını, çıkarcı sıyasal eğılımlere alet
edılmesını, demokrasının yaşayamaya-
cağı bırortamın gelışmesını onleyerek,
çağın sureklı değışımcı nıtelıklenne ya-
raşan devınımcı bır yaratıcılık ortamı-
nın oluşup yaşatılmasını sağlamaya be-
lırleyıcı katkılan olan, dınsei ve ulke-
sel sınırlan aşan algılanışı da evrensel-
lık kazanmış bır kavram olan laıklığı,
her gerçek dındann ve demokratın bı-
lınçle savunması gerekır
Bu arada şenat kurallanna dayalı
devlet yonetımıne karşı olanlann tum
Islamı ıçerdığınden "şeriata karşıyım,
kahrolsun şeriat-" söylemlennın dın
duşmanlığı olarak gostenlmesının sa-
kıncalannı, koktendıncılık ve şenatçı-
lık suçlamalan da yanlılannın propa-
gandasma yaramakta olacağını düşun
melennı onemle vurgulamak ıstenm
Gelecek yazıda şenatadayalı devlet
yonetımının bugun ıçın, dın yonunden
de olamazlığını, şımdıye değın sozu
edıldığıne tanık olmadığım gerekçeler-
le belırtme>e çalışacağım
ARADA BIR
ALl DÜNDAR
Ben Müslüman Değilim!Rahmetlı Nadir Nadi, gerekçesını belırterek de olsa ıçı
yana yana "Ben Ataturkçu değılım" demıştı Bu yazımı
ona adıyorum'
Yuce Ataturk'un 9 Eylul'de yayılmacı duşmanı denıze
doktuğu gun "Duşmandan kurtulduk Bakalım Mustafa
Kemal Paşa 'dan nasıl kurtulacağız'" dıye sızlanan sakal-
lı Muslumansa, ben Musluman değılım Aynı gun, elınde-
kı kehnbar tespıhını evırıp çevırerek duşmanın denıze do-
kulmesıne hayıflanan ve "Aha şımdı kulluhum cuvva!" dı-
ye dovunen Vahdettin Muslumansa, ben kesınlıkle Mus-
luman değılım Ulusal bağımsızlık savaşı boyunca kaçak
yaşayıp şehıt tarialarına, şehıt mallarına el koyan savaş
varsılı haınler çıftlık sahıbı kışı ve kışıler Muslumansa, ben
Musluman değılım
Bağımsızlık savaşı sonlannda, devletın yoksunluklann-
dan yararlanarak, bırtakım ıhaleler, alavereler ve de dala-
vereler yoluyla devlet kasasından han-hamam sahıbı
olanlar Muslumansa, ben Musluman değılım 'bırkaç ku-
ruşun murtekıbını cay-ı kurek' sayıp 'mılyarla çalanlan ız-
zette ser-efnaz' dıye kucaklayanlar Musluman ıse, ben
Musluman değılım "Onlar kı lafıle dünyaya nızamat ve-
rup hanelennde bın turlu teseyyup bulunduranlar" Mus-
luman ıse, ben Musluman değılım "Fıtrelennızı, kurban
denlennızı ve de adaklarınızı zınhar Turk Hava Kummu 'na
vermeyın" dıyen ımam Muslumansa, ben Musluman de-
ğılım Şu gunde ve bu çağda, bın beş yuz-ıkı bın yıl on-
celerının bırtakım dın belgelennı ornek gostenp "Bu bel-
gelerhakem tayın edılmedıkçe huzurelde edılemez" dı-
yen kışı MusJuman ıse, ben Musluman değılım. Bılımı, bı-
lımselı ve ınsanı, ınsan usunu yok sayarak ve de yuce Ata-
turk'un "Hayatta en gerçek yol gostencı bılımdır, fendır
Bılım ve fennın dtşında yol gostencı aramak sarsaklıktır,
sapkınlıktır'" bıçımındekı uyansını gormezden gelenler
Musluman ıseler, ben kesınlıkle değılım Ulke-devlet yet-
mış sente muhtaç ıken hac yolunu açanlar, devlet para-
sıyla, devletten aldıkları aylık ve yolluklarla hacca gıdıp ha-
cı olanlar, ışçıye, memura, emeklıye veremedıklen para-
ları Mekke yollarında har vurup harman savuranlar, ulke-
de ınsanlar okulsuzluk, hastanesızlık yuzunden bınbır sı-
kıntı ıçındeyken devlet kasasından ıftar sofraları, bayram
ve el opturme torenlen duzenleyenler Musluman ıseler,
ben Musluman değılım Namaz kılmayana selam verme-
yen, oruç tutmayanı hor goren ve de Turkıye Cumhunye-
tı yurttaşlarını dınlı-dınsız, laık-antılaık, ınanan-ınanma-
yan dıye aynmlayan zıhnıyet Muslumansa, ben değılım
Sakalı-bıyığı, cuppeyı-sarığı, peçeyı-çarşafı, turbanı-eh-
ramı ınsanlık ve adamlık sımgesı olarak algılayan zıhnıyet
Musluman ıse, ben Musluman değılım
Ataturk'u, onun getırdığı aydınlık dunyayı, çağıncıl ya-
şamı gormezden gelerek, yok sayarak, bın beş yuz-ıkı bın
yıl oncesının dın-erkıl toplum ozlemıyle yanıp tutuşan,
Osmanlı hanedan duzenını, usdışı-çağdışı olmuş şenatı
gen getırebılmek ıçın Iran mollalarının, Suudı prenslennın
ve de petrodolar babalarının ışbırlıkçılığını yapan zıhnıyet
Musluman ıse, ben kesınlıkle Musluman değılım Sıyasal
erkı elde edebılmek ıçın her turlu yalanı dolanı kıvıran, ken-
dılen marklann, dolarların ustune çoreklenıp ınsanlara
"Allah'ın ıp'ne sanlın" afyonunu sunan, hem devlete so-
vup hem devlet Hazınesı'nı soyup soğana çevırerek eşı-
nı dostunu, oğlunu kızını dunya malına gark eden, yok-
sullar, kımsesızler ve yetımler ıçın toplanan yardım para-
larıyla sıyasal erkı elıne geçırme dolaplan donduren kışı-
ler, kuruluş ya da aıleler Muslumansa, ben Musluman de-
ğılım
Ekonomik bağımsızlık
ŞEVKETSAYILGAN
Marmam L'nı tletışım Fahiltesı Arnştırma Görevlısı
Y
aşadığımızçağ geçmışdo-
nemlerden farklı olarak bır-
çok kavramın bırbın ıçıne
geçtığı, sonucunda da ıçen-
ğının boşaldığı bır donem
olarak karşımıza çıkmakta-
dır En çok sozu edılen globalleşme (butun-
leşme), entegrasyon (bırleşme), yukselen
değerlergibı kavTamlargeçmışte toplumla-
nn topyekûn mucadelesını verdıklen bır-
çok kavramın günluk hayattakı ışlevınden
uzaklaşmasına neden olmaktadır Ancak bı-
ze boylesıne yenı etıketler ıçınde sunulan
kavramlar gerçekten ınsanlık tanhı kadar
eskı olan ve mucadelesı her zaman yapılmış
olan ınançlan artık değersızleştırdığı sonu-
cuna varmak doğru olur mu? Toplumlann
oluşumlan ve sıyasal yapılannm ortaya çık-
ması genel olarak hıç de kolay olmamıştır.
olmamaktadır
Butun bu katlanılan zorluklann temelın-
de sıyasal ve ekonomik anlamda bağımsız-
lık amacı yatar Çunku bılınır kı bağımsız-
lık, korunması ve ozen gostenlmesı gere-
ken, bır toplumun en onemlı hazınesıdır
Boylesıne bır değer başka toplumlar tarafin-
dan kullanılmak ıstenecektır tşte burada
karşımıza ekonomik ve sıyasal savaşımlar
çıkmaktadır ^ncakyukandabelırttığımgı-
bı artık kavramlar. gunumuzde ıçenk de-
ğıştırmesı ıle bırlıkte uluslararası çekışme-
lenn de nıtelık değıştırdığını göruyoruz
Dıkkat edılecek olursa etnık v e bolgesel sa-
vaşlar dışında mucadeleler artık ekonomik
alanda 'ekonomı savaşlan" şeklınde sur-
mektedır
Aynca şoyle bır saptamada bulunmak da
yanlış olmasa gerek Gelışmışlıkolçusuola-
rak artık toplumlann ekonomı savaşı mı
yoksa klasık asken savaşlar mı yaptığı bır
değışken olarak ele alınabılır Bugun artık
zaferler savaş meydanlannda değıl pıyasa-
larda pazarlardakazanılmaktadır Boylesı-
ne bır değışme sonucunda ekonomılen guç-
lu toplumlar gunumuz dunyasında kendısı-
ne )er bulabılecek obur kategondekı top-
lumlar ıse fıguran olmaktan oteye gıdeme-
yeceklerdır
tşte boylesıne onem kazanan ekonomik
başanlar gunumuzun moda deyışı> le 'eko-
nomik bağımsızlık >erıne karşılıklı çıkar
1
anlayışıyla açıklanması mumkun değıldır
Çunku gunumuzde rekabetortamının balta
gırmemış orman orneğı egemen olduğu bır
ortamda karşılıklı çıkar kav ramı her zaman
bır tarafın ekonomik çıkan doğrultusunda
gelışmesı kaçınılmazdır Aslında bu kavra-
mı savunmak çok ınce dengeler ûzennde
yurumeye benzemektedır Nedenı de, bu
kav ramı savunmak asla ekonomik ılışkıle-
nn gelışmesıne, ekonomik bırlıklenn oluş-
masına karşı çıkmak demek değıldır Sade-
ce toplumsal çıkarlann gerçekleşmesı uzun
dönemde sonuç verse de ekonomik bağım-
sızlıkla mumkün olacağına manmaktır Bı-
Itnmehdır kı ekonomik bağımsızlığı tehh-
keye duşen bır toplumun sıyasal bağımsız-
lığı kâğıt ustunde kalmaya mahkûmdur Bu-
gun ulkeler denetlemek ıstedıklen toplum-
lan eskıden bılınen yontemlerle (asken mu-
dahale. sıyası kaoslarla) egemenlıklen altı-
na almamaktadırlar Boylesı bır çabanın
hem nsklı hem de uzun omurlu olmadığı
gorülmuştur tşte bu nedenlerden dolayı bu-
gun egemenlık anlay ışı sıyasal egemenlık
tanımlamalannda karşılığını bulamamak-
tadır Yennı ekonomik egemenlık anlayışı
almıştır
Bılgı çağı olarak da adlandınlan ve sana-
yı sonrası toplum olarak tanımlanan bugün-
ku platform ıletışımın hegemonyasının sur-
duğu ve anlaşılan daha da sureceğı bır do-
nem olarak karşımıza çıkmaktadır Bu do-
nemın en önemlı ozellıklen tum yerleşık
kavramlann altust olduğu (egemenlık,
emek, sayısal ustunlukler, sıyası otonte gı-
bı), bunun sonucunda da yenı ıçenk çozum-
lemelenne gereksınım olduğudur lşte boy-
lesıne kavTamlan yerle bır eden ıletışım ol-
gusunun etkınlığı ulusal duzeyden ulusla-
rarası duzeye artmaktadır Ancak bu etkın-
lığın mıktan toplumlann ekonomik bağım-
sızlığı ıle çok yakından ılgılıdır Iletışım
kavramı etkılen de goz onune alındığı tak-
dırde, sahıplen ve kullanıcılan ıtıbanyle
guçluden zayıfa doğru hareket eder Bu ha-
reketı ıle bırlıkte vermek ıstedığı mesajlar
ve etkılen karşı tarafın bunyesının guçlu
olup olmamasıvla çok yakından ılışkılidır
Guçlu bunyeler, bu akımı ters yone çevıre-
bılme ımkânına da sahıptırler Zaten bunu
başarmalan da onlann gelışmış ve bağım-
sız ekonomı olmalan ıle mumkundur Bu-
rada belırtılmesı gereken bır başka özellık
de, aslında bugun butun ekonomıler bırbı-
nnden, hatta kendılen ıle ılgısı olmadığı du-
şunulen olaylardan eıkılenmektedırler, bu
etkılenme son donem gelışmelenn sonucu-
dur
Ancak etkılenme, berabennde karşılıklı
duyarlılaşmaya açık olmakla bırlıkte boyle
ekonomılerbağımsızlıklannıkaybetmedık-
lennı ve bunalım donemlennı kendı ola-
naklan ıle aşabıldıklennı gostermıştır Za-
ten bu özellık de, bu ekonomılen gelışmış
ekonomıler sınıfına sokar Venlrpekıstenen
mesaj ne kadar karşılıklı çıkara dayandınl-
malı ılkesınden hareket edılse bıle, hıç unu-
tulmamalıdır kı bağımsızlığını kaybetmış
bır ekonomı karşılıklı çıkara dayalı olduğu
soylenen bır ılışkıde somurulmeye mah-
kûmdur Bu sureç başladığı zaman berabe-
nnde tum toplumsal ıletışım kanallan artık
toplumun çıkarlan doğrultusunda hızmet
eden, kamuovunu aydınlatan ve bılgılendı-
ren fonksıyonlannın ışlemedığı gorulur ye-
nnı, bellı çıkarlan gozeten, bunu yaparken
de ışlevlennı dışanya gorev olarak yansıtan
bır anlayışın egemenlığı soz konusudur
Ekonomik bağımsızlık tehlıkeye düştuğu
zaman bu konuda mucadele etmesı gere-
kenlenn başında, ıletışım kanallannda bu-
lunanlann da olması gerekır Bu mucadele
zaten onlann kamuoyu ıle olan ılışkılenn-
dekı temel fonksıyonun bır ıfadesı olacak-
tır Bu ıfadenın yenne ulaşması da ekono-
mik bağımsızlığa ve onun gereğıne ınan-
mak ıle mumkundur Bılınmelıdır kı ekono-
mık bağımsızlığı olan bır toplumda ıletışım
kanallannın da bağımsızlığı berabennde
sağlanacaktır Bınsının bağımsızlığinın teh-
lıkeye düşmesının, öburunun de bağımsız-
lığını, etkınhğını ortadan kaldınması
kaçınılmazdır
Parlez-Vous Francais:
Fransızca konusur musunuz?
FRANSIZCA DİL KURŞLARI
Kurs başlangıç tarîhi:
5Ocak1995
Kayıtlar ve Test:
2-3-4Ocak 1995
(Gün boyunca)
Saat: 9.00 - 18.00 Arası
ÎFKM IEFIISTANBUL FRANSIZ KULTUR MERKEZt
INSmVT D ETUDES FRANÇAJSES D ISTANBUL
Istiklal Cad. No:8
Taksim Tel: 252 02 62
AVTA'nm YENI YIL INDIRIMI
HEMEN AUN, 10MİLYON KAZANIN
Avukatlar, yargıçlar, savcılar ve butun hukukçular ıçın bır cennet yaratıldı
Yem>eşıl çevresı, deresı, mandalına bahçelen, uçsuz bucaksız kurnsalı, denızı,
goletlen, havuzu, spor merkezlen ve her eve ulaşan ıletışım ağıvla
AVTA sızlen beklıyor
Ustelık 20 Ocak akşamına kadar Aralık fıatlan uygularuyor Ve ek olarak,
10 Mıl>on lıra ındınm yapılıyor
Çabuk karar venp aramıza katılın Bahar
ve luş aylannda da koyumuz bır başka
guzeldır Gelın tatıl yapın
Unutmayın, AVTA ya gırınce. uç ayrı
donemınız olur 40 gun yararlanırsınız
Merkez IsüHai Cd Beyoglu Iş Meriıea B Bk* Ka 1
No 122 80070 ISTAN8UI
Te( ( 0 212,252 54 65 252 56 79 Fax 2525^75
TaSKSyû Kadtfciea BOORUM
AVTA TATIL KOYU TURIZM TICARET A Ş T«I (0 252)382 450iFax (0 252)382 44 99
SATIŞ TEMSILCIUKLERI B l k r t i y (0 212)570 70 66 Ankjn (0312)441 4434 b m r (0232)4254986
TERCAN KADASTRO MAHKEMESİ
Esas 1989 120
Parsel No Tercan Elmalı Koyu. Akpınar mevkımdekı 2750
m2 lık 700 parsel sayılı çayır
Davacj Orman ldaresı tarafindan Paşa Şışman mırasçılan, Na-
cı ye, Cemal, Nurcan, Guler ve Alı Şışman aleyhlenne açılan ka-
rar ıpta lı ve tescıl davasında adı geçen davalılara tebhgat yapı-
lamadığından ve aramalara rağmen adreslen tespıt edılemedığın-
den ılan yoluyla tebhgat yapılmasına karar venlmekle.
llgılılenn 9 2 1995 tanh saat 10 00'dakı duruşmaya gelme-
len ve ya kendılennı vekılle temsıl ettırmelen, gelmedıklen tak-
dırde davanın yokluklannda goruleceği davetıye ve dava dılek-
çesı yenne geçerlı ol mak uzere gazete ılanından 15 gun sonra
tebhgat yapılmış sayılacağı ılan olunur Basıır 227
DUYURU
T.C.
GAZİANTEP İŞ MAHKEMESÎ'NDEN
1994/235
SSK Genel Mudurluğu tarafindan Cemal Yılmaz aleyhıne açı
lan 127 793 946 - TL tazmmat davasında,
Davalı Cemal Yılmaz tüm aramalara rağmen bulunamadığın-
dan ılanen tebhgat yapılmasına karar venlmış olduğundan Ce-
mal Yıl maz'ın 16 3 1995 gunu, saat 09 OO'da mahkememızde
hazır bulun ması veya kendısını bır vekılle temsıl ettırmesı, gel-
medığı takdırde duruşmaya yokluğunda devam edıleceğı ve hü-
kum venleceğı davetı ye yenne kaım olmak uzere duyurulur
Basın:205
PENCERE
4) Srtun Biriiğinde
DevPHiiGi Cumhıriyetçifik...
Solda bırlık, her şeyden once fıkırlerın saydamlaşma-
sıyla gerçekleşebılecek
Cumhurıyet gazetesı, Mümtaz Soysal'ın bu alandakı
duşuncelerını geçen yılın 22 23 24 aralık gunlerındeya-
yımladı Soysal'ın vurguladığı noktalar
1) Dunya 'kureselleşme yı yaşıyor, ancak bu sozcuk
bır aldatmacayı da ıçerıyor Batı Avrupa nın ve Kuzey
Amerıka'nın gelışmış ulkelerı tarafindan yeryuzunun
otekı bolumlenne sankı evrensel ve tartışmasız bır doğ-
ruymuş gıbı dayatılan bu duzen, geçen yuzyıldakı em-
peryalızmın gunumuz koşullarına uydurulmuş son değı-
şık bıçımıdır
2) Kureselleşme yandaşlarına gore dunya artık
'kuçuk bırkoy'dur, ayrı felsefeler ayrı duşunce bıçımle-
rı, ayrı yaşam tarzları yoktur Herkes ve her şey 'tek fel-
sefeye, tek duşunce bıcımıne, tek ekonomik modele'
ayarlanacaktır Bu 'tek Batı'dakı gelışmış ulkelerın
'te/cidır Devletlerustu sermaye, kendı egemenlığının
pekıştırılmesı seferıneçıkmıştır
3) Bu seferın onundekı en buyuk engel yıne Batı du-
şuncesının urunu olan 'ulusal devlet'X\r insanları kure-
sel somurunun robotları olmaktan kurtaracak ulusal
çıkarlan yabancı çıkarlann ustunde tutacak, yerel ozel-
lıklerle gerçek evrensel değerler arasındakı uyumu ya-
ratacak olan odur Kureselleştırme kendı amaçlarına
erışmede en buyuk duşman olarak ulusal devletı gorur
4) Sol her şeyden once bılımsellığe ağırlık vermek,
somuruye ve buyuk sermayenın insanları yabancılaştı-
rıcı', 'yabanlaştmcı' ve 'ınsanca değerlerden uzaklaştı-
nc/'etkılerıne karşı çıkmak anlamınagelır Sol beyınle-
re aşılanmak ıstenen yaygın duşunce kalıplarını, bılım-
sel bır çozumlemeden geçırebılmelıdır Somuru karşı-
sında evrensel dayanışma mekanızmaları kurulmadığı
surece ulusal devlet kalesı lyı korunmalıdır
5) Boyle olduğu ıçın Turkıye dekı solun ulusalcı' ol-
ması solun evrensel ılkelerıyle çatışmaz, gerçek evren-
sel ılkelere bu yoldan ulaşılabılır Evrensellık adına
kendı halkına, kendı ınsanına ıhanet etmenın adı solcu-
lukolamaz
6) 1789 Devrımı, 1920'den ben Turkıye'de devrımcılı-
ğın benımsedığı temel ılkelerı getırmıştır Bu devrım
anlayışında 'ulus ırk ve dın gıbı etkenlerın otesınde va-
tandaş eşıtlığıne ve bu eşıtlıkten oluşan butunluğe da-
yalı bır kavramdır Devrımcılığın vatandaşlık kavramı
ınsan haklarından ayrı olarak düşunulemez Ulusal dev-
let bu butunluğun ıçınde ınsan haklarını gerçekleştırme
amacı na yonelık olması gereken sıyasal orgutlenme bı-
çımıdır
7) Devlet ınsanlara kımlık damgası vuran değıl kısılık
tanıyanbırkuruluştur Kışılığınçerçevesıne ınanç yada
ınançsızlık ozgurluğu gıbı dıl ve anlatım ozgurluğu de
gırer
8) Kokenındekı duşuncelere uygun bır ulusal devlette
'Kurt sorunu dıye adlandırılır duruma gelmış bır etnık
problem olamaz olmamalıydı Gerçek ulusal devletın
eşıtlıkçı ve ozgurlukçu felsefesı ıçınde etnık farklılıklar
gerıplana ıtılır vatandaş vedolayısıyla ınsan kavramı
one çıkar Bıreylerın kendılennı ıstedıklen gıbı gormele-
rıne, tanımlamalarına ve yaşamalarına engel yoktur
9) Demokratıkleşme, Kurt sorununun da vazgeçılmez
ılk koşuludur Kımseye ve hıçbır etnık gruba ozel haklar
tanımadan tam bır ozgurluk duzenı hıçbır bolgeye ozel
statü ve ayrıcalık tanımadan tam bır katılım yaygın bır
yerel sıstem oluşturulmalıdır
10) Ters bır ıdeolojık yakiaşım kamusal olan her şeyın
kotu ozel olan her şeyın ryı olduğunu ışlemektedır San-
kı ınsanlık ıçın kâr tutkusu ve pıyasa mekanızmasının
kor gudusunden başka hıçbır yol kalmamıştır Sol, buna
karşı çıkmalıdır Özelleştırmenın en tehlıkelı yanı ulke-
nın ekonomısıne yon vermek ve sağlıklı bır yapının ge-
rektırdığı onlemlerı almak ıçın butun araçların elden
çıkarılmasıyla oluşabılır
•
Soysal ın one surdüğu goruşler ve yaklaşımların sa-
tırbaşları daha arttırılabılır
Ikı kutuplu dunyada yetışmış olan ınsanlarımızın,
Sovyetler yıkıldıktan sonra oluşan yenı dunyaya ayak
uyduramadıklarını ve duşunce boşluklarının derınleştı-
ğını soyleyen Mumtaz Soysal ın goruşlen solda bırlığın
oluşması ıçın bır omurganın eklemlerı gıbı tek tek ele
alınmalı ve tartışılmalıdır
Solda bu tartışmayı aydınlatabılecek guç varsa, sol
yuruyebılır
O fıkır gucu yoksa sol kendı ıçındekı ıtış kakışın hırgu-
runde erıyıp gıdecektır Kendı yolunu goremeyen bır
sol halka yol gosteremez
NÂZIM HİKMET KÜLTUR VE SANAT VAKFI
Değerlı dostumuz
ONAT KUTLAR'ın
şahsında tüm aydınlara yonelık vahşı saldınlan
kınıyor, kendısıne, aılesıne ve dostlanna geçmış olsun
dıyonız
•• •>
OLU
YIGENOGLJU
ŞERIATÇI
ŞIDDET VE
OZANLAR
K E NT
S I V A S
2. BASKI ÇIKTI
EKİN YAYINLARI
Sakarya Caddesı 36/11 Tel-Fax. (312) 4352497
Yenışehır-ANKARA