Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 4 OCAK 1995 ÇARŞAMBA
14 KULTUR
Hasankeyf Kazıevi^ıımbaşıııageleııler...
Prof.Dr.M.OLlJŞARJK
Hasankeyf Kazı ve Kurtarma
Çalışmaları Başkanı
GAP projelerınden Ihsu Barajı
sulanna gömülmeden.Hasankeyfin
tüm tanh ve kültür değerlenni gün
ışığına çıkarmak; mümkün olanlan
kurtaımak: doğal özellıklerinı bel-
gesel nitelikte saptamak amacıyla,
1985'ten beri Prof. Dr M. Oluş
Ank başkanlığında arkeolojık kazı
ve kurtarma çalışmalan yapılmak-
tadır
1990'da ilçe yapılarak, yeni kuru-
lan Batman ilıne bağlanan Hasan-
keyf e ilçe merkezi için gerekli ya-
pılanmalara harcanmak üzere. eko-
nomık kriz ve tasarruf tedbirlerin-
den öncekı yıllarda devletin yolladı-
ğı ödeneklenn bır kismını, Batman
Valiliği'nın başka yerlere kaydırdığı
söyleniyor. "Nasıl olsa batacak, -n-
yan olmasın" dıye asıl yenne harca-
maktan kaçınılmış.
Bazı kurumlar ıse bu ödeneklerle
bina yaptırdılar. Örneğin emnıyet
için 5 katlı biryapı yükseltilıyor.
'Zamana karşı yartş'
Eskiden buranın bağlı olduğu
Mardin Valiliği. 1987'de, çok harap
bir binayı kazı ve kurtarma heyetine
kazıevi olarak tahsis etmişti. Hasan-
keyf'e yeni okul yapılınca terk edi-
len eskı köy okuluna aıt bu bina,
her şeyı sökülerek tahrıp edılmiş:
ahır bile olamadiğı için. mahalle
çocuklannın tuvalet yerı olmuştu.
Çok kısıtlı olanaklarla işe başla-
yan kazı ve kurtarma ekıbi, buluntu
deposu, demırbaş deposu, çızım ve
çalışma bürosu, ekıp yatakhane ve
yemekhanesi gıbı hızmetlerı gör-
mek üzere bu eskı köy okulu hara-
besinın tahsısini. çaresizlikten ka-
bul etmişti
Aradan geçen zaman boyunca.
burayı bir karargâh ve güvenli depo
yapmak için kazı ekıbı çok emek ve
para harcadı. Ama ancak bilımsel
amaç için maceraya razı olan ele-
manların katlanabılecegı düzeyde
kaldı
'Zamana karşı yanş' nıteliğı tası-
yan Hasankeyf kazı ve kurtarma ça-
lışmalarında, arkeolojik işler ıçın
her yıl devleîın tahsis ettiği kısıtlı
ödenekler yetersızdi. Bunu gören
GAP Idaresı. bu çalışmalara para
yardımı yapmaya başladı.
Böylece Türkiye ölçüleriyle 'zen-
gin'bütçeye kavuşan kazı ve kurtar-
ma ekibı, genişleyıp gelışti.
1991'de Dil ve Tarih Coğrafya
Fakültesi ve tstanbul Teknık Ünı-
versitesi öğretım üyelerınden olu-
şan 8 bilım adamı grubu ile Dil ve
Tarih Coğrafya Fakültesi. Hacettepe
Üniversitesi Edebiyat Fakültesi ve
lstanbul Teknık Üniversitesi Mi-
marlık Fakültesi master ve lisans
öğrencilerinden oluşan 20 kişilik
yardımcı elemanlar grubu, o mev-
sım Türkiye'nin en büyük kazı he-
yetlerinden birını meydana getir-
mışti (1991).
Ne yazık ki yine o mevsim. kom-
şu kazı bölgesı Nusaybin'de çahşan
kazı heyetinden Metin Akyurt ve
Bahaettin Devam PKK tarafından
bomba ile şehit edıldi. Bundan son-
ra o bölgemızdeki arkeolojık çalış-
malara devam edilemedi.
Böyle acı bır durumu adeta fırsat
sayar gibi, Batman Millı Eğitim
Müdürlüğü,"gelip çalışmıvorlar;
gelselcr de bir-iki ay; sonra tüm yıl
boş beküyor; iyisi mi okul yapalmT
gibı sözlerle kazıevine e) koymak
ıçın uğraşmaya başladı.
Buna karşılık Prof. Dr. M. Oluş
Ank, Batman Valiliği, Hasankeyf
Kaymakamlığı, GAP tdaresı Baş-
kanlığı, Kültür Bakanlığı ve Millı
Eğitim Müsteşarlığı makamlarına
konuyu açıklayan ve bu işın yanlış
olduğunu, kazıevine el koymaktan
vazgeçilmesını dıle getıren yazılar
yolladı.
Hatta, şu çözûm de Prof. Ank"ın
yazılannda önerildi:
Eğer Hasankeyf'e yeni bina yap-
mak ölü yatınm olur dıyorsanız, ge-
rektiğınde başka yere götürebilece-
ğiniz prefabnk baraka tarzında okul
yapın.
Bugün Türkiye'nin en lyi kolejle-
rinden biri. TBMM karşısındaki
Tevfik Fikret Lisesi'dir ve prefabnk
barakaiarla kurulmuştur
Bunların ıçınde istenen konfor
sağlanır. Istenirse başka yere götü-
rüp kullanırfar: yatınmın bir kısmı
fekrar değeriendınlebılır nıtelık ka-
zanır.
Kültür Bakanlığı adına Anıtlar ve
Müzeler Genel Müdürü Prof. Engin
Özgen, 19 Ekim 1994 günlü.
8.16.0.AMG.0.10.00.02.710.2 (47)
74 37 sayılı yazısı; GAP ile ilgili
Devlet Bakanı Baki Ataç da 31
Ekim 1994 günlü,
B.02.0.012/0.1620 sayılı yazısı ile
Prof. Ank'ı doğrulayıp Hasankeyf
Kazıevi'ne müdahale ediimemesinı,
Batman ve Hasankeyf'tekı mercıle-
re ifade ettiler.
Tüm bunlara karşılık, Batman
Milli Eğitim Müdürlüğü'nün olay,
bina ve Hasankeyf'teki durum hak-
kında ust makamlan yanıltıcı bilgi
vermesinin etkısiyle iş bir inat ko-
nusu haline geldi; kışın ortasında,
26 Aralık 1994 Pazartesı günü, Bat-
man Valiliğı'nin emriyle, Hasan-
keyf Kaymakamlığı tarafından Ha-
sankeyf Kazıevi açıldı; başında kazı
ekibinden hiç kimse, tek uzman ol-
madan. buluntular, demirbaşlar çı-
kanldı1
Sandıklar doJu seramik
parçalan
Bunlann arasında Eyyübı devnne
aıt ağaç oyma anıtsal parçalar, san-
dıklar dolusu seramık parçalan,.
muazzam taş kitabe ve kabartma
parçalan gibi nazik eserler var. Ya-
zıhane, çizim, yatakhane, mutfak
alet ve eşyaları, kazma-kürek-el
arabası, vd. kazı malzemelen var.
Bunlann nereye konacağı bıle
düşünülmemiş.. Kazıevi boşaltıl-
dıktan sonra. akıllanna gelen yerle-
re sıgar mı, sağmaz mı baktılar; hıç-
birine sığmadığı görülünce ortalığa
dağıldılar, yer arıyorlar! Sonunda
herhalde her birini bir başka yere
dagıtacaklar..
Ustelik şu sırada, kaloriferlı yeni
okulda tüm öğrencıler okuyor; sıkı-
şıklık olsa ikilı öğretım olur; tek
tedrisat şeklinde eğitim sürüyor.
Boşaltılan bınaya yazdan önce pek
bır şey yapılamaz.
Ayrıca, bu harap yerde çocuk
okutmak, kışın onlan sınıfa sokmak
için, uygar ölçülerle 2 mılyar lira
dolayında masraf gerekir.
Bunu şu tasarruf döneminde bu-
lamazlar. Eğer öyle bir paralan var
idiyse modern bır bina yapabılırler-
dı
Şimdi ya böyle kalacak: ya da
uygarlık dışı koşullarda okul yaptık
diyecekler.
Eğer bunu yıkıp yeni bina yapa-
nz dıye düşünürlerse, suç işlene-
cektir!
O kısımlar. Hasankeyf'in tarihi
harabelennın üstündedir Tescilli
StT alanıdır. Nasıl yeni bina yapı-
hr?
Her ıkı durumda da. bır bilim ça-
lışmasının karargâhına. bir kazıevi-
ne. cumhurıyet tarihinde ilk defa
böyle el konmuş ve boş yere kış or-
tasında burası dağıtılmış olmak-
tadır!
CRR'de
'Puccini
GecesVKültür Servisi- Cemal Reşit Rey
Konser Salonu'nda bugün saat
19.30'da soprano Tiziana
Fabbricini bır şan resıtalı verecek.
1988'deMılano'da
"Yeni Sesler YanşmasTnı
kazanan Fabbncını, l990"da La
Scala'da La Traviata'nın yeni
prodüksiyonunda oynadığı
Violetta rolüyle uluslararası
müzık çevrelerinde sesini
duyurdu.
1993yıhndaNew York
Metropolitan Operası'nm
sezon açılışını PlackJo Domingo
yönetiminde yine La Traviata ile
yapan Fabbricini'ye bu akşam
piyanosuyla Roberto Negri eşlik
edeeek.
Konser salonunda yann saat
19.30'da İstanbul Devlet Opera ve
Balesi'nin "Puccini
Gecesi"gerçekleştinlecek.
Orkestrayı Antonio Pirolli.
koroyu Yıldız Kiinutkunun
yöneteceği geceye solist olarak
Bülent Atak, Jaklin Çarkçı,
Pavanı Koryak, Cemalettin
Kurugüllü, Gönül Onat. Ruhsar
ÖcaL Nursel Öncül. Efsun
Öztoprak, Erol üras ve Süha
Yıldız katılacak.
lstanbul Devlet Opera ve Balesi
Orkestrası. Cemal Reşıt Rey
Konser Salonu'nda cuma günü
19.30'da, şefSerdar Yalçın
yönetiminde Carl OrfTun
"Carmina Burana"sını sunacak
tstanbuilu sanatseverlere.
Soprano Gülgez Artındağ. bariton
Mesut lktu ve tenor Tunur
Doğanay'ın solist olarak
katılacağı gecede koroyu Cökçen
Koray yönetecek.
Cumartesi saat 15.00'te K.
Ludvvig'ın "Bir Tenor Aranıyor"
adlı müzikal komedisi yer alıyor
CRR'de. lstanbul Devlet Opera ve
Balesi sanatçılannın rol aldığı
gösteriyi Adrian Brine sahneye
koyuyor.
Aynı gün saat 19.30'da ise Julia
Krasko'nun ketnan resitali
gerçekleştirilecek.
Piyanoda OJga Kondratieva'nın
eşlik edeceğı sanatçı,
Beethoven, Brahms, \Vieniawski,
Ysaye ve Paganini'nin yapıtlannı
seslendirecek.
Jamaika'dan ABD müzik listelerine
Üçüncü Dünya müziği 'reggae'nin gelişiminde önemli rol oynayan DesmondDekker, geçenpazartesi CRR 'deydi
CEM YEGÜL
Gerçı günümüzde reg-
gae'den çok. bu müziğın bır
uzantısı olan 'ragga' veya
'dancehalT gündemde ve bu
tür de seksıst ve homofobik
lırıklerıyle dünya pop lıste-
lenni kasıp kavuruyor, ama
reggae de daha kalıcı soun-
duyla müzik dünyasındaki
yerinı korumaya devam edı-
yor. Nasıl Chaka Demus-Pli-
ers, Shaba Ranks. Shinehead
gıbı ısımler. reggae'nin hıp-
hop veya rap ile bır bıleşımi
olarak sınıflandirılabilecek
bu türü sürüklüyorlarsa.
l B40. Maxie Priest, Burning
Spear. Gregory Tsaacs gıbı
ısımler de reggae müziğın
özüne daha uygun yaklaşım-
lanyla farklı bır yerde duru-
yorlar.
Dekkar ender
mü/isvenlerden biri
Ancak reggae müziğın
köklerıne dönecek olursanız,
orada bugün ragga ya da
dancehall aracılığıyla yansı-
tılanlardan oldukça farklı bır
şeyler bulursunuz. Her şey-
den önce reggae müziğın
mıstık peygamben Bob
Marley'ı bulursunuz, Kings-
ton'ın gettolanndan Trench-
tonn'ı bulursunuz ve dolayı- Dckker,
sıyla Haile Selasie'yı. dumanlı
rasta ayınlerıni, hipnotık ntımlerı,
ağır bas cümlelennı, Jamaıka'nın gü-
neşını, Afrıka'ya dönüşü ve de Mar-
cus Garvey'i bulursunuz bu müzığın
köklennde: homofobı, şıddet ve sek-
sıst saçmalıklan değıl.
Sanırım hıkâyeyı herkes bılıyor.
ama yine de kısaca değınmekte fayda
var. Reggae. Kıngston'ın varoşların-
dan kopup, Bob Marley sayesınde
tüm dünyaya yayılan ve bununla da
kalmayıp son yıllarda dünya pop kül-
türüne egemen olmaya başlayan mü-
zik türünün adı; Bob Marley ise. bır
Üçüncü Dünya ülkesının varoşların-
dan çıkıp dünya pop sahnelerınde boy
gösteren müzısyen/peygambenn...
Desmond Dekker de, daha 1960'la-
nn sonlarında Jamaika'dan yola çıkıp
ABD pop listelerine vurmuş ender
müzisyenlerden bın. Daha henüz reg-
gae ragga olmadan rock steady ve ska
gıbı ısımlerle anılmakta ıken, Des-
mond Dekker and the Aces, reg-
gae'nin daha süratlı bır versiyonu
olan ska parçası 'The Israelites' ile
lıstelen sallamaya başlamıştı. Gerçı
Bob Marley aydınlatıcı ve uyandırıcı
rıtım ve lırıklerıyle daha sonraları
dünya çapında bir üne kavuştu, ama
daha 1960'lann sonlarında Jamaika'dan yola çıkıp ABD pop listelerine vurmuş ender müzisyenlerden. (AYKUT KÜÇÜKKAYA)
Desmond Dekker'ın aşağı yukarı 25
yıldır gündemde kalışı bıraz da tesa-
düfler sayesınde oldu. 1960'lann ne-
feslılerle donanmış dans müzığı ska,
1970'lerın Ingiltere kökenlı Selector,
the Speciab, the Engiish Beat gibı top-
luluklan tarafından yenıden gündemc
getirilince Desmond Dekker adı da
yeniden hafizalara sıçradı. lngıltere'de
ska'nın yenıden doğduğu her dönem-
de de aynı şey oldu ve Dekker'ın par-
çalannın yeni versiyonlan radyolarda
fink atmaya başladı.
YüzJerce genç miiasyenden
biri
Dekker ılk olarak, ska dönemı ola-
rak adlandırabılecegımız dönemın ef-
sanevı yapımcısı Lesiie Kong tarafın-
dan kaydedildı. Kong ıçın gerçekleş-
tırdığı bu kayıttakı 'Archie VVah Hah',
'A It Mek' ve '007 (Shanty Town) gıbı
parçalar, Jamaıka'nın dünya müzık
kültürüne olan armağanlarının başın-
da |elmektedir. Aslında Bob Mar-
ley'ın gerçek anlamda müzık kariye-
rine adım atmasında da Desmond
Dekker önemli bır rol oynamıştır.
Leslıe Kong zamanın en önemli ya-
pımcısıdır Jamaıka'da ve o sıralarda
ıkı önemli müzisyen üzerınde dur-
maktadır: Jimmy Cliff ve Derrick
Morgan. Dekker ıse o sıralarda 15-16
yaşlannda. Kong için Laydetmeye can
atan yüzlerce genç müzısyenden bın-
dır sadece. Kong kendısıne bırkaç kez
stüdyosunda randevu venr, ama sö-
zünde durmaz ve toplantı da bır türlü
gerçekleşemez.
Sonunda günlerden bir gün gözünü
karartan Dekker, stüdyodakı tüm en-
gelleri aşarak Kong'un yanına ulaş-
mayı başanr. Jimmy Cliff ve Derrick
Morgan da stüdyodadır o sırada
Dekker'ın cesaretı Kong'un hoşuna
gıder ve bu yüzden de Dekker'ın bir
parçasını dınlemeye karar venr. Bu
parça, 'Honor Your Mother and Fat-
her', lıstelen tam on ıkıden vuracak
bır hıttır Kong'a göre Bu parça bır-
kaç gün ıçınde kaydedilır. Dekker
plagın çıkmasını beklerken asıl işı
olan kaynakçılığa gen döner. Asıstan
olarak çalışmakta olduğu dükkânda
gelecek vaat eden bir başka kaynakçı
daha bulunmaktadır. Bu da, Dekker
gıbı müzisyen olma hayallen kuran
Robert Nesta Marley'den, yanı Bob
Marley'den başkası değildır. Dek-
ker'e. kendısınm de bazı parçalar yaz-
dığını ve bunian Kong"a ulaştırmasını
ayarlayıp ayarlayamayacağını sorar.
Sonunda Dekker. Marley'i Kong'la
tamştınr ve Marley'ın ılk sıngle'ı da
böylelikle Kong'un stüdyolannda
kaydedilır: 'Judge Not' ve arka yüzde
de 'One More Cup of Coffee'. Gerçı
bu parçalar Jamaıka'da bır numaraya
kadar yükselmez, ama Marley artık
ızını bıcakmıştır. Sonrasını sız de bılı-
jorsunuz.
Dekker farkh bir reggae
müzisyeni
Her neyse; bız şımdı tekrar Dek-
ker'e dönehm: Dekker'ın bu ılk sing-
le'ı hemen hıt olur ve lıstelerı altüst
eder. Jimmy Cliff ve Derrick Morgan
gibi Desmond Dekker da çok şaşırır
bu ışe. Dekker'ın Amerikalı etkıle-
nımlen arasında sayabıleceğımız Sam
Cooke ve Nat King Cole'un etkılcrı
Dekker'ın bır sonrakı hıtınde oldukça
belırgındir: 'Sinners Come On Home.'
Fakat ne olduysa bu hıtten sonra olur
ve Lesiie Kong, Barbadoslu şarkıcı
Jackie Opcl'in tılsımına kapılınca
hem Dekker'ın hem de Bob Marley'ın
varlığmı unutuverır. Marley de bunun
üzenne Coxone'un stüdyolarına gıder
ve Coxone ve Lee Perr>- ile olan bera-
berlığmın sonucunda da bu-
günkü repertuvannın önem-
li bır bölümünü oluşturan
çalışmalar ortaya çıkar.
Dekker'a gelınce. o da bır
başka önemli yapımcı oian
Duke Reid'ın yolunu tutar,
ancak haber çabuk yayılıp
Kong. Dekker'ın, Reıd'ın
stüdyosunda oiduğunu öğ-
renınce hemen soluğu orada
alır ve Dekker'ı gerı dön-
meye ıkna eder. Böylelikle
de verimlı bır beraberlığın
temellen tekrar atılmış olur.
Dekker \e yapımcı
Kong'un beraberlığı bugün
bıle hâlâ kurcalanıp kanştı-
rılacak büyüklükte bır re-
pertuvar yaratmıştır."Rude
Bo> Train, Intensified. Nin-
eompoop, Picknev GaL Wt-
se Man, Pretrv Africa' gıbı
klasıkler defalarca yeni bas-
kı yapmanın yanı sıra pek
çok sanatçının repertuvann-
da da yer almıştır.
Dekker'ın en önemli par-
çalarından biri de '007
(Shanty Town)' adlı parça-
dır. Bu parça, zamanın Ja-
maika'sındaki kültürel, eko-
nomık \e tanhsel çalkantıyı
o kadar iyı ıfade eder ki sa-
dece lıstelerde bır numaraya
yükselmekle kalmaz, aynı
zamanda bır ulusal şarkıya
dönüşür. Bu parça, Jimmy
Cliff'ın The Harder They
Come' adlı albüm ve filmın-
de de yer alarak Dekker'ın çıkışına
ivme kazandırır. Ingiltere lıstelennde
de 15. sıraya vurur \e Dekker'ın ulus-
lararası arenadakı şöhretının ilk to-
humlannı atar.
Daha sonra da İsraelhes' adlı bü-
yük hıt gelir. Önce Jamaıka'da bır nu-
mara olur bu hit, ardından Ingiltere ve
.\menka'da listeleri sarsar. Bu sıralar-
da Cliff Richards, Vlkk Jagger, Tom
Jones, Beatles altın devırlennı yaşa-
maktadırlar ve bu parça herkesı oldu-
ğu gibi onlan da şaşırtır.
Dekker bugünlerde yaşanan 'ska
revrvaT ile Ingiliz ve Amerika kökenlı
reggae topluluktarının pıyasaya çık-
masını olumlu bir gelışme olarak gö-
rüyor ve LB40 gib: topluluklann as-
lında reggae müzığme hiç ulaşma
şansı olmayan bır kıtleyı bu yöne çek-
tığını vurguluyor. Bugünkü 'dance-
hall'' ve DJ stılı müzıkler ıçın de yo-
rum yapmaktan kaçınıyor Desmond
Dekker.
Dekker farklı bir reggae müzisyeni.
Tüm dünyayı saran bu Üçüncü Dünya
müzığının gelişiminde önemli rol oy-
nayan müzısyenlerın başında gelıyor
Bu müziğın tanhsel gelişiminde rol
oynayan unsurlara ılk elden tanık ol-
duk."
AD08
Opkestpası'ndan
yeni konserler
•AMKARA (AJVKA) - Ankara
Devlet Opera ve Balesi Orkestrası
yeni yılda iki senfonik konserle
sanatseverlerin karşısına çıkıyor.
7 ve 9 ocak tarihlerinde şef Naci
Özgüç yönetiminde
gerçekleştirilecek konserlerde, F.
Mendelssohn'un ve A. Dvorak'ın
yapıtlan seslendinlecek. 1854
yılında Devlet Tiyatrosu
Orkestrası adı altında 47 kışiyle
çalışmalanna başlayan Ankara
Devlet Opera ve Balesi
Orkestrası. bugün 130 kışılik
kadrosu ile Türkiye'deki ı
orkestralar ıçınde en büyüğü
olma özellığı taşıyor.
Hünyanın Tüm
Sabahlan' İFKM'de
•Kültür Servisi - lstanbul
Fransız Kültür Merkezi'nde
bugün saat 15.30 ve 19.00'da
Pedro Almadovar'ın "Laberinto
de Pasiones" adlı filmi
fspanyolca olarak göstenlecek.
Bırçok aşk öyküsünün anlatıldığı
fılmde Cecılia Roth, Imanol
Anas ve Helga Lıne rol alıyor.
Yann aynı saatlerde Alain
Corneau'nun "Dünyanın Tüm
Sabahlan" adlı filmı yeralacak.
Jean-Piere Manelle, Gerard
Depardıeu ve Anne Brochet'nın
oynadığı film, cuma günü ve 10
ocak salı günü de aynı saatlerde
tekrarlanacak Fransız Kültür
Merkezı'nde aynca pazartesi
günü Carlos Freire'nın fotoğraf
sergısı açılacak. Sergi, 27 ocak
tanhıne kadar açık kalacak.
Cemal Süreya
günleri
•Kültür Servisi - lstanbul
Üniversitesi Oğrencı Kültür
Merkezi Edebiyat Kulübü.
"Ölümünün 5. Yıldönümünde
Cemal Süreya Günlen" adıyla bir
dızi etkınlik düzenledı. Cemal
Süreya Günleri kapsamında
bugün saat 15.00'te 'Cemal
Süreya Şiırlerinden Dınletı" ve
"Şıir Ortamı ve Cemal Süreya'
konulu panel ızlenebilir. Selim
Sener'in yönettığı panele Doğan
Hızlan. llhami Atmaca, Seyit
Nezir ve Füsun Akatlı katılıyor.
Yann saat 15.00'te şiır
dinletisinin ardından
gerçekleştirilecek olan "Cemal
Süreya'nın entelektüel kişiliği"
konulu panelin konuklan Oıtan
Alkaya, C. Hakan Arslan,
Mehmet Bulgurcu, Jbrahim Kiraz
Ve Irfan Çıftçı. Paneli Alper
Çeker yönetecek. Cuma günü
aynı saatte ise şiir dinletisinin
ardından Alı Günvar. Adnan
Özer, Erdoğan Alkan ve Tuğrul
Tanyol'un katılacağı. M. Lütfi
Şen'ın yöneteceği 'Cemal Süreya
$ıin Üzerine" başlıklı panel
ızlenebilir. Etkınlikler. l.Ü.
Öğrenci Kültür Merkezi Tiyatro
Salonu'nda düzenleniyor. (0212
512 84 48-512 84447)
Eczacıbaşı
Vaktı'ndan
smema yarışması
•Kültür Servisi - Dr Nejat
Eczacıbaşı Vakfı, 14. Uluslararası
lstanbul Film Festivali
kapsamında, ulusal bır yanşma
düzenliyor. İ-16Nisan 1995
arasında yapılacak olan 14.
lstanbul Film Festivali ulusal
yanşmasında sunulacak Türk
filmleri. yazar. senaryo yazan ve
sinema adamı Bülent Oran'ın
başkanlığında, sinema yazan
Mehmet Basutçu. oyııncu Zuhal
Olcay, görüntü yönetmenı Kenan
Ormanlar ve yönetmen Ya.vuz
Turgul'dan oluşan jüri tarafından
değerlendırilecek. Jüri tarafından
'Eczacıbaşı Yılın En iyı Türk
Filmı Ödülü' verilen fılmin
yapımcısı ile 'Eczacıbaşı Vakfı
Yılın En İyı Türk Yönetmeni
Ödülü'ne uygun görülen
yönetmene, 200'er milyon liralık
iki ayn ödül venlecek.
Yanşmanın başvuru formlan ve
yönetmelikler, SESAM'm
Beyoğlu'ndaki merkezınden
sağlanabilir.
AST'tan Pazar KeyfT
•Kültür Servisi - Ankara Sanat
Tıyatrosu. cuma gününden
itibaren sezonun ilk yeni oyunu
olan 'Pazar Keyfı'ni sahnelemeye
başlayacak. Rutkay Aziz, George
Michele'in 'Pazar Gezıntisf adlı
oyunundan uyarlayarak sahneye
koyduğu 'Pazar Keyfi'nde küçük
mutluluklar peşinde, kendi küçük
dünyalannın kendilerine yettiğine
inanan bir ailenin pazar günü
gezintisinin anlatıldığını
belırtiyor. Aslında bir kargaşa
ortamının yaşandığını,
bombalann patlayıp, insanlann
öldüğünü anlatan Aziz "Yoğun
toplumsal sıkıntılar içınde bır
gezinti bu. Hiçbırşey onlara
dokunmadıkça yaşıyorlar ya da
yaşadıklannı sanıyorlar" diyor.
Aziz'in "AST'ın tiyatro
anlayışıyla yerli yerinı bulan,
sorumluluk bilincine dayalı bir
oyun' olarak nitelendirdiği
oyunda rol alan sanatçılar
arasında Erol Demiröz, Altan
Erkekli, Altan Gördüm ve Vahide
Gördüm de bulunuyor. 'Acı bir
güldürü' olarak nıtelendirilen
oyunun dekorunu Osman
Şengezer, giysi tasanmını ise Gül
Emre lıazırladı.