28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyettmtiyaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenı: Orhan ErİDÇ # Genel Yayın Koordınatörü: Hikmet Çetinkay'a # Yazıişleri Müdürlerı: fbrahim Yıldız , Dinç Tayanç (Sorum- lu) # Haber Merkezi Müdürir Hakan Kara # Görsel Yönetmeır Fikret Eser Dış Haberler Ergun Balcı • Istıhbarat Yalçın Çakır • Ekononu: Bölent Kızanlık • Radyo-TV Uygar Eremektar 9 Kultur Handan Şenköken 0 Spor: Abdülkadir Yücelman • Yurt Haberlen Mebmet Saraç 0 Makaleler Sami Karaören 0 Çevın: Seyfettin Turhan 0 Dûzeltme Abdullıh Yazıcı Yayın Kurulu. tlban Selçak (Başkan), Orhan Erinç, Oktty Kurtböke. Özgen Acar, Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner, Ergun Balcı, Dinç Tayanç, Ibrahim Yıldız, Orhan Bursaİı, Mustafa Balbay. Ankara Temsücisi: Mustafa Balbay 0 Haber Müdurü. Doğan Akın Atatûrk Bulvan No: 125, Kat.4, Bakanbklar-Ankara Tel 4195020(7hat), Faks:41950270tzmirTemsilcısı:SerdarKızık, H. Zıya Bul. 1352 S. 2/3 Tel: 4411220, Faks: 4419117 0 Adana Temsilcisi: Çetin Yiğeaoğlu, Inönü Cd. 119 S. No:l Kat.l, Tel: 3522550, Faks. 3522570 MûesseseMüdürü: Erel Erkut0 Koordinatör Ahmet Korulsan 0 Muhasebe BûlentYen- er#ldare Hüse\inGürer0tşletme Önder Çeük 0 Bılgı-lşlem: NaH tnal 0 Bügısayar Sıstem: Mûrüvet ÇOer 0 Reklam Reha Işıtman 0 Halkla Üışloler: Nurten Berksoy Yıyımlıyan ve B u u : Yenı Gün Haber Ajansı. Basın vc Yayıncılık A $ Tüıkocağı cad 39,41 Cagaloglu 34334 t». PK 246 lstanbul Tel (0-212) 512 05 05 (20 hal). Faks. (0 212) 513 85 95 31OCAK1995 îmsak: 5.42 Güneş:7.09 Öğle: 12.24 tkindi: 15.01 Akşam: 17.26 Yatsr. 18.48 Onat Kutlar'm kitabı yayımlaıdı • Knttür Servisi- Onat Kutiar'ın son iki yüda gazetemizde yayımlanan "Gündemdekı KomT başlıklı yazılan Mitos Yayınlan tarafindan yayımlandı. Onat Kutlar'ın "Gündemdekı Sanatçı" başlıklı portre yazılan ise Yapı Kredi Yayınlan arasında çıkacak. "Gündemdeki. Konu" kitabmda Onat Kutlar'ın medya, sinema ve güncel olaylar üzerine yazdıgı 27 yazısı yer alıyor. Kutlar'm; ""Dûnün Dûnyası", "Aziz Beyle Düşsel Bir Yolculuk", "Herkesin Kaybettiği Tek Oyun", "Civangate", "Tuz Kokarsa", "Keşke Yağmur Yağsa", "Doksanbeşe Doğru" başlıklı yazılannın da yer aldığı kitabın önsözünü fihan Selçuk yazdı. PBNte Kutiar'a saygı toplanüsı • Kültür Servisi- PEN Yazârlar Demeği, Onat Kutlar'ın arusına bir saygı gecesi dûzenledi. Bu akşam saat 19.00'daKüçûk Sahne'de yapılacak 'Onat Kutlar Yaşıyor' gecesine giriş serbest. Kutlar'm öykücü, denemeci, şair ve sınemacı kişiliğinin tanıtılacağı programa PEN Yazarlar Derneği Başkanı Şûkran Kurdakul, Salim Şengil, Gülsüm Cengiz Akyüz, Orhan Barlas, Cevat ' Çapan, Leyla Erbil, Aydın Hatıpoğlu, Onat Kutlar'm kardeşi Erhun Kutlar, Kemal Özer. Işıl Özgentürk, Adnan • Özyalçıner, Sennur Sezer, Ülkû Tamer, Rekin Teksoy ve Gülsen Tuncer katılıyor. Kornea • GAZİANTEP(AA)- Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki ilk kornea nakli, Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakûltesi Şahınbey Hastanesi'nde yapıldı. Tıp Fakûltesi Göz Hastahklan Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Necdet Bekır, "Büyük merkezle de yapılan kornea nakli, Güneydoğu Anadolu'da ilk kez Gaziantep'te gerçekleştirildi. Kornea sağlanmasında zorluklar yaşanıyor. 50 dolayında hasta keratoplasti ameliyatı için sırada bekliyor. Halkın, göz bağışı konusunda daha duyarlı olmasını bekliyoruz. . Nakledilebilecek göz bulabilirsek, ameliyan yapabılecek olanaklara da sahibiz." Aflatoksin yine gündemde • ANKARA (UBA) - Gıda konserojeni olarak tanımlanan 'aflatoksin' yeniden gündemde. Almanya'ya ihraç edilen biberlerde, çok yûksek miktarda kanser yapıcı 'aflatoksin' bulundu ve biberler partiler halinde geri iade edildi. Yılmaz Karakoyunhı, BKYK'de • İSTANBUL (ANKÂ) - Kanal D Televizyonu'nun Yönetim Kurulu Murahhas Üyesi Yılmaz Karakoyunlu, Basın Konseyi Yûksek Kurulu'na (BKYK) seçildi. Basın Konseyi'nden yapılan yazılı açıklamada, basın konseyi temsilciler kurulunun basın dışı üyelerinden olan Yılmaz • Karakoyunlu'nun aynı kontenjandan Basın Konseyi Yûksek Kurulu üyeliğıne seçildiği bildirildi. HarçMdarmı i çöpten ç*anyorlap • TRABZON(AA)- Trabzon'da, sahildeki çöpler arasından plastiklen toplayan çocuklar, tatilde okul harçlıklannı çıkanrken çevre temizliğine de katkıda bulunuyor. Trabzon Belediyesi'nin sahildeki dolgu alanına dökerek imha yoluna gıttıği çöpler arasındaki plastik maddeleri toplayan öğrenciler, kılosunu 10 bin liradan sattıklan plastiklerden elde ettıkleri kazançla okul harçlıklannı çıkardıklannı, çevre korunmasına da önemli bir katkıda bulundukJannı söylediler. Beynimizdekaslanmızgibi... Çalıştıkça formunu koruyor Kafanı kuflmı., IQ AUI artsııı Çeviri Servisi - Beyin aktivitelerimi- zin ömür boyu düzeyini koruyabilmesi. beynimizi sûrekli çahştırmamıza bağlı. Amerikalı bilim adamlan: beyin kapa- sitemizi, yaşadığımız müddetçe etkile- memizin mümkün oldugunu söylüyor- lar. - ABD'dekı araştırmalar, zihinsel de- ney ve oyunlann, beynimizin aktivitesı- ni ileriki yaşlara kadar sürdürmede et- ken olabıleceğini söylüyor. - Bırtakım ilaçlann beynin uyanlma- sında olumlu etki yaptığı kanıtlanmış durumda. Hafızayı güçlendirecek bir ilaç ilk kez açıkça test ediliyor. - Dengeli beslenme ve sağlık zihinsel kapasite içın gerekli önkoşullar olarak görülüyorlar. Bilim adamlan uzun yıllar boyunca, zihinsel yeteneklerin geçen yıllar için- de kendiliğinden azaldığını kabul ede- rek düşûnsel etkinliklerin zaman içinde azalmasını hatta yok olmasını doğal ve karşı koyulamaz olarak gördüler. Bu olgulara hafızanın zamanla zayıflaması •60 yaş ve üzerindeki kişilerle sürekli beyin cimnastiği yapan bir bilim adamı, birkaç yıl sonra deneklerinin beyinsel aktivitelerinin aynen sürdüğünü gördü. da dahildi. Goethe gibi 79 yaşında bile dahiyane yapıtlar oluşturabilen insanlar için ise 'özel' ve 'üstûn' nitelemeleri bizzat tıbbın kendisi tarafindan getiril- di. Oysa Amenka'da son yıllarda yapı- lan geniş çaplı bir araştırma ortaya koydu ki beynin etkinliklerinin azalma- sının yaşanan yıllarla öyle düşünüldü- ğü kadar ilgisi yok. Bu tanı. Pennsylva- nia Üniversitesi psıkologlanndan K. Warner Schaie tarafindan, 5000 erkek ve kadın denek ûzerinde yapılan ve yıl- lar süren bir araştırma sonrasında kon- du. Shaie, tam 35 yıl sûren araştırması sonucunda önceliİde, zihinsel yetenek- lerin 60 yaş civannda azalmaya başla- dığını tespit etti. Bu tespitinden sonra bu yaş ve üzerindeki denekleriyle sü- rekli beyin cimnastiği yapan bilim ada- mı, birkaç yıl sonra 70 yaş ve civann- daki deneklerinin beyinsel aktiviteleri- nin aynen sürdüğünü gördü. Uzun araş- tırmalar sonucunda bu çıkanmlannı ra- kamlara dökmeyi başaran Shaie, tezini bu temel üzerinden geliştırmeye başla- dı. Beynimizin de kaslanmız gibi çalış- tıkça formunu koruyabileceğini iddia eden ve araştırmalanyla kanıtlayan bi- lim adamı, günde 10 dakikalık zihinsel özel bir faaliyetin düşûnce organımızm işlevlerini aynen sürdürebilmesinde ye- terli olabıleceğini vurguluyor. Ancak Shaie'e göre beynin faaliyetlerinin azalması sadece yaşla bağlantılı bir tembellikten ileri gelmiyor. Orta yaş- larda bir ınsanın da hastalanıp 3 hafta yatarak geçirdiği bir süreden sonra beyninin işlevlerinde bir yavaşlama olabilmesi mümkün. Araştırmalanndan aldığı sonuçlara göre böyle bir durum- da ınsan IQ'su 30 puan kadar düşebili- yor. Insanlann bu yeteneklerini geliştir- meye çocuk yaşta başlayabileceklerini ve bunun yıllar içinde çok olumlu so- nuçlannın ahnabileceğini de vurgula- yan diğer uzmanlar da insanlann za- man bulduklan her yerde ve her an ze- kâlannı zorlayacak oyunlara başvurma- lannı öneriyorlar. Sürekli telefon reh- beri kullanmak yerine numaralan ez- berlemekten başlayabilen bu küçük ça- lışmalar, trafığin rıkandığı bir yerde zi- hinden kelime oyunlan ve işlemler ya- parak da sürebilir diyen bilim çevreleri yaptıklan araştırmalar sonucunda peri- yodik olarak beyin cimnastiği yapan insanlann IQ ölçümlerinin 6 aylık sûre- lerde bile değişiklik gösterdiğini öne sürüyorlar. Bu tûr çalışmalann ileriki yaşlarda hafızanın zayıflamasının da kesinlikle önüne geçtiği uzmanlarca belirtiliyor. Italyanlar, güvercinlerden bıktıÇeviri Servisi- Insan, yaratüğı çevre kirliliğiyle doğadaki birçok canlının yanı sıra en büyük tehdidi, güvercinlere yöneltmiş görünüyor. En azından, başta Venedik olmak üzere Italya'mn bazı şehirlerinde durum böyle... Hava kirliliği, turistlerin rahat vermezliği derken şimdi de şehrin tarihi mirasını korumakla yükümlü kişiler, güvercinlerin her tûrlü araçlarla yok edilmesini ıstıyorlar. Bunlar, kuşlann çevreye yaydıklan dışkılarla çeşitli mikroplann yayılmasına neden olmalanndan başka. tarihi yapıtlarda aynı nedenle meydana gelen tahribatı önleyebilmek için binalan fılelerle örtmek zorunda kaldıklannı ve bunun böyle sürüp gidemeyeceğini söylüyorlar. Venedik'teki bu gûvercin düşmanlanrun başka şehirlerde de yandaşlan ve destekçilen var. Bunlar hep birlikte şimdi, bu kuşlar için ölümlerden ölüm beğenmeye çahşıyorlar. Şimdilik uygulama için bir görüş birliğine varamadıklan anlaşıhyor. 'Av tüfekleriyle yok edüsinler' Kimi, av tüfekleriyle güvercinlerin yok edilmesini istiyor Kimi kuşlara yem verilmesinin yasaklanmasından dem vuruyor. Yemi yasaklamak yerine buna zehirleyici maddeler eklenerek soykınm yöntemleri geliştirenler de var. Biraz insaflı gibi görünenler, kuşlann aç bırakılmalan sonucu şehirleri terk etmeye zorlanmalanndan yana. Bunlara katıhyormuş gibi görunenlerden bazılan u t>i ama, aç kaldıklannda bulunduklan yerden aynlnuyor, köşeiere sinip bir şeyler verilmesini bekliyor, hiçbir şey \erilmevince oracıkta ölüveriyorlar" diyorlar. Temeldeki fikir, güvercinler için tarihi eserler çevresinde park yasağı yaratmak, ama bunun nasıl yapılabileceği konusunda yöntem üretimi sürüp gidiyor. Bu tartışmayı nakleden tngiliz, Londra'da Westmınister Katedrali çe\Tesi için de aynı yakınmalann söz konusu oldugunu belirttikten sonra burada belediyenin kuş yemlerine, insanlar için çoğalmayı önlemek amacıyla kullanılan önlemler türünden, yumurtada yavru oluşmasını engelleyici uygulamalardan yararlanıldığını ileri sürüyor. Şanslı güvercinler... lstanbul Haber Seı-visi - fstanbul'un tarihi meydanı Eminönü ile özdeşleşmiş olan güvercinler belki de dünyanın hiçbir yerinde olmadıkları kadar rahat yaşıyorlar. Yeni Cami'nin kubbe ve minareleri ile hemen hemen tüm oyuklarını mekân olarak kullanan güvercinler, yoldan geçen 'hayırsever' vatandaşlann attıklan yemlerle besleniyorlar. Bu 'sokak güvercinİeri'nin yanı sıra cins güvercinler de hayli şanslı tstanbul'da. Her pazar Eminönü'nde kurulan gûvercin pazarında kuş sahipleri her türlü maharetlerini kovuyorlar ortava (Sağda). (Fotoğraf: ERDOĞAN KÖSEOĞLU) Otistikdört çocuk, geçen pazar günü daha azyalnızdL Doğa onlara sevecen davrandı. Onlar da doğayı sevdL Otistikler doğa ile kucaklaştı FÎGEN ATALAY Otistik dört çocuk, geçen pazar günü daha az yalnızdı. Doğa, Belgrad Ormanlan'na piknığe giden otistik çocukla- n insanlar gibi dışlamadı, on- lara sevecen davrandı. Onlar da doğayı sevdi; kıyısından, köşesinden de olsa bir gûnlü- ğüne yaşamın içine girdiler, tüm çocuklar gibi koştular, top oynadılar, iştahla yemek yediler. "Otistikler Kulübû"nün düzenlediği gezinin başlama noktası, Atatürk Kültür Mer- kezi önüydü. Geziye anne- babalar katılmayacaktı. Dört otistik çocuk ile kimisi psiko- lojik danvşmanhk kimisi baş- ka bölümlerde öğrenim gören üniversite öğrencileri ve otis- tik çocuklarla birlikte olmak isteyen birkaç kişi daha saat 11.00'de kendilerini Belgrad Ormanlan'na götürecek oto- büse bındıler. Fırat, Hakan, Ece ve Zeynep, ıstedikleri yerlere yerleş- tikten sonra yanlarına üni- versite öğrenci- leri abla ve ağa- beyleri oturdu Teybe Sezen Aksu kaseti ko- nuldu ve yolcu- luk başladı Önce pikniğe. sonra da konse- re gidilecekti. Otistik Olmayan çocuklar için bunlar herhalde sevinç çığlıkla- rıyla. neşelı kahkahalarla karşılanırdı. Ama otobüste böyle bir durum yoktu. Fırat, müziği ve çevresindeki sesle- ri duymak istemezcesine sık sık elleriyle kulaklannı kapa- tıyor, Hakan daha çok elinde- ki bebekle ilgili görünüyordu. Ece biraz daha farklıydı, camdan dışanyı seyrediyor, sorulara yanıt veriyor, en çok da "iyiyiın ben" cümlesini yi- neliyordu. Kendi dünyalannda yaşa- yan, hissetrıklerinı ele verme- yen bu otistik çocuklann yüz- lerine bakıldığında, doğanın kucağında piknik, pop müzik sanatçılannın vereceği kon- ser, onlar için ne kadar an- lamlı? "Bunlar, yaşamın dı- şındaki bu çocukları mutlu edebOir mi" sorulan akla ge- liyordu. Soruların yanıtı Belgrad Ormanlan'na gelin- diğinde öğrenildi, kuşkular dağıldı. Doğa, "farklı" ço- •Saatlt.OO'de Belgrad Ormanlan'na gitaek üzere otobüse bindiler. Fırat, Hakan, Ece ve Zeynep, istedikieri yerlere yerleştikten sonra yanlanna üniversite öğrencileri abla ve ağabeyleri oturdu. Teybe Sezen Aksu kasedi konuldu ve yolculuk başladı. cuklan benimsemeyen, onlan dışlayan insanlar gibi acıma- sız değildı; onlara kucak açtı. Onlar da sevinçle bu kucağa atıldılar. Tüm çocuklar gibi koştular, top oynadılar, acık- tılar, susadılar. Zeynep, pik- nik boyunca neredeyse hiç oturmadı, hep koştu. Peşin- den koşturan öğTenciler yo- ruldu, o yorulmadı. Bu arada ağzı da hiç boş durmadı. Şe- ker, gofret, sucuk-ekmek yi- yip kola içerken çevrede pik- nik yapanlann ikramlannı da geri çevirmedi. Ece de epeyce koşturdu, sofranın hazırlanmasına yar- dım etti, top oynadı. Ama mangalda pişirilen sucuklann sofraya getirilmesiyle "top yok sucuk var" diyerek tavn- nı koydu ve iştahla sucuk-ek- meğini yedi. Sofraya oturul- duğunda Hakan'ın ne yapa- cağı merak konusuydu. Ye- meğini hep tabakta yiyen, şimdiye kadar elde hiçbir şey yememiş olan Hakan'ın aç kalabileceğin- den korkulu- yordu. Degişik- liği reddetmek, aynılığı sürdür- mek otistikle- rin bir özelli- ğiydi. Ama Ha- kan yemeğini yedi hem de gözle görülen bir zevkle. Ön- ce sağ elindeki sucuktan, sonra öteki elindeki ekmekten kü- çük lokmalar ısırması, ondan sonra da kola- sını yudumlaması sırasında sevimlı yüzünde oluşan mut- lu ifade, yemeğini bitirmesi- nin ardından neşeli mınltılara dönüştü. Fırat, en hareketsiz olanıy- dı. Evde ve okulda hep otur- duğu, hatta yatmak istediği göz önüne alınınca, ağaçlar arasmda yavaş adımlarla yü- rüyüşler yapması, geziye ka- tılanlara sanlarak onlan ok- saması. onlann da kendısini okşamasını istediğini hare- ketlerle anlatmasını izlemek keyifliydi. Ancak, bütün bu güzel görüntülere karşın ço- ğunlukla yalnızlığı seçmeleri, onlann otistik olduklannı ha- tırlatıyordu. Otistik çocuklar piknikten sonra Etiler'deki Concert Hall'a giderek tüm geliri otis- tik çocuklar yararına kul- lanılacak olan Türk pop müziği konserini izlediler. Müze ve ören yerlerinden sağlanan gelir birçok kurum arasında pay ediliyor Giriş ücretieri, müzeleri korumuyor ASUMAN ABAaOĞLU İZMtR- Müze ve örenyerlerine giriş ücretlerinden sağlanan gelir birçok ku- rum arasında pay edilirken bu gelirden örenyerlerinin korunması ve bakımı için kaynak aktanlmıyor. Müze ve örenyerlerindeki bazı işlet- melerin, yapılan bir protokol ile Kültür Bakanlığı'ndan Turizm Bakanhğı'na devTedilmesi ise tarihi ve kültürel de- ğerlerin korunmasına aynlabilecek kay- naklan ortadan kaldınyor. Müze ve örenyerlerine giriş ücretleri, •muazzam' bir gelir kaynağı yaratırken bu gelirden örenyeri ve müzelenn ko- runması, geliştirilmesi ve onarılması için pay aynlmıyor. Örenyerleri gelirle- rinin bir bölümü il özel idareleri, bir bö- lümü belediyeler ve bakanhk, bir bölü- mü de döner sermaye işletmelerince paylaştlıyor. Arkeoloji ve Arkeologlar Derneği Başkanı Doç. Dr. Ahmet Tır- pan, bu gelirin kültür varlıklanna geri dönmediğini, diğer yandan eski eserle- rin bakım, onanm, restorasyon, röleve ve kazı çalışmalannın yapılamadığını, kent dokulan ıçindeki eski eserlerin rant •Arkeoloji ve Arkeologlar Derneği Başkanı Doç. Dr. Ahmet Tırpan, bu gelirin kültür varlıklanna geri dönmediğini, eski eserlerin bakım, onanm, restorasyon, röleve ve kazı çalışmalannın yapılamadığını söyledi elde etmek amacıyla yıkılmaya terk edildiğini ammsatarak "Bütün bu gettr- ler bu amaçlar için harcanabiUrken, be- lediyelere, U özel idarelerine, bazı özel vakıflara. Kültür Bakanlığınm Döner Sermaye Işletmesi'ne gküvor" dedi. Eski eserlerin yarattığı kaynaktan pay alan bu kuruluşlann, eski eserlerin korunma- sı için hiçbir şey yapmadıklanna dikkat çeken Doç. Dr. Tırpan, sözlerini şöyle sûrdûrdü: "Müze gelirlerinin yüzde 4Q'ını alan belediyeler, katkıda bulunmak bir yana, parasını ödemediğj için müzelerin suyu- nu kesiyor. Konya Me\iânâ Miizesi'nde bu olay yaşandL Müzelere kültür hizme- ti olarak yardun edecekleri yerde beledi- yeler, buralardan gelir temin ediyoriar. Türkiye'de müzelere yardun eden hiçbir belediye gösteremezsiniz. Oysa bütün Avrupa'da müzeleri finanse edenler be- lediyelerdir, mahalli idarelerdir. Çünkü bir kentin kimliğini oluşturan, kültür kuruluşlandır" Kültür ve Turizm bakanlıklan arasın- da imzalanan bir protokol ile müze ve örenyerlerinde bulunan işletmelerin Kültür Bakanlığı'ndan Turizm Bakanh- ğı'na devredildiğini de ammsatan Doç. Dr. Tırpan, böylece tarihi eserler için kullanılabilecek bir kaynaktan da yok- sun kahndığmı söyledi. Kültür Bakanlı- ğı'nın Pamukkale'de 105 milyar lira harcayarak çevre düzenlemesi adı altın- da uzay çatıh iki kapı yaptırdığını anım- satan Doç. Dr. Tırpan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kültür Bakanhğı'nın işi bu mudur? Örenyerlerini turizme açacaksak, bu ya- ünmİan belediyelerin ya da Turizm Ba- kanhğı'nın yapması gerekmez mi? Kül- tür Bakanhğı'nın işlevi eğitime, koruma- ya yöneliktir. Bir yanda para yok diye eserler tahrip oluyor, öbür yanda kapı yapılıyor. Bu kapılann altına bir sürü dükkanlar yapıhyor. Bu dükkanlan yap- tüar, şimdi Turizm Bakanhğı'na devre- diyorlar. Madem Kültür Bakanlığı, dö- ner sermayesine katkı getirmek için bu dükkanlan vaptı, öyleyse kendisi işletsin. Kendisi işletmeyecekse, niçin yapryor?" Son zamanlarda müze biletleri üzeri- ne yapıştınlan bandroller ile lzmir Kül- tür ve Sanat Vakfı, lstanbul Kültür ve Sanat Vakfi ile Sevda Cenap And Vak- fi'na gelirlerden pay aynlmaya başlan- dığını kaydeden Doç. Dr. Tırpan, sözle- rini şöyle sürdürdü: "Şimdi örenyeri ve müzelerin gdirteri- nin bir bölümü de şenlikler düzenleyen bu özel vakıflara gidecek. Bu vakıflann eski eserlerin korunması için yapnklan bir şey yok. Bu tür konularda bakanhğa bağlı genel müdürlüklerin görüşü ve onayı alınmıyor. Yeni bandrol uygula- masıyta müze biletlerinde yüzde 100'lük bir fı>at artışı söz konusu. Bu bir nevi zorunlu bağış. Türkiye'de 70'in ûzerinde müze var, bunlara bakanhktan yakıt pa- rası bile verilmez. Müzeler kendi der- nekleriyle kart satarak çablannı onar- maya. bekçi istihdam etmeye, örenyerini korumaya çalışııiar. Yetkili olsam müze- leri kapatmm, çünkü konınmuyor."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle