Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyettmtiyaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmenı: Orhan ErİDÇ #
Genel Yayın Koordınatörü: Hikmet
Çetinkay'a # Yazıişleri Müdürlerı:
fbrahim Yıldız , Dinç Tayanç (Sorum-
lu) # Haber Merkezi Müdürir Hakan
Kara # Görsel Yönetmeır Fikret Eser
Dış Haberler Ergun Balcı • Istıhbarat Yalçın Çakır
• Ekononu: Bölent Kızanlık • Radyo-TV Uygar
Eremektar 9 Kultur Handan Şenköken 0 Spor:
Abdülkadir Yücelman • Yurt Haberlen Mebmet
Saraç 0 Makaleler Sami Karaören 0 Çevın:
Seyfettin Turhan 0 Dûzeltme Abdullıh Yazıcı
Yayın Kurulu. tlban Selçak
(Başkan), Orhan Erinç, Oktty
Kurtböke. Özgen Acar, Hikmet
Çetinkaya, Şükran Soner, Ergun
Balcı, Dinç Tayanç, Ibrahim Yıldız,
Orhan Bursaİı, Mustafa Balbay.
Ankara Temsücisi: Mustafa Balbay 0 Haber Müdurü. Doğan
Akın Atatûrk Bulvan No: 125, Kat.4, Bakanbklar-Ankara Tel
4195020(7hat), Faks:41950270tzmirTemsilcısı:SerdarKızık,
H. Zıya Bul. 1352 S. 2/3 Tel: 4411220, Faks: 4419117 0 Adana
Temsilcisi: Çetin Yiğeaoğlu, Inönü Cd. 119 S. No:l Kat.l, Tel:
3522550, Faks. 3522570
MûesseseMüdürü: Erel Erkut0 Koordinatör
Ahmet Korulsan 0 Muhasebe BûlentYen-
er#ldare Hüse\inGürer0tşletme Önder
Çeük 0 Bılgı-lşlem: NaH tnal 0 Bügısayar
Sıstem: Mûrüvet ÇOer 0 Reklam Reha
Işıtman 0 Halkla Üışloler: Nurten Berksoy
Yıyımlıyan ve B u u : Yenı Gün Haber Ajansı. Basın vc Yayıncılık A $
Tüıkocağı cad 39,41 Cagaloglu 34334 t». PK 246 lstanbul Tel (0-212) 512 05 05 (20 hal). Faks. (0 212) 513 85 95 31OCAK1995 îmsak: 5.42 Güneş:7.09 Öğle: 12.24 tkindi: 15.01 Akşam: 17.26 Yatsr. 18.48
Onat Kutlar'm
kitabı yayımlaıdı
• Knttür Servisi- Onat
Kutiar'ın son iki yüda
gazetemizde yayımlanan
"Gündemdekı KomT
başlıklı yazılan Mitos
Yayınlan tarafindan
yayımlandı. Onat Kutlar'ın
"Gündemdekı Sanatçı"
başlıklı portre yazılan ise
Yapı Kredi Yayınlan arasında
çıkacak. "Gündemdeki.
Konu" kitabmda Onat
Kutlar'ın medya, sinema ve
güncel olaylar üzerine
yazdıgı 27 yazısı yer alıyor.
Kutlar'm; ""Dûnün
Dûnyası", "Aziz Beyle
Düşsel Bir Yolculuk",
"Herkesin Kaybettiği Tek
Oyun", "Civangate", "Tuz
Kokarsa", "Keşke Yağmur
Yağsa", "Doksanbeşe
Doğru" başlıklı yazılannın
da yer aldığı kitabın
önsözünü fihan Selçuk yazdı.
PBNte Kutiar'a
saygı toplanüsı
• Kültür Servisi- PEN
Yazârlar Demeği, Onat
Kutlar'ın arusına bir saygı
gecesi dûzenledi. Bu akşam
saat 19.00'daKüçûk
Sahne'de yapılacak 'Onat
Kutlar Yaşıyor' gecesine
giriş serbest. Kutlar'm
öykücü, denemeci, şair ve
sınemacı kişiliğinin
tanıtılacağı programa PEN
Yazarlar Derneği Başkanı
Şûkran Kurdakul, Salim
Şengil, Gülsüm Cengiz
Akyüz, Orhan Barlas, Cevat
' Çapan, Leyla Erbil, Aydın
Hatıpoğlu, Onat Kutlar'm
kardeşi Erhun Kutlar, Kemal
Özer. Işıl Özgentürk, Adnan •
Özyalçıner, Sennur Sezer,
Ülkû Tamer, Rekin Teksoy
ve Gülsen Tuncer katılıyor.
Kornea
• GAZİANTEP(AA)-
Güneydoğu Anadolu
Bölgesi'ndeki ilk kornea
nakli, Gaziantep
Üniversitesi Tıp Fakûltesi
Şahınbey Hastanesi'nde
yapıldı. Tıp Fakûltesi Göz
Hastahklan Anabilim Dalı
Başkanı Doç. Dr. Necdet
Bekır, "Büyük merkezle de
yapılan kornea nakli,
Güneydoğu Anadolu'da ilk
kez Gaziantep'te
gerçekleştirildi. Kornea
sağlanmasında zorluklar
yaşanıyor. 50 dolayında
hasta keratoplasti ameliyatı
için sırada bekliyor. Halkın,
göz bağışı konusunda daha
duyarlı olmasını
bekliyoruz.
. Nakledilebilecek göz
bulabilirsek, ameliyan
yapabılecek olanaklara da
sahibiz."
Aflatoksin yine
gündemde
• ANKARA (UBA) - Gıda
konserojeni olarak
tanımlanan 'aflatoksin'
yeniden gündemde.
Almanya'ya ihraç edilen
biberlerde, çok yûksek
miktarda kanser yapıcı
'aflatoksin' bulundu ve
biberler partiler halinde geri
iade edildi.
Yılmaz
Karakoyunhı,
BKYK'de
• İSTANBUL (ANKÂ) -
Kanal D Televizyonu'nun
Yönetim Kurulu Murahhas
Üyesi Yılmaz Karakoyunlu,
Basın Konseyi Yûksek
Kurulu'na (BKYK) seçildi.
Basın Konseyi'nden
yapılan yazılı açıklamada,
basın konseyi temsilciler
kurulunun basın dışı
üyelerinden olan Yılmaz
• Karakoyunlu'nun aynı
kontenjandan Basın
Konseyi Yûksek Kurulu
üyeliğıne seçildiği
bildirildi.
HarçMdarmı
i çöpten
ç*anyorlap
• TRABZON(AA)-
Trabzon'da, sahildeki
çöpler arasından plastiklen
toplayan çocuklar, tatilde
okul harçlıklannı çıkanrken
çevre temizliğine de katkıda
bulunuyor. Trabzon
Belediyesi'nin sahildeki
dolgu alanına dökerek imha
yoluna gıttıği çöpler
arasındaki plastik maddeleri
toplayan öğrenciler,
kılosunu 10 bin liradan
sattıklan plastiklerden elde
ettıkleri kazançla okul
harçlıklannı çıkardıklannı,
çevre korunmasına da
önemli bir katkıda
bulundukJannı söylediler.
Beynimizdekaslanmızgibi... Çalıştıkça formunu koruyor
Kafanı kuflmı., IQ AUI artsııı
Çeviri Servisi - Beyin aktivitelerimi-
zin ömür boyu düzeyini koruyabilmesi.
beynimizi sûrekli çahştırmamıza bağlı.
Amerikalı bilim adamlan: beyin kapa-
sitemizi, yaşadığımız müddetçe etkile-
memizin mümkün oldugunu söylüyor-
lar.
- ABD'dekı araştırmalar, zihinsel de-
ney ve oyunlann, beynimizin aktivitesı-
ni ileriki yaşlara kadar sürdürmede et-
ken olabıleceğini söylüyor.
- Bırtakım ilaçlann beynin uyanlma-
sında olumlu etki yaptığı kanıtlanmış
durumda. Hafızayı güçlendirecek bir
ilaç ilk kez açıkça test ediliyor.
- Dengeli beslenme ve sağlık zihinsel
kapasite içın gerekli önkoşullar olarak
görülüyorlar.
Bilim adamlan uzun yıllar boyunca,
zihinsel yeteneklerin geçen yıllar için-
de kendiliğinden azaldığını kabul ede-
rek düşûnsel etkinliklerin zaman içinde
azalmasını hatta yok olmasını doğal ve
karşı koyulamaz olarak gördüler. Bu
olgulara hafızanın zamanla zayıflaması
•60 yaş ve üzerindeki kişilerle sürekli beyin cimnastiği
yapan bir bilim adamı, birkaç yıl sonra deneklerinin
beyinsel aktivitelerinin aynen sürdüğünü gördü.
da dahildi. Goethe gibi 79 yaşında bile
dahiyane yapıtlar oluşturabilen insanlar
için ise 'özel' ve 'üstûn' nitelemeleri
bizzat tıbbın kendisi tarafindan getiril-
di. Oysa Amenka'da son yıllarda yapı-
lan geniş çaplı bir araştırma ortaya
koydu ki beynin etkinliklerinin azalma-
sının yaşanan yıllarla öyle düşünüldü-
ğü kadar ilgisi yok. Bu tanı. Pennsylva-
nia Üniversitesi psıkologlanndan K.
Warner Schaie tarafindan, 5000 erkek
ve kadın denek ûzerinde yapılan ve yıl-
lar süren bir araştırma sonrasında kon-
du.
Shaie, tam 35 yıl sûren araştırması
sonucunda önceliİde, zihinsel yetenek-
lerin 60 yaş civannda azalmaya başla-
dığını tespit etti. Bu tespitinden sonra
bu yaş ve üzerindeki denekleriyle sü-
rekli beyin cimnastiği yapan bilim ada-
mı, birkaç yıl sonra 70 yaş ve civann-
daki deneklerinin beyinsel aktiviteleri-
nin aynen sürdüğünü gördü. Uzun araş-
tırmalar sonucunda bu çıkanmlannı ra-
kamlara dökmeyi başaran Shaie, tezini
bu temel üzerinden geliştırmeye başla-
dı.
Beynimizin de kaslanmız gibi çalış-
tıkça formunu koruyabileceğini iddia
eden ve araştırmalanyla kanıtlayan bi-
lim adamı, günde 10 dakikalık zihinsel
özel bir faaliyetin düşûnce organımızm
işlevlerini aynen sürdürebilmesinde ye-
terli olabıleceğini vurguluyor. Ancak
Shaie'e göre beynin faaliyetlerinin
azalması sadece yaşla bağlantılı bir
tembellikten ileri gelmiyor. Orta yaş-
larda bir ınsanın da hastalanıp 3 hafta
yatarak geçirdiği bir süreden sonra
beyninin işlevlerinde bir yavaşlama
olabilmesi mümkün. Araştırmalanndan
aldığı sonuçlara göre böyle bir durum-
da ınsan IQ'su 30 puan kadar düşebili-
yor.
Insanlann bu yeteneklerini geliştir-
meye çocuk yaşta başlayabileceklerini
ve bunun yıllar içinde çok olumlu so-
nuçlannın ahnabileceğini de vurgula-
yan diğer uzmanlar da insanlann za-
man bulduklan her yerde ve her an ze-
kâlannı zorlayacak oyunlara başvurma-
lannı öneriyorlar. Sürekli telefon reh-
beri kullanmak yerine numaralan ez-
berlemekten başlayabilen bu küçük ça-
lışmalar, trafığin rıkandığı bir yerde zi-
hinden kelime oyunlan ve işlemler ya-
parak da sürebilir diyen bilim çevreleri
yaptıklan araştırmalar sonucunda peri-
yodik olarak beyin cimnastiği yapan
insanlann IQ ölçümlerinin 6 aylık sûre-
lerde bile değişiklik gösterdiğini öne
sürüyorlar. Bu tûr çalışmalann ileriki
yaşlarda hafızanın zayıflamasının da
kesinlikle önüne geçtiği uzmanlarca
belirtiliyor.
Italyanlar, güvercinlerden bıktıÇeviri Servisi- Insan, yaratüğı çevre kirliliğiyle
doğadaki birçok canlının yanı sıra en büyük
tehdidi, güvercinlere yöneltmiş görünüyor. En
azından, başta Venedik olmak üzere Italya'mn
bazı şehirlerinde durum böyle... Hava
kirliliği, turistlerin rahat vermezliği derken
şimdi de şehrin tarihi mirasını korumakla
yükümlü kişiler, güvercinlerin her tûrlü
araçlarla yok edilmesini ıstıyorlar.
Bunlar, kuşlann çevreye yaydıklan dışkılarla
çeşitli mikroplann yayılmasına neden
olmalanndan başka. tarihi yapıtlarda aynı nedenle
meydana gelen tahribatı önleyebilmek için binalan
fılelerle örtmek zorunda kaldıklannı ve bunun
böyle sürüp gidemeyeceğini söylüyorlar.
Venedik'teki bu gûvercin düşmanlanrun başka
şehirlerde de yandaşlan ve destekçilen var. Bunlar
hep birlikte şimdi, bu kuşlar için ölümlerden ölüm
beğenmeye çahşıyorlar. Şimdilik uygulama için
bir görüş birliğine varamadıklan anlaşıhyor.
'Av tüfekleriyle yok edüsinler'
Kimi, av tüfekleriyle güvercinlerin yok edilmesini
istiyor Kimi kuşlara yem verilmesinin
yasaklanmasından dem vuruyor. Yemi yasaklamak
yerine buna zehirleyici maddeler eklenerek
soykınm yöntemleri geliştirenler de var. Biraz
insaflı gibi görünenler, kuşlann aç bırakılmalan
sonucu şehirleri terk etmeye zorlanmalanndan
yana. Bunlara katıhyormuş gibi görunenlerden
bazılan
u
t>i ama, aç kaldıklannda bulunduklan
yerden aynlnuyor, köşeiere sinip bir şeyler
verilmesini bekliyor, hiçbir şey \erilmevince
oracıkta ölüveriyorlar" diyorlar.
Temeldeki fikir, güvercinler için tarihi eserler
çevresinde park yasağı yaratmak, ama bunun nasıl
yapılabileceği konusunda yöntem
üretimi sürüp gidiyor.
Bu tartışmayı nakleden tngiliz, Londra'da
Westmınister Katedrali çe\Tesi için de aynı
yakınmalann söz konusu oldugunu belirttikten
sonra burada belediyenin kuş yemlerine, insanlar
için çoğalmayı önlemek amacıyla kullanılan
önlemler türünden, yumurtada yavru oluşmasını
engelleyici uygulamalardan yararlanıldığını ileri
sürüyor.
Şanslı
güvercinler...
lstanbul Haber Seı-visi - fstanbul'un tarihi
meydanı Eminönü ile özdeşleşmiş olan
güvercinler belki de dünyanın hiçbir yerinde
olmadıkları kadar rahat yaşıyorlar.
Yeni Cami'nin kubbe ve minareleri
ile hemen hemen tüm oyuklarını
mekân olarak kullanan güvercinler,
yoldan geçen 'hayırsever' vatandaşlann
attıklan yemlerle besleniyorlar. Bu 'sokak
güvercinİeri'nin yanı sıra cins güvercinler de
hayli şanslı tstanbul'da. Her pazar
Eminönü'nde kurulan gûvercin
pazarında kuş sahipleri her türlü
maharetlerini kovuyorlar ortava (Sağda).
(Fotoğraf: ERDOĞAN KÖSEOĞLU)
Otistikdört çocuk, geçen pazar günü daha azyalnızdL Doğa
onlara sevecen davrandı. Onlar da doğayı sevdL
Otistikler
doğa ile
kucaklaştı
FÎGEN ATALAY
Otistik dört çocuk, geçen
pazar günü daha az yalnızdı.
Doğa, Belgrad Ormanlan'na
piknığe giden otistik çocukla-
n insanlar gibi dışlamadı, on-
lara sevecen davrandı. Onlar
da doğayı sevdi; kıyısından,
köşesinden de olsa bir gûnlü-
ğüne yaşamın içine girdiler,
tüm çocuklar gibi koştular,
top oynadılar, iştahla yemek
yediler.
"Otistikler Kulübû"nün
düzenlediği gezinin başlama
noktası, Atatürk Kültür Mer-
kezi önüydü. Geziye anne-
babalar katılmayacaktı. Dört
otistik çocuk ile kimisi psiko-
lojik danvşmanhk kimisi baş-
ka bölümlerde öğrenim gören
üniversite öğrencileri ve otis-
tik çocuklarla birlikte olmak
isteyen birkaç kişi daha saat
11.00'de kendilerini Belgrad
Ormanlan'na götürecek oto-
büse bındıler. Fırat, Hakan,
Ece ve Zeynep, ıstedikleri
yerlere yerleş-
tikten sonra
yanlarına üni-
versite öğrenci-
leri abla ve ağa-
beyleri oturdu
Teybe Sezen
Aksu kaseti ko-
nuldu ve yolcu-
luk başladı
Önce pikniğe.
sonra da konse-
re gidilecekti.
Otistik Olmayan
çocuklar için
bunlar herhalde
sevinç çığlıkla-
rıyla. neşelı
kahkahalarla
karşılanırdı. Ama otobüste
böyle bir durum yoktu. Fırat,
müziği ve çevresindeki sesle-
ri duymak istemezcesine sık
sık elleriyle kulaklannı kapa-
tıyor, Hakan daha çok elinde-
ki bebekle ilgili görünüyordu.
Ece biraz daha farklıydı,
camdan dışanyı seyrediyor,
sorulara yanıt veriyor, en çok
da "iyiyiın ben" cümlesini yi-
neliyordu.
Kendi dünyalannda yaşa-
yan, hissetrıklerinı ele verme-
yen bu otistik çocuklann yüz-
lerine bakıldığında, doğanın
kucağında piknik, pop müzik
sanatçılannın vereceği kon-
ser, onlar için ne kadar an-
lamlı? "Bunlar, yaşamın dı-
şındaki bu çocukları mutlu
edebOir mi" sorulan akla ge-
liyordu. Soruların yanıtı
Belgrad Ormanlan'na gelin-
diğinde öğrenildi, kuşkular
dağıldı. Doğa, "farklı" ço-
•Saatlt.OO'de
Belgrad
Ormanlan'na
gitaek üzere
otobüse bindiler.
Fırat, Hakan, Ece ve
Zeynep, istedikieri
yerlere yerleştikten
sonra yanlanna
üniversite
öğrencileri abla ve
ağabeyleri oturdu.
Teybe Sezen Aksu
kasedi konuldu ve
yolculuk başladı.
cuklan benimsemeyen, onlan
dışlayan insanlar gibi acıma-
sız değildı; onlara kucak açtı.
Onlar da sevinçle bu kucağa
atıldılar. Tüm çocuklar gibi
koştular, top oynadılar, acık-
tılar, susadılar. Zeynep, pik-
nik boyunca neredeyse hiç
oturmadı, hep koştu. Peşin-
den koşturan öğTenciler yo-
ruldu, o yorulmadı. Bu arada
ağzı da hiç boş durmadı. Şe-
ker, gofret, sucuk-ekmek yi-
yip kola içerken çevrede pik-
nik yapanlann ikramlannı da
geri çevirmedi.
Ece de epeyce koşturdu,
sofranın hazırlanmasına yar-
dım etti, top oynadı. Ama
mangalda pişirilen sucuklann
sofraya getirilmesiyle "top
yok sucuk var" diyerek tavn-
nı koydu ve iştahla sucuk-ek-
meğini yedi. Sofraya oturul-
duğunda Hakan'ın ne yapa-
cağı merak konusuydu. Ye-
meğini hep tabakta yiyen,
şimdiye kadar elde hiçbir şey
yememiş olan Hakan'ın aç
kalabileceğin-
den korkulu-
yordu. Degişik-
liği reddetmek,
aynılığı sürdür-
mek otistikle-
rin bir özelli-
ğiydi. Ama Ha-
kan yemeğini
yedi hem de
gözle görülen
bir zevkle. Ön-
ce sağ elindeki
sucuktan, sonra
öteki elindeki
ekmekten kü-
çük lokmalar
ısırması, ondan
sonra da kola-
sını yudumlaması sırasında
sevimlı yüzünde oluşan mut-
lu ifade, yemeğini bitirmesi-
nin ardından neşeli mınltılara
dönüştü.
Fırat, en hareketsiz olanıy-
dı. Evde ve okulda hep otur-
duğu, hatta yatmak istediği
göz önüne alınınca, ağaçlar
arasmda yavaş adımlarla yü-
rüyüşler yapması, geziye ka-
tılanlara sanlarak onlan ok-
saması. onlann da kendısini
okşamasını istediğini hare-
ketlerle anlatmasını izlemek
keyifliydi. Ancak, bütün bu
güzel görüntülere karşın ço-
ğunlukla yalnızlığı seçmeleri,
onlann otistik olduklannı ha-
tırlatıyordu.
Otistik çocuklar piknikten
sonra Etiler'deki Concert
Hall'a giderek tüm geliri otis-
tik çocuklar yararına kul-
lanılacak olan Türk pop
müziği konserini izlediler.
Müze ve ören yerlerinden sağlanan gelir birçok kurum arasında pay ediliyor
Giriş ücretieri, müzeleri korumuyor
ASUMAN ABAaOĞLU
İZMtR- Müze ve örenyerlerine giriş
ücretlerinden sağlanan gelir birçok ku-
rum arasında pay edilirken bu gelirden
örenyerlerinin korunması ve bakımı için
kaynak aktanlmıyor.
Müze ve örenyerlerindeki bazı işlet-
melerin, yapılan bir protokol ile Kültür
Bakanlığı'ndan Turizm Bakanhğı'na
devTedilmesi ise tarihi ve kültürel de-
ğerlerin korunmasına aynlabilecek kay-
naklan ortadan kaldınyor.
Müze ve örenyerlerine giriş ücretleri,
•muazzam' bir gelir kaynağı yaratırken
bu gelirden örenyeri ve müzelenn ko-
runması, geliştirilmesi ve onarılması
için pay aynlmıyor. Örenyerleri gelirle-
rinin bir bölümü il özel idareleri, bir bö-
lümü belediyeler ve bakanhk, bir bölü-
mü de döner sermaye işletmelerince
paylaştlıyor. Arkeoloji ve Arkeologlar
Derneği Başkanı Doç. Dr. Ahmet Tır-
pan, bu gelirin kültür varlıklanna geri
dönmediğini, diğer yandan eski eserle-
rin bakım, onanm, restorasyon, röleve
ve kazı çalışmalannın yapılamadığını,
kent dokulan ıçindeki eski eserlerin rant
•Arkeoloji ve Arkeologlar Derneği Başkanı Doç. Dr. Ahmet
Tırpan, bu gelirin kültür varlıklanna geri dönmediğini, eski
eserlerin bakım, onanm, restorasyon, röleve ve kazı
çalışmalannın yapılamadığını söyledi
elde etmek amacıyla yıkılmaya terk
edildiğini ammsatarak "Bütün bu gettr-
ler bu amaçlar için harcanabiUrken, be-
lediyelere, U özel idarelerine, bazı özel
vakıflara. Kültür Bakanlığınm Döner
Sermaye Işletmesi'ne gküvor" dedi. Eski
eserlerin yarattığı kaynaktan pay alan
bu kuruluşlann, eski eserlerin korunma-
sı için hiçbir şey yapmadıklanna dikkat
çeken Doç. Dr. Tırpan, sözlerini şöyle
sûrdûrdü:
"Müze gelirlerinin yüzde 4Q'ını alan
belediyeler, katkıda bulunmak bir yana,
parasını ödemediğj için müzelerin suyu-
nu kesiyor. Konya Me\iânâ Miizesi'nde
bu olay yaşandL Müzelere kültür hizme-
ti olarak yardun edecekleri yerde beledi-
yeler, buralardan gelir temin ediyoriar.
Türkiye'de müzelere yardun eden hiçbir
belediye gösteremezsiniz. Oysa bütün
Avrupa'da müzeleri finanse edenler be-
lediyelerdir, mahalli idarelerdir. Çünkü
bir kentin kimliğini oluşturan, kültür
kuruluşlandır"
Kültür ve Turizm bakanlıklan arasın-
da imzalanan bir protokol ile müze ve
örenyerlerinde bulunan işletmelerin
Kültür Bakanlığı'ndan Turizm Bakanh-
ğı'na devredildiğini de ammsatan Doç.
Dr. Tırpan, böylece tarihi eserler için
kullanılabilecek bir kaynaktan da yok-
sun kahndığmı söyledi. Kültür Bakanlı-
ğı'nın Pamukkale'de 105 milyar lira
harcayarak çevre düzenlemesi adı altın-
da uzay çatıh iki kapı yaptırdığını anım-
satan Doç. Dr. Tırpan, sözlerini şöyle
sürdürdü:
"Kültür Bakanhğı'nın işi bu mudur?
Örenyerlerini turizme açacaksak, bu ya-
ünmİan belediyelerin ya da Turizm Ba-
kanhğı'nın yapması gerekmez mi? Kül-
tür Bakanhğı'nın işlevi eğitime, koruma-
ya yöneliktir. Bir yanda para yok diye
eserler tahrip oluyor, öbür yanda kapı
yapılıyor. Bu kapılann altına bir sürü
dükkanlar yapıhyor. Bu dükkanlan yap-
tüar, şimdi Turizm Bakanhğı'na devre-
diyorlar. Madem Kültür Bakanlığı, dö-
ner sermayesine katkı getirmek için bu
dükkanlan vaptı, öyleyse kendisi işletsin.
Kendisi işletmeyecekse, niçin yapryor?"
Son zamanlarda müze biletleri üzeri-
ne yapıştınlan bandroller ile lzmir Kül-
tür ve Sanat Vakfı, lstanbul Kültür ve
Sanat Vakfi ile Sevda Cenap And Vak-
fi'na gelirlerden pay aynlmaya başlan-
dığını kaydeden Doç. Dr. Tırpan, sözle-
rini şöyle sürdürdü:
"Şimdi örenyeri ve müzelerin gdirteri-
nin bir bölümü de şenlikler düzenleyen
bu özel vakıflara gidecek. Bu vakıflann
eski eserlerin korunması için yapnklan
bir şey yok. Bu tür konularda bakanhğa
bağlı genel müdürlüklerin görüşü ve
onayı alınmıyor. Yeni bandrol uygula-
masıyta müze biletlerinde yüzde 100'lük
bir fı>at artışı söz konusu. Bu bir nevi
zorunlu bağış. Türkiye'de 70'in ûzerinde
müze var, bunlara bakanhktan yakıt pa-
rası bile verilmez. Müzeler kendi der-
nekleriyle kart satarak çablannı onar-
maya. bekçi istihdam etmeye, örenyerini
korumaya çalışııiar. Yetkili olsam müze-
leri kapatmm, çünkü konınmuyor."