Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 27 OCAK 1995 CUMA
OLAYLAR VE GORUŞLER
Olmayacak duaya, âmin
MELİH CEVDET ANDAY
S
abah gazetesınin. Rama-
zan dola\ısı\le bastırdığı
dınsel konulu kıtaplan ta-
nıtan T\ bunun >anında
bır konuşmacısını halkın
aras\nda dolaştırarakA ote-
kıne benkıne "Ezan nedir?", "Amin
ne demek?" dıye sordurdu Bunlardan
ılkıni doğru yanıtlayanlardan ıkincı so-
ruyubılen çıkmadı
"Âmin" ne demek11
Herhangı bırTurkçe sozluğu açarsa-
nız bu sozcuğun "\llah kabul etsin!"
anlamına geldığını gorursunuz Ama
bununla bıtmez Bıraz daha açalım
Hırıstıvanlar da dua ettıkten sonra
"\men" dıyorlar bu benzerlık nerden
gelıvor1
Sozcüğun kokenı Yahudı dılınde
"*emn''dır. oradan Arapça ya (Arapça
semıtık bır dıldır) emin, emnivet, ema-
tıet olarak geçmıştır Bız de bu sozcuk-
len kullanınz u
Emn" sajlam demek-
tır Tann.duadan sonra "Amin"dıyenın
geçmtş gunahlannı bagışlarmış Yahu-
dıler de "Âmin" derler, çunku ılk âmın
dıyen Musa peygambermış
Konu, bundan sonra bıraz çatallaşı-
yor. en lyısı ansıklopedıden okumak
olacak
"Natnaz sırasında 'âmın' denilmesi
konusunda değışik mezhep imamları-
nın değışik goruşleri \ardır. Ebu Hani-
fe ile Malik bın Enes. ımamın 'âmın'
demesinın gereklı olmadığını,cemaatin
ise sessızce âmın demesinin \eterli ol-
duğunu kabul etmişlerdir. lmam Şafii,
imamın vuksek seste, cemaatin de ıçin-
den 'âmın demesi gerektığı, Ibn Ham-
bel ise. imam 'amın' dedikten sonra ce-
maatin yuksek sesie âmın demesi ge-
rektiği goruşundedirler."
Goruvorsunuz ya. âmın deyıp de geç-
meyın, o kadar kolay değıl Işler kan-
şıvor
Dahası var
Kutsal kıtap metınlenndekı ılk kul-
lanımında "Amin" (amen) sozcuğu. bır
konuşmacının kendısınden once konu-
sanın sozlennı doğruladığını belırtıyor-
du Ant venrken bu sozcuk kullanılır-
dı Yahudılereskıdendualannason ve-
nrken "Amen" derlerdı Hınstıyanlar
da her dua\ı "Amen"le bıtinrlerdı
Buraya gelındığınden karşımıza bır
sonıdıkılıyor Duaveâmın.yazgımız-
la ılıntılı olduğuna gore, ınsanın yazgı-
sı dunyaya gehrken mı saptanmıştır,
voksa her gun yenıden mı yazılmakta-
dır>
Dılımızde "Olma>acakdua>aâmin**
bıçımınde bırdeyım \ar, bunagore, bız
kendımız ıçın ya da yakınlarımız ıçın
her dua edışımızde, dıleklenmızın ka-
bul edılmesını ıstı>oruz demektır Ov-
le ıse yazgı baştan belırlenmış değıldır
Tann acırsa. bundan sonrası daha lyı
olabılır
Pekı ama. böylece bız Tann'nın rşı-
ne kanşmış olmuv or muvuz7
Bır Av ru-
palı duşunur "Y uce,birdinstzliktir"dı-
>or. çunku dua eden hem ınanmakta
hem de yuksek gucun ıstçncını değış-
tırmeye yeltenıvordur "Âmin"sadece
onaylama olduğu surece sorun yok,
ama dıleklenmızın ardından gelırse ış
değışır
lşte >azgıcılığın (kadercılığın) du-
ğumlendığı yer burasıdır
Yazgıcılık (Kadercılık. Fatalı^me),
evrenın ve ınsanın önceden belırlenmış
olduğunu ılen suren bır anlayıştır du-
şun tanhıne gırmıştır
Yazgı >a da alınyazısı. hıçbır zaman
değıştırılemeyecek olan bır sonucun
onceden belırlenmesıdır ve bu bakım-
dan ınsana en kuçuk bır ozgurluk tanı-
maz
Boyle ise, neden dua edıyoruz0
Şu soru da gelıvor elbet
Dua etmedıkçe neye "Âmin" dıyece-
ğız1
'
Bu ıkıncı soruya yanıt var
Bız soylenenlere, bıze okunanlara
âmın denz, olur bıter Boylece Islam
mezheplen arasındakı anlaşmazlığı da
çozmuş oluruz Fatıha suresını okumak
ımamdan, âmın demek bızden lşımız
kolavlaşıyor
Buraya gehndığınde önemlı bır so-
runla karşı karşıya kalıyoruz
Insanın, yazgısını değıştırmek yolun-
da en kuçuk bır ozgurluğu bıle yoksa
"doğnıluk, iyilik'" kavramlan ortadan
kalkacak demektır Nasıl yaşarsan ya-
şa kotuluk de etsen varacağın sonuç
değışmez
Ancak şunu da eklememız gerekı
yor, yazgıcılık öğretısı. metafızık alan-
da ınsanın Tann karşısındakı sorumlu-
luğu ılkesıyle çatışmış, bu çatışma elin-
delik (ırade-ı cuzıye) öğretısı ıle çö-
zumlenmek ıstenmıştır
Vazgıcılık, bılımsel gerekırcılıkle ka-
nştınlmamalıdır Başımıza ne gelırse
katlanacak değılız elbet, onlemlenmı-
zı savsamayacağız
Yazımızın sonuna gelırken Chap-
lüı'ın (Şarlo) şu sozlerıne bır gözata-
lım
"Dogmatik açıdan dindar bin deği-
lim. Bilgi birikimine ve bilimdeki ılerle-
metere karşın ne geçmişte, ne de şimdi
hiçbir felsefeci bu konuda insanlann uf-
kunu avdınlatabilecek somut birgerçek
ilen surmemistir.
Hiçbir şeye ne inandım, ne de inan-
madım. Benim için herkesin gerçeği
farklıdır. İnsanlar her zaman gerçeğe
somut bir nedenden ötürfi yaklaşmaz-
lar. Ruyamızda olumu gorur ve olu ola-
rak gordükkrimı/jn yaşadığını biliriz
ama, ote yandan da. aynı zamanda on-
lannoldiıklerinidüşunebiliriz. Riıvası-
rasında insan bev ni hiçbir somut nede-
ne davanmadan çalışmasına karşın ru-
yanın da kendı mantığı yok mudur? Bu
tur şev ler neden kav ramının çok otesin-
dedir. Saniyenın binlerce mıKarlık bo-
lumunu nasıl algılavabılırtz! Vnu bu,
metematıksel goruse gore çok geçeriı bir
kavramdır.
Vaşlandıkça kader konusunu daha
fazla duşunmeğe başladım. Bu kav ram-
la sandığımızdan daha iç içe yaşıyor ve
onun bize çızdiğı volda yuruyoruz. Ka-
deriru tum rıkirterimuın habercisi oldu-
guna inanıyonım.
Kader olnıasaydı ne varsayımlar, ne
kuramlar, ne bilim ya da ne matematik
olurdu. Kaderin. beynimizin bir uzan-
tısı olduguna ınanıyorum. Olumsuzu
bizden uzaklaştiran bir anahtar niteli-
ğmdedır kader."
ARADABIR
ERAY KARINCA Yargıç-Kamu ionetımı Lzmanı
Sevdalapımız,
Di Pietro ve TÜSİAD
Ulkemızde bırbın ardına patlayan yolsuzlukların kayna-
ğına yargının ınemedığı duşuncesıyle Italya'dan savcı ge-
tırtmekten sıkça soz edılırken TÜSİAD unlu temız eller
savcısı Di Pietro'yu çağırarak bu gorevı yenne getırdı Çağ-
rıyla kamuoyuna dernek ve uyelertnın, toplumsal kırienme-
den ne denlı hoşnutsuz olduğu mesajı ustaca verılmış öl-
du
Burada mesajın doğruluğu ya da başka deyışle TUSİ-
AD'ın sutten çıkma ak kaşık olup olmadığı değıl ama do-
laylı olarak ıçtenlığı sorgulanacaktır Medyada, Italya'dakı
temız eller operasyonunun arkasındakı kahraman savcıla-
rın varlığı vurgulanırken, sıradan ınsanda, bızım savcılan-
mızın gorevlerını 1yı yapmadıkları sanısı doğmakta ve TU-
SlAD'ın çağrısıyla olayın sıstem değıl de kışı sorunu oldu-
ğu yolundakı yanlış kanı pekışmektedır
Dı Pietro ve arkadaşlan, yeteneklı ve cesur savcılar ola-
bılır Bugune dek başardıkları ışler ve unlerı de bu yargryı
haklı kılmaktadır Ama her ulusta olduğu gıbı bızde de bu
nıtelıklere sahıp savcılar vardır Oyleyse Italyan savcılan et-
kılı kılan nedır'
Yargıç ve savcıların kışısel ozellıklerı dışında bu sorunun
ılk ağızda soylenebılecek pek çok yanıtı vardır Çarpıcı bır
ornek Zonguldak ta, Turkıye Taşkomuru Kurumu Kozlu
Muessese Mudurluğu'nun incırharmanı ve Ihsanıye ocak-
larında meydana gelen grızu patlaması sonucu, 263 ışçı-
nın olumu nedenıyle açılan ceza davasında yaşanmıştır Bu
davada yargılanan 48 sanık ıçensınde muessesenın eskı
genel muduıierı ve yonetım kurulu uyelerı de bulunmakta-
dır 399 sayılı Kanun Hukmunde Kararname'nın 11 mad-
desı uyannca bu kışılenn yargılanabılmesı ıçın ılgılı bakan-
dan ızın alınması gerekmıştır Enerjı ve Tabıı Kaynaklar Ba-
kanlığı'nın 7 Hazıran 1993 gunlu ve 6499 sayılı yazısı ıle ızın
venlmedığınden bu sanıklar yargılanamamışlardır
Kararın sıyasal sorumluluğunu ustlenen sayın bakanın,
teknık açıdan geçeriı nedenlen olabılır Ne var kı, 263 kışı-
nın olumu karşısında, bağımsız yargı organı çıkışlı olmayan
boyle bır kararın, olenlerın yakınlannı, dahası kamu vıcda-
nını rahatlatacağı duşunulemez Yınelemek gerekırse bu-
rada eleştırılen, bakanlığın takdıryetkısını ızın vermemeyo-
nunde kullanması değıl, dava açılmasını sıyasal organın
ınısıyatıfine bırakan boylesı kurallann yasalarımızda yer al-
masıdır
Şımdı sormak gerekır Bu davada Sayın Dı Pietro savcı
olarak gorev yapsaydı ne değışırdı? Yanıtı bellı
Bugune kadar baskı grubu olarak etkınlığı tartışılmaya-
cak boyutta olan TUSİAD'ın savcılann elını kolunu bağla-
yan boylesı kurallann ayıklanıp çıkarılması ya da genel ola-
rak ulkenın demokratıkleşmesı konusunda harcadığı ıçten
çabalara ne kadar tanık olduk'? Yanıtı yıne bellı
Ne yapılmalı sorusuna çok kısa başlıklarla şu onerıler ge-
tırılebılır Adlı kolluk derhal kurulmalıdır Suçun ışlendığı ya
da açığa çıkarıldığı yer savcısına, suç bağlantılannı ulkenın
her yennde soruşturma gorev ve yet^ısı tanınmalıdır Eko-
nomık suçlara ılışkın yaptırımların etkılılığı sağlanmalı, ya-
sal boşluklar gıderılmelıdır Yukandakı ornekte gorulduğu
uzere yargı yetkısını kısıtlayan duzenlemeler kaldınlmalı,
Memurın Muhakematı Yasası da yenıden tartışılıp gozden
geçırılmelı, oz olarak sıstemın lyı ışlemesının onundekı tum
engeller kaldırılmalıdır
Bakarsınız, ulke demokratıkleşır, bu kez de Italyanların
ışadamı derneklerı bızım savcılanmızı çağırırlar
TMMOB MİMARLAR ODASI
ISTANBUL BUYUKKENT ŞUBESİ
PANEL ve FORUM
'OZELLEŞTİRME ve TOPLUMSAL DEĞERLERİMİZİN
GELECEGİ
28 Ocak 1995 Cumartesı saat 10.30 -18.30
Türkıye Gazetecıler Cemıyetı Burhan Felek Konferans
Salonu Cağaloğlu-lstanbul
I Otunım KAMU ARAZİLERİ ve OZELLEŞTİRME (10 30-13 00)
Yoneten Oktay Ekıncı (Mımarlar Odası iâtanbul Buyukkent
Şube Başkanı)
Konuşmacılar Prof Dr Ulku Azrak (Istanbul Unıversıtesı Oğr
Uyesı)
lcen Bortucene (Ptanlama Uzmanı)
Dr Erol Kokturk (Hanta Muhendısij
Doç Dr Turkel Mınıbaş (Ekonomı Uzmanı-Yazar)
Av Dervış Partak (Mım Od Hukuk Muşavıri)
II Oturum OZELLEŞTİRME ve KAMUSAL HAKLAR (14 00-
16 30£16 30£
Yoneten Yavuz Önen (TMMOB Başkanı)
Konuşmacılar Mehmet Atay (DİSK Genel Sekreten)
Prof Dr Aydın Aybay (Medenı Hukuk Uzmanı)
Yucel Gursel (Yuksek Mımar)
Prof Dr ilhan Ozay (Hukuk Fak Oğr Gor)
Tuluı Sonmez (Hukukçu - M S U Oğr Gor)
FORUM (Tartışma) Saat 16 30-1830
ItSI* Sisli İlc«si*ıul«> KlkiıılikU r Siiıüvor
Soyleşı Mevcut Dunım ve Görevlerimiz
IConuşmacı Ilhami Aras Saat 15 00
Fılm Göstenmı Come and See (Gel ve Gör)
Yönetmen Eletn Klimov Saat 19 00
Tarıh 28 Ocak 1995 Cumartesı
Yer: Birieşik Sosvalist Partisi Şişli İlçe Salonu
Poyraz Sokak Maya Uhanı Daıre 3 Harbıye
Tlf 246 55 39
Doçentlik sınavlan
Prof. Dr. YÜKSEL BOZER Rektör- Hacettepe Ümversıtesi
S
on zamanlarda muhtelıf oğre-
tım uyelen tarafından doçentlik
sınavlan ıle ılgılı vazılardıkka-
tı çekmeye başlamıştır Bu ya-
zılar. doçentlik sınavlanndakı
olumsuzluklarla ılgılıdır Son
vavın. sayın gazetenızın 21 Aralık 1994
günku nushasında Çukurova Ünnersıtesı
Tıp Fakultesı'nden Sayın Doç Dr Aytekin
AJtıntaç'a aıttır ve özellıkle unıversıte dı-
şındakılenn doçentlik tıtn almalan uzenne-
dır Bu munasebetle şu noktayı vurgulamak-
ta yarar vardır 2547 sayılı Yuksekoğretım
Yasası'nın yalnız doçentlik sınavlan ıle ıl-
gılı değıl, daha bazı maddelen ûzennde de
degışıklıkleryapma zamanı çoktan gelmış-
tır Hatta belkı bunlann bır kısmı baştan ıtı-
baren eksık ve>a kanımca hatalı duzenlen-
mıştır Bu vazımda sadece doçentlik sınav-
lan ıle ılgılı olan kısma değınmek ıstıyo-
rum obürlennı zamanı geldıkçe tekrar ko-
nu edeceğım
Doçentlik sınavlan 2547 sayılı yasanın
ıçınde bır çarpıklık gosteımektedır Yasaya
gore unıversıte oğretım uyelığı. >ardımcı
doçentlik, doçentlik ve profesörlukten oluş-
maktadır Yardımcı doçentlik. var ise ılan
edılerek bırkadroya atama ve bu atama ıçın.
bınsı o unıversıte dışından olmak üzere uç
değışik profesorden rapor ısteme esasına
dayanır ve bu raporlar fakulte yonetım ku-
rulunca değerlendınlır Genelde yonetım
kurullan, bu junlenn verdıklen raporlann
aksıne bır karar almazlar
Profesörlükte de yıne açık bır kadro var
ise bu kadro ılan edılerek muracaatlar top-
lanır, sonra ıkısı o unıversıtenın ıçınden. uçu
de değışik unıversıtelerden olmak uzere bı-
lım alanı ıle ılgılı profesorlerden yıne bır ju-
n oluşturulur ve bujunlenn raporlan bu ke-
re unıversıte yonetım kurulunda ıncelenerek
karara bağlanır Dıkkat buyunılursa. unıver-
sıte oğretım uyelığının gerek yardımcı do-
çentlik gerekse de profesörluk aşamasında
açık kadronun bulunması, ılanı ve o kadro-
ya atama yapılması esas alınmıştır Neden-
se bu ıkı unvanın orta yenndekı doçentlik
aşamasında ise bır boş kadro aranması esa-
sı getınlmemıştır Ustelık oğretım uyelığı-
nın >ardımcı doçentlik ve profesorlük asa-
malannda o unıversıtenın kendısı kendı ku-
rullan ıle yardımcı doçentı ve profesorune
tıtr verme hakkına sahıp olduğu halde do-
çentlıkte bu tamamen merkezıyetçı bır tu-
tum ıle Unıversıtelerarası Kurul'ca oluştu-
rulan bırjunnın yapacağı sınava bağlanmış
ve unıversıtede boş kadro bulunup bulunma-
dığı hıç dıkkate alınmamıştır
<\daylar, şa>et sinavda başanlı olurlarsa
ortaya uç farklı durum çıkar Bınncısı, kışı
unıversıte dışından sınava gırmışse unıver-
sıte ıle hıç ılgısı olmadığı halde doçentlik tü-
nnı alarak bunu özellıkle muayenehanesın-
dekı tabelada kullanma>a başlar Ikıncısı
unıversıtede o dalla ılgılı bır boş kadronun
bulunmasıdır Unıversıte, tekrar ılan vererek
o kadroya atamak uzere muracaat eden, do-
çentlik tıtnnı almış kışıler ıçın yenıden bır
jun kurar ve adavlar arasında değerlendır-
me yapılarak uygun olanın unıversıte yone-
tım kurulunca kadroya atanması sağlanır
Yanı doçentlik kadrosuna atama >apmak
ıçm ıkmcı bır jun kurularak zaten daha on-
cekı bır jun tarafından başanlı sayılmış kı-
şı, gereksız >ere tekrar başka bır jün tara-
fından değerlendırmeve tabı tutulur Uçun-
cu durum ise. çalıştığı unıversıtede doçent-
lik tıtnnı alan kışının bılım alanında boş
kadro bulunmamasıdır
O takdırde doçentlik tıtnnı alan kışı. bu-
lunduğu bır alt duzevdekı kadroda gorev ı-
ne devam eder Bu durumda sorunlann or-
taya çıkması kaçınılmazdır Çunku. kışı
ıçınde bulunduğu kadro ıtıbanyla yasal ola-
rak doçent kabul edılemez. ama doçentlik
tıtnnı almıştır Tıtnne layık olmayan ve öz-
luk haklan yönunden zarar gören doçent.
kendı açısından buyuk bır haksızlığa uğra-
dığı kanısı ıçındedır O bölumun ya da ana-
bılım dalının ıçınde bu gıbı kışılenn varlığı
buyuk sakıncalar getınr. huzursuzluklara
yol açar Ünıversıtelerde bu gıbılenn sayı-
lan artınca da şıkâyetler çoğalır ve genellık-
le sıyası otonteye baskı larla yenı kadro ve-
nlmesı yoluna gıdılır Bu da, o bınmlerde lu-
zumsuz kadro şışkınlıklenne neden olur Nı-
tekım bugun ünıversıtelerde pıramıt tersıne
donmuştur Profesor sayılan fevkalade ka-
banktır doçentler, daha az sayıda, yardım-
cı doçentler ise çok daha azdır Bır bakıma
unrversıtelerdekı bu dunım KİT'lere çok
benzerlık gostenr
Doçentlik sınavlannda kadro açık olup ol-
madığına ve o bınmın doçent ıstek ve ıhtı-
yacınabakılmaksızın Unıversıtelerarası Ku-
rul'ca her yıl rutın olarak sınav yapılması o
kadar yozlaşmıştır kı, çoğu kez jünler 'ba-
nanecilik' hıslen ıçınde bır nevı ulufe dağı-
tır duruma gırmışlerdır Bu da son derece
çarpık ve sonuçlan ıtıbanylajevkalade sa-
kıncalıdır Şahsen on yıla yakın bır süredır
bu durumun duzeltılmesı ıçın gerek Unıver-
sıtelerarası K.urul'da. gerekse Rektorler Ko-
mıtesı'nde ve YÖK'un nezdmde buyuk gay-
ret sarfetmeme rağmen bır adım bıle mesa-
fe alamamanın uzuntüsu ıçındevım O ne-
denle Savın Dr Altıntaç'ın unıversıte dışın-
dan doçentlik smav lanna gınp de bu tıtn ta-
şıyanlar hakkmdakı duşuncelennı tamamen
paylaşıyorum
Acaba bu konuda yasal duzenlemeyı bek-
lemeden kısmen de olsa bır düzelhne yapı-
lamaz xnf 2547 sayılı yasada bu hususu su-
ratle değıştırmek kaydı ıle kanımca Unıver-
sıtelerarası K.urul. sadece kendısıne boş kad-
ro gostererek ıhtıyaç bıldıren unıversıteler
ıçın ılgılı alanda doçentlik sınavı açarsa mev-
cut kadrova adavlar arasından en başanlısı-
nı seçmek ve atamak mumkun olacağı gıbı
buyük olçude bu problem gıdenlır. aynca
yenı kunılan unıv ersıtelerde de öğretım üye-
sı eksıklığı bır bır ölçude gıdenlır Başka bır
deyımle ısteklı kışılenn değıl, unıv ersıte ıda-
relennın ıhtıyacı gozonûne alınarak o dallar-
da boş kadro varsa doçentlik sınav ı yapılma-
lıdır
YOK ve Unıversıtelerarası Kunıl'un bu
konuya cıddı olarak eğıhp en kısa zaman-
da uygulamalan duzeltmesınde yarar gor-
duğumu onemle tekrar vurgulamak ıstenm
PENCERE
TARTIŞMA
SHP, CHP ve DSP'ye açık seçik bir mektup
S
ayın SHP
vetkılılen tktıdar
ortağı olduğunuz
gunden bugune,
tum kamuoyunun
b.ld.ğı
yanlışlıklannız ve
eksıklıklennızle buyuk olçekte
oy yıtırdığınızı, sanınz kı sız
de bılıyoruz Sayın CHP
yetkılılen Ayn bır partı olarak
v ar olduğunuzdan bu yana eskı
CHP'nın adından başka hıçbır
kalıt taşımadınız Aynlmanızı
haklı çıkaracak, kamuoyunun
beğenısıne neden olacak bır
eylemınızı anımsayamıyoruz
Sa>ın DSP yetkılılen
Turk sosyal demokratlan,
Sa>ın Bülent ve Rahşan Ecevit
dışında ancak bırkaçınızın
adlannı bılıyorlar Sız de bu
kadar sure ıçınde ancak SHP
ve CHP"ye duyulan duş
kınklığı sayesmde oy sayınızı
arttırmak uzeresınız (kı
araştırma şırketlennın her
zaman doğru tahmınlerde
bulunmadığını da bılıvoruz)
Sonuçta her uçünüz de
Turkıye'dekı sosyalıstlen ve
sosyal demokratlan
umutsuzluğa, mutsuzluğa
surukledınız Tabanınız dığer
partılenn tabanından ne
sınıfsal, ne de ıdeolojık açıdan
farklı olmadığı gıbı. zaten kotu
olan orgutlenme sıstemınız de
en değerlı elemanlannızın
yukselmesını
sağlayamamaktadır Bu da hem
sağhklı bır partı yonetımıne
kavuşamamanıza neden
olmakta, hem de yönetımın, alt
kademelen
gorev lendırmesınde,
dolayısıyla partı çalışmalannda
aksamalar ortaya
çıkarmaktadır
Partılenmızın. asıl dayanması
ve guç alması gereken
demokratık kıtle orgütlenyle
arasındakı ıletışım
bozukluklan da guç
yıtırmenızın bır başka
nedenıdır SHP'nın bakan
danışmanlannın bu orgütlerden
oluşması gerekırken. adı sanı
bılınmeyen "hemşeri" lenn
danışmanlık kadrolannda
bulunmalan bıle bunun somut
örneğıdır Oysa bu kıtle
orgutlen, odalar, sendıkalar.
demekler sızlenn ıdeolojık
btrleşmenızı sağlayabılecek
duşunce platformlandır
Sızlere oy veren bır sosyal
demokrat olarak, bu halınızle
bırleşsenız bıle, ıktıdar
olmanız ıhtımalınde, Turkıye
ıçın umut vermedığınız
duşuncesındey dım ve
çoğunluğun da bu duşünceyı
paylaştığını sanıyorum Cünku.
bırleşsenız de dıyalektık
duşunce gereğı ortaya çıkacak
aynlıklan. orgutunuz ıçınde
demokratık yollarla, sağhklı \e
hızlı bır bıçımde
çozûmleyebıleceğınıze olan
ınanç sarsılmıştır
Bu durumda, zaten bırleşmeyı
ıstçmeyen DSP'yı bırakıp,
SHP ve CHP olarak bırleşsenız
de alabıleceğınız oy sayısında
umut vencı bır gelışme
olamayacağı ortadadır9
Gunun
moda deyımıyle, ımaj
yenılığıne değıl, ama gerçek
bıryapısal yenılığe
gereksınımınız olduğu
kesındır Örgutlennızm,
oluşma, çalışma, denetım
sıstemlennı yenıleyerek,
partılennızı bılgılıler ve
yeteneklılenn yükselmesıne
şans tanıyabılecek bır
yenılenmeye kavTişturmanız.
bu nedenle de sıkı bır tasfiyeye
gıtmenız kaçınılmaz
görûnmektedır
Bu yenılenmeyı demokratık
yollardan yapamıyorsanız,
kamuoyunda ve örgutlennızm
ıçmde ağırlığı olan bınnı.
orneğın Sayın Mümtaz Soysalı
lıder seçerek onu yetkılı
kılabılırsınız Tabıı bu,
bırçoğunuzun da tasfıyesıne
neden olacağından. boylesı bır
özvende bulunmak kolay
değıldır Yenılenmelen
yapamayacak 'şekibel' bır lıder
değışıklığı seçmenı ve
Turkıye'yı oyalamaktan başka
bır şeye yaramaz
Sosyal demkorat partıler
olarak. ılk amacınızm en
yakındakı seçımlerde ıktıdar
veya ıktıdar ortağı olmak değıl,
genış bır sol yelpazeyı ıçınde
banndırabılecek demokratık,
ıdealıst ve çalışkan bır yapı
kurmak olması gerektığıne
ınanıyorum Böyle bır yapının,
muhalefette yapabıleceklen
bıle, bugûnkü ıktıdann ortağı
olarak SHP'nın
yapabıldıklennden daha
onemlı olacaktır Bu
bırleşmenın olabılmesı ve
nıtelıksel tasfıyelenn
yapılabılmesı ıçın Anayol ya
da Refah ıktıdannm
gerçekleşmesı mı
beklenmektedır' Turkıye'nın
buna vaktı var mıdır° Artık
sızlenn dışında yenı oluşumlar
arar hale gelmış sol yelpazenın
buna tahammulu var mıdır9
Sızlen, nıtelıksel bır
yenılenmeye, bırleşmeye,
haddım olmayarak ama bır
sosyal demokrat olarak
umutsuzca davet edıyorum
Mehmet Zaman
Saçhoğlu
İLAN
ANTALYA ASLİYE 1. HUKUK HÂKİMLİĞl'NDEN
DosyaNo: 1993^09 E.
1994/259 K
Davacı S S Akdenız Küçük Sanayı Sıtesı Yapı Kooperatıfı tarafından davalı Haynye Kurt aleyhıne açılan el atmanın onlenmesı ve
kâl davasının yapılan duruşması sonunda
Dava konusu Antalya Duralıler Koyu 2593 parsel sayılı taşınmazın fen bılırkışısı Alı Ihsan Yolsal'ın 3 3 1994 tanhlı raporunda 210
no ıle belırlenen 310m2'lık kısmınadavalının tum mudahalesının menıne, bu kısım uzenndekı yapı ve agaçlann kâlıne karara bılırkışı
raporunun eklenmesıne 5 426 750 - lıra harcın davalıdan tahsılıne 500 000 - lıra vekalet ucretı ıle 2 368 575 - lıra mahkeme masrafının
davalıdanalınarakdavacıya venlmesıne, 6 4 1994 gunlukararlakararvenlmışolmakla, ışbukararözetınınadresı tespıt edılemeyendavalı
Haynye Kurt'a teblığ yenne kaım olmak üzere ılanen teblığ olunur
Basın:34O7
İç Diinya ile Dış Dünya.••
SHP ıle CHP'nın bırieşme kuruttayına ılışkın bır şeyler
yazmak gerekıyor.
Kurultay yann..
Ne yazayım?.
Yazılacaklar yazıldı, çızılecekler çızıldı, ama, kım laf
dınler?
Murat Karayalçın dınler mı'? Deniz Baykal kulak venr
Kendımı onların yenne koyuyorum, ışın -ıçınden
çıkamıyorum Ikısı de topun ağzında! Ruhsal açıdan
gergef gıbı genlmışler, her yazılacak şey, ığneye donuşup
gonullenne batıyor.
Evren ıç ıçe dunyalardan oluşur.
Her ıkı genel başkanın ıç dunyası, dış dünyanın
gerçeklenyle çatışıyor.
•
Karayalçın, ışlemedığı gunahların kefaretını odemek
durumunda kalıyor. Korolası talıh, Murat Bey'ı koalısyonda
Çiller ıle nışanladı Bır yılda enflasyonu patlatıp yuzde
150'ye çıkaran Tansu Hanım'ın vebalını SHP Genel
Başkanı paylaşmak zorunda kaldı. Özelleştırme ve
ışsızleştırme sıyasetı de bu kıyametın ustune bınınce yandı
gulum keten helva1
Karayalçın şımdı çekılse bır turiu, çekılmese bır turlu1
Çunku konumunu yrtınrse Başbakan Yardımcılığı, Dışışlen
Bakanlığı ve SHP Genel Başkanlığı elınden uçacak!..
Mılletvekıiı de olmadığı ıçın dıral dedenın duduğu gıbı
ortada kalacak! Bırieşme Kurultayı Karayalçın ıçın hayat
memat sorunu1
.. Kara Murat ıç dunyasında buyuk fırtınalar
yaşıyor..
Kıyamet mı yaklaştı1
?.
•
Ya Baykal?.
1970'lerden berı sıyasal yaşamını guduleyen genel
başkanlığı Baykal CHP'de yakalamıştı, ama, ne olduysa
ondan sonra oldu, tarıhsel partı ufaldı, kuçuldu. Son
kamuoyu yoklamalannda CHP'nın oy oranı yuzde 2
dolayında gorunuyor Bırieşme kurultayında Baykal genel
başkanlığı da elınden kaçırırsa sıyasal yaşamı
noktalanmaz mı?. Ama bır de bırleşık partının genel
başkanı seçıldığını duşunun! O zaman yuzde 2'lık
partısıyle SHP'nın de başına oturup koalısyon ortağı olarak
hukumet pazarlığına başlayacak Baykal'ın dılınde
Şekspir'ın pek unlu ıkı sozcuğu var
Olmak ya da olmamak!
Çelışkılı duygular arasına yureğının salıncağını kurmuş,
kolan vuruyor Baykal, çevresınde yazgısını lıderlerıne
bağlamış kışıler, kımbtlır nasıl asılıyorlar!.. Sen gel de bu
ışın ıçınden çık!.
Çıkmak kolay mı?..
•
Her ıkı genel başkanın ıç dunyalannda fırtınalar esıyor,
ama, ya dış dunya'?
Dış dünyanın koşulları acımasız'. Her ıkı partının ıç
dunyalarındakı fırtınalardan dış dunya habersız'. Her ıkı
genel başkanın ıç dunyalan, dış dünyanın ınsanlanna vız
gelıyor Uderler ıç dunyalannın gudulenne kapıldıkça, dış
dunyada saygınlıklannı yıtınyorlar, kışılıklerınde ofkeler
odaklaşıyor, kamuoyunda homurtular yukselıyor:
-Yeterbe'
- Çekılsınler artık.
- Nedır bu kavga?..
- Solu yıyıp bıtırdıler.
- Defolsunlar'.
Yukselen sesler, her ıkı partının kapısından içen gırmıyor,
lıderlere ulaşmıyor, sağır duvarlar yukselıyor dış dunya ılş
ıç dunyalar arasmdaL. «, '"*• '
ı * i im"*&r>
Solun şu aşamada ıkı gereksınmesı var. .
Bınsı fıkır
Ötekı kımlık!.
Ne bınsı olmadan ötekı olur, ne ötekı olmadan benkı
oluşur
Bırieşme kurultayı, çoktan ben fıkrinı yıtınnış solun
kımlığını bulmasının başlangıcı olabılecek mfi
Olmazsa hıçbır şey olmaz
TEŞEKKÜR
Eşım Derya Duru'nun amelıyatını üstun bır başanyla
gerçekleştıren savgıdeöer
Prof Dr'
SÎNA TÜKEL'e
ve onun şahsında
Gyn Op Dr '
ARDAŞ AKDAĞ'a
Bılgı Hastanesı Başhekımı
Anest Uzm Dr '
MEHMET ZAFER ASLAN'a
^melıj at hemşıresı
FATOŞ GÖZÜPEK'e
Hastane sorumlusu MUZAFFER TOR ıle BİLGİ
HASTANESt personelıne en ıçten dıleklenmle
teşekkurlenmı sunanm
AHMET DURU
ANMA
HTflTURKCU
D U5 U n C C
Muammer AKSOY - Uğur MUMCU
Birlikte Anma Haftası
İSTANBULili
"Halkım unutma bizi" etkınliği
Konuşmacılar.
İLHAN SELÇUK
- MUZAFFER AKSOY
CEYHAN MUMCU
ŞUKRANSONER
AYYUKERENBERK
dınlet ve gosten
Yer. Istanbul Teknık Ûımrsıtesı Maçka (G)Anüsı
Gün: 28 0cak1995 Saat 14.00
Birlikte analım
ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERKEĞİ
İSTANBUL ŞUBESİ