Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 20OCAK1995CUMA
HABERLER
Kimyasal
silahlarda
denetime tabiyiz
• ANKARA (ANKA)-
Türkive'nın imzaladığı
kimyasal silahlann
geliştınlmesinin, üretiminin,
stoklanmasının ve
kuilanımının
yasaklanmasına, bunlann
imhasına ılişkin uluslararası
sözteşmenin onaylanmasna
dair yasa tasansı. Milli
Savunma Komisyonu'nda
kabul edildi. Milli Savunma
Bakanı Mehmet Gölhan. bu
sözleşmenin gereklerinden
geri dönüşün olmadığını
belirtirken sözieşmeye
ABD'nin öncülük ettiğini,
lngiltere ve Fransa'nın da
destek verdiğını belırttı.
Parti içinden
Yılmaz'a uyarı
• ANkARA (Cumhuriyet
BürosuV ANAP il
başkanlannın parti
politikalanna yönelik eleştiri
ve önerileri doğrulrusunda
hazırlanan "Genel
Değerlendirme Raporu"nda,
RP'ye agır.eleştiriler
yöneltilerek bu partıyle
mücadelede daha etkin
olunması istendi. ANAP
Genel Sekreteri Mustafa
Taşar tarafından Genel
Başkan Mesut Yılmaz ve
parti yöneticilerine sunulan
raporda DYP. "Müflis
Tüccar" olarak nitelendi ve
"DYP'yle bırleşmeye kesin
karşı olduğumuzu ortaya
koymalıyız" denıldi.
Eski bakandan
Zaman'a dava
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) -Eski Bayındırlık ve
Iskân Bakanı Onur
Kumbaracıbaşı
yayıınladıklan bir haberde
kişilık haklanna hakaret
edildıği gerekçesiyle,
Zaman gazetesinden 2
milyar lira tazminat
ıstemiyle dava açtı.
Kumbaracıbaşı'ntn avukatı
Şahin Mengü taraftndan
hazırlanan dava
dilekçesinde. Zaman
gazetesinin 25 Mart 1994
tarihli nüshasında logonun
hemen altından başlayarak
yayımlanan. "Antalya'da
karayollan personeli
olmanın bedeli 60 milyon.
Yolsuzlukta Onur
Kumbaracıbaşı'nın da ismi
geçiyor" haberine yer
verilerek tümü gerçekdışı ve
yalandırdenildi.
Sendikacıya
tören
• ISTANBUL(AA)-
Geçirdıgi beyin kanaması
sonucu önceki gün
Diyarbakır'da ölen Belediye-
Iş Sendikası Genel Sekreteri
Kazım Yorulmazbaş için
dün İstanbul'daki sendika
genel merkezı önünde bir
tören düzenlendi. Belediye-
İş Sendikası Genel Başkanı
Fuat Alan. Yorulmazbaş'ın
Türk çahşma yaşamı ve
Belediye-lş Sendikası
camiası için büyük bir değer
ve potansiyel oiduğunu
sövledi.
Irkçılık veya anti semitizm konulu uluslararası seminer dün başladı:
IrkçJığa karşı azıııhk hakkı• Avrupa Konseyi Genel
Sekreteri Daniel Tarchys,
A\ rupa'da ırkçılığın yeniden
hortladığınt belirterek ulusal
azınlıklara İnsan Haklan
Komisyonu'na başvuru hakkı
tanıyan sözleşmeyi
Türkiye'nin de imzalaması
gerektiğini söyledı.
AZE MARŞAN/
AZMİ KARAVELt
Avrupa Konseyi ve Dışişleri
Bakanlığı işbırliğiyle düzenle-
nen ve 500. Yıl Vakfı'nca da
desteklenen "Irkçılık ve Anti-
SemitizırT konulu seminer dün
Istanbul'da başladı.
1993 yılı Ekımayındadüzen-
lenen Viyana Zirvesı'nde kabul
edilen "Irkçılık, yabancı düş-
manlığu Yahudi aleyhtariığı ve
ayrımcılığa karşı eylem plant-
nın" bir parçası olan seminere
kırka yakın politikacı, akade-
misyen. sosyolog, antropolog.
tarihçi ve hukukçu katıtıyor.
Dünya çapında tanınmış bilım
adamlannın ırkçılığın ve antisi-
metizmin kökenlerini ve neden-
lerini tartıştığı seminer. bu ak-
şam sona eriyor. Conrad Ote-
li'nde gerçekleştırılen semine-
rin açış konuşmasım Dışişleri
Bakanı ve Başbakan Yardımcı-
sı Murat Karayalçuı yaptı. Konuşmasm-
da 1995 yılınin "Hoşgörü Yılı" kabul
edilmesınin çok yararlı olduğunu vurgu-
layan Karayalçın, "İnsan soyunun son
dörtyıldır içinde bulunduğu küreselleşme
ve yereUeşme sürecinin yarattığı sorunla-
nn. bu yılın Hoşgörü Yılı olarak ilan edil-
mesi gereksinimini doğurduğunu" söyle-
di. Karayalçın'ın ardından söz alan Av-
rupa Konseyi Genel Sekreteri Daniel
Tarchys, Avrupa'da ırkçılığın yeniden
hortladığını belirterek günümüzde özel-
likle Doğu Avrupa'da ciddi etnik sorun-
lar görüldüğünü kaydetti.
Tarchys. özellıkle Doğu Avrupa'da bu
örtülerin kalkmasıyla son yıllarda eski
Dışişleri Bakanı Karayalcın'dan sonra konuşan A> rupa Konseyi Genel Sekreteri Daniel Tarchys. A\ rupa'da ırkçılığın yeniden hort-
ladığını belirterekgünümüzdeözellikle Doğu Avnıpa'da ciddi etnik sorunlar görüldüğünii kaydetti. (Fotoğraf: HATİCE TUNCER)
tığını belirtti.
Avrupa Konseyi"nin ırkçılıkla müca-
delede kararlı olduğunu ifade eden Genel
Sekreter Tarchys. konseyin azınlıklar ko-
nusundaki çalışmalannı da yoğunlaştırdı-
ğını anlattı.
Tarchys, Ulusal Haklar başhği altında
yeni kabul edilen bir sözleşme bulundu-
ğunu ve yakında imzaya açılacak olan bu
lıkolduğunu. külturel haklannınverılme- dı. Ankara ve İstanbul'da katıldığı top-
si gerektiğini belirtti. Avrupa'dakı işçi lantılardan son derece memnun kaldığı-
haklan ve azınlıklar konusunda ülkelerin nı kaydeden Tarschy s. muhalefetle de gö-
farklı bakış açılannın olduğunu kayde-
den Tarschys, en iyi yolun hakların ve öz-
gürlüklerin verilmesı olduğuna dıkkat
çekti.
Daniel Tarschys, "Ancak bu yolla ül-
kelerinden avnlmak istevenlerin hareket-
rüştüğünü, bunun da Türkiye nin genel
profilinı görme olanağı sağladını belirt-
ti. Güneydogu sorununu Türk hüküme-
tıyie görüşmelerde de dile getirdiğını ifa-
de eden Tarschvs. sıyası çözümün neyi
ifade ettiğini şöyle açıkladr. "Gruplarağunu ve yakında imzaya açılacak olan bu kelerindenaynlmakisteyenlerinhareket ifade ettiğini şöyle açıkladr. Gruplara
sözleşmeyeek bir protokolile ulusal azın- lerinin öniine geçilebilir. İnsanlar kültür- diilerini konuşmaolanağı verilmesL, eğitim
kl d i kl K i l i l L i l i i b flıklara da insan Hakları Komisyonu'na
başvunı hakkı tanındığını açıkladı. Söz-
leşmenin Türkiye tarafından kabul edil-
mesini de umduğunu sözlerine ekledi.
Toplantının bitiminde gazetecilerin so-
rulannı yanıtlayan Avrupa Konseyi Genel
düşmanlıklann yeniden gün ışığına çık- SekTeteri Daniel Tarschys. Kürtlerin azın-
krini. dillerinL eğitimlerini sürdürebilir-
lerse. hasın özgüriüğü verilirse sosyal ba-
nş sağlanabilir" dedi.
Başbakan Tansu Çiller'le yaptığı gö-
rüşmeye değınen Daniel Tarschys, görüş-
mede bölgescl >orunlann ve insan hakla-
n konulannın gündeme geldiğini söyle-
reformunun gerçekleşririlmesi gerekiyor.
Burada av nmcılıktan söz etmiv orum. De-
mokratik sistem içinde reformlara gidil-
mesi gerekiyor. Bu sonınlaıia yalnı/ Tür-
kiye değil, birçok ülke karşı karşıya ve biz
uluslararası alanda bir arada çalışmak
zorundmiz."
'Alo İnsan Hakları' hattına polislerden mesaj var
Anıirlerinıizden dayak yiyoruzERGUN AKSOY
ANKARA-lnsan haklanndan
sorumlu De\let Bakanlığı bün-
yesinde oluşturulan "Alo İnsan
Haklan" hattinı arayan bazı po-
lıs memurlun. amirîerinden da-
yak yediklerini belirterek kötü
muameleye hedef olduklannı
bildırdiler. Bakanlıkbelgelerine
de yansıyan kayıtlara göre Anka-
ra Çevik Kuv%et Şube Müdürlü-
ğü'nde çalıştıklannı belirten po-
lis memurlan, "Amirlerimizden,
komiserlerimizden ve komiser
yarduncılanmızdan sürekli ha-
karet işhiyoruz. Bu hakaretler
yetmezmiş gibi, dayak yedigimiz
günler bile oluyor" mesajını bı-
rakarak yardım istediler. Polis
memurlannın ~kötü muamele"
ihbannı incelemeye alan insan
haklanndan sorumlu Devlet Ba-
kanlığı'nın, tçişleri Bakanlığı ve
Emniyet Genel Müdürlüğü'nden
bilgi isteyeceği kaydedildi.
fnsan haklarından sorumlu
Devlet Bakanlığı bünyesinde bir
• İnsan haklanndan sorumlu Devlet Bakanlığı bünyesinde oluşturulan 'Alo İnsan
Haklan' hattını arayan bir grup polis memuru, Ankara Çevik Kuvvet Şube
Müdürlüğü'nde çalıştıklannı belirterek "Amir. komiser ve komiser yardımcılanndan
sürekli sözlü hakarete uğruyoruz ve dayak yiyoruz" diye yakındılar.
süre önce oluşturulan
u
Alo İnsan görevde Büyük umutlarla polis lık olarak bu insan haklan ihla-
Haklan" adlı telefon hattına,
Türkiye'nin çeşitlı yerlerinden
her gün onlarca başvuru yapıldı-
ğı bıldırildı. Alo tnsan Haklan
hattında görevli lOkişinın, dönü-
şümlü olarak 24 saat görev yap-
tıkları. bırakılan mesajlan yazılı
metin haline getirdikten sonra.
insan haklanndan sorumlu Dev-
let Bakanı Azitnet Köylüoğlu'na
ilettikleri bıldırildı.
Mesajlardan seçmeler
Ocak ayı başlannda hizmete
giren Alo İnsan Haklan hattına
bügüne kadar yapılan başvuru-
lardan bazıları şöyle: Ankara
Çevik Kuvvet Müdürlüğü'nden
bir grup polis memuru: Bizler
Çevik Kuvvet Şube Müdürlü-
ğü'nde göre\ yapmaktayız. Bü-
yük bolümümüz, 1-2 yıldır bu
olduk. Ancak. görev yaptığımız
kurumda. amirlerimiz. komiser-
lerimiz ve komiser yardımcılan-
mız tarafından sürekli hakaret
işitiyoruz. Amirlerimiz ağır kü-
fürler ediyor. Bu hakaretler yet-
mezmiş gıbi. bazı günler, tekme-
tokat dayak bile atıyorlar. Amir-
lerimizin bu da\ranışı çalışma
tempomuzudaetkiliyor. Her gün
büyük bir stres içinde görev ya-
pıyoruz. İnsan Haklan Bakanlı-
ğı'nın konuya eğilmesini ıstiyo-
ruz. Amirlerimiz hakkında so-
ruijtunna başlatılsın.
Mahnıut Düzgün (Istanbul
Pendik Belediyesi): RP'li Pendik
Belediyesi'nce işten atılan 215
kişiden birisiyım. Bakanlık ola-
rak tavır konulması gerektiğı
inancındayım. Aksi takdirde. in-
san haklanndan sorumlu bakan-
line göz yumulmuş olunacak.
Muzaffer Doğan (Malatya):
Arabamla trafık kazası geçirdim.
Daha sonra, ifade vermek için
karakola götürüldüm. Görevli
polislere olayı anlattım, ancak
verdiğim ifade. tutanaklara ge-
çinlmedi. ltiraz ettim ve bunun
üzerine dayak yedim. Bana da-
yak atan polisler hakkında soruş-
turma başlatılmasını ıstıyorum.
Şenol Çınar (lstanbul-işçi):
Bir gece kulübünde çalışmakta-
yım. Gece yaşamı olduğu için,
sabahlan eve gidiyorum. Bildiği-
niz gıbi. İstanbul'daki gece ku-
lüplennde her türlü tehlike ya-
şanmaktadır. Ancak, ışyerimde
sigortasız olarak çalıştınlmakta-
yım. Yasal hakkım olan sigorta-
mın yaptınlmasını istiyorum.
Yurdagül Görgülü (Şerefli-
koçhisar-hemşire): Devlet hasta-
nesinde çalışmaktayım. Nöbet
sorunum var. 24 saat nöbet tut-
tuktan sonra, ardından da 8 saat
çalışmaktayım. 32 saat evime
gitmediğim günler oluyor. An-
cak. 8 saatin ücreti ödeniyor. Izin
hakkım verilmiyor. 32 saat çalış-
tınlmanın yasal bir durum olup
olmadığını öğrenmek istiyorum.
Şerif Doğan (Mardin- Mid-
yat): Midyat'tan Mardin'e gelir-
ken. güvenlik nedeniyle araçla-
nmız güzergâh boyunca sürekli
durdurulur. Arama ve kımlik
kontrolünden geçıriliriz. Bu ış-
lemler yapılırken, kötü muame-
leye maruz kalıyoruz. lşkence
görüyoruz. tnsan Haklan Bakan-
lığı olarak konuya ılgi gösterme-
nizi bekliyoruz.
Mehmet Küçüktiryaki: Bir va-
tandaş olarak arıyorum. Millet
açlıktan ölürken. milletvekilleri-
mizin sınırsız maaş almalannı
kınıyorum. Sayın Köylüoğ-
lu'nun bu konudaki tutumu ne
olacak?
Uğur Mumcu'nun katilleri yakalansın ÂONUK YAZAR
BIRBAKIMA
SERVER TANtLLİ
Bir Dayamşma Mesajı
Türkiye'de çok şey olmak mümkün, ama demokrat ol-
mak güç.
Nasıl kolay olabilir ki?
Ta Aydınlanma çağından kalkıp gelen bir fikir mirasına
konacaksınız; onu, içinize sindirdiğinız gibi, düşüncenin ve
demokrasinin düşmanı karanlık güçlere karşı da savuna-
caksınız. Bu karanlık güçler ise, devletin içinde ve dışında
sağlam mevziler edinmişlerdir.
Böylece, yürekli bir aydın da olmalısınız!
Ancak yürekli de olsanız, postu deldirmeniz işten degil.
Kendinizi anlatamamış olmayı da ekleyiniz bunlara!
Özetle, Fuzulî'nin bir şiirinde anlattığı gibi her şey:
Dost biperva, felek birahm. devran bisükûn
Dert çok, hemdert yok, düşmen kavi, tali zebun.
Hayır, çekinmeyiniz, demokratlığın bir de onuru vardır ki,
hepsini bastınr...
Iki hafta önce, 7 ocakta İstanbul'da, Aziz Nesin'i des-
teklemek amacıyla, "S/vas yangını ve Aziz Nesin" konulu
birtoplantı düzenlenmiş ve benden de bir mesaj istenmiş-
ti. Orada, kimi kaygılanmı dile getirdim.
Olduğu gibi sunuyorum okuyucularıma:
"Sevgili arkadaşlarım,
'Sıvas Yangını ve Aziz Nesin' konulu panel-forumda, bu-
gün aranızda bulunamadığım için üzgünüm. Ancak, be- .
lirtmek isterim ki yerinde bir toplantıdır bu. Onu düzenle- "
yen Birieşik Sosyalist Parti Istanbul II Örgütü yöneticileh- ;
ni, isabetli kararlanndan dolayı kutlanm.
Sizlere uzun uzadıya anlatmaya gerek yok: 'Sıvas Yan-
gını', artık açık ve seçik olarak iktidara yürüyen şeriatçı ha-
reketin, toplumumuzdaki ilericı, demokrat ve akılcı güçle-
re karşı giriştiğiacı bir hatırlatmadır; düşünülöp taşınılmış
bir eylemdir; ilerde neler olacağının, olabileceğinin de bir
öntasansıdır.
özetle, her bakımdan anlamlaria yüklüdür.
Ne var ki, Türkiye'de iktidar, verilen mesajı anlamamış-
tır; daha doğrusu, anlamak ıstememiştir. Yangının fiili sa-
hipleriyle perde arkasında bulunanlan, bir bütün olarak ele '.
almak için güzel bir vesileydi bu. Değerlendirilmemiştir.
Olayda doğrudan doğruya rol alanlara bile, kanunlar ge- ',
rektiği gibi uygulanmamış ve konu -gerçek anlamıyla- 'ge-
çişîirilmiş'f/r.
Bunu, şeriatçı harekete karşı vehlmiş bir ödün olarak gö-
rüyorvm.
Ancak biz, laik ve devrimci Cumhuriyet mirasına sahıp
çıkanlar, olan-biteni, bütün boyutlanyla ve açıklığıyla ser-
gilemeliyiz; ve onu, yalnız kendi kamuoyumuza değil dün-
ya kamuoyuna da maletmeliyiz.
Bunu yapmazsak vebal alttnda kalınz.
Çünkü, bu yangını başka yangınlar izleyecektir; gericili-
ğin vahşeti öyle 37 kişiyle doymaz!
Bir şeyi daha yapalım: Şeriatçı harekete karşı sadece bu
vesileyle ödün vehlmiş değıldir. Bu ödün, yıllar önce baş-
lamış, başta eğitim olmak üzere, toplumumuzda en ya-
şamsal alanlart sarmıştır. Ve bugün, işler öyle bir noktaya
gelmiştir ki, hemen her iktidar, ödün venpe konusunda
kendisinden öncekilerle yanş halindedir. Ûstelik, halk kit-
leleri, gitgide sefalete mahkûm edilerek şeriatçı demago-
jiye kapılar ardına değin açılmıştır.
Bunu da sergilemek gerekir.
Gönül arzu eder ki, sadece bugünkü toplantı ile de ye-
tinilmesin: Onu başkalan izlesin; bütün bir halkın, bu ara-
da bütün birgençliğin dikkati, olan-bitenler üzerine çekil-
sin!
Hiçbir sorun da göz ardı edilmesin!
Daha da açık söylemek gerekirse, bugün her türlü so-
runun dışında yaşayan, çoğunluğu şehatçı hareketin de-
ğirmenine su taşımaktan başka bir şey yapmayan parla-
mentonun karşısında, gerçek bir sosyal muhalefeti -çağ-
daş bir düşünce düzeyiyle de donatarak- örgütlemenin za-
manı gelmiştir; hatta geçmektedir de.
Daha da vakit yitirmeden harekete geçmeliyiz!
Dilerim, bugünkü toplantı, geleceğin çok boyutlu ve
köktü eylemlerinin başmı çeksin!
Aziz Nesin'e gelince... O, ülkemizde laik ve devrimci
Cumhuriyet mirasının simgesi olmuş bir kişidir. Kendisi-
nin, 'Sıvas yangını' vesilesıyle olsun onun dışında olsun,
yok edilmeye çalışılması, bu kişiliği dolayısıyladır. Böyle-
ce aydınlık güçlerin, onunla dayamşma içinde bulunma-
sından daha doğal başka bir şey olamaz. Ona, gerçekten
kol-kanat germek görevimizdir.
Sözlerimi bitirirken, 'Sıvas yangını'n/n aramızdan aldığı
3 7aydınımızın anılan önünde yeniden derin saygılarla eği-
Iiyor; Aziz Nesin'e ve sizlere selam ve sevgilerimi yol-
luyorum."
Lğur Mumcu'nun katıllennın
yakalanmaM için düzenlediğımiz
kampanya 800 bin imzayı aşmış bu-
lunuyor llkgündenbuyanaisımisım
yayımladığımız katılımcı imzalar
artık gazetemiz sütunlanna sıgmaz
durutna gcldı. Bu nedenle, kampa-
nvaya katılanlan sa>ı olarak, geldık-
leri kunım, kunıluş, yerleşim merkezi
adı ve bağlı olduğu kent bilgıleriyle
yayımlamayı sürdüreceğiz.
Manisa Turgultu: 6; Akhisar. 60 /
Antnlya: 650, Finike: 20; Gdzıpaşa:
60: Kalekapı. 7 Izmit: 103; Derin-
ce- 28. K'irle: 20; Karamürsel: 40,
Ça)iro\a 140 Adapazarı 257 ,'
Kırklareli Lüleburga:: 6!; Pehlivan-
kör 20X; Babaeski. 10. Malatya 82
, Nevşehir: 40 / Hatay Iskendenın: 40
Bolıı: yS; Gerede: 20; Akçakoca. 11
Erzincan 53; Tercan: 20 ' Muğla
\1ilas 100. Onaca. 23 Zongufdak
428; Eregli: 4: Karabük: 87 ' Manisa
SalMr IZ.Saruhanlı: 14 'Uşak:241;
Banar. 8 , İstanbul Kadıköv: 282;
Maçka. 2. Be\oğlu: 79; Bağcilar. 40:
Taksim.12. Beşiktaş: 96. Kızütoprak.
31: Sirkeci: 59; Fatih: 13; Levenr. 79;
Çengelköv. 1: Üsküdar: 119: Yeşilköy
• \l:Şijh'.214;Merter. %l\Acıbadem.
35: Küçûjnalı: 34; Suadive: 73: Ba-
kırknr W: Harbive: 20: Avcılar 125;
Beylerbeyi: II; Yalova: 38; Kartal.
125; Giingören: 360. Erenköy: 25;
Gazıosmanpaşa: 62; Sefaköv: 122;
Karakö\: 208: Bebek: 21; Ûaitepe:
133: Pendik 20; Kapahçarşı: 19: Me-
cidiyeköv. 144; Bayrampaşa: 57; Çe-
hktepe: 13: Topkapr. 20; Bostancr. 60.
L'ms:'2O. Eyüp: 9; Fenköy: 70: Zın-
cirliku\v: 60, Küçükçekmece. 47; Bü-
yükçekmece 99; Aksaray. 117: Ali-
beyköv 20: Tu:la: 20; Kasımpaşa: 20;
Gavretıepe: 20: YıUtr. 20: Gültepe:
80; Unkapanr. 20; Göztepe: 85: Sıliv-
ri: 29: Mahmulhey: 17; Rumelihisarr.
26; Zeuinburnu: 20, Boğaziçı Oniv.:
8: Güzelyalr. 20; YakıfGuraba Aksa-
ra\: 51 ' Gümüşhane Bavburt 2 ı
Ankara: 4620; Çankaya: 105; Demir-
lıbahçe. 40; Enmesgur. 34; Mamak.
71; Kızıla\. 634; Gölbafi: 20; Ulus:
266; Yenİmcıhalle: 204; Emek. 144;
Etlik. 20. Bankent 82: Dikmen: 129;
Toprakhk: 20; Keçiören: 233; Sıhhı-
\<e 8; Bahçelievler 81; Oran: 20; Be-
ştnler: \0,Altındag: \74;Pozantı:20;
Polallı: 40, Samanpazarı. 20; Aşağı-
avranct: 25: Cmitköv: 62, Yenifehir
165; Bakanhklar. 4">. Hacettepe: 40;
Avdınlıkevler 67; Bevtepe 20: Akde-
re: 28: Incirtı 20; Kavaklıdere: 1 P ,
Cebeci 49; GOP.: 20 ' Ardahan
Çıldır. 76 - Çorum: 663; Kargı: 20;
Iskılıp. 60: Mılönü: 140 Yozgat 28
. Mersin Tarsus 60; Mut: 120 Ça-
nakkale. 168. Mersin Çamhvayla- 1
Istanbul: 7313: Finansbank 16 '
Mersin Pumukbank: 56 İstanbul
i hra A Ş.. 24 Izmir /. Soierı. 14 /
İstanbul Team Tekslil: 33. Serap Ka-
ğıtçılık. 40 Denizli Enerji Mühendis-
leri- 15 tstanbul A VDO' 20; Poraf
A.Ş 20; Simko A T. 441 / Konya
SHP Ilçc Başkanhğr. 29; Seydiseh'ır:
20 İstanbul Tütiinbank. 19 ' ızmir
Pimel Elekınk. 20: M.E.C. Impeks:
\\,Arıtaş:b Niğde. 166 İstanbul
Amuı, Ya\m -Tanıtım: 5; Midland
Bank: 9 Ankara Belko Levazım: 40
İstanbul IRA Rektam: 20 ' Mersin
Fikpaş Tic . 20 Istanbul Erenıaş
A Ş: 4. Ormköy. 20. Alarko Sistem
Sanavi 18; Sistem Uak. Saat San..
20; Siode; 8 Uşak Çağda$ Kırtasi-
ı<?- 220 ' Istanbul Kaxa Dış Tic A.Ş-
20 Mersin: 354 Manisa: 223 /Si-
vas 360: Cumhuriyet L'mversıtesi: 20
İstanbul Pasabahçe: 100: Kemer-
burgaz: 20 Ankara 05/ Genel Mü-
durlüiü: 160 Divarbakır. 8 Te-
kirdağ: 82: Suruy. 1. Murutlı: 15">
Kastamonu Cide. 219; Mentöziî: 20
Izmir : 2942; Torbalı: Ib6; Buca:
112, Kemalpaşa: 184; Bergama: 25;
Altındağ: 20: Kurşıvaka: 43\: Konak
111; Bayındır. 15: AIsancak: 63: Bas-
mane: 132: Gültepe: 60; Alıağa: 14.
Bostanh 142; TRT: 20; Menemen :
%\.Karahağlar20:Şırın\er.l9;Fo-
ça: 20, Ankara Kuçüke\at: 217; Mal-
tepe: 250; Eryaman: 40: Bala: 1; OD-
TÜ Öğrencıiert 110; Bilkent C'nh er-
sıtesi: 51; Bilkent. 20; AÖF Derneğı:
102 GerzeGerze Li^esı. 255 'İzmir
Pasaporr 113; Çiğlı: 25: Çamdibi:
19; Çeşme: 21; Basmane. 60: Pınar-
basr. 38; Konak 21: KonakBeledne-
sr. 40; Ûdemiş: 127: Surlıdere: 224.
Seferihisar: 4, Karaluş' 18, Balçova
37; Borno\a. 223. Güzelbahçe: 15.
Güzehalı: 20: L'rla: 32: Ege Univer-
sitesi: 40; Yukankızılca: 9: Çigli: 20
Bilecik Söğür 60 Bursa: 1000; Mu-
danva: 40: Gençosman. ~?4; Gürsu:
\l;Çekirge:9:Kınık 10 Antalya:
258, A'uj: 216. Korkuteli: 21. Aksu:
26: Alanva: 54; Taşuaı. 5 ' Muğla
Vla- 118: Yatağarr 27 Burdur. 86.
Şeker Fabrıka.sr 91 Hata) hkende-
nın: 166 - tstanbul NETAS<DMS)
152; Cmranne: 429 Samsun: 357.
Çarşambu: 14. Ha\za: 21. Terme: 20.
Cn\v: 45: Bafra 20
SÜRECEK
Aziz Nesin'i kışkırtıcılıkla suçlamak çağın yüz karası
Prof. Dr. CEVAT GERAY
Sıvas'takı toplu kıyım davasj sonuç-
landı. .\ziz Nesın'e de suça tahrik ettıgi
gerekçesiyle, suç duyurusu yapılmasına
karar venldı. Oysa daha önce takıpsızlik
karan verilmışti. Gerçekten mahkeme,
suç duyurusunda bulunmaktan öte kesın
bir karar \ermişçesıne suçlulann cezala-
rını ındirme yoluna gıtmıştir.
Nesin'in suçu kesinleşmışçesme. her
suçlu için 5"er yıl ındinm yapan mahke-
me böylece Nesin'i de 130 yıla yakın bir
indırime neden göstererek. kendısini ce-
zalandınnıştır.
Aziz Kesin, uluslararası kişiliğıyle tüm
insanlığa rnalolmuş bir dünya aydını. ev-
renselüğikanıtlanmış bir yazar olarak in-
sanlığa \e topluma karjı göre\ıni yap-
maktan ve özgürlüklerini kullanmaktan
öte bir eylemde bulunmamıştır. Tabular
üzerindeki görüş ve eleştırelırini dile ge-
tıren bir aşdına bövlesı çağın yüzkarası
diye nitelendırilebilecek suçlamalarda
bulunmak. temel özgürlüklere yeni kısıt-
lamalar getırmek, ınsanları susturmak.
toplumu ortaçağa götünnek, laik cumhu-
nyeti yıkmak, şeriatı getırmek isteyen. bu
amaçla cinayetler işleyen karanhk güçle-
re arka çıkmaktan öte bir şey değıldir. Bir
ınsanın. olay la doğrudan ilgisi olmasa bi-
le suç kışkırtıcısı sayılması. karşıt görüş-
lülere onu öldürme hakkı ve bahanesi ver-
mez.
DGM'nin karan zemin
haztrüyor
Bu pek çok aydına karşı da yeşil ışık
yakmak demektir. DGM'nın karan kök-
tendıncı odaklarcaverılen "idamferman-
lan"nın uygulanmasına >asal ortam ya-
ratmak. zemin hazırlamak anlamına gel-
mektedır. Bu ne tüzeyle. ne insan hakla-
nyla ne de demokrasiyle bağdaşır. Laik
\edemokratıkcumhurıyetıkorumakyar-
gının. hele adının başında "devlet" ve
"güvenlik" sözcüklerinin bulunduğu bir
mahkemenin ana görev i değil mi? Bu ka-
rarla DGM'lerin \arlık neclenı üzennde
yeniden durulması gerekir. Bugün bu
mahkemelenn sıyasal bir yargılama ku-
rumuna dönüştüğü ızlenımı ağır basmak-
tadır. Bu nedenle 12 Eylül öncesinde
DGM'ye karşı gırişilen savaşımlann ne
denli yerinde olduğu bir kez daha anlaşıl-
mıştır.
Soruijturma derinleştirilmeksizin alın-
mış bir karar karşısındayız. "Gizlilik ka-
ran uygulamasının" yargılamaya gölge
düşürebıleceğıne ılişkin endişemı duruş-
ma sırasında belırtmiştım. Bu gızlıliğin,
sanıkların ve savunmalannın yargılama-
daki saldırganhklarını gHİemenin ötesın-
de ne yaran olmuştur? Mahkernede çı-
kan olaylar. Madımak Oteh'nın ıçınden
izlediğimız ilkel \e \ahşi görünümden
hiç de farksız değildı. Bunları tahrik eden
de mi Aziz Nesin'di yoksa? Bunlara hıç
bir ışlem yapılmamış. asker \e polis gö-
rev lilenn "nazik korumalannda" salon-
dan çıkanlmalanyla vetinilmıştir.
Aynı saldırganlığın yüzde birıni soldan
birılerı yapsaydı elbette onların gazabına
uğTatıhrlardı.
Cmnhuriyet'e başkaldın
Hele kımi sanıklann suçlu değil yar-
dımcı suçlu sayılarak cezalannın mdiril-
mesi deşaşırtıcı olmuştur. Özelhkle tugay
komutanının. belediye başkanı ile kimi
meelis üyelerinin. itfaıye miidürlerinin ve
milli ıstihbarat görev hsınin olayla ilgilı
sorumlukları ortaya çıkarılmamıştır.
Mahkeme. olayı "katliam"' değil, izinsiz
bir gösteri yürüyüşü olarak ıncelemiştır.
Oysa Sıvas katlıamı. laik ve demokratik
cumhuriyete karşı bir başkaldındır. Her
şev bunu kanıtlıyor.
Yargıçlar böyİesı bir kararı şu ya da bu
baskı altında mı bırakılarak aldılar? Bu
nedenle. çoğunu yakınmacı. müdahıl ola-
rak mahkemedekı anlatımımda da yer
verdiğim gözlemlerımı özetleverek ka-
muoyuna sunmayı bir görev bılıyorum.
Devlet, Sıvas'ta yurttaşlarının özgürlük-
lerini veyaşamahaklarını koruvamamış-
tır. Toplanma özgürlüğünü sağlayama-
mış. \asalara uvgun etkınliklerı zorbalık-
la engelleyenlerin saldınlarını önleme-
mıştir. Böylecedevletenılkel "polisdev-
let" ı>lev inı bile yerine getırmemiştir. Gü-
\enlik güçleri yalnızca seyırci kalmıştır.
Ooteldekilerinboşaltılmasısağlanma-
mı>. çıkabılecek bir yangına karşı önlem
alınmamıştır. O yangında yalnızca emni-
yet ve otel görevlilen dışan çağnlarak,
kurtanlmış, gerivekalanlarölümebırakıl-
mıştır. O sayıca yetersız \e etkısız kalan
güvenlik güçleri. saldırganlara hoşgörüy-
ledavrandı. Hattaomuz sıvazlandı. Anın-
da "müdahale" etmedi. O bir iki saatte
ulaşabilecek takvıye. nedensel yangın
söndükten sonra ulaşabilmiştir. Elinde
yaklaşık 6.000 askerin bulunduğu tugay
komutanı bu gücü kullanmak istemedi.
Olayın başlangıcında valinin istemi yeri-
ne getirilseydi kalabalık dağıtılabılirdi.
Acemi oldukları söylenen 6.000 er, silah
kullanmaksızın etten kemıkten bir duvar
örseydi bile saldırganlar insan yakmanın
keyfini çıkaramazlardı.
Ankara"daki sıyasi iktidarda da "Va-
tandaşlarta güvenlik güçlerini karşı kar-
şıyagetirmeyelinı" görüşü egemen olmuş-
tur. Başbakan "Herhangibirçattşmaçık-
mamış, ölen \e varalananlar otelde çıkan
yangın vüzünden ölmüş ya da yaralan-
mışlardır. Otelin etrafında toplanan hal-
kınîıza bir zarar gelmemiştir" demiştir.
Çatışma olmadığı gerçektır. Ama yangı-
nı sanki oteldekıler çıkarmışlar, intihar
etmekistemişler!..
Otelin çevresındekiler de otelde kendı-
lerini yakmak için yangın çıkaranlann
ölüm çığlıklarını seyre gelen. tek av ıbı al-
kış tutmak ve tekbır getirmek olan "ma-
sum" vurttaşlar. yani sayın Başbakan'ın
"halk" dedığı... '
Çevrede toplananlar Sıva>. halkı değil-
di Onlar, kentte 7 saatten fazla süredir ey-
lemleriyle terör estiren "Şeriatyanlısu sa-
dist saldirganlar güruhu" idi. Atatürk
heykelini ve büstünü kıran, Kongre mü-
zesini taşa tutanlar da bunlardı.
Sıyasal iktidannbaşı busözleriyle ger-
çeklerı saptırmıştır. Görevini yerine getır-
meyen Içişlen Bakanı'nı hemen görevden
alması gerekırken, üç dört bürokratı suç-
layarak görevden alma yolunu tutmuştur.
Bir öğretim üyesi olmak nedeniyle ken-
disinin taşıdığı aynı unvanı taşıyan biri
olarak Başbakan ın gerekçeleri bu denli
çarpıtmasından utanç duydum.
Görevdan alınanlar kusurluysa, tugay
komutanı için hiçbir işlem yapılmamış
olması bir çifte standarttır. Zamanın ge-
nelkurmay başkanının hemen olay ene-
sinde komutanın hiçbir kusuru olmadığı-
nı açıklaması talihsizliktir. Komutan yar-
gıç önüne çıkanlmalıdır. Sıvas katliamı,
Kubilay olayından bu yana ülkede laik
cumhuriyete karşı yapılan en büyük baş-
kaldın olayıdır. Daha önce yaşanan olay-
lar mezhep çatışmasına büründürülmüş.
örtbas edilmiş. suçhılar yakalanmamış.
cezalandınlmamışlardı. Sıvas katliamı.
gerçekte laik ve demokratik cumhuriye-
te karşı bir ayaklanma nitelığinde örgüt-
lübırharekettir.
Iktidarlann tümü sorumlu
Şöyle ki; olay planlanmış, örgütlenmış
dinselgıysılıkişilerinönderlığindeişlen-
mış bir katliamdır. Bu prova Aziz Nesin
bahane edilerek Sıvas'ta yapılmıştır. 1994
yılı ıçensinde bu yöndeki saldınlar kar-
şısında da polıs ve savcılıklar görevienni
yapmamışlardır. Buradahemenbelırtme-
lıyım ki Sıvas olaylarının oluşumunda
yalnızca bugünkü iktidann değil, son kırk
beş - ellı yıllık hükümetlerin gelmiş geç-
miş siyası ıktidariann tümünün büyük so-
rumluluğu vardır. Köktendinci akımların
palazlanmasına, bu akımlara militan ye-
tıştİTilmesine gözyuman, laik eğitim dız-
gesinın yenne dinsel eğitimi ikame eden
sıyasal iktıdarlardır. Bunun asıl suçluları
ve bunda 12 Eylül generallerinın payı çok
büyüktür.
O dönemlerden bugüne uzanan eğitim
alanındaki gerici gelişmeler sayısızdır.
Önemlı olan laik ve demokratik cumhu-
nyetin ne denli büyük bir tehlike karşısın-
da olduğunu v urgulamaktır. Yargı güven-
liğinin ön koşulu olan açıklık ilkesini bir
yana ıtmeyıgerektirecek bir koşulyoktur.
Tüm kamuoyu önünde Sıvas'ta katlıam
vapılmıştır. Böylesi bir mahkemeye çıkıp
çıkmamakta çok ikirciklendım. Ama
mahkemenin adıl bir karar vermesıne bel-
ki yardımcı olabilirim amacıyla mahke-
me önüne çıktım.
Aziz Nesin'in tek suçlu olarak günde-
me getirilmesi karşısında onun savunma-
sını yapmak değil, ama onun kadar ken-
dimi de aynı derecede sorumlu sayarak,
bu olayda Aziz Nesin'in işin bahanesi ol-
duğunu vurgulamak isterim.
Dın ve v icdan özgürlüğü yalnızca her-
hangi bir dine inanmayı değil, aynı za-
manda inanmamayı da kapsayan bir kav-
ramdır.
Herhangı bir dinsel inancı (kanımcabı)
da bir inançtır) olmadığını söylemesini;
din kitaplanyla ilgili eleştirilerde bulun-
masını bir tahrik ya da hakaret nedeni ola-
rak değerlendirmek hem en büyük bağ-
nazhk, hem de vicdan, söz ve basın öz-
gürlüklerine tümden aykın düşen bir tu-
tumdur. ,
Sıv as sav cılığınm takipsizlik karan bu*
lunmasına karşın. bu konudabaşkaca ka*
nit göstermeksizin başsavcılığın, Sıvas
katliamını yapanlan öven. arka çıkanlal
ra, kışkırtıcı yayın yapanlara karşı niçin
harekete geçmedığini merakla izliyonım.
Tahnkçi aranıyorsa şu noktalarda dik»
katli inceleme yapılmalıydı:
- Bir hafta önce başlav an yerel gazete-
terdeki kışkırtıcı yay ınlar saptanmalıdır.
- Beledıyenin yerli ve yabancı dinsel
vakıflarla ilişkisi aydınlığa kavuşturul;,
malıdır.
- Oteli taşlamada kullanılan parke taf-
larınuı o çevreve ne zaman, kimin emriy-
le konduğu beİirtenmeödir.
- ltfaiyenın, valinin basınçh su sıkma-
emrini kimin, nıçin yerine getırmediği
araştınlmalıdır. '
-Yangınsöndürmedeveoteli boşahma-
da niçinisteksizvegeçdavranıklığısaptan-
malıdır. ,
- Kalabalığı yönlendiren ve sonradaıf
ortadan kaybolanlann kimler olduğu, Sı-
vas'm değillerse hangı örgütler adına ne»
reden geldikleri ortaya çıkanlmahdır. a
- Olay öncesinde 'Müslümanlar', 'Tür-*
kiyelı Müslijmanlar'adryladagıtdan,ice-'
riği birbirine benzeyen bildirilerin kim-'
lerce hazırtanıp, nerede çoğaltüıp basıkİH
ğu emniyet fakslanndan basına ve başka
yertere dağıhlıp, dağıtümadıgı araştırü-
malıdır.
- Valilikçe yardım istenmesine karşırt
askerin niçin müdahale etmediği ortaya-
çıkanlmalıdır. i
- "Vatandaşla silahlı güçleri karşı kar-ı
şıya getirmeyın" buyruğunun verittp:
verilmediğL, verildiyse kimin tarafından-
verildiği açıkbğa kavuşturuunalıdır.