Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyetİmtiyaz Sahibi: Berin Nadi
. Genel Yavın Yönetmeni Orhan ErinçO
Genel Vayın Koordinatörü Hikmel
Çetinkaya 9 Yazıışlerı Mudürlon
ıbrahim \ t\du. Dinç Tavanç (Sorumlu)
• Haber Mcrkc/ı Mikluni. Hakan Kara
# Görsel Yönetmen: Fikret Eser
DışHaberler Ergun Balcı • Ktıhb.ıul YalçınÇakır
0 hkonoıiıi Bülent Kı/anlık 9 Radyo-TV liygar
F.remektar • Küllür Handan Ş«nköken • Spor.
Abdülkadir Yücclman # Yıırt Haberler Mehmet
Saraç # Makalclcr Sanıi Karaoren 0 (,'evırı.
Sofettin Turhan 9 Duzeltmc \bdullah Yaııcı
Y a y ı n K u r u l u İ l h a n S e l ç u k
(Bj^kan). Orhan Frinç. Oktav
Kurtböke. Ö/gen \car. Hikmel
Çetinka>a, Şükran Soner, Krgun
Balcı, Dinç 1 a>anç, ibrahim Yıldif.
Orhan Bursalı, Mustafa Balba\.
Ankara TemsılciM Mustafa Balba) 0 Hdbcr Vludurü Doğan
\kın Atatürk Bul\;ın Nc> 125. Kat 4. Bakanlıklar-Ankara Tcl
414502(1(7 hat). Faks 4195(127 0 1/mirTeniMİcısr Scrdar Kı/ık,
H /ıva Blv 1352 S 2 3 Tcl 441 1220. Fak*: 4419117 0 Adana
Tenı.sılcı.si. Çetio Yiğenoğlu. InonüCd. II9S. No. I KaU.Tel:
3522550. Faks 3522570
Mucssc^c Müdüıü: Erol Erkut0Koordınatör
Ahmet Korulsan0Muha.sebe BülentVener
0 Idarc Hüsevin Giirer 0 l^letme Önder
Çeiik 0 Bılgı-I^lem Nai) Inal 0 Bılgısayar
Sıstcm Mürüvet Çiler 0 Reklam: Reha
[şıtımn 0 Halkla llışkiler Nurten Berksey
n ve Basan: Yenı Gün Haber Ajansı. Basın \e Ya>ıncı!ık A $
ad 39 4! Cağaloglu 34334 1si PK 246 lslanfaul Tel (0 2121 512 05 05 (20 hjll 1-JIN III 2 C l M 1 K? >
2ÜOCAK Imsak: 5.4X Öğle: 12.22 Ikındi 14.50 Akşam: 17.12 Yatsı: 18.36
Baston, ilgi
görmeye başladı
• MERSİN (Cumhuriyet
Güney İUeri Bürosu) - El
sanatlannın güzel
örneklerinden biri olan ve
son yıllarda yeniden ilgi
görmeye başlayan baston,
toplumdaki konumunu
korumaya çalışıyor.
Güneydeki tek baston
yapımcısı durumunda
bulunduğunu belirten
Mersinli Akay Usta,
bastonun ruhsal bir
gereksinim de oldugunu
anlatıyor. Ahşap oyma-
işleme sanatına gönül veren
Akay Usta, Mersin'in Gazi
Mahallesi'ndeki atölyesinde,
çeşitli ağaçlardan büyük bir
özenle birbirinden güzel
bastonlar üretiyor. Yaptığı
işten büyük zevk aldığını
vurguluyor ve bu sanatı çok
uzun yıllar önce Istanbul'da
öğrendiğinı söylüyor.
Yerel yönetimlep
şûrası
• İSTANBUL(AA)-
Bahçelievler Belediyesi'nce,
Necip Fazıl Kısakürek
Kültür Merkezi'nde
düzenlenen, "Bahçelievler
Yerel Yönetimler Şûrası"
dün başladı. Bahçelievler
Belediye Başkanı Saffet
Bulut açılışta yaptığı
konuşmada, merkezi
yönetimin yaprnası gereken
düzenlemeleri beklemeden,
mevcut yasalar dahilinde,
katılımcı demokrasi
• temelinde bir yönetim
biçimi oluşturmak için
çalıstıklannı söyledi.
ÇGITden sansür
lunantası
• İstanbul Haber Servisi -
Çağdaş Gazeteciler Derneği
(ÇGD) lstanbul Şubesi'nden
yapılan yazıh açıklamada,
bazı yayınlann
matbaadayken toplatılması
"modern sansür" biçiminde
nitelendirildi ve uygulama
kınandı. Açıklamada, "1982
Anayasası'nın 28.
maddesine dayanılarak
alınan bu kararlann
neredeyse tüm siyasi
partilerin anayasayı anti-
demokratik bularak tartıştığı
bir dönemde çoktan aşılması
gerekmektedir. Herkesi
düşünme \e düşüncesini
yayma hakkına sahip
çıkmaya çağınyoruz"
denildi.
Özel okullar
denklik istedi
• ANKARA (ANKA)-
Aralannda Fethullah
Gülen'in yandaşlannın da
bulunduğu yurtdışında
eğitim faaliyeti yürüten özel
okul temsılcileri, Milli
Eğitim Bakanlığı'ndan,
okullannın Türkiye'de
denkliğfnin sağlanmasını
istediler. Milli Eğitim
Bakanlığı'ndan edinilen
bilgiye göre bakanlık
yetkillileriyle yaptıklan
görüşmeler sonucu
taleplerini yazılı olarak da
sunan gönüllü vakıf ve
şirketler; Azerbaycan,
Türkmenistan, Kazakistan,
Kırgızistan, Özbekistan,
Tacikistan, Pakistan,
• Moğolistan, Makedonya,
Tataristan, Yakutistan, Tuva,
Haka, Kınm ve Kuzey
Irak'ta eğitim faaliyetlenni
yürütüyorlar. Gönüllü eğitim
kuruluşu temsilcileri,
okullannda Türk bayrağı
dışında bayrak
bulunmadığını, lstiklal
Marşı dışında marş
söyletilmediğini belirterek
Türkiye Cumhuriyeti'ne
bağlılıklannı ifade ettiler.
Diyanere kadm
tepkisi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Çağdaş Yaşamı
Destekleme Derneği
Başkanı Gülsen Daldal,
Diyanet lşleri Başkanı
Mehmet Nuri Yılmaz'ın
"Ailenin devamınm
sağlanması için kadın
dövülebilir. Bu yola
başvurulması Kuran'da da
vardır" yönündeki sözlerini
eleştirerek, bir insanın
dövülmesinin bir kurala
dayandınlmasının kabul
edilemeyeceğini söyledi.
Başbakan Çiller'in 'gecekondu ziyareti' kentsel kirlenmeyi arttınyor
IstanbuFun havasını da yağma Idrletti
Belli baslı sorunlar
Kırlılığın çozumu ıçın
köklü değişiklik yapılmalı
lstanbul'a egemen olan hava kirliliğinin köklü
çözümü, başta yerleşme ve imar kararlan
olmak üzere planlama, ulaşım ve ısıtma. enerji
sistemlerinde yine köklü değişikliklere
gidilmesıne bağlı. Kentin yıllardır süren
"plansız ve denetimsiz" büyümesine müdahale
edılemediği takdirde, hava kirlenmesı de
önlenemeyecek.
Nazım plandan yoksunluk
tstanbul'un nazım planı, Anakent
Belediyesi'nce hâlâ sonuçlandınlamadı.
1980 de onaylanan, ancak 1984te rafa
kaldınlan, yeniden düzenlenmesı ise 1994
baflanna yetiştırilen Nazım Plan. RP"lı yeni
yönetim tarafından bir kez daha "inceletneye"
alındı. "Sağlıklı kentleşmenin ana>asası"
anlamına gelen Nazım Plan hâlâ ortalıkta
olmayınca yeni yapılaşma bölgeleri, bilimsel
esaslara göre değil, "yağma esaslanna göre"
gelişiyor. Böylece kentle birlikte havanın da
kirlenmesi kaçınılmaz oluyor.
Doğalgaz projesi çaresiz
Istanbul'un plansız \e salt "yağmaya
endeksli"büyümesi. doğalgazın
yaygınlaşmasına da engel. Çünkü doğalgaz
şebekesinin döşenebilmesı için, her şeyden
önce o bölgenin bir "planı"gerekiyor. Plan
olmayınca da doğalgazın hangi kentleşme
düzeni içinde yaygınlaşacağı belirsiz kalıyor.
Bu nedenle, %60'ı "kaçak kent" konumunda
olan Istanbul'da, doğalgazın hizmet alanı. en
iyimser tahminle %30'u geçemeyecek.
Çözümü ise bir an önce planlama disiplinıne
kavuşabilmekte...
Ulaşımda en kirli seçenek
lstanbul, dünyada metrosu olmayan tek
"metropol" olarak. en kirli ve en kırletici
ulaşım seceneğine. yani kent içi karayolu
taşımacılığına tutsaİc olmuş durumda. Toplu
ulaşımda yeraltı ve yerüstü raylı sistemlere
geçılemediği ve özellikle deniz olanağı yıne
kent içi ulaşımda kullamlmadığı sürece hava
kirlenmesi de artarak etkisini gösterecektir.
Ülkenın sosyo-ekonomık yapısı, karayolu
taşıtlannın "yenilenmesi'" gıbı bir ütopyaya da
izın vermeyeceğınden, lstanbul halkını "zehir
koridorlan" haline gelen yollardan kurtarmak
ve raylı toplu ulaşımın çekicıliğini bu kente bir
an önce kazandırmak gerekiyor.
Kaçak yapılaşma
Plansız büyüyen Istanbul'un aynı anda kaçak
yapılaşmaya da tutsak olması. hava kirlilığini
kaçınılmaz bir sonuç olarak ortaya çıkanyor.
Bu tür yapılaşma, hem arazi kullanımlannda
hem de doğrudan yapı sistemlerinde bılimi ve
teknıği tümüyle dışladığından kirlenmenin de
temel dayanağını oluşturuyor. Bu nedenle şekli
ve türü ne olursa olsun. kaçak yapılaşmayı
özendtren her af söylemi, Istanbul'un
zehırlenmesıni desteklemek anlamına geliyor...
Merkezi ısıtma ve yalıtım
Bütün bu geneldekı olumsuz koşullara rağmen,
yine de hava kirliliğıne karşı
"derhaTbaşlatılabilecek önlemler yok değil.
Ömeğin. artık her yeni yerleşme projesi için
"merkezi ısıtma" şart koşulmalı. Yine her yeni
binada "BI yalıtım kurallan" titizlikle
denetlenmeli ve buna uymayan inşaatlara
kesinlikle izin verilmemeli.
Doğalgazın yaygınlaştınlmasında ise okul,
hastane. resmi bina, siteler vb. gibi yoğun
kirlilik kaynağı olan yapı gruplanna öncelik
venlmeli...
•Son haftalarda yüksek
hava kirliliği yaşanan
semtlerin ortak özelliği,
şehircilik kurallannın
aykın bir imar düzeni
sergilemeleri. Buna
karşın kaçak yapılara
hâlâ hoşgörüyle bakmak
ise kirliliği
çözümsüzlüğe götürüyor.
OKTAV EKİNCİ
Istanbul'un havası neden kir-
lendi? Hemen her yönden deniz-
lerle çevrili, bol rüzgârlı ve örne-
ğın Boğaziçi gibi eşsiz bir doğal
hava kondoruna sahip böylesi bir
kent, onca engebeli topografya-
sına karşın temiz havasım nasıl
yıtirdı? Bu yaşamsal sorun nasıl
çözülecek ve Istanbullular zehir
solumaktan ne zaman kurtula-
cak
0
..
Son zamanlann en çok tartışı-
lan konusu haline gelen bu soru-
lar, geçen günlerde TV program-
larında da önceliklı başlıklar ara-
sında yer aldı. HBB'deki "Plat-
form" adlı forum programı Is-
tanbul'daki havakirlıliğini tartış-
mak için meslek odalan, sivil ör-
gütlcr ve yetkili kurumlann tem-
silcilenni bir araya getirirken,
atv 'de Ali Kırca'nın yönettiği Si-
yaset Me>danı'nda konunun tar-
tışıldığı cumartesi günü Başba-
kan Tansu Çiller'in Istanbul'da
incelemeler yapıp başta yıne ha-
va kirliliği olmak üzere Istan-
bul'un sorunlanna "el koyduğu-
nu"açıklaması da konunun öne-
mini aynca göstermiş oldu.
Ne var ki Çiller'in bir yandan
bu açıklamayı yaparken. öbür
yandan Sanyer'deki birgecekon-
duyu ziyaret edip "kaçak yapı
içinde'' çaylı, börekli bir sohbe-
te girişmesi, sorunlann yine çö-
Hava kiriiliğinin temel nedeni, hiçbir boş alan bırakılmadan gerçekleştirilen çarpıkyapılaşma.
zümsüz kalacağının belkı de en
açık göstergesiydi. Çünkü, örne-
ğin yine Sanyer gibi, yakın yıl-
lara dek tstanbul'un "mesire
semti" sayılan bu Boğaziçi yer-
leşmesinde bıle hava kirlenmesi-
nin ciddi boyutlara ulaşmasında
Çiller'in o "hoşgörûyie" baktığı
kaçak yapılaşmanın çok onemlı
katkısı vardı. Hatta, denilebilir ki
gecekondulaşma ve yoğun yapı-
laşma, Sanyer'in yeşiliyle birlik-
te sonunda havasım da kirletiver-
mişti...
Bölgeler ve özeüikleri
tstanbul'da son haftalarda ya-
pılan ölçümlerde "en kirlThava-
nın saptandığı bölgeler. bu soru-
nun "gerçeknedeninin" de anla-
şılabilmesi için aslında yeterli
ipuçlannı çoktan veriyor. Emi-
nönü, Fatih, Göztepe, Bakırköy,
Bayrampaşa, Gaziosmanpaşa ve
Zeytinburnu gibi semtler hava
kirliliğinde ön sıralan alırken, yi-
ne bu semtler aynı anda "yoğun
ve çarpık kentleşmenin" de de-
yim yerindeyse "zin'esinde" do-
İaşıyorlar.
Boğaziçi'ndeki kirlenmenin
voğunlaştığı Sanyer ve Beykoz
ise yine hem betonlaşmanın hem
de düzensiz yapılaşmanın işgali
altındalar.
Bu kirli semtler içerisinde
özellikle Emınönü ve Fatih, as-
lında "tarihsel kimlikJeri" göz
önüne alındığında böylesi bir yo-
ğun yapılaşmaya karşı korunma-
Kadıköy BetediyesifleLions 118-Y Çevre Bilinci Komitesi'nin getıçekleştirdiği toplanüya sanatcdar da ilgi gösterirken, befedhe başkanlan 8 aybk yönetimlerinin kirlilikten sorumlu olamayacağmı savundular.
Hava kirliliğinden tüm kent halkı sorumlu'
'Hava Kirliliği Mahkemesi' konulu toplantıda belediye başkanlan sanık sandalyesine oturtulmalannın yanlış oldugunu söyledi.
tstanbul Haber Servisi - Kadıköy Belediyesi ile Lions 118-Y
Çevre Bilinci Komıtesi tarafindan gerçekleştirilen "Hava
Kirliliği Mahkemesi" konulu toplantıda, Istanbul'u yaşanmaz
hale getiren hava kirliliğinden bütün kent halkının sorumlu
olduğu vurgulandı. Kadıköy Belediye Başkanı Selami Oztürk,
temiz bir hava için kent halkının desteğinin şart oldugunu
vurgulayarak, 8 ayhk belediye başkanlanmn hava kirliliği
nedeniyle sanık sandalyesine oturtulmasının yanlış oldugunu
söyledi. Kadıköy Kültür ve Sanat Merkezi'nde dün düzenlenen
toplantının açış konuşmasını yapan Kadıköy Belediye Başkanı
Selami Öztürk, hava kirliliğinin insan hayatiyla eş değerde olan
çok örymli bir sorun oldugunu dile getirdi. Kadıköy'de,
sokağından doğalgaz geçen apartmanlann, kasım ayına kadar
doğalgaz dönüşümlerinin sağlanacağını belirten Öztürk. buna
uymayan apartmanlann kalorifer kazanlannın mühürleneceğini
söyledi. Hava kirliliği sorununun çözüme kavuşabilrnesi için
kent halkının de destek vermesi gerektiğinı belirten Öztürk,
"Aksi takdirde çözüme uiaşmaımz çok zor. Kentiinin, kent
sorunlanna sahip çıkması ve kentUUk bilincinin oluşması gerekir.
Apartman yöneticileri ile kapıcılara bu konuda büyük görevler
düşmektedir" dedı. Zeytinburnu Belediye Başkanı Adil Emecan
ise hava kirliliği ile mücadele etmek ısteyen yerel yönetimlerin
karşısına mevzuat engelinın çıktığını dile getirdi.
Zeytinburnu'nda, havayı kirleten pek çok fabrikanın,
belediyenin yetkisı olmadığı için faaliyetini sürdürdüğünü
belirten Emecan, yerel yönetimlerde yetki karmaşasının
yaşandığını vurguladı.
Bu arada. hava kirlilığini önleme konüsunda belediyelere her
türlü yetkmin verildiğıni savunan
Ersan Şen adlı konuşmacının, Zeytinburnu Belediye Başkanı
Adil Emecan a yasalan bilmediğine ilışkin bir imada bulunması
ortamı gerginleştirdı. Bunun üzerine söz alan Emecan, soruyu
yönelten konuşmacıyı kullandığı tarz nedeniyle eleştirirken,
Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk de "Bu mahkemenin
sanıklan 8 aylık belediye başkanlan değildir. Kullanılan uslup
çok önemlidlr. Burası gerçekten bir mahkeme oldu. Hava
kirliliğinde. betedrveler kadar kentte yaşayan herkesin
sonımluluğu vardir" dedi.
Daha sonra söz alan İTÜ Maden Fakültesi öğretim üyesi Prof.
Dr. Orhan Kural ise Istanbul'un, dünyanın havası en kirli kenti
oldugunu vurguladı. Kirlilik nedeniyle Istanbul'da yaşayan
herkesin ömründen ortalama 2 ile 4 yıl kavbettiğine dikkat
çeken Kural "Ankara'da hava kiriiliğinin önlenmesinde
dipktmatlann önemli bir etkisi oldu. İslanburdaki
konsolosluklardan da kirliliğe dikkat çekmelerini istiyoruz" diye
konuşru. Çevreci sanatçı Ediz Hun da hava kirliliği denilince
akla hemen kömürün geldiğine dikkat çekerek, kömür dışında
birçok kimyasal maddenin çevre kirlenmesinde rol oynadığını
söyledi. Kömürün, Türkiye'nin milli serveti olduğuna dikkat
çeken Hun, kömüre fazla yüklenilmemesini istedi. Toplantıya
katılan Rusya Federasyonu lstanbul Başkonsolosu Vlktor
Dgebuadze de kirliliğin tek tek ülkelerin sorunu olmaktan
çıkarak, uluslararası bir boyut kazandığını dile eerirdi.
(Fotoğratlar: YASEMtN KOYUTÜRK)
Japonya'daki depremin, Türkiye için uyan olması gerektiği belirtildi:
Depremle yaşamayı öğrenmeliyîz
İstanbul Haber Servisi - Japonya'nın ba-
tısını savaş alanına çeviren 7.2 şiddetindeki
deprem, dikkatleri, Japonya ile aynı deprem
kuşağı üzerinde bulunan Türkiye'ye çevir-
di. Inşaat Mühendişleri Odası lstanbul Şube
Başkanı Mustafa Ürgüplü, Türkiye'nin ta-
mamına yakın bölümünün aktif deprem ku-
şağında bulunduğuna dikkat çekti. Ürgüplü,
özelikle lstanbul ve çevresinde 7 ile 7.5 şid-
detinde büyük bir deprem beklendiğini vur-
gulayarak yerel yönetımlere, "Depreme da-
vaıuklı bina tasanmına önem verilmeli" u> a-
nsında bulundu.
Türkiye Mimarlar Mühendisler Odası Bir-
liği lnşaat Mühendisleri Odası lstanbul Şu-
besi'nde düzenlenen toplantıda, Japonya'nm
batısını yerle bireden depreme ilışkin görüş-
lere yer verildi. Toplantıda Türkiye ve lstan-
bul'daki deprem tehlikesi karşısında çeşitli
uyanlarda bulunuldu.
Japon teknolojisinin ve mühendisliğinin
depreme yenik düştüğüne ilışkin çeşitli ba-
sın organîannda çıkan ıddialann gerçekleri
yansırmadığına değinen lnşaat Mühendisle-
ri Odası lstanbul Şube Başkanı Mustafa Ür-
güplü, düzenlediği basın toplantısında şu gö-
rüşlereyerverdi:
"Japonya'da sıkça görülen deprem etkin-
liği, Pasifik Okyanusu'nda yerieşim bölgele-
•Inşaat Mühendisleri Odası
lstanbul Şube Başkanı Mustafa
Ürgüplü, "Depreme dayanıklı
bina tasanmına önem verilmeli"
uyansında bulundu.
rinin >Tizlerce kilometre ötesindeki yer hare-
ketierine bağlı. Oysa bu depremin merkez
üssü yoğun yerieşim ve sanayi bölgelerine da-
ha yakın olduğundan tahripedici etkisi öbür-
lerine göre daha > üksek olmuştur. Bu şiddet-
te bir deprem.Japonya'da u\ gulanan bina ta-
sanm ve vapım teknolojisi ile denetim siste-
mi sayesinde nispeten ucuz atlatılnııştır."
Ürgüplü, Japonya'da üç bini aşkın kişinin
ölümü, yaklaşık 900 kişinin kaybolması, 15
bin kişinin yaralanması ve çok büyük ölçü-
de hasar ile sonuçlanan 7.2 şiddetindeki dep-
remin Türkiye ve özelikle lstanbul için bir
uyan kabul edılmesi gerektiğinı belırtti Ür-
güplü. "Ülkemizi dünyanın başka bir bölge-
sine taşıyamavacağımıza göre alacağımız ön-
lemleıie depremleıie beraber >aşamayı ög-
renmeliyiz" dedi.
Ürgüplü, önümüzdeki yıllarda 7 ile 7.5
şiddetleri arasında büyük bir depremin bek-
lendiğini de belirten Ürgüplü, lstanbul ve
çevresinde yapılann çok küçük bir yüzdesi-
nin depreme dayanıklı yapı özelliği taşıdığı-
nı, hemen hemen tamamına yakınının bili-
mın. mühendisliğin ve yapı sanatının dış-
landığı kaçak yapılardan oluştuğunu vurgu-
layarak .şunlan söyledi:
" Depremleri en az can ve mal kaybı ile at-
latmak olasıdır. Bunun da en önemli kuralı
depreme dayanıklı yapı tasaıiamak, inşa et-
mek ve her iki aşamada da etkin bir denetim
mekanizması kurmaktır. Özellikle yerel yö-
netimlerin depreme dayanıklı yapı tasannu-
na önem vermeleri gerekir."
Türkiye'de deprem riskinin dağılımtnı
gösteren 1967 tarihli Deprem Haritası ile
1974 yılında çıkanlan Deprem Yönetmeli-
ği'nin yenilenmesine yönelik çalışmalann
sürdürüldüğünü,lstanbul ve çevresinin bi-
rinci derecede riskli kuşağa alınacağını kay-
deden Ürgüplü, "Aslında bizim sorunumuz
yönetmelik çıkarmak sorunu değil, v önetme-
likleri uygulamak ve denetlemek sorunu. Bu
konuda gereken duyaruoğın gösterilmesi ge-
rekryor"dedi.
Toplantının bitiminde basın mensuplan-
nın sorulannı yanıtlayan Mustafa Ürgüplü
bir soru üzerine, "Deprem sırasında Ayasof-
ya'da olmak isterdim. Çünkü yüzyıliardır
bütün şiddetli depremlere dayamkblık gös-
termiş" yanıtını verdi. ,' L.E$M6 OYKUSU j . ,
sı gereken bölgeleri kapsıyorlar.
Tarihsel Yanmada adı da verilen
"Suriçj" bölgesinin bu iki ilçe-
sinde, 1964 onaylı bir imar pla-
nıyla yaklaşık 28 yıl süren "yık-
yap-sat" sistemi egemen oldu.
Bölgedeki >Tİzlerce eski ve tari-
hı bina durmadan yıkılıp, yerine
sözde "modern" (!) apartmanlar
inşa edilırken, mahalle aralann-
daki hemen her boş alana da yi-
ne binalar yapıldı. Böylece Istan-
bul'un 2700 yıllık geçmişini, ya-
ni Roma, Bizans ve Osmanlı dö-
nemlerinin anıtsal ve kültürel bi-
rikimini taşıyan bu önemli böl-
gede bir yandan "kentin tarihi"
tahrip edilirken, öbür yandan
hem kentsel görünrü çarpıklaştı
hem de yapı yoğunluğu olağa-
nüstü arttınldı.
Süaşık kent
Benzer şekı Ide 1992 'de yürür-
lüğe giren ve geçen günlerde yar-
gı karanyla durdurulan 1'5000
ölçekli son planda da yine yapı
yoğunluğunun azaltılması sağla-
namadı. Sonuçta tarihi yanma-
da, hemen her metrekaresı bina-
larla doldurulan bir "sıkışık
kent" niteliğiyle hava kirliliğin-
de de Istanbul'un en sorunlu
semtleri arasına girmiş oldu.
Göztepe'ye de aynı gözle ba-
kıldığında, Anadolu yakasının
bu "gözdesemtinin" hava kirlen-
mesiyle tanışmasında yine yo-
ğun ve yüksek yapılaşmanın be-
lirleyici olduğu hemen anlaşıla-
bilir.
Benzer şekilde hava kirlen-
mesindeki diğer şampiyonlardan
Bakırköy'de de hemen her imar
adasında vaktiyle var olan bah-
çeli ev düzeni, yerini hızla apart-
manlaşmaya bırakıyor.
"Sıkışık düzen' kentieşme
Hava kirlenmesinde öncülüğü
üstlenen yeni kentleşme yörele-
rinden Gaziosmanpaşa, Bayram-
paşa ve Zeytinburnu ise bu ortak
özelliklerini yine bir başka "or-
taknitelikleriyle"elde ettiler. Her
üç bölge de yakın yıllara dek as-
lında "gecekondu" semtleriydi-
ler.
1983 ve 1984'teyürürlüğe gi-
ren "imar aflan". salt bu gece-
kondulan yasallaştırmakla kal-
madı, aynı anda "Islah tmar Pla-
nı" denen kentsel cinayet planla-
nyla bu gecekondulann "apart-
manlara dönüşmesini"sağladı.
Bu büyük yağma, belkı on bin-
lerce kaçak yapı sahibini ve yüz-
lerce yapsatçıyı üçer beşer daire
sahibi yaparak zengın etti; ama
bu bölgeler, artık trilyon harcan-
sa zortemizlenecek bir kirlenme
ve çarpık kentleşme baskısı al-
tında yaşıyorlar.
Kirtilik çok yönlü
Istanbul'da hava kirliliğinin en
yoğun yörelerindekı bu kısa göz-
lem bile açıkça göstenyor ki te-
mel sorun "havayı ve kenti birlik-
te kirleten" ve kökeninde hep
"daha fazla rant" beklentisi ya-
tan yoğun imar haklandır.
Bu haklar bir yandan "vatan-
daşın çıkan" adına hesapsız ve
bilim dışı yöntemlerle hemen her
dönemde dağıtılırken. öbür yan-
dan yine aslında aynı vatandaşın
ve tüm kent halkının sağlığını
tehdit edecek sonuçlan yaratıyor.
Jşte, böylesi bir süreçte Başba-
kan'ın Istanbul'a gelip tüm bu
sorunlann "temel nedenleri"ara-
sında ön sırada bulunan kaçak ve
plansız yapılaşmaya "gecekon-
du ziyaretiyle" bir kez daha yeşil
ışık yakması, son zamanlann yi-
ne en talihsiz davranışlanndan
birisini oluşturdu.
Sanyer'deki o gecekonduda
belki gerçekten yoksul vatandaş-
lanmız bannıyor; ama Istanbul'u
artık "yutma" düzeyine ulaşan
kaçak yapılaşma, genelde bann-
ma amacını değil, "yağma"
amacını taşıyor. Bunu gözardı
eden politikalann ise kentin ha-
vasını temizlemek bir yana, ken-
di suçlannı bile temizlemeleri ar-
tık mümkün görünmüyor...