Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 5 EYLUL 1994 PAZARTESI
DIZIYAZI
POLrnKA VE OTESI
MEHMED KEMAL
Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu yöneticisi Dr. Nafis Sadık Cumhurİyet için yazdı
Aileplanlaması,insanhakkıdırGünûmûzde dünya nüfusu, bir yılda, bugüne ka-
dar yaşanan en üst düzeyde artış olan 95 milyonluk
bir büyüme ile 5.7 milyara ulaşmıştır. Bu büyüme-
nin yaklaşık yansı Afrika, Asya ve Latin Ameri-
ka'nın gelişmekte olan ülkelerindedir. Öteki yansı
ise Güney Asya ve Afrika'dadır.
Insan nüfusunun büyümesi, dağılımı, yapısı ve
göçü ile ilgili eğilımler özel bir ilgi konusu olma-
lıdır. Bunlar; yoksulluk, çevresel baskı, erkek ve ka-
dın bireylerin kendi haklannı kullanmadaki yeter-
lilikleri gibi öğelerce etkilenmekte ve bunlan etki-
lemektedirler.
Bu haklardan birisi de aile planlamasıdır. Insan
Haklan Konferansı'nda kabul edilmiş olan '1968
Tahran Bildirisi' şu ilkeyı getırmektedir: "Ana ve
babalar, sahip olacaklan çocuklannın sayısını ve
sıklığını özgüree ve sorumiu olarak beüriemekte te-
me\ bir insan hakkına sahiptirler." Dünya Nüfus
Konferansı'nın kabul ettıği,'Dünya Nüfiıs Eylem
Planı 1974'te. "bütün çiftlerin ve bireylerin, sahip
olacaklan çocuklann savısiiu vesıkbğını beüriemek-
te ve buntı gerçekleştirebilmek için gerekli olan bil-
gi ve araçlara sahip olmakta tenîel bir hakka sahip
oiduğunu" bıldınlıyordu.
' Çiftlerin ve bireylerin kendi soylannı sürdürme
I haklan, 1979 tanhli 'Kadınlara Karşı Her Tûrlü Ay-
ı
nnun Ortadan Kaldınlması Sözleşmesi'nde, 1984
,'tanhli 'Uluslararası Nüfus Konferansı'nın tavsiye-
' lerinde ve kadın on yılı içinde 1985 yılında yapılan
'Dünya Konferansı'nda kabul edilmiş olan 'Nairo-
bi beriye Dönük Srratejileri'nde tekrarlarunıştır.
/Lalkınmakta olan ülkelerde
her yıl yaklaşık yanm milyon
kadın, gebelik nedeniyle
ölmekte ve milyonlarcası da
sonuç olarak hastalanmakta
ya da sakat kalmaktadır.
Milyonlarca kadın, çocuk
düşünneye zorlanmakta ve
birçoklan yasallık taşımayan
güvensiz uygulamalar sonunda
kurban durumuna
gelmektedirler.
Tahran'dan yirmı beş yıl sonra, aile planlaması
hakkı, dünya nüfusunun yalnızca yansı için bir ger-
çekliktir. Dünyada yaşayan en azından 350 milyon
çiftin modern, güvenli ve etkili aile planlaması hiz-
metlerine ulaşma olanağı yokrur. Bu, birey olarak
sahip olduklan haklardan önemli biryoksunluktur.
Bunun ayncâ, en temel insan hakkı olan yaşamak
hakkı da dahil olmak üzere ınsan haklannın birçok
öteki yönleri üzerinde de etkileri vardır.
Kalkınmakta olan ülkelerde her yıl yaklaşık ya-
nm milyon kadın, gebelik nedeniyle ölmekte ve
milyonlarcası da sonuç olarak hastalanmakta ya da
sakat kalmaktadır. Milyonlarca kadın, çocuk dü-
şürmeye zorlanmakta ve birçoklan yasallık taşıma-
yan güvensiz uygulamalar sonunda kurban duru-
muna gelmektedirler.
Annelik nedeniyle ortaya çıkan ölümler bütün
endüstrileşmiş ülkelerde ve aynca birçok öteki ül-
kede herften hemen ortadan kalkmıştır. Annelik ne-
deni ile ölümün, dünyanın öteki köşelerinde rü-
müyle ortadan kaldınlamasa bile önemli derecede
azaltılması için, bugüne değin yapılandan daha faz-
lasının yapılmamış olması, insan haklanna karşı
bir saldındır. Bu, en kolay biçimde yüksek nitelik-
li modern aile planlaması hizmetlerinin kullanılma-
sının genişletilmeşi ile yapılabilir.
Aile planlaması, kadınlann ve onlann çocukla-
nnın yaşamlannı korumakta ve ailenin güvenliği-
nin sağlanmasına yardımcı olmaktadır. Kadınlar
bunu bilmektedir ve onlann bu bilgileri aile plan-
lamasına olan yüksek ve daha da yükselmekte olan
istemlerine yansımaktadır. Eğer kendilerine sunul-
muş olsaydı, şu anda dünya çapında yaklaşık 120
milyon kadın daha, modern gebelikten korunma
yöntemlerini kullanıyor olacaktı. Onlann gebelik-
ten daha iyi korunmaya ivedi gereksinimleri vardır.
Aynca, erkekler için de gebelik önleyicı araçlann
geliştirilmesine gereksinim duyulmaktadır.
Kendi soyunu sürdürme ile ilgili insan hakkı yal-
nız bireysel olarak kullanılabilir. Çocuk sahibi ol-
ma ya da olmama karan yönetimler, topluluklar ve
hatta ailelerce bile alınamaz. Toplum ve toplum öl-
çütleri kendi soyunu sürdürme karannı etkileyebi-
lirse de karann kendısi gene de bireyin hak ve so-
rumluluğu altındadır.
IBütün kültürler doğuma
saygı duymaktadır
Bütün kültürler doğuma, topluma kıymetli bir
katkı olarak değer vererek tam bir saygı duymak-
tadırlar; bu bir övünme sorunudur. Ancak şu anda,
doğurmanın, kadının bir görevi durumuna dönüş-
türüldüğu; çocuk doğurma görevinin ise kadınlann
bu konuda kendi kararlannı verme haklan olmadı-
ğı biçiminde yorumlandığı görülmektedir.
Bu, kültürün, kendi soyunu sürdürmek için bir
baskı aracı olarak kullanılmasıdır. Kültür ve gele-
neklerin bu biçimde tahrif edilmeleri kadından do-
ğurmanın onunınu almakla kalmaz; bu, aynca, ka-
dınlann kendilerinin de insan olduklannı anlama-
lannı ve gelışmeye tam katkılannı vennelerini en-
geller.
Kültürel tartışmalar aynca, kadınlann doğum
yapmaktan korunmalan için kullanılabilir ve bura-
da açıkça bir kez daha belirtiyorum ki böyle dav-
ranmak da insan haklannın bir ihlalidir. Baskı, ah-
laki olarak igrendiricidir. Aynca bu, pratik yönden
etkisizdirde. Toplumun ilgisi en iyi biçimde, kadın
ve erkeklerin kendi seçme haklannı kullanmalan-
na ve aynı zamanda kendi kişisel sorumluluk anla-
yışlannı geliştinnelerine izin verilerek ve bunun
için yüreklendirilerek kullanılabilir. Bireysel se-
çimlerin ve sorumluluklann kabul edilmesi, kişile-
rin ve bir bütün olarak toplumun gelişmesine de kat-
kıda bulunur.
Gelişme sürecinde kadınlar hiçbir şeyi, ne ortak
olarak ne de bundan yararlananlarolarak eşit biçim-
de paylaşmışlardır. Onlar kendi evlerinin içinde şid-
det kurbanlandır, evlerinin dışında ise daha da ze-
delenebilirdurumdadırlar. Ailelerine karşı olan so-
rumluluklan nedeni ile kadınlar savaşın, siyasal
ayaklanmalann ve doğal felaketlerin gerilimini ken-
EsM Defterier...
Dr. Nafıs Sadık, nüfus planlamasının dünya öJceğinde yaygmlaştınlması gerefine dikkaı t,cıvci CK JO* k diyon Tahran'daki konferanstan yirmi beş
yü sonra, aile planlaması hakkı, dünya nüfusunun yalnızcayansı için bir gerçekliktir. Dünyada yaşayan en azından350 milyon çiftin modern,güvenli
ve etkili aile planlaması hizmetlerine ulaşma olanağı yoktur. Bu, birey olarak sahip olduklan haklardan önemli bir yoksunluktur.
Portre
Nüfus konferansının ıııiman
Dr. Nafıs Sadık. Birleşmiş
Milletler Nüfus Fonu'nun
(UNFPA) genel müdürüdür ve
aynı zamanda BM Genel
Sekreter Yardımcısı
konumundadır. tşadamı Azhar
Sadık ile evlidir; üç
çocuklanndan başka iki çocuğu
da evlat edinmişlerdir.
Pakistan vatandaşı olan Dr.
Sadık, Hindistan'da Jaunpur da
doğmuştur. Babası
Mohammad Shoaib, Pakistan
Finans Bakanı ve Dünya
Bankası Başkan Yardımcısı idi.
Dr. Sadık, Kalküta'da Loreto
College'de eğitim görmüş ve
tıp doktoru unvanını da
Karaçi'deki Dow Medical College'de almıştır.
ABD'nin Baltimore Kent Hastanesi, The John
Hopkins Üniversitesi ve Queens University'de,
Kingston'da ve Kanada"nm Ontario kenrinde
olmak üzere çeşitli görevlerde bulundu. 1954-
1963 yıllan arasmda Pakistan Silahlı
Kuvvetleri'nde sivil tıp subayı
olarak görev yaptıktan sonra
hükümet Planlama
Komisyonu, Saglık
Bölümü'nün başkanlığına
atandı. 1966 yılında Pakistan
Merkezi Aile Planlama
Kurulu'nun 'planlama ve
eğitim' yöneticisi oldu.
UNFPA'ya 1971 yılında katıldı
ve 1973 yılında 'program
bönunü şefi' oldu. 1977'den
1987'ye kadar aynı kuruluşun
genel müdür yardımcılığını
yapü.
Dr. Sadık 1979 yılında 'Hugta
Moore Ödühı'nü kazanmıştır
ve bunu kazanan ilk kadındır.
Nüfus ve siyasa konusunda iki kitabı ve çeşitli
yayınlan vardır. Dr. Sadık, 250 milyon dolarlık
bir bütçe ve 800 kişilik kadroyla çahşıyor.
Kahire'de bugün başlayan ve her 10 yılda bir
düzenlenen nüfus ve kalkınma konferansının
mımandır.
Nafis Sadık
3. BİNYIL'A DOĞRU DÜNYA
1994
1 Çin
2 Hindıstan
3 ABD
4 Endonezya
5 Brezılya
6. Rusya
7 Pakistan
8. Japonya
9. Bangladeş
10 Nıjerya
11 Meksıka
12 Almanya
13 Vıetnam
14 Filıpinler
15.Türk)ye
16. Iran
17 Tayland
18. Mısır
19. Ingıltere
20 Fransa
21.ltalya
22. Etiyopya
23. Ukrayna
24 Myanmar
25 G.Kore
26. Zaıre
27 G.Afrıka
28. İspanya
29 Polonya
30 Kolombıya
31. Arjantin
32. Tanzanya
33. Kanada
34. Fas
35 Sudan
36. Cezayır
37 Kenya
38. K Kore
39. Peru
40. Romanya
41Özbekıstan
42. Nepal
43. Venezüella
44. Tayvan
45 Irak
46. Uganda
47 Malezya
Nöftıs
(1000)
1 191 976
911.576
260 750
199.717
155.254
147.820
126.415
125.023
116.602
98 091
91.840
81 175
73.104
68.726
61.799
61.168
59.396
58.873
58.370
57.999
57.150
55.228
51.482
45.454
44.454
42.476
41.155
39.193
38.564
35.578
33 913
29.755
29.112
28.559
28.175
27.895
26.975
23.067
22.914
22.728
22.118
22.050
21.328
21.050
19.890
19.823
19486
48. Suudi Arabıstan 17.999
49. Srı Lanka
50. Afganıstan
17.889
17846
2010
1 Çın
2 Hindıstan
3 ABD
4 Endonezya
5. Pakistan
6 Brezılya
7 Bangladeş
8. Nıjerya
9. Rusya
10. Japonya
11. Meksıka
12 Iran
13. Vıetnam
14 Fılipınler
15. Etiyopya
i&Türidya
17. Mısır
18. Almanya
19. Tayland
20 Zaıre
21 Ingıltere
22. Myanmar
23. Fransa
24. G.Afrıka
25 Italya
26 Ukrayna
27 G.Kore
28 Tazmanya
29. Kolombıya
30. Kenya
31. Sudan
32. Polonya
33 İspanya
34 Arjarrtın
35. Cezayır
36 Fas
37. Afganistan
38. Irak
39 Kanada
40 Nepal
41 Uganda
NÜFUSUNUN GELİŞİMİ
Nûfus
(1000)
1 376.092
1 163 250
300 431
250.330
191708
179 708
164 821
161.969
145.183
130.397
118.455
100.381
91.729
89 337
89 047
81.323
80.688
78197
68 836
68.588
60 986
59 214
58 766
58 446
58 085
49.736
49 683
48 371
44.504
44.387
43.045
41.332
40 682
39.947
38186
38.112
34.724
34.545
33 410
32.258
30.690
42. Suudı Arabıstan 30.494
43 özbekıstan
44 Peru
45 K Kore
46. Venezüella
47. Gana
48. Malezya
49 Mozambik
50. Surıye
29.880
29 533
28.491
28.428
26594
26.589
25.406
24.174
2025
I.Çin
2. Hindıstan
3. ABD
4 Endonezya
5. Pakistan
6. Nijerya
7. Bangladeş
8. Brezılya
9. Iran
10 Rusya
11 Meksıka
12. Etiyopya
13. Japonya
14.Vietnam
15 Filipınler
16 Zaire
17.TürUy«
18. Mısır
19. Tayland
20. Tanzanya
21 G Afrika
22. Almanya
23. Myanmar
24. Kenya
25. Ingıltere
26. Sudan .
27.Fransa
28. Italya
29. Irak
30. Kolombıya
31 G.Kore
Nütus
(1000)
1.504 280
1.376.075
338.338
288.526
275.645
246.030
211 268
199.890
152.203
142.065
137 483
133.223
125.806
107 225
105.147
104 530
98.180
97.891
74.536
74.172
73.211
73.201
71.669
63.826
62.147
60.602
58.664
56.105
52.615
51.260
50.811
32. Suudı Arabıstan 49.064
33. Afganıstan
34. Ukrayna
35. Cezayır
36. Fas
37 Uganda
38. Arjantin
39 Nepal
40 Polonya
41. İspanya
42. Gana
43. Cote D'lvoirt
44 özbekıstan
45. Surıye
46. Kanada
47. Mozambik
48 Peru
49 Yemen
50. Venezüella
48.956
47 970
46.780
46.297
45.933
44 599
43 362
42.733
39.836
37.988
3 37.942
37 200
36 498
36 413
36.290
34 962
34.844
34 323
di paylanna düşenden çok daha fazla taşırlar. Sığın-
macılann çoğunluğu kadınlardan oluşmaktadır ve
Yugoslavya'nın parçalanmasında da görmüş oldu-
ğumuz gibi, yalnızca kendi üretken rolleri sebebi
ile planlı şiddete maruz kalabilmektedirler.
'Birinti Dünya Kadın Konferansı'ndan yaklaşık
20 yıl sonra biz hala cinsler arası eşitliğin gerekli-
lığini tartışıyoruz. Bu arada, kadınlann gereksinim-
lerine olan heveslılikten çok, haklanna yönelik olan
ve daha çok konuşmalar biçiminde gerçekleştınlen
mücadeleler verilmiştir.
Onlann sağlığı, onlann eğitimi, onlann refahı
her zaman ikinci planda kalmıştır. Artık bir deği-
şiklik yapmanın zamanıdır. Bu değişiklik evde baş-
lamahdır, doğum zamanında ve hatta doğumdan
önce başlamalıdır. Bazı kültürler kızlara karşı sis-
tematik bir aynm uygulamaktadırlar. Doğum anın-
dan başlayarak kızlar erkeklerden daha az değerli
olarak kabul edilmekte ve bu onlann çocuklanna
ve birer yetişkin olarak yaşamlanna da yansımak-
tadır. Yıyeceğe, sağlığa ve eğitime çok daha az
oranda erişmektedirler. Belli bir konumdan yoksun
olmalan, onlan ergenliklerine kadar izler ve onla-
nn yaşamlannı da ve onlann çocuklannın yaşam-
lannı da kırletır. Aynm artık kesinlikle durdurulma-
lıdır. Cinsiyetler arası eşıtlik, insan haklannın teme-
lidir.
Bu yıl 'Uluslararası Aile Yüı'dır. Bunu fırsat bi-
lerek ailenin bütün üyelennin ve özellikle çocuk-
lann insan haklannın altını çızmek istiyorum. Ço-
cuklar genellikle basitçe, evın ekonomik açıdan de-
ğerli mallan ve ana babanın yaşlılık günlerinde bir
güvence kaynagı olarak görülmektedirler. Ulusla-
rarası Çalışma Orgütü (1LO) ve öteki gruplarca ya-
pılan son araştırmalar, çocuklann sömürülmelen
hakkında alarm vermekte olan eğilimler ortaya çı-
karmışlardır. Çocuklann da -ilki kendileri olmala-
n nedeniyle istenmeleri olan ve kendilerinden bek-
lenmeyen- haklan ve gereksinimleri vardır.
Bu yıl aynca, Kahire'de 5-13 Eylül 1994 tarihle-
ri arasında yapılacak olan 'Nüfus ve Gefişme İçin
Uluslararası Konferans' (JCPD) yılıdır. Bu konfe-
ransın genel konulan; 'nüfus1
, 'sürekli ekonomik
büyüme1
ve 'sürekli gelişme'dir.
Cjelişme sürecinde kadınlar
hiçbir şeyi, ne ortak olarak ne de
bundan yararlananlar olarak eşit
biçimde paylaşmışlardır. Onlar
kendi evlerinin içinde şiddet
kurbanlandır, evlerinin dışında
ise daha da zedelenebilir
durumdadırlar. Artık bir
değişiklik yapmanın zamanıdır.
Bu değişiklik evde başlamalıdır.
Hazırlık çalışmalannın en dikkat çekici özellik-
lerinden biri, hükümet dışı kuruluşlann, özellikle
kadın kuruluşlannın ve gelişmekte olan ülkelerden
hükümet dışı kuruluşlann geniş katılımlanydı. Yer-
li insanlan temsil eden kuruluşlardan kadın ve er-
keklerin kapsamlı katılımlanndan özellikle çok
memnun oldum. 4-22 nisan tarihleri arasında 'kon-
ferans hazırlık komitesi'nin üçüncü toplantısı yapıl-
dı. Bu toplantı, konferans sekreterliğince hazırlan-
mış olan 'Konferans Eyiem Tasan Programı'm göz-
den geçirerek tartıştı.
Tasan halindeki belgede, nüfus ile ilgili siyasa-
lar ve programlann tartışılması, düzenlenmesi, yü-
rütülmesi ve gelıştinlmesine olan katılımlann güç-
lendirilmesi yolu ile bütün resmi ve hükümet dışı
kuruluşlar arasında her düzeydeki ortaklıklann ge-
liştirilmesi; H1V enfeksiyonuna yol açan vırüsün
yayılmasının engellenmesi için gösterilen çabala-
nn güçlendirilmesi ve yerel topluluklara toplumsal
ve kültürel açıdan uygun gördükleri nüfus ve geliş-
me ile ilgili hizmetlere erişmelerini güvence altına
almak gibi birtakım başlıklar vardır.
Tasan durumundaki belgeye son biçimini ver-
mek için yapılan tartışmalann yanında, bu son ha-
zırlık toplantısıyla, hükümet dışı kuruluşlara güven
verilmesi ile ilgili istemler incelendi. Konferansın
usulü ile ilgili kurallarsaptandı, bölgesel ve altböl-
gesel konferanslann sentez raporlan incelendi.
Kısa bir süre önce yazmış olduğu bir yazısında
Genel Sekreter Butros GaK:
"Çağdaş insan haklan sistemimiz. tarihten ve kül-
türden gelen insana değer verme istemierinin bir mi-
rasıdır. Bu, dünyanın büyük felsefelerinin, dinlcri-
nin ve kültüıierinin sürekli öğelerini gösterir. Bugün
bu, bütün halklann, üzerinde yaşamakta olduklan
dünyanın bicimlendirilmesi \e paylaşılmasına katıl-
malannı olanaklı kılarken, modern bilim ve ileri
teknolojiler üzerindeyapdanmaktadır" demektcdır.
21. yüzyılın gelişme gündemi, bütün kadın ve er-
keklere kendi doğalannda bulunan degerin verilme-
sini onaylayacak ve onlann temel insan haklannı
kullanmalan fırsatını kendilerine verecektir. Bu
gündemde nüfusun ise özel ve önemli bir yeri var-
dır.
Amacımız, her düzeyde, olası en geniş seçim öz-
gürlüğünü kurmak olmalıdır ve bu seçım sorumiu
olarak, güvenlikle uygulanmalıdır. Haydi, özgür-
lüğü ve onunla bırlikte gelecek olan sorumluluğu
kabul etmek için hazırlanalım...
Yarın: Nobel Ekonomi Ödülü sahibi
Prof. Gary S. Becker
Savcıların, yargıçların, avukatların gün ışığına çıkma-
mış nice olayları vardır. Yazıldığmda ilginçtir, ilgiyle
okunur. Bunlardan biri Faruk Erem üstadımızın, biri de
Çetin Yetkin dostumuzundur. Faruk Erem'in "Bir Ceza
Avukatı'nın Anıları" sadece bir anı olarak kalmamış, ti-
yatrosu, sineması da yapılmıştır. TV'de de sırası geldi-
ğinde sık sık gösterilmiştir.
Şimdi elimde Çetin Yetkin'in "Bir Savcının Not Def-
teri'ndenl var. Çetin Yetkin'i hukuku bitirip, doktorasını
yapıp Ankara Adliyesi'ne atandığı yıldan beri tanırım.
Siyasetin sanata karşı oluşu üstüne bir kitap hazırlıyor-
du. Daha işin ilk adımında başını derde sokacak kapıları
çalıyordu. Dert yoksa o derdi icat ediyordu. Böyle işler-
den kişinin başı nasıl ağrır, bir hukuk adamı olarak kendi
daha iyi bilir. Bilirdi de idealizmi ağır basıyordu. Kitap il-
gi topladı, birkaç basım yaptı.
Çetin Yetkin, savcılıktan üniversiteye, gazetecilikten
yazarlığa (araştırmacı) atlamayı bildi, birçok meslek de-
ğiştirdi.
Çetin Yetkin, büyük gazetelerde çalıştı. Yazıları okun-
du. Belalı bir yazar oldu, diyorum. Doğrudur. Bela bir
yere gizlenmişse, o delikten çıkar, gelir, onu bulur. Hatta
bir kezinde ölüm, Yeniköy'deki dağ evinde, bir kapı eksi-
ğiyle gelip, onu bulmuştu. Bir kapı arayla ölümden zor
kurtuldu. Ölüm çok değil, bir kapı yanılmıştı.
Başkalarından işittiğime göre Yeniköy'deki babaevi-
ne pusu kurmuşlar, beklemişler, tam kapıdan çıkarken
ateşlemişler, çıkan kurşun Çetin'i değil, ona çok benze-
yen komşusunu bulmuştu. Komşu gitmiş, Çetin kurtul-
muştu.
"BirSavcının NotDefteri'nden"\ bir anılarzinciri değil,
yaşanmışolaylardı. Bunların içindenseçmeler yapılabi-
lir. Bunlar cumhuriyet savcılığı yaparken başından ge-
çenlerdir. 12 Mart döneminde fuhuş yaparken kapatılan
oteller; sorumiu makamlardan gelen buyruklarla bu
otellerin açılması; 12 Eylül döneminde siyasal polisin
yaşı küçük ktzları satması, hep fuhuş üzerine alınıp veri-
len buyruklar...
Çetin, yalnız yakındakileri anlatmıyor, uzak olaylara
da ışık tutuyor. Bir de gizli kalmış, birçok yakın ve uzak
dostun karıştığı olaylar da var. Bunların üstünden geç-
mişin silindiri geçmiştir.
Benim de karıştığım bir olay var. Istanbul'daki 1 Mayıs
duruşmasında savcı Çetin Yetkin'dir. Duruşmadasoruş-
turmanın genişletilmesini istiyor. Böylece davanın kap-
samı anlaşılacaktır. Çetin'i bu istek üzerine, hemen
pasif bir göreve alıyorlar. Çetin, durumu anlayınca istifa
ediyor.
Derken hükümet değişiyor. Başbakanlığa Ecevlt,
Adalet Bakanlığına Mehmet Can geliyor. Bu yeni geliş-
me karşısında savcılığa dönmek istiyor. Çetin, bana gel-
di, Mehmet Can'la görüşmek, savcılığa dönmek istedi.
Amacı 1 Mayıs olaylarını canlandırmaktı. Çetin'le kalktık
Ankara'ya gittik. Elinde 1 Mayıs olaylarını canlandıracak
bir dosya vardı. Bu dosyadan birer suret de Turgut Ka-
zan, Metin Şekercloğlu ve bende varmış (geçmiş gün
unuttum).
Bu olayı Çetin deşmek isterken şu yanıtı alıyor: "Konu
üstüne gidilmeyecek, geçmişin kulleri kanştırılmaya-
cak, olaylar adliyenin değil, polisin malı olmuştur."
Kitapta böyle birçok olay var. Hepsi de geçmişin malı
olmuştur. Çetin de zaten bu olayları geçmişi deşmek
için değil, bir hoş sada olsun diye yazıyor. Bırakın 70'li
yıllan, şuradaki üç beş yıllık olayları bile dürülmüş def-
terier saymıyor muyuz? Bu da dürülen defterlerden biri
olsun!..
BULMACA
1 2 3 4 5 6 7 8SOLDAN SAĞA:
1/ Tath su kefali. 2/ Ko-
runmak için birine ya da
bir yere bırakı'an eşya...
Tavlada bir sayı. 3/ Af-
rika'da bir ırmak... Mu-
habbet tellalı. 4/ Bir
akademik unvarun kısa
yazılışı... Bir hayvan...
Büyük erkek kardeş. 5/
Korkmak, ürkmek...
Hayvanlara vurulan
damga. 6/ Yoksullara yi-
yecek dağıtan hayır kuru-
mu. 7/ Türk müziğinde
"usul" anlamında kullanılan söz-
cük... Aruz ölçüsünde, kısa okun-
ması gereken bir heceyi uzatma. 8/
Faruk Nafiz Çamlıbel'in üç perde-
lik manzum oyunu. 9/ Yeni doğur-
muş memelilerin ilk sütü... Ayın ve
kimi yıdızlann dolayındaki ışık
çevresi.
VT.TCARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Tahta kıhçlarla yapılan Japon
dövüş sporu... Üstü kapalı olarak
anlatma. 2/ Yalıcapkını da denilen
ve su kıyılannda yaşayan bir kuş. 3/ Renkli televizyon sistemle-
rinden biri... Küçük çocuklan korkutmak için uydurulmuş ya-
ratık. 4/ Genişlik... Gözleri görmeyen... Ender, seyrek. 5/ Tüy-
süz şeftali. 6/ Derebeylik Japonyası'nda en aşağı sırufı oluştu-
ran halk... Erzincan'ın bir ilçesi. 7/ Bir bağlaç... Fide yetiştir-
mek için aynlmış toprak bölümü. 8/ Süsü ve gösterişi olrna-
yan... Samit de denilen ve sözsüz oynanan köy seyirlik
oyunlannın genel adı. 9/ "Hile. tuzak" anlamında argo sözcük.
ÎLAN
T.C.
LÜLEBURGAZ SULH HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
Dosya No: 1992,1208
Davaa Mustafa Şinn tarafından davalılar Kazım Şirin vs. aley-
hine açılan taksim ve izalei şüyu davasının yapılan açık duruşması
sonunda dava konusu Lüleburgaz Turgutbey Köyü hudutlan dahi-
lınde tapu sicilinde 420.421.422 parsellerin ortaklığının saüş suretiyle
gidenlmesine karar venlmiş. karar davalılar Gülay Hari, Nuray Hari
ve Meral Han'nin gösterilen adreslerine tebliğ edilememiş, zabıtaca
yapılan araştırmada da adresleri tespit edilememiş olduğundan veri-
len satış karannın Uanen tebliğine karar venlmiş olup. dava konusu
taşınmazlar icin verilen satış karan davablara Uanen tebliğ olunur.
8.8.1994
Basın: 50651
Y A Y I N H A K K I C u m h U h y e t ' E A İ T T İ R . İ Z İ N S İ Z Y A Y I N L A N A M A Z
ILAN
T.C.
PINARBAŞIASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ
EsasNo: 1994/43
Karar No: 1994 141
Davacı Cihan Tuncay vekili Av. Fuat Şıklaroğlu tarafından davalı
Hatice Tuncay (Faüh Mahallesi Gebı Cad. No 126 3 adresi gösteril-
mek suretiyle) açılan boşanma davasında dava dilekçesi mutad vası-
talarla tebliğ edilememiş ve gazete ilamı ile tebliği yapılnuş bu kez
yapılan yargılamada mahkememizin 1994 43esas 1994/141 karar sa-
vilı ilamı 30.6.1994 tarihinde karara cıkmış olup, Jstanbul Üsküdar
Selimiye Mahallesi 038 18 cilt 97 sayfa 1596 kütükte evliUkleri kayıüı
taraflann boşanmalanna karar venlmiş olup, belirtılen bu karann
yayın lanhinden itibaren 15 gün içinde temyız edilmediği takdırde
kcsinleşeceğinin karar tebliği yenne kaim olmak üzere ilan olunur
19.8.1994
Basın: 50645