27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25 EYLÜL1994 PAZAR- 8 PAZAR KONUKLARI MGKmn göigesindekidüşüncesuçuayıbıSUNUŞ: 21. yüzyılagirerken hala "fıkir suçu ayıbını''üzerinden atamayan Türkiye için Adalet Bakanlığı 'nın 3 eylülde oluşturduğu Düşünceye Özgürlük Komisyonu 'nunyaratîığı umut ışığının üzerinegölgedüştü. Komisyonun ilk toplantısına çağrılan Barolar BirliğiBaşkanı ile tüm Türkiye baro başkanlan, Basın Konseyi vegazeteciler cemiyeti temsilcileri, üniversite öğretim üyeleri veyargıçlar arasından 30 kişilik komisyon oluşturuldu. Terörle Mücadele Yasası ve diişünce suçları konusunda çalışmalar yapacak olan komisyondan bir hafîa sonra iki istifa oldu. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza Hukuku ve Ceza UsulHukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Çetin Özek ile İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim üyesi Prof. Bülent Tanör ayrıldıklarmıaçıkladılar. Âyrıca, Avrupa Topluluğuileilişkilerdebir "göz boyama" boyutundan ilerigidilemeyeceğini ajrılmagerekçelerinde dilegetirdiler. Tanör ve Özek, komisyonun, düşünceye özgürlük değil, düşünceyesınır arayışmda olduğunu vurgulayarak şu açıklamayıyaptılar: "Milli Güvenlik Kurulu isteğiyle düşünce özgürlüğü sağlanamaz. Biz, Terörle Mücadele Yasası nın ( TM Y) tamamen kaldırılmasındanyanayız. Ancak, sınır arayışıgündeme geliyor. Düşüncenin sınırı olmadığıgörüşündeyiz. MGK'den gelen bir izinle de çalışamayız. MGK izin vermedikçe buyasa kaldırılamaz. Bize, 'Düşünce özgürlüğünün sınırı ne olsun'diyesormak, çalışmaları baştan itibaren kısıtlamaktır." Tanör ve Özek ile komisyonun çalışmaları, düşünme ve düşünceyiaçıklama özgürlüğü konusunu görüştük. Anayasa değişmedikçe Türkiye 'dekidemokrasi ve özgürlük sorununun çözülemeyeceğikonusunda hemfikir olan Tanör ve Özek, siyasipartileringerçekte 12 Eylülanlayışını devam ettiren anayasa ve yasalardan memnun olduklarını anlattılar. Söyleşi Deniz Teztel Konuklar Prof. Çetin Özek Ceza Hukuku ve Ceza Usul Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Bülent Tanör Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Sayın özek, Adalet Bakanhğı'nuı ohışturduğu Düşünceye öz- gürlük Konüsyonu'ndan neden aynUhmz? OZEK: Evet. Demokratikleşme, demokratik yöntemle olur. Yani askeri yöntemle demokratikleşme olmaz. Onun için bu- nun bir demokratikleşmeye yol açmayacagını düşünüyorum. Bana kalırsa yurtdışına şirin gözükmek için bu yola başvuru- yorlar. önümüzdeki günlerde Avrupa Topluluğu'nun toplantı- sı var. Onun telaşını yaşıyorlar. Ancak, düşünce özgürlüğünün sının saptanmaz. Çünkü düşünce özgürlüğü sınırsızdır. Düşün- ce özgürlüğü ile düşünce açıklama özgürlüğünü birbirinden ayırmak olmaz. - Şimdi diişünce özgürlüğü dediğimizde tabii ki düşünceyi açıkla- ma özgürlüğü, ifade özgürlüğü demek oluyor. ÖZEK: Tabii. Bızım 1982 Anayasası'nda yapılan şaklabanlık. Anayasa 'Herkes istediği gibi düşünür' diyor. Kafanın ıçinde- kini kim anlar ki... Düşüncenin açıklanması özgürlüktür. Yani beynin elektrik düğmesi yok ki, 'düşünme' diye kapat. Demek ki önemü olan, düşüncenin açıklanmasıdır. Onun için de basın yoluyla açıklama, konuşarak açıklama, propaganda fılan diyo- ruz. Bu bakımdan açıklamada özgürlüğün sının saptanmaz. - Kişinin hareketinin, düşünce açıklamak kategorisinden çtkıp, suç kategorisine girmesini nasıl betirleyeceğiz? ÖZEK: Açıklanan düşüncenin ıçeriği ne olursa olsun, örneğin insanın kızı öpme konusundaki düşüncesi de özgürlüktür. Hat- ta bazılan beni eleştirir, ama suça itelememek koşuluyla şiddet doktnnlennin açıklanması da düşünce özgürlüğüdür. Yani teo- rik olarak 'Bu, şiddetle yapılır" diye bir teori oluştu- rulduğunda bu da düşünce- dir. - Komisyonda düşünceye öz- gürlük konusunda ne yapıb- yordu? ÖZEK: Şimdi bu komisyon- da hep 'Sının nereden ko- yalım' denildi O günlerde Tansu Hanım da konuştu. 'Biz özgürlükten yanayız. Şuna anayasa izin vermedi. Ulkemize zarar verecek fikir- lere de izin vermeyiz' dedi. Çağdaş anlamda gerçek bir düşünce özgürlüğü konusun- da samimı bir çalışma oldu- ğunu düşünmüyorum. Bir değişiklik yapılacaksa da bu- nun çağdaş anlamda, bilim- sel anlamda kişinin düşünce- sini açıklamasını, gerçek anlamda düşünce özgürlüğü- nü sağlayacak bir metin çı- kacağını zannetmiyorum. Bu bakımdan, ben de askere hiz- met etmek istemiyorum de- dim. Onlann isteğine göre çalışmak istemiyorum de- dim. - Herhalde düşünceye özgür- lüğü kolay kolay Türkiye'ye getiremeyeceğiz? ÖZEK: Bugün ülkemizin yö- netiminde söz sahibi ve karar sahibi olanlar gerçek anlam- da özgürlükçü değıller. Bakı- yorsunuz hepsi özgürlükçü. Özgürlükçü olmayan yok. Hepsi özgürlükçü ama hepsi, 'Bir yerde şu kadarma izin veririz, bu kadanna izin vermeyiz' an- layışındalar. - Şizce ne yapüması Iazım? ÖZEK: Bir düşüncenin açıklamasını suç saymak ne demektir? İzin verilmeyen düşünce alanlan yaratmak demektir. Yani ille- gal düşünce alanlan yaratmak demektir. Ona paralel olarak il- legal siyasi faaliyet alanlan yaratmak demektir. İşte 12 Eylül'de sol böyle tahrip edildi. yasak yasak denilerek. Şimdi kim, hangi yetkiyle benim nasıl düşüneceğimi saptayacak? Ama bu bizde hep bir yerde çok kabul gören bir sistem. Televizyon yasası çık- tı, benim neleri öğreneceğimi oradaki 9 kişi saptıyor. Şunlar ya- sak diyor. Muzır yasası da Türk halkının neyi okuyup neyi oku- mayacağını belirÛyor. Olağanüstü durum öyle, MGK'nin Te- rörle Mücadele Yasası böyle. Birileri hep Türk insanı adma neyi bilmesinin, herhalde ahlakımız bozulmasın, uslu çocuklar olalım fılan diye düşünüyorlar. - Sonuçta izin verilen ve verilmeyen düşünceler çıkıyor ortaya. ÖZEK: Evet, devamlı izin verilen alanlar, izin verilmeyen alan- lar var. Halbuki demokrasi, çoğulculuk. Her görüş olacak, halk da onda uzlaşacak. Tabii 12 EylüTün etkisi sürüyor. Herkes 12 Eylül'e karşı, ama kimse getirdiklerini değiştirmeye yanaşmı- yor. SHP'si de MHP'si de hiçbirisi gönüllü değil. Anayasa orta- da. Demek ki yöneticiler memnun. TCY'nin (Türk Ceza Yasa- sı) 141, 142 ve 163'üncü maddelerini kaldırdık diyorlar, ama düşünceyi cezalandınyorlar. Ve bu maddelerden daha beter olan maddeleri TMY'de (Terörle Mücadele Yasası) 6, 7 ve 8. maddelerde getirdiler. - Yasa, terörün tantmtnt dayapıyor? ÖZEK: Dünyada olmayan bir tanım. Terörün tanımı hiç yapıl- maz. Sadece terör eylemleri belirlenir. Tedhışçıliği Men Sözleş- mesi'nde böyle tanımlanır. Bizdeki yasa, iki kişinin anlaşmasını terör eylemi sayıyor. Aslında terör eylemi şiddettir. Efendim. 'Güneydoğu sorununun çözümü, ancak resmi görüşle olur, başka türlü olmaz' görüşünü benimseyerek ceza verebiürsiniz, ama o zaman da düşünceyi cezalandınrsınız. Yasadaki amaç, 'Benim izin vermediğim düşünceyi savunamazsın' anlayışı. Onun için bu- Bizim 1982 Anayasası'nda yapılan şaklabanlık. Anayasa 'Herkes istediği gibi düşünür' diyor. Kafanın içindekini kim anlar ki... Düşüncenin açıklanması özgürlüktür. Yani beynin elektrik düğmesi yok ki, 'düşünme' diye kapat.^ nun kalkması lazımdır. TMY'deki terör örgütü tanımını dünya kabul etmiyor. Aynca terör suçunun ne olduğu, bizim de katıldığımız tedhişçiliğin ön- lenmesine yönelik sözleşmede bellidir. Diyelim ki bir silahlı çete üyesi bomba atmış. Biz yurtdışından bombayı kim atmışsa onu istememiz gerekirken çetenin tüm üyelerini istiyoruz. O zaman da iade edilmiyor. Yalçın Küçük'ün terörist diye iadesi isteni- yor. Tabii, bizi dünyaya güldürüyorlar. Yalçın Küçük yazı yaz- mış, isterse terörü savunsun, ama terör yapmamış, bomba at- mamış bir şey yapmamış. - Doğan Güreş'in etnekti olduktan sonra 'Demokrasinin normal suuruun biraz soluna kaydığı' görüşünü nasıl değerUmSriyorsu- nuz? ÖZEK: Güldürme ya. Cevap venlecek cıddi laflar değil. Doğan Paşa, herhalde Tansu Hanım'la beraber uyguladığı eski görü- şünü sıvilükte de uygulatmak istiyor. Yahut da bu konuda hiç- bir şey bılmiyor. Onun kafasındaki demokrasi belki geniş, ama dünyadaki ve bilimsel anlamdaki demokrasiyle alakası yok. - Bir de devlet ve birey iHskisi var? ÖZEK: Devlet, metafızik bir kavram olarak anlaşılıyor. Elin- den tutuyor musun devleti? Tutmuyorsun. Çünkü devlet biziz. Devletle bırey arasında çıkar çelişkisi varmış gibi geliyor. Ve devleti korumak için düşünceyi yasaklıyor 82 Anayasası. Dev- leti bireye karşı koruyor. Bu anlayış, yani yasaklama, devletle bıreyi birbirinden aynymış gibi gösteriyor. Dolayısıyla bu ana- yasaya hakim olan 'Bizdevletçiyiz, devleti konıvacağız' görüşü. açıklanan düşünceyi ceza- landınyor. Oysa, dünyadaki anlayış devletle bireyin ayn olmadığını ortaya koyuyor. Yani devlet, esasında bireyle- rin hizmetinde olan bir teşki- lattır. Bu bakımdan bugün deviete karşı işlendiği ileri sü- rülen suçlar, asbnda bireye karşı işlenmiş suçtur. Onun için tek korunacak hukuksal değer bireydir, bireyin hak- landır ve bu da evrenseldir. Bu nedenle, Avrupa Konse- yi'nden veya insan haklan- ndan gelinip bizdeki bir olayın incelenmesi içişlerine müdahale değildir, evrensel- dir. - Deviete karşı işlenen suçlar ne olacak? ÖZEK: Bugün deviete karşı suçlar, insanlann, bireylerin demokratik düzende yaşama hakkına karşı suç sayılır. Yani artık devlet demokrat olmaz, bireyin yaşamı de- mokrat olur. Artık dünyada insanlar iki konuda anlaşı- yorlar. Biri, sadece bir kişi bile benimsemiş olsa o görüş muteberdir ve en aykın görüş dahi siyaşal katılımda tercihe sunulur. İkinci konu ise bilgi- lenmek, görüşlerin açıklan- ması ve siyasal yapı konusun- daki uzlaşmanın hukuka uy- gun olarak değişebilirliğidir. Hukuka uygun olduğu tak- dirde sistem, o sistemin ön- gördüğü kurallar içinde tam zıddına. dönüşebilir. Bu suç değildir. Suç olan nedir? Ben, 'Hayır bu uzlaşmayı tammıyonım, silahla bunu değiştireceğim' diyerek eyleme döndüğünde o suçtur. Bugün dünya bunlan ko- nuşuyor, bizde ise hala resmi görüş var, izin verilen görüşler var. Dünyada insanlar, 'Özgürhîğü yok etmek özgürliiğü yokrur. Özgürlüğü yok etmek özgürlüğü eylemdir' diyorlar. • - Milli Güvenlik Kurulu'nu (MGK) gerekçegöstererek aynhbğt- nız Düşünceye özgürlük Konüsyonu'nun işlevine olacak sizce? TANÖR: Evet. MGK nedeniyle aynldım. Bu komisyona biralt komisyon seçtiler. Ve basından izlediğim kadanyla da çalışma- lan TMY'nin (Terörle Mücadele Yasası) 8. maddesine indirge- mişler. Ben böyle bir çalışmaya devam etseydim bir orta kap- samlı. bir de dar kapsamlı iki paket vardı aklımda. Dar kap- samlı olanı TM Y 8. maddesıyle ilgilıydi. Acilen düşünce suçla- nyla ilgilenirdim. Orta kapsamlı paket iso TMY 6., 7. maddeler TCY'nın (Türk Ceza Yasası) 158, 159, 155 ve özellikle Iıalkı birbiri aleyhine kin ve atalete teşvik' suçunu kapsayan,312. mad- desiyle ilgilıydi. Münir Ceylan gibi Terörle Mücadele Yasası'yla mahkum edemediklenni 312 maddeye dayanarak mahkum ediyorlar. Eğer amaçlan gerçekten düşünce suçunu ortadan kaldırmaksa, orta kapsamlı olarak adlandırdığım çahşmayı yapmalan gerekir. Yoksa sadece TMY 8. maddesinin kaldınl- ması derde deva değil. Ama öyle anlaşıhyor ki, hükümet çevre- len düşünce özgürlüğünün derdine deva olmak amacında değil. Onlann derdi 'Yurtdtşmda yüzümüz ktzanyor' diye kısa vadede bir şey yapmak. Yani bızimkıler biraz telaşa kapılmışlar, vitrin düzenlemesi yapmak ıhtiyacını duymuşlar. - Devlet Bakam Esat Kırathoğlu, düşünce özgürlüğü ile Ugiügö- rüşlerini açıklarken 'Sokaktan geçen bir katbnı güzel diye öpe- mezsiniz' dedi. Bu konuda ne düşünûyorsunuz? TANÖR: Bir bakan. düşünceyi ve düşünceyi açıklama özgürlü- ğünü bir kadına saldınyla özdeşleştiriyor. Cumhuriyet hükü- metleri adına tam bir yüzka- rası. Bir bakan, düşünceyi açıklama özgürlüğünü bir kadına tecavüzle sarkınülıkla eş anlamb sayıyor. Korkunç bir zihniyet. - t\edir düşünce özgürhîğü? TANÖR: Bakan olsun, bir sürü hukukçu olsun hep yanlış anladılar düşünce öz- gürlüğünü. Düşünme özgür- lüğü olarak algıladılar. Dü- şünme serbesttir, sınırsızdır. Düşün. düşüne bildiğin ka- dar. Hindisel bir özgürlük adeta. Ancak 'Açıklama ey- lemdir, smırlanabilir" dediler. Yani propagandaya yasak konabilir, bazı fıkirlere yasak konabilir. Hep böyle anladı- lar düşünce özgürlüğünü. Maalesef Anayasa Mahke- mesi de bunu bu şekilde anla- mıştır. Oysa düşünce özgür- lüğünün bugünkü anlamı açı- klama özgürlüğüdür. ifade özgürlüğüdür. - Yani düşünce özgürlüğü eşit- tir açıklama özgürlüğü... TANÖR: E\et. Açıklama öz- gürlüğüdür, propaganda öz- gürlüğüdür. Asıl önemlisi bu- dur. Bırisi bana sorduğu za- man 'Benim düşüncem şudur' demenin fazla bir anlamı yok. ama düşüncemi sağa sola yaymak, doğru sandığım dü- şüncemi ona buna aşılamaya çalışmak... İşte bu herkesin doğal hakkıdır. Oysa Anaya- sa Mahkememize, Yargıtay'a göre zararlı fıkirler varsa bunlar yasaklanabilir. Aslında, fıkrin zararlı mı yararh mı olduğu kamu vicdanına ait bir şeydir, tartı- şmaya bağlıdır. Bu. hukuku ılgılendirmez, mahkemeyi ilgilen- dirmez. devleti ılgılendirmez. jargıcı ilgilendirmez.. - Herhalde bu kurum ve kuruluşlan eylem UgilentSrir. TANÖR: Şimdi eyleme gelince. Propaganda eylem değildir. ^ Bugün 12 Eylül'ün hala devam etmesinin iki nedeninden bir tanesi, anayasasının, yasalannın devam etmesiyse ikincisi sözde sivil siyasi kadrolann bu rejimi sürdürmeleridir. 12 Eylül'ün günlük hayatımızı. nefes alışımızı düzenleyen 600 kanunu var. A TarüşmalıyasaneyiiçeriyorTERÖRLE MÜCADELE YASASI Terör Tanımı Madde -1. Terör; baskı, cebir veşiddet, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemlerinden biriyle, anayasada belirtılen cumhuriyetin niteliklerini siyasi, hukuki, sosyal, laik, ekonomik düzenini değiştirmek, Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünü bozmak, Türk Devleti'nin ve Cumhuriyeti'nin varlığmı tehlikeye düşürmek, devlet otoritesini zaafa uğratmak veyayıkmak veya ele geçirmek, temelhak ve hürriyetleriyok etmek, devletin iç ve dısgüvenliğini, kamu düzenini veyagenel sağlığı bozmak amacıyla bir örgüte mensup kişi veya kişiler tarafından girişilecek her türlü eylemlerdir. Bu kanundayazılı olan olan örgüt, iki veya dahafazla kimsenin aynı amaç etrafında birleşmesiyle meydana gelmiş sayılır. Açıklama ve Yayımlama Madde - 6. İsim vekimlik belirterek veva •' belirtmeyerek kime yönelik olduğunun anlaşılmasını sağlayacak surette kişılere karşı terör örgütleri tarafından suç işleneceğini veya terörle mücadelede görev ahnış kamu görevlilerinin hüviyetlerini açıklayanlar veyayayımlayanlar veya bu yolla kişileri hedefgösterenler beş milyon liradan on milyon liraya kadar ağırpara cezası ile cezalandırılır. Terör örgütlerinin bildiri veya açtklamalartnı basanlara veya yayımlayanlara beş milyon liradan on milyon liraya kadar ağırpara cezası verilir. Terör Örgütleri Madde -7.3 ve 4. maddelerle Türk Ceza Kanunu nun 168,169,171,313,314 ve 315. maddeleri hükümleri saktı kalmak kaydıvla bu kanunun 1. maddesinin kapsammagiren örgütleri her ne nam altında olursa olsun kuranlar veya bunların faaliyetlerini düzenleyenler veya yönetenler beş yıldan onyıla kadar ağır hapis ve ikiyüz milyon liradan beşyüz milyon liraya kadar ağırpara cezası, bu örgütleregirenler üçyıldan beş yıla kadar ağır hapis veyûz milyon liradan üç yüz milyon liraya kadar ağırpara cezası ile cezalandırılır. Yukarıdakifıkra uyarınca, meydana getirilen örgüt mensuplarma yardım edenlere ve örgütle ilgilipropaganda yapanlara.fiilleri başka bir suç oluştursa bile aynca bir yıldan beş yıla kadar hapis ve ellimilyon liradan yüz milyon liraya kadar ağırpara cezası hükmolunur. Devletin Bölünmezliği Aleyhine Propaganda Madde - 8. Hangiyöntem, maksat ve düşünceyle olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı hedefalan yazılı ve sözlüpropaganda ile toplantı, gösteri veyürüyüşyapûamaz. Yapanlar hakkında 2yıldan 5 yıla kadar ağır hapis ve ellimilyon liradan yüz milyon liraya kadar ağırpara cezası hükmolunur. Propaganda, düşünce açıklamanın daha sistemli bir şeklidir. Ve bu düşünce açıklama özgürlüğünün ta içinde yer alır. Yeryü- zünde bugün propaganda yasağı yok mu? Var, birkaç tane var. Bazı ülkelerde faşist propaganda, ırkçı propaganda, savaş kış- kırtıcılığı, halklan ve değişik etnik gruplan birbiri aleyhine si- lahlı eyleme teşvik edici propaganda yasaktır. Bunlar gibi 4-5 kalem vardır. Ama bunlar dikkat edilirse; insanlığın ağzı İkinci Dünya Savaşı'ndan ve faşizmden çok yandığı için, savaşa ve fa- şizme karşı konmuş sınırlamalardır. - Bizdeki gibi yasaklara demokratik ülkelerde rastlanıyor mu? TANÖR: Benim bıldiğim; bölücü propaganda yasağı. eskıden olduğu gibi komünizm propagandası yasağı. anarşızm propa- gandası yasağı, antılaik propaganda yasağı, Türkiye dışında hiçbir ülkede -demokrasileri kasdediyorum- yoktur. Şimdi dünyada aynlıkçı teröre sahne olan tek ülke Türkiye değil. İn- giltere'de, Fransa'da, İspanya'da da var... Benim bıldiğim. bu ülkelerin hiçbirinde aynmcıhk propagandası ya da bizımkilerin deyimiyle bölücü propaganda diye bir yasak yoktur. Aynlıkçı fıkir, dünyanın bütün demokrasılerinde savunulur. Ancak. şıd- det eylemi yasaktır. Aynlıkçı gaynlıkçı. dinci. sağ. sol şiddet ey- lemi yasaktır. Şimdi bizde cezaevinde bulunanlar benim bıl- diğim kadanyla aynlıkçı fılan değil. Aynlıkçı olsa ne olur? Ayn- lıkçı fıkirler zaten silahla konuşuyor. Bir ınsan kalksa yazı yazsa 'Ben aynlmak istiyorum. Türkiye bölünsün, Kürdistan ayn bir devlet olsun' dese, dığerlen de çıkar cevap venr. 'Hayır bu yanlış olur. Ne Türklere, ne Kürtlere yarar' der. Bu bir fıkırdir. Katıla- lım. katılmayalım. Cezaevın- deki kişılenn getırdikleri tah- liller bellı. beğenıp beğenme- yelim tahlil yapmışlar. Bunun mahkemesi ancak halk vic- danı, bilimsel tartışmadır. Devlet eğer demokratik ise bunlar devleti ılgılendirmez. mahkemeyı ilgilendirmez. - I\e yapılması gerekiyor? TANÖR: Ben ceza hukukçu- su değilım. Ancak sırf düşün- ce özgürlüğü açısından TMY'nin 6, 7, \e 8. maddele- rine ilgı duydum. 8 kesin kaldınlmalıdır. Yani propa- ganda yasağı kaldınlmalıdır. Ve korkmamak Iazım bun- dan. Kimsenin de çıkıp açık açık 'aynlalım' fılan diyeceğı- ni sanmıyorum. Böyle diyen olursa ne olacak? Bu da bir düşüncedir. 6. maddedeki ya- saklar da kaldınlmalıdır. 7. madde, şiddet örgütünün ö\- güsü. Ona bir şe\ diyemem. Başka ülkelerde de var o. - Bu söylediklerinizi yapabile- cekier mi? TANÖR: En iyimser tahmin- le şunu bekliyorum; 8. mad- deye şiddet unsurunu ekler- lerse içerdekiler çıkar. Ama ideali, toptan 8. maddeyı kaldırmaktır. 8.madde için nasıl bir rötuş yapacaklar me- rak edıyonım. Ama toptan kaldıracaklannı. bakanlığın böyle bir öneriyle ortaya çı- kacağını sanmıyorum. MGK"den geçirebileceklerini de sanmıyorum. Çünkü bir kere yakayı kaptırmış durumdalar MGK'ye. - EmekH olan Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş'in geçen gün Cumhuriyet'te yer alan bir açıklaması vardı. 'Türkiye deki de- mokrasinin normal sınırtn biraz soluna kaydığını' savımuyordu. TANÖR: Evet. ama gerekçesi yoktu yaada. Gerekçesi olmadı- ğı için hüküm yürütmek kolay değil. Ama bu laflar bana 12 Ey- lül öncesindekı benzerlerini hatırlatıyor. Ve inşallah dıyorum, durum o değildir. Askerlerin söylediği laflar. gerekçesi olsun ol- masm pek tekin laflar değil. Bundan daha sağa demokrasi yok yeryüzünde. Komünist partisi yasak, 6 tane sosyalist parti ka- patıldı. Sendikası parti ile işbirliği yapamaz. memuru sendikay- la işbirliği yapamaz, sendikalı olamaz. Herkesi kendi alanına hapsetmişler ve aralanna duvar çekmişler. Cç tane partinin biri milliyetçi sağ, öbürü dinci sağ. Ülke nasıl sola kayıyor, bu da sağa kayma değılse korkalım. - Çözümü nasıl bulacağız? TANÖR: Yeni bir anayasa yapılmadıkça Türkiye demokrasi ve özgürlük sorununu ebediyen çeker. Ancak anayasa değişikliği birçoğunun işine gelmiyor. Topu birbirinin üzerine atıyorlar. Ve samimi değiller. Bence bu anayasa sağ iktidarlann, sağ par- tilerin işine geliyor. Yani demokrasiden anladıklan, kendi siyasi haklannın iadesinden ibaret.. Bugün 12 Eylül'ün hala devam etmesinin iki nedeninden bir tanesi, anayasasının, yasalannın devam etmesiyse ikincisi sözde sivil siyasi kadrolann bu rejimi sürdürmeleridir. 12 Eylül'ün günlük hayatımızı düzenleyen. ne- fes alışımızı düzenleyen 600 kadar kanunu var. Bunlann hiçbi- rini Anayasa Mahkemesi'ne gönderemiyorsunuz. Çünkü ana- yasanın geçici 15. maddesi bunu yasaklamış. Bu maddeyi kal- dırmak Iazım. Bunu bile kaldırmadı bu iktidarlar. Yani kendin bir işi yapmıyorsan anayasayı degiştirmiyorsan yasalan değiş- tirmiyorsan bırak bari bu yasalar için anayasa yargısının yolu- nu aç, bunu da yapmadılar. Kesinlikle bu anayasa işlerine geli- yor. Türkiyede adeta demokrat olamayan, sağa oluyor. Daha doğrusu insanlann sağa olmasının önemli bir nedeni de de- mokrat olmamalan. •
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle