Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 25EYLÜL1994PAZAR
14 KULTUR
New York'ta' Yeni Tiirk Sineması'
MEHMETBASUTÇU
NEW YORK - Sıcak, rutubetlı ve de
güneşsiz bır cumarlesi akşamı yaşıyor-
du New York... Broadway tiyatrolan,
konser salonlan, Metropolitan opera.
hepsi işte yine o renkli kalabahkla ku-
cak kucağaydı... Kenl, ıslak ve bu-
naltıcı sıcağa karşın cıvil cıvıl bır ak-
şamı yaşamaya hazırlanıyordu...
Toronto uçağından iner inmez.
ayağımın tozuyla (bu deyim. imgesel
anlammı uimüyle yitirdi ya, neyse...)
Manhattan'ın göbeğindeki Lincoln
Center'a. Walter Reade sinema salo
nuna yönelmiştim hemen... 14 eylül
giinü. The Fîlm Societ)' of lincoln Cen-
ter'ın 268 kişilik bu yepyeni güzel salo-
nunda. "Yeni Tiirk Sineması: Kesişen
Yollarda" (New Turkish Cinema: At
The Crossroad) başüğı altında, dokuz
Tiirk fılmınden oluşan bir toplu göste-
ri başlamıştı ve 23 eylül gecesine dek
sürecekti... Böylece, her biri ikişer-
üçer kez sunulan fılmlerimiz, toplam
28 seansta New Yorklu sinemaseverle-
rin önüne geliyordu...
Tertemiz kopya, kusursuz
teknik, doyurucu ses dûzeni
O cumartesi gecesi salona gjrdiğim-
de Erden Kıral'ın son fılmi "Ma\i Sür-
gün" başlayalı on dakika oluyordu.
Birdenbire büyülü bir hava içinde bu-
luverdim kendimi. Perdeden yansıyan
alaca mavi ışığın duruluğu altında boş
koltuk göremiyordum! Karşımdaki
görüntüler ise pınl pınldı. Ses düzeni
doyurucuydu; kopya tertemiz, teknik
açıdan kusursuzdu; projeksiyon makı-
nesi de belli ki bakımlıydı... Bir kenara
çökerek zevk içinde bir kez daha ızle-
dim "Mavi Sürgün"ü ve daha çok be-
ğendim. filmlerimizi dopdolu salon-
larda, rahatça, tat alarak izleyebilmek
için Nevv York "a mı gelmek gereke-
cekti!
"Mavi Sürgün"ü ilk kez izlediğim
akşam geliyor aklı-
ma: Tam 11 ay önce,
Antalya'da, yine
sıcak ama güneşli bir
gün bitiminde, festi-
val fılmlerinı göste-
ren salonun önünde
bekleşiyoruz. So-
nunda. ter içinde 45
dakika gecikmeyle
girebiliyorıız içeriye.
Işıkların karar-
masıyla birlikte. ses
yükselticilerdeki ku-
laklan tırmalayan
patırtı ve cızırtılarla
başlıyor fılm... He-
men ardından ışıklar
yanıyor... Yanm
saat sonra hala gö-
rüntiryok perdede. .
Kalabalık homurda-
na homurdana salo-
nu boşaltıyor. Erden Kıral'ın Antal-
ya'da en iyi fılm ödülü alacak olan fil-
mini izleyemiyonım o gece... Nisan
ayını. İstanbul Film Festivali'ni bekle-
mem gerekecek. Beyoğlu Sineması'nın
koşullan. Antalya'dakinden çok daha
iyi ama, kusursuz değil. Görüntü za-
man zaman netliğini yitiriyor; ışık ye-
tersiz: koltuklar ise insanın her yerine
batıyor... Bir filmden tat alabilmenin
temel gerekleri, ülkemiz salonlannın
çoğunluğunda ne yaak ki hala sağla-
namamakta...
'İlk
1
toplu gösteri
Dönelım Lincoln Center'a ve he-
men şu gerçeğin altını çizelim: Bu top-
lu gösteri. bir İlk' oluşturuyor. New
York'ta. hem de böylesine saygın bir
salonun perdelerini on gün süreyle
Türk sinemasına açtığı, bugüne dek
görülmemiş...
Çeşitli zorluklara ve engellere
karşın vanlan bu noktanın önemini iyi
ka\ ramak gerekiyor. Gazete ve dergi-
lerde Türk sinemasının yeni çehresi
üzerine yazılar çıkıyor. Cumartesi pa-
zar günleri boş yer kalmayan salon
hafta içinde ise yan yanya doluyor.
Bir sınematek işlevi gören VVaher Rea-
de salonunun devamh izleyicileri.
program sorumlusu Richard Pena'nın
New York Lincoln Center"ın VValter
Reade sinema salonunda 'Yeni Türk
Sineması: Kesişen Yollarda' başlığı
altında gösterilen dokuz Türk fılmi
arasında Zeki Demirkubuz'un 'C
Blok'(üstte), Atıf Yılmaz'ın 'Berdel'
(yanda) ve Oğuzhan Tercan'ın
'Uzlaşma" adlı fılmleri de bulunuvordu.
\m
•*»•
Toplu gösteride yer alan filmler:
1 - "üçurtmayı Vurmasınlar" (1988) Tunç
Başaran,
2- "C Blok" (1994) Zeki Demirkubuz
3- "Yaz Yağmuru" (1994) Tomris
Giritlioğlu
4- "Gizli Yüz" (1990) Ömer Kavur
5- "Mavi Sürgün" (1993) Erden Kıral
6- "Çıplak" (1993) Ali Özgentürk
7- "Uzlaşma" (1991) Oğuzhan Tercan
8- "tz" (1994) Yeşim Ustaoğlu
9- "BerdeJ" (1990) Atıf Yılmaz
ciddi seçimlerine güvendikleri içın hiç
tarumadıklan bir ülke sinemasını tem-
sil eden, adlannı ilk kez duyduklan
yönetmenlerin filmlerini izlemeye geli-
yorlar...
Bu noktada. yabancı ülkelerde yapı-
lan gösterilerde, o gösterilen program-
layanlann seçim özgürlüklerine son
derece saygılı olmanın önemi ortaya
çıkmakta. Richard Pena, karşılaştığı
baa sorunlara karşın, bu konuda
şanslı sayılır. Çünkü, öngördüğü lıste-
deki fılmlerin yalnız ikisınden feda-
karlık etmek zorunda kalmış. İlkı.
Tevfik Başer'in "40 Metrekare Alman-
ya"sı. Bu fılmin, Alman yapımcısının
elindeki tek îngilizce altyazılı kopyası
başka bir gösteriye katıldığı için ge-
lemeyince, son anda yerine "Berdel"
alınmış. (Bu önemli fılmin bir kopyası
neden Kültür Bakanlığımızın elinde
yok acaba? Umanz bu boşluk kısa za-
manda gidenlir. Türk sinemasırun en
yetenekli üç-dört yönetmeni arasında
bulunan Başer'e daha ciddi bir biçim-
de sahıp çıkılması gerekmez mi?)
Amerikalı program yöneticisınin
vazgeçmek zorunda kaldığı ikinci
fıim, Nizamettin Ariç'in gerçekleştirdi-
ği "Beko'nun Türküsö" olmuş. Bu fıl-
min program dışı bıraktınlması. ka-
nımca çok daha ciddi bir soruna par-
mak basıyor.
Özellikle bıraktınlması diyorum.
çünkü, Amerikalı program sorum-
lusunun kişisel seçim özgürlüğüne
kanşılarak diplomatik bir dille bu fıl-
mi almaması önerilmiş. Kağıt üzenn-
dekı gerekçe "Beko'nun Türkiisü"nün
bir Türk fılmi olmaması. Asıl neden.
Almanya'da yaşayan Kürt asıllı bır
Türk tarafından "Yabancı" bır
yapımcının parasıyla Ermerustanda
çekilen bu filmde. Türkiye'de sıkıyö-
netim altında yaşayan Kürtlerin hedef
olduklan baskının. ülke dışına kaç-
mak zorunda kalan bir Kürdün bakış
açısıyla-görüntüleniyor olması... Gü-
nümüzün gerekçelen göz önüne
alındığında. resmı çevrelerin bu ko-
nudaki tedirginliğinı \e gösterilen lep-
kıyı kuşkusuz doğal karşılamak gcre-
kir.
Ancak. sonuç olarak. göslerilse bel-
ki de fazla ılgi çekmeyeeek bır film ön-
ceden ilan edilmesıne karşın program-
dan çıkarılınca ga/elc yazılannda ilgi
noklası oluşturuyor ve bazılanna görc
sansürcü bır yaklaşımın kanıtı sayılı-
yordu... Amerikalı seçıcının özgürlü-
ğüne A'dan Z'vc kadar saygılı davran-
mak. acaba daha incc bir politika ol-
maz mıydı?
Zor denkleştirilen 12 bin dolar
New York Başkonsolosluğumuzun
Lincoln Center'daki göstenlere yakın
ilgi göstermesı. duyuru çalışmalan
>anında bir de davet vererek New
York'taki Türk ve Amerikalı sıncma-
scvcrlcri bir araya getırmcsi, sevındıri-
cı bir olaydı. Aslında, bu toplu gösteri
hazırlanırkcn Kültür Bakanlığı
Danışmanı Vecdi Sayar arkadaşımı-
/ın da belirttığı gıbı Dışişleri Bakanlığı
yctkılılcri, işın önemini daha iyi kav-
radıklan içın olsa gerck. ortaya çıkan
sorunlann çözümü için, kendi bakan-
lığından daha fazla çaba harca-
mışlardı.
Toplam 12 bın dolar lutan bütçe
son anda denkleştmlmış, toplu goste-
rinın iptali önlenmiştı. Sonuç olum-
luydu. Rahat bır nefes alan Richard
Pcna, program broşüründe. Kültür
Bakanlığı'nın. Türsak'ın ve TC Nevv
York Başkonsolosluğu'nun katkı-
lanyla gerçekleştırdiklennı bıldırdiği
toplu gösterinın hazırlanmasındakı
kalkılanndan dolayı (özellikle son
haftalardakı sorunlann çözülmesinde
önemli rol oyna>an) Veedı Sayar'a. bu
arada. son yıllarda kendisini bu toplu
gösterivi yapması için yüreklendirdi-
ğim ve fılm önerileri getırdığım için
olsa gerek. bana da teşekkür etmc ın-
celiğini göstermıştı.
Türk insanının kimlik arayışı
Bu satırlan yazdığım anda henüz
bitmemış olan "Yeni Türk Sineması"
toplu gösterisinin, yaklaşık 4000 izle-
yici toplamış olacağı öngörülü>or. Bu
niceliksel başannın \anı sıraçoğunlu-
ğu Amerikahlardan oluşan izleyıcile-
rin nıteliğı de kuşkusuz önemliydi. Ör-
neğin 20 eylül salı gecesi düzenlenen
panelı bir saat boyunca 60 kişı ılgnle
izliyordu. "Ma\i Sürgün"ün o\uncu-
lanndan öza> Fecht, Almama'da ya-
şayan Türklerin sınemaya yönelerek
kendi sorunlannı ışledıklerini anlattı
ve kadın yönetmenlenn Türk sine-
masında giderek çoğaldığına dikkati
cekti.
İzledığimiz filmlerdeTürk insanının
yeni bir kişilik arauşından \ansimalar
olduğunu anımsatan Vecdi Sayar. bir
•>oru üzerine. sansürün 3 vıldan bu
\ana mgulanmadığını. ancak >eni \a-
sanın Meclıs'ten geçmemesı halinde.
sansür kurumunun >enıden işlemesi-
nın mümkün olacağını vurguladı.
-Vmerikalı eleştirmen David Sterrit, iz-
lediği filmlerle neorealist İtaKan sine-
ması arasında benzerlikler bulduğunu
söyledi. Gecenin en güzel konuşmasını
yapan Türkiye'nin ilk Kültür Bakanı.
Profesör Talat Halman ise sınemanın
Türk kültürü ıçındeki yennedeğindık-
len. gelişiminden ve sorunlanndan söz
ettıkten sonra. vedincı sanatın dünü ve
bugünü üzerine yazdığı. mizah vüklü
şiirsel metın ile alkış topladı...
Sıra Paris ve Briiksel'de
Sonuç olarak değışık engel ve zor-
luklara karşın Lincoln Center'da ger-
çekleştırilen on gunlük etkinlik.
amacına ulaşan başanlı bir ilk adım
sayılmalıdır. Önemli olan. bundan
sonraki adımlann nerede \e nasıl atı-
lacağıdır. Daha dd önemlisı. elde edi-
ler. başanlan vınelemeve çalışırken
>apılan vanlışlardan da ders alabıl-
mektir.
Önümüzde. herıkıside 1996\ılında
gerçekleştınlmesi planlanan ıkı büvük
etkinlik var. Paris'te. Beaubourg kül-
tür merkezinde. nısan avından evlül
a>ma dek sarkacak olan vaklaşık vuz
fılmlık Türk sineması toplu göstensını
sonbdhar bılıminde Brüksel'de. Euro-
palia % etkınliklerı kapsamında dü-
zenlenecek olan ve 80 film olarak he-
dcfienen sinema programı izle\ecek.
Kollar sıvandı. çalışmalar başladı
bile...
Gerard de Villiers'ın
yeni romanı
'SAS:
Hunting
Carlos'Kültür Servisi - Fransa'nın en
başanlı gerilim yazan Gerard
de Villiers'ın yeni romanı
"SAS: Hunting Carlos", geçen
ay Sudan'da yakalanan ünlü
uluslararası terörist Carlos'un
hikayesi. Daha önce Enver Se-
dat ve Indra Gandhi suikastlan
ile ilgili kitaplar yazan Villiers'-
ın yeni kitabı bu hafta piyasaya
çıkıyor. Yazar, bu kitabın çalış-
malan için mayıs ve haziran ay-
lannı Berlin'de geçirdikten son-
ra 14 ağustosta tam kitabını bi-
tirdiğinde. asıl adı Ilich Rami-
rez Sanchez olan ünlü terörist
Carlos'un yakalandığı haberini
aldı. Kitap, Doğu Alman İstih-
barat Örgütü ve Carlos'un Su-
riye ile ilişkilerini, bu ilişkilerin
de Suriye Devlet Başkanı Hafız
Esada karşı nasılşantaj olarak
kullanıldığını anlatıyor.
De Villiers'ın Suriye hakkı-
ndaki görüşleri de hayli ilginç:
"Hala Suriye'nin Carlos'u öl-
dürmeyip, Fransa'ya teslim etti-
ğini anlamış değüim. Çünkü
Carlos çok şey biliyordu."
Türk Sineması'nuı 80 yıllık yolculuğu...
ECE TEMELKURAN
ANKARA - En çok Muhterem
Nur'dan öğrenmedik mi başımız dik,
terketmeyı sevdiklerimizı? Yılmaz Gü-
ney değil mıydı en ıyı bılen, herşeyi anla-
tan susma'lan, bakmalan? Hepimizin
saç savunışunda Türkan Şoray yok
mudur biraz? Gülümseyen bır yüzdeki
parlayan gözün ne güzel olduğunu
Sadri Ahşık'tan bilmiyor muyuz? Fab-
rikatör Hulusi Kentmen, Cilalı İbo, Tu-
rist Ömer, Şoför Nebahat, Ayşecik,
Altm Çocuk, Küçük Hanım... Tıirk Si-
neması'nın 80 yıllık yolculuğunu taşı-
yonız hepimiz. 80 yıllık sinema tarihi
yaşamın içinde kendinı var ediyor.
Kültür Bakanlığı'nın desteğiyle
Agah Özgüç tarafından haarlanan
"80. Yılında Türk Sineması" adlı çahş-
ma, Türk sinemasının yaygın olarak
başlangıç tarihi kabul edilen 1914
yılından bugüne dek bir yolculuğu an-
latıyor. "Giriş" bölümünde Türk sine-
masının başlangıç yılı konusuna iliş-
kin tartışmaya ışık tutan yapıt. 1911
yılını doğum tarihi olarak gösterivor.
1914 yılında çekildiği ileri sürülen
"Ayastefanos Abidesi'nin Yıkıüşı" adlı
belgeselin ilk fılm olduğu bugüne dek
birçok çalışmada savunulmuşsa da.
Özgüç'ün hazırladığı yapıtta. 1911
yılında çekilen "Sultan 5. Mehmet Re-
şat'ın Manastır Ziyareti" belgeselin-
den ilk fılm olarak söz ediliyor. Sine-
ma geçmişinin önemli tarihlennin
başlık kabul edildiği bölümlerden olu-
şan çalışma, çok sayıda görsel malze-
meye de yer veriyor.
1911 yılında Murat Bey ve Cevat
Boyer'in kurduğu ilk sinema salonu
Halit Refığ'in >önettiği 'Seviştiğimiz Giinler* adlı filmde Sevda \ur. Nilüfer \>dan \e Fatma Girik.
olan "Milli Sinema" ve hemen ardı-
ndan kurulan ikinci salon, "Ali Efendi
Sinema Salonu". kitapta belirlenen
dönüm noktalannın ikincisi. Askeri
sinema tarihimiz de Emer Paşa'nın
emnyle kurulan "Merkez Ordu Sine-
ma Dairesi" ile başlıyor. 1915 yılında
kurulan sinema dairesi. bır süre sonra
Enver Paşa'nın ikna edilmesiyle. ilk
öykülü fılm çekme tasansına evsahip-
liği yapıyor. Dönemın en çok tutulan
tiyatro ovunu "Leblebici Horhor"un
çekimlerine başlandıktan bonra.
oyunculardan birinin olmesıyle ilk ta-
san sonuçsuz kalıyor. Böylece ilk öv-
külü fılm, Türk sinema tanhinin en
önemli ismı olan Faruk L'zkınay ta-
rafından çekiliyor: "Himmet Ağa'nın
İzdivacı."
Savaş yıliannda daha çok askeri ni-
telık laşıyan Türk sineması. Sedat Si-
mavi'nin 20 yaşında yönetmenlığini
>aptığı iki öykülü filmle kendıni sür-
dürür: "Casus, Pcnçe." 1919 vılında.
"Mürebbiye" ve "Binnaz"ın çekımlen.
Türk tivatrosunun kuruculanndan
Ahmet Fehim tarafından gcrcklei}tin-
lır. 1921 vılında gelindiğinde. "Bican
Efendi Vekilharc" adlı ilk Türk güldü-
rü tipi yaratılmıştır.
1916 yılında Muhsin Ertuğnılun
Türkıve'je dönmesivle sıncmada \enı
birsavfa açılır Ertıığruriu yıllarsivası
olaylara da neden olur Yonctmenın
ikinci filmi olan "Nur Baba"nın çekını
setı. Bcktaşılcrturafından basılır 192?
yılına dek "madamların" hakim oldu-
ğu kadın rollennc. "Ateşten Gömlek"
filmıvlc artık Turk kadınlan da actın-
lir. Bö\lece Bedia Muvahhit veNe>>ire
Neyir Türk Sıneması'na adım aiarlar.
Ertuğrul'un sınemadaki lekçlı uzuıı
vıllar önemli ürünler venr. Özgüç'ün
çalışmusında bu ıızun ve vennılı çalı-
şma döneminde gerçekleştınlen en
önemli vapu olarak "BirMillerl'vanı-
>or" adlı çalışmava önemli bir >cr ve-
riliyor 1932 vılında gerçeklcştirilcn fil-
mı Özgüç. "tarihimizin >Ü7 akı" olarak
nıtelendınvor Nazım Hikmet ın pek
bilinmeven kısa film çalışma.sı. 1^34
vılında gerçekleşıyor: "İstanbul Senfo-
nisi." 1934 vılında Türk sineması ilk
vabancı ödülünü alıvor: Venedik 2.
Uluslararası Fılm Şcnliğinden. Ertuğ-
rul. "Leblebici Horhor" içın venlcn bir
"onur diploması" ile dönüvor.
Filmcilıkıe sömürü ve ıçiçe film fıır-
vası büvürken 1%6 vılma geliniyor.
Yılmaz Güne>'ın başrolünü oynadığı
Lütfi Ö. Akad'ın vönettiği "Hudut-
ların Kanunu". 1966da çekiliyor. Bir
yandan Cünevt Arkın'ın yakışıklı ve
kavgacı kahramanları çoğahrken. Gü-
ncv. ilerleyen zamanda Türk sineması-
na farklı bırerkek tıplcmesiyle yerleşi-
yor. Türkan Şoray da dönemın top-
lumsal ıçerıkli filmlennde oynuyor:
"Ana, Acı Hayat. Otobüs \ olculari..."
Türk sinema larihının büyümesiyle
birlikte rcnklenen sayfaiara yer \eren
Özgüç'ün çalışması. Türk yönetmen-
lcr. oyuncıılar. tilm fcMı\ullen veyan-
şmalara ılışkin bir sözlükle sona eri-
yor.
Beyazperdenin herbirimizin ya-
şaınıyla eşgüdüm içinde yol aldığı 80
yılı. foloğraflarıyla izlemek ısleyenler.
Kullür Bakanlığı döner sermaya satış
şubelcrindcn "80. V ılında Türk Sine-
ması" adlı çalışmayı edınebılırler.
Ünlü yazar Robert
Blochöldü
• LOS ANGELES (AA)- "Sapık
adlı kitabı korku sinemasının
üstadı Alfred Hitchcock
tarafından filme aktarılan ünlü
yazar Robert Bloch'un dün Los
Angeles'ta 76 yaşında öldüğü
bildirildi. Yazann uzun süredir
dostu olan Harlan Ellison yaptığı
açıklamada. Bloch'un karaciğer
kanseri olduğunu belirterek,
"Onun ölümü faniasdk edebiyat
tarzının altın çağının kapandığını
göstcriyor"dcdi.
İlk hıkayesini 17 yaşında kaleme
alan Robert Bloch, 30'lu ve40'lı
yıllarda çeşitli gazctelerde
yazmıştı. 400'den fazla hikayesi ve
20romanı bulunan Bloch'un
cscrlcrindcn pek çoğu sinema vc
tclevizyona uyarlanmıştı. Eserleri
arasında özellikle psıkolojik
sorunlan ele alanlar en
tanınmışlanndandı. Bolch'un
eserleri. şu an korku edebiyalının
en ünlü ısmı olan Stephan King'c
de ilham kaynağı olmuştu.
'SalıToplanülan'
11 ekimde başlıyor
• İSTANBL L (L BA)- Yapı
Kredı Kültür Merkezi 1994-95
sc/onunu 11 ekimde açacak. Yeni
mev sim artık gelenekselleşen "Salı
Toplantılan"\labaşlayacak. 17
ekimde Kazım Taşkent Sanat
Galerısfndeaçılacak Erol Resim
Sergısı ile sürecek sezonda daha
sonra Nazmi Zry a. Adnan
Vannca. Ergin fnan \e Hıkmct
Onat gibi isimlerin eserleri
sergilenecek. Yapı Kredı Vedat
Nedım Tör Müzesinde ise geçen
sezon sergılcnmeve başlanan
"Sikke Koleksıy onu Sergisi"
dönemler halinde dev am edecek.
Müzenin bu yılki ilk sergisi
3 kasımdakı "Beylikler Dönemi
Sıkkeleri". ikincisi ise
23 martta bu sezonda de\am
ettirilecek olan Sermet Çifter
Küıüphanesi ilk önce "Adalct
Ağaoğlu" ile başlayacak.
14 kasımdaki bu scrgının y anı sıra
kapalı oturumlar halındc
yapılacak olan "atölye
çalışmalan" da >eni sezonda
gerçekleştırilecek.
Kartal Sanat
Tiyatrosu
perdelerini açıyor
• Kültür Servisi - Kartal Sanat
Tiyatrosu. bu y ıl da Rıfat Ilgaz
Sahnesi'nde etkinliklenne dev am
edecek Tiyatronunüçyıldır
sürdürdüğü tiy atro. gıtar.
bağlama v e org kurslan yeni
öğrencilenni bekliyor. Kartal
Sanat Tiyatrosu. Rıfat llgaz'ın
yazıp Mehmet Esaıoğlu'nun
sahnevekovduğu 'Abbas
Yoldgıden". MuzafTer İzgü'nün
yazıp SerkanDurak'ınyönettıği
"Bekçi'adlıoyunlarla Nİuharrem
Buhara'nın yazıp Nihat Nadi
Ülger'in sahney e koyduğu
"Canlanan Masallar'veHaluk
Işık'ın yazıp yine Nadı Ülger'in
y önettiği "Şarkıcı" adlı çocuk
oy unlannı kendi salonunda
sergileyecek. Ay nca halen
prov alan dev am eden Bertolt
j Brecht'ın "Ekmek Kime Pışecek'
adlı oy unu da aralık ay ı sonundan
itibaren sergilenmeye başlayacak.
Mehmet Esatoğlu'nun' Ah Bizde
Şans Olsa' adlı çocuk oyunu ise
kasım ayında başlayacak.
Bilar'da Türk
Modernizmi'
seminerlerî
• Kültür Senisi - Bılar
İstanbul'un düzenlediği "Türk
Modernizmi' seminerleri de\am
ediy or. Her pazartesi saat
19.00'da düzenlenen seminerlerde
bugün Enis BaturTürk şiirinde
"modernisi ürpertınin" ilk
temsılcılerindcn olan Ahmet
Haşim'i anlatacak. 3 ekimde
AhmetOktay. lOekimdede
Orhan Pamuk. Ahmet Hamdi'yi
konuaiacaklar. 17ekimde
İskenderSavaşır'ın
gerçekleştireceği seminerde ise
Saıt Faıkelealınacak. İhsan
Bilgin'in 24ekimdeki seminerinin
konusu "Modernizmin
Şchirlerdeki İzleri". 31 ekimde ise
Iskender Sa\ aşır'ın 'Türkiye
Cumhuriyeti'nde Müzik" konulu
scmineri yer alacak.
'Toprak Erozyonu'
konulu resim
yarışması
• İSTANBL L(A.A) - Türkiye
Erozyonla Mücadele,
Ağaçlandııma \e Doğal Varlıklan
Koruma Vakfı(TEM A), ilk. orta
ve lise öğrencileri arasında
"Toprak Erozyonu ve Zararlan"
konulu bir resim y anşması
düzenledi. Türkiye'nin maruz
kaldığı erozyon tehlikesini
tanıtmak için düzenlenen
yanşmaya son katılım tarihi 14
ekim 1994. Yanşma sonuçlan 6
kasımda ilan edilecek. Yanşmada
dereceye girenlerden ilkokul
birincisine 5. ikıncisine 4,
üçüncüsüne 3 milyon lira.
ortaokul birincisine 6, ikincisine 5,
üçüncüsüne 4 milyon lira, lise
binncisine 7. ikincisine 6,
üçüncüsüne de 5 milyon lira ödül
verilecek.