Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
tmtivazSahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmenı: Orhan Erinç#
Genel Ya>ın Koordınatörü: Hikmet
Çetinkaya # Yazıişleri Müdürlerı:
lbrahira Yıldız. Dinç Tayanç (Sorumlu)
# Haber Merkezı Müdürü Hakan Kara
# Görsel Yönetmen. Fikret Eser
Dış Haberler Ergun Balcı • tstıhbarat Yalçın Çakır
# Ekonomı. Bülent Kızanlık • Rad>o-TV: l'ygar
Eremektar # Kültür Handan Şenkökeo # Spor:
Abdülkadir Yücelman • Yurt Haberler Mehmct
Saraç • Makaleler Sami Karaören # Çesın.
Sevfettin Turhan # Düzeltme. Abdullab Yazıcı
Yayın Kurulu llhan Selçuk
(Başkan). Orhan Erinç, Oktay
Kurtböke, Özgen Acar, Hikmet
Çetinkaya, Şûkran Soner, Ergun
Balcı, Dinç Tayanç, İbrahim Yıldız,
Orhan Bursalı. Mustafa Balbay.
Ankara Temsılcısı. Mustafa Balbay # Haber Müdürü Doğan
Akın Atatürk Bulvan No 125. Kat 4. Bakanlıklar-Ankara Tel
4195020(7hat).Teleks: 42344. Faks 4195027# IzmırTemsılcısı:
SerdarKıak,H.ZıyaBlv 1352 S. 2 3 Tel-4411220 Teleks-52359,
Faks 4419117 • Adana Temsılcısı: Çetin Yiğenoğlu, tnonü Cd.
119 S No 1 Kat I. Tel 3522550. Teleks 62155. Faks 3522570
Müessese Müdürü. Erol Erkut #
Koordınatör Ahmet Korulsan 9
Muhasebe BüJeot Yener • ldare: Hüseyin
Gürer • Işletme Önder Çelik • Bilgı-
Işlem Nail İnal • Bılgısayar Sıstem
Müriivet Çiler • RekJam Reha Işıtman
Y a r > ^ Ba*»n: Vcnı G-un Haber Ajansı. Basın ve Yayıncıhk A Ş
T-irk»caŞı cai 31 41 Cagaloglu 34334 lst PK 246 Istanbu] Tel (0-212) 512 05 05 (20 ton Teleks 22246. Faks (0 212)513^5 9 22EYLÜL 1994 tmsak:5.18 Güneş:6.44 Öğle: 13.02 lkındı: 16.27 Aksam; 19.10 Yatsı: 20.30
Pond's'tan 7
yeni ürün
• İstanbul Haber Servisi -
Cilt baJam markası Pond's,
yedi yenı üriinünü, basının
yanı sıra kozmetik
satıcılanrun da haar
bulunduğu birdavetle tanıttı.
SSK'de emeklilîk
yaşı
•ANKARA (AA) - Sosyal
Sigortalar Kurumu'ndan
emekli olma yaşı
yükseltilecek. Çeşitli
kesimlerin temsilcilerinden
oluşan 'teknik komite', konu
ile ilgıli çalışmalanna
yakında basjayacak. Çalışma
ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığı yetkilıleri,
bakanlık tarafından
düzenlenen 'SSK'yi
Kurtarma Toplantısı'na
katılan. başta işçi ve işveren
kuruluşlan olmak üzere, füm
temsileilerin SSK'den emekli
olma vaynın yükseltilmesi
konusunda uzlaşmaya
vardıklannı belirttiler.
TCDO'nin
138. yılı
Yağmur yağmıyor, RP'li Başkan Tayyip Erdoğan, sessizliğini sürdürüyor
Istaııbııllıı.taııkere tutsak
Mûcevher f uarı
• İstanbul Haber Servisi-
RotaforteA.Ş'nin
düzenledıği "9. Uluslararası
Mücev her. Takı ve Saat
Fuan". 29eylül-2 ekim
tanhlen arasında Harbiye
Askeri Müze ve Kültür
Merkezı salonlannda
gerçeUeştinlecek.
Sergilenecek parçalar
arasında. 17. yüzyıl Osmanlı
Imparatorluğu dönemine ait,
padişahlann kullandığı. som
altından yapılmış, üstü
elmaslı2.5milyar
değenndekı sinek kovucu
oldukça fazla ilgi çekiyor.
(Fotoeraf: MLHARREM
AYDİN)
'Sabotajları
biliyopduk'
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)- Orman Bakanı
Hasan Ekinci. PKK lideri
Abdullah Öcalan'ın,
ormanlann>akılması için
talimat \erdığini 2 ay
öncesınden haber aldıklannı
söyledi. Ekinci. "Orman
örgütlenmesı. bu tür
sabotajlara karşı hazırhklı
olmadıâ içın İçişleri
Bakanlığı'ndan yardım
istcdık" dedı.
Öğretim
üyelerinden çağn
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Öğretım elemanlan
dernek \ e sendikalan.
akademık ve bılimsel
Ö2erklık vedemokratik
yönetim eksıkliklerine
duyarsız kalan hükümeti
protesto etmek için. yeni
öğretım yılı açılış törenlerinin
iptal edilmesi çağnsında
bulundu.
•Uzmanlar, su kesintisi
sırasında iç-dış basınç
nedeniyle su borulanna
kanalizasyon kanştığını, bu
yüzden musluktan akan suyun
kesinlikle kaynatılmadan
içilmemesini önerdiler.
İstanbul Haber Servisi - istanbul, her-
gün biraz daha susuzluk çemberine girer-
ken vatandaşlar tekrar, özel su istasyon-
!an ile tankerlere mahkum edildi. Dok-
torlar. sulann kesilmesi nedeniyle su şe-
bekesine kanalizasyon atığı kanşacağına
>dikkat çekerek tekrar hastalık tehlikesiy-
(le karşı karşıya kalan vatandaşlann kesin-
,likle musluk suyunu kaynatmadan kul-
^•lanmamalannı istediler. Aylardır hiçbir
şey yapmayan RP'li belediyeler, susuzluk
- karşısında sessizliklerini bozmazken
önümüzdeki günlerde, barajlan doldura-
cak kadar yağışdabeklenmediğibildiril-
di.
İstanbul, susuzluk karşısında çaresiz
ve çözümsüz kaldı. RP'li İstanbul Bü-
yükşehır Belediye Başkanı Recep Tayyip
Erdoğan, dün de susuzluk karşısındaki
sessizliğini korudu. İSKİ yetkililennm
barajlardakj su seviyesinin dûşmesi nede-
niyle yeni açıkladıklan 4 günlük ve bir
haftalık kesinti progTamı ise Istanbullu-
lan yazaylannda olduğu gibi yine hasta-
lık tehlikesiyle karşı karşıya getirdi. Uz-
RP'li beledryeierin duaJan kabul olmayınca, İstanbullu çaresiz kaldı...
manlar, su kesintisi sırasında iç-dış ba-
sınç nedeniyle su borulanna kanalizas-
yon kanştığını, bu nedenle musluktan
akan suyun kesinlilde kaynatılmadan içil-
memesini önerdiler.
Su, 15 dakika akıülmalı
Suyun geldiği anda, en az 15 dakika
akıtılması gerektığine de dikkat çeken
uzmanlar, özellikle çocuklara musluk su-
yunu kaynatarak dahi ıçırilmemesini ai-
lelere önerdiler. Bu arada RP'li belediye
yönetıcilerinin tüm umutlannı yağmura
bağlaması üzerine bilimsel çevreler, hü-
kümetin devreye girerek lstanbul'un iç-
me suyu sorununa acil olarak el koyma-
sını istediler. Yapılan araştırmalara göre
kentin su ihtiyacını karşılayabilecek ka-
darbarajlann dolması için gereken yağı-
şın uzun süre beklenmediği kaydedildi
Meteoroloji uzmanlannın yaptığı araş-
tırmalara göre barajlan dolduracak ka-
dar yağışı sağlayacak bulutsal yapı mev-
cut görünmüyor.
Yıldız Teknik Üniversitesi Çevre Mü-
hendisliği Bölümü'nden Prof. Dr. Nejdet
AraL, lstanbul'un suyunun gün geçtikçe
azaldıgına dikkat çekerek, 'Melen proje-
si'nin en kısa sürede uygulamaya konul-
ması gerektiğini söyledi. Bu projeyi, "geç
kalınmış bir proje" diye nitelendiren
AraL "Bundan 10 yıl önce başlansaydı,
bugün musluklanmızdan su akıyor olur-
du" şeklinde konuştu. Içınde bulundu-
ğumuz aylarda yeraltı sulanndan yarar-
lanmanın mümkün olmadığını söyleyen
Aral, ağustos ve eylül aylannda yeraltın-
daki sulannın seviyesinin düşük olduğu-
nu belirtti. Nejdet Aral. farklı bir çözüm
önerisi olarak sunulan yapay yağış yön-
teminin, kontrolüzorbiryöntemoldugu-
nu sözlerine ekledi.
İstanbul Teknik Üniversitesi Çevre
Mühendisliğı Bölümü'nden Prof. Dr. CM-
cay Tünay de yapay yağış yönteminın
denenmesinde bir sakınca olmadığını
söyleyerek "Yalnız bu yöntem, belirii
meteorolojik koşullar bir araya geldiğin-
de etkili olur, maliyeti yüksek değUse
yapılabilir"dedı. 1 Ü. Mülîendıslık Fakül-
tesi Jeolojı Mühendisliğı Bölümü'nden
Prof. Dr. Osman Vılmaz ise DSl'nin !s-
tanbul'un su probleminde safdışı bırakıl-
masıyla sorunlann başladığını öne sürdü.
Sonrasında birçok projenın yarım kal-
dığını söyleyen Yılmaz, "İstanbul, 10
milyon insanuı yaşadığı bir şehir. Su prob-
lemini çözmek için tüm kuruluşlar
harekete geçiriJmeli" dedi.
442 BÎN 867 ÖĞREVCİ ALEVACAK
Universitelerdeek
kontenjan açığıANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Üniversite sınavlannda
herhangi bir yükseköğretim
programma yerleştirilemeyen
adaylar için uygulanacak "Ek
Yerlestimıe Proiesi"nde örgün
ve açıköğretim program kon-
tenjanlan açıklandı. Adaylar-
dan 442 bin 867si yükseköğre-
tim programlanna yerleştirile-
cek.
öğrenci Seçme ve Yerleştir-
me Merkezi'nin (ÖSYM) yaptı-
ğı açıklamaya göre adaylardan
13 bini örgün önlisans, 9 bin
926'sı örgün lisans ve 419 bin
412'si de açıköğretim program-
lanna yerleştirilecek. örgün
önlisans programJan kontenja-
nı ikinci öğretim için 3 bin 699,
örgün lisans programlan kon-
tenjanlan 1820olacak.
Adaylar. ek yerieştirme kıla-
vuzu, ek yerieştirme başvuru
formu ve ek yerieştirme ücreti
banka belgesiru 26-30 Eylül
1994 tarihlerinde il veya ilçe
milli eğitim müdürlüklerinden
alabilecekler. Posta ile başvuru-
lar kabul edilmeyecek.
Ek yerieştirme kontenjanına
başvuracak adaylarda şu koşul-
lar aranacak:
"1994 ÖSYS'ye girmiş ol-
mak. Bu sına>ın birinci basama-
ğında başvurulan program için
öngöriilen puan türünde (105) ve
daha fazlası. ikinci basamağında
ise başurulan program için ge-
çerli. hesaplanabilir ÖYS puam-
na sahip olmak. Merkezi yerieş-
tirme sonunda hiçbir >ıikseköğ-
retim programma yerleşmemiş
olmak. Ek yerleştirmede tercih
edilen yükseköğretim programı-
nm 1994 ÖSYS merkezi yerles-
tirme sonunda oluşan ep kûçük
puaıuna eşjt veya daha yüksek
î>ir puana sahip olmak."
Adaylar. 1994 ÖSYS'nin
herhangi bir basamağına gjr-
mek koşuluyla açıköğretim
programlanna 1992 ve 1993
OSS puanlanyla da başvurabi-
lecekler.
1994 ÖYS sonucu ve özel ye-
tenek sınavı ile öğrenci aîan
yükseköğretim programlanna
kesin kayıt yapürmış olanlar
kabul ediîmeyecekler. Adaylar,
en fazla 8 tercih yapabilecekler.
Merkezi yerieştirme sırasında
tercihleri nedeniyle hesaplan-
mamış puanlarla öğrenci alan
yükseköğretim programlannı
da tercih edilebilecek. Adaylar,
bu puanlanru ÖSYM'den öğre-
nebilecekler.
Meslek yüksekokullanna ya-
pılacak ba^vurularda, okulun
bulunduğu il içindeki bir öğre-
tim kurumundan mezun olan
ve o ilde doğanlara öncelik tanı-
nacak.
Üç kocasını öldürüp sevgilisi tarafından boğazlanan Rose'un öyküsü, Jamaika'da bir zamanlar yaşanan köleliği de anlatıyor
Duvarlan ipeklekaplı 'CadılarEvi'
•ANKARA (AA)-
Türkıye'nın cumhuriyet
öncesı kuruluşlanndan Türk
demiryolculuğunun 138.
kuruluş yildönümü, 23 eylül
cuma eünü kutlanacak.
CELAL BAŞLANGIÇ
^^""^k dalar ölüm kokuyor-
M 1 du. Merdivenlere, ha-
• m lılara. koltuklara sin-
\ * . ^ miştı ölüm.
Gecelen kimse kalamıyordu
bu evde. Çünkü burası 'Cadılar
Evi'ydi.
Üç kocasını da bu evde öldür-
müştü Rose.
Kendisi de sevgilisi tarafından
boğazlanmıştı bu e\
r
de.
Hazin bir öykü.
Ancak insan kime acıyacağı-
nı kestiremiyor bu öyküde: Ro-
se'a mı, öldürülen kocalara mı.
Rose'un köle sevgilisine ya da
kızına mı, yoksa tüm kölelere
mı?
En iyisi öyküyü başmdan an-
Iatmak. Çünkü bu aynı zaman-
da Jamaika'da yaşanılanlann da
bir öyküsü.
Ingilizler, şekerkamışı plan-
tasyonlannın ortasma yedi yüz
tane büyük köşk yapmış Jama-
ika'da. Bu aynı zamanda, ada Is-
panyollardan alınınca Ingilte-
re'den yedi yüz ailenin Jama-
ika'ya geldiğini gösteriyor. Ada
halkı bu büyük evlere "saray"
diyor. Kölelik kaldınlınca Afri-
ka'dan getirilen siyah insanlar,
bir tepki olarak alrı yüz doksan
sekiz tanesini yakmış bu saray-
lann. Sadece ikisi kurtulabilmış
! bu öfke yangınından.
ölelerin en acüı gûnleri
En çok yakılanlardan bin de
I Rose'un evi. Çünkü köleler gö-
rece olarak en acılı günlerini ya-
^şamışlar Rose'un sarayında.
'Cadılar Evi' yirmi bin dö-
hümlük büyük bir şekerkamışı
tarlasının ortasma yapılmış
1750 yılında. 1971 'de üç milyon
dolara restore edilmiş. Iki bin
köle çalıştınyormuş, Rosa.
Ingiltere'de doğmuş. On ya-
şındayken Haiti'ye göçmüş Ro-
se'un ailesi. On sekiz yaşında da
Jamaika'ya gelmiş. Yirmi dokuz
yaşına kadar bu adada geçen on
bir yıl içinde üç kez evlenip üç
r
kocasını da öldürmüş. Sonra da
sevgilisi olan bir köle tarafından
otuzuna gelmeden öldürülmüş
Rose.
Rose'un sarayını gezdiren
rehber Patricia,gırişteki balo sa-
lonunu gösterirken "Evinençok
kuUamlan yerl Sık sık davetler
verilirmiş burada. Duvarlan
ipek kumaşla kaplı" dıyor. He-
men yanında bir çalışma odası
var. Masanın önündeki sandalye
açılınca merdiven oluyor, kitap-
lığın üst raflanna yefişebilmek
için. Yandaki yemek odasının
duvar kağıtlan Uzakdoğu'dan
gelmiş. Pirinç üzerine el yapımı
desenli... Altmış ayn çeşit kuş
türü yapılmış duvar kağidının
üzenne. Rengarenk...
^ Ilk kocasını
evliliğinin yedinci
yılında öldürmüş
Rose. Sonra herhalde
eli alıştığından olacak,
ikinci ve üçüncü
kocalannı da ikişer
yılda yollamış öbür
dünyaya.
Üst katta yatak odalan \ar.
Rose'un kocalannı öldürdüğü
odalar...
Odalann önüne ancak bir kol-
tuğun sığabileceği büyüklükte
birbalkon yapılmış. Rehber Pat-
ricia. Rose'u anlatıyor:
"Kölelerine verdiği cezanın
uvgulanmasını izlerdi bu bal-
kondan. Geceleri erkek gibi gtyi-
nip atla gezintr, verdiği cezanın
sürdürülüp sürdürülmediğini
araştmrdj."
Bir de espri yaptı Patricia, bir
tribün gibi duran balkonu göste-
rip:
"Herhalde o zaman renkli te-
levizyon olmadığı için sadece bu
kanah izüyordu Rose."
Sıra 'cinayetgaieriieri'ni izle-
meye gelmışti.
Cinayetlerden, aşklardan. öldürülen kölelerden geriye, rehber Patrfcia'run önünde poz verdiği
saray kaldı. (Fotoğraf: CELAL BAŞLANGIÇ)
Ilk kocasını evliliğinin yedin-
ci yılında öldürmüş Rose. Son-
ra herhalde eli alıştığından ola-
cak, ikinci ve üçüncü kocalannı
da ikişer yılda yollamış öbür
dünyaya.
Ilk kocası çok içip her gece
dövüyormuş Rose'u. O da bir
gece zehir koyuvermiş içkisine.
İkinci kocasını kalbine bıçak
saplayarak öldürmüş. Hala nefes
aldığtnı görünce de kızgın yağ
dökmüş kulaldanna.
Üçüncü kocasını ise köle sev-
gilisi Taku ile birlıkte boğarak
öldürmüş.
Üç cinayeti de üç ayn yatak
odasında işlıyor, ama üç cinayet-
te de aynı yöntemi izliyor Rose.
Kocalannı öldürdüğü odalann
kapısını günlerce kapalı rutup
çevresindekilere "San humma-
danöldü" diyor. Sonra da şeker-
kamışı tarlasının herhangi bir
y_erine gömdürüyor kölelere.
Uzerlerine de bir palmiye ağacı
diktiriyor. Ardından da öldürü-
len kocalannın gömüldüğü yeri
bılen köleleri öldürtüyor diğer
kölelere.
Elbette kölelenn o tarihlerde
sadece öldürülme nedeni, ölen
kocalann yerini bilmek değıl.
Rehber Patricia, "Dönemin en
büyük cinsel fantezisL köleleıie
sevişmekti" diyor, "sonra da de-
dikodu olmasın diye o köleler öl-
düriilüyordu".
Rose'un boyu bir metre kırk
santimden de kısa. Anlatımının
burasında da bir espri yapıyor
rehber Patricia:
"Biliyorsunuz ki, en şiddetli
patlayKi dinamrt de küçük pa-
ketlerde olur."
Rose'un üç kocasını öldürdü-
ğü üç ayn yatak odasını gezdik-
ten sonra sıra dördüncü odaya
geliyor. Burası da Rose'un öl-
dürüldüğü oda.
Rose, üç kocasınını da öldür-
dükten sonra kölesi Taku ile bir-
lıkte yaşamaya başlamış.
•Kocalannı
öldürdüğü odalann
kapısını kapalı tutup
"San hummadan
öldü" diyor. Sonra da
şekerkamışı tarlasına
gömdürüyor,
uzerlerine de bir
palmiye ağacı
diktiriyor. Ardından,
öldürülen kocalannın
gömüldüğü yeri bilen
köleleri öldürtüyor
diğer kölelere.
Günlerden bir gün, çiftliğe
Robert adında bir muhasebeci
geliyor. Robert, yakışıklı bir In-
giliz. Rose hemen aşık oluyor
Robert'e. Ancak muhasebecinin
gönlü başkasında. (şin ilginci
Robert, bir köleye aşık. Hem de
Rosa'un sevgilisi Taku' nun bü-
yük kızına..
Rose bu, hıç affeder mi? Üç
kocasına yaptığını bu kez sevdi-
ği adamın sevgilisine de yapar
\e köle sevgilisi Taku'nun bü-
yük kızını öldürtür. Bu, aynı za-
manda Rose'un ölüm fermanını
kendi elleriyle imzalaması anla-
mına da geîiyordu.
Sarayın üst katında beş yatak
odası vardı ve bunlardan üçün-
de üç kocasını öldürmüştü Ro-
se. Dördüncüsünde, yani kendi
yatak odasında köle Taku tara-
fından boğularak öldürülür.
Böylece Jamaika'daki on biryıl-
lık yaşamına dört cinayet sığdı-
ran Rose'un öyküsü, yirmi do-
kuz yaşında öldürülerek nokta-
lanır. Rose, üç kocasını birden
neden öldürdü?
Bu soruya rehber Patricia,
"Kocalannın erkeklikleri pek
güçlü degümiş" yanıtını verdik-
ten sonra, gezdirdiği erkeklere
bir espri daha yapıyor:
"SLri hiçbir kadının öldürme-
sine sebebhet vermeyin.-"
'Cadılar Evi'nin alt katıtıa
doğru duvarlar kalınlaşıyor,
pencereler azalıyor. Patricia.
"Jşte burası" diyor, "kölelerin
hapsedildigi zindan". Merdiven
altında. kırmızı kurdeleyle bağ-
lı bırayı tuzağı var. Kaçan köle-
ler, bu tuzaklarla yakalanıyor-
muş. Zindandan pencereler açıl-
mış. Burası şimdi turistik eşya
satılan bırdükkan. Ön tarafı ise
'caz bar' yapılmış. Sarayın çev-
resinı kucaklamış bmlerceyeşil-
den oluşan örtü. Tam karşıda
masmavibirdenizvar Ufukçiz-
gısinde yağmur bulutlan.
Avııadaki görüntü
Alt katta bir resim ve bir mek-
tup asılı. Resimde bir kadın gö-
rünüyor. biraynanın içinde. Ka-
nadalı birturist Rose'un evinde-
ki aynadan kendi fotoğrafını
çekmiş. Ancak, ülkesine dönüp
filmi banyo ettirdiğinde şaşılası
bir durum çıkıyor ortaya. Çün-
kü aynadaki görüntü kendisinin
değıl. Bambaşka bir kadına ait.
Bu durumu anlatan bir mektup-
la 'CadılarEvi'ne gönderiyor fo-
toğrafı. Rose'un hiçbir yerde gö-
rüntüsü yok. Oradakiler, "Kim-
bilir, belki de gercek Rose bu" dı-
yorlar. Sadece bir mezar var bah-
çede. Bütün bu öyküden, cina-
yetlerden, aşklardan, öldürülen
kölelerden, yani kısaca Rose'dan
geriye kalan, dedeleri köle olan
rehber Patricıa'nın üzerine
oturup gülerek poz verdiği bir
mezartaşı yalnızca.
YARJN: Sürprizler ülkesi
Kastamoıııv<la Hitit savaşçısı
Kınık'ta benzersiz bir savaşçı heykeli ve Anadolu'daki en eski cam eser bulundu
MURATKOSE
KASTAMONU-Kastamonu'nun Devre-
kani ilçesi Kınık köyünde yapılan arkeolo-
jik kazının yüzey çalışmasında benzersiz bir
Hitit savaşçı heykeli ile Anadolu'daki en es-
ki cam eser bulundu.
Yaklaşık 20 gündür Kastamonu'nun Dev-
rekani ilçesi Kınık köyünde arkeolojik ka-
zı çalışmalannı sürdüren Prof. Aykut Çuıa-
rogju başkanlığındaki Ankara Üniversitesi
kazı ekibi, henüz kazıya dahi başlamadan
yaptığı yüzey araştırma çalışmalannda çe-
şitli eserler buldular.
Kazı yerinde yaptıklan ilk yüzey çalışma-
sında antik değeri çok yüksek olan Hitit sa-
vaşçı heykeli bulan kazı ekibi başkanı Prof.
Dr. Aykut Çınaroğlu,
"Başka hiçbir eser bulunmasa bile heyke-
lin veen eski cam eserin bulunmuşounası ye-
terlL Eiinde mızrağı kalkanı olan bir Hitit sa-
vaşçısına ait heykeL son derece onemli bir
eser" dedi.
Prof. Dr. Aykut Çınaroğlu konuyu şu şe-
kilde açıkladı:
"Olayın en önenıliyani,ilkdefa sisJemli bir
kazıda Hitit heykeli bulunmuş olması. Ben-
zeri he> kellerden bir-iki tane daha var ama
bunlar sistemli kazılarda değü. satınalnıayo-
luyla elde edilmiş eserier. Bizim bulduğumuz
heykel ise hepsinden farklı özellikler taşryor.
Hiçbir bozuimaya uğramamış, funçtan ya-
pdrnış, 9.7 santim boyunda bir parça..."
Kastamonu heykeli
Prof. Dr. Aykut Çınaroğlu, bulunan hey-
kelin arkeoloji literatürüne "Kastamonu
heykeh"" olarak geçeceğini kaydetti.
Yaptıklan çalışmalarda Anadolu'dakı en
eski cam eseri bulduklannı açıklayan Prof.
Dr. Aykut Çınaroğlu, Hitit belgelerinde cam
eserlerden bahsedildiğini, ancak bugüne ka-
dar bunlann bir ömeğine rastlanmadığını
belirtti.
Prof. Dr. Aykut Çınaroğlu şunlan söyle-
di:
"Cam eserin içinde deniz minaresivle ay-
nı şekli taşıyan ve içki kabı (rython) olarak
kullanıian eser çok büyük değer taşıyor. Ay-
nı dönemlere ait bir cam eşyanın Ameri-
ka'daki Coming Museum'da bulunduğu
söylenir. Ancak soz konusu eserin Kınık'ta
bulunan kadar sağlam ofanadtğı yolunda bil-
giler aldık. Bu eserin dışında üzerinde Hitit
güneş mofjfi bulunan bir cam parçası daha
bulduk.
Kaa hızlamyor
Kısıtlı maddi imkanlarla başlatıldığı için
daha çok yüzey araştırması şeklinde süren
Kınık kazısı, Kastamonu Belediye Başkanı
Süleyman Yücel'in ve Devrekani Belediye
Başkanı Hidayet Ûlgen'in destek vermesiy-
le hızlanıyor.
Kastamonu Belediyesi, kazıya ılk etapta
50 milyon olmak üzere 200 milyona kadar
destek vermeyi hedeflerken, kazıda çıkan
eserlerin de Kastamonu'da kalması
koşulunu öne sürüyor.
Devrekani Belediyesi ve bazı dernekler,
kazıya eleman bulma yolunda yardım etme
sözü veriyor.
Arkeoloji haritalannı değiştinneye aday
kazı sürerken, bölgede bir şehır yerleşimi
bulunduğu da yine kazı başkanı Prof. Dr.
Aykut Çınaroğlu tarafından ifade ediliyor.
5 yılda 6 bin
nükleer kaza
VÎYANA(AA)-Çevreci Yeşil
Banş Örgütü (Greenpeace).
1988-1993 yıllan arasında dün-
yadaki mevcut nükleer santral-
larda toplam 6 bin kaza meyda-
na geldiğini bildirdi.
Greenpeace'in Viyana Şube-
si'nce dün, Uluslararası Atom
Enerji Ajansı (AIEA) yıllık top-
lantısına sunulan raporda, 1988-
93 döneminde dünyada 430 nük-
leer santralın görev yaptığı, bun-
lardan 417'sinde bir ya da birkaç
kaza meydana geldiği kaydedil-
di.
Greenpeace ve AIEA verileri-
nedayanılarak hazırlanan rapor-
da, Batı Avrupa'dakı nükleer
santrallann doğudakilere oranla
daha güvenli olduğuna ilişkın
ınanışın "tam olarak doğru ol-
madığı" belirtildi.
Greenpeace raporunda aynca,
"Doğu Avrupa'daki Sovvet ya-
pımı nükleer reaktörlere Batı
teknolojisinin taşınmasının,
bu santrallann her zaman gü-
venliğini sağladığı inanışı yan-
lıştır" ifadesi kullanıldı.