19 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet tmtivazSahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenı: Orhan Erinç# Genel Ya>ın Koordınatörü: Hikmet Çetinkaya # Yazıişleri Müdürlerı: lbrahira Yıldız. Dinç Tayanç (Sorumlu) # Haber Merkezı Müdürü Hakan Kara # Görsel Yönetmen. Fikret Eser Dış Haberler Ergun Balcı • tstıhbarat Yalçın Çakır # Ekonomı. Bülent Kızanlık • Rad>o-TV: l'ygar Eremektar # Kültür Handan Şenkökeo # Spor: Abdülkadir Yücelman • Yurt Haberler Mehmct Saraç • Makaleler Sami Karaören # Çesın. Sevfettin Turhan # Düzeltme. Abdullab Yazıcı Yayın Kurulu llhan Selçuk (Başkan). Orhan Erinç, Oktay Kurtböke, Özgen Acar, Hikmet Çetinkaya, Şûkran Soner, Ergun Balcı, Dinç Tayanç, İbrahim Yıldız, Orhan Bursalı. Mustafa Balbay. Ankara Temsılcısı. Mustafa Balbay # Haber Müdürü Doğan Akın Atatürk Bulvan No 125. Kat 4. Bakanlıklar-Ankara Tel 4195020(7hat).Teleks: 42344. Faks 4195027# IzmırTemsılcısı: SerdarKıak,H.ZıyaBlv 1352 S. 2 3 Tel-4411220 Teleks-52359, Faks 4419117 • Adana Temsılcısı: Çetin Yiğenoğlu, tnonü Cd. 119 S No 1 Kat I. Tel 3522550. Teleks 62155. Faks 3522570 Müessese Müdürü. Erol Erkut # Koordınatör Ahmet Korulsan 9 Muhasebe BüJeot Yener • ldare: Hüseyin Gürer • Işletme Önder Çelik • Bilgı- Işlem Nail İnal • Bılgısayar Sıstem Müriivet Çiler • RekJam Reha Işıtman Y a r > ^ Ba*»n: Vcnı G-un Haber Ajansı. Basın ve Yayıncıhk A Ş T-irk»caŞı cai 31 41 Cagaloglu 34334 lst PK 246 Istanbu] Tel (0-212) 512 05 05 (20 ton Teleks 22246. Faks (0 212)513^5 9 22EYLÜL 1994 tmsak:5.18 Güneş:6.44 Öğle: 13.02 lkındı: 16.27 Aksam; 19.10 Yatsı: 20.30 Pond's'tan 7 yeni ürün • İstanbul Haber Servisi - Cilt baJam markası Pond's, yedi yenı üriinünü, basının yanı sıra kozmetik satıcılanrun da haar bulunduğu birdavetle tanıttı. SSK'de emeklilîk yaşı •ANKARA (AA) - Sosyal Sigortalar Kurumu'ndan emekli olma yaşı yükseltilecek. Çeşitli kesimlerin temsilcilerinden oluşan 'teknik komite', konu ile ilgıli çalışmalanna yakında basjayacak. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yetkilıleri, bakanlık tarafından düzenlenen 'SSK'yi Kurtarma Toplantısı'na katılan. başta işçi ve işveren kuruluşlan olmak üzere, füm temsileilerin SSK'den emekli olma vaynın yükseltilmesi konusunda uzlaşmaya vardıklannı belirttiler. TCDO'nin 138. yılı Yağmur yağmıyor, RP'li Başkan Tayyip Erdoğan, sessizliğini sürdürüyor Istaııbııllıı.taııkere tutsak Mûcevher f uarı • İstanbul Haber Servisi- RotaforteA.Ş'nin düzenledıği "9. Uluslararası Mücev her. Takı ve Saat Fuan". 29eylül-2 ekim tanhlen arasında Harbiye Askeri Müze ve Kültür Merkezı salonlannda gerçeUeştinlecek. Sergilenecek parçalar arasında. 17. yüzyıl Osmanlı Imparatorluğu dönemine ait, padişahlann kullandığı. som altından yapılmış, üstü elmaslı2.5milyar değenndekı sinek kovucu oldukça fazla ilgi çekiyor. (Fotoeraf: MLHARREM AYDİN) 'Sabotajları biliyopduk' • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Orman Bakanı Hasan Ekinci. PKK lideri Abdullah Öcalan'ın, ormanlann>akılması için talimat \erdığini 2 ay öncesınden haber aldıklannı söyledi. Ekinci. "Orman örgütlenmesı. bu tür sabotajlara karşı hazırhklı olmadıâ içın İçişleri Bakanlığı'ndan yardım istcdık" dedı. Öğretim üyelerinden çağn • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Öğretım elemanlan dernek \ e sendikalan. akademık ve bılimsel Ö2erklık vedemokratik yönetim eksıkliklerine duyarsız kalan hükümeti protesto etmek için. yeni öğretım yılı açılış törenlerinin iptal edilmesi çağnsında bulundu. •Uzmanlar, su kesintisi sırasında iç-dış basınç nedeniyle su borulanna kanalizasyon kanştığını, bu yüzden musluktan akan suyun kesinlikle kaynatılmadan içilmemesini önerdiler. İstanbul Haber Servisi - istanbul, her- gün biraz daha susuzluk çemberine girer- ken vatandaşlar tekrar, özel su istasyon- !an ile tankerlere mahkum edildi. Dok- torlar. sulann kesilmesi nedeniyle su şe- bekesine kanalizasyon atığı kanşacağına >dikkat çekerek tekrar hastalık tehlikesiy- (le karşı karşıya kalan vatandaşlann kesin- ,likle musluk suyunu kaynatmadan kul- ^•lanmamalannı istediler. Aylardır hiçbir şey yapmayan RP'li belediyeler, susuzluk - karşısında sessizliklerini bozmazken önümüzdeki günlerde, barajlan doldura- cak kadar yağışdabeklenmediğibildiril- di. İstanbul, susuzluk karşısında çaresiz ve çözümsüz kaldı. RP'li İstanbul Bü- yükşehır Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün de susuzluk karşısındaki sessizliğini korudu. İSKİ yetkililennm barajlardakj su seviyesinin dûşmesi nede- niyle yeni açıkladıklan 4 günlük ve bir haftalık kesinti progTamı ise Istanbullu- lan yazaylannda olduğu gibi yine hasta- lık tehlikesiyle karşı karşıya getirdi. Uz- RP'li beledryeierin duaJan kabul olmayınca, İstanbullu çaresiz kaldı... manlar, su kesintisi sırasında iç-dış ba- sınç nedeniyle su borulanna kanalizas- yon kanştığını, bu nedenle musluktan akan suyun kesinlilde kaynatılmadan içil- memesini önerdiler. Su, 15 dakika akıülmalı Suyun geldiği anda, en az 15 dakika akıtılması gerektığine de dikkat çeken uzmanlar, özellikle çocuklara musluk su- yunu kaynatarak dahi ıçırilmemesini ai- lelere önerdiler. Bu arada RP'li belediye yönetıcilerinin tüm umutlannı yağmura bağlaması üzerine bilimsel çevreler, hü- kümetin devreye girerek lstanbul'un iç- me suyu sorununa acil olarak el koyma- sını istediler. Yapılan araştırmalara göre kentin su ihtiyacını karşılayabilecek ka- darbarajlann dolması için gereken yağı- şın uzun süre beklenmediği kaydedildi Meteoroloji uzmanlannın yaptığı araş- tırmalara göre barajlan dolduracak ka- dar yağışı sağlayacak bulutsal yapı mev- cut görünmüyor. Yıldız Teknik Üniversitesi Çevre Mü- hendisliği Bölümü'nden Prof. Dr. Nejdet AraL, lstanbul'un suyunun gün geçtikçe azaldıgına dikkat çekerek, 'Melen proje- si'nin en kısa sürede uygulamaya konul- ması gerektiğini söyledi. Bu projeyi, "geç kalınmış bir proje" diye nitelendiren AraL "Bundan 10 yıl önce başlansaydı, bugün musluklanmızdan su akıyor olur- du" şeklinde konuştu. Içınde bulundu- ğumuz aylarda yeraltı sulanndan yarar- lanmanın mümkün olmadığını söyleyen Aral, ağustos ve eylül aylannda yeraltın- daki sulannın seviyesinin düşük olduğu- nu belirtti. Nejdet Aral. farklı bir çözüm önerisi olarak sunulan yapay yağış yön- teminin, kontrolüzorbiryöntemoldugu- nu sözlerine ekledi. İstanbul Teknik Üniversitesi Çevre Mühendisliğı Bölümü'nden Prof. Dr. CM- cay Tünay de yapay yağış yönteminın denenmesinde bir sakınca olmadığını söyleyerek "Yalnız bu yöntem, belirii meteorolojik koşullar bir araya geldiğin- de etkili olur, maliyeti yüksek değUse yapılabilir"dedı. 1 Ü. Mülîendıslık Fakül- tesi Jeolojı Mühendisliğı Bölümü'nden Prof. Dr. Osman Vılmaz ise DSl'nin !s- tanbul'un su probleminde safdışı bırakıl- masıyla sorunlann başladığını öne sürdü. Sonrasında birçok projenın yarım kal- dığını söyleyen Yılmaz, "İstanbul, 10 milyon insanuı yaşadığı bir şehir. Su prob- lemini çözmek için tüm kuruluşlar harekete geçiriJmeli" dedi. 442 BÎN 867 ÖĞREVCİ ALEVACAK Universitelerdeek kontenjan açığıANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Üniversite sınavlannda herhangi bir yükseköğretim programma yerleştirilemeyen adaylar için uygulanacak "Ek Yerlestimıe Proiesi"nde örgün ve açıköğretim program kon- tenjanlan açıklandı. Adaylar- dan 442 bin 867si yükseköğre- tim programlanna yerleştirile- cek. öğrenci Seçme ve Yerleştir- me Merkezi'nin (ÖSYM) yaptı- ğı açıklamaya göre adaylardan 13 bini örgün önlisans, 9 bin 926'sı örgün lisans ve 419 bin 412'si de açıköğretim program- lanna yerleştirilecek. örgün önlisans programJan kontenja- nı ikinci öğretim için 3 bin 699, örgün lisans programlan kon- tenjanlan 1820olacak. Adaylar. ek yerieştirme kıla- vuzu, ek yerieştirme başvuru formu ve ek yerieştirme ücreti banka belgesiru 26-30 Eylül 1994 tarihlerinde il veya ilçe milli eğitim müdürlüklerinden alabilecekler. Posta ile başvuru- lar kabul edilmeyecek. Ek yerieştirme kontenjanına başvuracak adaylarda şu koşul- lar aranacak: "1994 ÖSYS'ye girmiş ol- mak. Bu sına>ın birinci basama- ğında başvurulan program için öngöriilen puan türünde (105) ve daha fazlası. ikinci basamağında ise başurulan program için ge- çerli. hesaplanabilir ÖYS puam- na sahip olmak. Merkezi yerieş- tirme sonunda hiçbir >ıikseköğ- retim programma yerleşmemiş olmak. Ek yerleştirmede tercih edilen yükseköğretim programı- nm 1994 ÖSYS merkezi yerles- tirme sonunda oluşan ep kûçük puaıuna eşjt veya daha yüksek î>ir puana sahip olmak." Adaylar. 1994 ÖSYS'nin herhangi bir basamağına gjr- mek koşuluyla açıköğretim programlanna 1992 ve 1993 OSS puanlanyla da başvurabi- lecekler. 1994 ÖYS sonucu ve özel ye- tenek sınavı ile öğrenci aîan yükseköğretim programlanna kesin kayıt yapürmış olanlar kabul ediîmeyecekler. Adaylar, en fazla 8 tercih yapabilecekler. Merkezi yerieştirme sırasında tercihleri nedeniyle hesaplan- mamış puanlarla öğrenci alan yükseköğretim programlannı da tercih edilebilecek. Adaylar, bu puanlanru ÖSYM'den öğre- nebilecekler. Meslek yüksekokullanna ya- pılacak ba^vurularda, okulun bulunduğu il içindeki bir öğre- tim kurumundan mezun olan ve o ilde doğanlara öncelik tanı- nacak. Üç kocasını öldürüp sevgilisi tarafından boğazlanan Rose'un öyküsü, Jamaika'da bir zamanlar yaşanan köleliği de anlatıyor Duvarlan ipeklekaplı 'CadılarEvi' •ANKARA (AA)- Türkıye'nın cumhuriyet öncesı kuruluşlanndan Türk demiryolculuğunun 138. kuruluş yildönümü, 23 eylül cuma eünü kutlanacak. CELAL BAŞLANGIÇ ^^""^k dalar ölüm kokuyor- M 1 du. Merdivenlere, ha- • m lılara. koltuklara sin- \ * . ^ miştı ölüm. Gecelen kimse kalamıyordu bu evde. Çünkü burası 'Cadılar Evi'ydi. Üç kocasını da bu evde öldür- müştü Rose. Kendisi de sevgilisi tarafından boğazlanmıştı bu e\ r de. Hazin bir öykü. Ancak insan kime acıyacağı- nı kestiremiyor bu öyküde: Ro- se'a mı, öldürülen kocalara mı. Rose'un köle sevgilisine ya da kızına mı, yoksa tüm kölelere mı? En iyisi öyküyü başmdan an- Iatmak. Çünkü bu aynı zaman- da Jamaika'da yaşanılanlann da bir öyküsü. Ingilizler, şekerkamışı plan- tasyonlannın ortasma yedi yüz tane büyük köşk yapmış Jama- ika'da. Bu aynı zamanda, ada Is- panyollardan alınınca Ingilte- re'den yedi yüz ailenin Jama- ika'ya geldiğini gösteriyor. Ada halkı bu büyük evlere "saray" diyor. Kölelik kaldınlınca Afri- ka'dan getirilen siyah insanlar, bir tepki olarak alrı yüz doksan sekiz tanesini yakmış bu saray- lann. Sadece ikisi kurtulabilmış ! bu öfke yangınından. ölelerin en acüı gûnleri En çok yakılanlardan bin de I Rose'un evi. Çünkü köleler gö- rece olarak en acılı günlerini ya- ^şamışlar Rose'un sarayında. 'Cadılar Evi' yirmi bin dö- hümlük büyük bir şekerkamışı tarlasının ortasma yapılmış 1750 yılında. 1971 'de üç milyon dolara restore edilmiş. Iki bin köle çalıştınyormuş, Rosa. Ingiltere'de doğmuş. On ya- şındayken Haiti'ye göçmüş Ro- se'un ailesi. On sekiz yaşında da Jamaika'ya gelmiş. Yirmi dokuz yaşına kadar bu adada geçen on bir yıl içinde üç kez evlenip üç r kocasını da öldürmüş. Sonra da sevgilisi olan bir köle tarafından otuzuna gelmeden öldürülmüş Rose. Rose'un sarayını gezdiren rehber Patricia,gırişteki balo sa- lonunu gösterirken "Evinençok kuUamlan yerl Sık sık davetler verilirmiş burada. Duvarlan ipek kumaşla kaplı" dıyor. He- men yanında bir çalışma odası var. Masanın önündeki sandalye açılınca merdiven oluyor, kitap- lığın üst raflanna yefişebilmek için. Yandaki yemek odasının duvar kağıtlan Uzakdoğu'dan gelmiş. Pirinç üzerine el yapımı desenli... Altmış ayn çeşit kuş türü yapılmış duvar kağidının üzenne. Rengarenk... ^ Ilk kocasını evliliğinin yedinci yılında öldürmüş Rose. Sonra herhalde eli alıştığından olacak, ikinci ve üçüncü kocalannı da ikişer yılda yollamış öbür dünyaya. Üst katta yatak odalan \ar. Rose'un kocalannı öldürdüğü odalar... Odalann önüne ancak bir kol- tuğun sığabileceği büyüklükte birbalkon yapılmış. Rehber Pat- ricia. Rose'u anlatıyor: "Kölelerine verdiği cezanın uvgulanmasını izlerdi bu bal- kondan. Geceleri erkek gibi gtyi- nip atla gezintr, verdiği cezanın sürdürülüp sürdürülmediğini araştmrdj." Bir de espri yaptı Patricia, bir tribün gibi duran balkonu göste- rip: "Herhalde o zaman renkli te- levizyon olmadığı için sadece bu kanah izüyordu Rose." Sıra 'cinayetgaieriieri'ni izle- meye gelmışti. Cinayetlerden, aşklardan. öldürülen kölelerden geriye, rehber Patrfcia'run önünde poz verdiği saray kaldı. (Fotoğraf: CELAL BAŞLANGIÇ) Ilk kocasını evliliğinin yedin- ci yılında öldürmüş Rose. Son- ra herhalde eli alıştığından ola- cak, ikinci ve üçüncü kocalannı da ikişer yılda yollamış öbür dünyaya. Ilk kocası çok içip her gece dövüyormuş Rose'u. O da bir gece zehir koyuvermiş içkisine. İkinci kocasını kalbine bıçak saplayarak öldürmüş. Hala nefes aldığtnı görünce de kızgın yağ dökmüş kulaldanna. Üçüncü kocasını ise köle sev- gilisi Taku ile birlıkte boğarak öldürmüş. Üç cinayeti de üç ayn yatak odasında işlıyor, ama üç cinayet- te de aynı yöntemi izliyor Rose. Kocalannı öldürdüğü odalann kapısını günlerce kapalı rutup çevresindekilere "San humma- danöldü" diyor. Sonra da şeker- kamışı tarlasının herhangi bir y_erine gömdürüyor kölelere. Uzerlerine de bir palmiye ağacı diktiriyor. Ardından da öldürü- len kocalannın gömüldüğü yeri bılen köleleri öldürtüyor diğer kölelere. Elbette kölelenn o tarihlerde sadece öldürülme nedeni, ölen kocalann yerini bilmek değıl. Rehber Patricia, "Dönemin en büyük cinsel fantezisL köleleıie sevişmekti" diyor, "sonra da de- dikodu olmasın diye o köleler öl- düriilüyordu". Rose'un boyu bir metre kırk santimden de kısa. Anlatımının burasında da bir espri yapıyor rehber Patricia: "Biliyorsunuz ki, en şiddetli patlayKi dinamrt de küçük pa- ketlerde olur." Rose'un üç kocasını öldürdü- ğü üç ayn yatak odasını gezdik- ten sonra sıra dördüncü odaya geliyor. Burası da Rose'un öl- dürüldüğü oda. Rose, üç kocasınını da öldür- dükten sonra kölesi Taku ile bir- lıkte yaşamaya başlamış. •Kocalannı öldürdüğü odalann kapısını kapalı tutup "San hummadan öldü" diyor. Sonra da şekerkamışı tarlasına gömdürüyor, uzerlerine de bir palmiye ağacı diktiriyor. Ardından, öldürülen kocalannın gömüldüğü yeri bilen köleleri öldürtüyor diğer kölelere. Günlerden bir gün, çiftliğe Robert adında bir muhasebeci geliyor. Robert, yakışıklı bir In- giliz. Rose hemen aşık oluyor Robert'e. Ancak muhasebecinin gönlü başkasında. (şin ilginci Robert, bir köleye aşık. Hem de Rosa'un sevgilisi Taku' nun bü- yük kızına.. Rose bu, hıç affeder mi? Üç kocasına yaptığını bu kez sevdi- ği adamın sevgilisine de yapar \e köle sevgilisi Taku'nun bü- yük kızını öldürtür. Bu, aynı za- manda Rose'un ölüm fermanını kendi elleriyle imzalaması anla- mına da geîiyordu. Sarayın üst katında beş yatak odası vardı ve bunlardan üçün- de üç kocasını öldürmüştü Ro- se. Dördüncüsünde, yani kendi yatak odasında köle Taku tara- fından boğularak öldürülür. Böylece Jamaika'daki on biryıl- lık yaşamına dört cinayet sığdı- ran Rose'un öyküsü, yirmi do- kuz yaşında öldürülerek nokta- lanır. Rose, üç kocasını birden neden öldürdü? Bu soruya rehber Patricia, "Kocalannın erkeklikleri pek güçlü degümiş" yanıtını verdik- ten sonra, gezdirdiği erkeklere bir espri daha yapıyor: "SLri hiçbir kadının öldürme- sine sebebhet vermeyin.-" 'Cadılar Evi'nin alt katıtıa doğru duvarlar kalınlaşıyor, pencereler azalıyor. Patricia. "Jşte burası" diyor, "kölelerin hapsedildigi zindan". Merdiven altında. kırmızı kurdeleyle bağ- lı bırayı tuzağı var. Kaçan köle- ler, bu tuzaklarla yakalanıyor- muş. Zindandan pencereler açıl- mış. Burası şimdi turistik eşya satılan bırdükkan. Ön tarafı ise 'caz bar' yapılmış. Sarayın çev- resinı kucaklamış bmlerceyeşil- den oluşan örtü. Tam karşıda masmavibirdenizvar Ufukçiz- gısinde yağmur bulutlan. Avııadaki görüntü Alt katta bir resim ve bir mek- tup asılı. Resimde bir kadın gö- rünüyor. biraynanın içinde. Ka- nadalı birturist Rose'un evinde- ki aynadan kendi fotoğrafını çekmiş. Ancak, ülkesine dönüp filmi banyo ettirdiğinde şaşılası bir durum çıkıyor ortaya. Çün- kü aynadaki görüntü kendisinin değıl. Bambaşka bir kadına ait. Bu durumu anlatan bir mektup- la 'CadılarEvi'ne gönderiyor fo- toğrafı. Rose'un hiçbir yerde gö- rüntüsü yok. Oradakiler, "Kim- bilir, belki de gercek Rose bu" dı- yorlar. Sadece bir mezar var bah- çede. Bütün bu öyküden, cina- yetlerden, aşklardan, öldürülen kölelerden, yani kısaca Rose'dan geriye kalan, dedeleri köle olan rehber Patricıa'nın üzerine oturup gülerek poz verdiği bir mezartaşı yalnızca. YARJN: Sürprizler ülkesi Kastamoıııv<la Hitit savaşçısı Kınık'ta benzersiz bir savaşçı heykeli ve Anadolu'daki en eski cam eser bulundu MURATKOSE KASTAMONU-Kastamonu'nun Devre- kani ilçesi Kınık köyünde yapılan arkeolo- jik kazının yüzey çalışmasında benzersiz bir Hitit savaşçı heykeli ile Anadolu'daki en es- ki cam eser bulundu. Yaklaşık 20 gündür Kastamonu'nun Dev- rekani ilçesi Kınık köyünde arkeolojik ka- zı çalışmalannı sürdüren Prof. Aykut Çuıa- rogju başkanlığındaki Ankara Üniversitesi kazı ekibi, henüz kazıya dahi başlamadan yaptığı yüzey araştırma çalışmalannda çe- şitli eserler buldular. Kazı yerinde yaptıklan ilk yüzey çalışma- sında antik değeri çok yüksek olan Hitit sa- vaşçı heykeli bulan kazı ekibi başkanı Prof. Dr. Aykut Çınaroğlu, "Başka hiçbir eser bulunmasa bile heyke- lin veen eski cam eserin bulunmuşounası ye- terlL Eiinde mızrağı kalkanı olan bir Hitit sa- vaşçısına ait heykeL son derece onemli bir eser" dedi. Prof. Dr. Aykut Çınaroğlu konuyu şu şe- kilde açıkladı: "Olayın en önenıliyani,ilkdefa sisJemli bir kazıda Hitit heykeli bulunmuş olması. Ben- zeri he> kellerden bir-iki tane daha var ama bunlar sistemli kazılarda değü. satınalnıayo- luyla elde edilmiş eserier. Bizim bulduğumuz heykel ise hepsinden farklı özellikler taşryor. Hiçbir bozuimaya uğramamış, funçtan ya- pdrnış, 9.7 santim boyunda bir parça..." Kastamonu heykeli Prof. Dr. Aykut Çınaroğlu, bulunan hey- kelin arkeoloji literatürüne "Kastamonu heykeh"" olarak geçeceğini kaydetti. Yaptıklan çalışmalarda Anadolu'dakı en eski cam eseri bulduklannı açıklayan Prof. Dr. Aykut Çınaroğlu, Hitit belgelerinde cam eserlerden bahsedildiğini, ancak bugüne ka- dar bunlann bir ömeğine rastlanmadığını belirtti. Prof. Dr. Aykut Çınaroğlu şunlan söyle- di: "Cam eserin içinde deniz minaresivle ay- nı şekli taşıyan ve içki kabı (rython) olarak kullanıian eser çok büyük değer taşıyor. Ay- nı dönemlere ait bir cam eşyanın Ameri- ka'daki Coming Museum'da bulunduğu söylenir. Ancak soz konusu eserin Kınık'ta bulunan kadar sağlam ofanadtğı yolunda bil- giler aldık. Bu eserin dışında üzerinde Hitit güneş mofjfi bulunan bir cam parçası daha bulduk. Kaa hızlamyor Kısıtlı maddi imkanlarla başlatıldığı için daha çok yüzey araştırması şeklinde süren Kınık kazısı, Kastamonu Belediye Başkanı Süleyman Yücel'in ve Devrekani Belediye Başkanı Hidayet Ûlgen'in destek vermesiy- le hızlanıyor. Kastamonu Belediyesi, kazıya ılk etapta 50 milyon olmak üzere 200 milyona kadar destek vermeyi hedeflerken, kazıda çıkan eserlerin de Kastamonu'da kalması koşulunu öne sürüyor. Devrekani Belediyesi ve bazı dernekler, kazıya eleman bulma yolunda yardım etme sözü veriyor. Arkeoloji haritalannı değiştinneye aday kazı sürerken, bölgede bir şehır yerleşimi bulunduğu da yine kazı başkanı Prof. Dr. Aykut Çınaroğlu tarafından ifade ediliyor. 5 yılda 6 bin nükleer kaza VÎYANA(AA)-Çevreci Yeşil Banş Örgütü (Greenpeace). 1988-1993 yıllan arasında dün- yadaki mevcut nükleer santral- larda toplam 6 bin kaza meyda- na geldiğini bildirdi. Greenpeace'in Viyana Şube- si'nce dün, Uluslararası Atom Enerji Ajansı (AIEA) yıllık top- lantısına sunulan raporda, 1988- 93 döneminde dünyada 430 nük- leer santralın görev yaptığı, bun- lardan 417'sinde bir ya da birkaç kaza meydana geldiği kaydedil- di. Greenpeace ve AIEA verileri- nedayanılarak hazırlanan rapor- da, Batı Avrupa'dakı nükleer santrallann doğudakilere oranla daha güvenli olduğuna ilişkın ınanışın "tam olarak doğru ol- madığı" belirtildi. Greenpeace raporunda aynca, "Doğu Avrupa'daki Sovvet ya- pımı nükleer reaktörlere Batı teknolojisinin taşınmasının, bu santrallann her zaman gü- venliğini sağladığı inanışı yan- lıştır" ifadesi kullanıldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle