27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
31 AĞUSTOS1994 CARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMI pazarlık • ANKARA (ANKA)- Türkiye ile İsrail arasında serbest ücaret anlaşmasırun imzalanmasına ilişkin görüşmelerinilkturu, l eylülde Ankara'da başlayacak. Taraflann, görüşmelerin yıl sonuna kadar tamamlanması için çaba göstereceği bildiriİdi. l-2eylülgünlerinde yapılacak görüşmelerde Türk heyetine Dışişleri Bakanlığı Avrupa Topluluklan Genel Müdürü Akın Alptuna başkanlık edecek. Dışişleri Bakanlığı, ekonomik işlerden sorumlu Müsteşar Yardıması Oded Eran'ın başkanlığındaki İsrail heyeti, dışişleri, ticaret, maliye (gümrük) ve tanm bakanlıklannın temsilcilerinden oluşacak. ABD1 ye uçak parçası ihracatı • ANKARA (ANKA)- Devlet Bakanı Bekir Sami Dace, TUSAS Havacılık ve Uzay Sanayi AŞ tarafından üretilen bazı uçak parçalannın Amerika Birleşik Devleüeri'ne ihraç edildiğini bildirdi. Devlet Bakanı Bekir Sami Dace, RP Grup Başkanvekili Şevket Kazan'ın yazıh soru önergesini yanıüarken, TUSAS tesislerinde 139 adet Y C/D uçağının üretilerek Hava Kuvvetleri Komutanlığı'na teslim edildiğini, 1999 yıh sonuna kadar devam edecek proje kapsamında 93 uçağın daha üretileceğini söyledi. UNDrdÖPtgemiye talip IİSTANBUL(ANKA)- Özelleştirme kapsamında bulunan Deniz Nakliyat'a ait 4 adet Ro-Ro gemisini saün alması için UND'ye teklif götüriildü. Toplam 4 adet Ro-Ro gemisi için 60 milyon dolaristendi. Teklif önümüzdeki hafta içinde karara bağlanacak. Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) Başkanı Şaffet Ulusoy, gemiler için istenen fiyaun 'şişirilmiş' olduğunu savundu. Ulusoy, UNDDenizcijikAŞve UND Ro-Ro İşletmeleri AŞ adına iki adet Ro-Ro gemisi saün aldıklannı, ancak bunlann yetersiz kaldığını, bu nedenle gemileri alabileceklerini anlattı. Taşımacılıkta 'yeşil' kamyon • İSTANBUL (AA)- Avrupa'nın yanı sıra Türkiye'de taşımacılıkta çevre dostu 'yeşil kamyonlar' kullanılmaya başlandı. Türk karayolu taşıma fılosundaki yeşil kamyon sayısı 1.200'e ulaşırken, sektör temsilcileri bu sayının artünlabilmesi için devletten destek bekliyor. Çevre Bakanlığı Çevre KirÛliğini Önleme ve Koruma Kontrol Müdürü Dr. Ali Rıza Yılmaz, yaptığı açıklamada, Avrupa BirliğTnin çalışmalanna paralel olarak Türkiye'de de motorlu araçlardan kaynaklananegzoz emisyonlannın azaltılmasına çalışıldığını söyledi. METAŞ Pakistan'da • ANKARA (ANKA)- Metaş Grubu'na bağh şirketlerden Demir Mamulleri Sanayi AŞ'nin (DEMAŞ) Pakistan'da kazandığı 12.612.200 dolarlık enerji nakil hattı çelik direk ihalesine ilişkin sözleşme imzalandı. Pakistan Su ve Enerji Geliştirme Kurumu(WAPDA) tarafından açılan ihaleyi Türk firması DEMAS kazanmış, projeye kredi sağlayacak olan Dünya Bankası'nın onayı alınmışü. ŞİRKETLERDEN • RCl 2 milyon tirajlı. 10 milyon kişinın okuduğu tunzm dergisi HOLIDAY/de, Türkiye'nin tanıtımına üç sayfa ayırdı. "TürkLokumu''başlıklı övgü dolu yazıdan sonra, dünyanın bir numaralı tatil köyü RCI ünitelerinde doluluk oranı yüzde 100'e ulaştı. • ELECTROLUX Yönetim Kurulu Başkanı Anders Scharp, iki gunlük bir ziyarette bulunmak üzere Türkiye'ye geliyor. • ECZACIBAŞI Türkiye'nin 500 büyük firma sıralamasına yedi kuraluşunu soktu. •1YAŞAR HOLDİNG Türkiye'nin 500 büyük fırma sıralamasında 11 kuruluşu ile yer aldı. Savurma Döküm Tesisi 'nin üretime başlaması için sadece 750 bin dolarlık yatınm gerekiyor Karabükbukadar nuueuz? EKONOMIYE BAKIŞ TANER BERKSOY • 1984 sonunda kapatılan Savurma Döküm Tesisleri'nde sadece dört büyü şehir belediyesinin yıllık ihtiyacı 50 bin tonu bulan ductil boru, döküm sektörünün yılda 40 bin tonu bulan sfero piki üretiliyordu. • Ductil boru ithalatı için her yıl ortalama 1 trilyon 650 milyar lira ve sfero pikinin ithalatına odenen rakam da 300 milyar lira. Tesislerin üretime geçebilmesi için ise sadece 750 bin dolarlık bir yenileme yatınmı yeterli oluyor. AHMETÇELtK Karabük en büyük darbeyi "Savurma Döküm Tesisi"run kapatılmasıyla aldı. Hamrnad- desinin gerektirdiği ekstra işlem gerekçe gösterilerek kapatılan tesislerde sadece dört büyükşe- hir belediyesinin yıllık ihtiyacı 50 bin ton olan ve su borulan yapımında kullanılan ductil bo- ru üretiliyordu. Hükümet, Karabük Demir Çelik Işletmeleri'ni kapatmayı düşüne dursun, ton başına mali- yeti 1000 dolan bulan ductil boru ithalatı için bu günkü kur- lar ûzerinden her yıl ortalama 1 trilyon 650 milyar lira para öde- niyor. Yine aynı tesislerde üreti- len ve döküm sektörünün gerek- sinimi olan sfero pikinin yılda 40 bin ton sınınnı çoktan aşan it- halatına ödenen rakam da 300 milyar lira. Trilyonlarca lirahk kredinin battıği Türkiye'de Karabük'ü kurtaracak tesislerin yeniden üretime geçebilmesi için ise sade- ce 500 ile 750 bin dolarlık bir ye- nileme yatınmı yeterli oluyor. Karabük'ün, kurtulması. DYP İstanbul Milletvekili Bedrettin Dalan'ın "Türkiye İçin hava-su kadar önemli" dediği ductil boru üretimi yapan Savurma Döküm Tesisleri'nin yeniden hayata ge- çirilmesine bağlı. Söz konusu te- sisler üretime geçtiğinde yılda 2 trilyona yakın bir girdi sağlaya- cağından, işletme, tüm zaranru bir-iki yılda karşılayacak. Hatta üç yıl içinde milyarlarca lira kara büegeçebilecek. Tesislerin 1983-84 döneminde faaliyette bulunduğunu belirten TMMOB.Metalurji Mühendis- leri Odası İstanbul Şubesi Demir Çelik Komisyon Başkanı Mesut Erk, "Ancak tesisler, ductil boru üretiminde kullanılan küresel grafik dökme demir üretimi pa- halıya mal oluyor gerekçesiyle kapatıldı. Tesisin kapatüma ge- rekçesi doğnı değildi. Bunu işlet- mede çalışanlar da söylü> or. Tür- kiye için çok gerekli olan ductil bonıya sedece IstanbuTda duyu- lan ihriyaç ydda 25 bin ton. Buna Izmir, Ankara ve Adana da ek- lendiğinde rakam >ilda 50 bin tona çıkıyor" dedi. Erk şöyle ko- nuştu: "Sadece ductil bonı değil tesis- lerde aynca sfero piki de üretili- yor. İki üriinün ithalatı için her yıl verilen 1 trilyon 950 milyar liralık döviz düşünüldügünde yeniden üretime başiamanın önemi ortaya çıkıyor. Şu anda üretime gecmek için gerekli olan para ise sadece 20-25 milyar lira. Hükümetin ha- len ne beklediğini bilmiyoruz." Dönemin istanbul Büyükşe- hir Belediye Başkanı Bedrettin Dalan ise, ductil boru ihtiyaç- lannı ithalatla karşılama gerek- çelerini, "Ductil boru bizhn za- manımızda üretilmiyordu" şek- lindeaçıkladı. İhtiyaçlannı karşılamak için ihale açtıklannı belirten Dalan, ihaleyi İsviçreli George Fischer Firması'nın kazandığını söyledi. İstanbul'un boru ihtiyacmın yılda 8 bin kilometre olduğunu belirten Dalan, Cumhuriyet'in boru üretim tesislerinin var ol- duğunu hatırlatması üzerine ise, "Eğer varsa ve çalıştınlmıyorsa, bu bence hükümetin büyük ayı- bıdır. Türkiye için ekmek-su ka- dar önemli bir şey. Bir an öoce üretime geçilmeü" dedi. Izmir'de kurulacak Kipa Hipermarket'in 100 ortağı arasında kimler yok ki.. Unlülermarketçiliğe soyundu Ekonomi Servisi - Egeli pat- ronlar dev market zinciri kur- mak üzere Kipa'da buluştu. Sa- nayiciden, bankaaya, sanatçı- dan medya imparatoruna kadar Türkiye'nin en seçkin zenginleri arasında yer alan 100 işadamı Egeli marketlere rakip olmaya hazırlanıyor. tzmir Ege Üniversitesi'nin tahsisi, Vakıflar Genel Müdür- lüğü'nün izni ve yap-işlet-devret modeli ile kiralanan 42 bin met- rekarelik alanda bulunan hiper- market için ortaklık anlaşmasıy- la Belçikalı GIB grubundan da 3 milyon dolar da kredi alındı. Kasım aymda hizmete girecek olan hipermarket, üç yıl içinde 3 tanesi Izmir'de olmak üzere daha sonra tüm Ege'ye yayıla- cak zincirin sadece ilk halkasını oluşturuyor. Her ne kadar tekel olarak adlandırmasalar da or- taklar, kurulacak hipermarket- lerin bir süre sonra mal gruplan- na göre aynmlaştınlacağını be- lirtiyorlar. Her biri tek başlanna birkaç Erol Simavi • Egeli işadamlannın öncülüğiınde kurularak kasımda hizmete girecek olan ve yeni mağazalarla genişlemesı planlanan nipermarketin ortaklan arasında Dinç Bilgin, Erol Simavi, Metin Akpınar gibi renkli isimler var. Dinç Bilgin hipermarket kurabilecek biriki- me sahip olan söz konusu 100 kişinin bir araya gelmesi, "güç- birliği" olarak açıklanıyor. An- cak bundan en fazla zarar göre- cek olan kesim ise aynı işi yapan orta ölçekli fırmalar. Çünkü. her ne kadar amaç bir araya gelmek olsa da ortaklann hemen hepsi verdikleri parannın karşıhğjru almak istiyor. Fiyat rekabetinin de düşünüldüğü yapılanmada. küçük marketlerin buna nasıl dayanabileceği ise ortaklan ilgi- lendirmiyor. Yönetim Kurulu Başkanhğf- nı Şinası Ertanın yaptığı or- taklıkta, medyayı Sabah Gaze- tesi sahibi Dinç Bilgin ve her ne kadar gazetesini satmış olsa da Hürriyet Gazetesi'ni eskı sahibi Erol Simavi ve yine Sabah Gaze- tesi yazarlanndan Güngör Men- gi temsil ediyor. Ortaklann l'er milyar lira ser- maye ile katıldığı Kipa'da ban- kacılık kesiminden Yapı Kredi Genel Müdürü Burhan Kara- çam bulunuyor. TOBB eski Baş- kanı Rona Yu-çalı'nın da bulun- duğu Kipa ortaklığında >er alan diğer ünlü isimler ise, "Erdoğan Özgörkey, Metin Akpınar, İbra- him Bodur, Samim Sivri, Ali Nail Kubalı, Ahmet Priştina" şeklin- de sıralanıyor. P&G ve Unilever, Avrupa'daki çatışmalarını içeride de sürdürüyor Deterjansavaşı Türkiye'de ÖZLEM YÜZAK Avrupa'daki deterjan savaşı Türkiye'ye de sıçradı. Satış ra- kamlan diğer Avrupa ülkeleri- ne oranla çok düşük kalan Procter and Gamble (P&G) ve Unilever'in Türkiye kollan, di- ğer Avrupa ülkeleri karşısında mahcup duruma düşmemek için kollan sıvadılar. Daha ön- ce kaliteye ve ambalaja önem veren tüketici, zaten ocak ayın- dan beri yaşanan ekonomik krizin de etkisiyle artık "para- nın satın alabileceği en büyük değere" yönelmiş durumda. Tüketici yine de kaliteden ödün vermediği için, her iki rakip de- terjan üreticisi de çareyi üriinün kalitesine dokunmadan, malın saüş fıyatını etkileyecek her tür- lü maliyeti azaltma yoluna gidi- yorlar. Procter and Gamble (P&G) 180 kişilik satış kadrosunu 120'ye indirirken, Lever'in de PflRkll KTCtf IPIM fwnt T£M17i IK aşağı yukan aynı oranlarda kadro azalimaya yöneldiği belirtiliyor. Her iki fırma da üretim tesislerindeki otomasyo- nuarturdılar. Ürün kalitesini düşürmeme- ye özen gösteren P&G ve Unile- ver'in Türkiye kollan, Türk tü- keticisinin alım gücünü de dik- kate alarak ambalaj ve reklam- dan da ödün veriyor. Televiz- yona verdikleri reklam süreleri- ni yan yanya düşüren devler, ürünlerini "ekonomik paketler" içine sokarak iç çamaşınndan bardak takımlanna kadar türlü promosyonu da veriyorlar. Ta- bii bu arada iki şirketin de piya- sada var olan ya da yeni katılan düşük fıyatlı deterjanlan ihmal etmedikleri belirtiliyor. Halen P&G'ın Türkiye'deki pazar payı yüzde 36, Unilever'in ise yüzde 40 civannda. AvTupa'daki savaş kızıştı Avrupalı endüstri devleri Unilever ve Procter and Gamb- le (P&G) arasındaki deterjan savaşı tüm hızıyla devam edi- yor. Yıllar boyu sürdürülen "en iyi kalite, en iyi ambalaj" reka- beti şimdi de ürün "fiyatma" yansıdı. P&G'm, yüksek ısıda yıkandıği takdirde Omo deter- janın çamaşıra zarar verdiği yo- lundaki iddialan, Unilever'in en gözde ürünlerinden olan Omo'nun pazar payını düşür- müştü. Omo'ya karşı tüketicide oluşan şüphe tohumlannı yok etmek isteyen Unilever firması, Hollanda'da kısa bir süre için "Omo toz deterjanuı" fıyatını yüzde 60 oranında düşüreceğini açıkladı. Vergide songünANKARA (AA) - Net aktif vergisinin ve ekonomik den- ge vergisinin ikinci taksidi, emlak vergisi beyanname verme ve birinci taksidini ödeme süresi ile çevre temiz- lik vergisinin bildirim ve öde- me süresi bugün doluyor. Maliye BakanhğYndan ya- pılan açıklamaya göre, gelir ve kurumlar vergisi mükellef- lerinin ödemesi gereken net aktif vergisi ile götürü usulde vergilendirilen mükelleflerin ödemesi gereken ekonomik denge vergisine ilişkin ikinci taksidini odeme süresi bugün mesai saati bitiminde sona erecek. Emlak vergisi ve çevre te- mizlik vergisi mükelleflerinin beyannamelerini ve bildirim- lerini belediyelere vermeleri ve emlak vergisi birinci taksi- di ile çevre temizlik vergisi bi- rinci ve ikinci taksitlerini öde- me süresi de bugün çalışma saati bitiminde dolacak. Çayda kaçak ANKARA (AA) - Maliye Bakanı İsmet Attila, çay sek- töründeki çeşitli özel sektör fırmalannda 1994 yıhnda yapılan vergi incelemeleri so- nucu, 63 milyar 519 milyon liralık matrah farkı bulundu- ğunu, fırmalara 12 milyar 605 milyon lira ceza kesildi- ğini bildirdi. Attila yaptığı açıklamada, Gelirler Kont- rolörleri'nin çay sektörü ile il- gili vergi kayıp ve kaçaklannı inceleme altına aldıklannı anlattı. Incelemelerde cari dönem itibanyla KDV ve stopaj gelir vergisi ko- nulannın ele ahndığmı belir- ten Attila, şunlan kaydetti: "Çay piyasasında çalışan özel sektör firmalannın kayıtsız bir şekilde çay aJdn kları, bazüarının çay paketle- rini taklit ederek. korsan ima- latta bulundukları sap- tanmıştır. Firmaların imal edilen korsan çayları belgesiz piyasaya sürerek büyük ölçü- de vergi kaybına sebebiyet verdikleri de anlaşıbnıştır." Bilincli tüketici bayiliği geri aldırdı Marmaris Yat Umanı'nındaki Gün Market'ten oğluma ve kendime iki dondurma aldım. Market sahibi bizden Memo Vanilyalı Kornet için 35 bin lira, Milk May dondurma için 60 bin lira istedi. iki dondurmanın 95 bin lira tutmasının imkansız olduğunu söylediğimde, "canmız isterse satm a//rs/n/z "cevabıyla karşılaştam. Bu arada oğlum dondurmayı açtğı için geri verme şansımız da kalmadt. Satış fişini incetediğimde sadece dondurmanın flyatıntn yazılı olduğunu, miktarı hakkında hkpbir ayrıntı bulunmadığını gördüm. Hernangi bir yere şikayet etmeye kalkbğımda iki dondurma aldığımı ispatlayamayabilirdim. Bunun üzerine aynntalı fatura vermelerini istedim. Marketsahibininfişkestiğini, bu nedenle fatura veremeyeceğini söylemesi üzerine ayrıntılı fatura alabllmek için aynı dondurmalardan yeniden satın almak zorunda kaldım. Söz konusu olayı tüketicilere örnek olması bakımından size bildirryorum. F evzıye Hanımin bıze aktardığı olayın benzerlerine günlük hayatta sıklıkla rasthyoruz. Özellikle tatil beldelerindefiyatlar iki, hatta üç katına kadar çıkabiliyor. Bazı tüketiciler bu olaylara seyirci kalırken, Fevzıye Hanırn gibi bilincli olanlarise hakkını ne şekilde olursa olsun arıyor. Fevziye Hanım'ın şikayetini Mars Dondurma Pazarlama Bölümü Müdürü Çelik ören ile Memo Dondurmalan'na ilettim. İki firma arasında yapılan anlaşma gereği Memo ve Mars ürünlerinin aynı dolapta saklandığını söyleyen Çelik Bey, Mars'ın ithal ettiği Milk VVay'ingerçekfiyatının 25 bin lira olduğunu belirtti. MilkVVay'in en ucuz ürünleri arasında yer aldığını anımsatan Çelik Bey, söz konusu olayı inceleyeceğini.böyle bir olayın gerçek olması halinde dolabın geri alınacağını vurguladı. Memo'dan yapılan açıklamada ise "Vanilyalı Kornet" dondurmaların fıyatının 15binliraolduğubelirtiliyordu. Söz konusu şikayeti inceleyen Mars ve Memo Dondurmaları, Gün Market'ten dolaplarını geri aldılar. 40 bin liraya satması gereken dondurmayı, 95 bin liraya satan Gün Market cezasınt çekti. • Antrakt dergisi hatasını Yİıl Cumhurtyot Oazelsaf TürKocağt Cad. 39/41 Cağatoğlu/İSTANBUL. TEL: S1S OS OS FAX: 51A O7 S1 993 yılı Aralık ayı içinde Cumhuriyef te yayımlanan bir ilanda, 25 Aralık 1993 tarihine kadar Antrakt dergisine abone olanlara ceşrtii olanaklar tanınacağı yazıyordu. YiTltk abone ücreü olan 300 bin lirayı yollamama karşın, ne aboneliğim gerçekleşti, ne de ücretsiz gönderileceği belirtilen dergiler bana ulaştı. Bu konuda Antrakt'ın sahibi Saim Yavuz'dan da hkj bir açıklama gelmedi. Antrakt dergisinin güçlük içinde bulunduğu öğrend)ğimde,kendimi dergiye yardım etmiş sayarak abonelik ücretinden vazgeçtim. TRT 3'ün bir programında yayımlanan bir duyuru ise size yazmama neden oldu. Duyuruda, Antrakt dergisinin adını anımsayamadığım başka bir kuruluşla birlikte sinopis yarışması düzenlemiş oMuğu belirBliyordu. Yarışma düzenleyecek durumdaki bir derginin, abonelerine karşı daha duyarlı olması gerektiğini düşünmeye başladım. Bu nedenle hakkımı aramaya karar verdim. Crol Ocdemir/ ÇANAKKAUE O kurumuzun şikayetini Saim Yavuz'a ilettiğimde, en kısasürede sorunun çözümleneceği cevabını aldım. Şikayetinde Erol Bey'i haklı bulan Saim Bey, "Abonelikle ilgili bir problemi olduğunda ilk önce bize başvurmalıydı" dedi. Geçen yıl aralık ayında başlatılankampanyaylayaklaşık230 kişinin abone olduğunu söyleyen Saim Bey, "Abonelerin yaklaşık 20kadarının buna benzer problemi oldu. Telefon açıp. faksçekip, adreslehni öğrendik. Hatalan düzelttik. Sadece 3 kişiye ulaşamadık. Onların adreslerini bulmamız mümkün olmadı. Bunlardan biri de Erol Bey'df'dedi. Erol Bey'in bu zamana kadar biriken butün dergilerini kargoyla adresıne yollayan Saim Bey, herhangi bir aksaklık halinde okurlarınındurumdan kendılerinı haberdar etmelerinı istedi. • Yaparak Oğrenmek Bu yönetim piyasalarla dansı bilmiyor. Zarif ve uyum- lu olması gereken dansın bir güç gösterisi, bir zorlama oyunu olduğu kanısında. Ne zaman kendisini biraz güç- lenmiş hissetse piyasaları kaba saba bir oyuna zorlu- yor. Sonuç değişmiyor. Mali piyasalarda ortalık toz du- man oluyor. Bu yönetim bunu hep yapıyor. Geçen yıl piyasalarla böyle bir oyuna başlamıştı. Yılın ilk aylarındabuzor oyu- nunun sonuçlarını yaşadık. Gerekli yapısal önlemleralı- nsa, piyasaları zorlamak yerine ortam uygun biçimde düzenlense kolaylıkla kaçınılabilecek bir kriz, beceriksiz ve bilgisiz girişimlerle içinden çıkılmaz hale getirildi. Üretim ve refah kaybı oldu. Krizin kaldırdığı toz daha yeni durulmaya başlamış, Hazine yeniden borçlanabilir hale gelmişken yine piya- salarla dans merakı nüksetti. önce yine faizle oynandı. Biz bu yanlıştır, kriz doğurur falan derken bu kez panik içinde döviz kuruna gaz verildi. Ortalık yeniden karıştı. Kesin olarak anladık ki bu yönetim piyasalarla dansı bilmiyor, öğrenmiyor. Ama bu merakından da vazgeç- miyor. Bilmemek ayıp değil. Öğrenmemekayıp. Hadidiyelim okuyup, ögrenmeye niyetiniz yok. Bu, dünyanın sonu değil. iki almaşığınız var. Ya efendilik edip, bilmediğiniz ve ögrenmeye de yanaşmadığınız bu oyunu oynamazsı- nız. Ya da bu işi öğrenmenin bir yolunu bulursunuz. Okuyup oğrenmek güç iş. Hele piyasa çözümlemeleri gibi genelde soyut ve çoğu kez karmaşık matematiksel yazılımlarla ifade edilen kuramsal bilgileri okuyup, anla- mak ve hazmettiğiniz bilgiyi uygulamaya aktarmak çok daha güç iş. Bunu gözünüz kesmiyorsa kolayı var. Okuyup öğre- nemiyorsanız yaparak öğrenirsiniz. Bu tür öğrenmenin başlangıç maliyeti yüksek. Bilmediğiniz bir işi ilk yaptı- ğınızda bilgi eksikliği beklenen sonucu almanızı engel- ler. Ortalık biraz karışır. Ama bunun bir de yararı olur. Bu ilk deneyden işin nasıl yapılacağını öğrenirsiniz. Sonraki uygulamanız bu bilgiyi taşır ve beklenen sonu- ca ulaşırsınız. Bu tür bilgilenme iktisatçılara yabancı bir süreç değil. iktisadi düşünce dağarcığında yaparak öğrenme (lear- ning by doing) dediğimiz bir kavram var. Yabancısı oldu- ğu bir teknolojinin üretime aktanlmasında işgücünün, soyut bilgiden çok somut deneyimden yararlanacağı ve yaparak öğrendiği bilginin yeni teknolojilere uyum ve verimlilik artışında soyut bilgi kadar olumlu etki yarata- cağını ifade ediyor bu kavram. Yaparak öğrenme kavramını üretim evreninden alıp, ülke ekonomisini yönetme düzlemine taşımak mümkün. Ama bunun bazı güçlükleri var. Her şeyden önce ekono- mi yönetiminde soyut bilgi ve somut deneyim eksiği olanların zaten böyle bir işe talip olmamalan gerektiğini düşünüyor insan. Hadi bu da politikanın bir cilvesidir diyelim. özellikle popülizme dayalı siyaset süreçlerinin, bilgi ve beceri eksiği olanları da yönetim kademesine taşıyacağını ka- bul edelim. Bu durumda yöneticilerin en azından yapa- rak öğreneceklerini umut etmek durumundayız. Bu maliyetsiz bir süreç değil. Bilgi eksiğini yaparak öğrenmeyle gidermenin bir başlangıç maliyeti var. Üre- tim alanında bu maliyeti firmalar yükleniyor. Yaparak öğrenmenin daha sonra verimivekârı arttıracağı beklen- tisiyle yükleniyor firmalar bu maliyeti. Ekonomiyi yönetmeyi yaparak öğrenmenin de bir ma- liyeti var. Genellikle kriz ve ardından gelen durgunluk şeklinde ortaya çıkan bu maliyeti toplum yükleniyor. Maliyeti yüklenen toplumun da yöneticilerin yaparak öğ- rendiği ve bir sonraki dönemde ekonominin düzgün yö- netileceği beklentisi var kuşkusuz. Bizde bu işlerin böyle olmadığı anlaşıhyor. Bu yöne- tim, piyasalarla dansı, yani piyasa ekonomisini yönet- meyi bilmiyor. Bu konuda soyut bilgisi yeterli değil. Üs- telik yaparak da öğrenmiyor. Bir yaptığı yanlışı birkaç kez daha yapıyor. Yönetenler yaparak öğrenmediğine göre, onu seçenlerin yaparak öğrenmelerini beklemek- ten başka çare yok galiba. PTT'nin yatınmlannı durdurması şirketi yüzde 20 küçülttü Netaş,PTT'ye endekslendi• Türkiye'deki en büyük müşterilerinin PTT olduğunu belirten Netaş Genel Müdürü Tanju Argun, 5 Nisan Kararlan'nın ardından tüm yatınmlann askıya ahndığını belirterek, "Ancak eylül sonrasında ekonominin tekrar rayına oturacağma ve yeniden PTT'nin yaunmlanna start verileceğine inanıyoruz" dedi Ekonomi Senisi- îlk altı ay- nedeni ile 296 işcimizi çıkar- da 244 milyar lira kar eden ve yıl sonu için l trilyonu aşkın net kar hesaplan yapan Netaş. PTT'ye endekslendi. Türki- ye'deki en büyük müşterileri- nin PTT olduğunu belirten Netaş Genel Müdürü Tanju Argun, 5 Nisan Kararlan'nın ardından tüm yatınmlann askıya alındığını belirterek, "Bu nedenle PTTnin yatm- mlarını durdurması bizi büyük ölçüde etkiledi. Şirket olarak yüzde 20 oranın da küçüldük. Ancak eylül sonrasında ekono- minin tekrar rayına oturacağı- na ve yeniden PTT'nin yatırı- mlarına start verileceğine inanıyoruz" dedi. Telekomünikasyondaki en büyük rakibi Teletaş içinde bulunduğu çıkmazı atlatmaya çahşırken, Netaş Kanadah or- tağı Northern Telecom'un da desteği ile 1994 yılını ufak tefek sıynklarla atlatıyor. Teletaş'ın krize düşmesi ile pazar pay- lannın bir miktar genişlediğini belirten Netaş Genel Müdürü Tanju Argun, rakiplerinin du- rumunu üzüntü ile izledikleri- ni belirterek şunlan söyledi: "Biz kriz başlamadan koku- sunu alarak öncelikle fînans problemimi/i hallettik. Bu amaçla yabancı ortağımızdan 25 milyon dolar kredi alarak TL borçlanmızın tümünü ka- patttk. Ortağımızuı desteğine rağmen üretimde yaşanan kriz mak zorunda kaldık. Ancak eylül sonrası işlerin yeniden açüması ile bu elemanlanmızı geri almayı planlıyoruz." Bu arada ekonomik krize rağmen şirketlerinin ilk altı ayîık bilançolannın karlı çık- masını ise "ayağunızı yorgga- nımıza göre uzatmayı öğrendik ve ihracata ağırlık verdik" şek- linde değerlendiren Argun, ekonomik krizin sadece oto- motiv sektörünü vurduğu yö- nünde bir imaj yaratılması- nıda eleştirdi. Netaş Genel Müdürü Argun, bazı sektörle- rin krizdeyiz, batıyoruz diye bağınp çağırarak hükümetten teşvik koparmaya çalışüklan- ru belirterek. "Medyayı da yanlarına aldılar ve kriz sanki sadece onlan vurmuş gibi orta- ya çıktılar. Biz sessiz sakin poblemlerimizi çözmeye çau- şırken onlar hükümetten bir takım tavizler almak için kam- panyalara giriştiler. Biz bunla- ra tamamen karşıyız ve onlan tasvip etmiyonız"dedi. Ekonomik krizin çıkışmın ihracatta yattığını ifade eden Argun, bu nedenle Netaş ola- rak ihracata büyük ağırhk verdiklerini söyledi. Argun 1994 için 30-35 milyon dolarlık bir ihracat hedefı önlerine koyduklannı belirterek. "önü- müzdeki beş yıl içerisinde üret- tiğimizin üçte ikisini dışanya satar hale geleceğiz" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle