27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23AĞUSTOS1994SALI CUMHURİYET SAYFA VJÜNÜN FILMLERİ TELEVIZYON 15 70.70 Interstar MACERA 70.25 KanaiD DRAM 70.30 ShovvTV GERİLİM 7 7.30 TRTINT MACERA 77.35 HBB MACERA 12.00 atv DUYGUSAL 72.70 Kanal 6 DRAM 72.75 / \ Interstar \y 12.55 Kanal D MACERA 13.30 ShovvTV ORAM 14.50 Kanal 6 DUYGUSAL HırçınKıa Kirli ışler çeviren bir adamJa onu hapse attıran genç- lerin öyküsü. Yön: Remzi Jöntürk. Oynayanlar Nûk- het Egeli, Ünsal Emre, Bülent Kayabâş. 7Arahk (December 7, 1941)- Japonlann Pearl Harbour'a saldırması, ABD'yi sarsmıştır. Gabe Torres'in fil- minde Bajthazar Getty, Brian Krause var. SessizÖlüm Çiftin mutluluğu, kocanın cinsel yollarla bulaşan hastalığa yakalandığını öğrenmesiyle bozulur. Yön: Mesut Uçakan. Oyn: Bulut Aras, Özlem Onursal. Sürgün Mafyadan kaçıp dağ evine saklanan bir kabadayı ile bir gazeteci kızın öyküsü. Yönetmen Avni Kütükoğ- lu. Oynayanlar Berhan Şimşek, Fanık Peker. Fas Macerası (Outpost in Marocco)- Bir lejyoner subayı, düşman saftan kıza aşık olur. Robert Florey'in filminde Ge- orge Raft, Marie Windsdor var (1949). SabahYıldızı Yazarla genç bir kadının aşk öyküsü. Filmin senar- yosu Muazzez T. Berkant'ın romanından uyarlan- mış. Yön: T. Inanoğlu. Oyn: Ediz Hun, Filiz Akın. Dağlardaki Tehüke (Menace on the Mountain)- ABD iç savaşında bir çocuk, aiienin bakımını üstlenir. Vincent McEve- ety'nin yönetiminde P. Crowley, A. Salmi oynuyor. GercekOyunu (?) - Interstar, özgün adını vermediği için, Robert Hossein'in hangi fılmiyle karşı karşıya olduğumuzu bilmiyoruz. Ne çıkarsa bahunıza... Hacı Murat'ın İntikamı Ailesi katledilen genç intikam peşine düşer. Filmde 70'li yıllann genç Seyyal Taner'i ile Tamer Yiğit başrolde. Yön: Yavuz Figenli. Rüzgarla Yanş (To Race The Wind) - Kör bir genç, ünivestide okuma savaşı verir. VValter Grauman'm TV filminde Steve Guttenberg, Randy Quaid başrolde (1980). 13.45 / atv / tki Yflriû Âşk Aynntıh bilgiyanda Seni Sevmek Kaderim Babasını mahkum ettiren bir avukatla evlenip, ger- çek suçlulan ortaya çıkaran bir kadının öyküsü. Yön: Orhan Elmas. Oyn :Filiz Akın, Ediz Hun. Kabus Giinü (Nightmare at Noon) -Bültene göre Nico Mastora- kis'in yönettiği, Wings Hauser'ın oynadığı film, ge- ziye çıkan bir kankocanın maceralannı anlatıyor. îsa Musa Meryem Hastalığa yakianan fsa, işlediği suç yüzünden vicdan azabı çeken Musa ve her ikisinin de aşık olduğu Meryem'in öyküsü. Oyn: Tank Akan, Meral Konrat. Perişajıdı GÖrdüğümde Çadır tiyatrosunda çalışan morfinrnan kızla ona yar- dımcı olmak isteyen oto tamircisinin aşkı. Yön: Oğuz Gözen. Oyn: Malatyalı Jbrahim, Arzu Ayrun. Aşkm Gözyaşlan Kazada gözlerini kaybeden annesine bakmak için so- kaklarda şarkı söyleyen bir çocuğun öyküsü. Yön: Zafer Davutcğlu. Oyn: Efkan Efekan, Parla Şenol. AynDünyalar Bir gazino pafronu ile kolej ögrencisinin öyküsü an- Latılıyor Yönetmen Orhan Aksoy. Oynayanlar Çü- neyt Arkın, Gülşen Bubikoğlu (1974). Yaşamak Bu Değü Kasabava inşaat işçisi olarak gelen adam, vücudunu para ile satan Emine ile evlenir. Yön: Temel Gürsu. Oyn: tbrahim Tatlıses, Serpil Çakmaklı. 28.00 / Kaaai D / KarmnfUH Naciye Aynntıh bilgi yanda YasakSokaklar2 Büyük şehir mekanmda birbirleri düşman iki çetenin savaşı. Ilk bölümü geçen hafta yayımlanmıştı. Yön: Kaya Ererez. Oyn Emrah, Seren Serengil. Kalp Gibi Kara (Black Heart) - Bir avukat, mafyayla sıkıntıya dü- şer. Maurizio Ponzi'nin yönetiminde Giancarlo Gi- annini başrolde. Köşe Kapmaca Sonunda olaya mafyanın da kanştığı bir soyguncu- nun öyküsü. Yönetmen Zeki Alasya. Oynayanlar Ze- ki Alasya, Metin Akpınar(1979). TekÇıkısYolu (The Only VVay Out) - Ron Hardy'nin yönettiği, Henry Winkler ve Stephanie Faracy'nin rol aldığı film, yasak ilişkiyi konu alan bir melodram. Duvarlann Ardında (La Fille De L'Air) - Geçenlerde genç yaşta ölen Maroun Bagdadi'nin bufilmindehapse düşen bir ka- dının dramı işleniyor. Beatrice Dalle başrolde. Aynntıh bilgiyanda 15.30 TGRT \__J 6ERİLİM 15.30 ShovvTV DUYGUSAL 15.40 atv DUYGUSAL 16.15 Kanal D DRAM 17.30 atv DUYGUSAL 18.20 ShovvTV DUYGUSAL 20.00 (••, atv DUYGUSAL 20.30 HBB MACERA 20.35 ShowJV.! GULDURU 27.00 THT1 MELODRAM 27.75 Kanal D DRAM 22.15 / înterstar / Şeytaa Ptanı 23.00 Kanal 6 GANGSTER 23.20 atv 6ERİLİM 00.10 TRT1 FANTASTİK 00.70 ShowTV GERİLİM 00.75 , , . GÛLDÜRÖ 00.30 Kanai6 o 01.00 Kanal O DRAM ŞehrinKrah (King of the City)- Bar fedaisi- nin başı mafyayla derde girer. Nor- man Thaddeus'un filminde Tom Per- kesian, Michael Parks, Tony Curtis var (1985). SonKurban (Final Sacrifıce)- 15 yaşındaki kız, babasının katili- ni aramaktadır... Tjardus Greduanus'un yönetiminde C. Malcolm, B. Michell, Shane Marceu oynuyor. Tanrmın Emri (God's Will)- Ölen kankoca, işleri düzeltmek için yeniden dünyaya gelir... Julia Cameron'un yönettiği fılmde Marge Kotlisky, Daniel Region başrolde. ÖlümcülGece3 (Silent Nigth Deadly Night 3)- Birbirinden kötü ge- rilim dizisinin bu bölümünde Robert Culp ve Laura Anderson rol alıyor. Lady X'in Boşanması (The Divorce of Lady X)- Bir kadıa, kendini beğen- miş avukatı gözüne kestirmiştir. Tim VVhelan'ın fil- minde Merle Oberon, Laurence Olivier var (1938). Kaplan (La Tigra)- Camilo Luzuriaga'run yönettiği bu Ek- vator fılmi keşfedilmeye değebelir. Lisette Cabrera, Rosanna Itturalde, Veronica Garcia rol almış. Meleklerin İntikamı Kanserli bir kadın ölüme gitmeden önce kocasıyla arkadaşını banştınr. Yönetmen Osman F Seden. Oy- nayanlar Türkan Şoray, Muzaffer Tema, Kenan Pars.©«30 umu Yerlifilmler ) ZJ0 Yabancı filmler Izleyin 'OrtaHalli Değmez atv 13.45\ Yönetmen Singer, 'playboy ve jigololuk' konusunu işliyor Sıkılmadan izlenebilecek filmin kahramanlan (soldan sağa) Stefanie Povvers, Cliff Robertson ve Lana Turner. '65'in 'İki YüzKi Aşk'lanTV Servisi- Alesander Singer, bu ilginç çalışmasında "Playboy ve jigo- loluk" olgusunu incelemeyi deniyor. Güçlü oyunculardan ve olaylann geçti- ği sayfiye bölgesinin çekiciliğinden alabıldığine yararlanan film, sıkılma- dan izlenebilir. Meksika, Acapulco. Tatile gelen zengin bir kadın (Lana Turner), genç ve yakışıklı bir kadın avcısına (Cliff Robertbon) kapılır ve evlenirler. Adam, bir süre sonra, yeni tanıştığı bir tazeyle (Stefanie Powers) gönül eğ- lendirmeye girişirken, kadın da boş durmaz ve kendine bir jigolo ayarlar. Ne var ki bu durum çok sürmeyecek ve kankoca bir seçim yapmak zorunda ka- lacaktır. Love Has Many Faces / Yönetmen: Alexander Singer ' Senaryo: Marguerite Roberts / Görüntü: Joseph Rurtenberg Müzik: David Raksin Oyuncular: Lana Turner, Cliff Robertson, Hugh O'Brian, Stefanie Powers, Ruth Roman, Virginia Grey ' 1965 ABD yapımı, 104 dakika. Filmin güzel ama "geçkin" milyo- neri Lana Turner, oyunculuk yetene- ğinden çok, çalıştığı şirketlerin reklam kampanyalan ve magazin basmın ilgi- siyle ün kazanmış bir yıldızdı. Oynadı- gı filmlerde çıkardığı roller, ender ola- rak vasatın üstüne çıkabilmişti. Tay Garnett'in "Postacı Kapıvı tki Kere Çalar" (The Postman Always Rings Tvvice, 1946) adlı polisiye melodramı ve özellikle Vincente Minelli'nin "Kötü ve Güzel" (The Bad and the Beautiful, 1952) adlı yapıtındaki rolleri bu istisnalardan ikisiydi. TRT2 22.50\ 'Bir Tanışma'da, mutfak kültürü üzerinde duruluyor 'Ondan Sonra'da bir lezzetçi Altuğ Yücel, programın maskotu olan 'Şey Bey'in de yaratıcısı. TV Servisi- "Ondan Sonra"nın kapsamlı bölüm- lerinden "Haftanın Öyküsü"nde Doç. Dr. Nilüfer Göle tanıtılıyor. Boğaziçi Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji bölümü öğretim üyesi Göle, TRT Istanbul Televizyonu'nun helikopter pistinde konuk ediliyor. Programın bir diğer köşesi "Bir Tanış- ma"da ise "Mutfak Dostlan", "Mutfak Profesyo- nelleri" ile "Şarap Dostlan" derneklerinin üyesi, mutfak kültürü araştırmacısı ve bir "lezzet ustası" olarak tanınan gastronom Emrullah Giimüştas var. "Ondan Sonra"da Altuğ Yücelin yarattığı ve ne- redeyse programın maskotu haline gelen "Şey Bey", bu haftada yayımlanıyor. "Şey Bey" tipi ile Charlie Chaplin'in mizah anlayışına paralel bir çizgi benim- seyen Altuğ Yücel'in bu başansında. "Hain Evlat Ökkeş"in çizeri karikatürist Can Barsalanın da bü- yük payı bulunuyor. Bunların yanısıra "Ondan Sonra" programının "Çevre ve Doğa" bölümünde Darıca, "Şundan Bundan" köşesinde ev bitkileri, "Eskiye Rağbef'te de günümüzde artık unutulan kuş evleri ile ilgili haber ve görüntüler ekrana gelecek. MERCEKLE BAKINCA MAHMUT T. ÖNGÖREN Vap mı, Yok mu? Evet, kolera var mı, yok mu? Bu soruya TRT'yi ve son- ra da özel radyoları ve televizyonları izledikten sonra na- sıl yanıt verirsiniz? Yazılı basına baktığınızda kolera salgınının Türkiye'de kol gezdiği hemen anlaşılır. Özel televizyonlar da aynı çizgide yayın yapıyorlar. Ama TRT'ye bakarsanız, böy- le bir şey yoktur. TRT'nin bu yaptığı da yeni değildir. Şimdi hala TRTTelevizyonu'nda yapımcılık görevi yü- rütenlerin kimileri anımsayacaklardır. Yıllarca önce An- kara'da kolera salgınının başladığına değgin bilgiler alın- ca bir güncei izlence hazırlamıştık, koleranın olup olma- dığını araştıran. Aynı günlerde özerk TRT'nin haber bül- tenlerinde bu konuda hiçbir gerçekçi bilgi yoktu. Dev- let, gerçeği saklıyor; TRT Haber Merkezi de devletin ve hükümetin güdümünde olduğu için olayı araştırmaktan kaçınıyordu. ilk TV birimi olarak hazırladığımız izlencede Ankara'nın kolera salgınını kanıtlayan görüntüler, özellikle gece- kondu semtlerinde yaşayanlarla yapılmış söyleşiler, yet- kililerle konuşmalar ve bir de stüdyodan "canlı" olarak Sağlık Bakanlığı, belediye ve diğer resmi kurumların temsılcileriyle yapılan tartışmalar yer alıyordu. Hiç unut- mam, Sağlık Bakanlığı temsilcisi, izlencenin "canlı" bö- lümünü yönettiğim için bana, "Aman, aşı varmıyokmu diye sormayın, sonra son derece zor durumda kalı- nm"demişti. Benden böyle biristekte bulunmasının nedeni herhal- de beni "devlet televizyoncusu" olarak görüyor olma- sıydı. Hani, bugün de ortada dolaşan ve galiba adama- kıllı da yayıncılığımıza yerleşen "devlet televizyoncu- sıv"deyimi varya? Ne anlama geliyor bu "devletteleviz- yonculuğu" deyimi? Devlete, ama daha çok hükümete karşı olabilecek, hükümeti zor durumda bırakacak olay- lann haberlerini kamuoyundan saklamak ya da çarpıta- rak vermek... Oysa özerk TRT'nin bir elemanı olarak ben kendimi o günlerde devletin olan, ama bağımsızlığa sa- hip biryayıncı gördüğüm için bu yetkiliye "aşı" konusu- nu gündeme getirmeyeceğime değgin herhangi bir gü- vence vermedim. "Aşı" konusunun izlencenin "canlı" akışı içinde ele alınacağından ise emindin. Nitekim bu "canlı" bölümdeTV izleyicilerinin telefonla sorduklan so- rulara da yer verdiğimiz için, halktan biri "aşı" ile ilgili bir soru sorduğunda Sağlık Bakanlığı yetkilisinin düştüğü durum ve verdiği anlaşılmaz yanıt hala belleğimdedir. Bu olay meydana geldiğinde 1970 yılındaydık. Söz konusu izlencenin yayınından sonra, gerek TRT'nin üst kademesi ve TRT Haber Merkezi gerekse hukümet çev- releri, bizlerden hoşnut olmadıklarını çeşitli uygulama- larla göstermişlerdi. 1994 yılında, yani bizim izlencenin yayımından 24 yıl sonra değişen bir şeyin olmadığını görüyoruz. Yine bir kolera salgını tehdidiyle karşı karşı- yayız, yine TRT, özellikle haberleriyle bu salgın karşısın- da suskunluğunu koruyor, yine devlet ve hükümet, ger- çeği saklıyor. En önemlisi de, kolera gibi hastalıkların ön- lenmesi için gereken çeşitli adımlann devlet, hükümet- ler ve belediyeler tarafından bir türlü atılmamış olduğu anlaşılıyor. Bu nedenle de devletin doktorlan bile yalan söylüyorlar. Türkiye'nin gündemi ise günümüzde Başbakan'ın Amerika'daki servetiyle (galiba bu da yavaş yavaş unu- tuluyor ya), DYP'nin ve SHP'nin bakanlarını değiştirip değiştirmeyeceğiyle, kuvvet komutanlarının görev süre- lerinin uzatılıp uzatılmayacağıyla doldurulup boşaltıldık- ça, yaşamsal sorunlara hiç sıra gelmeyeceğı de bilmem kaçıncı kez kanıtlanıyor. 1970'tekı kolera salgını sırasın- da da gündeme incir çekirdeğini doldurmayan konular sürülmüştü. 1970 ile günümüz arasındaki tek farkı ise özel televiz- yonlar sergilediler. Günümüzdeki kolera salgınını, be- ğenmediğimiz bu özel televizyonlar en çarpıcı görüntü- ler, söyleşiler ve belgelerle anlatıyorlar. Acaba bu yayın- lar karşısında devlet, hükümet, belediyeler ve TRT için- de utananlar var mı? Devlet, medya ve halk arasındaki ilişkileri inceleyen ve yukanda kısaca ele alınan gerçekleri saklama konusu- na değinen ilginç bir kitap: Philip Schlesinger, "Medya, Devlet ve Ulus" (Çevi- ren: Mehmet Küçük), Ayrıntı Yayınları, Istanbul, 1994. atv oı.oo 'Dr. Stress' 'Cinsiyet değişikliği' TV Servisi- Nedim Saban bu hafta toplu- mumuzda çok hassas bir konu olan "cinsiyet değişikliğini" tartışmaya açıyor. Canlı yayım- lanan "Dr Stress"te konuyla ilgili olarak iki transseksül de stüdyo konuğu olacak ve cinsi- yet değiştirmeyi seçenlerin genellikle sömürül- düğunü, gerekli sağlık koşullanndan uzak.ka- nunsuz yollarla ameliyat edildiklerini anlata- cak. Cinsiyet değiştirme ameliyatının olumsuz psikolojik etkilerinin de tartışılacağı program- da, sözkonusu olumsuzluklan önlemek için ne gibi önlemler alınması gerktiğinden de söz edilecek. Aynca, insanlann bu zaafından ya- rarlananlann listesi de açıklanacak. Kanal D 2Q.oo\ Hülya Avşar, Seden yönetiminde, dansöz Karanfilli Naciye rolünde Sonu iııtilıara varan aşk öyküsü TV Servisi- Osman F. Seden'in hem se- narist hem de yönetmen olarak imzasını attı- ğı bir film "Karanfilli Naciye". Yeşil- çam'da 200'den fazla yapımda zaman za- man senanst, ama çoğunlukla hem senarist hem de yönetmen olarak imzası bulunan Se- den, ilk filmlerinde gösterdiği sinemasal ba- şanyı, daha sonra gerçekleştirdiği yapımlar- da tecimsel başanya dönüştürmüş, eline ça- buk ve ticari kalıplara uygun iş filmleri çe- ken bir yönetmen olarak tanınmıştır. Se- den'in ilk yönetmenHk denemesı 1955'te çektiği "Kanlarıyla Ödediler" fılmiyle ol- muş, o dönemlerde verdiği yapıtlarda Ame- rikan sinemasından etkilenmiş biçimci ama sağlam anlatımı olan bir yönetmen olarak gelecek için umut vermişitir. Karanfilli Naciye Yönetmen- Senaryo: Osman F. Seden Oynayanlar: Talat Bulut, Hüiya Avşar, Sümer Tilmaç, Tuncer Sevi, Hayri Caner, Necati Bilgiç /1984 yapımı. Osman F. Seden'in daha sonralan Yeşil- çam kalıplan içerisinde kalan başta melod- ram, arabesk ya da güldürü tarzındakı fılm- lerinden bir çoğu, sinemacılık açısından par- lak örnekler değildir. Ancak bu şüphesiz, Seden'in sinema yönetmeni olarak başan- sızlığmı değil, sinemadan para kazanmak ve kazandırmak isteyen yetenekli bir yönetme- nin bilinçli tercihini göstermektedir. Bu ter- cihiyle Seden, yaşanan hayatın sorgulanma- sını değil, olumlanmasını isteyen seyircile- rin yönetmeni olmuştur. "Karanfilli Naciye"yi ilginç kılan özel- lik, gerçek bir öykü üzerine kurulmuş olma- sı. Yeraltı dünyasından iki "baba". çocuk- lan arasında nişan yapar. Ancak damat ada- yı Tank, arkadaşlannın verdiği bekarlar par- tisinde gördüğü dansöz Karanfilli Naciye'ye vurulur. Filmin dramatik bölümü de burada başlıyor. Tank'la Naciye birlikte kaçar, ama iki "baba" aşıkları kovalamya başlar ve Naciye'yi döverek tehdit ederler. Naciye de kendisine intihardan başka bir çıkış yolu bu- lamaz "Karanfilli Naciye", akşam kuşağının izlenebilir filmlennden. interstar 22.ı5\ İşkencecilere karşı bir katil Tıpik bir Bronson fibııi TV Servisi- Charles Bronson, Michael VVinner ile birlikte en çok çalıştığı iki yönet- menden biri olan J. Lee Thompson'ın yö- nettiği bir gerilim fılmiyle ekranda: "Şeytan Planı". Film, Michael VVinner'in bizde "Yara" ve "İntikam Yemini" adlanyla bilinen "Death Wish" (1974) filminin bir çeşitlemesi niteliğinde. Özellikle şiddet yük- lü gerilim fılmlerini sevenlere ve Bronson hayranlanna sesleniyor. Filmin başlannda, işkenceyi ve işkencecileri ciddi biçimde mahkum eden bölümler olduğunu da belirte- lim. Bu bölümlerden sonra, "Şeytan Planı" ne yazık ki serüven filmi klişelerine teslim oluyor. Cennet gibi bir tatil yöresinde yaşayan es- ki kiralık katil (Charles Bronson), gazeteci dostuyla ilgili can sıkıcı bir haber alır. Orta Amerika ülkelerinden birinde bulunan bu dostu bir doktorun eline düşmüştür ve ölü- müne işkence görmektedir. Adam, dostunu kurtarmak için harekete geçer... 1970'li yıllarda oynadığı filmleri tam anla- mıyla "para basan" birkaç yıldızdan biri Charles Bronson'du. Bugün 74 yaşında olan Bronson (Charles Buchinsky), on yıl bo- yunca ufak tefek rollerde göründükten sonra, ancak 1960'da, John Sturges'in "Yedi Si- lahşörler" (The Magnificent Seven) filmiy- The Evil That Men Do / Yönetmen: J. Lee Thompson / Senaryo: Davis Lee Henry, John Crowther (R. Lance HiU'in romanından) / Görüntü: Javier Rual Cava Cruz / Müzik: Ken Thorne / Oyuncular: Charles Bronson, Teresa Saldana, Jose Ferrer, Joseph Maher, Antoinette Bower, Rene Enriquez, John Glover / 1983 ABD yapımı, 89 dakika. le dikkatleri çekebilmişti. Yıldızlık konumu- na gelebilmek için, bir on yıl daha beklemesi gerekti. Ne var ki, 50 yaşından sonra yakala- dığı bu fırsatı, birkaç iyi serüven fılmi dışın- da pek de iyi değerlendirdiği söylenemez. Canlandırdığı uyurgezer, şiddet düşkünü tip, yanlış yorumlanmış bir erkeklik anlayışının dışavurumuydu. 1970'Ierde bu figür, mil- yonlarca izleyici tarafından "stoizm", yani acıya dayanıklılığın, sabrın simgesi olarak algılanmış, özdeşieşme sağlamış ve günlük yaşamdaki mutsuzluğa karşı teselli kaynağı işlevini görmüştü. Şiddet yüklü gerilim sevenlere seslenen filmde Charles Bronson, kiralık katil rolünde.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle