Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 20 TEMMUZ1994 ÇARŞAMBA
12 KULTUR
Fırtınalı bir yaşamdan sorrra...Köttür Sema-Rudotf Valen-
tino'dan sonra tûm dünya ka-
dınlannın ikinci büyûk aşkıydı.
Mûziğe başladığı yülardaki hay-
ranlan yirmi yaşında bile yoktu-
lar Sahneye cıktığıanda,milyon-
larca kısa çoraph kız baygınlık
geçirirdi. Onunla birlikte büyü-
düler ve hep ona sadık kaldılar.
"Sesinin, kadınlara yapüğı ahlak
<bşı bir şey" diyordu o günlerde
yanlan bir eleştiride, açıklana-
maz olaru acıklamak için: öyle
bir sesi vardı ki, donmuş bir in-
sanın bile içinı ısıtabilirdi.
Elli dokıız yılük müzik yaşa-
mında başanlar ve yıkımlar, evli-
likler ve boşanmalar, skandallar
ve duruşmalar yaşadı. Ama tûm
bu yıllar boyunca, hep gündemde
kaldı.
Sinatra, gençlik yıllannda,
şarkıcı olmayı düşlerken para ka-
zanmak için pek çok ufak tefek
işte çalışü. îlk evliliğini Nancy
Barbato'yla yaptı ve bu ilk evlili-
ğinden üç tane çocuğu oldu. 1939
yıhnda şans ilk kez yüzüne güldü
ve Tommy Dosey Orkestrası'yla
haftada 75 dolar kazanacağı bir
tumeye çıktı. Bunun devamında
da rastlantılar üst üste geldi ve Si-
natra 1942'de Benny Goodman'la
tanıştı ve New York-ta sahneye
çıktı. Altın ses böylece doğmuş
oldu ve bir anda kadınlann göz-
bebeğı haline geldi. Salon sekiz
hafta boyunca hiç boş kalmadı.
Bu, Colombia'yla yıllar süre-
cek bir kontratın başlangıcı oldu.
Başan başanyı kovaladı ve yo-
rulmak bilmez Sinatra 1946'da
51, 1947'de 72 tane şarkı okudu
plaklara. Her plafb bir klasik ha-
üne geldi. Artık yılda 50 bin do-
lardan fazla kazanıyor ve Holly-
wood'da pek çok filmde başrol
oynuyordu. Ancak tam bu sıra-
larda yeni yıldızlar doğmaya baş-
ladı. üstelik Sinatra'dan aşağı
kalır yanlan yoktu: Frankie Lai-
ne, Tony Bennett, Nat King
Ava Gardner (solda)'la iki yıllık evliliğinde kendini toparladı. Dördüncü ve son karısı Barbara ile (or-
tada), 19 yaşındaki Mia Farrow ile evlendiği gün (sağda).
Cole... Bu, Sinatra için başansız
bir dönemin habercisı oldu.
Colombia'ya 100 bin dolar borç-
landı, televizyon şovlan tutmaz
oldu...
Tam bu sıralarda da yaşamına
Ava Gardner girdi. Gardner. onu
tekrar forma sokmak için elinden
geleni yaptı. tlk olarak, gazeteci-
lere küfîir etmemesi ya da yum-
ruk sallamaması için yalvardı. İki
yü sonra, Ava Gardner onu bir
başkası için terk edecekü. ama bu
arada yırtıcı bir tutku yaşadılar.
Evliliklerinde pek de muüu
olamadılar Ava'ya, bu düşüş ha-
lindeki yıldız eskisinde ne buldu-
ğunu sorduklannda (öyle ki ona
doğum gününde armağan ettiği
mücevherin faturasıru Ava'nın
bankasına gönderebiliyordu).
"yüzde 9S seks, vüzde 5 Sinatra"
demişti.
Frank Sinatra, elli dokuz yıllık müzik
yaşamında başanlar ve yıkımlar, evlilikler
ve boşanmalar, skandallar ve duruşmalar
yaşadı. Ama tüm bu yıllar boyunca 'yırtıcı
aşık' hep gündemde kaldı. Şimdilerde ise
yepyeni bir imajla, çok masum sözlerle, sade
bir yaşam sürdüğünü belirtiyor.
Ancak, Sinatra. Ava'nın da ça-
basıyla kendini toparladı ve uzun
bir aradan sonra tekrar Hollyvvo-
od'a döndü. Bu dönüş. ona yeni-
den başan ve ün getırdı. Ancak
bu arada, çapkjn yönü ağır bastı
ve pek çok kişıyle bırlıkte oldu:
Anita Ekberg, Gloria Vanderbilt,
Lauren Bacall, Juliet Prowse,
Marilvn Monroe... Ava, aldat-
mayı seviyordu ancak aidatı-
lmaktan hoşlanmadı, boşandılar.
Ümitsizliğe kapılan Sinatra inti-
har etmeye kalkıştı, kendine
gelmesi on yıl sürdü.
Bu on yıl boyunca karakte-
rinde iyiye doğru hiç bir gidiş ol-
madı. Pek çok fılm çekiyordu.
Onu sık sık ona buna küfür ettiği-
ni ya da repliğinde iki hata yapan
bir figürana saldırdığını görmek
mümkündü. Bır keresınde sakın-
leşmek için genç bir kadın
çağırmıştı, birlikte jambonlu yu-
murta yemeye. Buraya kadan iyi
ama, yumurtayı kadının göğsü-
nün üzerinde, çatal ve bıçakla ye-
meye kalkışmasının hiç bir özürü
olamazdı. Birlikte çalıştığı ınsan-
lara tahammül edilmez bir bıçım-
de davranıyordu. Gün geldi, so-
yunma odalannın kapılannı
kırdı, gün geldi. piyanolan pen-
cereden aşağı fırlattı. Ona 'yırücı
aşık' adı takılmıştı. Bir gün, on
dokuz yaşında gencecik bir kızla
evleniverdı. Uzun san saçb. hıppi
görünümlü bu kız, Mia Farrow'-
du. Genç kıa onun hakkında
uyaranlar. çok içki içtiğini söyle-
yenler, bu masum küçük kızın
uyuşturucu kullandığını ve çelik
gıbi sinirlere sahıp olduğunu bil-
miyorlardı.
Frank Sinatra, bu kez aradı-
ğıru bulduğunu sandı. Sonunda
rahat rahat aldatabileceğı, ses çı-
karmadan evinde oturup ona ye-
mek yapıp çocuklar doğuracak
bir kadınla e\ lenmişti. Ancak bu
evlilık de umduğu gjbi sonuçlan-
madı. Yıllar sonra Mia, VVoody
ADenla tanıştı ve gelsın üçüncü
boşanma... Beraberinde de pek
çok sağhk problemi.
Şimdılerde, sanatçıyı yepyeni
bir imajla buluyoruz karşımızda.
Acaba dördüncü genç bayan Si-
natra. kocasına sade bir yaşamın
güzelliklennı öğretebildi mi?
Şimdı, Frank Sinatra çok masum
sözler söylüyor, tabii 'duymak is-
teyenlere
v
"Şarkı söylemediğim
zaman resim yapıyorum, bol bol
kitap okuyomm, hayvanlarımla
oynuyorum. Kedilerim ve köpek-
lerim var. Ben de herkes^gibi-
yim..."
48. AVIGNON FESTIVALI'NDEN NOTLAR
Çağdaş ûyafromm aamasızgözJetncüiği
MEHMETBASUTÇU
AVIGNON - Genç tiyatro yazan
Tony Kushner, "Amerika'da Melek-
ler" (Angels in America) adh oyunu
üzerine bir uyan yapmak gereğini
duymuş. Sözkonusu yapıtıyla dünya
çapında ün kazanan ve 1993 yıh Puüt-
zer ödülünü alan 36 yaşındaki Arneri-
kalı yazar, okuyucu ve izleyicilerine şu
kısa açıklamayı getiriyor: "Oyunun
kahramanlanndan Roy M. Cohn, mer-
hum avukat Roy M.Cohn'un (1927-
1986) gerçek kişiliğinden hareket ede-
rek oluşturulmuştur. Roy'a atfediien
eylem ve sözler -Ethel Rosenberg'in da-
vası sırasında yargıçla arasındaki ya-
sak konuşmalar örneğinde olduğu gibi-
temelde tarihsel gerçeğe uygundur. An-
cak, oyundaki Roy'un > aratünuş bir ki-
şilik olduğunu unutmamak gerekir.
- Ağzından çıkan sözler benim özgûr ka-
lemimden çıkmtşür..."
Oyun, iki bölümden oluşuyor
1927 yıhnda doğan Roy M.Cohn,
ünlü bir avukat olmuş ve geniş ilişki
ağını işine geldiği gjbi kullanmıştır.
Aşın derecede antikomünisttir. Ro-
senberg davası sırasında, sava yar-
dımcısı görevinin dışına taşan karan-
hk bir rol oynamıştır. Demokrat Par-
ti'ye yakınken, Cumhuriyetçi Senatör
McCarthy'ninsağkoluoluvermiş,"Ko-
münizme Karşı Amerikan Yataudi Der-
neği"nin (American Jewish League
Against, Communism) başkanlığına
seçilmiş, mesleki yaşamında şantajdan
rüşvete dek bir dızi karanhk işlerin içi-
ne girmiş, hakkında yolsuzluk dava-
lan açıhruş "çok renkli" bir kişiliktir...
Dostlan arasında Frank Sinatra, Nor-
man Mailer. FBI Başkanı Adgar Hoo-
ver, Başkan Nixon ve Reagan bulun-
maktadjr. Milyarder Donald Trump
için çalışmış, mafya babalannın dâ
avukathğıru yapmışür. Çok para ka-
zanmış, ancak görkemh' yaşam biçimi
nedeniyle devamh borç içinde ya-
şamışür...
Tony Kushner'e, Roy
Cohn'ım ölümünden sonra
ısmarlanan bu oyun, ilk kez
Mayısl991'deŞan
Francisco'da, daha sonra
sırasıyla Londra, Los
Angeles ve New York'ta
sahnelenmiş ve olumlu
yankılar uyandırmıştır.
1986 yıhnda AIDS hastahğından öl-
düğünde, Amerikan hükümetine 7
milyon dolar vergi borcu bulunan
Roy Cohn'un özel yaşamı da çelişki-
lerle doludur. Bütün New York ve
Washington'un bihnesine karşın, eş-
cinsel olduğunu kamuoyundan sakla-
mış, hasialığırun karaciğer kanseri ol-
duğunu iddia etmiştir. Roy Cohn,
McCartby dönemİDde komünistlere
karşı kaynatılan cadı kazanlanna ko-
şut olarak escinsellere karşı da savaş-
mıştır. Aynca Reagan'ın başkaıüığı a-
rasında, yasal haklar elde etmek iste-
yen escinsellere karşı çıkmıştır...
Washington'da, AIDS hastahğı
kurbanlannın adlannın yazıldığı bü-
yük defterde, hakkında şu satırlar yer
almaktadır "Roy Cohn, 1927-1986.
Pis bir herif, ama kurban." Baş kahra-
man John Roy'a, Amerikan toplumu-
nun değişik kesimierinden yansımalar
getiren bir dizi yan karakter eşlik eden
Mormon sektine bağh genç avukat
Joe ile eşi Harper (Roy, Joe'yu Adalet
BakanlığTnda önemli bir yere getirme-
ye, böylece yeni bır dost edinmeye çah-
şmaktadır; Harper ıse sakinleştirici
hap tutkunu, bunalımlı, doyumsuz bir
genç kadındır; ozon tabakasının delin-
miş ohnası mutsuzluğunu daha da
arttırmaktadır. Joe ise her konuda ka-
rarsızdır, gizli bir eşcinsel olduğunu
anlayacakür...) Yahudi ve eşcinsel Lo-
uis (federal mahkemede bilgisayar uz-
maru olarak çalışır, adalet düzenini
Jacques tarafından sahneye konulan
ilk bölûm. "İki Bin Yılı Yaklaşıyor"
ara başlığını taşunaktadır. Tony
Kushner'e, Roy Cohn'un ölümünden
sonra ısmarlanan bu oyun. ilk kez
Mayıs 199 lde San Francisco'da. daha
sonra sırasıyla Londra. Los Angeles
ve New York'ta sahnelenmiş ve olum-
lu yankılar uyandırmıştır. "Angels in
America"nın "Perestroyka" ara başlı-
ğını taşıyan ikinci bölümü ise şu sıralar
New York ve Los Angeles'ta sahne-
lenmektedir. Robert Altman, "Angels
in America"yı sinemaya uyarlama
çabalan içindedir... Kısacası, Kushner
defliyordu. Venlen savaşım bir ölçüde
başanlı da olmuştu.
Ancak uzun bir direniş gerektiren
bu sorunun temel verilerinde bir değiş-
me olmadığı da unutulmamalı. Dün-
yanın en güçlü ülkesinin, sanat ve kül-
tür alamnda da ctkın olması kuşkusuz
kaçınılmazdır. Önemli olan. bu elve-
rişli koşullann ötesınde. Amerikalı sa-
natçılann yapıtlannın özündeki
farklılık, yani istisnai, özgün ve öncü
niteliklerdir. Bir sanat ürününün ta-
nıtma ve parasal desteğe kuşkusuz ge-
reksinimi vardır. ama eğer o yapıt sa-
nat ve kültür adma bir değer içermi-
Genç tiyatro yazan Tony Kushner, 'Amerika'da Melekler' adlı
oyunuyİa dünyaçapında ün kazandı ve 1993 yılı Puiitzer ödülünü
kazandı. Oyunun
kahramanlanndan Roy
M.Cohn, aşın derece
antikomünist, Rosenberg davası
sırasında, savcı yardımcısı
görevinindışına taşan karanlık
bir rol oynayan, senatör
McCarthy'nin sağ koluolan ünlü
bir avukat. Mesleki yaşamında
şantajdan rüşvete dek birdizi
karanlık işlerin içine girmiş,
hakkında yolsuzluk davalan
açılmış 'çok renkli' bir kişilik.
Çok para kazanmış, ancak görkemli yaşam biçimi nedeniyle
devamb borç içinde yaşamış, 1986'da AIDS hastalığından ölmüş.
eleştirir. Geveze bir aydındır) Louis'in
dostu İrlanda asılh Prior (AIDS'e ya-
kalanarak hastanede ölümü bekier-
ken sevgilisi Louis onu terk edecektir).
dört değişik çehreye bürünen melek
(kahramanlann rüyalanna ya da ka-
rabasanlanna girerek oyuna güzel
noktalar, virgüller yerleştirir...) Ve
daha bir düzine yan kişi, Tony Kush-
ner'e renkli bir mozaik çizme olanağı
vermektedir. Amerikan toplumunun
kırk yıllık geçmişinden çıkıp gelen il-
ginç yaşam kesitleri böylece seyirciye
ulaşır.
"Ulusal temalar üzerine eşcinsel fan-
tezi" alt başlığını taşıyan "Angels in
America" iki bölümlük bir oyundur.
Fransa'da ilk kez Avignon'da, Brigitte
ve melekleri, kısa zamanda dünya
çapında üne kavuşmuşlardır...
Çağdaş Amerikan Tiyatrosu'nun.
genç yönetmen ve yazarlanyla ulusla-
rarası düzeyde giderek başanh olması
burada önemli bir parantez açmayı ge-
rekuriyor.
Amerika Birleşik Devletleri'nin kül-
türel hegemonyasından bütün Av-
rupa'nın nasıl yaka silktiği, geçen yıl
GATT anlaşmalan kapsamındaki
tepkilerde apaçık ortaya çıkmıştı.
"Kültûrel Lstisna" bayrağı alünda veri-
len savaşım, televizyondan sinemaya
dek Amerikalılann etkisinden kurtul-
mayı ve ulusal kültürlerin getirdiği
çoksesli özü koruyarak, üniformizas-
yon tehlikesine karşı önlem almayı he-
yorsa. yeni bır ses getiremıyorsa kalıcı
olamaz... Bu durumda. Amerika'nın
kültûrel yaşamının dış göriinümü ar-
dmdaki farklılığı incelemek gerekir
sanıyorum.
Tony Kushner'ın, ABD'den sonra
Avrupa'yı da fetheden yapıtı, bu ko-
nudaki düşünceleri beşleyen ilginç bir
örnek oluşturmakta. Öyle ince eleyip
sık dokumaya gerek yok; edebiyatta.
tiyatroda >a da sinemada, daha ilk
adımda olabildiğince geniş bir ilgi or-
tamı yaratmanın sırn. toplumda dal-
galanmalardoğuran olaylan ya da ad-
lan ön plana çıkan kişileri gerektiğin-
de özel yaşamlannın en gizli yanlanna
dek el atarak sanat malzemesi yap-
makta yatar... Amerikalı sanatçılar bu
Yılmaz Zafer'e
destek gecesi bugün
Kültür Servisi - Geçirdiği kalp krizi sonrası uzun süre tedavi gören sinema
oyuncusu Ydmaz Zafer için bugün saat 20.00'de Açıkhava Tiyatrosu'nda. mü-
zik. sinema. tiyatro ve bale alanından 31 sanatçının katılacağı bir destek gecesi
düzenleniyor. ÇASOD (Çağdaş Sinema Oyunculan Demeği) ile Lobby Halkla
llişkiler Şirketi'nin ortaklaşa düzenlediği geceden elde edilecek gelir Yılmaz
Zafer'in tedavi masraflan için aynlacak. Geceye Fatma Girik, HaKl Ergün,
Hülya Koçyiğit, Müjdat Gezen, Ali Poyrazoğlu, Aykut Ora\. Nükhet Duru,
Oktaj Keresteci, Hülya Aksular, Ajda Pekkan, Aj-şen Gruda, Bendeniz, BüJent
Kayabaş. Çiğdem Tunç, Eroel, Ajlan-Mine, Ali U> andıran, A\şegül Aldinc, Mu-
azzez Ersoy, Nurseli Idiz, Selçuk Uluergüven, Soner Arıcan, Suat Suna, Yıldız
Tilbe, Engiıı Evin, Ercan Vazgan, Güzin Çorağan, Hakan Peker, Harun Kolçak
ve Kibariye katılacak. Yılmaz zlafer gecesınin 150 bin hradan satışa sunulan
bıletleri Vakkorama ve Mudo 'nun Taksim şubeleriyle Beyoğlu'ndaki Pando-
ra, Mefısto ve Hamlet kitabevlerinden sağlanabilecek.
konuda çok daha özgürdürler ve bu
nedenle olsa gerek, çok daha becerikli-
dirler... İlk bakışta. önüne çıkan leşe
saldıran bir akbabanın beslenme içgü-
sünü çağnştıracağı için üksinti yarata-
bilir bu yaklaşım, ama önemli olan,
ışin nasıl kotanldığır. Yani ortaya
çıkan yapıtın içerdiğı temasal zengin-
liktir. Yeni bir soluk getirip getire-
mediğidir.
"Angels in America"da işte bu tema-
sal zenginlik var. Taze bir soluk var.
Argo sözcüklerle zarif diyaloglann
birükteliği biçimsel uyumu yaralasa
da. gerçek yaşamın olduğu gibi ya da
gözlemlenebildıği gibi. makyaj yapü-
madan tiyatro sahnesinde yaşaulması
sonucunu doğuruyor. Tiyatro, gerçek
yaşamdan daha da gerçek bir yapıya
bürünüvenyor...
"Angels in America"yı sahneye ko-
yan Brigitte Jacques, hareketli. temiz.
dört köşe bir yorum sergiliyor. Sahne-
nin kıyısını köşesini akıllıca kullanif-
ken, kendi duygulannı ve yaratıahğını
denetim alünda tutarak, kişisel bir yo-
rum getirmekten, yeni kıvılamlar do-
ğurmaktan sanki özenle kaçınmış. Bu
yaklaşım oyunu bir ölçüde mekanik-
îeştirmekte gerçi. ama sonuç olarak,
Tony Kushner'in metni tüm zenginli-
ğıyle. tüm çelişkileri, inceliği ve çiğli-
ğiyle seyircisine ulaşıyor.
Kısa olmanın sakıncaları
Tony Kushner'in çevirmeni Gerard
Wajcman metne olabildiğince sadık
kalmaya çabalarken, "kısa olan güzel-
dir" (small is beautiful) iddiasını be-
nımsemış. Bir ölçüde haklı sayılır.
Öyle ya. günümüz insam dikkatini
uzun süre bir konu üzerinde topla-
makta giderek güçlük çekmiyor mu?
"Televizjon kültürij", sanatsal beklen-
tilerimizi standartlaştınrken, dikkat
ve ilgi potansiyelimizi de törpülemeyi
sürdürmüyor mu? Ancak, kısa, öz ve
çarpıcı olmayı ararken. kötü bir rek-
lam fılminin şematizmi ve kısırhğı içi-
ne düşme tehlikesi de göz ardı edilme-
meli. Aslında çağımızın sıkıntılan ve
acılan tükenmek bilmiyor. Bu neden-
le, sanatçılann elindeki malzeme, bu-
gün, belki de her zamankinden daha
zengin sayılır. Bu çelişkili bolluk, ola-
ğandır ki bir dizi yeni tuzağı da bera-
berinden getirecektir. Aynntılar içinde
kaybolmak; gerçeği her boyutuyla ku-
caklayabilmek için konudan konuya
atlarken özden uzaklaşmak hem içerik
düzeyinde hem de biçimsel açıdan tu-
tarsızlığa düşmek...
Tony Kushner de, bu malzeme bol-
luğu önünde zaman zaman bocalıyor.
Çelişkili gerçekleri yansıtmaya çaba-
larken ister istemez biçimsel bütünlük-
ten uzaklaşıyor. Diyaloglannı elinden
geldiğince açık ve kısa tutmaya çahş-
masma karşın "Angels in America"
uzadıkça uzuyor... Varsm uzasın! An-
lamsız. ucuz bir uzunluk değil bu; mo-
zaiği zenginleştiren, yeni renklerle süs-
leyen. gerçek yaşamı kalın kalın an-
latan sevimli bir uzunluk...
Aslında "small is beautiful" prensi-
binin çok tehlikeli olduğunu sanıyo-
rum. Çünkü biçimsel kısalık düşünsel
kısalığın da kapılannı aralamaya yö-
neliyor; kuşkuya yaşam hakkı tanı-
mayarak tartışmanın gerekli olduğu
yere çatışmayı getiriyor...
Dünya gerçeklerinin ciddiyeti
önünde. "uzun" olmak. belki de bir
ödev arük; giderek önem kazanan bir
ödev...
Kocaeli'de kültür ve sanat festivaf
• KOCAELİ (AA) - Genç Kocaeliler Demeği, Kocaeli
halkına kültür ve sanat hizmeti vermek, kentteki sanatçılann
eserlerinin değerlendirilmesini sağlamak amaayla kültür ve
sanat festivali düzenliyor. Genç Kocaeüliler Deraeği Başkanı
Hüseyin Erol, yaptığı açıklamada, Izmit'te ilk kez
düzenlenecek olan kültür ve sanat festivalinde, Kocaelili
sanatçılann üyatro, sinema, resim, fotoğraf, şiir, karikatür,
müzik ve heykel dallanndaki yapıtlannın tanıülacağını
bildirdi. Erol, sanatçılann yurt çapında tanıümının
saglanmasımn yani sıra, kent halkına kültür ve sanat hizmeti
vermeyi de amaçladıklannı ifade ederek, festi vahn en az bir ay
süreceğini kaydetti. Erol, etkinlikler için önümüzdeki günlerde
Kültür Müdürlüğü, üniversite, belediyeler,dernekler ve
meslek odalan tarafından oluşan bir komisyon kurulacağını
vurgulayarak, çahşmalann sonbahara kadar
tamamlanacağını bildirdi.
Başkentte kapikatûr sertfsî
• ANKARA (AA) - TRT Ankara Televizyonu'nun "Gün
Başlıyor" adlı programında yer alan "Haftanın Karikatür
Köşesi"ndeçizilen karikatürler, Kültür Bakanlığı Dünya
Karikatür Galerisi'nde sergüenecek. Bugün açılacak sergide,
karikatür köşesine konuk olan çizerlerin karikatürleri, iki
yıldır açılan yanşmalarda ödül alan karikatürler ve köşenin
hazırlayıcısı Nezih Danyal'ın karikatürleri yer alacak. 55
karikatürün bulunacağı serginin bir amaa da "Gün Başlıyor"
programı ekibinih izleyicileriyle karşılaşmasını sağlamak
olacak. Sergi. bir ay süreyle açık kalacak.
'Tansu çaiefin Siyaset Romanı'
• ANKARA (AA) - Haftanın En'lerinde, Nursun Erel ile Ali
Bilge'riin kaleme aldığı "Tansu Çiller'in Siyaset Romanı" bu
hafta da zirvedeki yerini korumayadevametti. Blanc'ın
"Uyku İmparatorluğu", Jose'nin "Onbir Futbol Öyküsü",
Hayrettin Ökçesiz'in "Sivil İtaatsızlık" ve ressam Bedri
Baykam'ın yazdığı "Mustafa Kemaller Görev Ba^ına"
haftanın en çok satan kitaplan arasında yer aldı.Öte yandan,
Cybil Collard'ın "Yırtıcı Geceler", Ümit Kenan'ırı "Ben
Eşek", Halime Toros'un "Sahurla Gelen Erkekler", Jacques
Le GofTun "Ortaçağda Enteller", Annette Levy VVillard'ın
"Ben Jane Tarzan'ı Anyor", Erdoğan Aydın'ın "Nasıl
Müslüman Olduk", Toktamış Ateş'in "Dünyada ve
Türkiye'de Laiklik", Hülya Özel'in "Yağmurla Geldim Sana"
ve Meüh Pekdemir'in "Meğer Yaptığım Alınülan Kimse
Söylememiş Hepsini Ben Uydurmuşum" adh kitaplan en çok
satan kitaplar arasında yeralıyor.
Dogu Anadolu 1. Turizm ve Folklor
Şenliği
Kültür Senis
L.ültür Servisi -" 1. Doğu Anadolu Turizm ve Folklor Şenliği"
bugün başlıyor. Bölgenin tarihi ve doğal zenginliklerini
tanıtmak amacıyla düzenlenen şenlik, Van'ın Edremit, Gevaş,
Muradiye, Başkale, Bahçesaray ve merkez ilçelerini
kapsayacak. 30 temmuz tarihine kadar sürecek etkinlikler
kapsamında bugün "Van ve Çevresi, Tarihi ve Doğal
Güzelükler" konulu fotoğraf sergisi ile bir resim sergisi
açılacak. Perşembegünü "Eski Van" fotoğraf sergisi (Kültür
Sarayı) ve "Dünden Bugüne Giysilerimiz" sergisi (Urartu
Oteli) açılacak. Şenlik 30 temmuz sah gününe dek çeşitli
etkinliklerle sürecek.
İzmit'tekitapihi Kaınnönû
Çarşısrtıa yeni görünöm
• KOCAELt (AA) - İzmıt'teki tarihi Kapanönü Çarşısı'nın
aslına uygun olarak yeniden düzenleneceği bildirildi.
Saraybahçe Belediye Başkanı Hikmet Erenkaya'dan alman
bilgiye göre. 70 dükkanın bulunduğu tarihi Kapanönü
Çarşısı'nın daha çağdaş hale dönüştürülmesi için başlatılan
projeçabşmalansonuçlandı. Buna göre, çarşıdaki eski yapılar
asılna uygun olarak onanhrken, az sayıdaki yeni binalarda,
çarşının özelliğini bozmayacak halegetirilecek. Hikmet
Erenkaya. çarşıdaki binalann saçaklannın onanlıp.
tabelalann da görsel kirlilik yaratmayacak şekilde
düzenleneceğini ifade ederek, düzenleme çalışmalannın 3 ay
içinde tamamlanacağmı vurguladı.
EnezAvveBalık Festivali
• Kültür Servisi - Edırne'nin Şaroz körfezindeki şirin ilcesi
Enez'in her yıl düzenlenen " Av ve Bahk Festivali" 22 temmuz
ile 24 temmuz arasında çeşitli etkinliklerle yapılacak. Enez
Belediye Başkanı ve Festival Komitesi Başkanı Abdurrahman
Altuğ, amaçlannın bu sınır beldesı, doğa harikası yörenin
herkes tarafından tanınması olduğunu belirterek "Enezliler
yasaklarla sınırlanmış turistlerin dahi göremiyeceği bir sahil
şehri istemiyor. Festivallerin yapıldığı bir ilçede kapılar,
yabancı turistlere de açık olmaüdır. Turizme hizmet etmek
istiyoruz. Bu aynı zamanda devletimiz için de yarar
sağlayacaktır" dedi. Festival süresince folklor gösterileri ve halk
konserlerinin yani sıra, bahk türleri de sergilenecek. Su sporlan
yanşmasında, yüzme, bahk tutma, tekne yanşı ve su altına
dalma karşılaşmalan ile trap atışlan yapılacak. Aynca her
yaşta insanlann katılacağı halk koşusu yapılacak.
Tiyatro izleyicisi
milyona yaklaştı
• ANKARA (ANKA) - Devlet Tiyatrolan, sezon içinde
yaşadığı yönetim değişikliği ve bazı çevrelerden sanata yönelik
olarak yapılan eleştirilere karşm izleyici sayısını bir milyona
yaklaştırdı. Devlet Tiyatrolan'nın 1993-94 sezonunda
gerçekleştirdiği 3 bin 326 temsili, toplam 813 bin 273 kişi izledi.
Ekim ayında başlayan 1993-94 sezonu süresince Ankara,
İstanbul, Izmir, Antalya, Adana, Diyarbakır, Bursa ve
Trabzon müdürlüklerine bağh 22 yerleşik sahnesi ile turne
programlannca 3 bin 326 temsil sahneye koydu. Devlet
Tiyatrolan etkinliklerini sezon süresince de toplam 813 bin 276
kişi izledi. Sezon süresince temsilleri tam bilet alarak 136 bin
612 kişi izlerken, indinm uygulamasından 479 bin 783 kişi
yararlandı.
Evrensel Kültür Merkezi'nde
etkinlikler
Kültür Servisi - EvTensel Kültür Merkezi, temmuzda da
etkinliklerini sürdüriiyor. Programa göre bugün vecumartesi
Hector Oh'vera'nın "Kalemlerin Gecesi", yann Hall
Bartlettt'in "Sanchez'in Çocuklan", cuma günü de W.
Pudovkin'in " Ana", pazar günü de Peter Yates'in
"Kostümcü" adh filmleri gösterilecek. Film gösterimleri saat
19.30'da yapılacak. 23 temmuz cumartesi günü saat 15.00'te
Kemal Özer, Sunay Akın. Gülsen Tuncer ve Tevfık Taş'ın
katıldığı "Sıvas ve Şolingen" başlıklı panel yer alacak. Pazar
günü fılm gösteriminden öncede Eyüp Boz'un "Kannı
Unutma" adh kısa metrajh fdmi izlenebilecek.
Baysal ve Sinar'ın söyleşisi
Kültür Servisi - Faik Baysal ve Jale Sinar Sesıgüzel, yann
Kadıköy Belediyesi Merkez Sanat Galerisi'nde saat
14.00-19.30 arasında söyleşi ve imza gününe katılacaklar.
Aynca Jale Sinar Sesigüzel'in kaligrafi gösterisi de
izelenebılecek.
Mizyal Karabibep'in Hollanda
sergisi
Kültür Senisi - Mizyal Karabiber Nacaroğlu, HoUanda'nın
Utrecht kentinde Galerie Cyis Gris'te bir resim sergisi açacak.
15 ağustos-15 eylül tarihleri arasında düzenlenecek sergide
sanatcının pastel ve yağlıboya çalışmalan yer alacak. Sanatçı
yağlıboya resimlerde gelincikler, pastel resimlerde ise iç
mekanla ilgih çahşmalar yapmış.