25 Nisan 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 TEMMUZ1994 SALI • • • * CUMHURİYET SAYFA HABERLEREV DEVAMI 17 Demirerden lîderlere davet ANKARA (AA) - Cumhur- başkanı Süleyman Demirelın. TBMM'de temsil edilen tüm si- yasi partilerin genel başkanlan- nı bugünden itibaren "Avrupa'- daki Türkiye" konusunu görüş- mek üzere kabul edeceği bildi- rildi. Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi'nden verilen bilgiye göre Demirel, bugün saat 10. 00'da ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmazı. saat 16.00'da da CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ı kabul edecek. MSBaçıkladı: Terhisler durduruldu • Baştarafi 1. Sayfada lik güclerimizce yıkıcı ve bölücü terör örgütüne karşı bölgede el- de edilen başanyı devam ettir- mek, terörist örgütün yeniden toparlanmasına imkan sağlama- dan ona hak ettiği cezayı vermek için darbe indirmek ve üzerinde- ki baskıyı sûrdürmek amacıvia bölgede hizmet yapmakta olan tecrübeli personeiin bir müddet daha görevlerine devam etmesi, JçişJeri Bakanlığı tarafından Genelkurmay Başkaniığı'na ta- lepedilmiştir." Açıklamada, söz konusu ta- lebin. Genelkurmay Başkan- lığYnca da uygun karşılandığı belirtilerek Bakanlar Kurulu'- nun verdiği yetkiye dayanarak 11 Temmuz 1994 itibanyla şu tertiplerin terhislerinin durdu- rulduğu açıklandı: "-1973/2 tertip erbaş ve erie- rin terhislerini 4 ay, 237. dönem 6 aylık kısa hizmete tabi er- başlann terhislerini ise 3 ay dur- durmuştur. - 235. dönem karışık ve sağlık sınıfı yedeksubayların hizmet surelerini 5 ay uzatmtştır." Görevi sona ermeden veda turlannı çıkan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Doğan Gü- reş, iki günlük ziyaret için bu- lunduğu Bakü dönüşü Samsun ve Ordu"daki birliklere veda et- ti. Güreş Samsun"da gazetecile- rin sorusu üzerine askerliğin uzatılmasıyla ilgili olarak şun- lan söyledi: "Milü Savuıuna Bakanlığı as- ker kaçaklarının azaldığını söy- liiyür. Bunu biz de hissediyoruz. Kara KuvvetlerTnde de personel artışı var. Askerliğin uzatılması diye bir şey yok. Daha önce alın- mtş bir karar ve kritik zamanlar- da uzatma yapılır. Böylece ter- hisleri tekrar dondurmuş ol- duk." G Ü N D E M MUSTAFABALBAY ANKARA - Siyasette hareketli bir haftaya girildi. Fatih, Beykoz ve Yalovalılar seçımleri kımseye "yâr" etmedi. Sol partıler hariç, herkesin elinde mavi boncuk, poposunda tek- me izi var. Seçimlerin iki galibi var; ANAP ve RP. öyle anlaşılıyor ki, Fatih ve Bey- koz'da SHP ve DSP oyları ANAP'a, DYP oylarının bir bölümü de RP'ye gitti. Sol seçmen, bölgesinde en güçlü merkez sağ partiyi tercih etti. Üç yerde birden oyunu arttıran tek parti, RP. ANAP, Fatih'te 30 bin, Beykoz'da ise 6 bin oy arttırdı, Yalova'da ise 3 bin 500 oy kaybetti. DYP, Fatih ve Bey- koz'da barajı bile aşamazken, Yalova'da dört bin oy daha arttırdı ve yüzde 44'e ulaştı. DYP, Beykoz'da yüzde 4lük, Yalova'da yüzde 44'lük. Iktidarm durumuna bakarsak, Fatih'te DYP ve SHP'nin toplamı yüzde 13, Beykoz'da SHP'nin destekledıği DSP yüzde 13 oy aldı, DYP'nin oyu da yüzde 4. Beykoz'da solda birliğin bir denemesi düşünülmüştü. SHP, DSP lehine çekilmişti. Ancak seçmenin bu tür, yerel ve geçici birlikteliklerı desteklemedığı görülüyor. Merkez sağda ve solda bu durum devam ederse, sol seçmenin önümüzdeki seçımlerde en şanslı gördüğü merkez sag partiyi desteklemeyi düşüneceği söylenebilir. Çünkü dün sol partilerin genel merkezlerinden edindığimız iz- lenim, henüz gerekli derslerin alı- nmadığı, tersine, ders vermelerın devam ettiği şeklindeydı. Bu haftanın gündemini ise Cindoruk'tan Sağduyu Çağpısı Başbakan Tansu Çiller'in malvarlığı oluşturacak. TBMM 14 temmuz perşembe günü özel gündemle toplanacak. ANAP'ın verdiği, RP ve CHP'nin de desteklediği Çiller'in mal- varlığının araştırılmasına ılişkın baş- vurusunu görüşecek. SHP ve MHP ise konuyu "genişletme" eğılımı içinde. Bu iki partı kurmayları tüm partıler ıle liderlerinin malvarlığının araştı- rılması gerektiği görüşünde. Eğer tüm partiler araştırılsın denirse, konu ıster istemez sulana- cak. Burada tüm gözler TBMM Başkanı Cindoruk'ta. Cindoruk konuyu "gereksiz yere" genişletme eğilıminde değil. DYP mılletvekilleri son günlerde Cindoruk'un kapısını daha fazla aşındırmaya başladı. Soru malum; 14 temmuzda ne ya- pacağız? Çiller'in özel sözcüsü Kırati- loğlu'na göre, önergeye evet diyen milletvekilı Veoa/'den kurtulamaz. Ama olayı örtmek DYP'lilerın çoğu- nun içıne sinmiyor. Cindoruk'la bu konudakı görüşme- miz, daha çok "temennilerle" geçtı. Cindoruk, gerek TBMM Başkanlığı sıfatı, gerekse DYP ıçındeki konumu nedeniyle "bağlayıcı" değerlendırme yapmak ıstemiyor. Bıze söyledığı tek şey şu oldu: "Benim düşunceme gore, bir milletvekilinin, bakanın, başbakanın serveti gizli olamaz. Kamuoyuna kapalı bir tıcari yaşamı olamaz. Siya- set bunu kaldırmaz. 0 nedenle ortada kuşkulu bir durumun kalmaması ge- rekir." Cindoruk'un yakın çevresiyle yaptığı değerlendirmeler ise daha açık ve net mesajlar ıçeriyor. Işte Cindoruk'un çevresine aktardığı, konuya ilişkın görüşleri: - Demirel, 1970li yıllarda, Yahya kamburundan Yahya'yı cezaevine ve- rerek kurtuldu. Eğer Demirel, o gün Meclis kürsüsüne çıkıp, 'buyrun açın soruşturmayı' demeseydi, bugün De- mirel yoktu. Yahya nihayet yeğeniydi. - Tansu Hanım'ın durumu bıraz daha farklı. Kendısi Başbakan. Kamuoyunda tartışılan mallar da kendısi ya da eşıne aıt. Yani daha yakın bir durum var. Burada karanlık bir noktanın kalmaması gerekır. DYP böyle bir kamburla yaşayamaz. Gerçek ne ise açığa çıkmalı. - Ben yıllardır politıkacıyım. Siyası davalara gırip çıktım. Ama yurtdışı- nda servet edinmiş bir Türkiye Cum- hurıyetı Başbakanı olduğunu anımsa- mıyorum. Bız DYP olarak, milliyetçı- muhafazakârız diyoruz. Yurtdışında servet edinmek bu özellikleri taşıyan bir partının lıderlığı ile bağdaşmaz. - Tansu Hanım'a duşen görev, dıye- cek kı, 'Evet, bu serveti edındım. Şim- dı bu malvarlığımı Türkiye'ye getire- ceğım'. Bunu derse kamuoyu onünde de aklanır Meclis soruşturması açı- Imazsa bu olay bir sure geçıştirilır, ama kapanmaz. Dığer partılere mal- zeme olur. DYP böyle bir kamburla yaşayamaz. Cindoruk bu değerlendırmelerinı kendısını arayan, görüşünü soran milletvekıllerine söylüyor. TBMM Başkanı, mtlletvekillerinın duygusal ve o günün koşullarmın gerektirdiği bıçımde değil, sağduyulu ve gerçekçı karar vermesı gerektiği görüşünde. Cindoruk, SHP ve MHP'nin günde- me getırdiği, "Tüm liderlerin ve parti- lerin malvarlığı sorgulansın" yak- laşımına soğuk bakıyor. "Böyle şey olmaz'üiyor. Zaten Cindoruk, konuya "Başbakan ne kadar zengin?" diye bakmıyor. "Bir başbakanın nasıl olup da kendi ülkesi dışmda yatınmı olabiteceğıni" sorguluyor Cındoruk'a göre, eğer olay "Nere- den buldun, nasıl zengin oldun'' soru- suna indırgenırse, bunun pek çok açı- klamayolu bulunur Cumhuriyet günlerce Başbakan'ın malvarlığı ile ilgili haberleryayımladı. Haberlerin hepsi belgelıydı. Yanı orta- ya atılanlar bir "iddia" değil, "ka- nıtlanmış" gerçek. Olayın özü şu: - Başbakan, çocuklarının garantisi- ni yurtdışında arayıp, ABD'ye servet aktarmıştır. • Başbakan, yıllarca vergıden kaçmıştır. DYP milletvekıllen, "Bunlar nor- maldır, olur böyle vakalar" mı dıye- cek; yoksa, "Sıyasetı yeterince kırlet- tık, bu ıddialar ortada kalmasm, Baş- bakan 'a kendısini aklama fırsatı vere- lim. konu araştırılsın" mı diyecek?.. DYP mılletvekilleri bu iki şıktan bırı- nı seçecek Kamuoyu da, yapacakları seçıme göre, herhalde onlara bir şeyler diye- cek. Başbakanservet yasasınıçiğnedi • Baştarafi 1. Sayfada "vergidcn muaf' tutuldu. Bu muafiyetten yararlandınlan Başbakan'ın holdingi, 38 mil- yon 406 bin 809 lira "yıllık ka- zanç" göstererek geçen vıl 10 milyon 839 bin 132 lira kurum- lar vergisi ödedi. 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Yasası'nın. "muafiyetleri" dü- zenleyen 8. maddesi. iştirak ya da gayrimenkul satışından do- ğan kazançlann sermayeye ek- lenerek vergiden muaf tutulma- sını. "6 ay içinde çıkarılacak yeni hisse senetlerinin borsada kote edilmesi" koşuluna bağlı- yor. Çiller'in holdingine 7 milvar 376 milyon liralık vergı muafi- yeti olanağı sağlayan maddenin ilgili 18. bendi. özeile şöyle: "Tam mükellefiyete tabi ku- rumlann iştirak hisselerinin ve- ya gayrimenkullerinin satışın- dan doğan kazancın, satışın yapıldığı yılda kurum sermaye- sine ilave edilen kısmı. kurumlar vergisinden müstesnadır... Bu is- fisnanın uygulanmasında ano nim şirketler yönünden 'sermaye artlınmı nedeniyle çıkanlacak hisse senetlennın' nama yazılı olması \e en geç altı ay içinde borsaya kote ettirilmesi şarttır." Çıller'in holdingi. 5422 sayılı >asanınbuhükmüuyannca. "iş- tirak hisseleri ya da gayrimen- 6 Içme suyu iıısaııları zehirliyor' Çillermali durumunu • Baştarafi 1. Sayfada DSİ ve İSKİ'den edinilen kı- sıtlı bulgulann değerlendirmesi ve bunlann insanlar üzerindeki etkileri de şöyle: "Budakdere, Dudullu, ömer- li, Köydere, Sazlıdere, Şamlar, Elmalı Barajı Dolusavak önü, Çatalca Karasudere ve Büyük- çekmece Gölü'nde insan ve hay- van attğının üst düzeylerde oldu- ğu görülüyor. Darlık ve Alibeyköy barajlan, Terkos Gölü, Ömerli Paşaköy- dere ve Karasudere amonyak yönünden çok az değerler içer- mektedir. Başka bir deyimle Bu- dakdere-üudullu suyu Darlık Barajı'ndan 50 misli fazla dü- zeyde amonyak içermektedir. Ömerli Kovdere'nin Ömerli Pa- şaköydere'den 15 misli fazla amonyak içerdiğini göstermek- tedir. Elmalı Barajı'nda Ter- kos'tan 10 misli fazla amonyak düzeyi vardır. Asidik yapıda olan bu bileşiğin alınması sonucu boğaz, yemek borusu, mide ve bağırsak sistemi tahriş olarak, bulantı, kusma, mide ağrılan ya- nı sıra metaboiik anidoz gelişi- mine de neden olarak, ciddi kli- nik tablolar y aratabilir. Sonuçta beyin, karaciğer ve böbrekte ha- sar oluşabilir. Çok az düzeylerde olsa bile, hassas kişilerde alerjik deri döküntüleri ortaya çıkabi- lir. Amonyak ile bulaşık su- larının klorlanması sonucu mey- dana gelen 'kloramin'lerin kan- serojen etkisi de tartışma konu- sudur. Amonyak-azot ise Büyükçek- mece Gölü arıtma tesisleri önün- de, Terkos Gölü ortasından 36 misli fazla saptanmıştır. Büyük- çekmece Gölü Tepecik Deresi'- nin, Terkos Gölü DSİ su alma yapısı düzeyinden 30 misli fazla, Alibeyköy-Pirinççi Kövü'nde de son sözü edilen yerden 20 misli fazla amonyak-azot düzeyi içer- diği görülmektedir. Bu bileşiğin uzun süre alınması nitritlerie gö- rülen gıda zehirlenmesi tablosu- na benzer tablo ortaya çıkarabi- lir. Bu durumda deride kızarma, yanma. kusma, baş dönmesi, kan basıncında belirgin düşme, morarma ve solunum felci gelişe- bilir. Büyükçekmece Gölü, Terkos, Ömerli Ozandere, Sazlıdere Şamlar suyundaki fosfat düzeyi- nin yüksek olduğu ve bunun ter- leme, ağızda salya artışı, göz ya- şarması, kusma, ishal, kaslarda seyirme. epüepsi, nefes darlığı, bulanık görme, şiddetli baş ağrısı ve hatta şoka neden oldu- ğu biliniyor. Büyükçekmece Çakıldere- Tepecik suyunun Terkos ve El- malı derelerinden 10 misli fazla sanayi atığı krom kromat içerdi- ği. bunun da şiddetli karın ağrısı. kusma, şok ve yanı sıra böbrek harabiyetine yol açtığı bilinmek- tedir. Deriyle temas sonucu da egzama, deride yaralar. buruna çekilmesiyle de burun zarında yaralar ve delinmeler gelişebilir. Büyükçekmece Gölü'ne akan bazı derelerde diğer havzalara göre daha fazla kurşuna rastlan- dığı, bunun da beyin. böbrekler, karaciğer. mide-bağırsak siste- mi ile kemik iliğine yerleşerek bu organların tahribatına ve buna bağlı hastalıklara neden olduğu biliniyor. Sularda bulunmaması gere- ken fenol türevlerine Büyükçek- mece, Alibey köy, Ömerli, Elma- lı barajlarına akan derelerde ra.stlanmtş. Bu büeşiklerin alın- ması sonucu beyin ve dolaşım sisteminde bozukluklar, böbrek yetersizliği, yutak ve boğazda şiddetli yanma, susama, bulantı, kusma, mide kanaması, idrarda azalma. kaslarda kramplar, şok solunum durması gelişir. Su havzalarında aynca kad- miyum, nikel ve bakteriyel kirli- liğe de rastlanmıştır." Çevresi harika kendisi korkunç • Baştarafi 1. Sayfada sonra bızler gene Cumhuriyet ga- zetesinin manşetine şu başlığı at- mak zorunluğu ile karşı karşıya kalıyoruz: "Musluklardaıı hastalık akı- yor." Istanbul'un su sorunuyla yabana basın da ilgileniyor. Fransa'da önceki gün yayın- lanan Liberation gazetesinde İstanbul'un su sorununa geniş yer venlerek RP'li belediye baş- kanının "yağmur bombası" ye- rine "yağmur duası" önermesiyle adete dalga geçiliyor. İstanbul Haber Servisi'nden arkadaşlanmız Deniz Teztd ile Uğur Günyüz. ",4ğır kirtenme" olduğu gerekçesiyle kullamma kapatılan Elmah Barajı ile Ömer- li Barajı'na giderek dolaşülar. Elmalı Barajı'nın çevresindeki manzara çok güzeldi de barajın kendisi "korkunctu." Yemyeşil doğayla bütünleşmiş barajın ren- gi kirlilikten yeşile dönüşmüştü. Ancak baraj çevresinde piknik yapanlann gözü bu kırliliği pek görmıiyordu ve sıcaklann da et- kisiy le kendilenni "yeşil renkli su- lara" bırakıyorlardı. ISKİ'ye bağlı Elmalı Barajf- nın bekgsi ise "ağırmetal kirlen- tnesi" kanıtlanmış bu zehirli suda yüzen çocuklan uyarmak yerine gazetecilerle ilgilenmeyi tercih ediyordu. Bekçi. önce "Siz ne yapıyorsu- nuz". "Fotograf çekmek yasak" tehditleri savuruyor daha sonra da "Bu baraj zaten kullanılmıy or" diye günah çıkanyordu. "Bu su kirli niye suya girenleri uyarmı- yorsunuz" sorumuza ise bekçinin yanıtı "Onlara bağırsam da sesim ulaşmıvor" oluyordu. Sesi bize ulaşan bekçi ile bir süre sohbet et- meye çalışıyoruz. Ancak fotoğraf çekildiği için biraz lozgın, bu ne- denle de sorulanmıa yanıtsız bı- rakıyor. Elmalı nasıl temizlenecek? İstanbul'un su sorununu çö- zeceğini vaat eden ve Elmalı Ba- rajı'nın devreye gireceğini açıkla- yan İstanbul Büşükşehir Beledı- yesi'nin bu barajın suyunu nasıl temizleyeceği ise ayn bir konu. Belediyenin barajın çevresinde bulunan derelen ise hiç dıkkate almadığı kanısındayız. Baraja su sağlayan bu dereler "köpük, kö- pük." Ancak bu derelerdeki "be- c- . , yazköpûkler-bırdoğahankas, A Sn -^ZTA*1 Ü , V değil "yoğun kirüliğin" yarattığı duştugunubckgdc kabul cdı>or. yıda sanayi tesısı var. Samandıra ve Sangazi asken tesislerinın alı- klan da bu baraja kanşıyor. Baraj bentlennde görev lı DSİ'- ye bağlı bekçi ile sohbet edıyoruz. Barajda balık yetıştiğını, çev rede- ki "sessizlik" ve "yeşiUiğin 1 "' çok güzel olduğunu ancak zamanla bunlann bile insanı sıktığını an- latıyor. köpükler. Baraj çevresınde bulunan tüm sanayi kuruluşlannın. evlerin atı- klan da bu derelere ve oradan da baraja ulaşıyor. DSt'ye bağlı Ömerli Barajı'- nda ise su çok daha berrak. An- cak, su seviyesi her gün 2-3 san- tim düşmekte. Su seviyesindeki bu düşüş sadece kuraklıictan kay- naklanmıyor. Son yıllarda bu havza bir türlü önlemeneyen göçlerin odak noktası. Sultanbeylı gibı üç yüz oıni aşkın kişinin yaşadığı ilçe bu bölgede. Burada aynca çok sa- Ancak bekçiye göre telaşlanacak bir durum yok. U^un yıllardır barajda görev li olan bekçiye göre bu barajın suyu herkese yeterlı. Uzmanlar ise bekçi kadar ıyı ni- yetlı değil. Eğer gerekli önlemler zamanında alınmazsa özellikle kaçak yapılaşma durdurulmazsa yakın bir gelecekte Ömerli Ba- rajı'nda da su kalmayacak. 'Biz konıyoruz, İSKİ kullanıvor' Baraj suyunun temızliği ko- nusunda da bekçi ıle sohbet edı- yoruz. Bu konuda çok fazla bilgı- si olmadığını belirten bekçi "İlaç- lama işlcmicri suyun şehre verildi- ği yerden yapılıyor" dıyor DSİ'- nın barajı sadece koruduğunu. ilaçlama ışlemeleriyle hıç bır ılgısi bulunmadığını anlatan bekçıylç sohbctimız "Biz koruyuruz. İSKİ kullanıvor" dcmesıyle son bulu- yor. Barajdan suyun şehre venldığı ana arterlerc ise ula^mak müm- kıin değil Çevresi kale gıbı du- varlarla çev nli arterlere gırmemı/ ise İSKİ tarafından görcvlendın- lcn bekçi tarafından kıbar bırdil- leengellenıyor. Bekçi barajı gezcbılcceğimızı ancak "Aksaray'dan İSKİ Mer- kezi'nden izin aiamamız gerekti- ğini" söylüyor. İstanbul'un Ana- dolu yakasındaki bu iki barajı gezdikten sonra gen dönerken uklımıza şu soru takılnenyor: "Hakkımız var mı bu güzellikleri kirletmeyeT" ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Başbakan Tansu Çiller. TBMM'nın 14 temmuzdaki olağanüstü toplantısı öncesin- de düzenleyeceği iki ayn basın toplantısında, önce Türkiye. daha sonra da kendisinin ve ai- lesinin mali durumunu kamuo- yuna anlatacak. Bugün düzenleyeceği basın toplantısında ekonomik ıstik- rar tedbırlennin ılk 3 aylık so- nuçlannı ve ikınci 3 ay için be- lirlenen hedeflen açıklayacak olan Çiller. çarşamba günü ger- çekleştireceği ikincı basın top- lantısında kendisinin ve aılesi- nin malvarlığına ilişkin olarak 20 yıl geriye giderek detaylı bıl- gi verecek'. DYP Başkanhk Di- vanı, Grup Yönetim Kurulu üyeleri ve baa bakanlan dün Başbakanlık Konutu'nda top- layan Çiller. önümüzdeki gün- lerde kamuoyuna yapacağı bir açıklamayla da. Anayasa Mah- kemesi'nin yctki yasalannı iptal kararlannı sert bir dille eleştire- cek. DYP Genel Başkan Yar- dımcısı Esat Kıratlıoğlu. Çiller'- in TBMM'nin olağanüstü top- lantısında takınacağı tavn "Yi- ğitçe kendisini savunacak" diy e- rekanlattı. Kıratlıoğlu, ANAP'- ın Başbakan'ın tartışmalı ser vetinin incelenmesi için bir mec- lis araştırma komisyonunun oluşturulmasını öngören öner- gesine "evet" oyu verecek DYP'li milletvekiİlerinin du- rumlanna ilişkin karan DYP Grup Yönetim Kurulu'nun ve- receğıni söyledi. Kjratlıoğlu. toplantıda Ana- yasa Mahkemesi'nin hükümete özelleştirmekonusundayetkive- ren yasayı iptalinin de ele alındığını ve bu konuda. "yasal bir boşluk" olduğu konusunda görüş birliğine vanldığını bildir- di. Anayasa Mahkemesi'nin. "Meclisin yetkisini, hükümet devralıyor" yaklaşımıyla iptal karan verdiginisavlayan Kıratl- ıoğlu. "ANAP döneminde de yüzlerce Kanun Hükmünde Ka- rarname (KHK) çıkarılmış, ama bunlar iptal edilmemiş. Demek ki ortada bir hata var" dedi. Nükleerdehşet • Baştarafi 1. Sayfada Böyle bir işbirliğinin iki devlet. iki ülkenin vatandaşlarının ya- rarına olacağını, ileride de gelişeceğini ümit etnıekteyim." Kravçuk "Güvenliğimiz, herkesin güvenliğine bağlıdu-" slo- ganmı vurguladıktan sonra "1990 yılında, devlet egemenliği bildirisinde L krayna, ileride nükleer olmayan, blokdışı, yansız bir devlet olma yolundaki kesin niyetini açıkladı. Bu insani amaç bizim için değişmeyecektir" dedi. SSCB'nin dağılmasından sonra önemli bir nükleer güç du- rumunagelenUkrayna'nıneskidevlet başkanı.yazısındaşöyle dıyor' "Rusya ve ABD'nin; l krayna'nın egemenliği, toprak bütünlüğü, sınırlarının dokunulmazlığına saygı gösterdikleri açıklandı ve bu ülkeler güvenliğimizin garantörü oldular. Top- raklanmızdan taşınacak ve taşınmış füzelerin başlıklarında bulunan uranyum için tazminat alacağız. Stratejik nükleer si- lahlarunızın yok edilmesi için gereken mali, bilimsel ve teknik yardım bize verilecektir." Kravçuk. aynca şu öneriyi yaptı: "Son zamanlarda dünya çabuk değişiyor. İki siyasal sistemin karşı karşıya gelmesi artık tarihe karıştı. Varşova Paktı'nın çalışmalarına son veril- di. Eski Sovyetler Birliği'nin topraklarında yeni bağımsız dev- letler ortaya çıktı. Bu nedenlerden dolayı. yeni dünya ve Avru- pa'nın ivedi sorunları üzerine düşünce alışverişinde bulunmak için uluslararası bir konferans düzenlemek önerimizin destek kazanacağını ümit ediyorum." kul satışından elde ettiği1 ' 7 mil- yar 376 milyon liralık kazancı. kurumlar vergisinden muaf tut- mak için "nama yazılı yeni hisse senetleri" cıkardı. Marsan Hol- ding'in Maliye BakanlığYndaki kayıtlan. şir'ketin en az yüzde 56 oranındaki hissesinin Başba- kan'ın eşi özer L'çuran Çiller'e ait olduğunu ortaya koydu. Bu durumda. Kurumlar Vergisi Yasası uyannca vergı ödenme- yen 7 milvar 376 milyon liralık sermaye arttınmı için çıkanlan "nama yazılı yeni hisse senedi"- nın en az yüzde 56'lık bölümü Başbakan'ın eşıne geçti. Başba- kan Çiller de kamuoyuna 8 Ha- ziran 1993 tarihinde açıkladığı servet beyanı uyannca. Marsan Holding'deki 1 milvar 100 mil- yon liralık payı karşılığında. yeni hisselerden edinmiş oldu. Başbakan yasayı çiğnedi Marsan Holdıng AŞ'ye aıt tı- carı tablolar ıle dcv let belgeleri- nin ortaya koyduğu Çiller aile- sinin servetindeki hisse artışı. Başbakan'ın açıklamalanna yansımadı. Başbakan Çiller. 22 haziran- da yaptığı yazılı açıklamada. "milletvekilliği, bakanlığı ve başbakanlığı döneminde serve- finde herhangi bir artış oî- madığını" savunarak yasa uya- nnca ek mal bildiriminde bu- lunmadığını ortaya koydu. Böy lece. Çiller ailesinin. yasalar ve şirket kayıtlanna göre Mar- san Holding'de artan hisseleri. 3628 sayıh Mal Bildiriminde Bulunulması Rüşvet ve Yolsuz- luklarla Mücadele Yasası uya- nnca TBMM Başkaniığı'na "ek servet bildirimi" ile ulaştınl- madı MalBildinmiYasasrnın"Bil- dirimlerin Konusu" başlığını taşıyan 5. maddesinde. "hisse senetleri" aynca sayılarak ser- vetin unsuru olarak hükme bağlanıyor. Maddenin. ilgili hükmü. özetle şöyle: "Bu kanun kapsamına giren görevlilerin, kendilerine, eşlerine ve velayetleri altındaki çocukla- rına ait bulunan taşınmaz malla- rı ile para, hıssc seneıleri , tah- viller, altın, mücevher ve diğer taşınır malları. hakları, alacak- ları ve gelirleriyle bunlann kay- nakları. borçları ve sebepleri mal bildiriminin konusunu teşkil eder." Yetkili makam ve ceza Mal Bildirimi Yasası'nın 6. maddesi. malvarlığındaki deği- şikliğın "bir ay içinde" ek be- yanla yetkılı makama verilme- sini öngörüyor. Bu yasaya da- yanılarak çıkanlan Mal Bildiri- minde Bulunulması Hakkında Yönetmelik. milletvekilleri ile Bakanlar Kurulu üyelerinin mal bildirimlerinin TBMM Başkanlığı'na yapılacağını hükme bağlıyor. Yasarun. "Ceza Hükümleri" başlığını taşıyan 10. maddesi. öngörülen sürelerde mal bildiriminde bu- lunmayanlann yetkili merci (Çiller' için TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk) tarafın- dan uyanlacağı hükmünü içeri- yor. Uyandan sonra bir ay içinde ek mal bildiriminde bulun- mayanlann 3 aya kadar. soruş- turma süreci sırasında da bu tu- tumlannı sürdürenlerin 3 ay- dan 1 yıla kadar hapisle ceza- landınlacağı karar altına alını- vor. Yasanın 12. maddesi. "ka- nunen daha ağır bir cezayı ge- rektirmiyorsa". gerçeğe aykın mal bildiriminde bulunanlann 6 aydan 3 yıla kadar hapis ce- zasına çarptınlmasını öngö* rüyor. LACCR " eflA - Penalü?! Bal gibipenalüydı! Bak vermedı,,, Bu kadan da olmaz! Ooooîl Of! N'apıcaz şımdı? Neyse kı daha bitmedı,,. DÜNYA KUPASI '94 Şöyle ağız tadıyla bir maç seyredeîim!
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle