Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 11 TEMMUZ1994 PAZARTESt
OLAYLAR VE GÖRÜŞLER
Universiteden medreseye!..
MEğıtım Bakanı Sayın Ayaz, bakanlık üst düzeyınden uç
yöneticının görev yerlennı değıştırdi diye yer yennden oynadı.
Çunkü bakanlıkta çöreklenen tankatçılarm düzeni
bozuluyordu. Ya yenı kurulan adı var kendısı yok, derme
çatma ünıversıtelere atamayla göndenlen rektörlenn kaç
tanesı tankatçı, bundan habennız var mı?
Prof. Dr. MUŞTAFA ÖZYURT Uludağ Üniversitesi
Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi
olmamışü Gerçı oğrenalenne "Nab-
za göre şerbet vermeyin" dedığı ıçın bır
profesor, geçıcı olarak bakanbk emn-
ne alınmış olsa da unıversıtenın ağırb-
ğı. hukumetın hep korkulu ruyası
olmuştu O dönemde unıversıte ozerk-
lığının odun vermez savunuculan,
muhalefet lıden İsmet İnönü ve unıver-
sıterun sembolu Ord Prof Dr Sıddık
Sami Onar'dı 27 Mayıs 1960'ta bu ıkı-
lıden Onar'ın kafasında açılan >ara,
bardağı laşıran son damla oldu Çun-
ku o. ıhtılalcı subaylann gozunde yer-
de suruklenen Istanbul Unıversıtesı"-
nın yaşlı rektorunden çok. bıbmselb-
ğın ve onurun sımgesıydı Işte
gunumuzdekı en buyuk eksıklık. İno-
nu gıbı bır pohtıkacının yokluğu \e
Onar benzen bır bıbm adamının oıta-
ya çıkmamasıdır
K
ıskanmadım dersem
\alan olur Bır sure
once >etmış altı ıbn
cumhunyet başsavcı-
sı. sekız Devlet Gu-
venlık Mahkemesı
başsavcısı ve sekız ılçe savcısının or-
taklaşa vayımladıklan, şenat hevesb-
lenrun çanına ot tıkavan bıldınyı
okuyunca unıversıte oğretım uvesı
olarak, bu yureklıbğın bır benzenru
topluca gosteremedığımıze uzuldum
Demokratık. laık Turkıye Cumhun-
yetı'nın boylesıne gozupek ve tuıarlı
savunuculan bulunduğu ıçın de gurur-
landım Ashnda I982'den ben topar-
lanamayan uruversıtelenmızın ulke
sonınlanna bu kadar kayıtsız kalabıl-
me nedenlennı hıç ıçıme sındırebılmış
de&bm Olajın kokenı 2547 sa>ıb
YOK Yasası'nın getırdığı adam sende-
ciliktetı ve baskılayıcı hukumlennden
kaynaklanmaktadır
Bır başka onemb neden ıse bu yasa-
dan sonra oğretım uyesı olanlann ço-
ğunun gerçek ozerk unıversıtenın et-
kınbğını bılmemelennden ılen gelıyor
1950-60 donemınde bıle unıversıte-
lenmız bu kadar ıçe donuk ve suskun
Zorla uygulanalı yaklaşık on uç yıl
geçmış ve tam tamına yırmı kez değı-
şıkbk yapılmış olan Yuksek Oğretım
Yasası, her şeyden once, bır 12 Eylül
hukuku kalmtısıdır.
Hukumetı oluşturan ıkı partının,
gerek seçım bıldırgelennde ve koalıs-
yon protokollennde gerekse hukumet
programlannda >er almış olmasına
karşın bugune değın değıştııme yo-
nunde bır adım bıle atılmamış olması,
sıvasal tutarsızbğın belgesıdır Bun-
dan oncekı hukumette gorev alan
obur oğretım u>esı bakanlan savma-
sak bıle, Başbakan Yardımcısı ıle eko-
nomıden sorumlu Devlet Bakanı
ozerk unıversıtelenmızde yetışmış ıkı
oğreum uyesıdır Üstune ustluk TC-
nın elbncı hukumetının Başbakanı,
ekonomı profesoru olmakla oğunen
oğretım uyesı arkadaşımızdır
Toplumun çeşıtb katmanlan kendı
temsılcılennı parlementoya ye huku-
metesokmauğraşıvenrler Unıversıte
toplumu olarak aramızdan bır bayan
oğretım uyesının başbakan olmasını
kuşkusuz sevınçle karşıladık Ama
bunca sure geçmış olmasına karşın,
unıversıte yasası konusunda bır tumce
bıle etmemış olmasını da uzuntuy le ız-
ledık Bu mu unıversıte sorununa sa-
hıp çıkmak, demezler mı9
Neyse. şu gunlerde SHP'nın uzenn-
de ozenle durduğu demokratıkleşme
paketınde. değıştınlmesı duşunulen
yasalar arasında 13 sırasında YOK
Yasası'nın buhınduğunu oğrendık
Yalnız yasayı ele almakla bır şey de-
ğışmez Anayasanın YÖK ıle ılgılı
maddesı vennde kaldığı surece ufak
bır makyajdan oteye gıtmez, hepsı o
kadar Sahıplendıklen konu, ulkenın
geleceğının şekıllendığı yuksekoğre-
tım kuruluşlannın yaşam savaşıdır
Eskı CHPnın uzantısı olduğunu sa-
vunan SHP'ye 12 Mart donemınde
zamanın Genelkurmav Başkanı Orge-
neral Memdub Tağmaç ıle CHP Genel
Başkanı İsmet Inonu arasında geçen
bır konuşmavı Metin Toker'ın "İsmet
Paşa'nın Son Vıllan" kıtabından ak-
tarrhak ıstıyorum Genelkurmav Baş-
kanı'na gore "sosyal çaikantılaruı
kabahatı yüzde elli üni\ersitelerde"ydı
ismet Paşa ıse başta > argı bağımsızbğı,
unıversıte ozerklığı, duşunce ve orgut-
lenme ozgurluklen ıle bunlann daya-
nak noktası olan 1961 Anayasasfnın
korunmasında kararlıdır Soz dönup
dolaşıp da unıversıte ozerklığıne gelın-
ce İnonu şoyle der "Bak iki gözüm.
Sen benden ne istiyorsun, bilivor mu-
sun? Bu memleketin yetişmeleri için en
çok emek verdiği insanlar kendilerini
yönetemezler... Sen benim buna inan-
marnı istiyorsun! Doğrudur, olaylar çı-
kıvor, poİis gelivor, jandarma giriyor.
Hatalar vapılıvor. Ama burün bunlar
haUedilebüir hususlardır. Özerklik için-
de... Onlar kendilerini yonetemhorlar-
sa, onları ben vöneteceğim diye ortaya
çıkan kimselerin, onlardan fazlalıkları
nedir? En çok emek verdiğimiz insanla-
rın, en çok yatırım yaptığımız insanla-
rın kendikendilerini \onetemeyecekle-
rini bana kabul ettiremezsiniz."
M Eğıtım Bakanı Savın Ayaz, ba-
kanlık ust duzey uç yöneticının gorev
yerlennı değıştırdi dıye yer yennden
oynadı Çunku bakanlıkta çöreklenen
tankatçılann duzenı bozuluyordu Ya
yeru kurulan adı var kendısı yok, der-
me çatma ünıversıtelere atamayla
göndenlen rektörlenn kaç tanesı tan-
katçı, bundan habennız var rru9
Hele o
orumceklı kafada olanlann oluştura-
caklan medrese duzenını değıştırme-
nın ne kadar zor olacağmı hıç duşun-
dunuzmu9
Atatürk'un 1933'te gerçek-
leştırdığı reformla çağdaş duzeye
çıkan unıversıtelenmi7, yırmı bınncı
yuzyıla altı kala nasıl medreseleşıyor
gormuyor musunuz9
Bu vebalden
kurtulmanın tek çıkar yolu. unıversı-
telenmızı hıç değılse kırk sekız yıl once
yıne bır hazıran ayında yururluğe gı-
ren (18 6 1946) 4936 sayılı Ünıversıte-
ler Yasası'nın ulaştırdığı demokratık
duzeye çıkarmaktan gecer Haaran
geçtı gıttı Temmuz, ağustos, eylulü
var beklemenın Beklenz. Yeter kı
unıversıte kurtanlsın1
Sozu edılen kanunun 1 maddesı
şoyle der "Üniversiteler; fakülteler-
den, enstitû, yüksekokul ve bilimsd
kurumlardan oluşan özerkbği ve tüzel-
kişüiği olan yüksek bilim ve araştırma
ve öğretim birimleridir. Her üniversite-
nin kapsamındaki fakülteler de bu ka-
nun hükumlerine gore bilim ve yönetim
özerkliğine sahiptir. Rektör ve dekan-
lar ve yönetim görevlilerini seçme hakkı
öğretim üyelerinden oluşan kurullara
verilmiştir." 2547 sayılı YÖK Yasası'-
yla getınlen keyfı yonetım bıçımınde
ıse tum yetkıler, pek çok yerde sıyasıle-
nn ya da tankatçılann oyuncağı duru-
muna duşen tek kışıye bağışlanmıştır
İşte bu yasayı değışurmeye yanaşma-
yan duşuncesızlığın altında yatan ger-
çek neden bu Yoksa kımserun eğıü-
mın daha ıyı olduğu ya da çok daha
bıbmsel çalışma yapıldığı umurunda
değıl
Hukumet bu konuda gerçekten
ınandına olduğunu kanıtlamak ıstı-
yorsa once unıversıte toplumunu ka-
zanmakla ışe başlamalıdır Bunun ıçın
de buyuk araştırma veçabşma yapma-
ya gerek yok 1946'da yururluğe gıren
4936 sayıh, 1960"ta kabul edılen 115
sayılı ve 1973'te yasalaşan 1750 sayılı
yasalarla. 12 Eylul hukukunun kabn-
tısı 2547 sayılı YÖK Yasası'nı kabaca
karşılaştırmak bıle yeterlıdır
ARADABIR
Prof. Dr. TALAT TEKİN
Yunus Emre Şeriata Karşı
Sayın ilhan Selçuk'un geçenlerde yayımlanan "Ana-
dolu Muslumanı Şerıatçı Değıldır ' başlıklı yazısını(*)
bılmem okudunuz 0111? Bu çok ılgınç yazı şoyle sona erı-
yordu "Anadolu halkı, Ataturk'u sever, ıster Sunnı ol-
sun, ıster Alevı Şerıatçı, Ataturk'u sevmez, Mustafa
Kemal'eduşmandır Şerıatçı, Islamısıyasetevetıcarete
alet eden kışıdır Muslumanlığı partıcılık ıçın kullanır,
Arap kulturuyle beyın yıkamaya kalkışır Anadolu top-
lumunda şerıatçılıkla Muslumanlığı bırbırınden ayır-
mak, laıklığe yeşıl ışık yakıp yol vermıştır "
Sayın Selçuk'un Anadolu Muslumanlığı ıçın koyduğu
bu çok doğru tanı (teşhıs) benı 700 yıl oncesıne, Anadolu
Turk toplumunun yetıştırdığı ılk (ve kuşkusuz en buyuk)
mutasavvıfşaırımız Yunus Emre'ye, onun şerıatveşerı-
atçılar hakkındakı dızelerıne, beyıtlerıne goturdu Yunus
Emre nın Muslumanlığından hıç kımsenın kuşkusu ola-
maz Şıırlerı baştan başa Tanrı ve ınsan, evet, ınsan
sevgısı ıle dolu bu buyuk gızemcı (mıstık) ve humanıst
şaırımızın acaba şerıat ve şerıatçılar hakkındakı goruş-
Ieri nelerdır? Edebıyat ve kultur tarıhımızdekı çok onem-
lı kımı konular gıbı, bu konu da Yunus Emre uzerıne
yapılan yayınlarda, yaygın bır argo deyımle, es geçıl-
mıştır ya da en azından gereğınce vurgulanmamıştır
Çok partılı sıyasal rejıme gırışımıze ve bununla bırlıkte
dının ve dınsel ınançların oy ıçın alabıldığıne somurul-
meye başlamasına kadar bunun belkı de buyuk bır sa-
kıncası yoktu Ama şımdı hele şu son yıllarda, şerıatçı-
ların gemı azıya almışçasına şahlandıkları ve 37 aydın
ınsanımızı yeryuzunde yaktıkları cehennem ateşınde
yok ettıklerı bır donemde, Yunus Emre'nın 700 yıl once
şerıat ve şerıatçılar uzerıne soyledıklerını bır kez daha
anımsatıp vurgulamanın yararlı olacağı kanısındayım
Şunu hemen belırteyım kı Yunus Emre, şeriata ve şe-
rıatçılara şıddetle karşıdır Bır şıırınde gerçeğı denıze,
şerıatı da bu denızde gıden bır gemıye benzeterek şoyle
der Şerıat bır gemıdır, hakıkat deryasıdurl 01 gemınun
tahtası her nıce muhkem olsa I Denız mevcı kat'olsa ge-
mı uşanasıdur (Şerıat bır gemıdır gerçek ıse onun denı-
zıdır, gemının tahtaları ne kadar sağlam olsa, denızın
dalgaları şıddetlenınce o gemı parçalanacaktır) Demek
kı Musluman ıçın şerıat yeterlı değıldır, onunla Tanrı'ya
varılamaz, aslolan, onemlı olan gerçek, Tanrı ve ınsan
sevgısıdır Tum ınsanlara bır goz ıle bakmayan şerıatçı,
evlıya bıle olsa, gerçekte bır 'as/'dır Cumleyaradılmışa
bır goz ıle bakmayan I Şer un evlıyasıysa hakıkatde ası-
dur Yunus bu şıırınde daha da ılerı gıderek şerıatçıların
evlıya saydıkları, Tanrı ve ınsan sevgısınden yoksun kı-
şılerın gerçekte "kâfır" olduğunu soyler Bundan ıçeru
haber ışıt eydeyın ey yar I Hakıkatun kâfırı şer'un evlıya-
sıdur1
Şerıatçı başka dın, hatta başka mezhepten olan kışıle-
rı suçlar, onların ınançlarını kendı ınancına aykırı bulur
ve Sıvas toplukıyımında olduğu gıbı, onları dırı dırı ya-
kar Yunus'a gore ıse dın ve mezhep amaç değıl, araçtır,
kışıyı Tanrı ve ınsan sevgısıne ulaştıracak bırer araç
Bu nedenle Yunus hıçbır dın ve mezhebı kendı anancına
aykırı bulmaz, çunku asıl amaç olan "muhabbet", yanı
sevgı, bunlar tamam olduktan sonra doğacaktır Bız
kımse dınıne hılaf dımezuz I Dın tamam olıcak toğar
muhabbet
Yalnız şerıatı uygulamak, kışıyı Tanrı ve ınsan sevgısı-
ne goturmeye yetmez, ardından 'muhabbet" gelmelı-
dır inançta amaç, 'dost', yanı Tanr/"yuzunu gorebıl-
mek, ona erışebılmektır Şerıatçı ıse sevgıden yoksun
olduğu ıçın hıçbır zaman bu aşamaya erışemez, "kapı-
da kalır" Dostyuzın gorıcek şırk yağmalandı I Anunçun
kapuda kaldı şerıat
işte Yunus Emre, şerıatı ve şerıatçıları boyle yorumla-
mış, onlara boyle karşı çıkmıştır Başka bır şıırınde de
şeriata karşı daha ağır eleştırıde bulunmak ıstedığını,
ancakşerıatçılardan korktuğu ıçın bu eleştırıyı yapama-
dığını açıkça soyler Şerıat edebınden korkaram soyle-
meğe I Yoğısa eydeyıdum dahı ayruksı haber
Yunus'tan 700 yıl sonra şerıatçıların Anadolu'da ger-
çekleştırdığı toplukıyım, onun şerıattan ve şerıatçıların
"şe/r"ınden korkmakta ne denlı haklı olduğunu goster-
mıyor mu
9
(*) Cumhunyet, 23 Hazıran 1994
TEMSİLİVE
KATILIMCIDEMOKRASİNİN KÖKENİ
Doç.Dr.SamiSelçuk
30 000(KDVıçınde)
Çağdaş Yaymları Turkocağı Cad 39-41 Cağaloğlu-îstanbul
Öderceli gonderilmez
"Amerika'nın adamı...''
Kuzey Kore ıle ABD arasındakı gergınlık. 1950'lenn Guney Kore
Devlet Başkanı Synegman Rhee'yı (Rı) anımsattı Türkıye'de
Menderes dıktası ve öğrencı hareketlenne koşut olarak.
1
Amenka'nın adamf Sygman Rhee'ye karşı G. Kore'dekı öğrencı
haberlen yer alırdı o yıllarda basında..
ADNANCEMGİL
4 A damlan' mı demebydı
0
^ ^ Gerçekten ABD, sıya-
/ ^ k sal. asken, ekonomık
Z — J ^ çıkarlan açısından kımı
/ ^ ulkelere goz dıker Bun-
•
A
- -^^- larda egemenlığını sağ-
lama yolunda kullanacağı kışılen bılır Son
İran Şahı Rıza Pehfcvi, Şılı Dıktatoru Ge-
neral Pinochet ve kımı Arap emın ya da
kralı gıbı
Ne var kı bır de amacına uygun olarak
yetıştırdığı kışıler var Bunlann en bebrgın
orneğı Syngman Rhee...
Son gunlerde "Kuzej Kore"dekı nukleer
tesıslennın uluslararası deneume açılması
konusunda ABD ıle bu ulke arasındakı
tartışmalar suruyor Gergınlığın gıttıkçe
artması, yenı bır "Kore Savaşı"nı gundeme
getınnıştır Bu durumda 1950 savaşında
"Güney Kore" Devlet Başkanı Sygman
Rhee'yı anımsamamak elden gelır mı
9
Bu
adam. ABD'nin, amacına uygun olarak ye-
tiştirdiklerinin en bebrgın orneğı Amen-
kan mısyonerlennın bılınen yontemlenvle,
daha çocuk yaşta ele geçınldı Metodist
mis> onerlerin > onettığı bır okulda oğrenım
gordu Ingıbzceyı oğrendı Ardından da
Hınstıyan oldu
Bundan sonra ABD yonetımı bu adamı
bağnna bastı Basamak basamak yuksel-
me yolunu açtı onune 19O5'te George
Washıngton Unı\ersıtesı"ne kabul edıldı
Burayı 1907'debıtırdı Ardından Harvvard
Ünıversıtesı'nde yuksek lısans sınavından
geçınldı Efendılen onu daha yuksekte
gormek ıstedıklen ıçın Pnnceton Unıversı-
tesı'nde "siyasal bilimler" doktorluğu un-
vanı venldı kendısıne
Donduğu dıne canla ve başla hızmet et-
mek ıçın 1910'da Hınstıvanbğı yayma
amacı guden "Genç Hıristivanlar Hare-
keti"ne kaüldı
Bu orgutu kurmak üzere Kore'ye don-
du
Metodıstler, Hınstıyanbğı yaymak ama-
ayla konferanslar duzenlıyorlardı
Sygman Rhee. bunlara katılmak ıçın yenı-
den ABD">e dondu ve burava yerleştı
1919 yıbnın Mart ayında, Japon somur-
gecıbğıne karşı Kore'de bır baş kaldırma
hareketı başladı Gıttıkçe ayaklanmaya
donen bu hareketı Japonlar acımasızca
bastırdılar
Bu harekeün surgune gıden kımı oncule-
n 1919 Nısanı'nda geçıcı bır Kore huku-
metı kurdular, başlanna da Sygman
Rhee'vı getırdıler Rhee, II Dunya Savaşı
bo> unca hep Amenka'da kaldı
Savaş sonunda yenılen Japonlar a>nl-
dıktan sonra Kore, 38 enlem sınır olmak
uzere ıkıye aynldı Guneyde ABD ordusu-
na bağlı bır komutanbk ulkeve el koydu,
kuzeyde de SSCB komutanlığı kuruldu
Eylul 1945'te ulkenın bağımsızlığını
amaçlayan yurtseverler "Güney Kore Halk
Cumhuri)eti"ru kurdular Ne var kı ABD
komutanlığı bunu tanımadı
İlgınç bır rastlantı. o sırada Sygman
Rhee de Amenka'dan Kore'ye gebvermış-
u
ABD asken yonetımı. bağımsızlık ıste-
yen Guney Koreblen yatıştırmak uzere
Şubat 1946"da ulkesıne donmuş olan
Rhee'nın başkanlığında bır danışma mecli-
si oluşturdu Ekım 1946'da da yansı ABD
asken yonetımınce atanan geçıcı bır yasa-
ma meclisi kuruldu
Patronunca desteklenen Sygman Rhee,
sağcı bır pattı kurdu, 1948'de de gırdığı se-
çımı kazandı, kurulan meclısın başkanı
oldu Kurulan Kore Cumhunyetf nın başı-
na getınldı
Ekonomı alanındakı başansızlıklan yu-
zunden gıttıkçe artan bır muhalefetle karşı-
laştı 1950'de Kore Savaşfnın başlaması
uzenne muhalefet liderlerini vatana hıvanet
etmekle suçlavarak ıdam ettırdı Savaştan
sonra da tum hak ve ozgurluklen kaldıran
despotça yonetımı surdurdu
O zamankı ABD Başkanı Truman, des-
tekledığı Sygman Rhec'nın kışılığını şoyle
açıkladı "1945'te Kore'ye döndüğünden be-
ri aşırı sağcılarla işbirliği vaptı. Ilımlı duşıin-
celi liderlerle çattştı. Rhee'nin polislerinin
siyasal mitingleri dağıtmak, siyasal düş-
manlannı sindirmek için ne gibi >öntemler
kullandığı benı hiç ilgilendirmez. \ma beni
en çok duşundüren şe> Rhee'nin hükümeti-
nin ulkeyi kasıp kavuran enflasv ona hiç aldı-
rış etmemesidir."
Gerçekten de Guney Kore'de bunalım,
aşın böyutlara ulaşıyordu Muhalefet gıt-
tıkçe protestolannı arttınyordu 'Ameri-
ka', amacına gore yetıştırdığı 'adamı'nın
sonuy la hıç ılgılenmıy ordu Kullanılrruş bır
pıyondan başka bır şev değıldı artık 0
"1952 ve 1956 seçimlerinde veniden devlet
başkanı seçildi. Yönetimi sırasında özgür-
lükleri kaldırarak muhaliflerini baskı altına
alan Rhee, ülkede ithal ikamesine dayalı bir
sanayileşme politikası izledi.
1960 başkanlık seçimlerinde, veniden baş-
kan seçildığinin ilan edilmesi, muhalefetin
seçimlerde hıle v apıldığını ileri sürerek ulke
çapında protestosuna vol açtı. Büvuk bovut-
Lara ulaşan oğrenci gosterileri karşısında,
askerler gösterilere engel olamadılar. Olav-
ların sürmesi ve ulusal meclisin de istifası
uzerine gorevinden ayrıbmak zorunda kalan
Rhee, bundan sonraki vaşamını Havvaü
Adaları'nda sürgûnde geçirdi."
PENCERE
TARTIŞMA
Anadolu'da sevgi ve hoşgörü
Y
Sşam alanlanmızı
gunden gune
kuşatan çevre
bozulmasının yanı
sıra, toplumsal
vaşamımızada
bulaştınbnak ıstenen bırtakım
çırkınbkler. guzel
Anadolumuzda bınlerce yılbk
geçmışı olan hoşgoru \e se\ gı
ortamını hedef abnıştır Bunun
son orneklennden bın,
Anadolu kulturumuze bır Pir
Sultan Abdal'ı, bır Âşüt Veysel'ı
ve daha nıce guzel ınsanı
armağan eden Sıvas'ta
yaşanmıştır Anadolu halkının
nakış gıbı dokunmuş, çıçek
çıcek bezenmış ve hoşgoru dolu
geçmışıne bır kara golge gıbı
duşen bu çırkınbk, daha çok
varsılbk ıçın doğal çevremızı
tuketen çırkın eller gıbı
toplumsal yaşamımızı
kırletmeye yonebktır Bu
orlamda çevremızı kuşatan
çırkın odaklar, fırsat bu fırsattır
dıyerek geçen >ıl 2 temmuz
gunu Sıv as'ta ınsanlann
yaşama hakkına saldırdılar ve
cınayetışledıler
Tartışmasız ınsan, doğal v e
kulturel çev renın en değerlı bır
parçasıdır Gerçektede tum
guzelbklen butunle>en, onlara
anlam kazandıran ınsan değıl
mıdır9
Bır çev re dostu olarak.
doğaya yapılan çırkın
saldınlann karşısında olduğum
gıbı, ınsana >onebk boy le çırkın
saldınlann da karşısındayım
Veelbette kı ınsana yonelık her
çırkın saldınnın karşısında
olacağım
Atalanmızın dedığı gıbı, v aş
kesen baş da keser Son
gunlerde guzel Anadolumuzu
tuketmeyı amaçlayan çev re ve
kultur değerlenmıze yapılan
saldınlan gordukçe.
atalanmıza hak v ermemek elde
mı
9
Öncelen Anadolumuzun
yeşıbnı yok edenler, artık
ınsanına yonelmektedırler
Gonul ıster kı boyle çırkın
saldınlaryaşanmasın, buyuk
Atamızın onderbğınde venlen
onurlu bırozgurluk ve
Kurtuluş Savaşı sonucu
oluşturulan Anadolu ınsanının
bırlıktebğı uzennde boyle kara
bulutlardolaşmasın Ozelbkle
de Sıvas ılımızde
Çunku Sıvas. Pır Sultan
Abdarıvetıştırmıştır Pır
Sultan Âbdal. yuzyıllardır
Anadolu'da sevgı ve
hoşgorunun sımgesı ohnuştur
Onun çocuklanndan Âşık
Vevsel, sazının tellennden
doğayı. ınsanı gormuş, san
çığdemde. nor menekşede doğa
v e ınsan sev gısını bulmuştur
Bır >ıl once Sıvas'ta
y aşananlara baktığımızda,
yuzyıllık hoşgoru ve sevgının.
Anadolu'nun bağnndan
"doğadaki bir çiçeğin koparılıp
yok edilişi gibi" y ok edılmek
ıstendığıne tanık olmaktayız
Bıhnmelıdır kı Anadolu halkı,
Sayın Başbakan'ın çelişkisi
B
aşbakan Sayın
Tansu Çiller'ın
partısının
kongrelenndeve
kuruluş
yıldonumu
kutlamalannda yaptığı
konuşmalarda, ozelbkle
vurguladığı bır konu
dıkkaümızı çekmektedır Sayın
Çıller, uyesı olduğu Doğnı Yol
Partısı'nın mısyonundan
bahsederken Turkıye
Cumhunyetı'nın tanhını 1946
ruhu ıle başlatıp, Demokrat ve
Adalet Partısı çızgısıyle devam
ettınp, Doğru Yol Partısı ıle
bayraklaştığını ıddıa ederek, 71
yılbk cumhunyet tanhını,
cumhunyeUn temel ılkelenne
ters duşen 1946 ruhuyla
başlatmakta. 1923-1946
tanhlen arasını yok
saymaktadır Ülkemızde
çağdaş, demokrat ve laık
yaşamın temellen 1923
tanhınde atılmış ve ulusun
yaranna siyasal, ekonomık ve
sosyal değışımler en y oğun
olarak 1946 tanhıne kadar
yaşanmıştır
Eğer bugün ulkemızdekı siyasal
ıktıdan bır bayan başbakan
temsıl edebıbyorsa bunun en
buyuk etkenı, kendılennın yok
saydığı, yaşanılmamış olarak
duşunduğu 1923-1946 tanhlen
arasında yaşama geçınlen
çağdaşlaşma uygulamalandır
Turkıye Cumhunyeü'nın tanhı
1946'da değıl, 1923'te
kendı ozçocuklannın bıle
kanını ıçen İranh mollalannın
değıl. >Tireğınde mor
meneİcşelen. san çığdemlen,
kınnızı karanfıllen yeşerten Pır
Sultan'ın, Âşık Vev sel'ın, en
onembsı de Atatürk'un
çocuklandır Doğadakı yeşıl
zeytın ağaçlannın yenne, gn
betonlan yukseltenlenn, ınsan
v ureğındekı zev tın dallannı
kırmalanna, banş
guvencmlennı olduraıelenne
ızınvermeyelım Uluondenmız
Mustafa Kemal Atatürk'un.
Anadolu geleneğımızden
kaynaklanan hoşgoru ve
sevgısıyle sonsuza dek 'yurtta
banş, dünyada banş' ılkcsını
hedefleyebm Her zaman guzel
Anadolumuzda şenatın kan
gollennın değıl, sevgının be> az
gullennın oluşması ıçın var
olalım
Selma Erdal
Bursa
başlamıştır
Vel946'>akadar
da bır aydınlanma dönerru
yaşanmıştır Turkıye
Cumhunyetı'nın tanhını
Demokrat Partı - Adalet Partısı
- Doğru Yol Partısı çızgısıne
bağlayarak 1946'da başlatmak
ve daha oncesını kuçuk gormek
başbakan da olsa kımsenın
hakkı değıldır
Av. Cemal Ravanoğlu
Mersın
Diyet Gazete!..
Çağımız yaman, kızılca hamam, demış de hop hop,
kubbeye konmuş sımsıcak bır yaz, temız renk beyaz, kır-
lenmış solmuş, medyaya dolmuş
Medya'ya n'olmuş?
•
Medyaya Med denıyor, moda ya, Nerıman'a Nerı, Ab-
dullah'a Apo, Julıde'ye Jul, Perıhan'a Perı, Gurbuz'e
Gur, Husamettın'e Hus, Tansu'ya Tans, özer'e öz, Ibra-
hım'e Ibo
Medya'ya Med
Geçen gun Med'e rastladım, yokuşu çıkamıyor .
"I ıknefes
Sordum
- Lan n'oldu sana?
Soluklandı
- Tıkanıyorum
-Nıçın'
- Doktor aşırı beslenme dedı
- Zıkkım olsun1
Boğazını tutsana1
-Tutamıyorum
- Neden"?
- Abı, yedıkçe hırs basıyor
- Dılını tutmasını bılıyorsun ama
- Dıl başka ışkembe başka' Yemeye gelınce doy-
muyorum, konuşmaya gelınce kesılıyorum
- Bıraz kılo ver
-Verdım
- Ne kadar?
- 2000 çalışanı ışten attım
- Ferahladın mû
- Ne gezer
•
Med mutsuz
Nalıncı keserıyle haberlen yontarken ortaya çıkan so-
nuçta kalorısız bır gazete tıpı turedı
Dıyetkolagıbı
Dıyet gazete1
Savaş yıllarında, sıkıyonetım donemlerındeyasaklar,
emırler teblığler vardı Haberleralabrostıraşedılır.yo-
rumlar ıster ıstemez emru komuta zıncırıne gore bıçım-
lenırdı ' Sıvıl toplum' a geçmıyor muyuz"? Ne ara rejım-
deyız ne sıkıyonetım var, ne de asken yonetım' Ama
ıyı saatte olsunlar basını efsunlamış, okumuş, uflemış
Med rejım yapıyor
Dıyet gazete çıkarıyor
•
Bu dıyet nasıl bır dıyef?
Sunnı nın ramazanı, Alevı'nın muharremı hafıf kalır,
Abdülhamit donemındekı sansurcubaşı Abdürrezzak
Efendi haltetmış, Tans Hanım'ın Amerıka'ya yatırımla-
rından mal varlığının kokenlerınden, şırketlerının vergı-
lerının otesınden berısınden lâf açılmayacak
Dolar patladı
Boyle oldu
Sultan Ikıncı Abdülhamit donemınde Babıâlı'ye zehır
zıkkım yutturup soluk kesen, yazarken, soylerken gaze-
tecıye gırtlağın dokuz değıl on dokuz duğum olduğunu
ammsatan sansurcubaşı, şımdı otekı dunyadan memle-
ketin halıne bakarken Med'ı goruyor
- Maşallah, dıyor, zamane neler de neler yetıştır-
mış
1
Padışahın yapamadığı, zaptıyenın kıvıramadığı,
sıkıyonetımın ustesınden gelemedığı sansuru, adına
Med denen bu sıvıl tekelcı nasıl da yururluğe koydu?
•
Medya'da Tans Hanım'a ılışkın sansur suruyor, hem
temız toplumcularla, sıvıl toplumcuların ıttıfakıyla
Unutmayalım Med, dıyet yaparken yalnız dut yer
İSL\M'DA
HOŞGÖRÜ
VE SINIRI
TANER AKC AM
Anadolu bu yuzyılın
başlannda dını anlamda
farklı topluluklan
bağnnda taşıyordu
Bugun bu dınscl
farklıbğı ortadan
kaldırmış nufusun
%98 ının Musluman
oldugu bır ulke yaratmış
olmanın gururu ıle
ortalıkta dolaşıyoruz
Refah Hareketı'nın
temcl argumanı da
budur Ulkenın
%98'ının Musluman
olması Ama ne
onlann ne de laık-
Kemalıstlenn akıllanna
bu sayının nasıl elde
edılmış oldu§unu
sormak gelmıyor
Çunku Anadolu'nun
gaynmuslım topluluklan
bu tanhı kutsal ıtüfakla
ımha edıldıler Şımdı
karşıbklı bırbırlenne kılıç
bılemektedırler
İsteme Adresi: B.ir>ak Y.ıy ınları Sağlık Sok. (> { 1
Yenisehir - ANKARA Tel: 0 512 4{1 7(, «(l
HOSCÖRÜ
VE SIN1I
KURALSIZLIGIN HİKAYELERİ
megeryapbğım
alıntalan kimse
söytememiş
hepsiniben
uydurmuşum
MELIH PEKDEM1R
meger^yaptıgım »~-**>«
alıntılan kimse
"ylememişhepsini
2. BASKI
ancak kısaak ve küçucuk
mutkıluklan olabdır soadan ve
sahıa ınsanlarm bunu
feutetmezler bıle ve bunu
yalmzca şaırler farkedebihr
befla kısaak ye kuçucuk
mutkıluklan, soadan ve sahıa
vnsanlann ancakşure
dokulebık şur oiabthr, başka
turiu anlatılmaz. teaak ve
kuçjcuk mutKıhıkiart stradan ve
sahıa ınsanlann, omre bedel
olur bu bedelı hıçbır snadışı
varsıl ödeyemez, paraa pukı
yetmez upuzun ve kocaman ve
umutsuz mutkJuklan yetmez
ara herşeyten vatdır varsdlann,
umuda ıhüyaçlan yoktur
oyleyse herşeylen varoian
vatsdlann yalnızca umutian
yoktur oysa ruçbnşeyien yoktur
snadan ve sahıa ınsanlann
ancak kısaak ve kuçuaık
mutkıydan olabtlır ve upuzun
ve kocaman umutian bunu
ancak feytozoflar bitır sakaft
marx buna devnm demışör
snadan ve sahta mdyonlarca
ınsan, bunu farketükien zaman,
umutian devmır, devnm olur
İsteme Adresi: Basak Yaymları Saj;lt
Yenisehir - ANKARA Tcl: 0 î 12 4 İI "(.'•"