27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 11 TEMMUZ1994 PAZARTESİ DIZIYAZI Nobel Banş Komitesi Genel Sekreteri Prof. Geir Lundestad Cumhuriyetiçinyazdı BanşÖdülüsihirlideğnekdeğilBanş ödülü terimini geniş anlamıyla kullanırsak, bugün dünyada saruyorum yüzden fazla banş ödülü olması gerekirdi. Bu ödüllerden birden fazlasının adını pek anmız bilir: Nobel Banş Ödülü. Ekim ortasında Norveç Nobel Enstitüsü'nde Nobel Banş ödülü'ne layık görülen kişinin adı Norveç Nobel Komitesi Başkanı'nca açıklandığında, bu ad televizyon ve öteki iletişim araçlan ile dünyanın heryerine derhal iletilir. Birçok ülkenin ileri gelen politikacılan, yapılan bu seçim konusundaki düşüncelerini bize anlatır ve dünyanın birçok yerinde gazeteler okuyuculanna ödülü kazanarun kimliğini ve yine seçim konusundaki düşüncelerini bildirirler. Son yıllarda Nobel Banş Ödülü'nün ününün -kısmen dünyanın yapılan seçime gösterdiği onayı yansıtması, kısmen de medyanın kişilere gösterdiği ilgınin artmasından olsa gerek- oldukça arttığı izlenimindeyim. Öteki banş ödülü komitelerinin temsilcileri sjk sık Oslo'daki büroma gelip "Başannızın gizemi nedir" diye öğrenmek isterler. Onlara seçilme yöntemlerinin teknik incelikJerini açıkça anJatınm, ancak onlann aradığı açıklamalar, belki daha genel anlamdadır. • Nobel Banş Ödülü tek başına çok az şeyi başarır. Odül, sadece bir mikrofon ve projektör işlevi görür. Daha önce sesini güçlükle duyuran insanlar, ödül alınca birden büyük bir ilgi ile dinlenir, önde gelen gazetelerde konu olurlar. Barış Odülü, projektör görevini de ödül sahiplerinin ülkelerine, daha fazla ilginin çekilmesiyle yerine getirir. Nobel Banş Ödülü'nün başansı ne olursa olsun, beğenilmesinin üç temel nedeni olduğunu düşünürüm. Birincisi, Banş Ödülü, öteki Nobel ddülleRİlöbirlikte 1901'de başladıve 92 yıldır seçim yapıyonjz.'Soh yıllarda ortaya koyulan çoğu banş ödülleri ile karşılaştınldığmda, bu bize büyük bir ün ve ödül sahiplerini seçme deneyimi konuşunda önderlik sağlar. lkincisi,Banş ödülü; bir ödüller ailesi, Nobel ailesine aittir ve belki de bu yakın ilişki, bu ailedeki her bir ödülün değerini arttınr. Ailenin en ünlüsü elbette Banş Ödülü'dür ve onu edebiyat ödülü izler, ancak bu iki ödülün tıp, kimya, fızik ve 1969'dan beri iktisat alarundaki bilimsel ödüllerle olan yakın ilişkilerinden yararlandığını düşünürüm. lödülalmasıgepekirken I alamayanlar elbette olmuştur Üçüncüsü, Norveç Nobel Komitesi, ödülün 92 yıllık geçmişinden iyi bir kayıt çıkarmışür. Belki de ödülün prestijine katkıda bulunan bir kayıt. Bu kayıt, olgun olmarun ötesindedir, öyle ki bu durumlarda olgunluk, anlamlı bir kavramdır. Kuşkusuz ödülü alması gerekirken hiç almamış kişilerin olması gjbi birtakım ihmaller de olmuştur. Kişisel düşünceme göre gördüğüm en büyük ihmal. Mahatma Gandhj ve ufak ihmallerden biri de Jean Monnet'dir. Ve ödül almaması gerekirken banş ödülünü alan kimselerin olduğu da kuşkusuzdur, ancak bu adlan açıklamak doğama uygun değildir. Yine de kayıt baştan başa iyidir ve Norveç Nobel Komitesi'ni oldukça gururlandıran bir kayıttır. Aslında çoğu uluslararası ilişkilerde oldukça sınırlı deneyime sahip beş Norveçlinin oluşturduğu komitenin bu tür bir kayıt ortaya Portre Uluslararası ilişkilerıızmaııı 1945'te dogan Prof. Geir tundestad, Aese S. Lundestad ile evüdir. Bir erkek ve bir kız ba- basıdır. Lutheran mez- hebindendir. l9Wie Oüo Ünîversi- tesi'nde tarih ve ek ofa- rak Ingifoce ve siyasal bilimler egitimi görmüş- tûr. Tromso Üniversite- si'nde i976'da dokto- rastnı tamamiamışür. 197»-7Jte Osb Üniver- sitesi Tarih Bölümü'nde araşurnıa görevüsi, i974-79;'da Tromso Üni- versiîesi'iKfe doçent» 1979-88'de Amerikan Uygarfığj profesörü. 1988-90tarih profesöriü- ğüyaptt. 1990'da Norveç Nobel Ensutösü Müdürlüğü'ne ve Norveç NobeJ Komi- tes Genel Sekreterliği'ne getiriidi. BuiBin yans sıra 1991 'den sonra Oslo Üniversitest"- nde Uluslararası Tarih okuımaya başfadı. 197S-79'da bursiu okuduğu ABD'de Har- vard Üniversitesi'nde 1983'te konuk profe- sör olarak ders verdi, 1988-89'da ise Was- hıngîon'da Woodrow Wüson Uluslararas? Merkezi'nde aıaştjrroa yaptı. îngilizce yazdıfe ki- tapfar arasında *1943-47 Doğu Avrupa'ya Yöne- îik Amerika Poliöka- azijğı*, '1945-49 Ameri- ka, îskandinavya ve So- ğuk Savaş*, '1945-90 Doğö, Batt. Kuzey, Gü- ney Başlıca Uluslararası Siyasalâr EgifimT, 'Amerika Imparatorhı- ğa* ve "Kjyaslamalı ABD'nin Dış Pofitikaa- nda Öteki Çalışmalar' ve 'Soğuk Savaşın ötesin- de: Ulusiararası Üİşkile- rin Yeni Boyutlan1 yer ahr. Yaztlan Üe birçok antoiojiye katkıda bu- luamuş, özellikle cağdaş ufusiararası ilişkiler üze- rinc sayısız makaksi yayHnlanmışür. Norveç dış siyasası ve tarihi hakkırtda çeşıtli kıtap ve makaîelerdeyaznaştır. 1977-91 Norveç Uhjs- lararas? İlişküer Ensütüsü Kurul BaşkanlığX silanszlanma ve siiahlann kontrolü konusun- da Norveç Ehşişleri Bakanlığı Danışma Kuru- lu üyeliği (1986-) ve Norveç Savunma Komis- yonu üyeİiğmde (1990-92) bulunmuştur. Sporiardan, özeliikk futbol, dağalık seveo Prof. Lundestadjjazzdtaienıeviseviyor. Ceir Lundestad çıkartabileceğinin tartışılabilir olduğunu düşünürüm. Norveçliler, sık sık bana; güçlerine göre Norveç Parlamentosu'nda değişik partileri, temsil eden beş kişilik komitenin ödül verilecek kişinin seçilmesindeanlaşmalannjn nasıl olanaklı olduğunu sorarlar. Oysa, uluslararası bakış Nobel Banş Komitesi Genel Sekreteri Prof. Geir Lundestad, Nobel Barış Ödülü'nün tarihinde, ödülü alması gerekirken hiç almamış kişilerin olması gibi birtakım ihmaller de olduğunu belirterek, "kişisel düşünceme göre gördüğüm en büyük ihmal, Mahatma Gandhi'dir"diyor. Lungestad ödül almaması gerekirken banş ödülünü alan kimselerin de bulunduğunu, ancak bunlann adını vennejidoğru buunadığını söylüyor. açısından Norveçli parti farklılıklannın bu konularda oldukça sınırlı bir önemi vardır. Öteki ödül komitelerinden beni görmeye gelen temsilcilere; komitelerini sadece Norveçlilerden kurmalannı asla öğütlemem. Banş ödülü bağlamında Norveç ya da İskandinav geleneğine göre yüksek idealler ve kuvvete dayanan siyasayı birleştirmek aslında oldukça yararlı olabilir. Aynı şeyi sevgi köprüsü kurmakla da yapabiliriz, Batı'run bir parçası olarak Doğu ile ilişkilerde güçlü çıkarlar elde etmek, zengin kuzeyin bireyi iken aynı zamanda zavallı Güney'in düşüncelerine katılmak ya da daha belirgin bir örnek, İsrail'i desteklerken aynı zamanda Filistinlilerin durumunu da anlamak. INobel BanşÖdülü, ödülü alanane sağlar İşte böyle, ödül büyük ün kazanır, ama tüm bu ün neyi başanr? Açıkçası ödül sihirli bir değnek değildir. Tek başına çok az şeyi değiştirebilir. En güçlü başkanlann ve başbakanlann bıle ülkeleri dışında, hatta bazen kendi ülkelerinde bile etkılerinin nasıl sınırlı olduğunu gördüğümüzde, buna şaşırmamalıyız. Örneğin; son beş yılın ödül sahiplerini ele alahm. Dalai Lama Tibet'in denetimi konuşunda hâlâ Çinlilerce sürgündedir. \Iihail Gorbaçov ikudardan düşmüştür. Aung San Suu Kyi evinde göz hapsinin beşinci yüına giriyor. Rigoberta Mencfau ve Kıalderilileri Guatemala'da halâ a>ınma uğrayıp zulüm görüyor ve Nebon Mandda ile Frederik W. de Xlerk'in Güney Afnka'da banş \e demokrasinin kurulması için gidecekleri çok \ ol var. • Nobel Banş Ödülü'nün beğenilmesinin üç temel nedeni olduğunu düşünürüm. Birincisi, Banş Odülü, 1901 'de başladı ve 92 yıldır seçim yapıyoruz. Ikincisi, ödül; Nobel ailesinin bir üyesidir ve bu yakın ilişki, bu ailedeki her bir ödülün değerini arttınr. Üçüncüsü, Norveç Nobel Komitesi, ödülün 92 yıllık geçmişinden iyi bir kayıt çıkarmıştır. Öyleyse ödülün başansı nedir? En iyisi belki de ödülün sihirli değnekten çok mikrofon ve projektör ile karşılaştınlmasıdır. Ödül, sahibinin elinde bir mikrofon görevini göriir. Daha önce sesini güçlükle duyuran insanlar birden büyük bir ilgi ile dinlenir, önde gelen gazetelerde konu olurlar ve önder politikacılarca kabul edilirler. Başlangıçta az tanınan ödül sahiplerinin çoğu, ödülün konumlannı değiştırdiğini açıklayan dokunaklı öyküler anlatmışlardır. Zaten tanınan ödül sahipleri, ödülün çabşmalanna kattığı ek ahlaksal fazileti anlatmışlardır. Yalnız fazilet katmakla kalmamış, aynı zamanda ödüle götüren çalışmayı sürdürmek için ek bir yükümlülük de getirmiştir. Nobel Banş Ödülü, projektör görevini de ödül sahiplerinin ülkelerine, ödülsüz durumdakinden daha fazla ilginin çekilmesiyle yerine getirir. DalaiJLama"ya verilen ödül, Tibet'e olan ilginin artmasına neden olmuştur. Aung San Suu Kyi'nin ödülü, Burma'yı uluslararası gündemde yükseltmiştir. Rigoberta Menchu'nun ödülü özellikle Guatemala'da ve başka yerlerdeki Kızılderililerin durumuna dikkat çekmiştir. Yani; az tanınan beş Norveçliden oluşan grubun verdiği Nobel Banş Ödülü konuşunda bizi hayrete düşürecek olan sihirli bir değnek olmaması değil, ancak mikrofon ve projektör olarak çok etkili olmasıdır. Yann: LeonidKravçuk Y A Y I N H A K K I C u m h u r i y e t ' E A İ T T İ R . İ Z İ N S İ Z Y A Y I N L A N A M A Z POLTTIKA VE OTESI MEHMED KEMAL Arsa Satmak Ayıp... Küçükkuyu; kışları 5 bin, yazları 30 bin nüfuslu küçük bir kasaba... Kışlarının 5 bin oluşu kendi içine kapanma- sından, yazlarının 30 bin oluşu da turizme açılmasın- dan.. Bu yıl turizm nanay.. Başka yere turist gelmiyor ki buraya gelsin! Küçükkuyu'nun bir özelliği var ki bizim özlemimizdir. Musluk suyunu, 'kaynak suyu' diye içiyorlar. Kazdağt üzerinden süzülen Mıhla Deresi 'kaynak' suyunu kente taşıyor. Su için nimettir derler. Doğrudur ya, burada gü- rül gürül musluklardan akıyor. Küçükkuyu, taze belediyelerden... iki dönemdir başın- da başkan olarak Cemal Burnaz var. Halkın arasından çıkma, köyün çocuğu, halkla içli dışlı. Partisi ANAP ama kasabayı yönetirken parti ayrımı gözetmiyor. Bir halk li- deri olarak ortaya çıkmış... Aldığı oylardan belli.. Bu yıl turistlerin azlığı esnafın da belini bükmüş.. Ne de olsa kapalı bir ekonomi. Turistlere bağımlı.. Her turizmle geçinen bölgede olduğu gibi burada da yaygın bir arsa spekülasyonu var. Bu, kabataslak ba- kanların bile gözünden kaçmıyor. Eskilere gidecek olursak buralarda bir zamanlar arsa (tarla) satmak çok ayıpmış, çokonur kırıcıymış. Arsa sat- mak mı haşa, gizli gizli yapılırmış. Hele tapu verirken bucak bucak kaçarlarmış. Alan da satan da gizlenirmiş. Birinin arsa sattığı duyulunca, "Başlanna bir iş mi geldi, dost mu tuttu, kumar mı oynadı, şehirde aldandı mı" di- ye şaşarlarmış. Şimdi arsa satmak ayıp sayılmadığı gibi başarı olarak gösteriliyor. Ucuz mu gitti, pahalıya mı tartışılıyor. Gazeteyi açtım, bir köşede Teoman Erel trafik kaza- sında öldü diyor. Bu sabarr böyle bir haberle karşılaş- mayı hiç beklemiyordum, ama hayat bu, olaylar beklen- tilere göre yürümüyor ki! Gözlerim yılların ötesine doğru kaydı. Ben Vatan'ın Ankara temsilcisiyim. Teoman da gazeteci olarak yeni başlamış. ûnünü açmak, her türlü engeli aşmak için var gücüyle çırpınıyor. Bu meslek böyledir, kendini ezdir- meyeceksin, bir kez kendini ezdirdin mi önünü kapatır- lar, bir daha geçit vermezler. Fıldır fıldır gözleriyle çev- resini süzüyor, "Ben varım"diyor. Nitekim NaimTlrall - nin Vatan'ında çok kalmadı, tiraj gazetelerine atladı. Yolunu açtı. Bir gün bir haber yüzünden beni iyice kızdırmıştı. Ba- ğırsam, çağırsam öfkem bir türlü geçmiyordu. "Çekil karşımdan" demişim. "Çekilmeyeceğim " demiş. "Şimdi şu yazı makinesini kafana yersin" demişim, "Yemem" demesine fırsat kalmadan bir bakıyor ki makine havada... Yıllar öncesi geçmiş böyle bir olayı gazetecilik anısı olarak aVıımsadım. Bizim gazetecilik loncamızda böyle usta-çırak çekişmeleri oluyormuş. "Ağabey " derdi, "Vallahi hiç beklemiyordum atacağı- nı. Bir basket topu aşırdım." Ankara'da Bulvar Palas'ın bahçesinde (orayı da yıkı- yorlarmış) kendinden genç gazetecilere bir öğüt mü veriyordu. Vakit buldukça, fırsat düştükçe bu olayı sık sık yinelerdi. Onun belleğinde altın bir anıydı. Anılarımdan birini yitirir gibi oldum. Bana göre çok gençti; bakıyorum da yirmi yıl aramız varmış. Ben on- dan yirmi yıl fazla yaşamışım. ölüm; yaş, yıl, ara tanımı- yor. Bu kadar genç yaşta gitmesine çok yandım. Trafik de erken, genç tanımıyor. Bu öiümün acısını paylaşalım. Ancak bu paylaşımla teselli buluruz. Acılarımız ortaktır. BULMACA 1 2 3SOLDAN SAĞA: 1/ Yeniçeri ocagının ku- rulmasından önce Os- manlı ordusunda atlı asker. 2/ Acele... "Yiyin efendiler yiyin bu -ı iş- tiha sizin" (Tevfık Fik- ret). 3/ Bir soru sözü... Bir işi yerine getirme... Bir nota. 4/ Halk edebi- yatında uyağa verilen ad... İstenç zayıflığı. 5/ Öç almayı amaçlayan gizli düşmanlık... İncede- ri ya da ince kabuk. 6/ Boyu yüz metreyi aşabilen ağaç. 7/ Yan... Rütbesiz asker. 8/ Bir bilgisayara doğrudan ya da te- lefon hatlanyla bağlanmış olan aygıt. 9/ Çelikçomak oyununa ve bu oyunda kullanılan değneğe ve- rilen ad... Mesaj. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Gölgebalığı da denilen eti lezzet- li bir balık. 2/Güvercine benzer bir kuş... Bir cetvel türü. 3/ Tavlada bir sayı... Cinsel güçsüzlük. 4/ Kı- sa çizme... Kaynağı mitolojik çağlara dayanan kirişli çalgı. 5/ Doku teli... Bir İslam devletinin egemenliğini kabul etmiş olan ve "cizye" vergisi ödeyen gayrimüslim vatandaş. 6/ Çiftlik uşa- ğı... Ülke. y^ırt. 7/ Yan memnunluk belirten bir ünlem... Üzeri- ne üçgen biçiminde yelken asılan seren. 8/ Güney Amerika'nın çöl bölgelerinde yaşayan ve Patagonya tavşanı da denilen hay- van... Urik asidin tuzu ya da esteri. 9/ Tekke edebiyatı şiir türle- rinden biri... Lityum elementinin simgesi. M I M E A L İ N c A N i A P A K İSTANBUL 22. ULUSLARARASI «"SAJST İSTANBUL UAKFI MÜZİK FESTİUALİ DVORAK EZGILERIYLE AYA IRINI'DE. ROBERT SCHUMANN TOPLULUĞU. Aya İrini Müzesi, // Temmuz 1994, 19.00 Bilet satışları AKM'de. Bu ilAı, Uluslararası Istanbul Müzik Fcstivali'nc dosıok olmak amaovla ücrttsiz oljrjk vavınlanmıstır. 'STANBUL 1. ULUSLARARASI VAKFI CAZ FESTİUALİ Açıkhava Tiyatrosu, // Temmuz 1994, 20.4S BOBBY MCFERRIN VE BANG ZOOM ÜCLÜSÖ / SAMPLING KÜBA VOKAL GRUBUHu ıljn. LJIuslarjrjM IstJnbuI ("J? Fcstıvjlı'nf di:\tek olm.il. amjcı\lj ucrctsiz olarak \a\ınlanmısnr. CEYHAN 2. ASLtYE HUKUK MAHKEMESİ 1993/442 Davaa Fatma Serttaş vekili Av. Nizamettin Ezer tarafından da- valı Ahmet Serttaş aleyhine acılan boşanma davasında; Mahkememiziri 26.5.1994 tarihli ve 1993 442esas, 1994/260 karar sayılı ilamı ile davah Elaağ ili Ağın ilçesi Şenpınar mahallesi kütük 9'da nüfusa kayıtlı Hüseyin ve Nariye kıa Fatma Serttaş ile eşi Ah- met ve Hanife oğm Ahmet Serttaş'ın boşanmalanna karar verilmiş olup davah Ahmet Serttaş'ın yapılan tüm araştırmalara rağmen tebli- gata yarar açık adresi bulunamadığından ilamın adına ilanen tebliği- ne karar verilmiştir. Adı geçen davahya 7201 saydı Tebligat Kanunu'nun ilgili madde- leri gereğince ilanen tebliğ olunur. 28.6.1994 Basın: 49412 T.C. DİYARBAKIR 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESt'NDEN EsasNo: 1994/101 Davaa Gülizar Atmaca ve Meli Atmaca vekili tarafından dava- ğinden dava dılekçesınin ılanen tebhğıne karar vermek gerekmiştir. lılar Mehmet oğlu Mehmet Efe mirasçüan aleyhine açılan müdahale- Karar gereğince; yukanda adlan yaalı davalılann duruşmanın bı- nin meni ve ecrimisil davasının yapılan açık yargılaması sırasında rakıldığı 13.9.1994 günüsaat 9'da duruşmadahazırbulunmalanveya verilen ara karar gereğince: kendilerini bir vekille temsil ettirmeleri, duruşmaya gelmediklerinde Davablardan Girne Bulvan Sudaş Apt. 117/5 Karşıyaka İzmir ve dava ile ilgili ibraz etmek istedikleri belgeleri dunışma gününe ka- adresinde oturan Şehnaz Efe ve Değirmiçem Mah. 4. Sk. Doğan Apt. dar göndermeleri veya getirip ibraz etmeleri: gelmediği gibi kendileri- Kat: 3 D:7 Gaziantep adresinde oturan Nebahat Denk'in bu adresle- ni bir vekille de temsil ettirmedikleri takdirde yargılama>a yoklukla- rine cıkanlan tebligatlann bila tebliğ edildiğı gibi. emniyetce yapün- nnda devam edıleceğı ve karar verileceği keyfıyeti davetiye yerine lan soruşturma neticesinde tebligata yarar adresleri tespit edilemedi- kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 23.6.1994 Basın:'49429 TURK KALP VAKFİ 19 Mayıs Cad. r4o. 8, Şişli, İSTANBUL Tel: 275 12 44/45 Fax:266 47 12 PAZAR HARİÇ HER GÜN, SAAT : 9:00 - 20:00
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle