Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 HAZİRAN1994 CARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
Sanayi
üretimindeazalış
• ANKARA (AA) - Sanayi
sektöründe bu yıl nisan
ayında, birönceki yılın aynı
ayıyla karşılaştınldığında,
üretiminde düşüş görülen
ürünlerin başında dayanıklı
tüketim maddeleri, çimento,
hampetrol, otomotiv ve al-
kollü içkiler geldi.
Devlet İstatistik Enstitüsü
larafından açıklanan verilere
göre, bu yıl nisan ayında
geçen yıhn aynı ayına oranla
sanayi sektöründe toplam
yüzde 8. l üretim azalması
görüJdü. Sanayi ürünleri
arasında nisan ayında bir
önceki yılın aynı ayına göre
üretiminde en fazla düşüş
görülen ürünler. geçen
aylarda zaman zaman
üretime ara veren otomotiv
sektöründe bulunuyor.
HökümeteYetki
Yasasıçıkt]
• ANKARA (ANKA)-
Hükümete, Bankalar Yasası,
Sigorta Murakebe Yasası ve
Türk Ticaret Yasası'nda
değişiklik yapmak için kanun
hükmünde kararname
yayımlama olanağı sağlayan
Yetki Yasası çıktı.
Hükümete, banka. sigorta ve
ticaret mevzuatında
değişiklik yapma yetkisi
veren yeni yasa Resmi
Gazete'deyayımlandı. Yasa
ile Bakanlar Kurulu'na
kararname çıkarma için altı
ay süre veriliyor. Bakanlar
Kurulu bu süre içinde birden
fazla kanun hükmünde
kararname çıkarabilecek.
Tofaşsermaye
artdracak
• ANKARA (ANKA)-
Ekonomik krizden en çok
etkilenen sektörlerden
otomotiv sektörünün
lokomotifi Tofaş Otomobil
Fabrikalan. sermayesini iki
katına çıkaracak. Şirket 600
milyar liralık sermaye
arttınmı için Sermaye
Piyasası Kurulu'na
başvurdu. Sermayesi 600
milyar lira olan Tofaş
Otomobil Fabrikalan. 600
milyarlık bedelsizarttınm
için geçen hafta SPK'ye
başvuruda bulundu. Şirketin
başvurusunun kabul edilmesi
haünde sermayesi l .2 trilyon
liraya yükselecek.
Ziraartan 1
trilyonlukVDMK
• ANKARA (ANKA)-
Ziraat Bankası. bu yıl
içindeki üçüncü VDMK
ihracıru gerçekleştirecek.
Bankanın bir trilyon liralık
Varlığa Dayalı Menkul
Kıymet ihraç başvurusu,
Sermaye Piyasası Kurulu
tarafından ka\da alındı.
Ziraat Bankası, bir trilyon li-
ralık VDMK'yi tüketici
kredileri ve bireysel krediler
karşılığı ihraç edecek.
Petrol Ofisi'nin
ûç aylık kârı
• ANKARA (ANK A) -
Petrol Ofısi, bu yılın ilk üç
ayında kannı geçen yılın aynı
dönemine göre yüzde 868.7
arttırarak 682.1 milyar liraya
çıkardı. Petrol Ofisi'nin
bağımsız, denetimden
geçmemiş üç ayhk
bilançosuna göre bu yılın ilk
üç ayında toplam 13.1 trilyon
gelir elde eden şirketin üç
aydaki gideri 12.1 trilyon lira
oldu.
UNİCE'yeyenî
• Ekonomi Servisi - Avrupa
Birliği'ne üye olan ve olmayan
25 Avrupa ülkesi Sanayi ve
fşverenler Konfederasyonlan
Birliği (UNICE) Başkanlar
Konseyi, Francois Perigot'u
başkanlığa seçti. Geçen cuma
günü Atina'da yapılan ve
TÜSİAD Yönetim Kurulu
Başkanı Halis Komili'nin de
katıldığı UNICE Başkanlar
Konseyi toplantılanna
UNICE'ye bağlı 33 federasyon
başkanı katıldı.
Piyanist LİDYA
Grup yemeklerinde
çok özel fiyat!
Restaurant
Cafe - Bar
251 00 00
İstanbul Trafik Şubesi'nden
akiığırn 339571 No'lu sürücü
ehliyetimi kaybettim.
Gecersizdir.
HANDANÇELEBİ
Özel sektörden süt paralannı zamanında alamayan üreticiler SEK'in satışı için uyanyorlar:
Üretici detüketicide yanar• Üreticiler, "Köylüyü
korumak için SEK'in
özelleştirilmesi şart"
görüşünü savunan
SETBİR Başkanı Doğan
Vardarh'yı, "Şirketi
Tikveşli önce bizim iki
aylık süt paramızı ödesin.
Bizim paramızla fabrika
ahyorlar" diye
yanıtladılar.
BÜLENT KIZANLIK
SETBJR Yönetim Kurulu
Başkanı Doğan Vardarh, üreti-
ciyi korumak için SEK'in özelleş-
tirilmesinin zorunlu olduğunu sa-
vunurken. şirketinin üreticilere
süt paralannı bir-iki ay gecik-
meyle ödediği belirtiliyor.
Türkiye'nin süt merkezlerin-
den Kırklareli ve cevresindeki
üreticiler, SEK'in düşükfiyatve-
rerek üreticiyi mağdurettiğini ile-
ri süren Doğan Vardarlı'vı, "Bi-
zim paramızı ödemeyip, peşin pa-
rayla SEK'in Havza fabrikasını
alıyor. Önce Doğan Bey'in şirketi
olan Tikveşti bizim birikmis ala-
caklanmızı ödesin" diye ya-
nıtladılar.
Doğan Vardarh ile yapılan bu
röportaj yayımlandıktan sonra
Cumhuriyet'i arayan Kırklareli
Köy-Koop Birliği Başkanı Erdo-
ğan Kantürer, Tikveşli'nin üreti-
cileri SEK'ten koparmak ve ken-
dısine bağlamak için göstermelik
biçimde fiyat arttırdığını savun-
du. Erdoğan Kantürer, "Tikveşli,
kanıp da sütünü terenlerin pa-
rasını 1-2 avdır ödemiyor. Bu pa-
rayı çalıştırıp sütü ucuza getirmiş
oluyor. Aynca baştan >erdiği >ük-
sek fiyatı da köylüyü keıidine
bağlavınca düşüriiyor. Gelin üreti-
Sütteyapılanhesaplar
Köv-Koop Kırklareli Birliği Başkanı
Erdoğan Kantürer, SEK'in zaten üç yıldır
büv ük oranda özelleşürildiğini savundu.
Kantürer. SEK'in özelleştirilmesi için
Kırklareli ve Edirne Birlikleri ile bayilereait
İstanbul Süt Kooperatifi'nin ortaklığıyla
Trakya Köy A.Ş adıyla bir şirket
kurulduğunu, süt alımı. depolama. nakliye
ve dağıtımı bu şirketin yürüttüğünü, söyledi.
Birlik başkanı, birazdaha zaman verilse.
üretici ve bayilere ait bu şirketin imalatı da
üstlcnebileccğıni belirtti.
Kantürer. SEK'in de Tikveşli'nin de 20 yıldır bölgeden süt alımı
yaptığını anlatarak. "süt fiyatını yükseltme politikasının"
arkasmdaki nedenleri şöyle yorumladı:
•Tikveşli ihalelerden 15 gün-1 ay önce o yüksek fiyatı verdi. Ama
arkadaşlanmızın tamamına yakını onu tanıdığı için güvenmedi ve
sütünü vermedi. Zaten ihalede de birlik olarak bızonugeçtik".
• Siyasi bir olay da var işin içinde. SEK'i haraç mezat almak
istiyorlar bunlar. O günlerde de SEK'in pazarlanması, tekliflerin
verilmesı öncesiydı. Tüm köylerin sütünü kendine bağlayıp, SEK'i
almak için propaganda yapacaktı.
• Bu ortaçağdan beri mandıracılann uyguladığı birckonomik
sistemdir. Bütün yaz sütü ucuz fiyattan alıyor. stoklannı yapıyor.
Süt ucuz olunca peynir fiyatı da ucuz tabi. Bütün yaz peynir
stoklannı da bıriktıriyorlar ucuz sütten. Tam sonbaharda sütler
kesildiğinde süt fıyatlannı arttırıyorlar. Böyle ucuza slokladıklan
peyniri pahalıya satıyorlar. Süt fıyatlan 3 bin 700-3 bin 200 liraya
kadar düştü ancak pe> nir fiy atlan düşmedi.
• Almanya'danHollanda'dansütineğigetiriyorlardı.Ellerindestok
vardı. Dışandan ucuz aldılar inekleri, burada pahalı sattılar. Süt
fıyatlannı arttırdılar, köylü de buna güvenip inekleri aldı.
Ozeleverenbin pişman
İhruHim
AUtaş
(Birlik
Yönetim
Kurulu
iiyesi ve
Turgutfaey
Köyfl'nde
üretici) :
Esasında
Tikveşli.
bu yaayı bütün kooperatiflere
yollamadı.
Sadece SEK'e süt veren
kooperatiflere yolladı ve ihale-
den 15günönceyolladı.
Zaten ihalede böyle çıkacağı
belliydi. Yine bir özel sektör_
fırması olan
Bahçıvan benim
ayağıma geldı.
başkan "Senin
sütüne3binlira
verelim" dedi.
Ben zaten ihalede o _
fıyata çıkacağını belirterek "Sen
ondan sonraki fiyatını ver"
dedim.
"Yok şimdi mukaveleyi
basahm. sütünü 3 bin liradan
alalım" dedı. Ve ondan sonra
sütler4 bin 200 liraya çıktı.
/ıne(
Patntn
(SinanJı
Köyü
Kooperatifi
eski
başkanı):
1990
yılında
SEK'tc
grev
başlayıp birhafta süt alımını
durdurunca özel sektör 800
liralık fiyatı hemen 400 liraya
düşürmüştü. Bizim köyün 8 ton
sütü \ar. Tikveşli birliğegöre
100 lira fazla fiyat verdi.
Arkadaşlar benı dinlemeyıp
mukaveleimzaladı-
lar. Şimdi 2,5 aydır
süt parasını
alamıyorlar. Köylü
bayramdada
parasını alamadı.
_ Kooperatifyö-
neticileri kahveyepkamıyorlar.
Herkes ineklerini satmanın yo-
lunu an>or. Üretim 3,5 tona
düşlü. Alacak yüzünden
Tikveşli'yi bırakamıyorlar.
Geçınmek için sütün bir kısmını
başka yere ucuza veriyorlar.
cinin perişanlığını göriin" diye ko-
nuştu.
Lüleburgaz'daki kooperatif
birliği toplantısında görüştüğü-
müz üretici kooperatifleri yöne-
ticileri ve dolaştığımız köylerdeki
üreticiler de özel sektör firmalan-
na veryansın ederek. "Iki bay-
ramı parasız gecirdik" diye
>akındılar. Üretıciler, *^SEK bi-
zim paramızı 15 günde bir düzenti
olarak öderdJ. Sütünü, başta Tik-
veşli olmak üzere özel sektöre ve-
ren üreticiierin alacağı 45 günle 90
gün arasında gecikfi. Ödemeler en
iyi ihtimalle birbuçuk ay geriden
geliyor" dediler.
Üreticiler. üretimin azaldığı
sonbahar ve kış aylannda fiyat
yükselterek sütü kapmaya calı-
şan özel sektör sanayi kuruluş-
lannın. yaz aylan ile birlikte üre-
ticiye verdikleri fiyatı kiloda 400
lira ile bin lira arasında düşür-
düklenni kaydederek. "SEK ol-
masa fiyatian bugünkünden en az
bin lira daha düşük olurdu" iddi-
asını savundular.
Sütünü özel sektöre verip pa-
rasını alamayan köy kooperatif-
leri yönetimleri ile mahalli idare
birliklerini yürüten kaymakam-
lann üretici ile karşı karşıya gcl-
diklen, Lüleburgaz Kayma-
kamı'nın da bu sıkıntıyı yaşadığı
belirtildi.
SEK özelleştirildiginde, özel
sektör tekellerine esir olacakla-
nnı, bu durumda da havvanlannı
kesıme göndereceklennı belırten
üreticiler. "İnekler kesilince dana
da olmayacak. Hem süt hem üreti-
mi azalınca, fiyatlar artacak.
Hem üretici hem tüketici zarar gö-
recek" dediler.
Kooperatif üyeleri Türkiye'de
ilk defa altı otobüs dolusu üretici-
nin Ankara'ya giderek SEK'in
özelleştirilmesi ile ilgili olarak hü-
kümet ve partiler nezdinde de-
mokraıik lepki ortaya koyduğu-
nu hatırlattılar
Yerli ve yabancı çıkar gruplan, Teletaş'm anonim
şirkete dönüşmesini engelîeme çabalannı 1983'e değin
sürdürdüler, ama sonunda başansızlığa uğradılar.
Ozal, HT için
baskıvaptı VTELETAS
1 H.luK d.,.»
Arla. 1981-82 yıllannda da kendi
ürettiği teknolojileri kullanarak büyü-
meye ve kendini yaşatmaya devam etti.
Artık PTT içinde kalmanın sıkıntılan
yaşanmaya başlamıştı. Devletin ya-
şadığı döviz darboğazı, her alınan mal
için DPT'den onay alınması gereküliği
gibi bürokratik engeller, Arla'nın önü-
nü tıkıyordu. Teletaş'ın Mart I994'te
Yönetim Kurulu Başkanlığı'nı bırakan
Fikret Yöcel, o dönemi şöyle değerlen-
diriyor: "Sıkıntılardan kurrulmak için,
özel bir sanayi kuruluşu haline gelmemiz
gerektiğini anladık. Yani gerçek anlam-
da ve sanayi dinamizmini yakalayabil-
memiz için özelleştirme. Ama ulusal tek-
nolojiyi üretecek ve eski hedeflerini de-
vam ettirecek şekilde bir anonim şirket."
Teletaş, 1983 yılında, bazı yerli ve ya-
bana çıkar gruplannın engelîeme çaba-
lanna karşı. anonim şirkete dönüştü.
Çıkar gruplan içinde, Netaş'ın yerli or-
taklan ve Netaş'ın ortağı olan Kanada'-
nın Northern Telecom şirketi bulunu-
yordu. Netaş ve Kanada fırması. stok-
lannda bulunan eski kuşak telefon sant-
rallannı uzun bir süre daha Türkiye'ye
satmak istiyorlardı. Oysa PTT ve Arla.
1980 yılından başlayarak bilgisayar tek-
noiojisinin kullanıldığı sayısal santral
üretimine geçmek üzere hazırlık yapı-
yoriardı. Bu hazırlıklan yapanlar arası-
nda, dönemin PTT Genel Müdürü Ser-
vet Bilgi de bulunmaktaydı."
8 Eylül 1983"te anonim şirket olarak
kurulan Teletaş'ın, hisselerinin dağılımı
şöyle olmuştu: PTT (yüzde 49), PTT
Personeli Biriktırme Sandığı (yüzde 26),
STFA (yüzde 13), Vakıflar Bankası
(yüzde 10), Ray Sigorta (yüzde 2).
Teletaş. üretim sahasını geliştirmek
ve PTT'nin hızlı gereksinimini karşıla-
mak için. sayısal santral teknolojisinin
transferine yönelik olarak lisans anlaş-
ması yapmayı amaçhyordu. Gelen tek-
lifler arasından Amerikan ITT fırması-
nın "Sistem 12" adlı santralı uygun bu-
lundu. Ancak yerli ortaklann gücü. an-
laşmanın maliyetini karşılayacak dü-
zeyde değildi. Teletaş'a yabana ortak
alınması böylece gündeme geldi.
Teletaş yöneticileri, şirketin. yüzde
19 oranındaki hissesinin ITT ve onun
Avrupa bölümüne (BTM) satılmasının
bu iş için yeterli olacağını hesaplamı-
şlardı. Dönemin Başbakanı Turgut
Ozal devreye girerek. yüzde 39'dan
daha az pay satılmaması için baskı
yaptı.
Yücel, bu baskıya direnemediklerini
söylüyor: "Edindiğimi/ bilgilerden hare-
ketle, yabancıya yüzde 19 gibi bir pay
vermevi kararlaştırdık. O sıralarda bize
Başbakanlık'tan gelen tesirle, 'En az
yüzde 39 olmalıdır' dendi. Buna rıza gös-
termek zorunda kaJdık. Aksi takdirde, li-
sans anlaşmasının DPT'den tasdiki gere-
kir. Hükümetin isteklerine uygun dav-
ranmamışsanız, lisans anlaşması tasdik
edilmez. Biz de yabancı ortağa yüzde 39
teklif ertik, Memnuniyetle' dediler."
Bu gelişmelerin ardından Teletaş'ın
yeni onaklan ve paylan, Temmuz
1984'te şu duruma gelmişti:
"ITT-BTM (yüzde 39), PTT (yüzde
40), PTT Sandığı (yüzde 8), STFA (yüz-
de 7), Vakıflar Bankası (yüzde 5), Ray
Sigorta (yüzde 1)."
Alcatel sahnede
Birkaç yıl sonra, beklenmeyen bir ge-
lişme sonucu Fransız Alcatel fırması
Teletaş'ın ortaâ haline geldi. Nisan
1987'de, AlcateC ITT'yi satın alınca. Te-
letaş'ın yabancı ortağı oldu. Alcatel,
ITT ve diğer bazı firmalan satın alarak.
dünyanın ikinci büyük telekomünikas-
yon fırması haline gelıyordu. 1988 yılı
verilerine göre Alcatel'in cirosu. 8.8 mil-
yar dolardı. Bu rakamın büyüklüğünün
vurgulanması açısından, aynı yıl Tür-
kiye'nin toplam ihracatının 11.6 milyar
dolar olduğu belirtilmeli.
YARIN: 'Altm hisse'puloldu
Mekan'ın 'Kraliçe' azizliği
HULYA GENÇ
Cumhurlyot G«z«t«s/
TürKocaöı Çad. 39/41
CağaloğTu/ISTANBUL
TEL: 512 05 OS
f=AX: 514 O7 51
İkilerAlüminyum üzdü
1991'de, Pimaşın Pimapen bayii olan İkiler
Alüminyum'a balkon kapısı ve 1
pencerelerime PVC yaptırmak ve ıstcam
takbrmak için başvurdum. 11 ay sonra kapı ve
pencereler takıtdı. Bir süre sonra balkon
kapısının kullanılamaz hale geldiğini gördüm.
İkiler Alüminyum'u arayarak şikayetimi
söyledim. Bir kaç gün sonra gelen yetkililer
pencereleri kontrol edip gitöter. Şikayetlertn
devam etmesi üzerine Pimapen'den yetkili
yolladılar. "Bunları tamir edemeyiz, mutlaka
yenilenmesi gerekir'diyen yetkililer, lekrar
geleceklerini söylediler. Şimdlye dek bir haber
alamadım. Sevtm Kurt/İSTANBtTL
O
kurumuzun şikayetini Pimaş'a ilettim.
Yetkililer, kapı ve pencerelerdeki aksaklıkları
düzelttiklerini, ikiler Alüminyum tarafından
takılan ısıcamları değiştirdiklerini bildirdiler.
Sevim Hanım ise bakımın istediği gibi olmadığını
belirterek, takılan ısıcamlardan birinin çatladığını
söyledi Sevim Hanım, henüz Pimaş'tan bircevap
alamadığını anlattı. Pimaş'ı aradığımda, ısıcamın
kırılma sebebinin belli olmadığı, herhangi bir
odeme yapılmayacağı açıklandı Yetkililer, diğer
tamiratları da yapacaklarını hatırlattılar. •
M
ekan yataklannın Kadıköy Bayiindenbirtane
çlft, iki tane tek kişilik "Kraliçe Model 5
Yıldız"yatak siparişi verdim. Mekan
yataklannın müşterilerine uyguladığı yüzde 20'lik
indirimden faydalanarak, 7 milyon lirayı peşin
ödedim. 15 gün sonra yatakian teslim almak üzere
gittiğimde tek kişilik yataklardan birinin başkasına
satıldığını ögrendim. Fabrikaya sipariş verdiklerini
söyleyen yetkililer, bana geçici bir süre için başka
biryatakverdiler.
Eve gittiğimde Kraliçe model çift kişilik yatakla, tek
M ekan Yatakları
Dağıtım
Pazarlama
AŞ'ninlzmit'teki
fabrikasından AN
Erdem ile görüştüm.
Mekan yataklannın
standart, spesiyal ve
sağlık olmak üzere üç
serisibulunduğunu
belirten Ali Bey, Kraliçe
modeli adı altında tek
tip üretim yapıldığmı
vurguladı. Yıldızların
yatağınkalitesine
belirlemediğine dikkat
çeken Ali Bey, "Yıldız
işaretlerini yataklarm
ismini pekiştirmek için
kullanıyoruz. Fatma
Hanım'ınyatağına
iliştirilen etikette basım
hatası bulunabilir" diye
konuştu. Tek kişilik ile
çift kişilik yatak arasında görünüş bakımından çok
büyük farklar olduğunu hatırlatmamız üzerine Ali
Bey sözlerine şöyle devam etti:
"Bizyatağı satarken bayilerin müşterilere açıklama
kişilik yatağı karşılaşbrdığımda birbirlerine
benzemediklerini farkettim. Üstelik çift kişilik
yatağın üzerinde "Kraliçe Modeli 1 Yıldız"
yazıyordu. Oysa ben 5 yıldız parası ödemiştim.
Mekan yataklannın İstanbul'daki merkezini
aradığımda, 1 yıldız ile 5 yıldız arasında kalite
bakımından fark bulunmadığı, yıldız işareberinin
rasgele konukJuğunu söylediler. Bu cevap bana
yeterli gelmediği için durumu size bildirmeye karar
verdim.
FatmuŞuhin/İSTANBUL
yapmalarını istiyoruz.
Kraliçe, Mola, Kısmet
tipifermuarsız
yataklanmız garanti
kapsamının dışındadır.
Buyataklarda üretim
hatasından
kaynaklanan bir
problem varsa
değişiklik yapıyoruz. Bu
nedenle Fatma
Hanım'ınyatağmı
öncelikle görmemiz
gerekiyor. Eğer söz
konusu yatakta üretim
hatasından
kaynaklanan bir sorun
varsa yatağı
değiştiririz. Fatma
Hanım 'a aradaki fiyat
farkını ödemesi şartıyla
üst model bir yatak da
verebiliriz."
Ayru model, tek ve çift
kişilik yataklardafarklı malzemelerin kullanıldığına
dikkat çeken Ali Bey, "Fatma Hanım da bu nedenle
yataklarm aynı kalitede olmadığını düşünmüş
olabilir" dedi. •
EKONOMYE BAK1Ş
TAINER BERKSOY
Kalıcı Çöıüm
Reel Düzenlemede
Bir süredir ekonomik krizin karakterini ve olası çözümle-
rini tartışıyorum. "Uzattın,pehlivan tefhkasına döndürdün"
diyen dostlarım var. "Bunca laf ürettin, net bir sonuç
çıkmadı" diyenler de oldu.
Kısacası, sözü ağzında dolaştırıp durma, ne söyleyecek-
sen söyle diyor okurlarım. Bugün onu yapacağız.
Önce teşhisleri sıralayalım. Ekonomik kriz, piyasa den-
gesizliği görüntüsü taşıyor. Bu doğal. Piyasa ekonomile-
rinde dengesizlikler hep piyasa göstergeleri yoluyla belli
ediyor kendisini. Ama görüntünün ardındaki gerçek bun-
dan farklı. Dikkatle irdelenirse piyasa dengesizliklerinin te-
melinde, reel kesimdeki yapısal darboğazların yattığı gö-
rülüyor. Yani, krız öyle parasal dengesizlik diyerek savuş-
turulacak karakterde değil.
Yapısal darboğazlar ekonominin içinde gizli. Üzerlerine
gidilip, zorlanmadıkça, uyarılmadıkça önemli bir sorun çı-
karmıyorlar. Ancak, ekonominin hızlı gelişmesine sürekli
köstek oluyor, büyumeyi düşük bir düzeyle sınırlıyorlar.
Başka bir deyişle, ulusal refahı arttırmaktansa durumu
korumaya yönelik, orta karar bir büyümeye razı bir geliş-
me tercihi, yapısal darboğazları fazlaca zorlamadan duru-
mu idare edebiliyor. Belki kriz oluşmuyor, ama ekonomi
yavaş büyümeye tutsak ediliyor.
Bu dar gömleği giymek istemeyenlerin iki seçeneği var.
Birincisi, yapısal sorunları çözüp ekonomiyi kendisini bes-
leyen hızlı bir kalkınma rayına oturtmak. Doğrusu bu.
İkinci seçenek ekonomide gizli darboğazları umursa-
madan büyumeyi hızlandırmayasoyunmak. Popülistyone-
timler genellikle bu ikinci seçeneği benimsiyor. Darboğaz-
lar aşılmadan büyüme zorlanınca temel dengesizlikler su
yüzüne çıkıyor, piyasalar altüst oluyor ve bu süreç krizle
noktalanıyor.
Bizde oluşan ekonomik krizin ana karakteri de aynen
böyle. Bu teşhisi koymadan, kalıcı bir tedavi olanaksız.
Pekı, geçici bir tedavi olası mıdır diyebilırsiniz. Evet
olasıdır. Bugün girişilen ve IMF'nin onayladığı program da
bu tür tedavinin tipik bir örneğı. Bu yaklaşımda yapısal den-
gesizlikleri onarma yerıne, bozulan piyasa göstergelerini
düzeltme eğilimi egemen. Ancak, bunu bütünüyle piyasa-
lara bırakmak yerine. ozellikle kamunun miktar büyüklük-
lerini yeniden belırleyerek gerçekleştirmek hedefleniyor.
öteki fiyatların da bu süreçte yeniden oluşarak denge sağ-
lamaları öngörülüyor. Geçmiş deneylere bakılırsa, genel-
likle istenen sonucun elde edildiği gözleniyor.
Krizin gerçek çözümü budur derseniz, o zaman iş de-
ğişir. Yapısal darboğazlar aşılmadıkça bu tür çözümler sa-
dece geçici bir görüntü düzelmesi sağlar. Sorunun temeli
hala ekonomide gizlidir. Bu çözülmedikçe ilk genişleme
evresinde aynı popülist döngu yinelenir ve ekonomi ben-
zer bir krize sürüklenir.
Krizi çözmek istiyorsak yapısal dengesizlikleri onar-
mamız gerekir. Bu. kısa dönemde, parasal önlemlerle
yapılabilecek bir onanm değil kuşkusuz. Orta ve uzun dö-
neme uzanan bir perspektifle, reei kesimin yeniden düzen-
lenmesıni gerektirır bu onarım.
En önemli yapısal darboğaz, ulusal tasarruf yetersizliği.
Yetersiz tasarruflar büyümenin motoru olan yatırımları
sınırlıyor ve ekonomiyi yavaş büyümeye tutsak ediyor. Bu
kronik bir olgu. Popülist iştaha ile dış kaynağa ya da tüketi-
me dayalı bir büyüme zorlanınca, tasarrufdarboğazı temel
sınırlayıcı haline geliyor ve önce finans piyasalarından
başlayan bir kriz sürecıni ateşlıyor. Aynen bizde olduğu
gibi.
Tasarrufların gönüllü parçası özel kişı ve kurumlardan
geliyor. Cebri parçasını ise kamu otoritesi vergi yoluyla
sağlıyor. Yapısal darboğazın aşılabilmesi için her iki türta-
sarrufun da artması gerekiyor.
Sağlıklı tasarruf kapasitesi ekonıminin uretım ve pazar
yapısıyla bağlantılı. Uretilen malın tüketilmeyip, tasarruf
edilmesi ancak tüketilmeyen mal (makine) üretilmesi ve
tüketim mallarının önemli kısmının da dış pazara satılması
(ihracat) ile mümkün.
Kalıcı yapısal çözümün en önemli düğümü burada ya-
öyor. Üretim yapımızı, tüketim malları üretimi ötesinde ek
kapasiteler yaratacak biçimde yeniden düzenlemeliyiz. Bu
bir. Tüketim mallannı da ek bir desteğe gerek duymaksızın
dış pazarlarda satabileceğimiz maliyet, fiyat ve kalitede
üretir hale gelmeliyiz. Bu da iki. Bunları yapmadıkca, dön-
güsel nitelıkte ve piyasa dengesizliği görüntüsü veren kriz-
lerden kurtulmakolanaksız. IMF kıskacından kalıcı biçimde
çıkmanın yolu bu.
ikinci düğüm noktası kamu finansmanında. Cebri tasar-
rufları, yani vergi gelirlerini mutlaka arttırmalıyız. Bunun
için. bir verenden bir kez daha almak yerıne, kapsamlı bir
vergi reformu yapmak gerekiyor. Vergiden bağışıklığı bi-
rinci düğümün çözümüne yönelik olarak yeniden duzenler-
sek bir taşla iki kuş vurmamız bile olanaklı.
Üçüncü düğüm noktası olan dış ödeme açığı da zaten ilk
ikisiyle bağlantılı. Ihracatını sağlıklı götüren, kamu kesimi
dengesi gözetilen bir ekonomide dış ödeme dengesizliği
ve kur hareketleri oldukça sınırlı ve salt piyasa olgusu ola-
rak ortaya çıkıyor. Onarılmış bir yapıda bu tür piyasa den-
gesizliklerini çözmek ise çocuk oyuncağı.
işte bizim pehlivan tefrikamızın sonuç bölümü. Dikkat
ederseniz mutlu birson bu. Ama koşulları var. Birinci koşul
yıllardır sürdürdüğümüz parasalcı masalı bir kenara ko-
yup, ekonominin reel bazını yeniden onarmak. İkinci koşul,
görüntüyü kurtarma huyumuzdan vazgeçip. kalıcı, yapısal
çözümleri talep etmek. En onemlı koşul ise ekonomıye ve
geleceğimize bu gözle bakan bir siyasi iktidar oluşturmak.
ÇİLLER'DEN İHRACATA KREDİ SflzO:
4 ayda 1 milyar
dolargelecek
ANKARA (ANKA)
- Başbakan Tansu Çil-
ler, ihracatı destekle-
mck için Eximbank
kanalı ile her ay 250
milvon dolarlık kredi
verileceğini. verilen
krcdi tutannın 1 mil-
yar dolara tamamla-
nacağını açıkladı. Çil-
ler. Hazine'nin önü-
müzdeki üçay minimum düzey-
de borçlanacağına da dikkati
cekerek piyasa faizlerinin düşe-
ceğini söyledi.
Başbakan Tansu Çiller. par-
tisinin TBMM grup toplantı-
sında yaptığı konuşmada, Ha-
zine'nin son çıkardığı tahvıller-
den elde ettiğı gelirle üç aylık ih-
tiyacını karşıladığını belirterek,
"Ha/inc bundan sonraki üç ay
içinde minimum düze>de borçla-
nacaktır. Ha/ine pi>asalardan
çekilince, faizlerde de düşme ola-
caktır" dedi. Çiller, enflasvonun
önümüzdeki ay da düşmeye de-
vam edeceğinı savundu.
Ran! ve saadet zincirini kır-
dıklannı kaydeden Çiller,
"Rantı finansal çevreler aldı..
Banka sayısı son yıllar-
da 6(W5V yükseMİ.
Bunlar dışandan düşük
fiyata dö>iz getirdi;
sarh ve yüksek faizle
değerlendirip tekrar
yurtdışıııa çıktı" dedi.
Bu saadet zincirinin
faturası olan 217 tril-
yon liranın, Türk
halkına ödettirilmek
istendiğini anlatan Çiller. "Buna
izin veremezdik. Biz bunun için
saadet zincirini kurdık" diye ko-
nuştu.
Türkiye'nin çıkışının ihracat-
tan geçtiğini belirten Çiller,
Exımbank kanalı ile her ay ih-
racatı desteklemek için 250 mil-
yon dolarlık kredi sağlanacağını
açıkladı.
Çiller. Eximbank tarafından
verilen kredi loplamının 1 mil-
yar doları bulacağını söyledi.
Ihracatın son bir ay içinde yüz-
de 13 artlığını, ithalattaisegeri-
leme olduğunu ifade eden Çil-
ler, "Vıllar sonra ilk kez ihracat
rakamı, ithalatı karşılar duruma
gelmiştir. Yıl sonunda cari işlenı-
ler açığı sıfır olacakhr" dedi.