05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 HAZİRAN1994 ÇARŞAMBA 12 DIZIYAZI Bunahnunkaynağı, ekonomininüretim(hşı alanhua kayması vUVHMvDiüiya kapitalizmibir bunalım içinde. Sanki 1930'lardakibunalımınbir başka türlûsü yaşanıyor. İşsizlik; sosyat,kühürel, ahlaki çöküntülerigetiriyor. Ne oldu? "Pazarekonombi"; büyüme,girişimciîik verefahgetirenbirörnek olarak, koşıdlan birbirindençokfarkh ülkelere sunuîdu. "SosyaUzmn "Doğu A vrupa 'daki uygulamasıbaşarmzolduğmagöre, tekyol, 19. yûzyılliberalizmi, yani kapitalizminenbaşıboş, en anarşik veen arkaik biçiminingünün koşullannda uygulanmasıydı. Bumodel, Coca Colagibibütün dûnyaülkelerineyayıldt. Bu vahşikapitalizmm dûnyayı veyurdumuzu nereyegetirdiğinigörmek •değil. Biz önce A vrupayı elealacağız. Avnıpa'da sermaye, borsa oyunlannı yatıruna tercih ediyor. Bu da borsaları ekonominin en canlı alanları haline getiriyor. Avrupa'da gelecektelaşı•1- A. kiıkinci Dünya Savaşfndan sonra, Avrupa bir yeniden ku- rulma dönemi yaşadı. "Mars- hall Planı" çerçevesi içinde ge- len ucuz kredilerle yatınmlar yapıldı. Dışandan gelen ucuz e! emeğinden de faydalanıla- rak sanayi yeniden kuruldu ve geliştırildi. Aynı zamanda, 30'Iu yıllann bunalımına dön- memek için Keynesci tedbirler alındı; önemli sektörlerdevlet- leştirildi. değişik sosyal sigorta sistemleriyle az gelirli tabaka- lann ahm kabiliyeti arttınldı. . Bu da ekonomiye bir genişlik »getirdı. Giderek. özel sektör büyüdü. teknolojinin de ilerle- mesıyle yeni üreum biçimleri ortaya çıktı. Çok uluslu şirket- ler ve büyük bankalar milli sınırlan yardı. Ulaşımın ucuzlaması, örneğin bir oto- mobilin değişik parçalannın değişik ülkelerde yapılmasına ve sonra emeğin ucuz olduğu bir ülkede monte edilmesine imkan verdi. Aynı ürünü üre- ten şirketler, dünya ölçüsiinde birleşerek dünya pazarlanna satış yapan dünya tekelleri kurdular. Bu büyük magnet- lerin birçoğu büyük dünya bankalanyla da ortaklıklar kurarak değişik sanayi dallan- na egemen oldular. Bu da onlara. dünya piyasalannı kontrol etmek. fiyatlan deği- şik hesaplaragöreindiripyük- seltmek imkanını sağladı. Ba- zen bir maddeyi piyasaya sür- mek için fiyatlan düşürürken bunun zararlannı başka ürün- lerden çikardılar. Böylece bazı dallar- da gerçek anlamda serbest rekabet. piyasa ekonomisi ortadan kalktı. Bu nedenle artık 6O'lı yıllarda Avrupa ekonomisi, suni fıyatlann getirdiği bir enflasyon sorunuyla karşılaştı. Pazar- lardarahp büyüme hıa da düşünce iş- sizlik baş gösterdi. 1970'li yıllann or- talannda. artık Avrupa. bunalım içindeydı. Buna, "Petrol bunaJımı" dendi. Ne var ki petrol fiyatlan düş- tükten sonra da bunalım devam etti ve hatta arttı. Bunalımın yaptsaJ niteliği A. vrupa'daki bunalımın altında yatan temel neden sermayenin çok az elde toplanması ve çok yüksek sermaye birikimi. Biriken bu büyük sermayenin önemli bir kısmı üretime yatınlmayıp parasal alanlara kayıyor. Faiz getiren mali yatınmlar, bonolar, borsa oyunları ekonomiye egemen oluyor. zar ekonomisine" bıralternaüf arayışını orta\a çıkardığı açıktır. Sosyolog Aiaın Tou- rain de bir makalesinde konu- ya değinıyor ve şöyle diyor: "Bi/im çaremiz, rekabet ede- bilecek sektörlerimizi, teknolo- jik savaş veren ekiplerimizi giiçlendirmek, buradan elde edeceğimiz ka\naklarla bir re- fab devleti kurmaktır. Bu dev- letin görevi, sosyal değişmenin insanlık açısından çok pahalı- v a mal olan faturasını ucuzlat- mak ve özellikle ekonominin üretim alanlarının dışına kav- masını önlemek olmalı." Birideolojik boşluk var A Aslında bugün hızlanmış olan bu- nalım, daha 70'li yıllann sonlanndan beri hızlanan kapitalizmin yapısal bu- nalımıdır. 19. yüzyılda, fıyatlan ser- best rekabet tayin edebiliyordu. O dÖ- nemde bunalım. "boom and slıımp" refah ve durgunluk denen iki ayn dö- nem biçiminde ortaya çıkıyordu. Ekonomi tıkanınca işsizlik; fabrika- lar kapanıp üretim azalınca da enflas- yon oluyordu. 1980'lerde Avrupa'da. fiyatlan her vakit serbest rekabet ta- yin etmediği için bir taraftan fı>atlar artarken bir taraftan da işsizlik arttı. Bu bunalıma. "stagflasyon" adını verdiler: Durgunluk ve enflasyon. Uzmanlara göre. bu bunalımın altın- da yatan temel neden sermayenin çok az elde toplanması ve çok yüksek ser- maye birikimidir. Biriken bu büyük sermayenin önemli bir kısmı üretime yatınlmayıp parasal alanlara kayı- yor. Faiz getiren mali yatınmlar. bo- nolar. borsa oyunlan ekonomiye ege- men oluyor. Para. para getirince sa- nayiye yatınlmıyor. üretim düşüyor. Sermaye, emeğin ucuz olduğu ülkeie- re yatınhyor, bu da Avmpa'ya zarar veriyor. İşsizlik getiriyor. Yüksek tek- nik. sermayeyi üretimden servis alan- lanna kaydınyor. Avrupa içinde re- kabet ve Avrupa dışında ucuza mal edilen mallarda baa Avrupa sanayi- sini yıkıyor. Bugün başlıca Avrupa ülkelerinin temel sorunu işsizliktir. A\ rupa Top- luluğu ülkelerinde 19milyonişsiz var. Bunun4milvonu Almanya'da. 3 mil- yonu Fransa'da. İşsizlik beraberinde ümitsizlik. ahlaksızlık. sosyal çökün- tü getiriyor. Özellikle Fransa'da, bir patlama diye nitelendirilebilecek gençlık gösterilerinden sonra. bir te- laş başladı. Ünlü Fransız sosyologu Alain Tourain, bir toplumsal çözül- meden söz ediyor ve şöyle diyor: "Dü- zenli toplum. nüfusun, ancak yüzde 70'ini içine alıjor. Geri kalanların bir bölümii sosyal yardımlarla ayakta du- rabiliyor. bazüarı şiddete sapıyor, top- luma karşı direnişe geçi>or: IVlafj a, es- rar, ayaklanma gibi yöntemlerle." To- urain'e göre. "yarım yüzyıllık Avrupa demokrasisi. bu *ahşi çözüm volunu kabul etmemelidir". Avrupa yeni bir yol arayışında "Avrupa sosyal demokrasisi ne ja- pıyor?" Bu soruvu. Fransız Sos>a*list Partisi'nin eski başbakanlanndan \e cumhurbaşkanı adavı Michel Rocard, vrupa'datelaşvar, çünkü sorun, Avrupa'nın geleceği sorunu. Jacques Attali bu durumu şöyle ifade ediyor: Avrupa'da bir ideolojik boşluk var. Bunu, 'pazar' ve 'demokrasi' dolduramıyor. Boşluk, binbir hevese yol açıyor: Komünizm ve faşizm, köktenci dincilik ve aşıncılık; iflas halindeki sistemin arka koridorlannda kol geziyor. Fransız televizyonuna verdiği birmü- lakatta şöyle cevaplandırdı: "Büyük hatalar vaptık. Gelen gideh, sağ ve sol hükumetler aynı si- yasetleri güttük. İşsi/liğe bir çare bula- madık. Egoist bir toplum yarattık, oysa bir dayanışma toplumuna gerek var. Halka karşı görevimizi yerine ge- tirmedik. Bir yeni yol lazım." Bu yeni yolu da Rocard şöyle anlat- tı: "Büyüme. Avrupa ölçüsiinde °new deal' (Devlet eliyle iş alanları açıima- sı). Milli senetin daha adil bir dağılı- ım." Haziranda, Avrupa Parlamen- tosu'na gidecek olan Fransız Sosya- list milletvekilleri heyetine başkanlık edecek olan Rocard, he>etinin top- lantıya böyle bir programla gideceği- ni ve zaten genelde Av rupa sosyal de- mokratlannın bu fıkre yatkın oldu- ğunu da sözlerine eklcdi. Zaten Avru- pa Konseyi Başkanı J. Delors da ra- porunda bir "sosyal Avrupa" konu- suna değinmişti. Böylece, Avrupa'dabunalımın."pa- Bütün bu görüşler, Fransa'- nın artık bir sosyal patlama kertesine geldiği görüşünden doğuyor. Sosyalist Partfnin eski başbakanlanndan Lau- rent Fabius da bir makalesine, "Halk Hareketlerine Dikkat" başlığını atmış: "Yirrai yıldır toplumu tahrip eden işsizliğe çare bulamadık. Bugün hala, bu afetin gerçek nedenleri açı- klanmıyor. Gerçekte, harp so- nunda yaşanan 30 parlak yıl, bir istisnadan başka bir şe> de- ğildir. Büyüme hiçbir zaman eskisi gibi olmay acak, işsiziiği ememeyecek." O da yeni fı- nansman yollan bulunmasını, bir konut projesi vapılmasını, teçhizat için büyük bir Avru- pa projesini, gelir dağılım re- fbrmunu. gelişme için bir baş- ka yol aranmasını öneriyor. Avrupa'da telaş var, çünkü sorun. sadece bir işsizlik soru- nu değil. Avrupa'nın geleceği sorunu. Son zamanlarda Av- rupa Bankası 'BERD'ün baş- kanlığından istifa etmiş olan Jacques Attali (F. Mitterrand'ın baş da- nışmanlanndan) bu durumu şöyle ifade ediyor: "Avrupa'da bir ideolojik boşluk var. Bunu, "pazar' ve •demok- rasi° dolduramıyor. Pazar düzerıi, pa- zarın diktatörlüğiinü kuruyor. Yarattı- ğı boşluk, binbir hevese yol açıyor: Ko- münizm ve faşizm, köktenci dincilik ve aşırıcılık; iflas halindeki sistemin arka koridorlannda kol geznor... Ölen ha- yallerin yerinde fanati/min jeşermesi- ni istemiyorsak, açık >anİLşlıkları aşan yeni projeler ortava çıkarıJmalıdır." Kuynaklur: Alain Touraine: " Yeni Bir Refah Dev- leti Kurnıak" Le Monde, 30 Mart 1994. Laurent Fabius: "Dikkat Halkçılık" Le Monde, 2^ Mart 1994. Jacaııes Attali: "Europe's" (Avru- palılar, Fayarcl. Paris. 1994 i. Yarın: Avru. gelisı ÇALIŞANLAREV SORULARI/SORUNLARIYILMAZ ŞİPAL "Memıırlukta geçen 6 yılım" Soru Bir kamu kurumunda 657 sayılı Devlet Memurları Kanu- nu'na tabi olarak çalışmakta iken istifa ederek ayrıldım ve bir başka kamu kuruluşunda işçi statüsünde çalışmaya baş- ladım. Yakında sigortadan emekli olacağım. Başvurduğum yetkililer. memuriyette geçen çalışmalarımın istifa ile son bulması nedeniyle, bu süre içinde kıdem taznünatı ödenme- yeceğini söylediler. Bu durumda, memurlukta geçen 6 yüım yok mu sayılacak? (E.T) YANTT: 1475 sayılı Iş Yasası'nın kıdem tazminatına ilişkin 14. maddesine göre: "TC Emekli Sandığı Kanunu ve Sosyal Sigortalar Kanunu'na veya yalnız Sosyal Sigortalar Kanunu'na tabi olarak sadece aynı ya da değişik hizmet sürelerinin birleştirilmesi suretivle Sosyal Si- gortalar Kanunu'na göre yaşlılık veya tnalulük aylığına ya da top- tan ödemeye hak kazanan işçiye bu kamu kuruluşlannda geçirdiği hizmet sürelerinin toplamı üzerinden son kamu kunjluşu işverenin- ce kıdem tazminatı ödenir. Yukanda beürtilen kamu kuruluşlarında işçinin hizmet akdinin evvelce bu maddeye göre kıdem tazminatı ödenmesini gerektirme- yecek şekilde sona ermesi suretiyle geçen hizmet süreleri kıdem tazminatınuı hesabında dikkate alınmaz." Bir kamu kurumunda ve İş Yasası kapsamında işçi olarak çalı- şırken kendi isteği (istifa) ile aynlıp bir başka kamu kuruluşunda ve yine işçi olarak çalışanlar. Sosyal Sigortalar Kurumu'ndan emekli olduklannda kendi istekleri ile aynldıklan kamu kuruluş- lanndaki hizmetleri için kıdem tazminatı ödenmeyeceği yargı ka- rarlannda vurgulanmıştır. Bu kez. 657 sayılı Devlet Memurlan Yasası kapsamında çalı- şırken kendi istekleri ile (istifa) aynlıp, 1475 sayılı İş Yasası kap- samında ve yine bir kamu kurumunda çalışmasını sürdürüp, Sos- yal Sigortalar Kurumu'ndan emekli olduklannda, yargının ve idarenin öngördüğü uygulama değişiktir. (1) "TC Emekli Sandığı Kanunu'na tabi olarak memuriyet sta- tüsünde geçen hizmet sürelerinin istifa suretiyle ayrıima halinde kıdem tazminatı hesabında dikkate alınmayacağına ilişkin bir esas öngörülmemiştir. Hesapta dikkate alınmaması gereken süre, sade- ce işçinin işçi statüsünde çalıştığı dönemlerde. hizmet sözleşmesinin kıdem tazminatını gerektirmeyecek biçimde sona erdiği sözleşme süreleridir (..) Bu durumda istifa ile sonuçlanan memuriyette geçen sürelerin kıdem tazminatı açısından değerlendirilmesine yasal bir engel bulunduğu söylenemez. (...) (2)"(..) Hizmet akdi ise İş Kanunu'na tabi olanlar için söz konu- su olup 657 sayılı kanuna tabi de\Iet memurları için ise böyle bir hizmet akdi ile bağlılık söz konusu olmadığından yaşlılık ayîığı al- mak amacıyla hizmet akdini fesheden ....'ın TC Emekli Sandığı'na tabi olarak YSE Müdürlüğü'nde geçen hizmet süresi için kıdem tazminatı ödenmesi mümkün bulunmaktadır. (Sayıştay Temyız Kurulu'nun 4.11.1983 Tarih. tutanak no: 18746 sayılı karan) (3) "Özet: İstifa suretiyle sona eren memurlukta geçen hizmet süresi, kıdem tazminatına dahil edilemez. Bu sürenin işçiükte geç- miş gibi son işcilik iicreri üzerinden hesap edilmesi de doğru değil- dir." (Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 9.3.1987 tarih, 1987/2275 esas ve 1987 2757 karar) (4) %..) TC Emekli Sandığı'na tabi olarak çalışmakta iken tsit- fa suretiyle bu statiiden aynlarak başka bir kamu kuruluşunda 1475 sayılı İş Kanunu'na tabi olarak çalışanlardan, iş akdi, kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde sona erenlerin kıdrem tazmi- natlarınm hesabında. Sandığa tabi olarak geçen ve istifa ile son bu- lan hizmetlerinin dikkate alınmaması karara bağlanmış olup, bu karara bakanlığımızca da iştirak edilmektedir. (...) (Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü'- nün 22.8.1983 günlü 4123 20207 genelgesi) Kaynak: (1) Mustafa Çenberci -İş Kanunu Şerhi, 1986 sayfa' 511/95 (2) Osraan Usta -Kıdem Tazminatı. 1994 sayfa 309 (3) Yasa Hukuk Dergisi- Mayıs 1987 sayfa: 757/317 (4) Osman Usta- Kadem Tazminatı, 1994 sayfa 310 POLJTTKA VE OTESI MEHMED KEMAL Heykeller Kınlırken... Ankara Belediye Başkanı heykel duşmanı olduğunu kanıtlamak için parklardaki heykelleri söküyor. Sökmek- lede kalmıyor, "Benböyleheykelleriniçine tükürürüm" diyor. Söker mi söker, tükürür mü tükürür! Beyoğlu Be- lediye Başkanı o cânım Beyoğlu'nu içkicilere zindan ediyor. Pazar günüydü, Nâzım Hikmet için yapılan top- lantıfara katılmak üzere Beyoğlu'na uğradım. Caddeler- de de dükkânlarda da tat yok; ıssız bir Beyoğlu olmuş! Ayvalık Belediye Başkanı da içki yasağı koymuş. Ger- çi beton turizmciliği Cunda iskelesi'nden başlayarak Ayvalık'ın canına okudu ya.. gene ne olsa kenarda köşe- de, bir iki küçük meyhane vardı. Mermer masaya dirse- ğini dayayarak bir iki kadeh atılırdı; rahmetli Nuri Boz- yel'le çok içmişliğimiz vardır. Gazetede ilanını gördüm, Nuri ölelion yıl olmuş! Şevket Kazan övünüyor. CHP-MSP koalisyonu döne- mindeKaraköy'edikilen "Gt/ze//sfânöu/"heykelinisök- müşlerdL.Gürdarınyaptığı heykel,şimdi "YıldızParkı"- nın birköşesindedir Anadolu bir heykeller çarşısıdır. Neresini kazsan bir heykel çıkar. Etilerden, Frikyalılardan, Yunandan, Ro- madan miras kalmıştır. Bunlar aslında Yunanın da, Romanın, daha sonrakilerin de mali değildir. Anadolu uygarlığının malıdır. Halikarnas Balıkçısı da Sabahatttn Eyuboğlu da Azra Erhat da buradan çıkan heykelleri, Anadolu uygarlığının mali sayarlardı; doğrudur. Anadolu'ya sonradan gelen barbarlar bunları sök- müşler, yıkmışlardır. Yeni gelen barbarlar da aynı şeyi yapıyorlar; bunlar da tarihe barbar olarak geçecekler- dir. Şarap yasağından heykele uzanan bir barbarlık . ne diyelim! Parklarda heykeller kırılır, meyhaneler kapanrr, içki- ler yasaklanır, partiler için para toplanırken servet soru- lur. Süleyman Mercümek haberini ilk kez ortaya Cumhu- riyetgazetesiattı. Haberbundan sonra dalgalandı, ince- lenmeye başlandı. Haberi bir duyuru (ihbar) olarak kabul eden Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Istanbul ve Ankara savcılıkları, istanbul Detferdarlığı soruşturmaya geçti. Olay, ilgili yerlerde incelemeye alınmıştır. Ne di- yor şair: Milyonla çalan mesned-i izzette serefraz Birkaç kuruşu mürtekibin cay-i kürektir Biryerlerden paralarçıkıyor, biryereyatırılıyor, hesa- bı soruluyor. Bosna-Hersek için toplanan paralar, kur- ban derisi için toplanan paralar tartışılıyor. Birileri alı- yor, birileri veriyor. Bir kez servet tartışması açılmaya- görsün, elden geldiğince açıklaması olacaktır. Servet tartışmasına Semra Ozal ile Ahmet Özal da karıştı. Ah- met Özal'ın dediği şu: "Servet diyorsunuz. Kimin ne kadar parası olduğunu bilmeden karalamaya çalışma- nın ardında başka sebepler arıyorum. Çok yakın zaman- da, şimdiye kadar söylemediğım, açıklamadığım şeyle- ri açıklayacağım. Aşağı yukarı zamanı geldi." Ahmet Özal'ın açıklamasını bekleyeduralım... Efe özala Amerika'da alınan villanın bir hesabı vardır. Şu- rada burada biriktirilen paralarla, takıların satılmasıyla bir villa almak Amerika'da çok kolay. Akatlar'da Alarko'- nun yaptırdığı evler el altından satılırken değer biçilemi- yor. Yükseldikçe yükseliyor. Vergiler artar, fiyatlar yükselir, elde avuçtakini herkes gözden çıkarırken böyle tartışmalar olacaktır. Önce, hangisinden olursa olsun paran olacak ki bunu emlaka, dövize, tahvile yatıracaksın. Para olmayınca, servet bu- lunmayınca tartışması da beyhudedir. Milyarlar tartışı- hrken bizimkisi gevezeliktir... BULMACA SOLDANSAĞA: J _2_3 4 5 1/ Bütün eski Yunan mi- marlığına örnek olan ev biçimi. 2/ Alıa ve satıcıla- nn fiyatlara tek başlanna etkiyemeyecek kadar çok sayıda olduklan piyasa sistemı. 3/ "Zeki, yaman, becenklı" anlamında ar- go sözcük. 4/ "Ne ... yaş döker, ne âşık ağlar Ta- rihe kanştı eski sevdalar" (FarukNafızÇamlıbel)... Evcil bir geyik cinsi. 5/ Müstahkem yer... Küçük erkek kardeş... Tuzağa düşürülen şey. 6/ Erişmiş. ulaşmış... İlkdamı- tılan ve içinde anason bulunma- yan rakı. 7/ Son günlerde oldukça popüler olan ve müzik eşliğinde yapılan bir çeşit cimnastik... Bir sonuca ulaşılana değin yapılan ay- nı eylem. 8/ İpten düğümlü saçak- larla oluştunılan bir el sanatı. 9/ Gelecek... Bitkisel tellerden yapıl- mış. kaba örgülü büyük çuval. YLKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Genellikle kürkten, iki ucu açık silindir biçiminde yapılan ve elleri sıcak tutmaya yarayan giyim eşyası... Su. 2/ Bir gıda mad- desi.. İslam inancına göre kıyamet günü bütün ölülerin dirile- rek toplanacağı yerin adı. 3/ Asya'da birçöl... İtici neden, güdû. 4/ 1021-1085 yıllan arasında İspanya'da hüküm sürmüş Tslam hanedanı. 5/ Dinsel tören've kurallan... Yassı, basık. 6/ Eski Mısır'da ölülerin koruyucusu olan tann... Kuzu sesi. 7/ Gücü dc denilcn ve bez tezgâhında ipliği ayarlayan tarak... Yolcu evi. 8/ Güney Amerika ormanlannda yaşayan tavuğa benzer bir kuş. 9/ Şarabı bulduğuna inamlan efsanevi İran hükümdan... Toplardamar genişlemesi. Cumhuriyet Kitap Kulübü'nden Kİ1APŞÖLENİ Bir Ay Boyunca %50 25Mayıs-25Ha2İran Sergisalonlarimızagein, Kampanya Standlanmtzdan kitaplarınızı seçın. Posta siparışlennde, gönderim ücretınin Kulûbümûze ait olması nedeniyle %35 indirim uygulanır. Türkocağı Cad. 39/41 CAĞALOĞLU Tol: 512 05 05 İstlklal Cad. Zambak Sok. 4/1 BEYOĞLU Tel: 252 38 81
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle