27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
B HAZtRAN 1994 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 Herşeyi devletten beklememeliyiz EVtM tLYASOĞLU Genç bestecilerimizle, genç orkest- ramızla, gençlik festivalimizle gencecik bir hafia yaşandı tsıanburda. tlk kez kentimizin konuğu olan Bilkenf Uiusla- rarası Akademik Sinfonetta Orkestrası henüz bir yaşına bile basmamış genç bir topluluk. Prof. Ersin Onayın öncülü- ğünde kuruldu; degerli şefımız Gürer AykaJ'ın yönetimi altında birleşti. Ve Yapı Kredi Bankası'nın duzenlediği 7. LTuslararası Gençlik Festivali'mn açılışı- nda tek sözcükle harika bir seslendiri sundu. Konser sonunda "Beethoven'in 4. sen- fonisi körü yorumlaıursa hiç çekilmez, iyisi oldu mu işte böyle tadma doyulmu- yor" diyenler; "SibeGus'ım Finlandiya'- smı çok dinledik ama böyle tınlayabile- ceğini hiç düşünmemişiz*' diyenler ve her şeyden önemlisi ülkemizin bu denli nite- likli bir topluluk kazanmasına sevinen- ler övgüler yağdınyordu. Piyanist Ayşe- gül Sanca'nın 23 numaralı La Majör konçertoyu yorumu da Angermüller'in şu sözlerini bir kez daha anımsatü: "Bu besteci bir deükanlı kadar genç, bir yaşlı kadar bilgedir. Hiçbir zaman vaşlaıanaz, modem de olmaz; gömülebjlir, fakat hep canlı kalır." Işte Sanca da gençlik festi- valine Mozart'ı "her zaman genç" tutan kristal yorumuyla sundu. tlk özel orkestra topluluğu Ülkemizin ilk özel orkestra toplulugu- nun kurucusu Prof. Onay, her şeyi dev- letten beklememek gerektiğini vurgular- ken, Bilkent ortamının sunduğu olanak- lan değerlendirebilmiş olmanın kıvancuu yaşıyor. Geçen yıl özbekistan ve Azerbaycan'da yapuğı incelemelerle, Avrupa'nm her köşesindeki mûzik der- gilerine ve konservatuvarlara verdiği ilanlarla sanatçılan nasıl seçip aileleri ile birlikte Bilkent'in kampusüne yerleştir- diğıni anlaüyor. Karşısına çıkan adaylar arasında yorumculuktan öte akademik kimliği olanlara öncelik tanıdığından. Bilkent Müzik Fakültesi de böylece bir- denbire bir dolu eğitmen kazanmış oldu. Orkestra üyeleri arasında Azerbay- can, Özbekistan, Bulgaristan. Arnavut- luk, Romanya, Macaristan, Almanya ve Türkiye ba$ta olmak ûzere 12 ûlkeden sanatçı var. Bunca değişik kültürden in- sanı birleştirip müzik gibi uluslararası bir dilde konuşturmak hem Görer Ay- kal'ın başansı hem de üyelerin büyûk ai- leye katılabilme yetenekleri. Orkest- ranın kuruluşu ile ilgili biıtakım eleştiri- ler de doğal olarak var: Ülkemizde nice müzisyen kadrosuzken, neden dışardan eleman getirtildi, bunca yabancı ile bu orkestra nasıl bir Türk topluluğu olarak sayılabilir.deniyor. Modern Müzik Festivali Ersin Onay ise her türlü Türk müzik kurumuna çağnda bulunduğunu, çok az başvuru aldıklannı ve koyduklan sınav barikatında nice yabana gibi Türkler'- den de elenenler olduğunu belirtiyor. Acaba böylesi eleştiriler yaparken, ne- den Alman orkestralannın artık çekik gözlü üyelerle dolduğu veya basket takı- mlanmızın neredeyse tümüyle kara ırktan olduğu aklımıza gelmez? Canla başla her bir üyesinin güzel yo- rum getirerek coşkuyla çaldığı Bilkent Akademik Sınfonietta'nın dinletisini kaçıranlar için hemen önerelim: 12 tem- muz tarihinde İstanbul Festivali'nde bu orkestrayı tam kadrosu ile yine Gürer Aykal'ın yönetiminde dinleyebilirsiniz. Geçen hafla Cema! Reşit Rey Salo- nu'nda Modern Müzik Festivali adı altı- nda ıki genç bestecimizi dinledik. Gerek Kamran İnce (1960), gerekse Betin Güneş (1957), yepyeni bir soluk getirdiler kenti- mize. Kamran Ince'nin Presenl Music TophıluğıTnda piyano ve klavyedeki us- talığına tanık olmak; Betin Güneş'in kendi çalgısı olan Trombon için yazdığı konçertoyu yönetmesi ve bitirmekte ol- duğu piyano konçertosunu kendi solist- liğinde çalacağını öğrenmek çok önemli bir konuyu çağnştırdı. Yannın, 21.yüzyılın müziği Geçenlerde Prof. tlhan Usmanbaş ile bir televizyon söyleşimizde, genç besteci- lerimiz neden yorumlatamıyor eserleri- ni, neden dinleyiciye ulaşamıyorlar diye sormuştuk. Usmanbaş, dış ülkelerde kompozitörlerin aynı zamanda iyi biric- raa olarak kendi eserlerini çalabildiğini, bızım yetiştirdiğimiz bestecılerin ise uz- manlık düzeyinde bir çalgı çalmadı- klannı, bu nedenle hep bir seslendiriciye Betin Güneş Ersin Onay Ayşegül Sanca Gürer Aykal • Genç bestecilerimizle, genç orkestramızla, gençlik festivalimizle gencecik bir hafta yaşandı İstanbul'da. Bilkent Uluslararası Akademik Sinfonietta Orkestrası'nın harika konserine, Kamran İnce'nin Present Music Topluluğu'yla ustalığına, Betin Güneş'in yepyeni bir yapıtını seslendirişine tanik Oİduk. Kamran İnct muhtaç olduklannı söylemişti. Present Music Topluluğu Kamran İnce ve MeteSakpmar'ın eserlerinin yanı sıra John Bauer ve Robert Eidchun adlı yeni bestecıleri de bizlere tanıttı. Akustik çalgılarla synthesizerin birleştiği, klasik biçimler içinde caz ve rock gibi dallann da rşlendiği çok boyutlu yapıtlar dinle- dik. Günay Yetiz'in flütüyle yeni müziğe yalkınlığını Sakpınar'm Hyper flute başlıklı yapıtında arkadan gelen synthe- sizer sesiyle yanşında tanık olduk. Ame- rika'da yaşayan ve her eseri bir kuruluş tarafından ısmarlanan Kamran Ince'nin Night Passage'ı ise bize yannı, 21. yüzyılın müziğini seslenıyordu. Betin Güneş, Almanya "da üç orkest- raya birden yön veren enerjik. çalışkan bir sanatçımız. Köln'dcki çalışmalan- nda hem orkestralanna durmadan yeni dağarcık kazandınyor hem de çeşitli ku- ruluşlar için durmadan beste yapıyor. Aynca Türk bestecilerine çağnda bu- lunuyor. Onlan çaldırmak, Türk- Alman dostluk çerçevesinde lanıtmak peşinde. Şu sıralarda kendisine Londra Senfoni Orkestrası tarafından ısmarla- nan ve ilk seslendirisi bu topluluk tarafı- ndan Londra'da yapılacak olan Trom- bon konçertosunun "pre-prömiyerini" bizlere dinletti. Betin Güneş'ten yeni bir yapıt Ünlü tromboncu Thomas Horch'un güzel tonu, yapıtı parlattı. Parlattı de- mekte yarar var. çünkü Betin Güneş yö- netimindeki EnsemNe Mondial'in prog- ramı Türk ve Fin bestecilerinden seçil- miş, Salinen, Sibelius, Güneş ve L'sman- baş'ın hemen hepsi koyu renk gıysiler içindeki yapıtlanndan örülüydü. Us- manbaş'ın hemen hemen ilk yapıtı olan 1946 tarihli bu çalışma onun sonradan oluşturduğu stilden çok uzak. Bestecinin yine Betin Güneş'in Almanya'da çaldırdığı Perpetium immobile'mobile gibi 1986 tarihli daha yeni bir yapıtını dmlemeyi yeğ tutardık. konserin sonun- da bis olarak Betin Güneş'in yepyeni bir yapıtını dinlemek. kulağımızda pınl pınl sesler bıraktı. Şimdilik Dubıs olarak ad- landırdığı bu ateşli orkestra parçası, hazırlamakta olduğu piyano konçerto- sunun orta bölümüymüş. Dozunda bir minimalizm, ritmik caniıhk ve melodik öğe, bu piyano konçertosunun besteci- nin doruktaki çalışmalanndan biri ola- cağını şimdiden duyuruyor. Yeni Türkü müzik topluluğu Almanya'daydı 'Mütikte öncütiik ediyoruz' AHMETKADIOĞLU ESSEN/ALMANYA - Top- lumlann banş ve uyum içinde yaşamalannın sağlanmasında, o ülke insanlanmn birbirlerinin kültürlerini yakından tanıma- lan önemli koşullardan biri sa- yılıyor. Bu kültürel etkinlikler içinde ise müziğin, insanlan bir- bırlerine kaynaştırması, aynı duygu ve heyecanlan paylaştır- ma olanağı sağlaması açısından özel bir yeri var. Almanya'nın toplumsal ve ekonomik yaşamında. kendile- rini yavaş yavaş göstermeye başlayan Türkler, bu toplumda saygın bir yere ulaşrnanın önemli koşullanndan birinin de kültürel tanıtım olduğu bi- lincinde. Bu doğrultuda sık sık kültürel etkinlikler düzenleni- yor. Yeni Türkû coşkusu Bu etkinliklerden biri daha geçen günlerde gerçekJeşti. Es- sen ve Münster başkonsolos- luklanrun ortaklaşa çalışması ile Yeni Türkü grubu Alman- ya'ya davet edildi. 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı vesi- ksiyle düzenlenen konserde, hem anavatandan uzak ikinci kuşağm Türkiye ile olan bağla- nnın güçlendirilmesi hem de çağdaş müziğimizden bir örne- ğin Almanlara sunulması amaçlanıyordu. . Yeni Türkü'nün bu konseri, herkes açısından memnun edi- ciydi: Zira konsere beklenenin ötesinde bir ilgi vardı. Alman- ya'da doğup büyüyen gençlerin Yeni Türkü'nün müziğiyle coş- ması, müzisyenlere de heyecanlı dakikalaryaşattı. Şarkılara bü- tün konser boyunca tempo tu- tan gençler. ısrarlı alkışlarla is- tedikleri parçalan tekrarlattı- lar. "TdB TeUi" ve "Göç Yol- ları" en çok istek alan ve tekrar- lanan şarkılar oldu. Her iki başkonsolos Duray Polat ve önder Alpman da gençlerin yoğun ilgisi ve katılı- mı karşısında memnundular. Çünkü onlar için önemli olan, bu gençlerin ülkeleriyle olan bağlannm kopmaması. canlı tutulmasıydı. Gençlerin, birlik- te coşup eğlenmeleri. bu bağla- nn hala güçlü olduğu ve bu gençlerin kendi kültürlerine karşı büyük bir gereksinim duyduklan sinyalini vcriyordu. Konserin başka bir önemi ise Yeni Türkü'nün coşturduğu gençler arasında çok sayıda Al- man gencinin de bulunmasıydı. Sıcak ilgi Yeni Türkü müzik topluluğu Almanya'daki konserlere özel önem veriyor. Grup, Almanya turnelerinin sık sık olmasırun nedenıni, kendilerinin çok sıcak karşılanmasına ve gençlerin, konserlerinde kendilerinden adeta geçercesine coşmasına bağlıyor. Günümüz ifadesiyle müzis- yenle izleyki arasında iyi bir ile- tişim kuruluyor bu konserler- de. Grup adına konuşan Cengiz Onural "çok duyarlı ve müziğe hasret genç kitle ile karşdaşıyo- ruz" derken, Almanya'daki gençler için bu tür konserlerin önemli bir işlevinin olduğuna dikkat çekiyor. Bu arada. Yeni Türkü'nün Almanya'daki gençlere güzel bir müjdesi var: Bu müjde önümüzdeki gün- ler için planlanan konserlerden başka ne olabilir? Ancak. bu kez daha uzun sürecek; Alman- ya'nın 5-6 kentini kapsayacak. Kentlerin ismi şu an kesin degjl. Bunu, gelecek talepler belirle- yeçek. İkinci turne ise yalnızca Ber- Anadolu'da yaşayan kültürleri araştırarak günışığına çıkarma çabası içinde olan grubun Rebetika adlı yeni bir plağı temmuz ayında pv " 1 giHa yııvaııııa yauası ıyıııuc iyında piyasaya sürülecek. lin'eaynlmış. Berlin'de ekim ayında bir hafta kalacak topluluk. müm- kün olduğunca çok konser ver- meye çahşacak. Yeni bir plak yolda Yeni Türkü topluluğunun bütün müzikseverleri sevindire- cek başka bir müjdesi daha var: Bu da önümüzdeki temmuz ayında piyasaya sürülecek olan yeni çalışmalanndan başka bir şey degjl. Kaset, plak ve CD olarak yayımlanacak olan bu çalışma "Rebetika" adını taşı- yacak. Cengiz Onural. rebetikayı. bu yüzyılın başında, Yunanis- tan'a göçmek zorunda kalan. Batı Anadolulu insanlann ya- rattığı müziğe verilen ad olarak tanımlıyor: "Bu müziği çok sevdik. Bugü- ne kadar karanlıkta kalan bir müzikti. Anadolulu olduğu halde .Türk insanı tarafından bilinme- 'yen bir müziktir rebetika. Çok beğenileceğini sanıyoruz." Yeni Türkü'nün. Anadolu topraklan üzerinde yaşayan bütün kültürlere karşı duyarlı olduğunu belirten Onural, bu kültürleri araştırma ve günışığı- na çıkarma çabası içinde olduk- lannı anlatırken Rebetika'nm kendilerinin üstlendikleri bu büyük projenin bir parçası ol- duğunu söylüyor. Cengiz Onural, grubun Ana- dolu'da yaşayan bütün kültürel değerleri araştırarak yeni bir tür yaratmak amacıyla yola çıktığını da anlatıyor ve eklıyor: "Bizim müziğimiz öncü mü- ziktir." Galeri Atölye 293 89 78(3 hat) KIRMIZIBEYAZ PROF. ADMAN ÇOKERİM HAZIRIAYIP SÜMDOÖÜ GEMÇ ÖĞREMdLElUritN RESİM SERGİSİ 10 H A Z İ R A N - 2 5 HAZİRAN 1 9 9 4 GALERİ B HÜSREV GEREDE CAD. F1RB1SOK. M02 K.1 TCŞVfcİYE TEL 0-(212) 227 03 63 KARMA RESİM SERGİSİ 6 Haziran-6 Temmın 1994 LEBRIZ Eytam Cad. Açık Hava Apl Mo U/2Nnank>)< TJ 0-212-240 22 32 SUZAN BATU Resim Sergisi 7-17 Haziran 1994 Açılış: 7 Haziran 1 8.00 TAKSİM SANAT GALERİSİ Tel: 245 20 68 Düzenleyen: YAHŞİ BARAZ İZMİRDEFTERDARLIĞI MENDERES MAL MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN 70.000.000.000.- TL. tahmini bedelli ve 2.100.000.000.- TL. geçici teminatlı. (Üzerindeki, kısa açıklaması yapılan muhdesat ve müşte- milatlar aşağıya çıkartılmıştır) ilçemiz, Ozdere Beldesi, Göztepe mev- kiinde bulunan ve tapunun 20 pafta, 7443 parsel no'lu 80.210 m2 miktarlı, Hazine'ye ait arsa vasıflı Sultan Motel diye bilinen taşınma- an üzerinde; a) Otd binasn 3447 m 1 inşaat alanı, restoran, gece klübü, disko. odalar manzaralı ve balkonludur. b) Motel olarak kuflanılan yapdar: 748.80 m1 inşaat alanı, 6 bolk 24 üniteden ibaret tek katlı yapılardır. c) Motd binalan: 652.06 mJ alanlı. 3'lû ve 5'li odalar halinde, d) Tiyatro sahoesM>araınerikan-W C-dıtş-kafetana-kayıkhane-plaj dmjenme yeri yapdarc 831.50 m2 alanlı, tıyatro sahnesi 500 m2 .33 adet giyinme odası, 2 WC, mutfak ve duş tesisi ile kendine has doğal koy ve plaj mevcuttur. e) Tek katlı restoran binası: 880 m2 camlı camekânlı restoran bina- 0 İŞÇİ lojmanı, depolar, atölye, su deposu, muhascbc vc luare, nvı lojmanlan ve bekçi kulübesı binalan: İnşaat alanı 690.64 m 2 g) Çhn safaa: 669.78 ma alanı tesviye betonlu 3 mt. yükseklikte ka- festel örgülü. 0 Sosyal kullannıa alanlan: Çocuk babçesi. basket sahası, golfsa- hası. voleybol sahası olan. 28.6.1994 Salı gûnü saat 10.30'da Menderes Malmüdürlüğü'nde- toplanacak komisyonda, dosyadaki şartnameleri gereği 2886 sayılı yasanın 36. maddesine göre kapalı teklif usulü ile satışı yapılacaktır. Taşınmazın satışında, isteklilerin haarlayacaklan teklif mektubu- nu, gercek kişileri nüfus cüzdan sureti, ikametgah belgesi. tüzelkişile- rin Ticaret ve Sanayi Odası Belgesi, yetkı belgesi. ımza sirküleri, teminat makbuzu ile birlikte ihale saaü'ne kadar komısyona ibraz et- meleri gerekmektedir. Aynca, saüş bedeli üzerinden KDV alınacağı. postada meydana gelebilecsk gecikmelerin kabul edılmeyeceği, bılgı için de Malmüdür- lüğü'ne (Milli Emlak Servisi) müracaatlan ilan olunur. Basın: 28175 SAADET (DÜZGÜN) ARSLAN Tutsakhk günlerimizde, çağıldayan binrmağı andıran sesinle, bir türkü söylerdin: "Eşkıyalık aşka benzer eşkıyam A] aşkını çık dağlara eşkıyam" Bir trafîk celladına yenik düşmen ne acı; dağlardan öte, gökyüzü kadar sonsuz devrimci mücadelemizde yaşayacaksın. MAMAK VE İKİ YILLIK CEZAEVİ KADINLAR KOĞUŞUM)ANARKADAŞLARI ÜÜDÜŞÜNCEYE SAYGI MEMET FUAT Kanrt Var mı? Gerçekten Büyük Patlama denen şey oldu mu? Evren on beş milyar yıl önce, kuvarklarm uzak ataları temel parçacıkların "çorba"sı olan boşluktan, sınırsız bir enerji akısıyla, akıl almaz bir ısıyla mı patlayıp otuş- tu? Bu sonsuz büyük evren, sonsuz küçük parçacıklar- dan mı şişip büyüdü? Büyük Patlama'cıların dayandıkları kanıtlar var mı? Bu 1920lerde ortaya atılmış, 1940larda geliştirilmiş bir kuram. "Kuram", yani birsorunu ilgilendiren düşürv celer toplamı, düşünce alanında kalan bilgi... Elde açık kanıtlar yok, ama bu kuramın günümüz fizik- çileri arasında yaygın kabul görmesini sağlayan üç be- lirti var: Birincisi, yıldızların en eskilerinin yaşları Büyük Pat- lama'yla evrenin varsayılan oluşum zamanına uygun düşüyor. ikincisi, yaydıkları ışığın çözümlenmesi, galaksilerde- ki nesnelerin hızla birbirterinden uzaklaştıklarını göste- riyor. Bu da galaksilerin on beş milyar yıl önce uzayın bir bölgesinden kopup uzaklaşmaya başladıkları düşün- cesini uyandırıyor. Üçüncüsü, 1965'te evrenin tüm bölgelerinde pek az güçlü bir ışımanın, mutlak srfırın üç derece üstünde, çok düşük ısıda bir cismin ışımasına benzer bir ışımanın varlığı ortaya çıkarılmış. Bu tek biçim ışımanın evrenin ilk anlarındaki "sıcaklık ve ışık sellerinin gizemli biryan- sıması olan bir tür fos//"den başka bir şey olmadığı ileri sürülüyor. (Tanrı ve Bilim, s. 31) Şimdiki kanıt yerine geçen belirtiler bunlar... Bizlere, sıradan insanlara yeterli görünmeyebilir, ama fizikçilere göre yeterli ki bu kuramı benimsiyorlar. Bilim adamları şairlerden beter, sonsuz küçükten sonsuz büyüğe doğru yolculuklarında düş güçlerini kul- lanmanın tadını iyice çıkarıyorlar. Din adamları derseniz, onların düş gücüyle kimse ya- rışamaz. Felsefe geleneğinin son büyük Hıristiyan düşünürü Jean Guitton şöyle diyor: "Evren geniş bir düşüncedır." (s. 42) Şu sözler de Bilgin Grichka Bogdanov'un: "Tümüyle bir madde ve enerji yokluğuyla kendini gösteren bir mutlak boşluk yoktur. (...) Doğal oısun ya da yapay olarak yaratılmış bulunsun. salt durumda boşluk sadece bir soyutlamadır: Gerçekte boşluğun dibini' oluşturan bir artık elektromanyetik alanı ortadan kaldır- mayı başarmak olanaksızdır. Bu düzeyde madde-enerji eşdeğerliği kavramını işin içine sokmak ilginçtir: Eğer boşluğun içinde bir artık enerjinin var olduğunu öne sü- rersek, bu enerji kendi 'hal degişimleri' sırasında pekâlâ maddeye de dönüşebilir. O zaman yeni parçacıklar yok- tan ortaya çıkacaktır. Kuvantum boşluğu, böylece, dur- mak bilmeyen bir parçacıklar balesi sahnesidir; bu par- çacıklar, insan aklının kavrayamayacağı, son derece kısa bir zaman içinde görünüp ortadan kaybolurlar." (s. 29). ŞudizeleriseşairNâzımHikmet'in: Ne nurdan ne çamurdan, sevgilim, kedisi ve kedinin boynundaki boncuk yuğ- rumlarındaki farkla hepsi aynı hamurdan... Biz orta boyutlar bölgesinde yaşayanlara bütün bu sözler birbirinden şiirsel geliyor. " , Evren geniş bir düşünce .. Boşluk yok, madde yöK,' enerji maddeye dönüşüyor... İnsan aklının kavrayama- yacağı kadar kısa bir zaman içinde görünüp kaybolan parçacıkların balesi... Demek ki bazı konularda şiirden kaçılamıyor. Din, fel- sefe, bilim, hepsi şiirde buluşuyorlar. Bir yerden ötesi orta boyutlar bölgesinin ölçülerine uymuyor. Düş gücü- ne başvurmamak olanaksız... Yaşam savaşının en ağır koşuiları altında bile insan- lar doğumu, ölümü, öncesini, sonrasını. varlığı, yokluğu düşünmeden edemiyorlar. Kanıt önemli değil, bir yanıt olsun da... Kent orkestrası yaz dönemi konserlerine başladı • KültürServisi- İstanbul Büyükşehir Belediyesi "Kent Orkestrası" geleneksel yaz dönemi açıkhava konserlerine başladı. Topluluk her hafta salı günleri Kadıköy fskelesi Sahil Yolu Karakol Arkası. perşembe günleri Ortaköy Iskele Mcydanı.cuma günleri iseTaksimGazi Parkı'nda halkımıza. sev ilen ve popüler olan çoksesli yapıtlan seslendirecek. Konserleriki bölümden oluşuyor. Birinci bölümde yan klasik ve çoğunluğu Türk bestecılerinin klasik yapıtlanna yer veren Kent Orkestrası. ikinci bölümde Türk Pop Müziği'nden örneklersunacak. Kent orkestrası. 9 Haziran 1994 Perşembe günü Ortaköy İskele Meydanfnda sezonun ilk konserini verecek. Konser saat 18.00'de başlayacak. Nevşehip'de belgesel çekimî • NEVŞEHİR(AA)-Ankara'dal2-I6e\lüliarihlerinde gerçekleşürilecek olan '"Uluslararası Volkanoloji Kongresi"nde gösterilmek üzere hazırlanan "Yanardağlanmız" adlı belgeselin çekimlerine. Ne\şchir"dc başlandı. Kültür Bakanhğı Kültür veTabiat Varlıklannı Koruma Genel Müdürlüğü. Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi ve Nevşehir Valiliği'nin işbirliği ile çekimine başlanan belgeselin. bu ay içinde tamamlanacağı bildirildi. Kitap çevirisine uluslararası ihale • ANKARA(AA)- Milli Eğitım Bakanhğı. 32 yabancı teknik kitabın. Türkçeye tercümesi ve basımı için uluslararası ihale açıyor. Milli Eğitim Bakanlığı'ndanyapılanaçıklamaya göre. Türkiye ile Dünya Bankası arasında imzalanarak yürürlüğe giren. Yaygın Meslcki Eğitim Projesi kapsamında secimi yapılan ve tercüme haklan satın alınan eserler için ihale. 10 • haziran cuma günü gerçekleşürilecek. Dünya Bankası esas ve usullerinegöreyapılacak ihalenin tahmini bedelinin 2.5 milyon dolar olduğu belirtildi. Mehmet Gümüş konserleri • Kültür Servisi - Bir süre önce 'Gülümsedik Gökyüzüne' adlı üçüncü kaseti çıkan Mehmet Gümüş, 'Karadeniz Konserleri' dizisine devam ediyor. Sanatçı kendi grubuyla birlikte Samsun'da başlayan konserler dizisine 18 haziran Artvin konseriyle devam edecek. Edip Akbayram ve daha birçok sanatçının okuduğu "Karadeniz" adlı şarkının da bestecisi olan Gümüş, yeni kaseti ve konserleriyle daha geniş kitlelere ulaşma amacında. Sanatçının, ülkesinin vedünyanın sosyoekonomik gerçekliğinden kopuk olmaması gerekliğine inandığını söyleycn Gümüş, sanatı toplumsal ilişkilerin. duygu ve düşüncelerin estetik birifadesi olarak tanımlıyor. Çan Tiyatrosu çocuklarla • Kültür Servisi- Çan Tiyatrosu çocuk oyunu gösterimleri haziran ayı süresince devam ediyor. Topluluk " Bilgiç ile Üşengeç" adlı oyunu her hafta salı günleri sahneleyecek. Celal Kızıldağ'ın yaap yönettiği oyunda: Nurkut İlhan, Alev Yükseler, Basri Albayrak ve Selis Karadeniz rol alıyor. Öte yandan. topluluğun Atakule'de gerçekleştireceği "Palyaço Gösterisi" ay boyunca hercumartesi başkent'i küçüklerle birlikteolacak. Etkinliklerçocuklar tarafından ücreisizolarak izlenebilecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle