Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 8 HAZİRAN1994ÇARŞAMBA
OLAYLAR VE GORUŞLER
Demir-çeliktesislerininkapatılması...
KARDEM "in zarar etmesinin temel nedenleri, Ankara'da
verilen Fıyatlama, yatınm ve fınanslama kararlanyla ilgilidir.
Bu kararların, işletmeyi iyi tanıyan kendi yöneticilerine
bırakılmasıhalinde, tesislerinkısasüredeönemli kâr
düzeylerine ulaşması beklenmelidir.
Prof. Dr. MUSTAFA A. AYSAN
H
ükümetin uygulama-
ya koyduğu 5 Nisan
Kararlan içınde. Ka-
mu İktisadi Teşeb-
büslerine (KİTlere)
ait birçok kuruluşun
1994 sonuna kadar, birleştırme ya da
kapatılma volu ile faaliyetlcrine son
verilmesi kararlaştınlmışür. Bu arada.
Karabük Dtmir ve Çelik Fabrikaları
Mütssesesi'nın özelleştınlmesi olanağı
bulunamadığı halde. yıl sonunda faa-
liyetlerinin durdurulması öngörül-
müştür.
Bu yazı. Karabük Demir-Çelik İy
letmeleri (KARDEM) ile ilgili karann
yerindeliğini irdelemek amacını güt-
mektedir. Kararla ilgili olarak yaptığı-
mız araşürmalar. kapatmanın siyasal
ve sosyal zararlannın vanında 'Ha-
zine'nin gelir kaybına neden olacağı'nı
göstermekıedir.
I939'da çalışmaya başlayan KAR-
DEM, Türkışe Demır-Çehk İşletme-
leri (TDÇİ) Gencl Müdürlüğü'ne
bağlı bir "müesseseM
dir. 1993 yılında
5964 işçı ve 1227 memurun çahşması
sonunda kapasiıenin yüzde 106'sı ora-
nında 722 bin ton sıvı çelik üretmiştir.
KARDEM'in 1993 yılı zaran. 2.4 tnl-
yon TL olarak gerçekleşmiş. 1994 yılı
zarannın 4.9 trılyon TL'yc ulaşacağı
tahmın edilmiştır.
Tesislerin kapatılması amacıyla kul-
lanılan zarar rakamlan. temelde "işlet-
nıenin çalışacağı varsayımf" ile > apılan
hesaplamalara dayanmaktadır. "Işlet-
menin faaliyetlerinin durdurulacağı
varsayımı". bu temel varsayımın tam
tersidir. Onun için. tesislerin kapatı-
lması karan verilmeden önce. bu ikin-
d varsayımla yapılacak tahminler ın-
celenmelidir. Elimizdeki rakamlarla
ulaştığımız sonuçlar aşağıdadır:
l. Kapatma karannın, gelirleri (na-
kıt girişleri) ile kapatma karannın gi-
derleri (nakit çıkışlan), işletmenin
1993 yılında kâr-zarar hesabında gös-
terilen gelirler ile giderlerden çok fark-
lıdır. Bu nedenle, 1993'te gerçekleşen
zarar ile 1994 ıçin tahmin edilen zarar
rakamlan. kapatma karan için anlam-
sız (irrelevant) tutarlardır.
Kapatma karannın bu karar için
anlamlı (relevant) gelirleri, şunlardan
oluşacakür:
a) Tesisleri kapattıktan sonra. öden-
meyecek olan üreıimin değışken gider-
leri. Elimizdeki 1993 verilerivle bu tu-
tann, 1994 yılında >aklaşık 5-6 trilyon
TL düzeyinde gerçekleşeceği tahmin
edilebilmektedir. Tesisler kapan-
dıktan sonra bu tutar, sonsuza dek her
yıl için kazanılmış olacaktır.
b) Elimizdeki bilgıler. KARDEM
fabrika ve tesisleri ile personel lojman-
lannın 8 mılyon m2
arazi üzerine kuru-
lu olduğunu göstermektedir. Fabrika
kapatıldığı takdirde, Hazine'nin ola-
cak (ya da satılabilecek) bu arazinin
satış değeri de kapatma zarannın ge-
lirleri arasında hesaba katılmahdır
(Elimizdeki rakamlara göre. orada
mr
si 1 milyon TL'den olmak üzere. 8
milyon m2
araziden 8 trilyon TL elde
edilebilecektır). Tesisler kapandıktan
sonra bu tutar. yalnız bir kez elde edı-
lebilecek bir gelirdır.
c) Tesisler kapandıktan ve KAR-
DEM'in borçlan ödendikten sonra.
artık ödenmeyecek olan faiz tutarlan
da kapanma kararının gelirleri arasın-
da sayılabılecektir (Elimizdeki bilgile-
re göre. KARDEM'in 1994 yılı fi-
nansman gıderlerınin 4 trılvon TL'ye
ulaşabileceği tahmin edilebilmekte-
dir).
ç) Elimizdeki bilgilere göre, işletme-
ye ait olup lojman olarak kullanılan
1500 kadar konutun. işletme kapatıl-
dıktan sonra elden çıkanlması ile elde
edileceği tahmin edilen nakdın de ka-
patma karannın gelırlen arasına kon-
ması gerekecektır. Bu bılgıler. bu tuta-
rın da 1 trilyon TL'yı aşabıleceğıni
göstermektedir.
d) Hurda satışlardan da 1 trilyon
TL elde edilebilecektir.
Önümüzdeki karar alma sorununu
çok kanşlırmamak için. kapatma ka-
rannın gelirleri arasındakı zamanlama
farklannı yok sayarak (günumüzdekı
faiz hadlerinde bu v arsay ımın fazla za-
ran yoktur). 1994 yılında kapatılacak
tesısİenn 1995'te toplam olarak Ha-
zine'ye.vaklaşık 19-20 trılvon TL gelir
sağlayacağı tahmin edilebilecektır.
2- Yukandakilere karşılık. kapatma
karannın giderleri de \ ardır.
a) Kapatma karannın en önemli gi-
deri. kapatma ile bırlıkte. yitırılecek
olan satış geliridır. Elimizdeki bilgilere
göre. 1994"te tesisler çalıştınldığı tak-
dirde. 700 bin ton çelik üretilebilecek
ve bundan yaklaşık 7 trilvon TL satış
gelin elde edilebilecektır. Bu tutar. ka-
patma karannın sonsuza kadar her vıl
sürecek bir gıdendır.
b) İşten av nlacak çalışanlara ödene-
cek kıdem ve ihbar tazminatlan ile on-
lara ödenecek her türlü özendırme pri-
mi. kapatma karannın önemli giderle-
ri arasındadır. Elimizdeki bilgilere
göre. çalışan başına bu ödentilerin 200
mily on TL'y e v e > aklaşık 7 bin çalışan
üzerinden bu tutann 1.4 tnlyon TL'ye
ulaşacağı tahmin edilebilmektedir.
c) Çalışanlann veniden işe yerleşti-
rilmesi için gerekli olabilecek ö'demele-
rin de bu giderler arasına konması ge-
reklıdir. Bu tutann da 1 tnlyon TL'ye
ulaşacağı tahmin edilebilmektedir.
ç) Kapatmadan sonra müesseseye
ait borçlann Hazıne tarafından öden-
mesi gerekecektir. Elimizdeki bilgilere
göre bu tutar. 6.5 trilyon TL'dir (Tesis
çalıştığı takdirde bu lutar. KARDEM
tarafından normal çahşmalar içinde
ödenecektir).
d) Tesislerin kapatılmasından son-
ra. KARDEM'de üretılen çeliği ala-
rak işleyen endüstri işletmelerine. vıl-
da 700 bin ton çelik elde edilerek sağ-
lanması gerekecektir. Eğer bu çehkler
sağlanamazsa o endüstnlerde ortaya
çıkacak katma değer ve ıstıhdam kayı-
plannın da kapatma karannın gıderle-
ri arasına konması gerekecektir. Ek
olarak gerekli olacak" bu 700 bin ton
çelik. ithal edılecek ise elimizdeki bilgi-
ler. bunun içinde her vıl 5-6 trilvon TL
harcama gerekeceğinı göstermektedir.
Yukardakı kaba tahminler. kapat-
ma karan giderlennin. 1994 sonunda
tesisler kapatıldıktan sonra. 1995 yı-
lında. 21-22 trilyon TL'ye ulaşacağını
göstermektedir (Enflasyon. gelir ve gi-
der bılgilerini avnı ölçüde etkıleyeceği
için. rakamlar hesaplanırken nazara
ahnmamıştır).
Kapatma kararlannın. sadece yıllık
'kâr-zarar rakamlan'nabakılarakveril-
memesi gerektiğıni, bu örnek bile açı-
kça göstermektedir. Kapatma ka-
rannın yukardakine benzer bir yarar-
zarar (cost-benefıt) hesaplaması yapıl-
madan verilmesi halinde Hazine'nın
büvük zararlara uğraması söz konusu
olabilir. "Fırsat maliyetleri" (opportu-
nity cost) kavramı. bu kararlar için
dafıa uygun temelleri oluşturacaktır.
KARDEM'in tüm bunlann üstün-
de. bir de ERDEMİRdeki yüzde 25.5
oranındaki sermaye payının. Kamu
Ortakhğ) İdaresi'ne (KOİ) bedelsiz
olarak de\ redilmiş olması sorunu var-
dır. ERDEMİR hisselerinin bugünkü
pazar değerine göre tutan. 2.5 - 3 tril-
von TL'dir. Bu lutar 30 Nisan 1987de
Bakanlar Kurulu, ERDEMİR'in
özelleştirme karannı (K-54) aldıktan
sonra. 3291 savılı kanunun birinci
maddesi hükmü gereğince. KAR-
DEM elindeki ERDEMÎR hisselen
KOİ'ye devredilmiş ve karşılığında
KARDEM'e bir bedel ödenmemiştir.
Tüm yukardakiler göz önüne alı-
nınca, Karabük tesisleri ile (ve aslında
bütün kapatma kararlanyla) ilgili ka-
rann veniden ele alınması aerektiğı gö-
rülme'ktedir. Cstelik KARDEMın
zarar etmesinin temel nedenleri, An-
kara'da verilen fıyatlama. yatınm ve
fınanslama kararlanyla ilgilidir. Bu
kararlann. işletmevi iyi tanıyan kendi
vöneticilerine bırakılması halinde. te-
sislenn kısa sürede önemli kâr düzey-
lenne ulaşması beklenmelidir. KAR-
DEM'ı kâra geçirmek sıv asal. sosyal v e
ekonomik açılardan zararlan olan ka-
patmayı gerçekleştirmckten çok daha
kolay olsa gerektir.
ARADA BİR
DR. MAHMUT TOLON
0y Kullandırılmayan
Bir Milyon Seçmen
''Turkiye 'de en zengin bir milyon seçmenin oy verme-
siyasak!"
Çok şaşırdınız değil mi? Ama gerçek bu! Türkiye'nin
en zengin, en iyi okumuş ve ülkenin iemsilinde en etkin
bir konumda olan kesimi oy kullanamıyor! Nerede ise
son yerel seçimlere göre yüzde 10'a yakın bir seçmen
kesiminden söz ediyorum. Bu acı gerçeği, politikacıları-
mız ve gazetecılerimiz anlamadılar. Anlasalar bu sorun
çözülene kadar gündemden düşmezdi! Otuz yıldır bu
böyle.
Genel seçimlere ıki yıldan az kaldı ve ülke ekonomisi-
ne en fazla katkıda bulunan kesim, oy veremiyor. Şu ana
kadar bu satırlan okumuş olsanız bile az sonra sıkılıve-
feceksiniz biliyorum. Alamancılardan söz edince Tür-
kiye'deki okurun gözü aniden yan sayfadaki resimlere
takılıveriyor herhalde. Alamancıların sorununu günde-
me getirmek zor. Garipler ne Almanya'da ne burada oy
sahibiler. Kötü niyetten falan değil, olayı tam anlama-
maktan ve anlatamamaktan! Düşünün, tüm Bursa ya da
Ankara seçmeninin oy vermesi yasaklansa ya da bece-
riksizlikten önlense, demokratız diye geçinenler ülkede
böyle bir skandal olduğunu anlasalar, gereken düzenle-
meler çoktan yapılırdı diye düşünüyorum. Ama yapılmı-
yor! Bırakın bu tür bir düzenlemenin yapılmasını, bu
konuda basmda bir yazıyı çıkarmak bile zor. Bundan yir-
mi beş yıl kadar önce ilk defa binlerce imza toplayıp
Bonn'daki büyükelçiliğe bu konuda bir dilekçe verdik.
Sonra imza toplamaya harcananın üç katı çaba ile üç
santimlik bir haber çıkarabilmiştik gazetelerde.
MArkası 19. Sayfada
Liselerimiz diploma dağıtmamerkezleri mi?
Deps geçme ve kredi sisteminin amacı. öğrendnin veteneğine ve becerisine
göre kendini geliştirmesi ve zaman kaybına neden olmadan bilgili \e
büinçli gençleri mezun etmekti. Ucuzdiploma dağıtmak değil!
Doç. Dr. SUZAN ERBAŞ Hacettepe Vni. Eğitim Fakültesi
D
ers geçme ve kredı sisteminin
özü, yararlan ve zorluklan
dünkü vazımda irdelcnmıştı.
Kredili sıstemın başanvla uy-
gulanabilmesi için okul. veli
ve öğrenci tarafından \apı-
lması oiası bazı >anlışlıklan açıkça sövlemek-
te yarar vardır. Okul tarafından vapılan
yanlışlıklann başında (sıstemın anlaşı-
lmadığından ve >eterlı derecede esnek dav-
ranılmadığından) öğrencilere sunulan ders
yelpazesinin çok dar olması, öğrencileri ilk
yanyıldan itibaren klasik matematik, fen ve
edebiyat kollan gibi bir zorunlu dal grubuna
sokup daha sonraki yanyıllarda öğrencılerin
yeteneklerine göre gruplannı değiştırme ola-
nağı tanınmaması gelir. Başka bir yanlışlık da
öğrenciye. temel bir dersi başarmadan bir ust
'kur'u okul idaresi tarafından vermektir. Ör-
nek olarak fen I ve H'yi bitırmedcn bivoloji.
fızik ya da kimya dersi vermesi. ya da fızik I
ve II'>i okumadan fızik III'ü vermesidir.
Veli tarafından vapılan yanlışlıklann ba-
şında çocuğun veteneklen ve becerılennı
yargısız değerlendırmek yenne. kendi bas-
tınlmış duygulanna, ısteklerine v e kompleks-
lerine göre (oğlum kızım doktor olacak...)
çocuğunu vönlendirmesı gelir. Öğrenci ta-
rafından vapılan vanlışlıklann başında okulu
veterlı derecede cıddıye almamak gelmekte-
dır. Sınıfta kalmak kalktığından. bir boşver-
mişlıkle öğrenci, devamsızhk vapabilmekte
va da dersını çalışmamaktadır
Şımdı. bu sistemın uygulamasının üçüncü
vılında, 1994'ün bahannda ortava çıkan so-
runlara bakılmalıdır. Şubat ayında ilk me-
zunlannı veren bu sısteme göre lıse son sınıf
öğrencılennın vaklaşık üçte bin mezun ola-
bılmıştir. Bu şu demektır; devlet okullannda
en az 134 va da daha fazla kredı alabilen ba-
şanlı. bılinçlı veokul idaresi tarafındandoğru
yönlendırilen öğrenciler mezun olmuştur.
Mezun olabilen öğrencilenn bazılan. zorunlu
kredı savısını yirmi kredı ile aşabılmışlerdır
Bu öğrenciler rahat bir bıçımde ünıversıte gı-
riş sınavına evlennde ve dershanelerde hazı-
rlanmaktadır.
Bununla beraber dört yan yılda ancak 66
kredı alabilmiş öğrencilere ünıversite sına-
vına girme hakkı tanındı. Bu öğrenciler. her
yanyılda ancak 16-17 kredılık bir ders yükü-
nü başanvla bıtırebılmıştir. Devlet okullan-
nda haftada 30 ders okutulduğuna göre
-okuldan kaynaklanan ders açmama durum-
lannın dışında- bu öğrenciler. ya kendıliğın-
den ilk dört yanyılda 17"şer kredi almakla. lı-
seyi ancak sekiz yan yılda bitirmeyi baştan
göze almışlardır ya da bırçok dersten ba-
şansızlardır. Bu sıstem zaten daha önce bu-
yük sayıda öğrencinin sınıfta kaldığı dıkkate
almarak geliştınlmıştır. Ders geçme ve kredi
sıstemı bırkaç dersten başansız olan öğrenci-
lere üç yılda. zaman kaybına uğramadan
okulu bitırme nrsatı tanımak \çin > ürürlüğe
kondu. Ama unutulmaması gereken bir du-
rum var: Eskıden beş. aln ya da fazla dersten
buıunlemeye kalan öğrencilenn büvük bir
kısmı sınıf tekrarladılar ve bu öğrencilenn ol-
dukça büyük bir bölümü de okulu bırakmak
zorunda kaldılar.
Ba^ka bir ıfade ile. eskı sıstemde Iıseye baş-
layan her öğrencinin üç yılda lıseyi bıtirmesı
olanaksızdı.
1994 yılı üniversite giriş sınavına daha on-
cekı yıllara göre başvuru sayısı daha da
drtmıştır. Bu artışın nedeni. eskı sistemle
karşılaştınldığında. lısenin birinci sınıfını an-
cak bıtırebılmış temel derslennı bütünüyle ta-
mamlayamamış. lıse son sınıfının sevıyesıne
ulaşamamış zayıf öğrencilenn Öğrenci Seçme
ve Yerleştırme Sınavı'na girme hakkı kazan-
malanndan kaynaklanmaktadır. Bu zayıf
öğrencilere akşam. hafta sonu ve yaz tatilı
kurslan vermekle. bilgıleri bir lise mezunu-
nun sevıyesine getirilebilecek ve üniversite
kazandınlacak mı? Üniversiteyi kazanabılse-
ler, üniversite seviyesinde bir eğitımı ızleyebi-
lecekler mi. ya da üniversitelerimizın eğitim
öğretim !*viyesını daha da mı düşürecekler?
En korkunç olanı. Milli Eğitim Bakanlığı'-
nca. kredilerini tamamlamayan öğrencilenn
üniversite kazandığı takdirde. durumlannın
"düşünülmesi" sözü verilmiş olmasıdır.
Bu sistem bu kadar yozlaştınldıktan sonra.
liselerimiz kay ıt olan her öğrenciye başansına
bakmaksızın diploma verir duruma getıril-
mişlerdır. Ders geçme ve kredi sisteminin
amacı. öğrencinin yeteneğine ve becensıne
göre kendını geliştırmesi ve zaman kaybına
neden olmadan bilgili ve bilınçli gençlen me-
zun etmekti. Ucuz diploma dağıtmak değil!
Bir "lise"nin amacı mezun ettiği öğrenciyi
bellı bir kültür ve bilgı düzey ine sahıp. bilinçlı
bırey haline geürmektır. Oğrencıyi zorunlu
bir zaman okulda tutup. diplomasını eline
vermek değil!
PENCERE
Çiller Hangi Galakshle
Yaşıyoı
1
?..
Başbakan Çiller iki anahtarla birlikte anılıyor, bunlar-
dan biri ev anahtarı..
Ikıncisi otomobil!..
Çiller'in verdiği söze göre enflasyon, yüzde 10'a ine-
cek, her aile ikı anahtara sahip olacaktı.
Yurttaş sevinç içinde anahtarlık satın almaya kalkıştı.
Piyasada çok güzel anahtarlıktar var, kimi mavi boncuk-
lu, kimi gümüş işlemeli, kimi madenden, kimi deriden;
al ıki anahtarı tak anahtarlığa keyfini çat!..
Gerçi saf genç kızları da böyle kandırıyorlar, magan-
da bozuntusu yeni zengin, 'kara para' bezirgânı, hayali
ihracat kodamanı. mafiozi milyarderi, piyasada rasladı-
ğı tazeyi iki anahtarla şavulluyor Birincisi, metres tuta-
cağı kızın altına çekeceği otmobilin anahtarı, ikincisi
alacağı apartman dairesinin anahtarı!.. Kızcağız filmler-
de gördüğü hayatı yaşamak için iki anahtara fit oluyor,
anahtarlığına takıyor. Bir de saçını uzatıp sarıya boyattı
mı, ıki anahtarlı püfür püfür bir metres oluyor.
1991 seçımlerınde yurttaşa ikı anahtarın sözünü ver-
mek kandırmaca mıydı?..
•
Otomotivcıler de sevinmişlerdi..
Bir siyasal ıktidar, yurttaşı kontak anahtarmın sahibi
yapmaya yönelırse ne olur?..
Otosatışları artar.
Ne yazık kı beklentiler çıkmadı; oto satışları düştü;
ama. enflasyon yüzde 100'ün üstüne çıktı...
ikı anahtar suya düştu.
Anahtarlık elde kaldı..
Dargelırli şımdı burnundan soluyor, emekçinin hali bi-
tik, köyluyü zaten defterden sıldık, memur ne yapacağını
şaşırmış, Koç bile yakınıyor
Çiller mutlu1
Başbakanımız:
"Ben" demiş "kendi iç dunyamda çok rahatım, çok iyi
bir hesaplaşma veriyorum. Insanın kendi kendine verdi-
ği hesaplaşma, en önemli hesaplaşmadır." Hürriyet, 7
Haziran 1994
Çok güzel.
Yalnız Bayan Başbakanımız dikkat etmeli, kendi ken-
dine hesaplaşması da devletin hesaplarına dönüşme-
sin; çünkü Hazıne. Merkez Bankası. döviz kuru, faiz
derken son aylarda birdenbıre ortalık şallak mallak ol-
du Çiller kendi iç hesaplaşmasında da enflasyonu yüz-
de 100'un üstuneçıkarmasın, faiz oranlarını yüzde400'e
tırmandırmasın..
Çünku bu gıbi durumlarda IMF'ye başvuramaz, gıde-
ceğı yer ruh doktorudur.
•
Çiller diyorki:
"Kendi iç dunyamda çok rahatım. "
Gerçek mi?.
Yüzbinlerce işçi sokağa atılıyor, ocaklar sönüyor, aile-
ler yıkılıyor
Ucuz ekmek büfelerinin onundeki yoksul kuyrukları
gun geçtikçe uzuyor.
Devletin KIT'leri sudan ucuza elden çıkarılıyor.
Zonguldak kara kara duşunüyor.
Karabük karalar bağlıyor.
Sanayici ne halt edeceğını şaşırmış, bankalara şimdjy
den gözdağı verıyor:
- Borcun vadesı geldiğınde benden zırnık alamazlar,
yok ki vereyim..
Dargelırli, orta hallı, şırket sahibi, küçük memur, es-
naf, köylü ne olacağız?' diye sabah akşam düşünüp
geceleri uyuyamazken. batan bankalara parasını kapttr-
mış yurttaşlar ne yapacaklarını şaşırmışken Çiller:
"Ben" dıyor "kendi ıç dunyamda çok rahatım.."
Ne biçim dünya bu?..
O dunyada köylünün, işçının, memurun, dargelirlinin
hiç mi yeri yok? O dünyanın coğrafyasındaTürkiye, hari-
tadan mı silınmiş?. O dünya bir uzak galakside mi kurul-
muş?..
EĞER PENCERELERÎNİZ HÂLÂ PIMAPEN DEĞILSE...
BlRAKIN, KÜRÜ
ÇEVREYE SAYGILI OLMAK
KARANLIKTA KALMAK DEĞİLDİR
5 - '2 hazTan Dun/o Çevre Hahosını hep bırLkre kutlayalım
I
• • • Korkuyoruz. Yeşil çevrenin yok olmasından, dünyamızın yorulmasından korkuyoruz. Doğru!
Ve karşı çıkıyoruz. Zehirli atıklara, kumsallara otel yapılmasına, termik santrallere... Peki karşı çıkmak
yeterli mi? Çözüm getiren önlemlerin yanında olmamız gerekmez mi?... Mesela pencerelerimiz
PİMAPEN olmalı. PİMAPEN, sağladığı yakıt tasarrufu sayesinde her yıl, bir termik santralin ürettiği
enerjiyikarşılıyor. Azşeymibu?...Hadi,pencerelerimizePİMAPENtaktıralım.
Çünkü enerji çok kıymetli. Çünkü enerji tasarrufu evlerimizden başlıyor.