25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 3HAZJRAN1994CUMA 14 KULTUR Öliimüniin üzerinden 31 ydgeçti NâzımHikmet'teöbür dünyaMEMETFUAT Nâzım Hikmet bir dıne bağlı dcğıldı. ama ına- nan insanlara saygı duyardı. Kuvâyi Milliye destanında Metunet Akifı "inanmış adam" dıye övdüğünü biliyoruz. Toplumsalcılıkla dinler arasındaki ilişkiden söz edilirken şöyle bir anısını anlatırdı: Sovyetler Birliği'nde devrim gerçekleştirildikten sonra, genç partililer kiliselere giden yaşlılarla alay eder, cin, peri kılıklanna girip yolîannı keser, inançlannı gülünçleştirmek isterlermiş. Bir süre sonra yöneüciler bu tür davranışlara karşı ön- lem alarak, dinlerine bağlılığını sürdüren kımse- lerin rahatsız edilmemelerini sağlamışlar. Bu anısına önem veriyordu. Dinlere karşr olan katı toplumsalcılan uyarmak, yanlış bir tu- tumu sergilemek için anlattığı açıktı. Peygamberleri ise kitleleri arkalarından sü- rükleyen büyük devrimciler gibi değerlendirirdi. Yaşadıklan çağın sorunlannı, koşullannı anla- tarak neyi, niçin yaptıklannı açıklamaya çalışır- dı.. İslam söylemindeki şiirselliğe duyarlı olduğu yapıtlannda kola>ca görülebilir. Toplumsalcılı- ğa bağlılığını Müslümanlann dinlerine bağlılık- lannı belırtirken kuljandıklan sözcüklerle anlat- tığı dizeleri vardır. Örnekse gençlik şiirlerinden birinde "Hâfız-ı Kapital" olmaktan söz eder. A>nca. Süleyman Çelebi'nin Mevlidim de seve- rek dınlediğini, övdüğünü biliyorum. Necip Fazd Ksakürek, Nâzım Hikmet'in ' 1948'de yazdığı kısa bir şiirinde, "Bir ben vardır bende benden içerTye çok benzeyen bir dize gö- rûnce, sonunda onun da doğruya ulaştığını ileri sürmüştü. Şiir söyle: Ben. beni bir daha ele geçirsem, - âbıhayat içersen demiyonım - kapılar bir daha açılsa ben bu haneye bir daha girsem yaşardım yine böyle kanrevan içinde yine böyle aşk ile sersem, ben, beni bir daha ele geçirsem... Aslında bu şiirin ilk iki dizesini, "Ben beni bir daha ele geçirsem / demiyonım âb-ı hayat içer- sem" biçıminde Vâlâ Nurettin yazmış, ama kan- sı Müzehher Vâ-Nû'nun bütün üstelemelerine karşm arkasını getirmemiş. sonunda, tamamla- ması için Nâzım Hikmct'e gönderilen iki dize böyle karma üsluplu küçük bir şiir olmuştu. Diyeceğim, Necip Fazıl Kısakürek'in "doğru- ya ulastı" dediği kişi, gerçekte, Vâlâ Nuretün'- di... Bildiğim kadarryla Nâzım Hikmet ölünceye kadar "maddeden ayn nıha" inanmamıştır. Ama bu onun da. bütün insanlar gibi, yok olma düşüncesinın ağırlığını duymasına, bunu aşan düşler kurmasına engel değildi. Bursa Cezacvi'nde şu dörtlüğünü Piraye'yc ilk olarak okuduğugün boynunu büküpgülüm- semiş, özür diler gibi, "Bir avunma," demişti: Aynlık yaklaşıyor her gün biraz daha, güzeiim dünya eivedâ, ve merhaba K â i n a t . . . Bir insan haklan savaşçısı: Nâzım Hîkmet KONUR ERTOP Vâlâ Nurettin, genç Nâzım Hikmet'in Mustafa Ke- mal'le karşılaşmasıru anlaüyor. O görüşmede, savaş sı- rasında Anadolu'ya geçen iki gence, Kurtuluş hareketi- nin öncüsü, izlenmesi gereken sanat yolunu işaret edi- yor: "• Bazı gençler modern olsun diye mevzusuz şiir yaz- tnak yoluna sapıyorlar. Size tavsiye ederinı, gayeli şiirler yazınız." Nâzım Hikmet sonuna kadar bu yolu izlemiştir. Ko- nusu, amacı insanı anlatmak, insanm haklannı savun- mak olmuştur. İnsan Haklan Bildırgesi tüm insanlan "özgür, onur ve haklar bakımından eşit" saymıyor mu? Nâzım da kendi yurttaşlannın ve bütün dünya insanlannın özgürlük. eşitlik sorunlanyla ilgilenmiştir. İlk yapıtlanndan "Jo- kond ile Siyau" Çin'de, "Benerci Kendini Niçin Öldür- ÜST Hindistan'da, "Taranta Babu'ya Mektuplar" Ha- beşistan'da yaşayanlann haklannı savunur. emperya- lizmin baskısına direnişlerini konu edinir. 1920'lerin Ankarasf nda ozana "gayeü şiirler yazınız" diyen Mustafa Kemal Paşa, ezilen halklarla ılgıli olarak şunlan söylemiş ve dünva insanlannı göreve çağırmışü: "Müstemİekecilik »e emperyalizm yeryüzünden yok ola- cak ve yerine milletler arasında hiçbir renk, din ve ırk farkı gözetmeyen bir ahenk \e isbirliği çağı hakim ola- caktır... Dünyanın filan yerinde bir rahatsızlık varsa, 'Bana ne!' dememeuyiz. Böyle bir rahatsızlık varsa tıpkı kendi aramtzda obnuş gibi onunia alakadar olmalıyız." Nâzım Hikmet'in yapıtında yüzyılımızın tarihinı kale- me alan Somadeva, "Bu tarihin sonu inanılmayacak ka- dar güzel olacak" diye konuşur. Ozanımız da acılan, sa- vaşlan, haksızhklan, kıyımlan sergilerken bize bütün bunlara direnme umudunu ve bilincini aşılar. "MemJeketimden İnsan Manzaraları"nda Kurtuluş Savaşı. daha sonra da 2. Dünya Savaşı cephelerinde. iş- gal edilmiş kentlerde savaşanlar ve savaşın acısını çe- kenlerle birlikte adım adım dolaşınz. Antepli Karayılan gibi halk savaşcılanyla, Gabriel Peri gibi aydın direniş- çilerle ya da Münihli Hans gibi bilinçsiz kuklalarla karşılaşınz. İki dünya savaşından sonra dünyanın bütün ülkele- rinde insanoğluna uygulanan zorbalıklar, baskılar. zu- lümler onun şiirine konu olur. ABD'de bir soygun ve cinayet olayından yargılanarak haksız hüküm giycn Italyan Sakko ve Vanzetti bu şiirde yerlerini alan dünya insanlanndandır. İnsan Haklan Bildırgesi. "Irk, renk, cins, dil, din, siyasal ya da diğer herhangi bir inanç, ulusal ya da tophımsa] köken, doğuş ya da herhangi bir durum- «fauı dolayı" aynma karşı çıkmaz mı? Bu haklann ve öz- gürlüklerin zedelendiği bütün durumlar onun şiirine .yanstrruştır. ABD'li zenci şarkıcı Paul Rooson için yazdığı "Korku" şiirinde ırk aynmcılannın karşısına di- kilir: "Umitten korkuyorlar Robson, ümitten korkuyorlar, ümitten. Korkuyorlar kartal kanatlı kanaryam türkülerimizden korkuvorlar." Bildirgeye göre. "Yaşam, özgürlük ve şahsın güvenliği her insanuı hakkıdır." Oysa Hiroşima ve Nagazaki've atılan bombalar 200 bin sivilin ölümüne, radyasyon za- rannın yıllar bo\ u sürmesine yol açtı. "Japon Balıkçısı, Bulutlar Adam Öldürmesin, Kız Çocuğu..." gibi şiirleri bu insanük suçuyla ilgilidır. Bildirge şöyle der: "Hiç kimsenin özel yaşamına. ailts sine, konutuna ya da j azrçmalarına keyfi oiarak karışıia- maz, onur ve ününe I r şı tecavüzde bulunulamaz." Nazam şiirleriyle bütün , ı baskılan, saldırılan sürekli olarak kınamıştır. Taşkent'teki Asya-Afrik.ı Yazarlan toplantısında edebiyalın "hürriyetçi, halkçı, insancı, araştırıcı, devrim- ci, eğitid", bunlann sonucu olarak da "barışçı" olması gerektiğini vurgulayan ozan. meslektaşlannı esirlikten, savaştan, sömürgecilikten. gerilikten nefrete; özgürlük, ulusal bağımsızlık. ilericilik, halkçılık. mutlu ve adaletli yaşamı sevmeye çağırmıştı. O toplantının esiniyle yazdığı dizelerde şiirin ercğjni şöyle dile gctirmiştir: "Sıska öküzün yanına kofulup şiirlerimiz toprağı sürebilmeli Pirinç larlalarmda bataklığa girebilmeli dizlerine kadar Bütün soruları sorabilmeli Bütün ışıklan derehilmeli Yul huşlarındu durabilmeli kilometre taşları gibi şiirlerimiz Yaklaşyan düşmanı herkesten önce görebilmeli Cengeİde tamtamlara vurabilmeli Ve yeryüzünde tek esiryurt, tek esir insan Gökyüzünde atomlu tek bulut kalmaymcayu kadar Malı mülkü aklıfıkri, canıneyi varsa verebilmeli büyük hürriyet fiirlerjmiz." Dünyanın ve insanlığın sorunlan içinde ozanımız el- bette kendi halkının sorunlannı da dünü ve bugünüyle konu edinmıştir. Toplumumuzu temelleriyle birlikte kavramaya girişmiştir. İnsanımızı tarihsel ve toplumsa! bınkimin bir özeti olarak açıklar: " Memlekelim Bedrettin, Sinan, Yımus Emre ve 30 Ağustos, Kurşun kubbeler, fabrika baca/arı Benim o kendinden bile gizleyerek Sarkık bıyıkları altmdan güİen halktmm eseridir." Nâzım Hikmet, ülkesinin insanlannı tarih boyunca bağımsızlık ve insanca yaşama yolunda verdikleri sa- vaşlar içinde konu edinir. İnsanlannın bölünmez bir parçası olarak kadının çileli yaşamını ve haklannı konu edinir. Kendisinin de acı biçimde yaşadığı insanhk dışı. onur kıncı cezalara, işkenceye karşı çıkar. Bütün in- sanlığın ve ülkesinin gelecekteki güzel günlerine inancını dile getirir: "Benim oğlan benim yaşıma bastığı zaman, ben bu dünyada olmayacağım, ama harikulade bir beşik olacak dünya, siyah, beyaz sart bütün çocukları sallayan mavi atlas döşeli bir beşik." Burada anılan bebek, artık 40"ını aştı. Ozanı 31. ölüm yıldönümünde anarken insanlığın şiirde sözü edilen "ha- rikulade" geleceğinin, daha fazla gecikmeden gerçekleş- mesini diliyorum. w IFKM'de hazjvanayıKüitür Senisi - İstanbul Fransız Kültür Merkezi'nin haziran prog- ramı fstanbullulara yine zengın kül- tür-sanat etkinlikleri sunuyor. Hazi- ranayınınetkinliklenarasında"Dire- nis Hareketinden Özgürlüge" adlı sergi ve "Sinema Şenliği" bölümün- yük ekranda fılm gösterileri yapılacak. Programda, 7 haziranda gösterilecek olan Jean-Pierre MelviUe'in "Silah- lann Göigesiııde'', 8 haziranda gösten- lecek olan Rene Gement'in "Ray Sa- vaşı" ve 9 haziranda gösterilecek olan Darryl F. Zanuck un "En Uzun GüıT degösterilecek olan "Dünyanın Tüm adlıfîlmiyeralıyor. Videogösterimleri C J _ U - _ « "Köprü Üstii' Aşıklan" Fransızca vesaat 18.00'de. fılmleri ileve "Ayazda Bir Yürek" Eıic Vincent'ın "Fransız chanson"- lan bulunuvor. 13 haziran günü saat 15.00 ve 19. OO'da Luts Bunuelin "Viridiana" adlı fılmi izlenebilecek. Filmdebaşlı- ca rolleri Silvia Pinal, Francisco Ra- bnl ve Fernando Re\ pa\ iaşıyorlar. Müzik bölümünde\eralan"Choe- •r European / Avnıpâ KorosıT kon- s«ri bugıin ve 8 haziran günleri izle- nebilecek. Sylvene Marie tarafından yönetilen koro, aralannda Türk, Al- man ve Fransız sanatcılann bulun- duğu 50 kişiden oluşuyor. Avrupa Korosu'nun bugünkü konseri Moda Kilisesi'nde. 8 haziran konse- ri de St. Paul ve St. Pierre Kilisesi'- nde gerçekleşecek. Müzik bölümünün bir başka programı ise Eric Vincent'ın 21 hazi- randa tFKM bahçesinde sunacağı "Fransız chanson"lan konseri. PeBn Ö/er, Ümit Onartan, Taner Keleş, Aiper Yüce, Serhat Çiftal ve Bozkurt Coşkunoğhı'ndan oluşan Grup Jazzvtı da aynı gün saat 22.30'da soul, jazz, rock ve pop müzikten ör- nekler sunacak. "Direniş Hareketinden Özgürlü- | e " adlı sergi, Normandiya Çıkar- masının 50. yıldönümünde, direniş hareketini ve kurtuluş mücadclesini anlatan etkinlikier kapsam'ında dü- zenleniyor. Etkinliklerin ilki olan ve 6-15 haziran tarihleri arasındaki ser- gide. klasik ankmda kaynaklann yanı sıra, Türkiye'de yaşayan Fransızlann ve Fransız dostu Türk- lerin budireniş hareketindeki rolleri- ni gösteren, bugüne dek yayımlan- mamış belgelere de yer veriliyor. Yine bu çerçevede, 7-9 haziran ta- rihleri arasında direniş hareketini ve kurtuluşu konu alan, videodan bü- Sinema Şöleni "Sinema Şöleın" bölümünde ise 15 haziranda Ridley Scott'ın "Christophe CoJomb", 16 haziranda Luc Besson'un "Aslan Çocuk". 17 haziranda Claude Sautet'nin "Ayazda Bir Yürek", 20 ha- ziranda Francesco Rosi'nin "Car- men", 22 haziranda Alain Corneau'- nun "Dünyanın Tüm Sabahlan", 23 haziranda Leos Carax'ın "Köprü Üstü Aşıklan" ve 24 haziranda da Enki Bilalın "Bunker Palace" adlı fılmleri gösterilecek. Diane Keaton, Atlantiği geçen ilk kadın pilot Amelia Earhart'ı canlandınyor Uçakkorkusunuyenemeyenpilot Keaton, Earhart'a olan şaşırtıcı ben- zerliği nedenivle fılmde o\nu\or... Kültür Servisi - Şu sır'alar sinema- larda gösterimi süren "Bir Cinayet Sım"ve "Annie Hall" filmlerinde başrolü Woody Allen'la paylaşan Diane Keaton. bugünlerdc sabırsızlı- kla son filmi "Amelia Earhart: The Final Flighf'ın (Amelia Earhart: Son Uçuş) 12 temmuz tarihindeki dünya prömiyerinin gerçekleşmesini bekliyor. . Anna Sandor'un senaryosunu yazdığı ve Atlantıkı geçen ilk kadın pilot Amelia Earhart'ın esrarengiz bir biçimde sona eren yaşamını konu alan filmi Yves Simoneau yönetmiş. Keaton"un bu role seçilmesinin ardı- nda yatan temel neden. Earhart'a benzemesi. Çocukken bu benzerliğe dikkat çekenlere çok ktzdığını söylc- yen 48 yaşmdakı oyuncu, o dönem- de Earhart ı sadece "kısacık saçlı, kısacık bir kadın" olarak gördüğünü belirtiVor. Ancak okulçağma gelip Earhart'- ın \aşamını öğrendiğinde onu idolü halınc gctırmiş Keaton. Sanatçı. can- landırdığı bu ünlü kadının kişiliğini. "aklına koyduğunu mutlaka başa- ran, ama aynı zamanda özgüveni ol- mayan tuhaf bir bileşim" olarak tanımlıyor:"Hem çok utangaç hem de çok cesur bir kadındı." Fılmin "Oyuncu", "Short Cuts" gibi filmlerinde yapımcılığını üsllen- miş olan ünlü yapımcısı. Joe Kelh ise "Kocası yayıncı G. P. Putnam ile birlikte kendisine bir kahranıan imajı yaratmıştı ve bu imajı gerçekleştir- mek için büyük bir mücadeie veriyor- du," di\or ünlü pilot için. Bunun başarmak için uçağına at- layıp dünyayı dolaşma yolunu seçen Earharı. 1937 yılında Yeni Gine ile Howland Adası arasında bir yerler- de kaybolunca bir efsaneye dönüşü- yor. Keaton bu efsanenin çekiciliğine kapılarak rolü kabul ettiğini belirti- yor ama. aslında Earhart'ı canlandı- rmaya soyunmasının başka bir ne- deni de var: "L'çaktan delicesine kor- kuvorum. bu rol sayesinde korkumu yenebileceğimi sandım, ama hiçbir şey değişmedi." Efsanevi Woodstock Festivali, 25. yıldönümünde aynı mekanda bir kez daha gerçekleştirilecek Woodstock'unbirtek cuhkahh Kültür Servisi - Yanm milyon öğ- renci, savaş karşıtı gösterici ve hippi, üç günlük bir müzik, uyuştürucu ve kargaşa ziyafeti için New York eya- leti sınırlan içinde kalan bir tarlada toplandığında bu olayın tarihe gece- ceğini ve bir kuşağın tanımını yapa- cağmı kimse düşünmemişti. 'Aşk ve Banş' 1969 VVoodstock Festivali, bir grup arkadaşın idealizminden doğ- muş ve o yıllann gözde sloganı: "aşk ve barış"la özdeşleştirilmişti. Bu ef- sanevi olayın 25. yıldönümü aynı mekanda gerçekleştirilecek benzer bir festivalle kutlanacak. Ancak VVoodstock 1994'ün hazırlık çalı- şmalan benzerliğin sadece isimde kalacağını karutlıyor. Birkaç devriye gezen "Cehennem Mdeği''nin ve bitmek bilmeyen tra- fık sıkışıklıklannın yerini ise insan boyunu aşan parmaklıklar, güven- lik görevlilerinden oluşan bir ordu, para makineleri ve yiyecek standlan alacak. "Woodstock '94"ün düzenleyici- leri arasında 1969 festivali- ni düzenleven üç kafadar da bulunuvor. 1960'lar- dan sonra yollan aynlan Miehael Lang. John Ro- berts \e Joel Rosenman'- dan sadece Lang. müziği meslek edinmiş. Roberts ile Rosenman ise bu bir- çok eski hippi gibi Wall Street bankerlerine dönüş- müş durumda. Bu üçlü "Woodstock '94" kapsamında 13 ve 14 ağustos tarihlerinde ger- çekleştirilecek olan Rock Festivalı'ni düzenüyorlar 60'lar nostaljisindeki orta yaşlılar de- ğii, 17-25 yaş gençliği hedef alınarak düzenlenen Rock Festivali'nde Ae- rosmith, Metallica, Soundgarden vc Guns N'Roses gibi topluluklann yer alması düşünülüyor. Bu seçim bir- çok kişi tarafından eleştirilcre hedef oldu. Bu eleştirilerin temelınde Guns N'Roses'ın VVo- odstock "un "aşk ve barış" anlayışına tümüyle ters düşen bakış açısı yer alı- yor. 1990'lann diğer rock topluluklannın da 60'- lann siyasetle iç içe geçen müziğinin aksine "nihi- list" olduğu düşünülü- yor. Eleştirilerin güclen- mesi üzerine şimdiden Guns N'Roses'ın konser programından çıkan- İmasına karar verifdi. "Woodstock'94"ün bir diğer etkınlığı "Bethel ^ " ü ise Beatles'ı Ameri- ka'ya getiren adam olarak ünlenen Sid Bernstein düzenliyor. Bcrnste- in'ın kutlama programı 60 kuşağı için nostaljik bir etkinlik olarak özetleniyor. Bu etkinliğe ilk VVoods- tock'ta sahne almış ve hala yaşayan Richie Havens, John Sebastian gıbı müzisyenlerin yanı sıra Fleetwood Mac, James Brown ve Ray Charles gibi VVoodstock'a katılmasalarda 60'lar nostaljisini temsil eden isimle- rin katılması planlanıyor. Bernstein "Bethel *94" katılanlardan eski giysi ve bozulmayan yiyecek gibi bağı- şlann toplanacağını ve katılan her- kese "yeni bir yaşam ve umuf'u simgeleyecek bir saksı çiçeğin verile- ceğini belirtiyor. Çocuklannın "VVoodstock '94"- ten geri dönüp "VVooodstock diye anlatıp durduğunuz bu muymuş yani?' demelerinden korkan 60 ku- şağı. Bernstein'ın etkinliğinin VVo- odstock ruhuna, Rock Festivali'- nden daha uygun olduğuna inanı- yor. GalataBahar Şenüğiyarın başhyor Kültür Servisi - Galata Bahar Şenliği yann başlıyor. Kültür Ba- kanlığı Kültür Mirasında İstanbul Kurulu 1993-2003 Programı çer- çevesinde, Mimarlar Odası İstan- bul Büyükkent Şubcsi, Galata Gönüllü Çalışma Grubu, Çekül Vakfı, Galata Dernegi, Avusturya Lisesi, Galatalılar, Bilsak, İstav, Beyoğlu Belediyesi. Aksanat ve Yapı Krerdi yayınlan'nın katkı- sıyla gerçekleştirilen şenlik 3-5 haziran tarihleri arasında yapıla- cak. Galata Bahar Şenliği etkinlekle- ri yann saat 10.00'da Galata Mey- dam'ndaki açılış konuşmalan ve şenliğe çağnyla başlayacak. Töre- ne Beyoğlu Belediye Başkanı, Mi- marlar Odası İstanbul Büyükkent • Şubesi Başkanı ve Galata mahalle muhtarlan katılacak. Galata Meydanı'nda 10.30'da Muteber Yüğnük'ün sunacağı "Çocuklar Öldürülmesın'" adlı et- kinlikten sonra, Eliza Proctor Ga- latalı çocuklarla deneysel mavi fo- toğraflar, 10.50'da Paganini Bülent'ten kernan konseri izle- • nebilecek. MSÜ Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Galata Kentsel koruma Sergisi açılışıve sergi üze- rine halkla söyleşi 11.00'de Ingiliz Karakoju'nda yapılacak. Aynı ye- red YTÜ Klasik Gıtar Dörtlüsü'- nün dinletisi de yer alacak. Aylin Güzelbeyoğlu'nun sergisi ise 11.45'te açılacak. Harmanyeli Konseri de 12.00'de Galata Mey- danı'nda gerçekleşecek. Galatalı- lar'ın katılacağı "Babalar.analar, oğullar.kızlar.dayılar.yeğenler" adlı toplantı 15.00'teGalata Kule- si restoranında yapılacak. Galata Kulesi Açıkhava Tiyatrosu'nda 16.00'da Vitrius. 16.30'daSelenler Grubu konsen izlenebilecek. 17.30da Tarık Zafer Tunaya'da Ali Poyrazoğlu "Çehov resitali" sunacak. 19.00'da da Galata Mev- levihanesi'nde Sema ayini yapılacak. Galata Meydanfnda 21.00'de Oktay Ekinci'nin saydam gösteri- si. 21.30'da da Zen Grubu'nun konseri izlenebilecek. İlk gün et- kinlikleri 22.30'daki Harmanyeli grubu eş"liğinde fener alayıyla so- naerecek. Antalya Devlet Tiyatposu'nu 50 bin kişi izledi L • ANTALYA (.4A) - Antalya Devlet Tiyatrosu. kuruluşunun birinci yılında büyük bir başan sağlayarak 50 bin seyirciye ulaştı. • Antalya Devlet Tiyatrosu • Müdürü Mustafa Avkıran. ADT'ninilk\ılını değerlendırirken sezon başında yapmayı planladıklannı gerçekleştirdiklerini. Antalya seyircisinin de tıyatroya sahip çıkarak akın akın tiyatro izlemeye geldiğini söyledi. Geçen sezon ikisi çocuk o\ unu olmak üzere 8 o> un sahneye koyduklannı ve bu oyunlann toplam 150 kez sergilendiğini belirten Av kıran. bu oyunlan toplam 50 bin kişinin izlediğinibildirdi. Sanatcılann 'fişlenmesine' tepki • ANKARA (ANK A) - Sanatçılar "fışlenmek" istemiyor. Müzik ve Sahne Sanatçılan Sendikası (Müzik-Sen)Genel Başkanı Mehmet Cınka, Polis Vazife ve Selahivetleri Yasası gereğince sanatçılardan çalışma karnesi istenmesi ve parmak izi alınmasına tepki gösıererek "sanatçıya kimlik kartı" uygulamasının yeniden başlatılmasını istedi. Müzik-Sen Genel Başkanı Mehmet Cınka İçişleri Bakanlığı'na yaptığı başvuruda. Polis Vazife ve Selahiyetleri Yasası gereğince polisin sanatçılardan çalışma karnesi istediğini, çalışma karnesi bulunmayan sanatçılara da "hayat kadınlanna" uygulanan işlemlerin yapıldığını ve sağlık kontrolünden geçirildiğini savundu. ll.GALATASARAY LİSESİ KÜLTÜR VE SANAT FESTİVALİNDE BUGÜN ~ 13.00 Dia Gösterisi Dağcılık Fede- rasyonu Yer: Sosyal Bilimler Laboratuan 14.30 Panel: "Türk Popu" Katı- lanlan Ayşagül Aldinç, Kenan Do- ğulu, Cem Karaca, Emin Şaylan, Engin Yörükoğlu. Yer: Tevfık Fıkret Salonu 18.00 Sinema: "Tatlı Emma Sev- gili Böbe" Yönetmen: Istvan Szabo Yer Tevfik Fikret Salonu FESTİVALDE YARIN ~ 13.00 Konser: "Türkçe Sözlü Rock" Gnıplan Son Perde. AcilSer- vis, Flu, Murat Çekem \e Mercury, Midas Yer: Galatasaray Lisesi Bahçesi 17.00 Seminer: "Dünyada Blok- laşmalar ve Türk Dışişleri Konuşmacı: Kamran İnan Yer: Sosyal Bilimler Laboratuan 18.00 Sinema: •"Commıtments" Yönetmen: Alan Parker Yen Te*fık Fikret Salonu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle