Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 29 HAZİRAN1994 ÇARŞAMBA
12 KULTUR
Yaşama salt bir müzisyen olarak değil, genel tavrı olan bir aydm gibi bakardı
Haddakis'in arayışdoluöyküsüMUAMMER KETENCOĞLU
Büyük sanatçüann zaman geçtikçe,
bir anlamda öldükten sonra anlaşıl-
dıklan şöylenir. Acı, ama yitip gitme-
ye yeğdir kuşkusuz. tşte kendi serüve-
ni içinde kusursuzluğu yakalamak is-
tercesine, nota nota işlediği yüzlerce
ölümsüz şarkının yaratıcısı Manos
Hacidakis'Ie dinleyicisinin ilişkisi bö> -
lesine buruktur. Onun yapıtına ve ya-
şam tarzına baktığımızda, aksi sanatçı
görüntüsü arkasında bu burukluğun
gitgide büyüyen gölgesine karşın öz-
gür yaraücüığını koruma amaçlı dire-
tici bir kişilik buluruz. Büyük ustanın
ölümünün üstünde yarattığı etkileri
anlatarak yaayı dramatize etmeye hiç
niyetim yok. *\ncak onu yitireli iki
hafta olduğu halde bu ilk çiziktiıme
denemesinin bana ait olmasından
duyduğum üzüntüyü de belirtmeden
geçemeyeceğim.
Savaş sonrası yıllar...
Büyük usta, 1925'te Kuzey Yuna-
nistan'ın Yenice kentinde, varlıklı bir
ailenin çocuğu olarak doğdu. 7 yaşın-
da ailesiyle birlikte Atina'ya yerleşti.
Gençlik yıllan dolayısıyla kişiliğinin
duygusal boyutunun büyük ölçüde bi-
çimlendiği yıllar, savaşın günlük ve
günlük olmayan sıkınülanyla geçti.
Belki de bu yüzden müziğinin kökü.
kavruk ve hüzünden yana gibi gelir bi-
ze. Savaş biter bitmez, yanmış yıkılmış
Yunan kentlerinde yaptığı aylar süren
gezi, ona birçok soru işareti de taşısa
yepyeni ulusalcı bakış açısı kazandır-
dı. Bunun yaygın anlayışlarla hiçbiril-
gisi yoktu elbet. Tam bu yıllarda, ara-
lanna kaüldığı bir grup genç aydınla
ilişkisi, gerek müzik gerekse yaşama
dair genel tavnru büyük oranda temel-
lendirmiştir.
Özgünlük ve yenilik
1950'lere geldiğimizde, geçimini
sağlamak için film müziklen bestele-
meye başlar; art arda onlarca film mü-
ziği. İşte o yıllarda, yakından tanı-
dığımız Aliki Vuyuklaki'nin kah hü-
zünlü kah çocuksu şen sesinden bize
ulaşan şarkılar, bu şarkılardır. Her ne
kadar Hacidakis, bu şarkılar için çok
acımasız yargılar koysa da (bu onun
yaratıcı tersüğindendir) daha o za-
mandan döneminin müziği içinde
apayn, özgünlüğünü ve yeniliğim
müjdeleyen bir yere sahiptir. Bu dö-
nemde bestecinin şarkılannı yorumla-
yan şarkıcılar içinden Meri Lo en dik-
kat çeken addır kanımca, hemen ardı-
ndan Nana Mouseouri ye Gregoris Bi-
tikotsis'i anmahyım. Özellikle Nana
Mûuscouri, Hacıdakjs'ın en rahat ça-
lıştığını söylediği şarkıcılann başında
yer ahr. 1970'lerde uzun bir ayn düş-
me söz konusu olsa da 1985'ten sonra
birlikte bir albüm daha yapülar.
1962'ye geldiğimizde sanatçıya dünya
ölçüsünde ün kazandıran Never On
Sunday (Pazarlan Asla) filmınin mü-
zıği beklenmedik bir başan sağlamış-
tır. "Saygı duyulmayan bir kaynaktan
geten bir başan. başan değildir" dıyen
bestecı, bundan dinieyicıyi yabancılaş-
tırmak için çok özel bir çaba harcamış-
tır.
Haddakis'in kendine
özgü müziğinin
oluşmasında halk
müziğinin önemli bir
yeri vardır. Bestecinin
sürekli arayan beyni, bu
tür müzikte var olan
zenginliği, duyarlığı ve
melodik gücü bulup
çıkanr.
1964'te Teodorakis'le yaptığı müzi-
ğe dair tartışmalar sonucunda antipo-
pülist bir ulusalcı anlayışa varmıştır.
1965'lere dek yazdığı şarkılar, genel
olarak kent kökenli halk müziğinin
(layika) derin izlerini taşır.
Haddakis'in kendine özgü müziği-
nin otuşmasında halk müziğinin
önemli bir yeri vardır. Bestecinin sü-
rekli arayan beyni, bu tür müzikte var
olan zenginliği, duyarlığı ve melodik
gücü bulup çıkanr. Halk müziğinin
otantik yapısındaki ataerkil yapı sa-
natçıyı büyulemiştir.
Çalışmalan, halk şarkılannın ritmi-
ni ve melodisini taşır, ancak Avrupa
'Bd' yorumlannın mükemmeliğini ve
bilgeliğini de içinde banndınr.
lnanılmaz bir müzik zevki olan Ha-
cidakis, halk şarkılannın müzik dilini
olağanüstü bir farklıüğa ulaştırmıştır.
Rebetiko müziğine sevgisi
Sanatçı rebetiko müziğine de derin
bir sevgiyle bağhdır. Buzuki ustası Y.
Zambetas ve büyük rebetiko bestecisi
V. Tsitsanis ile birlikte plaklar doldur-
muştur. Bu yüzden söylendiği gibi
halk müziğine ya da rebetikoya karşı
oluşundan değil, bunlann zaman için-
de yozlaşması yüzünden karşıt bir ta-
vır sergiler.
Kanatlarun vardı bir kartalgibi
ve uçardım, çok yükseklerde
uçardtm.
Ama tapüacak bir el, taptığun bir el,
kesiveriyor kanatlarunı
uçamayayvn diye yükseklerde.
Kanatsız bir kartalvn şimdi,
sevgisiz, sevinçsiz...
Eğitimini klasik Batı müziği teme-
linde aldı ve ona derinden bağlandı.
Bu yüzden onun yapıtında günlük
müziğin kababğından kınntılar ara-
mak boşunadır. 1965'ten sonra ağır-
hkh olarak kendi içinde bütünlüğü
olan şarkı albümleri bestelemiştir peş
peşe. İşte bu yülardan başlayarak o
1965 sonrası şarkılannda baştan beri fark
edilen yenilik, daha karmaşık, daha
sıradışı, belki de daha puslu bir anlatıma
doğru evrilirken oyun müziklerinde bu daha
yeniyi, daha kusursuzu
yakalama cebelleşmesi doruğa ulaşır.
ni yeniden müziğe vermiştir. Özellikle
1985'te kurduğu Siriyos müzik toplu-
luğu (özgün bir oda orkestrası) ile eski
yeni birçok yapıünı kaydetmiş, bunun
dışında birçok sıradışı sanatçıya kon-
ser ve kayıtlannda destek olmuştur.
... 5ar; papatyalarla yaban naneleri-
nin
ve ilk buhurumeryemin açtığı bu top-
raklarda
çimento pazarhğı yapıyor şimdi köy-
lüler
ve kızgınfırınlara düşüp ölüyor kuş-
lar.
Gençlerin tapınağa girmeden saygıy-
la
elele tutuştukları bu kutsalyerde
cigara izmaritlerini fırlatan turist-
!er
Çılgınlar
Yozlaşma ve Düş Şarküan albümünden
1976
Oturmuş, Manos Haddakis'in
piyanosuyla topluiuğu Siriyos'un ses-
lendirdiği Otuz Akşam Duası'nı dinler-
ken. onun bir büyücü olduğunu düşü-
nüyorum. Bizim hissettiklenmizi
ölümsüz bir kusursuzlukla sunan ve
artık soyut bıçimiyle tüm dünyaya ya-
yılan üzgün, ama babacan bir büyücü.
Yaşam ve insan sevgisi
Şarkılan sadece aşk ve terk edilen
aşıklar üzerine değil, yaşama ve insana
duyulan derin sevgiyi dile getirir.
... Şimdisevinç diye sakla bu düşü
buhurumeryem olarak yaşa ormanda
veyeniden doğmadangüneşıe
kendi anahıann say sevgiyi
bu gece dinleneceğin
cennetin kumsalında.
güne dek rastlanan şarkı geleneğini
ters yüz eden, Batı klasik müziğinin et-
kisinin açıkça görüldüğü ağır başlı ve
dinleyiciyi zorlayan bir çizgi tuttur-
muştur gitgide. Artık buzuki kullan-
maz olmuştur şarkılannda. Sevmeyı-
şinden çok, turistikleştiğı ve kullanım
olanaklan tükendiği için.
Bir giizel battı
o koca batakhğa,
bir köpek uludu
yalnızhğın içinden.
Bana geceden söz et
eline alfeneri,
kimseleri bulamam
Filomelacığun gibi.
Arzu adlı köy albümünden 1977
Manos Hacıdakis'ın çalışmalan içinde
tiyatro müziklerinin çok önemli bir ye-
n vardır. Daha geçim sağlamaya yö-
nelik film müzıklerinden önce onun
müzikteki aravış arenası olarak oyun
müzikleri tek tek ortaya çıkmaya baş-
lamıştır bile. Lorca'nın ünlü Kanlı Dü-
ğün'ünü şaır dostu Nikos Gatsos'un
Yunancasıyla müziklemiş, dar bir çev-
rede de olsa büyük bir ilgi toplamıştır.
Tiyatro müziklerinden Haddakis'-
in başyapıtlan doğmuştur. Bu yapı-
tlarda müziği çok küçük dokunuşlarla
ideal ses atmosferine kendini öne çı-
karmadan tiyatro söylemenin plastik
güzelliğine adeta yardımcı olurcasına
yerleştırmiştir. Aynısını film müzikle-
rinde de görürüz.
Ninni beheğım. ninni.
bak. koza atımız
susamamıs daha.
Kinı bilir. alı bebeğim.
nasıl bir lürkü sövler dere
o veşil çayırlarda?
Kanlı Düğun 1948
1965 sonrası şarkılannda baştan
beri fark edilen yenilik, daha kar-
maşık. daha sıradışı. belki de daha
puslu bir anlatıma doğru evnlirken
oyun müziklerinde bu daha \eniyi,
daha kusursuzu yakalama cebelleşme-
si doruğa ulaşır. Hayata salt bir müzis-
yen olarak değil, genel ta\n olan bir
aydın gibi baktığmdan ötürü. bir yan-
dan konu açısından çok renklı, öte
yandan şiirsel standardı açısından da
son derece düzeylidir.
... Avyaş Yorgo'nun karısı uzanmış
düş
görüyordu
dörl \anı duvarlarla çevrili bir bahçede
dolaşıyor aşığıyla ve durmadan
gülümsüyordu.
Mihal Kaptan adlı albümden, 1966
Cunta vıllanndan sonra (1975-
1981) devlet rad>osunda ve senfoni
orkestrasında görevlere talip olarak
toplumsal sorumluluk yuklenme ça-
balan, umduklannı yapamadığı için
Mitolojiadlı albümden, 1965
Sözler: Nikos Gatsos
İşte bir soru: Kitle kültürünün ken-
di eğilimleri dışında kalan sanatçılara
yaşama alanı tanımadığı günümüz
toplumlanndan yeni Manos Hadda-
kis'lerin yetişebileceğine dair umudu-
muz olabilir mi?
Kaynakça: ,
Kostas Milonas
Hisıorıya Tu Eleniko Trağudnyu
(Yunan Şarkısmın Tarihi: Vol. 2.
1960-1970 Kedros Yaymevi, 1985
Manos Hacidakis, 1990 İsıanbul
onu hayal kınklığına uğratmış. kendi- Festivali Program Kitapçığı.
Umutlar yaylı çalgılarla yansıyor
AHUANTMEN
Çağdaş Çek müziğinin babası
sayılan ünlü bested Bedrich Sme-
tana'dan sonra, bu ülkenin ulusal
müziğini oluşturmaya çahşan bes-
tedler arasında birinri sırada yer
alan Leos Janacek ın "dünyayı he-
nûz sert ve acımasız görmediği,
umutlannı yaylı çalgılarla
yansıttığı" bir süitini, bestednin
adını taşıyan ve on bir yaylı çalgı-
dan oluşan oda orkestrasından
dinleyeceğiz bu akşam. Leos Ja-
nacek Oda Orkestrası, dün akşam
Aya İrini'de Dvorak, Corelli, Gri-
eg ve Jan Vaclav Stamic'in yapı-
tlanm seslendirdiği konserinden
şonra, bu akşam bir kez daha
İstanbullu müzikseverlerin
karşısında.
1960'U yıllarda, Çekoslavakya'-
da oda orkestralan henüz yaygın
değilken Leos Janacek Filarmoni
Orkestrası'ndan bir grup müzis-
yenin bir araja gelerek biraz da
'hobi' amaayla kurduklan Leos
Janacek Oda Orkestrası, bugün
dünyamn çeşitli kentlerine turne-
ler düzenleyen. çeşitli festivallerde
özellikle Çek bestecilerinin yapı-
tlannı seslendiren bir müzik top-
Leos Janacek Oda Orkestrası, bu akşam bir kez daha İstanbullu müzikseverlerin karşısında.
luluğu. Elemanlan arasında. herke-
sin farklı görevleri var. Çoğu farklı
orkestralarda çalıyorlar. kimisi de
konservatuvarlarda görevli.
Ostrava yakınlanndaki Huk-
valdy'de doğan besteci Janacek ile
aynı kentte yaşadıklan için almışlar
Janacek ismini. Yılda ortalama 30
konser veren Leos Janacek Oda Or-
kestrası, kendi kendini fınanse edi-
yor. En büyük gelir kaynaklan.
yurtdışı turneleri. Orneğin Amerika
turnesinde. üç ay boyunca 54 konser
vermışler. Topluluk. kendi ülkele-
rinde düzenlenen Janacek Mayıs rası.
Festivali'nin de sürekli orkestralan-
ndan biri.
Tatillerde verilen konserler
Hem dünyamn çeşitli kentlerinde
konserler veren -özgeçmişlerine
baküğımızda oldukça yüklü bir
program görüyoruz- bir orkestra
olup, hem de bunu nasıl bir 'hobi' ola-
rak sürdürebildikieri sorusuna, or-
kestra müzisyenlerinden Jan Krcek,
"Aslında programımız o denli de yo-
ğun sayılmaz. Hepimizin farklı işİeri
olduğu için, tatillerimizi denk getir-
meye çalışıyomz. Yani genellikle ta-
tiUerimizde konserler >eriyoruz" dı-
yor. Pek çok ülkenin dinleyicisiyle
karşılaşan Leos Janacek Öda Or-
kestrası, dinleyidler arasında p>ek
aynm yapmıyor. ama Jan Krcek'in
verdiği bilgiye göre İngiliz dinleyid-
sinin tepkilenne şaşırmışlar: "Klasik
soğuk İngiliz tavn bekliyorduk, İngil-
tere'deki konserlerünizde. İngiltere'-
de Elgar ve Britten seslendirdik. Ve
İngiliz dinleyicisinin tepkisi. bekleme-
diğüniz kadar yoğun ve sıcaktı..."
Aya İrini'de dün verdikleri kon-
serde de sanınz böyle bir iletişim ya-
kaladı Leos Janacek Oda Orkest-
Melodiler Paris sokaklannı şenlendirdiKühür Servisi - 21 haziran yıhn en
uzun günüdür. Hıristiyanlann Sa-
int-Jean günü olarak da kutladığı bu
günün Fransızlar için ayn bır önemı
var. Fransa'nın her tarafında. hatta
dünyamn birçok yerinde 21 hazı-
randa Müzik Bayramı kutlamyor.
Yıllardır kutlanan bayram bu yıl da
binlerce sanatçıyı ve yüz binlerce se-
yirdyi biraraya getirdi.
Bu vıl 13."sü kutlanan Müzik
Bayramı'nda cazdan klasik müziğe
kadar 4000, evet tam 4000 konser
verildi. Bunlara. Fransa dışındaki-
leri eklemek gerekü. Birçok kıtada
Avrupa, Afrika. Amerika, Asya'da
ve bu kıtalardaki 83 ülkenin birçok
kentinde bu bayram kutlandı ve çe-
şitli etkinliklerle kutlanmaya devam
ediliyor.
Peter Gabriel Paris'te
Müzik bayramının en coşkulu
geçtiği yer doğal olarak Paris. Kili-
selerde, tren garlannda, hastaneler-
de, parklardaki konserler binlerce,
yüz binlerce Parisli'yi sokaklara
döktü. Bir o kadan da konser salon-
lannı doldurdu. Yüzlerce grubun
kaüldığı konserlere dünyaca ünlü
sanatçılar da katıldı. Bayramın en
çok ilgi çeken konseri şüphesiz Pla-
13. Müzik Bayramı'nda yüzbinlerce Parisli sokaklara döküldü, bayTam süresince 4000 konser verildi.
ce de la Republique"te gerçekleşti.
Stephane Eicber ve Peter Gabriel'in
verdiği konser on binlerce Parisli'yi
meydana topladı. Gecenin ilerleyen
saatlerine kadar süren konser sonrası-
nda. seyiraler kentın diğer meydan-
lannda süren konserleri izlemeye gitti.
Furstemberg Meydanı da yüzlerce
amatör müzisyeni ağırladı. Özellikle
gençlenn ilgj gösterdiği bu müzik şöle-
ninde müzisyenler hep bir ağızdan
şarkılar söyledi, hep beraber müzik
yaptı. Eski yeni birçok şarkı seslendiri-
lirken, katılımcılara her şarkıdan önce
şarkı sözlerini içeren kağitlar dağıtıldı.
Zaman zaman melodiler, şarkı sözleri
birbirine kanşsa da herkes gönlünce
eğlendi.
Cazdan flamenkoya kadar...
Amatör ve profesyonel sanatçılann
bir araya geldiği bu eşsiz müzik bay-
ramında. klasik müzik, caz, soul, ba-
rok, new age. rock, flamenko konser-
leri, folklor gösterileri. ünlü virtüöz-
lerin resitalleri, yani kısaca bilinen tüm
müzik türlerinın ezgileri birbirine
kanştı, sarmaşdolaş oldu yollarda, sa-
lonlarda. Anılar tazelendi kimi zaman.
gecenin ilerleyen saatlerinde. Öyle ki
Müzik Bayramı'm sabahın ilk saatleri-
ne kadar kutlayanlara rastlandı. Kimi
müzikten kimi içkiden olan sarhoşluk-
lanyla Paris'in sokaklannda günün ilk
ışıklanna kadar dans etti, şarkılar söy-
ledi. Yugoslavya'da yaşanan katliam
ve Normandiya Çıkarması'mn 50. yılı
amsına iki konser düzenlendi. Savun-
ma Bakanlığı tarafından, Norman-
diya Çıkarması amsına düzenlenen
konserin 600 kişilik müzisyen grubu ve
70 kişilik korosu askerlerden oluşu-
yordu. Ünlü Fransız sanatçı Julien
Clerc de Elysee Sara>n'nda. Fransa
Cumhurbaşkaru François Mitterrand
ve 2000 davetliye muhteşem bir konser
verdi.
Laiklik ve
Demokrasi'
Kültür Servisi - Dünya Kitap
Dergisi ile Kocaeli Turizm
Derneği'nin ortaklaşa düzenlediği
kitap şenliğinde. bugün Toktarmş
Ateş ile Oral Çalışlar "Laiklik ve
Demokrasi" konulu söyleşiye
konuk olacaklar. Sabancı Kültür
Merkezi yanındaki bahçede saat
18.00'de başlayacak söyleşiyi
Faruk Şüyun yöneteceİc.
Yazarlar, söyleşi sonrası
kitaplannı imzalayacaklar.
'Şile' konulu
fotoğraf yarışması
Kültür Servisi - Şile Belediye
Başkanlığı. Şile'nin doğal ve
kültürel varlığımn tamtılması ve
turizm açısından gelişimine
katkıda bulunacak çalışmalardan
yararlanılması amacıyla Şile
konulu bir fotoğraf yanşması
düzenliyor. Prof. Ataman Demir,
Secaattin Güney, Doç. Sabit
Kalfagil, Yrd. Doç. Erdal Küpeli
ve Doç. Tunç Tüfekçi tarafindan
oluşan seçici kurulun
değerlendirmesi sonunda.
birinciye beş milyon, ikinciye üç
milyon ve üçüncüye iki milyon
para ödülü verilecek. Ödüle ve
sergilenmeye değer bulunan
yapıtlar28-31 temmuz tarihleri
arasında düzenlenecek olan Şile
Bezi Kültür ve Sanat Şenliği
sırasında sergılenecek. Fotoğraf
yanşmasına katılmak isteyenlerin,
20x25 ebadında bir adet renkli
baskı ile renkli film veya diayı en
geç 26 temmuza dek Şile
Belediyesi BaşkanlığTna teslim
etmeleri gerekiyor. Her sanatçının
en çok üç fotoğrafla katılabildiği
yanşma sonunda sergilenen
yapıtlar, sanatçısının izniyle Şile
Belediyesi Sanat Galerisi
koleksiyonuna alınacak.
Taka Ulusal
Karikatür
Yarışması
TRABZON(A.A) - Trabzon'da
ya>ımlanmakta olan Karadeniz
Gazetesi tarafından "Taka"
Ulusal Karikatür Yanşması'nın
ikindsi düzenlendi. Karadeniz
Gazetesi'nin Taka Mizah Sayfası
yönetmeni Adnan Taç. 2. Ulusal
Karikatür Yanşması'nın amatör
\e profesyonel tüm çizerlere açık
olduğunu söyledi.
Karikatüristlerin, hiçbir yerde
yayımlanmamış ve ödül almamış
orijinal üç yapıtla yanşmaya
katılabileceğini kaydeden Taç,
başvurulann en son 15 eylüle
kadar yapılabileceğini bildirdi.
Ayfep Kalsın'ın
sergisi Berlin'de
Kültür Senisi - Seramik sanatçısı
Ayfer Kalsın ikinci kişisel sergisini
Berlin'de açtı. 1965 yılında Muş'ta
doğan sanatçı. İsıanbul Mimar
Sinan Üniversitesı Güzel Sanatlar
Fakültesi Seramik-Cam Ana
Sanat Dah'nda eğitim gördü. İlk
kişisel sergisini 1989'da
İstanbul'da açan Kalsın. pek çok
karmasergiye katıldı. 1988'de
Serpocam Yanşmalı Seramik
Sergisi, 1988'de TürkKadımnı
Güçlendirme \ e Tanıtma Vakfı
Yanşmalı Seramik Sergisi, 1991
İsmail Hakkı Oygar Yanşmalı
Seramik Sergisi. 1993'te
Günümüz Sanatçılan 14.İstanbul
Yanşmalı Sergisi'nde ödül
kazandı.
Görmeyenler için
kültür merkezi
ANKARA(A.A) - Altı Nokta
Körler Derneği Kültür ve Eğitim
Merkezi'nin temeli. Kültür
Bakanı Fikri Sağlar tarafından
törenleatıldı. Sağlar. törende
yaptığı konuşmada birdevletin
sosyal nitelikli olabilmesi için
özürlüsüne de sahip çıkması
gerektiğini belirtti. Kültürel
gelişme olmadan ekonomik
gelişme de elde edilemeyeceğini
anlatan Sağlar. bakanlık olarak
kültürel gelişmenin alt yapısı
konumundakı kültür
merkezlerine önem verdiklerini
bildirdi. Kurtuluş Geçim
Sokak'ta temeli atılan kültür
merkezinde sesli ve kabartmah
kütüphane. bilgisayarlı basımevi,
konferans ve sinema salonlan ile
radyo istasyonu bulunacak.
Merkez, 29 Ekim 1995'tehizmete
girecek.
DT'den 'demokratik
repertuvar1
Kültür Senisi - Devlet Tiyatrolan
Genel Müdürü Tamer Levent,
1994-95 sezonu repertuvannı,
hazırlanışı ve hedefleri ile
"demokratik bir repertuvar'
olarak niteledi. Levent, bütün
bölge müdürlüklerinin repertuvar
politikasına bağlı kalarak 1994-95
repertuvanru demokratik
yöntemlerle belirlediklerini
söyledi. Repertuvara ahnan
yapıtlann tamamının konusunu
toplumdan aldığını kaydeden
Levent, "Tiyatro konusunu
toplumdan ahr, Bunu
laboratuvardan geçirip yeniden
topluma sunar. Toplumda bir
değişme olur ve bu, yeni bir
konuyu gündeme getirir. Yani
ürün-süreç-ürün. bu ilişki devam
eder. Bu repertuvar bu süredn ilk
etabıdır" dedi.