06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 29 HAZİRAN1994 ÇARŞAMBA 12 KULTUR Yaşama salt bir müzisyen olarak değil, genel tavrı olan bir aydm gibi bakardı Haddakis'in arayışdoluöyküsüMUAMMER KETENCOĞLU Büyük sanatçüann zaman geçtikçe, bir anlamda öldükten sonra anlaşıl- dıklan şöylenir. Acı, ama yitip gitme- ye yeğdir kuşkusuz. tşte kendi serüve- ni içinde kusursuzluğu yakalamak is- tercesine, nota nota işlediği yüzlerce ölümsüz şarkının yaratıcısı Manos Hacidakis'Ie dinleyicisinin ilişkisi bö> - lesine buruktur. Onun yapıtına ve ya- şam tarzına baktığımızda, aksi sanatçı görüntüsü arkasında bu burukluğun gitgide büyüyen gölgesine karşın öz- gür yaraücüığını koruma amaçlı dire- tici bir kişilik buluruz. Büyük ustanın ölümünün üstünde yarattığı etkileri anlatarak yaayı dramatize etmeye hiç niyetim yok. *\ncak onu yitireli iki hafta olduğu halde bu ilk çiziktiıme denemesinin bana ait olmasından duyduğum üzüntüyü de belirtmeden geçemeyeceğim. Savaş sonrası yıllar... Büyük usta, 1925'te Kuzey Yuna- nistan'ın Yenice kentinde, varlıklı bir ailenin çocuğu olarak doğdu. 7 yaşın- da ailesiyle birlikte Atina'ya yerleşti. Gençlik yıllan dolayısıyla kişiliğinin duygusal boyutunun büyük ölçüde bi- çimlendiği yıllar, savaşın günlük ve günlük olmayan sıkınülanyla geçti. Belki de bu yüzden müziğinin kökü. kavruk ve hüzünden yana gibi gelir bi- ze. Savaş biter bitmez, yanmış yıkılmış Yunan kentlerinde yaptığı aylar süren gezi, ona birçok soru işareti de taşısa yepyeni ulusalcı bakış açısı kazandır- dı. Bunun yaygın anlayışlarla hiçbiril- gisi yoktu elbet. Tam bu yıllarda, ara- lanna kaüldığı bir grup genç aydınla ilişkisi, gerek müzik gerekse yaşama dair genel tavnru büyük oranda temel- lendirmiştir. Özgünlük ve yenilik 1950'lere geldiğimizde, geçimini sağlamak için film müziklen bestele- meye başlar; art arda onlarca film mü- ziği. İşte o yıllarda, yakından tanı- dığımız Aliki Vuyuklaki'nin kah hü- zünlü kah çocuksu şen sesinden bize ulaşan şarkılar, bu şarkılardır. Her ne kadar Hacidakis, bu şarkılar için çok acımasız yargılar koysa da (bu onun yaratıcı tersüğindendir) daha o za- mandan döneminin müziği içinde apayn, özgünlüğünü ve yeniliğim müjdeleyen bir yere sahiptir. Bu dö- nemde bestecinin şarkılannı yorumla- yan şarkıcılar içinden Meri Lo en dik- kat çeken addır kanımca, hemen ardı- ndan Nana Mouseouri ye Gregoris Bi- tikotsis'i anmahyım. Özellikle Nana Mûuscouri, Hacıdakjs'ın en rahat ça- lıştığını söylediği şarkıcılann başında yer ahr. 1970'lerde uzun bir ayn düş- me söz konusu olsa da 1985'ten sonra birlikte bir albüm daha yapülar. 1962'ye geldiğimizde sanatçıya dünya ölçüsünde ün kazandıran Never On Sunday (Pazarlan Asla) filmınin mü- zıği beklenmedik bir başan sağlamış- tır. "Saygı duyulmayan bir kaynaktan geten bir başan. başan değildir" dıyen bestecı, bundan dinieyicıyi yabancılaş- tırmak için çok özel bir çaba harcamış- tır. Haddakis'in kendine özgü müziğinin oluşmasında halk müziğinin önemli bir yeri vardır. Bestecinin sürekli arayan beyni, bu tür müzikte var olan zenginliği, duyarlığı ve melodik gücü bulup çıkanr. 1964'te Teodorakis'le yaptığı müzi- ğe dair tartışmalar sonucunda antipo- pülist bir ulusalcı anlayışa varmıştır. 1965'lere dek yazdığı şarkılar, genel olarak kent kökenli halk müziğinin (layika) derin izlerini taşır. Haddakis'in kendine özgü müziği- nin otuşmasında halk müziğinin önemli bir yeri vardır. Bestecinin sü- rekli arayan beyni, bu tür müzikte var olan zenginliği, duyarlığı ve melodik gücü bulup çıkanr. Halk müziğinin otantik yapısındaki ataerkil yapı sa- natçıyı büyulemiştir. Çalışmalan, halk şarkılannın ritmi- ni ve melodisini taşır, ancak Avrupa 'Bd' yorumlannın mükemmeliğini ve bilgeliğini de içinde banndınr. lnanılmaz bir müzik zevki olan Ha- cidakis, halk şarkılannın müzik dilini olağanüstü bir farklıüğa ulaştırmıştır. Rebetiko müziğine sevgisi Sanatçı rebetiko müziğine de derin bir sevgiyle bağhdır. Buzuki ustası Y. Zambetas ve büyük rebetiko bestecisi V. Tsitsanis ile birlikte plaklar doldur- muştur. Bu yüzden söylendiği gibi halk müziğine ya da rebetikoya karşı oluşundan değil, bunlann zaman için- de yozlaşması yüzünden karşıt bir ta- vır sergiler. Kanatlarun vardı bir kartalgibi ve uçardım, çok yükseklerde uçardtm. Ama tapüacak bir el, taptığun bir el, kesiveriyor kanatlarunı uçamayayvn diye yükseklerde. Kanatsız bir kartalvn şimdi, sevgisiz, sevinçsiz... Eğitimini klasik Batı müziği teme- linde aldı ve ona derinden bağlandı. Bu yüzden onun yapıtında günlük müziğin kababğından kınntılar ara- mak boşunadır. 1965'ten sonra ağır- hkh olarak kendi içinde bütünlüğü olan şarkı albümleri bestelemiştir peş peşe. İşte bu yülardan başlayarak o 1965 sonrası şarkılannda baştan beri fark edilen yenilik, daha karmaşık, daha sıradışı, belki de daha puslu bir anlatıma doğru evrilirken oyun müziklerinde bu daha yeniyi, daha kusursuzu yakalama cebelleşmesi doruğa ulaşır. ni yeniden müziğe vermiştir. Özellikle 1985'te kurduğu Siriyos müzik toplu- luğu (özgün bir oda orkestrası) ile eski yeni birçok yapıünı kaydetmiş, bunun dışında birçok sıradışı sanatçıya kon- ser ve kayıtlannda destek olmuştur. ... 5ar; papatyalarla yaban naneleri- nin ve ilk buhurumeryemin açtığı bu top- raklarda çimento pazarhğı yapıyor şimdi köy- lüler ve kızgınfırınlara düşüp ölüyor kuş- lar. Gençlerin tapınağa girmeden saygıy- la elele tutuştukları bu kutsalyerde cigara izmaritlerini fırlatan turist- !er Çılgınlar Yozlaşma ve Düş Şarküan albümünden 1976 Oturmuş, Manos Haddakis'in piyanosuyla topluiuğu Siriyos'un ses- lendirdiği Otuz Akşam Duası'nı dinler- ken. onun bir büyücü olduğunu düşü- nüyorum. Bizim hissettiklenmizi ölümsüz bir kusursuzlukla sunan ve artık soyut bıçimiyle tüm dünyaya ya- yılan üzgün, ama babacan bir büyücü. Yaşam ve insan sevgisi Şarkılan sadece aşk ve terk edilen aşıklar üzerine değil, yaşama ve insana duyulan derin sevgiyi dile getirir. ... Şimdisevinç diye sakla bu düşü buhurumeryem olarak yaşa ormanda veyeniden doğmadangüneşıe kendi anahıann say sevgiyi bu gece dinleneceğin cennetin kumsalında. güne dek rastlanan şarkı geleneğini ters yüz eden, Batı klasik müziğinin et- kisinin açıkça görüldüğü ağır başlı ve dinleyiciyi zorlayan bir çizgi tuttur- muştur gitgide. Artık buzuki kullan- maz olmuştur şarkılannda. Sevmeyı- şinden çok, turistikleştiğı ve kullanım olanaklan tükendiği için. Bir giizel battı o koca batakhğa, bir köpek uludu yalnızhğın içinden. Bana geceden söz et eline alfeneri, kimseleri bulamam Filomelacığun gibi. Arzu adlı köy albümünden 1977 Manos Hacıdakis'ın çalışmalan içinde tiyatro müziklerinin çok önemli bir ye- n vardır. Daha geçim sağlamaya yö- nelik film müzıklerinden önce onun müzikteki aravış arenası olarak oyun müzikleri tek tek ortaya çıkmaya baş- lamıştır bile. Lorca'nın ünlü Kanlı Dü- ğün'ünü şaır dostu Nikos Gatsos'un Yunancasıyla müziklemiş, dar bir çev- rede de olsa büyük bir ilgi toplamıştır. Tiyatro müziklerinden Haddakis'- in başyapıtlan doğmuştur. Bu yapı- tlarda müziği çok küçük dokunuşlarla ideal ses atmosferine kendini öne çı- karmadan tiyatro söylemenin plastik güzelliğine adeta yardımcı olurcasına yerleştırmiştir. Aynısını film müzikle- rinde de görürüz. Ninni beheğım. ninni. bak. koza atımız susamamıs daha. Kinı bilir. alı bebeğim. nasıl bir lürkü sövler dere o veşil çayırlarda? Kanlı Düğun 1948 1965 sonrası şarkılannda baştan beri fark edilen yenilik, daha kar- maşık. daha sıradışı. belki de daha puslu bir anlatıma doğru evnlirken oyun müziklerinde bu daha \eniyi, daha kusursuzu yakalama cebelleşme- si doruğa ulaşır. Hayata salt bir müzis- yen olarak değil, genel ta\n olan bir aydın gibi baktığmdan ötürü. bir yan- dan konu açısından çok renklı, öte yandan şiirsel standardı açısından da son derece düzeylidir. ... Avyaş Yorgo'nun karısı uzanmış düş görüyordu dörl \anı duvarlarla çevrili bir bahçede dolaşıyor aşığıyla ve durmadan gülümsüyordu. Mihal Kaptan adlı albümden, 1966 Cunta vıllanndan sonra (1975- 1981) devlet rad>osunda ve senfoni orkestrasında görevlere talip olarak toplumsal sorumluluk yuklenme ça- balan, umduklannı yapamadığı için Mitolojiadlı albümden, 1965 Sözler: Nikos Gatsos İşte bir soru: Kitle kültürünün ken- di eğilimleri dışında kalan sanatçılara yaşama alanı tanımadığı günümüz toplumlanndan yeni Manos Hadda- kis'lerin yetişebileceğine dair umudu- muz olabilir mi? Kaynakça: , Kostas Milonas Hisıorıya Tu Eleniko Trağudnyu (Yunan Şarkısmın Tarihi: Vol. 2. 1960-1970 Kedros Yaymevi, 1985 Manos Hacidakis, 1990 İsıanbul onu hayal kınklığına uğratmış. kendi- Festivali Program Kitapçığı. Umutlar yaylı çalgılarla yansıyor AHUANTMEN Çağdaş Çek müziğinin babası sayılan ünlü bested Bedrich Sme- tana'dan sonra, bu ülkenin ulusal müziğini oluşturmaya çahşan bes- tedler arasında birinri sırada yer alan Leos Janacek ın "dünyayı he- nûz sert ve acımasız görmediği, umutlannı yaylı çalgılarla yansıttığı" bir süitini, bestednin adını taşıyan ve on bir yaylı çalgı- dan oluşan oda orkestrasından dinleyeceğiz bu akşam. Leos Ja- nacek Oda Orkestrası, dün akşam Aya İrini'de Dvorak, Corelli, Gri- eg ve Jan Vaclav Stamic'in yapı- tlanm seslendirdiği konserinden şonra, bu akşam bir kez daha İstanbullu müzikseverlerin karşısında. 1960'U yıllarda, Çekoslavakya'- da oda orkestralan henüz yaygın değilken Leos Janacek Filarmoni Orkestrası'ndan bir grup müzis- yenin bir araja gelerek biraz da 'hobi' amaayla kurduklan Leos Janacek Oda Orkestrası, bugün dünyamn çeşitli kentlerine turne- ler düzenleyen. çeşitli festivallerde özellikle Çek bestecilerinin yapı- tlannı seslendiren bir müzik top- Leos Janacek Oda Orkestrası, bu akşam bir kez daha İstanbullu müzikseverlerin karşısında. luluğu. Elemanlan arasında. herke- sin farklı görevleri var. Çoğu farklı orkestralarda çalıyorlar. kimisi de konservatuvarlarda görevli. Ostrava yakınlanndaki Huk- valdy'de doğan besteci Janacek ile aynı kentte yaşadıklan için almışlar Janacek ismini. Yılda ortalama 30 konser veren Leos Janacek Oda Or- kestrası, kendi kendini fınanse edi- yor. En büyük gelir kaynaklan. yurtdışı turneleri. Orneğin Amerika turnesinde. üç ay boyunca 54 konser vermışler. Topluluk. kendi ülkele- rinde düzenlenen Janacek Mayıs rası. Festivali'nin de sürekli orkestralan- ndan biri. Tatillerde verilen konserler Hem dünyamn çeşitli kentlerinde konserler veren -özgeçmişlerine baküğımızda oldukça yüklü bir program görüyoruz- bir orkestra olup, hem de bunu nasıl bir 'hobi' ola- rak sürdürebildikieri sorusuna, or- kestra müzisyenlerinden Jan Krcek, "Aslında programımız o denli de yo- ğun sayılmaz. Hepimizin farklı işİeri olduğu için, tatillerimizi denk getir- meye çalışıyomz. Yani genellikle ta- tiUerimizde konserler >eriyoruz" dı- yor. Pek çok ülkenin dinleyicisiyle karşılaşan Leos Janacek Öda Or- kestrası, dinleyidler arasında p>ek aynm yapmıyor. ama Jan Krcek'in verdiği bilgiye göre İngiliz dinleyid- sinin tepkilenne şaşırmışlar: "Klasik soğuk İngiliz tavn bekliyorduk, İngil- tere'deki konserlerünizde. İngiltere'- de Elgar ve Britten seslendirdik. Ve İngiliz dinleyicisinin tepkisi. bekleme- diğüniz kadar yoğun ve sıcaktı..." Aya İrini'de dün verdikleri kon- serde de sanınz böyle bir iletişim ya- kaladı Leos Janacek Oda Orkest- Melodiler Paris sokaklannı şenlendirdiKühür Servisi - 21 haziran yıhn en uzun günüdür. Hıristiyanlann Sa- int-Jean günü olarak da kutladığı bu günün Fransızlar için ayn bır önemı var. Fransa'nın her tarafında. hatta dünyamn birçok yerinde 21 hazı- randa Müzik Bayramı kutlamyor. Yıllardır kutlanan bayram bu yıl da binlerce sanatçıyı ve yüz binlerce se- yirdyi biraraya getirdi. Bu vıl 13."sü kutlanan Müzik Bayramı'nda cazdan klasik müziğe kadar 4000, evet tam 4000 konser verildi. Bunlara. Fransa dışındaki- leri eklemek gerekü. Birçok kıtada Avrupa, Afrika. Amerika, Asya'da ve bu kıtalardaki 83 ülkenin birçok kentinde bu bayram kutlandı ve çe- şitli etkinliklerle kutlanmaya devam ediliyor. Peter Gabriel Paris'te Müzik bayramının en coşkulu geçtiği yer doğal olarak Paris. Kili- selerde, tren garlannda, hastaneler- de, parklardaki konserler binlerce, yüz binlerce Parisli'yi sokaklara döktü. Bir o kadan da konser salon- lannı doldurdu. Yüzlerce grubun kaüldığı konserlere dünyaca ünlü sanatçılar da katıldı. Bayramın en çok ilgi çeken konseri şüphesiz Pla- 13. Müzik Bayramı'nda yüzbinlerce Parisli sokaklara döküldü, bayTam süresince 4000 konser verildi. ce de la Republique"te gerçekleşti. Stephane Eicber ve Peter Gabriel'in verdiği konser on binlerce Parisli'yi meydana topladı. Gecenin ilerleyen saatlerine kadar süren konser sonrası- nda. seyiraler kentın diğer meydan- lannda süren konserleri izlemeye gitti. Furstemberg Meydanı da yüzlerce amatör müzisyeni ağırladı. Özellikle gençlenn ilgj gösterdiği bu müzik şöle- ninde müzisyenler hep bir ağızdan şarkılar söyledi, hep beraber müzik yaptı. Eski yeni birçok şarkı seslendiri- lirken, katılımcılara her şarkıdan önce şarkı sözlerini içeren kağitlar dağıtıldı. Zaman zaman melodiler, şarkı sözleri birbirine kanşsa da herkes gönlünce eğlendi. Cazdan flamenkoya kadar... Amatör ve profesyonel sanatçılann bir araya geldiği bu eşsiz müzik bay- ramında. klasik müzik, caz, soul, ba- rok, new age. rock, flamenko konser- leri, folklor gösterileri. ünlü virtüöz- lerin resitalleri, yani kısaca bilinen tüm müzik türlerinın ezgileri birbirine kanştı, sarmaşdolaş oldu yollarda, sa- lonlarda. Anılar tazelendi kimi zaman. gecenin ilerleyen saatlerinde. Öyle ki Müzik Bayramı'm sabahın ilk saatleri- ne kadar kutlayanlara rastlandı. Kimi müzikten kimi içkiden olan sarhoşluk- lanyla Paris'in sokaklannda günün ilk ışıklanna kadar dans etti, şarkılar söy- ledi. Yugoslavya'da yaşanan katliam ve Normandiya Çıkarması'mn 50. yılı amsına iki konser düzenlendi. Savun- ma Bakanlığı tarafından, Norman- diya Çıkarması amsına düzenlenen konserin 600 kişilik müzisyen grubu ve 70 kişilik korosu askerlerden oluşu- yordu. Ünlü Fransız sanatçı Julien Clerc de Elysee Sara>n'nda. Fransa Cumhurbaşkaru François Mitterrand ve 2000 davetliye muhteşem bir konser verdi. Laiklik ve Demokrasi' Kültür Servisi - Dünya Kitap Dergisi ile Kocaeli Turizm Derneği'nin ortaklaşa düzenlediği kitap şenliğinde. bugün Toktarmş Ateş ile Oral Çalışlar "Laiklik ve Demokrasi" konulu söyleşiye konuk olacaklar. Sabancı Kültür Merkezi yanındaki bahçede saat 18.00'de başlayacak söyleşiyi Faruk Şüyun yöneteceİc. Yazarlar, söyleşi sonrası kitaplannı imzalayacaklar. 'Şile' konulu fotoğraf yarışması Kültür Servisi - Şile Belediye Başkanlığı. Şile'nin doğal ve kültürel varlığımn tamtılması ve turizm açısından gelişimine katkıda bulunacak çalışmalardan yararlanılması amacıyla Şile konulu bir fotoğraf yanşması düzenliyor. Prof. Ataman Demir, Secaattin Güney, Doç. Sabit Kalfagil, Yrd. Doç. Erdal Küpeli ve Doç. Tunç Tüfekçi tarafindan oluşan seçici kurulun değerlendirmesi sonunda. birinciye beş milyon, ikinciye üç milyon ve üçüncüye iki milyon para ödülü verilecek. Ödüle ve sergilenmeye değer bulunan yapıtlar28-31 temmuz tarihleri arasında düzenlenecek olan Şile Bezi Kültür ve Sanat Şenliği sırasında sergılenecek. Fotoğraf yanşmasına katılmak isteyenlerin, 20x25 ebadında bir adet renkli baskı ile renkli film veya diayı en geç 26 temmuza dek Şile Belediyesi BaşkanlığTna teslim etmeleri gerekiyor. Her sanatçının en çok üç fotoğrafla katılabildiği yanşma sonunda sergilenen yapıtlar, sanatçısının izniyle Şile Belediyesi Sanat Galerisi koleksiyonuna alınacak. Taka Ulusal Karikatür Yarışması TRABZON(A.A) - Trabzon'da ya>ımlanmakta olan Karadeniz Gazetesi tarafından "Taka" Ulusal Karikatür Yanşması'nın ikindsi düzenlendi. Karadeniz Gazetesi'nin Taka Mizah Sayfası yönetmeni Adnan Taç. 2. Ulusal Karikatür Yanşması'nın amatör \e profesyonel tüm çizerlere açık olduğunu söyledi. Karikatüristlerin, hiçbir yerde yayımlanmamış ve ödül almamış orijinal üç yapıtla yanşmaya katılabileceğini kaydeden Taç, başvurulann en son 15 eylüle kadar yapılabileceğini bildirdi. Ayfep Kalsın'ın sergisi Berlin'de Kültür Senisi - Seramik sanatçısı Ayfer Kalsın ikinci kişisel sergisini Berlin'de açtı. 1965 yılında Muş'ta doğan sanatçı. İsıanbul Mimar Sinan Üniversitesı Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik-Cam Ana Sanat Dah'nda eğitim gördü. İlk kişisel sergisini 1989'da İstanbul'da açan Kalsın. pek çok karmasergiye katıldı. 1988'de Serpocam Yanşmalı Seramik Sergisi, 1988'de TürkKadımnı Güçlendirme \ e Tanıtma Vakfı Yanşmalı Seramik Sergisi, 1991 İsmail Hakkı Oygar Yanşmalı Seramik Sergisi. 1993'te Günümüz Sanatçılan 14.İstanbul Yanşmalı Sergisi'nde ödül kazandı. Görmeyenler için kültür merkezi ANKARA(A.A) - Altı Nokta Körler Derneği Kültür ve Eğitim Merkezi'nin temeli. Kültür Bakanı Fikri Sağlar tarafından törenleatıldı. Sağlar. törende yaptığı konuşmada birdevletin sosyal nitelikli olabilmesi için özürlüsüne de sahip çıkması gerektiğini belirtti. Kültürel gelişme olmadan ekonomik gelişme de elde edilemeyeceğini anlatan Sağlar. bakanlık olarak kültürel gelişmenin alt yapısı konumundakı kültür merkezlerine önem verdiklerini bildirdi. Kurtuluş Geçim Sokak'ta temeli atılan kültür merkezinde sesli ve kabartmah kütüphane. bilgisayarlı basımevi, konferans ve sinema salonlan ile radyo istasyonu bulunacak. Merkez, 29 Ekim 1995'tehizmete girecek. DT'den 'demokratik repertuvar1 Kültür Senisi - Devlet Tiyatrolan Genel Müdürü Tamer Levent, 1994-95 sezonu repertuvannı, hazırlanışı ve hedefleri ile "demokratik bir repertuvar' olarak niteledi. Levent, bütün bölge müdürlüklerinin repertuvar politikasına bağlı kalarak 1994-95 repertuvanru demokratik yöntemlerle belirlediklerini söyledi. Repertuvara ahnan yapıtlann tamamının konusunu toplumdan aldığını kaydeden Levent, "Tiyatro konusunu toplumdan ahr, Bunu laboratuvardan geçirip yeniden topluma sunar. Toplumda bir değişme olur ve bu, yeni bir konuyu gündeme getirir. Yani ürün-süreç-ürün. bu ilişki devam eder. Bu repertuvar bu süredn ilk etabıdır" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle