Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 29 HAZİRAN1994 ÇARŞAMBA
DİZÎYAZI
OÖJİU
Ambady Krishnan Damodaran yeni yaşam düzeni ile ilgili görüşlerini Cumhuriyet'e yazdı
Herkes içintam özgürlük
POLTI1KA VE OTESI
MEHMED KEMAL
/
nsanlık tarihinin biçimlenmesinde her-
hangi bir kültürûn takviminin önemi
abartılabilir. Budist ve Hindu takvimleri
var, eskı Mısır ve Hititlerin de takvimle-
ri olduğunu biliyoruz. Daha sonra aya gö-
re ayarlanmış olan Mûslûman takvimi ortaya çık-
tı. Çok eski olmasına karşın hala kullanılan Çın
takvimi de var. Hıristiyan Batı'nın "üçüncü bin-
yıl"ı da sadece bunlardan biri. Yine de Hıristiyan
takviminin dönüm noktalanyla uygarlığımızın ev-
riminde gerçekleşen değişiklikler açısından belir-
li bir koşutluk var. Bunu göstermek için iki örnek
yeterlidir.
Beş yüzyıl önce l490'lı yıllarda, geçen binyı-
lın ikincı yansından hemen önce insanlık tarihi-
ni tam anlamıyla evrenselleştiren bır olay, Cohım-
busile VascodeGama'nın deniz yolculuklan ger-
çekleşti. Bu yüzyılın ilk çeyreğınde Sovyet Dev-
rimi ve Birinci Dünya Savaşı... tkinci çeyreğinde
Ikinci Dünya Savaşı, Birleşmiş Milletler, Hiroşi-
ma vardı... Üçûncü çeyreğinde soğuk savaş sûrer-
ken sömürgecilik sona erdi. Yüzyıhn son çeyre-
ğinde ise Sovyetler Birliği'nin parçalanması, dün-
yanın iki blokunun sona ermesiyle yerini Güney-
Kuzey bölûnmesine bırakması ve birçok küçûk
çatışmanın ortaya çıkması ile bir o kadar da zu-
lüm yaşandı.
Yirminci yüzyıhn ikinci yansında iletişim çıl-
gınca bir ilerleme göstererek insanoğlunun kü-
çük bir yüzdesinin kültürünü her köşeye taşıdı, po-
litikada saydamhk ve ekonomik yaşamda yeni bir
egemenliğın başlangıcı oluştu.
Bütün bunlann kökeninde bilimin dev adımlar-
la ilerlemesi var ve çok dikkat etmezsek gezege-
nimizin yok edilmesi ve önümüzdeki binyıl için-
de küçücük evrenimizin keşfı olasılığıyla karşı
karşıyayız.
Portre
Eyleıııli yıllardan bakanlığa
Ambady Krishnan Damodaran 29 Haziran
1921 'de ErnakuJam'da {Kerala) dünyaya
geldi. Lıseyi yurdunda bitirdikten sonra
ûniversite öğrenimini ABD'de Fletcher
School'da tamamladı.
1942'de Hindistan'da ögrenci
hareketlerine katılıp altı ay
hapis yatan Damodaran, 1939-
46 yıllan arasında bu
eyiemlerini sürdûrdü. 1946-53
yıllan arasında Delhi
Üniversitesi'nde îngilizce
dersleri verdi. 1953 yıUnda
Dışişleri'ne kaüldı ve
Colooıbo, Prag, Bonn. Beriin,
Bcijing ve Moskova'da görev
yapö. 1973-75 arası Stockholm
Büyükelçiliği, 1975-78 Dışişleri Bakanlık
Müsteşarîığı, 1970-80 Roma Büyükelçiliği,
FAO örgürü Daimi Temsilciligi, 1980-84
Siyasal Araşürma Komitesi Başkanlığı,
Devlet Bakanlığt, î 984-86 Siyasa Planlama
Komitesi üyeliği, Dışişleri Bakanlığı, 1986
Siyasa Danışraa Komitesi üyeliği, Devlet
Bakanhğı, 1987-88 Javrahartal
Müzesi ve Kütüphanesi
yöneticiliği görevlerinde bulundu.
Üniversitede dış siyasa dersleri
verdi. Hindistan ve dış siyasası,
Nehru ve döneminde Hindistan'ın
dış siyasası hakkmda birçok
raakale yazdı.
"India's FtoeJga RoBcy Tbe
Indbraa Gandhi YaasT ve*\3C
KrishMMenon'unKrieşııdş
VIİBeÖer'deYapögıKonuşnıaİja-''
adlı kıtaplann ortak yazandır. Hindistan'ın
dış siyasasınnı yanı sıra Sovyetier Birliği ve
Çin kalkmmalan hakkında makaleler
yaynnladı.
Ambady Krishnan Damodaran
• Herkes icin özgürlüğün
yerine konacak hicbir sev
yoktur. Antik Yunan
demokrasisinden. Fransız
Devrimi'nin vol açtığı büyük
demokrasi kuruluslanna kadar
tüm uygarlıklanmız azınlıklann
magrur özgürlügü icin
cogunlugun kölelestirilmesine
dayanır. Bugün vardığımız
' bilinc düzeyinin en büyük
avantajı. zayıflann ve
dıslanmıslann ıstırabına karşı
duvar11lıöımızdır.
Evrensel zaman kavramı içinde olduğu kadar
jeolojik devrelerde de çok genç sayılacak bir ırk
için bu ürkütücü bır olasılıktır. Yavaş yavaş ama
kaçınılmaz bır bıçimde yaklaştığımızda bu yeni
yüzyılda demokrasi için umut var mı? Bu belkı
de insanlığın büyük bir bölümü için en önemli so-
nın.
Maddi alanda elde edilen ilerlemeler, insanlı-
ğın baskı altında yaşayan büyük çoğunluğunu de-
mokrasiye yaklaştırdı mı? Tarihi geleneğimiz
olan, çoğunluğun yoksulluğu üzerine kurulmuş
varlıklı azınlık uygarlığını sürdürecek miyiz?
ITophmsal yaptonma
MimseMkten uzak
En ıleri olanlar da içinde olmak üzerc tüm top-
lumlarda bir yanda bılimsel ilerleme, öbür yanda
ise bilimsellikten uzak bir toplumsal yapılanma
görüyoruz. Tam anlamıyla bir tüketici toplumu ol-
ma yolunda müthiş bir hızla ilerliyoruz. Bu, Do-
ğu'daki ve Güney'dekı kıtalarda yaşayan insanla-
nn çoğunluğu için daha iyi bir yaşam vaat ediyor
mu? Önümüzdeki kırk-elli yılda, yüzyıllarda hat-
ta binyıllarda çoğunlukla azınlık, Kuzey ile Gü-
ney, beyazla beyaz olmayanlar arasında bir çatış-
ma çıkması kaçınılmaz mıdır? Bu sorunun yanı-
tı ne daha fazla tüketimde, daha fazla silah alımın-
da ne de ahlaki değeri yüksek, yoğunluğu düşük
küçük savaşlardadır. Yanıt, yaşam biçimimizi her
düzeyde yeniden düzenlemektedir.
Damodaran Hindistan'ı, "Yatay konumda çok dilli ve ırkb, üstte çok varlıklı sınıflaria, altta
gecekondu mahaOelerinde ve kabfleier halinde yaşavan mflyonlarca yoksulun olduğu ülkemiz
bir anlamda, tüm insanhğı bir 'mikrokosmoz'da temsil eder" şeklinde değeriendiriyor.
Herkes için özgürlüğün yerine konacak hiçbır
şey yoktur. Antik Yunan demokrasisinden, Fran-
sız Devrimi'nin yol açtığı büyük demokrasi ku-
ruluslanna kadar tüm uygarlıklanmız azınlıklann
mağrur özgürlüğü için çoğunluğun kölelestiril-
mesine dayanır. Bugün vardığımız bilinç düzeyi-
nin en büyük avantajı, zayıflann ve dışlanmışla-
nn ıstırabına karşı duyarlılığımızdır.
Bugüne kadar her düzeyde belirli bir adalet ve
dürüstlük sağlayan makro-politik kurumlan yarat-
makla yetindik. Pratikte ise nüfusun birçok kat-
manlannın tümü bu kurumlarca yok sayıldı. Gü-
nümüzde evrensel öğrenim ile birbirimizin eksık-
liklerini bilmemiz sayesinde herkes için tam öz-
gürlük, artık ütopik olmaktan çıktı.
Küçük gruplar da önemlidir; aynı dili paylaşan
küçük bir grup, birçok devlete bölünmüş aynı di-
li konuşan büyük bir grup kadar önemlidir. Onla-
nn gereksinimlen de karşılanmalı, ama nüfiıs ile
ilgili her sorunu çözümlemek için bir bağımsız
devlet gerekli mi?
20'nci yüzyıhn siyasal deneyimlerinin bize mi-
raz bıraktığı en büyük sorun Versailles Anlaşma-
sı, VVîlson, özerkiik, sömürgeciliğin sonu ve ge-
zegenin, devletin, grubun, ailenin ve kişinin so-
runlannı çözmekte yetersiz, ama tümüyle de ya-
rarsız olmayan Birleşmiş Milletler'in yaratılma-
sıdır.
Bu kurumun daha iyi çalışmasını nasıl sağla-
yabi liriz? Basit bir çözüm yolu, her şeyde iki yön-
lü davranmaktır. Hiçbir kavramı, onun fıziksel
varlığının mantıklı smırlanndan öteye taşımayın.
Örneğın özerkiik olağanüstü bir düşündür; ama
onu sınırlannın dışına kadar sürüklemekte ısrar
edebilir miyiz? Bosna trajedisi ile dünyanın bir-
çok yerindeki azınlık gruplannın süregelen so-
runlan, ufak bırimin gereksinimlerinin büyük bi-
riminkilerle birlikte karşılanması gerekiyor: Irk,
dil ve din azınlık gruplannın gereksinimlerinin
çözumü büyük devlet sistemi içinde daha geniş
haklardır. Güvence devletin dışından verilmelı.
Yeni devletler kurmak yerine insan haklannın
saydamlığı üzerinde ısrar etmenin anlamı da bu-
dur. Yeni Birleşmiş Milletler'de ülkeler arasında
daha çok karşılıklı etkileşim olmalıdır. Yerel yö-
netim doktrini yalnız ekonomik ve stratejik konu-
larla sınırlandınlmalı. Gerçek otontenın ulusal
devlet içinde daha küçük birimlere dağıtılmasıy-
la eski ve yeni sorunlar tartışıhp ilgili devletin
anayasal çerçevesirun yardımıyla çözümlenecek-
tir. Bu başanlamadığı zaman zarar gören taraf te-
rorizme değil, uluslararası düzeyde görüşmelere
yönelir. Bu noktada yeni insan hakian arayışı ge-
rekir.
Hindistan gibi bağımsızlığına yeni kavuşan ül-
keler, her çözümün, evrim geçiren ekonomı-po-
litik bunalımın içinde yeni sorunlara yol açtığını
öğrenmişlerdir. Kurumsal yapı birdereceye kadar
yardımcı olduğu için biz ülkemizde bunlann ço-
ğunu çözümledik. Ama bu, bunun her zaman böy-
le olacağı güvencesini vermez.
^ Biz Hindistan'da esin kaynağı
olusturmus olan Türkive'nin. bu
yüzyılda yarattığı örneği çok
beğendik: Gandhi.
günümüzdeki Türkiye
gerceğivle hiçbir ilgisi olmadığı
halde Türkiye kökenli olan
devrimden esinlenmişti. Kemal
Atatürk ve laik devlet gelenegi.
güc bir gecis döneminde Nehru
ve onun kusağı icin bir model
olusturmustu.
Güçlü ve nüfuz edılemeyecek biçımde planla-
dığımız toplumun içinde yeni mayın tarlalan, dış
duvarlannda ise yeni delikler oluşur. Bu gibi şey-
lere belirli bir cesaretle yaklaşmaya başlıyoruz.
Yatay konumda çok dilli ve ırklı, üstte çok var-
lıklı sınıflaria, altta gecekondu mahallelerinde ve
kabileler halinde yaşayan milyonlarca yoksulun
olduğu ülkemiz bir anlamda, tüm insanhğı bir
'mikrokosmoz'da temsil eder. Türkiye'deki çok
daha az kanşık durum, etnik çeşitlilik ve öfke
gösterileri yönünden sorunludur.
Biz Hindistan'da esin kaynağı oluşturmuş olan
Türkiye'nin, bu yüzyılda yarattığı örneği çok
beğendik; Gandhi, günümüzdeki Türkiye ger-
çeğiyle hiçbir ilgisi olmadığı halde Türkiye
kökenli olan devrimden esinlenmişti. Yine de
uzak bir ülkenin kaderini, 1920'li yıllardaki
siyasal ve kültürel yaşamımızda yakından duy-
muştuk.
Kemal Atatürk ve laik devlet gelenegi, güç bir
geçiş döneminde Nehru ve onun kuşagı için bir
model olusturmustu. Böylece ülkelerimiz, her
ikisi de 21 'inci yüzyıla hazırlanma deneyimını
yaşadılar. Türkiye'nin bir başka özelliği de iki
kıta üzerinde oluşudur. Modern dünyada iki kıtaya
yayılan sadece iki ülke var: Rusya ile Türkiye. Bu
zengin Avrasya deneyimi değerli bir miras olacak-
tır.
Yarın: Prof. StanfordJ. Shaw
Y A Y I N H A K K I C u m h U r İ y e t ' E A İ T T İ R . İ Z İ N S İ Z Y A Y I N L A N A M A Z
Kültür • Sanat 293 89 78 (3 hat)
BEYOGLÜ EÜRIMAGES SINEMASI
unmsıges'tng y
SİBM YAZARURNN SEÇTİÖ YUN Bl İYİ 10 FUIİ
B u g ü n
GERMİNAL
Yön: CLAUDE BERRI
(Tel:251 32 40) 11.00-14.15-17.30-21.00
SELDA BAGCAN sunar
1988den beri böyle bir protest müzik dinlemediniz!
ekrem ataer
MARE NOSTRÜM
BULUNMAZ TİYATRO | BULUNMAZ TİYATRO
ALKAZAR SINEMA MERKEZI
Tel: 245 73 83-245 75 38
KAHKAHA FILMLERI HAFTASI
24 Haziran Cuma-30 Haziran Perşembe
Bugün
AJkazarda
BİR GÜNLÜK CUMHURBAŞKANI
Yon Ivan Reıtman
12 15-14 30-16 45-19 00-21 15
Yarın ŞEYTAN ÇIKARAN
Alkazar Avrupa EuffiH*»»» -
BİR CİNAYET SIRRI
Yön VVoody Allen
12 00-14 15-16 30-18 45-21 00
Yann SEVGİNİN BA&LADIKLARI
"Avrupa Konseyl Eurlmages katktlarıyla"
I S T A N B U L
1.ÇOCUKŞENLİĞİ
•MIM
•BALE
•PALYAÇO
•ÇOCUK OYUNLARI
•ÇEŞITLI ARMAGANLAR
3TEMMUZPAZAR12.00
M. KflRACA TIYATROSUNDA • " r , L , ™ / , , cVÖr
Tel :513 743i-522 65 BS- I T e l :
« J ™ « " " 2 65 85 .
251 BO 90-638 14 84 • 25160 90-638 14 84
I S T A N B U L
H. Hilmi Bulunmaz
Yonetımınde
TİYATRO
KURSU
A
1 Mıre Nostrum
2 Madımakü
Yaıun Beram
3- He Camm
4 isemahlDoneDone)
> barJunnvı Ağıt
6- MavTS Avlann
Guludur
B
! Berarafiıbera
Insandr
2 SolKolum>araJı
>YÛTJ Bre Hmr Paja
-t-SvasEilennde
Sazraı Caluıır
v îscı Mata
MAJÖR PLAK (212) 527 61 28)
BEYOGLÜ EÜRIMAGES SINEMASİ
SİNEMA YAZARLARININ SEÇTİKLERİ 2
(Tel: 251 32 40)
1 /9 Tem BABAM İÇİN
JIM SHERIDAN
2/12/15/20Tem ARİZONA RÜYASI
EMIR KUSTURICA
3 Tem PHILADELPHIA
JÇNATHAN DEMME
4/17 Tem PIANO
JANE CHAMPION
5/14 Tem SOSYETEOEN İNSAN MANZARALARI
RCBER" ALTMAN
6/11/16 Tem ŞARKÜTERİ
MARC CARO JEAN PIERRE JEUNER
7 Tem GÜNDEN KALANLAR
JAMES I.'ORY
8/13/21 Tem GERMİNAL
CLAUDE EERRI
10 Tem SU ŞEHRİ
ŞTEPHEN GYLLENHAAL
18 Tem İHTİRAS BALIGI
JOHN SAYLES
19 Tem KORKUSUZLAR
PETER WEIR
Eurımages Avrupa Konseyı Sınema ve Audıvısuel Eserlerıne
Ortak Yapım ve Avrupa Dağıtım Fonunun Katkılanyla
YAZARLARIN EVİ'nde
Pazar. pazartesı hariç her gün
UD ve SAZ ile
RUŞENAVŞAR
Diledığıniz kadar meze, ara sı-
cak. >emek. sınırsız \erli içki
HEPSI: 300.000 TL
Saat 24.00"e kadar, taksıler
gündıiz tarifesıyle
OSMANBEY-24644 18
MARMARİS
MARTI TATİL KÖYÜ
&
MARTI LA PERLA
Siz değerli
müşterılerimıze
bilgi vermek ve
rezervasyonlannız için
hızmetınızdeyız.
(0.212)543 60 50
(0.252) 455 34 40 - 7 Hat
Tıkınnda Giderhen....
Başta Amerika olmak üzere 17 ülke arasında bir araş-
tırma yapmışlar: "İşsizlikten kim daha çok korkuyor?"
En çok korkan, bızimkiler olmuş. Gerçekten de en bağrı
yanıklar bizdendir. Vurur yorganını sırtına, tutar şehrin
yolunu. Eskiden, "Istanbul'un taşı toprağı altındır" der-
lerdi, şimdi gecekondudur. Seçim döneminde mafyanın
elinden bir "kondu" kondurdun mu, bunu da yıkımdan
kurtardın mı gel keyfim gel! Şimdi kentin belli bölgelerin-
de gecekondular "milyarlık"tır. Yanlış görmediniz "mil-
yarlık" diyorum.
Barınacak yeri gecekondudan, askerliği "çürük"len,
vergiyi kaçakçılıktan kurtardın mı, gel keyfim gel!..
örgütünü kurmuşlar, askerlik şubelerinde bir şebeke
çıkmış, zengin çocuklanna çürük raporu alıyorlarmış.
Hani, şimdi Güneydoğu dalgası da var ya; parası olan
çürüğe: "Ne olur, ne olmaz!.."
Işsiz gelir, paralının karşısına dikilir:
"Ne istiyorsun?"
"iş istiyorum."
"Ne iş yaparsın?"
"Her işi yaparım."
Olmadı işte!.. Her işi yaparım demek hiçbir iş yapa-
mam demektir. Bir becerisi olan söyler; becerisi olma-
yan 'Her işi yaparım' der. En tehlikeli olanı da, 'Her işi
yaparım' diyenidir 'Her işi yaparım' işsizliğm alafran-
gasıdır; "hiçbir işiyapamaz".
Benim askerliğimde bedel vardı. Zengin çocukları he-
men bedele yazılırlardı. Araçlarını da birlikte getirirler-
di: At, araba, motosiklet, başka ne varsa... Gündüz tali-
me çıkarlar, gece evlerine dönerlerdi. Bedelliler, Sarı-
kışla'da asker olurlardı.
Işlertıkırında...
Işler tıkınnda giderken, aman Ailah!..
Bırdenbire savaş çıktı.
Savaşın birdenbire çıkacağını kımse beklemıyordu.
Birdenbire kopan bir fırtına gibi, bir karabasan gibi, bir
kötülük gibi savaş da çıkıverdi.
Bedelli askerliği kaldırdılar, herkes askerlik yapacak-
tı. Bedelliler çok kızdılar; ama çaresizdi; zengin, yoksul
demeden askerlik yapacaklardı.
İkinci Dünya Savaşı bittı Bedele gerek yoktu, askerli-
ğin yılı azalmıştı. 36 ay askerlik 24 aya indirilmişti
Ben 24 aylık askerliğe Iskenderun Kışlası'nda, 48. Pi-
yade Alayı'nda rastlamıştım; 36 ayın 18 ayı gitmiş, 24 ayı
kalmıştı.
Şimdinin bedelli askerlığıne, 'çürü/t'diyorlar. Askerlik
şubelerinde 'çuruk'ler parayı basıyor, askerlikten sıyrılı-
veriyorlardı. Bu çürükler, zengin çocukları olduğu kadar
siyasal iktidarı ellerinde tutanların çocukları da oluyor-
du. Nüfuz kullanıyorlar, birpundunagetiriyorlar, kaytarı-
yorlardı. Bir siyasinin çocuğu, "Askerliğim gelince ben
Guneydoğu'da yapacağım" diyordu. "Zaten şimdıden
komandoyum, gunü gelince de komando olacağım."
Çürüğe çıkmak deniyor ya, bunun kökeninde kıtaya
çıkmak', alaya çıkmak', 'çavuşçıkmak'yatar. Biröğren-
ci bir yaramızlık yaparsa ya kıtaya çıkarırlar ya da ala-
ya... Böylece bazı hakian elinden alınmış olur. Genellik-
le solcular arasında hakian yananlar, okuldan "çavuş"
çıkarlar. Bizde öyle bir dönem olmuştur ki yedeksubay
olması istenmeyen birçok genç, çavuş çıkarılmıştır
Sayı olarak en kabarıkça çavuş, Mehmet Başaran do-
nemindeki öğrenciler arasından çıkmıştır Kaç kişı ol-
duklarını bilmiyorum ama, söylenır. Çok çavuş çıkması-
nın nedeni de bir ihbar sonucu olmuştur. Aralarına biri
karışmış, dönem sonuna doğru gammazlamıştır Çavuş
konusu açıldığında Başaran, ufuklara doğru kızgın kız-
gın bakar. Kimler vardı? Köy Enstitüleri'nden bugün ünü
yaygın kim varsa çoğunu sayabilirsiniz.
Bizim dönemde, şimdi aklıma gelenler Edip Canse-
ver, Hasan Tannkut, Asaf Ertekin oluyor. Ha bir de Baki
Süha...
Ben "Surgun Alayı"nöa, çavuş çıkarılanlardan çoğu-
nu yazmışımdır. Nedense, yıllarca çavuş çıkarmak bir
tür eğitim olmuştur. Kızdıklarını çavuş olarak eğitirlerdi.
Çürüğe bir gönüllü çıkmak var, bir de zoraki çıkarıl-
mak var. O yıllarda hiçbir kımse gönüllu olarak çavuş
çıkmak istemezdi.
Fabrikalardan işçi çıkarmak nasıl bir cezaysa asker-
likten çürüğe çıkmak da öylesi bir ceza ıdi. Çürüğe çıktın
mı kurtuldun demekti Değer yargıları da gun geçtikçe
değişiyor.
Birinde çürüğe çıkarsın, ötekinde alaya...
işler her zaman tıkınnda gitmez!
DÜZELTME: Mustafa Ekmekçi'nin dun çıkan 'KoyEnstttu-
lerı Vakfı.. (1)"başlıklı yazısının sonunda, banka hesap numa-
rasında bır yanlışlık yapılmıştır Doğrusu şöyle olacaktır
"Vakıfkuruluşuna katkıda bulunmak ısteyenler; Talip Apay-
dın, Mahmut Makal, Prof. Dr. Yakup Kepenek adına açılmış
bulunan, TC.ZıraatBankası YenışehırŞubesı'nde26810no'lu
hesapla Pamukbank Ankara Merkez Şubesi'nde 092 16 330
no 7u hesaba yatırabilırler."
Bu yanlışlıktan ötüru okurlarımızdan özürdileriz.
BULMACA
1 2 3 4 5 6 7 8
Nüfus cüzdanırru kaybettim.
Hükümsüzdür.
ZEKİDOGÂS
SOLDAN SAĞA:
1/ Bir amaca ulaşmak
için tutulan yol ve yön-
tem. 2/ Altının sımgesını
aldığı Latince adı... Tan-
n. 3/ Söz... Doğu Ana-
dolu'da kullanılan bir tür
küçük zurna. 4/ Japon-
lar'a özgü kağıt katlama
sanatı. 5/ İstek... Yavru
ya da \emiş verecek du-
ruma gelmiş ha>"van ya
da ağaç. 6/ Bir cetvel tü- 8
rü... Saç örgüsü. 7/ Güzel g
seslı bir kuş... Uzaklık an-
latmakta kullanılan söz. 8/ Eski ve
bilinmeyen bır tanhi anlatmakla
kullanılan deyim sözü... Bir nota...
Saz ya da kamıştan yapılmış kulü-
be. 9/ Yelve de denilen güzel ötüşlü
bir kuş.
YüKARIDAN AŞAĞIYA
1/ Yeterli etkinlıği olmayan. geçi-
cı. 2/ İskambilde bir kâğıt... Su
düzeyindekı sıra kayalar. 3/ Ege ve
Akdenız'de yaşayan eti lezzetlı bır
balık. 4/ Böreği. çıçeği ve terazisi
vardır... "Sanırsın kim durup bir dilber ile — yazmış" (Nedim).
5/ "Sakal seni matkabınan yolayım Bir kız bana - - - dedi n'-
eyleyim" (Karacaoğlan)... Lokmanruhu. 6/ Bir rekoru yinele-
me anlamında kullanılan spor terimi.7/ Ince kabuklu bir erik
türü... Alan ölçüsü hektann simgesi. 8/ Arjantin'in plaka ışare-
ti... Kesın olarak değen bıçilmiş. 9/ Bir kâğıt oyunu... Karsal
kesimde büyük topraklan olan güçlü ve varlıklı kimse.
SATILIK D AİRE
Aksaray Sofular'da 45 m2
daire. İçinde telefonuyla
birlikte acele sahibinden satıhk.
Tel: 587 89 73