Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
13 HAZİRAN1994 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 13
KültürelsoykınmlakarşıkarşıyayızAvrupa Parlamentosu seçimlerine aday olan yazar Nedim Gürsel Bosna'daki soykırınıın yalnızca etnik olmadığını savunuyor
- Ne yapabilirler örneğin?
MEHMETBASUTÇU
PARİS - Avrupa Parlamento seçimlerine
"Aydınlar Listesi" olarak bilinen listeden aday
gösterildiniz. Fransa'da scçimlere ilk kez bir
Türk katılıyor. Hangi nedenlerle adaylığınızı
koydunuz?
Kendim aday olmadım. Prof. Schvvartzen-
berg'in yönettiği ve aralannda Bernard Henri-
Levy, Pascal Bruckner, Micfael Poiac, Andre
Glucksmann gibi yazar ve aydınlann da bulun-
duğu listede yer almam önerildi, ben de kabul
ettim. Biliyorsunuz bu liste Avrupa'run bir par-
çası olan Bosna-Hersek sorununu gündeme ge-
tirmek için hazırlandı. Bosna konusunda Baü,
özellikle de Avrupa çok edilgen davrandı. Kendi
temel ilkeleriyle bağdaşmayan, insanlık suçu sa-
yılabilecek davranışlar karşısında, Sırp milisleri-
nin giriştikleri katliamlar karşısında seyirci
kaldı. Ya da bu olaylan kınamakla yetindi. Ulti-
matomlar daha önceden kararlı bir biçimde uy-
gıılansaydı bugün binlerce insanın yaşamı kur-
tulmuş olurdu.
'Bu tarih, bizhn de tarihimizdi...'
Hepimizin gözü önünde, Avrupa'nın ortası-
nda bir halk yok ediliyor. Yalnızca etnik anlam-
da deği], kültürel olarak da bir soykınmla karşı
karşıyayız. Örneğin yakından tanıdığım, bir za-
manlar benim araştırma yaptığım Saraybosna
Kütüphanesi geçen yıl yerle bir oldu. Yalnızca
bir yapı ve içindeki binlerce elyazması belge de-
ğüdi yok edilen; Müslüman Bosna halkının bel-
leği silindi yeryüzünden. Bu tarih, uzunca bir
bölümüyle, bizim de tarihimizdi. Mimar Hay-
rettin'ın 16. yüzyılda yaptığı. boşluğa asıh bir taş
kolye gibi pariayan Mostar Köprüsü Neretva'-
nın sulanna kanştı çoktan. Diyeceğim, demok-
rasi ve insanlık adına, hepimizin koruması gere-
ken kültür varlıklan ve en kutsal hak olan yaşa-
ma hakkı adına. Saraybosna listesinden aday ol-
makta bir an olsun duraksamadım.
- AvTupa seçjmleri siyasi arenada yapıbyor.
Oysa sizin. bildiğim kadarıvla, siyasi bir kişiiiği-
nizyok.
Hakhsınız. Ben bir yazanm. Uzun yıllardır
Paris'te yaşayan bir Türk yazan ve araşürmacı-
sıyım. Fransız vatandaşlığım da var. Dolayısıyla
bu lülkede seçrne ve seçilme hakkına sahibim.
Ama listede, seçilme şansım olmadığını bilerek
yer aldım Böyle bir ihtimal olsaydı. yani seçilme
ihtimalim. herhalde kabul etmezdim.
- Saraybosna listesi, Fransız kamuovunda ve
basında uyandırdığı yankıiara bakılırsa, yalnızca
bir aydm girişimi olarak nitdendirilemez sanıyo-
rum. Liste başındaki Sehvvartzenberg Sosyalist
Parti'niıı AvTupa milletvekiliydi. Kısa süren bir
bakanlık deneyimi de oldu, yine sosyalist parti ik-
tidardayken.
Bence bir aydın ginşimi sözkonusu. Siyasi
partilerin Bosna sorununa daha etkin bir biçim-
de müdahale etmelerine çalışıyoruz. Kamuoyu
yoklamaları listenıize oy barajı olan yüzde 5
oranının üstündc $ans tanıyorlar. Doİayısıyla
Avrupa Parlamentosu'na milletvekili sokma ih-
timalimiz bir hayli vüksek. Bu millctvekilleri
öbür sivasal partilerin vapamadıklannı yapacak-
lar.
Silah ambargosunun kaldınlması yönünde gi-
rişimierde bulunabilirler. Biliyorsunuz Fransı-
zlar bu konuda çok duyarlı. Ama siyasi sorum-
lular, başta François Mitterand ve Dışişleri Ba-
kanı Alain Juppe olmak üzere, Bosna halkının
kendini savunma hakkını engelliyorlar, savaşa
savaş katmamak. yangına körükle gitmemek
bahanesiyle. Oysa Bosna"da zaten savaş var.
yangın zaten bacayı sarmış durumda. Bugüne
dek çoğu sivil ikiyüz bin kişi öldü. Milyonlarca
insan evlerini terk etmek zorunda kaldı. Kadı-
nlann, genç kızlann ırzlanna geçildi; Nazilerin
yenilgisinden elli yıl sonra toplama kamplan ku-
ruldu yeniden.
'Ne köpriiler ayakta ne dostluklar'
Listemiz Avrupa seçimlerine katılmasaydı
Sosyalist Parti Başkanı Midıel Rocard ambar-
gosunun kaikması yönünde tavır almazdı. Ro-
card'ın bu tavn almasında girişimimizin büyük
katkısı oldu.
- Saraybosna listesinden aday gösterilmenizde
başka etkenlerin de rolü oldu mu?
Saraybosna'da dostlanm var. Yugoslavya'ya
çok sık yaptığım yolculuklardan birinde oraya
da uğramış, bu kentin yalnızca mimari yapılan-
na değıl, çok kültürlü özelliğine de hayran
kalmıştım.
O yolculukta gördüğüm, beni hem şaşırtan
hem hayran bırakan güzelliklerden hiçbiri yok
şimdi. Ne köpriiler ayakta ne dostluklar. Ne de
kardeşçe. insanca ilişkiler. Saraybosna'nın en
eski yapılanndan Gazi Hüsrev Bey Camii'yle
minaresi, Sırp topçusunun sürekli bombardı-
manına karşın direniyor hala. ama ne zamana
kadar? Ne zamana kadar bu soykınm, bu vah-
şet devam edecek, insanlar yuvalanndan, yurt-
lanndan. canlanndan olacak? Ne zamana kadar
Saraybosnalı dostlann başına kan ve ateş yağa-
cak? Kenti ikiye bölen Milyaka Irmağı yıllarca
aksa. bu "etnik temizlik"in kirini akıtamaz.
lvo Andriç ustanın ölümsüzleştirdiği Dnna da.
Haziran sonunda bir yazar delegasyonuyla
birlikte Saraybosna'ya gideceğim. eğer Birleş-
miş Milletler askeri uçak verirse ve bir ölçüde
korumamız sağlanırsa. Avrupa'yla Bosna kent-
leri arasında kültür koridorlan oluşturmaya
çabalıyoruz.
Bosnalı aydın ve sanatçılara aramızda nicedir
varolan dostluk ilişkilerini pekiştirmek. asıl
önemlisi de onlan aleş hatlından çıkarabilmek
için.
Halk tiyatrosuörneği 'BabamDokuz Doğurdu'
Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu ENKA'da.
Kültür Senisi- ENKA Vakfı Yaz
Dönemi Kültür Etkınlıkleri kapsamı-
nda bugün Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu.
"Babam Dokuz Doğurdu"adlı iki bö-
lümlük yeni bir güldürüyü Sadi Gül-
çelik Spor Sitesi'nde sahneliyor.EIis
Saghi'nin yazdığı. Nisa Serezli'nin çe-
virdiği oyunu Ali Poyrazoğlu yönetti.
Fatih Ok'un dekorlan. Ertuğrul Oda-
başı'nın kostümlerini gerçekleştirdiğı
oyunun ışıklaması Bilge Çelikoja ait.
Sezonun sonunda çok kısa bir süre
oynayan "Babam Dokuz Doğurdu"-
adlı oyun. Ali Poyrazoğlu'nun
yıllardır özlemini çektiği türden bir
oyun. Bizim eskı geleneksel türlere ve
Muammer Karaca'nın yaptığı türe
çok yakın bir halk tipi komedi. Nisa
Serezli'nin bu son çevınsini gördü-
ğünde, bu oyunu ovnamaya 'deli
olan' Ali Poyrazoğlu. kanavasmı ahp,
Levent Kazak ile birlikte yeniden
yazıp. bir Türk ailesıne adaptc etmiş.
Sünnetçi Mahmut Civelek. geçim
sıkıntısından. İstanbul'dan. komşu-
lanndan. ıçınde yaşadığı apartman-
dan bunalmış ama çok eğlenen. havat
dolu biradam. Elli yaşında birdenbire
kansı hamile kalınca. gcçim sıkıntısı
içinde bir de baba olaçağını öğrenince
tepesinin tası atıyor. Üstünebirdeoğ-
lunun kansı hamile kalınca müthiş bir
curcuna kopuyor evin içinde. Oyun-
da çok temel unsur olarak Tansu.
oyuncaklan Mesut ve Murat var. So-
kaktaki adamlar. zenginler. fakirler.
üst kattakiler, alt kattakiler de var.
Bunlann hepsi, bütün erkekler sün-
netçi Mahmut Civelek'in elinden geç-
tiği için onun gözüyle bakıhyor. ince-
leniyor sıcak bir aile komedisi örgüsü
içinde.
Oy un. güncelliğe göre her gün deği-
şerek. yenilerek sahneleniyor. Bu tür
bir o\ unu sahnelemeyi çok istediğini
v urgulavan Ali Povrazoğlu. "Her tür-
lü kendimi sınamaktan hoşianan ojun-
cu ve \önetmenim. Böyle bir oyun ne
yönetmiş, ne de oynamıştun. Kabare,
\aryete yaptım, ağır dramlar, ağırbaşiı
komediler, sulu komediler oynadım.
Kendi başuna doğaçlama yaparak, Ali
Harikalar Diyarı'nda böyle bir tema-
dan yola çıkıp, 2,5 saat seyirciyle oy-
nuyorum, müthiş eğleniyorum. Ama bu
tip bir şe> de gözüm > ardı. bunu yeniden
canlandırmak istiyordum" diyor.
Tıyatroyla tanıştığında. Muhsin
Ertuğrul dönemindeki Darülbedayi
ve İstanbul Tiyatrosu ile Muammer
Karaca Tiyatrosu'nun oyunlannı iz-
lediğini anlatan Poyrazoğlu. eski bir
usta olan Karaca'yı 'ağzının suyu
akarak" seyrettiğini ve çok hoş-
landığını söylüyor. Onun türünü bu-
güne uydurup. bıraz yenileyip. politik
esprilerle. sağlam bir kurgu içinde bir
halk adamı. aile komedisi içinde sun-
mayı çok arzuladığını ve bunu yaptığı
için de çok mutlu olduğunu belirtiyor.
Seyirciden aldığı tepkiden de çok
hoşnut. Halk Tiyatrosu geleneğinin
öldüğünden söz eden Poyrazoğlu.
muhalif tiyatro yapmayı sürdürecek-
lerini de ekliyor. Ali Poyrazoğlu, Le-
vent Kazak, Suzan Aksoy vc Nur Gür-
kan'ın rol aldıklan "Babam Dokuz
Doğurdu" adlı oyun yaz aylannda
önce İzmir sonra Anadolu ve eylülde
Ankara turnesine çıkacak.
'Bay Dinamit'tengörkemlibir caz şov
Parliament Superband Caz Festivali, yaşayan efsane James Brown'ın muhteşem konseriyle sona erdi
• Soul Generals orkestrası,
Bitter Sweet vokal grubu,
sunucusu ve dört seksi
dansçısından oluşan 40 kişilik
ekiple sahne alan
'Bay Dinamit' kameralara kızıp
konseri kesmekten eşiyle dans
etmeye, bis'e terük ve
robdöşambrla çıkmaktan bir
izleyiciyi sahnede dans ettirmeye
kadar her türlü numarayı yaptığı
bircazşovsundu.
TUNA ERDEM
Parliament Superband Caz Festivali, önceki
gece yaşayan efsane James Brovvn'un Açıkhava
Tiyatrosu'ndaki konseriyle görkemli bir biçim-
de son buldu. Soul Generals isimli orkestrası Bit-
ter Sweet isimli vokal grubu. sunucusu ve dört
seksi dansçısından oluşan 40 kişilik bir ekiple
sahne alan "Bay Dinamit", kameralara kıâp
konseri kesmekten, eşiyle dans etmeye; bis'e ter-
lik ve robdöşambrla çıkmaktan, bir izleyiciyi
sahneye çıkarmaya kadar her türlü numarayı
yaptığı, şanına layık bir caz şov sundu.
61 yaştan umulmayacak dinamizm
Saat 21.00'de başlayan konser için 19.00'dan
itibaren kapıda birikmeye başlayan izleyiciler.
Açıkhava Tiyatrosu'nu koltuklardan merdi-
venlere kadar tam kapasite doldunırken, kara-
borsada bilet fıyatlan bir buçuk milyona kadar
fırladı. "Soul'un Babası" bu coşkun kalabalığın
karşısına, mor takım elbisesiyle saat 21.30'da
çıktı ve "Living In America" ile programına baş-
ladı. 61 yaşındaki Brovvn, yaşından beklenmeye-
cek dinamizmi ve yıllann solduramadığı kariz-
masıyla sahneye adım attığı anda seyirciyi avu-
cunun içine almayı başardı. Orkestrasını, voka-
listlerini hatta dansçılannı bile yöneten ve göste-
rişli şovunun iplerini tümüyle elinde tutan
Brovvn, çekim yapmakta olan atv kamera-
manının bağırarak konuşmasına sinirlenerek
"Eğer siz buna devam edecekseniz ben konsere
'Soul'un Babası' dört dörtlük şovinenliğini gösterdi Açıkhava Tiyatrosu'ndaki konserinde.
devam edemeyeceğim. Derhal kameray ı fışten çe- daki kameralann kaldınlmasından sonra
kin" dedi. Çekimi durdurmaya yanaşmayan ka- programına devam eden Brovv n, şarkının ortası-
rneraman ile görevliler tartışırken Brovvn, dö- nda durarak bu kez tribünlerde çekim yapan bir
nüpvokalıstlerinedertyandi.Sahnenıhkenann- kameraya "kes şunu" dedi. Bir grup izleyicinin
kameramana doğru dönerek tartışmaya başla-
ması üzerine Brovvn. "Sizi çok seviyorum ama
kameralarımzı sevmiyorum" sözleriyle. kendisi-
ne destek olan seyircilere teşekkür etti.
Dört dörtlük bir şovmen olan Brovvn. voka-
listlerine şarkı söyleterek. orkestra elemanlanna
sololar yaptırarak hem kendisine dinlenebilece-
ği aralar yaratmış. hem de hizmetindekilere şans
tanıyan bir kral izlenimi bırakmış oldu. Bu solo-
lar sırasında özellikle perküsyonda. ayağıyla ba-
teri çalan, bagetlerle akrobasi numaralan yapan
Spike izleyicinin gönlünc tahı kurdu. Brovvn.
kendi elemanlanna hakkını verdikten sonra. B.
B King, Elvis Presley, John Lennon, Bob Dylan,
Janis Japlin, Jimi Hendrix gibi ünlü müzisyenle-
ri anmayı da unutmadı. Kansını dövdüğü söy-
lentileri uzun süre başını ağntan Brovvn. kansını
sahneye çağınp samimi bir biçimde dans ederek
adcta "Hem döverim, hem severim" mesajını vcr-
di.
Dakikalarca süren alkışlar
Soul'un Babası'nın başka bir numarası da
sahte bis yapmaktı. "Gelecek yıl, ondan sonraki
yıl ve ondan da sonraki yıl" tekrar gclcccğini söy-
leyerek sahneden aynldıktan sonra. sunucusu
bütün seyircileri ayakta alkışlamaya davet etti
veancak bundan sonra Brovvn tekrar sahne aldı.
Yeni kostümler giymiş dansçılan cşliğindc "I
Got You - I Feel Good"u söyleyerek. aslında
programının ikinci yansına başlamış oldu.
Sahnenin yantnda dans etmekte olan yaşlı bir
izleyiciyi. karga tulumba sahneye çıkararak vo-
kalistleriyle dans ettiren Brovvn. sonunda ger-
çekten programını bitirdi. Ancak ışıklar yanıp
alkış seslerini bastırmak için müzik yaymı yapı-
lmasına karşın. seyirci yerinden aynlmamakta
ve alkışlamayı sürdürmekte ısraretti. Yaklaşık
altı dakika alkış sesleri dinmeyince Brovvn, bu
kez üstünde robdöşambr ve ayağında terlikle-
riyle yeniden sahne aldı. Böylelikle bir daha bis
yapmayacağını da belirtmiş oldu.
"Yaşayan Efsane" dinlenecek zaman bile bul-
madan dün sabaha karşı Londra'ya hareket etti.
Fransa, İsviçre ve Amerika turnesiyle yıl sonuna
dek konserlerini sürdürecek olan James Brovvn,
belki gelecek yıl söz verdiği gibi yine ülkemize
gelir. Ama krallann ne yapacağı bclli olmaz.
Belki de kameramanlara kızgınlığı. belleğinde
scyircinin coşkusundan duyduğu hoşnutluğa
ağır basar.
BUAŞAMADA
ŞÜKRAN KURDAKUL
LağımSulapı'
1980den önce Letonyalı bir şair, yaratma özgürlüğü
üzerinde söyleşirken, sormuştu:
- Kaç yıl verirler şiir kitaplar/nız yasalara aykırı görül-
düğü zaman?
- 7.5..
Alkol duyarlığının sesine vurduğunu anımsıyorum.
- Şiirlerim yayımlansın da yatmayı göze almazsam
namussuzum.
Sovyet Yazarlar Birliği'ne bağlı yayınevlerinin, yöneti-
min koyduğu kurallara bakarak hizaya geldiği zaman-
lardı.
Yaratma özgürlüğünün toplumsallığı mı tartışılacak.
Sovyetler Birliği'nde de bizde de, Avrupasında, Ame-
rikası'nda da birtakım asalaklar büyütmeye çalıştığımız
ağacı özsuyundan yoksun bırakma görevini üstlenmiş
gibiydiler.
Bugün de dahadeğişik bir dünya olmadığımız ortada-
dır.
Emperyal güçlerle ortakları insansal olana karşı kül-
tür kirletme odakları üreterek ayakta durmaya çalışıyor-
lar..
Nazım Hikmet çevirmeni olarak tanıdığımız araştır-
macı, Türkolog Radi Flş'le konuşmadan önce düşündü-
ğüm şeyler bunlar. 1960lı yıllardan bu yana herfırsatta
Türkiye'ye gelmenin ustasıdır Radi Fiş. Bu kez de Rauf
Denktaş'ın çağrılısı olarak gittiği Kıbrıs'tan dönerken
uğramış istanbul'a.
Kadıköylü Perşembecilerin yemeğinde buluşuyoruz.
Soruyorum, kendi deyimiyle, kırgın bir eski tüfek olan
bu yetmişlik delikanlıya.
- Partinin kapanması olayının edebiyatcılar üzerinde
ne gibi etkileri oldu?
- Önce Yazarlar Birliği etkilendi durumdan. Üyeler üç
gruba ayrıldılar. Yeniden yapılapmayanlıları Nisancılar.
Kendilerini vatanseverler olarak tanımlayan şovenler.
iki grubun da dışında kalanlar. Bu dönemde Yazarlar
Birliği'nin bilinen olanaklarına karşın kitap yayımında
gözle görülür azalmalar oldu Polisiye romanlarve seks
kitapları edebiyatyapıtlarının önüne geçti. Dergilerimiz
büyük tiraj kayıplarına uğradı.
- Çözüime işaretleri miydi bu olanlar?
- Başlangıçta böyle görmüyorduk belki, ama olaylar
geliştikçe çözülmeyi içinde taşıyan çatışkılar çıkıyordu
ortaya.
- Eski dönem edebiyatçılarının tezgahları sustu mu
yani?
- Eski dönemin ünlü şair ve yazarları içerden çok dı-
şarda yayımlamaya başladı kitaplarını. Örneğin Yevtu-
şenko, Voznesenski. Bir bölügü de post-modernist
akıma eğilim cLydular.
- özel yayın c-ganları mı var? Özel girişim yayıncılığa
yatırım yapıyor mu?
- Modernistler en çok bin basan bir dergi çıkarıyorlar.
Dergileri ve kitapları dar bir çevrede kalıyor. Özel yayı-
nevlerinin edebiyat yapıtlarına ilgileri yok denecek ka-
dar az. Ekonomi kriz yapım giderlerini çok yükselttiği
için kitaplar pahalı. Bu nedenle okur kitaptan kopmaya
başladı. Biliyorsunuz, afışamayacağı birekonomik bas-
kı altında Rus halkı.
Radi'nin söyledikleri gazete haberlerini doğruluyor
da, okuma alışkanlığı olan büyük bir kesimin düştüğü
durumu yerine oturtmakta güçlük çekiyorum doğrusu.
- Bizim de algılamakta güçlük çektiğimiz çok şey var,
diyor Radi Fiş. Ama eski ve orta kuşağın kazanımlarını
yitireceğini sanmıyorum.
- SOUENİTZİN DÖNDÜĞÜNDE, KENDİSİNİ TANIYAN
GENÇ BULAMAMAKTAN YAKINARAK "BURAYA KA-
PİTALİZM LAĞIM SULARINI BİRLİKTE GETİRMIŞ GÖ-
RÜNÜYOR" DEMIŞ. NE DIYORSUN ROMANCININ BU
SÖZLERİNE?
Büyük harflerle yazdığım son soru Aydın Hatipoğlu -
ndan.
- Doğru bir gözlem, diye yanıtlıyor Radi. Kısaca sergi-
lediğim sıkıntılarda bu durumdan kaynaklanıyor.
'Tamam"diyorum. Ikisinin de gözlerini arayarak. Bu
kadar dayanılır Dokunduğunuz yeri kanatan konular
bunlar
Letonyalı şair geliyor aklıma.
Yayımlatabildi mi acaba kitaplarını?
Ülkelerini kapitalizmin lağım sularından koruyabildi-
ler mi?..
Güktiken'inyaz sayısıçıktı
I KültürServisi - Dört aylık mizah kültürü dergısi
Güldıkeh'in yaz "94dördüncü sayısı çıktı. Bu sayı. Abidîn
Dino. Rabelais. Gogol ve Plastıp Shovv'a aynldî. Aralık
93'tcyitirdiğimiz Abidin Dino'ya aynlan sayfalarda, Naam
Hikmet. Abidin Dino, Orhan Veli. Ismail Hakkı
Baltacıoğlu. Hüsamettin Bozok, Rasih Nuri İleri, İlhan
Selçuk. Onat Kutlar. John Berger. Ara Güler. Enis Batur.
Yunus Koray.Selçuk Demirel,GökşinSip 'hioğlu, Bennu
Gerede, Suphi Nuri fleri'ninşiir.yazı.mektup.desen. resim.
karikatür ve fotoğraflan yeralıyor. 500. doğumyılı
nedeniyle Rabelais üzerine Jean François Revel'in yazısı.
Gustav Dore'nin resimlemeleriylesunuluvor. Dostlar
Tiyatrosu'nun Gogol'den sahnelediği "Bir Delinin Hatıra
Defteri" ile Ferhan Şensov 'un Ortaoyuncular'da
sahnelediği "Şu Gogol Delisi" üzerine Ya\ uz Pekmen'in
yazısı "İstanbul'da Bir Gogol Mevsimi" başlığıyla
sunuluyor. Cihal Hazardağlı'nın Plastip Shovv'u, bir söyleşi;
siyaset, basın ve sanat adamlannın değerlendirmeleri ile
küçük dosyada ele alınıyor. Bu sayının son bölümünü
Turgut Çeviker'in "Güfdiken Günlüğü" oluşturuyor.
Günlükte Abidin Dino ile Ferhan Şensoy'un birer
mektubuna da yer veriliyor. Bu sayının ekini Abidin
Dino'nun "Nazım 1929'd Babıali'de" adlı çalışması
oluşluruyor. Kapağı ise, Bülent Erkmen hazırlamış.