Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 13 HAZİRAN1994 PAZARTESİ
10 DİZİ YAZI
P.
-2-
arlamentoyu bombaiayan
tanklar. sadece birkaç yıl öncc tüm
Avrupa \e Asya uluslannın Sovyet
yönetimine bo> un eğmesini sağlayan
70 bin tank arasında yer alıyordu. su-
baylan da bir imparatorluğun önder-
leriydiler. Subay birlikleri gururlu ve
bolluk içinde yaşayan bir kast ıdi. As-
keri akademilere girenlerin yansı-
ndan fazlasını gelenek. saygınlık. gü-
venlik ve tabii Sovyet ölçüleri içinde
yüksek ücretin çekiciliğine kapılan as-
ker oğullan ve torunlan oluşturuyor-
du. Başta Moskova'daki Yüksek
Sovyet Akademisi ve Ryazan"daki
hava akademisi olmak iizere askeri
akademilere giriş büyük bir rekabete
yol açıyordu.
Rus ordusu, Sovyetler'in etkin bir
biçimde beslediği ve geçmişi yüzyıl-
larca geriye, İsveçlilere. Polonyalıla-
ra, Almanlara ve Türklerc boyun eğ-
dirip Sibirya"dan Uzak Asya'ya dek
yayılan, Kafkasya'yı ve Orta Âsya'yı
fetheden, Napolyon'u Paris'e ve Hit-
ler'i Berlin'e geri püskürten büyük
çarlık ordulanna ve cesur Kazaklara
kadar uzanan muhteşem bir mirasa
sahip. Aleksandr Nevsky, Aleksandr
Suvorov. Mihail Kutuzov, Georgi
Zbukov gıbı bü>ük kumandanlannın
isımlen zaferlerle çınlıyor.
Artık bu ordudan eser yok. Dünya
artık Rus ordusunu önemsemiyor.
Ülke içindeyse, Sovyet diktatörlü-
ğüyle yakın işbirliği, Afganisıan'daki
yenilgi. Sovyet değerlerinin çökmesi.
kaba dayak, pislik veyozlaşmanın or-
taya çıkmasıy la saygınlığını büyük öl-
çüdeyitirmişdurumda. Mali kaynak-
lan ellerinden alındı. disiplini paçav-
raya döndürüldü ve misyonu yok
edildi.
Askeri Sosyologlar Derneği'nin
başkanı Yuri Deryugin, Nedelya'nın
son sayılarından binnde bu ahlaki çö-
küşü betimlemekte. Silahlı kuvvetler-
de vükselen ölüm oranının nedeninin
genellikle "şiddetli kalp yetmezügi"
gibi teşhislerin ardına gizlendığıru be-
lirtiyor. Aslında hcr dört ölümden bi-
rinin nedeni intihar. Askeri suçlar da
artmış. Deryugin. 1993"ün ilk lOayı-
nda orduda 16 bin suç işlendiğini be-
lirtiyor. Subaylann yüzde 70'i birlik-
lerinin kendilerine verilen göre\i yeri-
ne getiremeyeceği kanısında. Der-
yugin"in bulduğu ve askeri öğrencile-
rin yüzde 76'sının da kabul ettiği gibi
ordudan ay nlmada birincil etken. "as-
kerlik mesîeğinin toplum arasında ka-
bul görmeyişi."
Basında ordu hakkında çıkan yazı-
lar arasında en büyük bölümü. ko-
münist dönemde halktan gizlenen sı-
lahlı kuvvetlerin köıü >önlen kapsı-
yor. En çok yayimlanan haberler ara-
sında tecrübeli askerlerin acemilerc
yaptığı kötü muameleler yer alıyor.
Moskova'nın Gagarin semtindeki
1. Askerlik Şubesi'nin bu sonbaharda
1500 genci askere alması öngörül-
müştü. Kumandan Binbaşı Mihail
M.Smirnov isc binden fazla asker top-
layamadığını söylüyoraçık sözlülük-
le. Binbaşı. büyük olasılıkla bu bin ki-
şiden dörtte birinin uyuşturucu kul-
lanımı ya da kavgalarda uğradıklan
kafa travmalan nedeniyle fıziksel güç
sınavını aşamayacağını tahmin edı-
yor.
Suçlu medya
Binbaşı Smırnov. "Basın ve televiz-
yon yüzünden ordu hakkında hiç de
gerçekleri > ansıtmay an olıımsuz bir iz-
lenim oluştu" diyor. "Gençler olağa-
nüstü vılgm. Anneler bize karşı komi-
teler kurdu. gösteriler yaptı. Ne zaman
koşulları düzeltirsiniz, o zaman oğulla-
ranızı size veririz, dediler. Onlara ge-
çen yıl bu semtte 28 gencin öldüriildü-
ğünü. buna karşılık orduda yalnızca
bir erin öldürüldüğünü söy ledim. Üste-
lik bu da bir kaza sonucuydu."
Loş salonlarda fıziksel güç sınavına
giren oğullannı bekleyen anneler. ge-
rektiğinde doktorlara bağınp çağır-
maya hazır. oturmuş bekliyorlar.
Saçlan omuzuna dek inen Aleksan-
der isminde bir genç. girdiği bedensel
sınavdan çıkmış geliyor. Moskova
Devlet Ünhersitesi'nde başansız ol-
duğu sınavdan sonra askere çağnldı-
ğını söyleyen gcnç, bu ışten kurtulma-
nın bir yolunu bulacağından emin.
"Alerjiler işe yaramazsa, o zaman
çıldıracağım" di>or. "Beni bu iş için
hazırlayan psikiyatrist bir arkadaşım
var. Ayrıca bileğimde vara izleri vapa-
cak bir cerrah tanıyorum. Arkadaşla-
nmın çoğu bu yolla kurtuldu. Ailemde
hiçbir zaman asker olmadı ve ben de bu
geİeneği bozmak istemiyorum."
Genelkurmay"m asker toplamak
yolundaki bu büyük arzusu. Savun-
ma Bakanlığı"nın silahlı kuvvetlerde
indirim yapmak konusundaki beyanı
ile çelişiyor ve anne-babalarla karşıt-
lann. çok sayıda asker toplama olayı-
nın. subay sayısında yapılacak azalt-
mayı önleyeceği şeklindeki cleştirileri-
ne neden oluyor.
Köktenci reformlann yaratıcısı Va-
krya Nobodvoskaya, geçenlerde
Moskova Pravda'daki yazısında,
gençlerin askerlik hizmetinden kaçın-
mak yoluyla ülkelerine daha büyük
bir hizmette bulunacağını belirtiyor-
du: "Askere alınmayı reddederek.
anavatana çok daha büyük bir hizmet-
te buhınmuş olursunuz."
Generallerin görüşleri ise ordunun
910 bin kişi eksik ve dengesiz bir hal-
de olduğu yönünde. Sorun. bu sonba-
harda orduya çağnlan 580 bin gencin
terhis edilmesi. ama bu rakamdan
çok az gencin askere alınabilmesi du-
rumu daha da karmaşıklaştırdı. Baş-
kan Boris Yeltsin, ticaret okulu öğ-
rencılerinin tehirlerini kaldınncaya
kadar ordu. askerlik çagındaki 1.5
milyon gencin yalnızca yüzde 13'ünü
askere alabilmeyi umuyordu.
Yeltsin'in karanna karşın, geçen
• Geçen sonbaharda askere alma
konusunda karşılaşılan güçlükler,
gençlerin çoğunun bu işe gönülsüz
olduklannı ortaya koydu.
Rusya'da yapılan bir anket,
askerlik çağına gelen erkeklerin
yüzde 80'inin orduda hizmet
etmek istemediğini gösteriyor.
Askerdenkaçma
salgınadönüştü!
Geçmişteki görkemli güciinü yitiren Rus ordusuna. gençlerin büy ük çoğunluğu katılmak istemiy or
sonbaharda askere alma konusunda
karşılaşılan güçlükler. gençlenn ço-
ğunun bu işe gönülsüz olduklarını or-
taya koydu. Son günlerde yapılan bir
anket. askerlik çağına gelen erkek-
lerin yüzde 80"inin orduda hizmet et-
mek istemediğini gösteriyor.
Gençlen askere almaktan sorumlu
Moskova Asken Kumandanı Yladi-
mir A. Bespalov, kasımda Moskova
ValilığTne gönderdiğı raporda. son
iki yıldır Moskova'nın asker potansi-
yelinın yalnızca yüzde 1 l'ini toplaya-
bildiğinı bildirmekteydı. Bir lahmine
göre Rus ordusunda vıl sonuna ka-
dar 630 bin subay ve yalnızca 544 bin
zorunlu askerlik hizmelı yapan er yer
alacak. Ashnda Rus ordusunda su-
baylar. Amerikan ordusunda yalnız-
ca erlerin yaptığı bazı işlcri de yapı-
yorlar. Sözleşmeli olarak orduya
katılan ve daha iyı ücrctler alan gö-
nüllüler lasansı oldukça başanlı ol-
muş durumda ve şu anda bu kategori-
deki asker say ısı 100 bine ulaşmış bile.
Ne ki hükümetin sözleşmeli askerlik
kapsamını genişleıecek mali kaynak-
lan yok.
Çekilen zorunlu asker sıkıntısı. da-
ha düşük işleri yapmak zorunda ka-
lan subaylar arasında hoşnutsuzlu-
ğun gittikçe daha da büyümesine >ol
açıyor. Ancak subaylar arasında en
büyük mutsuzluk kaynağını loplum-
sal a>ncalıklarının aşınması ve özel-
likle Doğu Avrupa y a da BaltıkCum-
huri>etleri"nden dönenlerin kar-
şılaştıeı konut sıkıntısı oluşturu>or.
1989"dan berı 595 bin silahlı kuvvetler
mensubu Rus\a">a gen çağnldı ve
bunlardan 180 bınine kalacak \er
sağlanamamış durumda. Çelışkilı bir
olgu da konut sıkıntısının asker sayı-
sını azaltma girişiminde en önemlı en-
geli oluşturması. Savunma Bakan
Nev\ York Times'dan Ste\en Erlanger, Doğu A\ rupa
v e Baltıklar'dan dönen subav lann \ aşadıklan zor
koşullan inceleverek aileleriyle görüşmeler vaptı.
Moskova'nın 64 kilometre kuzeyındekı bu asken üs.
Rusya'nın tank. topçu ve uçaksavar taburlannı içercn
18. Birleşik MotorizeTugayı'nın karargahıydı.
Sovyetler Bırlığfnin çöküşünden sonra Almanya ve
Litvanva'dan dönen subaylar ve aileleri içın alelacele
bannaklara dönüştürüldü.
Her ıkısı de 30 \ aşında olan yüzbaşı Andrey A.Tarada
ve kansı Larissa ile 12 vaşındaki oğullan ve 8
yaşındaki kızları. burada sığınmacılann yaşamını
sürdürüyor. Dördü birden ve beyaz Ankara kedileri.
ahşap bir ofıs binasında yaşıyor. Ne mutfağın nede
özel y aşamın bulunduğu odada tuv alet de > ok:
Binanın diğer sakinleriv le ortak olarak tıksindırici bir
tu\aleti kullanmakzorundalar. BavanTarada.
"Kendivatanımızdabö>le
karşılanacağımızı ummazdık.
Bize çok daha iyi > aşam
koşulları söz »erilmişti" dıv or.
Toplu konutlar
planlanıvor
Tugay_ kumandanı Gcneral
Fiyodor İ.Pugaçt», planlanan 6
apartmandan ilki olarak üste
200 ailelik iki apartman bi-
nasının yükselmeye başladığını
sövlüvor. Aynlan fonlarla.
1995"e dek 900 dairelı. 200 ço-
cuğun eğitim görebileceği 11
katlı ilk ve anaokulu. dükkan-
lan. dispanseri. eğlence merkezi
ve hatta telefon santralı bıle bu-
lunan bir toplu konut alanının
inşa edileccğini belirtiyor.
Planlar çok geniş kapsamlı.
ancak. Ruslar oldum olası bü-
>ük planlara alışkın. Bu arada,
150 subav ve aileleri. vaklaşık
bir Nildır geçıci bannakta
tıkılmış kalmış. Çoğu eskiden
üsteki eğitim akademisınin er-
kek öğretmenlerinin kaldığı dö-
küntü bir yurtta kalışor. Her
kattaki kötü donanımİı 2 ortak
mutfağı. ortak tu\aletleri ve bir
banyoyu 16 aıle pavlaşıvor. Ta-
radalar'ın da içlennde bulun-
duğu 32 aile ise tek bir ortak tu-
valetin bulunduğu eskiden ofıs
olan iki ahşap binada >aşamava çalışıyor.
Rus Savunma Bakanı Pa\el Graçev, dışardaki Rus
birliklerinın yeniden )urda kazandınlmasının anah-
tannın konut sorununu çözmekten geçtiğini. birlikle-
rin çekilmesi için yapılacak her anlaşma görüşmesi-
nde. Rus>a'nın. askerlerine apartmanlar inşa etmesi
konusunda mali destek rçın baskı yaptığını belirtiyor.
Geçen yılın martında General Graçe\. Rusya'da uy-
gun bannma koşullanna sahip olmayan 120 bin su-
bay ve ailesinin bulunduğunu. bu rakamın 1995"e dek
400 bine kadar yükselebileceğini açıklamıştı. Avnca
60 bin emekli subaş da konut için sırada beklivor.
Gelecek yılların sorunu
Ancak, bu üssün >aşadığı deneyım bir işaret olarak
ahnacak olursa. konut sorununun gelecek yıllarda da
çözülemeyeceği söylcnebilir. İnşaat ekibinin başı
yüzbaşı Ânde> N. Bedotov üsıe çalışmalan sürcn 80
dairelik ıkı apartman ınşaatt ıçın gereken para ve mal-
zemenin bulunamadığını söylüyor.
Yüzbaşı Bedotov. prefabrik bınalann kaliteli bir bi-
Tuvalet
bir odada
sığmmacı
yaşaım
• Doğu Avrupa ve
Baltıkİar'dan dönen
subaylaraileleriyle
barmaklarda yaşıyor.
Toplu konut projeleri
ekonomik zorluklar
yûzünden güçlükle
yürürkenu 60 bin emekli
subay da konut için sırada
bekliyor
çimde üretilmemiş olduğunu belirtivor. Bu bınalar
Nikita S.Kruşçev'in döneminde. Sovyet şurttaşlannı
komünal dairelerden mümkün olduğu kadar çabuk
çıkarabilmek çabasından doğan onlarca >ıl öncenın
teknolojisiyle üretilmişler.
Ne ki v üzbaşı Tarada ve ailesine göre. bu kötü
apartmanlarda vaşamakbilebırgelışme. BavanTara-
da. Rus>a'da daha iyi karşılanacaklarını umduğunu
sövlediğinde. kocası sinirli bir tavırla sözünü kesivor:
"Demek istediği şu; birliklerimiz Alman\a'dan çekilir-
ken Almanlar bi/im konutlarınıı/a ha> li para ödemişler
ve bu paranın nasıl kullanıldığı şimdi anlaşıldı. Belki her
subava belirli bir miktar para \ermek daha iyi bir >ön-
tem olurdu. çünkü bîrliğimiz olduğu gibi dağıtıldı ve tüm
subaylar ülkenin dört bir yanına dağıldı".
Tekrardüşünüyorveçabucak eklıvor: "SiJahlıkuv-
vetler bizi gerçekten düşünüyor. Bizim için konutlar
inşa edi>or."
Bavan Tarada çaresizlikle el-
lennı ıkı >ana açıvor. "Bu konu-
da gerçekten kavgıhyım. şunu
söylemek istiyorum - Beni dur-
durmaya çalışma" divor kocası-
na dönerek- "Ailem için ve iki
çocuğumun bövle bir yerde vetiş-
mesinden kaygı duvuvorum. Sa-
dece ders çalışmalan için onları
sıkıştırıvoruz ve özel vaşam de-
nen bir şey kalmadı. Bir fabrika-
daki niteliksiz işçilerin ücretinin
bir suba\ ve mühendis olan ko-
camınkinden > üksck olduğunu
duymaktan hoşlanmıvonım. Bu
adaletsizlik."
Yüzbaşı Tarada. kcndısının
avda 70 bin ruble (vaklaşık I
milvon lıra) alırken. >erel fabn-
kanın ı^çilcrinin ücretinin 100
bin rublc olduğunu açıklıyor.
Buna karşın. doğrıı düriist bir
c\ lerı olsaydı bu paranın kendı-
lerınc yetcccğını dc eklısor.
•Elimdcn gelen herşeyi
yapnorum'
1
Almanya'da bir taşra kenti
olan Magdeburg'da yaşarLır-
ken üç odalı birdaırelcri ve ken-
di arabaları olduğunu anlatan
>ü/başı Tarada içinı çekıyor.
"Kendi duvgutarımı frenlemek
ve ailemin moralini sağlam tut-
mak için elinıden geleni yapıvorum" dı\or.
Steven Erlanger'ın "Niçin ordudan avrılmıvorsu-
nuz "şeklindeki sorusuna. vüzbaşmın tcpkisi susmak
olurken kansı sessizcc ağlamaya başlıvor. "Doğru dü-
rüst bir evün olsaydı istifa edebilirdim" divor \Ü7başı.
"Fakat orduya 16 yıl hizmet ettim ve eğer şimdi avrılı-
rsam, ne emekli maaşı ne de daire alabilirim. \ e bu da
gerçekten kötü olur."
Ailenin şu ycni yapılan iki apartmandan birınc
taşınıp taşınamayacağı bile belli değil. Yakınlardaki
başka bir eğitim üssündekı subavlann daha uzun sü-
redir konut sırasında olduklannı açıklıvor vüzbaşı.
Ayrıca dairelerin yüzde 10'u inşaat işçileri tarafından
tutulmuş bile. Tarada. "Ve sonra da Çernobil kurban-
ları ve Afgan gazilerinin önceliği var" dıyor.
Larissa Tarada yüzünü kedının uzun beyaz tüyleri-
negömüvor.
"Büyük bir olasılıkla çok uzun bir süre bu şekilde ya-
şayacağız" di> or. "Şu süren inşaat da kalitesiz. hatta
soğuk ve rutubetli olacağını biliyorum. Silahlı kuvvetler
bizim ne istediğimizi sormuyor. Biz sadece bize verileni
alıyoruz."
Yardımcısı ve Rus>a"nın askeri örgü-
tünün en yüksek düzeydeki sivil men-
subu olan Andrey Kokoşin. "Yasal
olarak, devlet her emekli subay a konut
vermek zorunda. Ancak, bu kadar pa-
ramız yok. Gidecek yerleri olmadığı
için, binlerce subayı tutmamızın nedeni
de bu. Askeri üsler dışında ne iş ne de
konut bulmaları mümkün değil" dıyor.
Sovyet ordusunun en şaşaalı günle-
nnde, mali sıkıntı çektiğı görülme-
mişti. Soğuk savaş döncmi bo>unca
Moskova'nın büyük stratejisi, II.
Dünya Savaşı'nın son günlerinin ye-
niden yaşaülmasına dayanıyordu:
Geniş nükleer füze yığınlan, nükleer
savaştan ABD'nin asla sağ çıkama-
ması garantisini verirkcn, dev tank
ordulannın Alman ovalanna yayıl-
ması. bu stratejinin en önemli görün-
güleriydi.
Bu stratejiyi destek lemek için Mos-
kova endüstri, bilim ve beceri kay-
naklannın yansından fazlasını yırtıcı
askeri sanayi doğrultusunda kanalizc
etti. Şimdi bu mekanizmanın dağıtıl-
ması, büyük bir olasılıkla Rusya'nın
karşı karşıya olduğu en büyük eko-
nomik sorunu oluşturmakta.
Dönüşüm konusunda hükümet uz-
manı olan ve mali kaynak yetersizliği-
ni protesto etmek için görevinden ısti-
fa eden Mihail Maley. Rusya'daki 7
bin ticari kuruluşun asken üretime
yönelik olduğunu belirliyor. Bunlann
sivil tüketime dönüştürülmesınin en
az 15 yıl alacak ve 150 milyar dolan
gerektirecek bir iş olduğuna dikkati
çekiyor. Bu süre içinde. silahlı kuvvet-
lerin geçimini sağlamak üzere silah ih-
racına yönelmesi gerekecek. Ordu-
nun ülkeye verdiği zarann boyutlan-
nı gösteren incclemeler, yeni yeni or-
taya çıkmaya başladı.
Yalnızca Rusya'da silahlı kuvvetler
130 bin kilometre karelik bir alana sa-
hip. Ancak, Soğuk savaşın en civcivli
• Moskova Devlet
Üniversitesfnde başansız
olduğu sınavdan sonra
askere çağnlan genç, bu
işten kurtulmanın bir
yolunu bulacağından emin:
"Alerjiler işe yaramazsa, o
zaman çıldıracağım" diyor.
"Psikiyatrist bir arkadaşım
var. Aynca bileğimde yara
izleri yapacak bir cerrah
tanıyorum. Arkadaşlanmın
çoğu bu yolla kurtuldu."
günlenndc bıle. Sovyet ordusunun
tehditkar ımajı ile gerçeklik arasında
belirgın bir fark vardı. Amerikan or-
dusu kendı harcamalarını meşrulaştı-
rmak amacıyla Rusya'nın gücünü
abartıvordu. Ne ki eski Pentagon yet-
kilıleri. bugün. Sovyet askeri tehdidi-
nin pck çok uzmanın sandığı kadar
büyük olmamakla birlikte gerçekten
korkulacak boyutta olduğunu belırli-
yorlar.
Sovyetler Birliği'nin 180 tümeninin
çoğundaki asker sayısı eskisinden az.
Rus ordusunun kaymak tabakasının
üslendiği Doğu Avrupa'da bile ku-
mandanlar birliklerinin hazır olduğu-
nu söylerkcn gerçeğı gizlcmektelcr.
Emekli bir Amerikan subav ı, "Bir ya-
lanı yaşıyorlar" diyor. "Büyük bir ola-
sıhkİa savaşa girme yetenekleri konu-
sunda onları olduklarından daha bü-
yük bir güce sahip zannediyorduk."
Gedikler. daha komünizmin çökü-
şünden önce ortaya çıkmaya başla-
mıştı. Afganisan serüveni. ordunun
imajını vekendinegüvenini büyük öl-
çüde zedeledi. 1985'te iktidara gelen
Mihail S.Gorbaçov. Sovyeı ordusu-
nu ve küresel boyutlannı törpüleme-
yc başladı.
Yeni doktrin
Sonunda 1991 yılında Sovyetler
Bırlıği çöktü. Subaylann inandınl-
dıkları idcoloji ansızın ıskartaya çıka-
nldı \e yüzbaşıdan yüksek rütbeli
tüm subaylann bağlı olduğu Komü-
nıst Partisi dağıtıldı. Binlerce Rus bır-
liği kcndilerıni ansızın yabancı ve hat-
la bazı durumlarda diişman devletler
içinde bulmerdıler.
Hcr şcydcıı öncmlisi. dc\ savaş ma-
kinesi. ansızın paramparça oldu. Sov-
ycl s;ıvaş makincsinin küçük fakat
önemli parçalan -bırliklcr. silahlar.
üsler- Rusya dışındaki cumhuriyet-
lcrce millilcşlirildi.
2 kasımda Başkan Boris Yelısin'in
ıç vc dış güvcnlık konularında tcmcl
sıyasal planlannın yaralıcısı Güvcn-
lik Konscyı. sonunda yeni bir "askeri
doktrin" ü/erinde anlaşmaya vardı.
Dokırin. mcvcııi sorunlar ve gerçek-
liklcrin bir yansıması olmak ycrinc.
gcleccğc yönclmcklc. Mctin. Sovyet-
ler Birliği'nin nüklccrsilahları ilk ola-
rak kullanan taral olmayacağına iliş-
kın taahhüdünc Rusya'nın da uyaca-
ğıııı bir kez daha doğruluyordu. Öylc
görünüyorkı Rusya. halen 6.200 adct
stratcjik nükleer savaş başlığına sahip
olan \e içlerinde Çin'in de bulunduğu
potansiyel saldırganlan unutlurma-
mak istiyor.
Konvansiyonel güçlerc gclince.
doktrin Rusya'nın bölgesel çatışma-
lara hızla müdahale etme ycteneğine
sahip y üksek hareketlilikteki hava in-
dirme birlikleri ve helikopter saldın
birımlerinc dayanan daha küçük bir
orduya yönelik tcrcihini bir kcz daha
kanıtlamakta.
Nc ki tüm bu büyük kavramlar vc
umutlar para gerektiriyor. Savunma
Bakan Yardımcısı Kokoşin. "Lzun
vadeli tasarılanmız var, ancak, ekono-
mik koşuüar gerçekçi planlamacılara
hiç de yardımcı olnıuyor" dıyor.
SÜRECEK
POLİTİKA VE ÖTESİ
MEHMED KEMAL
SöyleşileHe Gelen...
'RakıSöyleşileri'pek. ilgi cekti; bunu, gelen yazılardan
(fakslar da var) anlıyorum. İlk yazı (faks) dostumuz Dön-
dar Akünal'dan. Şöyle diyor:
"Rakı Soyleşileri adlı yazmı zevkle okudum. Bana iki
fıkrayı anımsattı. izninle yazıyorum: Büyük Zafer'den
sonra bir akşam Atatûrk, İzmir'in salaş meyhanelerin-
den birine gider, yorgundur, bir-iki kadeh içecek. Rakı
getirtir.
Hizmet eden, Fransız-Rum karışımı bir kadındır.
Atatürk sorar:
'Madam, Kral Konstantin hiç buraya geldi mi?', Ma-
damdan, 'Hayır, Paşam!' cevabını alınca etrafına döner,
Öyleyse ne diye izmir'i almağa kalkıştı?'
Bu birinci fıkra, ikincisi de şoyle:
Cemiyet'te toplanmıştık. Melih Cevdet Anday, Oktay
Akbal, ressam Agop Arad, Naim Tirali, ben (Dündar
Akünal), şimdi anımsıyamadığım bazı dostlar. Şunu da
söylemeliyim; Oktay Akbal, rakıyı beyazlatmadan susuz
içerdi. Agop'un da masada boş bulduğu her bardağa
rakı doldurmak gibi bir tutkusu vardı. O gün de öyle yap-
mıştı. Hep birlikte 'Şerefe!' diye kalkan bardaklar inince
Oktay'ın yüzünü buruşturduğu görüldü. Rakı üstüne su
diye aldığı bardak, rakı dolu çıkmıştı. 'Ne biçim şey bu!'
diye söylendi; 'Hangi bardağı alsam rakı dolu çıkıyor.'
Sağımda oturan Melih Cevdet, kulağıma eğildi:
'Şu hale bak. Oktay, bardakların rakı dolu olmasından
şikayet ediyor, nimete küfran budur işte!..' dedi."
Epey var, göremediğim, görüşemediğim Sevgili Dün-
dar, yürüme zorluğu çekiyormuş, bu yüzden pek dışarı
çıktığı yokmuş; "Galiba, gerçek senin tekrarladığm şu
dizelerde"'
"Allah içecek sıhhatı bahşetse
Bukafi!.." diyor.
Büyükelçi Semih Günver, nazik mektubunu şöyle bil-
diriyor: "Yaşlarımız yakın. Anılarımızın ortak taraflan
çok... Birbirimizi daha iyi anlıyoruz."
Büyükelçi Orhan Eralp, dayanılmaz derdine çareyi
canına kıymakta buldu, baş sağlığı dileriz. Zarif eşi Jale,
baldızı Nilüfer, Nilüfer Dil/Tarih'ten arkadaşımızdı. Yıllar
bireranı olupgidiyor.
Ergun Sav, eski Mülkiyelilerden, Celal Akbay'ın yakın
arkadaşı Ziya Şav'ı soruyor. Yalnız Ziya'nın soyadı Sav
değil Şav'dır. "Ziya Şav'ı ilk kez duydum. Akrabalığımız
yok. Çok ilginç bir adamdı herhalde" diyor. Ziya, Mülki-
yeliydi, ama hariciyeli değildı. O yılların Ankarası'nı bi-
lenler, bu ilginç insanları da tanırlar. Celal Akbay emekli
olduktan sonra gitti, Paris yakınlarında bir yere yerleşti.
Tanıyanlar halen orada yaşadığını söylüyorlar. Celal
Akbay, Galatasaray da olsun, Mülkiye'de olsun yara-
maz ve önde gelen öğrencilerdendı. Ziya da öyle! Ziya'-
nın babası Saffet Şav Bey, Haydarpaşa Lısesı Müdür-
lüğü'yle tanınır.
Ergun Sav, öyküler arasında adını değiştirerek eski
rakıcılardan birini anlatır: "1970yazmdaNijerya dan An-
kara'ya döndum. Sermef/ her akşam Sanatsevenler
Derneği'nde buluyordum. Akşam beşte geliyordu. Bir-
kaç kadeh içiyor, sonra meyhaneye... Parası olmadığı
için birilerine takılıyordu. Bir şey yemez, rakısını yavaş
içer. Saatte bir duble...
İşi gücü yoktu. 'Komünist' diye iş vermiyorlardı. Çalış-
ma alışkanlığını da yitirmişti. 1970 'te otuz yaşını geçmiş-
ti. Öğrenciydi. Dil/Tarih'in Felsefe Bölümü üçüncü sınıf-
taydı. Mezun da olamadısanırım. Yurtdışına gittiğimden
izleyemedim."
Sakarya Caddesi'nde aydın kişilerin gittikleri küçük,
ucuz meyhaneler vardı. Sanatsevenler de bir-iki kadeh
yuvarlayınca Sakarya Caddesi'nde soluğu alırdı.
Geçende Ankaraya gittim, Sakarya Caddesi gene
var, ama berduşlar, Mülkiyeliler lokalınde barınıyor. Her
dönemin kendine göre bohemleri var: Hoş, şirin, seve-
cen, aranır...
"Sanatsevenler in tantanalı dönemi, Munis Faik
Ozansoy'un başkanlık ettiği Pıknik'in altındaki lokaldi.
Sanatsevenler ve sanatçılarla dolup dolup boşalırdı.
BULMACA
SOLDAN SAĞA:
1/ Bursa yöresıne özgü ..
bir halk oyunu. 2/ Yu-
murtalık... Sanat öğreti- 2
cısı.3/Kötülük.fenalık... «
Mikroskopla yapılan in-
celemede lamlann üstüne 4
kapatılan küçük ve incc ^
cam parçası. 4/ Görece-
li... Bir göz rengi. 5/ "Dü- 6
zen. hile" anlamında j
argo sözcük. 6/ At yanş-
lannda. bınicilerin kilo- 8
sunu tamamlamak için g
eyer içine konan kurşun
levhalar. 7/ Tıbet sığın... Haşhaş
sütünü toplamakta kullanılan ka-
şık. 8/ Bılgisiz. kültürsüz kimse...
Bağışlama... Zürriyet. 9/ Hindis-
tan'ın birevaleti.
\ LKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Aşın siyasal çözüm yollannı ve
anı dev nm ey lemlerini öngören tu-
lum... Yön göslermek için belli
ycrlcrc konulan işaret. 2/ Muşmu-
laya benzerbiryemiş... Konuşma-
yı güçlendirmek için araya sıkıştı-
nlan vc karşılıksız kalacağı bilinen soru. 3/ Camlı taraça. 4/
Rütbesiz asker... Kuran-ı Kerim'e \erilen bir başka ad. 5/ Bir
Güney Amerika ülkesinin başkenti... Bir nota. 6/ Tannya yal-
vaıma... Altından sopa gösterilir. 7/ Victor Hugo'nun "Notre-
Dame'ın Kamburu" adlı romanındaki Çıngene kızın adı. 8/
Kumaşla astar arasına konularak giysinin dik durmasını sağla-
yan kolalı bez... "Bu dünyada bir nesneye Yanar içim göynür
özüm Yiğiı iken ölenlere ....ekinibıçmişgibi"(YunusEmre).
9/ Yavru. çocuk... Gurbetteki bir kimsenin doğup büyüdüğü ve
özlediği ycr.
ZİLE KADASTRO MAHKEMESİ
1993 6. 1994 26
Da\acılar İsmail Koçak. İsmaıl Mutlu ve arkadaşlan tarafın-
dan davalılar Ali Koçak. Hüseyin Koçak. Cemal Koçak. Rabiya
Koçak ve Yusuf Aydınlı aleyhine açılan kadastro tespitinin iptali da-
vusııun mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
Davaalar tarafindan açılan Zileilçesı Bınbaşıoğlu köyüdahilınde-
ki 203 ye 206 parsel sayılı taşınmaza yönelik davalanmn reddtne.
davacı İsmail Koçak'ın Zile Binbaşıoğlu köyü dahilindeki 206 parsel
sayılı taşınmaza yönelik davasının reddine. dava konusu Zile ilçesi
Binbaşıoğlu köyü dahilindeki 206 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi
lamamı 4! hıssesi kabul edilerek I. hissesinin Osman oğlu Aii Koçak
adına. I. hissesinin Osman oğlu Hüseyin Koçak adına. 1. hissesinin
Osman oğlu Cemal Koçak adına. I. hissesinin Osman kızı Rabiya
Koçak adına. iştirak halınde mülkıyet hükümleri uyannca dava ko-
nusu Zile Binbaşıoğlu köyü dahilindeki 203 parsel sayılı taşınmazın-
da tespit gibi Velı oğlu Yusuf Aydınlı adına tapuya tesciline. mahke-
mcmızın 27.4 1994 tanh 1993 6 esas. 1994 26 k'arar sayılı ilamı ile
karar verilmış olup. bH karann davacı Mustafa oğlu İsmail Koçak ile
da\ahljrdan Osman çocukları. Rabiya Koçak \eCemal Koçak'aila-
nen tebligat yapılmasına karar verilmiş olup. adı geçenlerin karara
karşı ılan tarıhinden ıtibarcn 15 gün ıçerisinde herhangi bir itirazda
bulunmadıkları lakdirde kendileri açısından kesinleşeceği hususuıla-
nen tebliğolunur. 25.5.1994
Basın: 48652