25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27MAYIS1994CUMA CUMHURİYET SAYFA KULTUR 13 Allen'm 23. fılmi 'Manhattan Murder Mystery' (Bir Cinayet Sırn), keyifli bir polisiye komedi... Mia'azhkWoody'ye yaramış mı?.. SUNGUÇAPAN Alfcn Stewart Königsberg ya da gözde klarnetçisi Woody Her- mann'dan ödünç alınmış. bilinen adıyla Woody AJUen, son yıllarda bizde.de fılmleri, oyun ve öykü kitaplanyla büyûk bir ilginin odağı olageidi. Artık Amerikah, sıradan bir Yahudi komikten çok, New York'un bağnndan fırlamış, komediyi işedinmiş, rid- di bir yazar ve görüntü yaratıcısı o. Modern sinemanın "Avrupalı »e derin takılan", günümüze damgasını vuran ermişlerinden hem hüzünlü, hem gülünçlü, özel ve ilginç fılmleriyle kendine özgü ustalanndan bıri. Sürekli bildik lemalanran yeni çeşitlemelerini önümüze sûren ve aslında hep aynı şarkıyı söyleyen, günümü- zün önemli birw auteur"ü. Saygınlığı zedelendi Filmlerinin gişe bakımından çok parlak olmamasına karşın. Hollyvvood stüdyolannın her za- man rağbet ettiği Woody Allen'- ın saygmhğı, uzun süredir bera- ber takıldığı. eserlerinde kraliçe gibi baş köşeye oturttuğu Mia Farrow'dan, büyük çapta bir aile rezaletine' yol açan skandal aynlığı ve evlatlık kıayla. maga- zin basınının dilinedoladığı ilişkı- si nedeniyle az buçuk zedelendi son 1-2 yıldır. Birtakım eyyamcı- larla tutuculann, politikacılarla anti-semitistlerin, ensest rezil suç- lamasıyla derhal saldırmakta ge- cikmediği Woody Allen'm, çevresını kuşatan baskılardan kaçıp, ahlaki önyargılann kı- skacındansıynüp gönlünün dile- diğince çektiği, eğlendirici bir "tür fümi" niteliğindeki "Bir Cinayet Sırn-Manhattan Murder Mystery", ûstadın yine ustalığını konuşturduğu, "gerçeklerle en kötü hayaUerimizin de örtüşebile- ceğini" gözümüze soktuğu, se- vimli, son derece keyifli bir polisi- ye komedi denemesi. Hitchcock'aithaf "ThriUer" türûnün sinemadaki gelmiş geçmiş en büyük ustalan- ndan Alfred Hitchcock'a ithaf edilmiş ve büyük ölçüde ustanın "Rear Window-Arka Pencere" klasiğine dayandınlmış olan "Manhattan Murder Mystery"", gökdelenlerinin ışıl ışıl yandığı New York'un panoramik gece görüntüleriyle açıhyor, Cole Por- ter'm "I Happen to like New York" şarkısı eşliğinde. New York'un da her zamanki gibi baş oyuncu olarak öne çıktığı, gün- delik yaşamdan kesitler verilen suç, paranoya, röntgencilik ve çe- şkli saplantılann da belirginleşti- ği fılmde "Arka Peocere'Men esinlenilmiş, yığmla Hitchcock alıntısı. meraklısınca keyifle keş- fedilmeyi bekliyor. Evii bir çiftin öyküsü Geçen yaz başında seyrettiği- miz, özel hayatıyla iyice özdeşleş- miş "Kocalar ve Kanlar"ı gibi yine sıcaklann basürdığı şu gün- lerde gösterime çıkanlan ve kuş- kusuz ortalığı sarmış olan Ameri- kan >apımı. bayram filmlerinin arasında pınl pınl parlayan "Bir Cinayet Sım"nın ana kahraman- lan, oğlunu yetiştirmek uğruna genç yaşta reklamcılık kariyerin- den vazgeçmiş, başanlı aşçılığını bir restoran açarak kazanca dö- nûştürebilme hayalleri içindeki merakh ev kadını Carol'la (Diane Keaton), pireden nem kapan, ku- runtulu. evhamh, sarsak, telaşe müdürü, operadan (özellikle de VVagner hazretlerinden) hiç haz- zetmez, yayıncı Larry (Woody Allen) çifti. Surekli cimnastiğe giden, ol- dukça merakh, yeni heyecanlara ihtiyaç duyan. Larry'yle evliliğini "Yoksa rahat bir çîft eski ayak- kabıya mı döniişüyonız" kaygısıy- la sorgulayan Carol, kansmdan henüz boşanmış olan aile dostu, oyun yazan Ted'le (Alan Alda) romantikçe flört etmekten de geri durmuyor. 60 yaşına meydan okuyor Her zamanki gibi, hahnın al- tına itilip ortadan kaldınhvere- cek (ama bu kez hah duvardan duvara kaplamadır!) sakarhk- lanna devam eden Woody Allen, biraz abartıh da kacsa yine 60 yaşına meydan okuyan bir form- da, mızmız, editör koca rolünde fdmin motoru, Diane Keaton'la birlikte. Vıdı vıdıcı koca Larry, kansı Carol'un tersine genelde hep hareketsizliği, eylemsizliği yeğler. TV'de gecenin geç saatle- rinde gösterilen eski Bob Hope komedilerini kaçırmamaya ba- kar. Kansının ondan daha mace- raperest başka erkeklerden hoş- landığı saplantısıyla içi içini yer. Benmerkezci dünyasının duvar- lan arasına sıkışünlmış, mono- ton, şehirü yaşam tarzından, ahş- kanlıklanndan asla vazgeçmez, pul koleksiyoncusu, sinema sa- hibi komşusunun "sağiık-başan- para-yiyeüm icetim" odakh mu- habbetlerineyse fazla lahammül edemez. Karşıtlann çekiciliğinin giderek yerini, karşıtlann iticiliği- ne bırakacağı bir sarsıntıyı gö- ğüslemeye hazırlanan Carol- Larry beraberliği, yalpalayan ev- lilik gemisini alışkanhklann gir- dabından çekip çıkaracak taze heyecanlara gerek duyarken ağır tatlılan mideye attırmayı pek se- ven komşu kadının ansıan tüm apartmam ayağa kaldırarak kalp krizinden ölmesiyle polisiye ent- nkanın göbeğine dalıyoruz. Merakh ev kadını Carol. kadı- nın kesinkes bir cinayete kurban gittiğine kafayı takarak habire varsayımlar üretip yeni teoriler geliştiren amatör bir dedektif ke- siliyor. Hem de evhamlı, dargörüşlü kocasını da, olasılıktan gerçeğe doğru yol alacak bu polisiye so- ruşturma oyununun içine çekip gjzlice tehlikeli komşunun daire- sine girecek kadar da gözünü ka- rartarak! Öte yandan aile yakını. dul Ted de, cin fıkirlerivle cinayeti "Bir Cinayet Sirri", yaratıcı yönetmenlere özgü, ince ince işlenmiş, lezzeti kıvamında, birinci sınıf bir ustalık eseri sayılabilir. İnsan ilişkilerindeki sahteliklerin altını çizen, ıcığına cıağına herkesin pisliğinin ortalığa saçıldığı aynntılar ve keskin gözlemlerle zenginleşen, Woody Allen usulü bir güldürü. çözümlemeye ve katili yakala- maya kafa patlatıyor, birlikte iz sürerlerken de Carol'la kınştır- mayı ihmal etmiyor tabii ki. Larry'nin zaman zaman nükse- den kıskançlık heze>anlannı ge- çiştiren Carol'un birtakım yalan- lannı yakaladığı. eski Fred Astai- re, Orson \\elles filmlerini göste- ren bir sinemanın sahibi olan, kuşku uyandıran komşunun (Jerry Adler) katil olduğu sonu- cuna yönelen fılm, yayına Larry'nin keşfettiği ve ilgi duydu- ğu seksi romancı Marcia'nın (An- jelica Huston) tahminleriyle de- ğerlendirmelerine uygun, makul bir fınale bağlanıyorderken. Gitgide "Arka Pencerer> nin kansını ortadan kaldıran katiline benzeyip, İngiltere'deki, büyük mirasa konmuş ablasının ziyare- tini fırsat bilerek yaşlı kansmdan kurtulmayı planlayan "stnemacr komşunun cezasını da model kı- zlarla aldatılmayı onuruna yedi- remeyip silaha sanlan, tüm aşkının nefrete dönüştüğü, yine bir başka Hitchcock karakterini çağnştıran bayan asistanı veriyor sonunda. Katilin layığını bulduğu finali, Orson Welles'in "Şangaylı Kadın" başyapıtının ünlü aynalı sekansıyla iç içe veren "Bir Cina- yet Sırn", baştan sona gön- dermeler, çağnşım ve anıştırma- larla dolu. Ne var ki Welles ve "Şangaylı Kadın" göndermesinin biraz zoraki kaçtığı söylenebilir. Seksi romancı Marcia'nın akıl verişiyle, öykünün kötü kişisin- den, cesedi ortaya çıkannz yollu blöf-tehditle para da sızdırmaya kalkışan kahramanlanmız, ma- lum teyp numarasıyla nihayet tava getirip kıstmyorlar katil komşuyu. Larry-Woody'imiz de, tıpkı 1940'lann kara fılm karak- Bir C i n a y e t S i m / Manhattan Murder Mystery / Yönetmen: Woody Allen / Senaryo: W. Allen, Marshall Brickman / Kamera: Carlo Di Palma / Oyımcular: Woody Allen, Diane Keaton, Anjelica Huston, Alan Alda, Jerry Adler, Ron Rifkin /1993 ABD (WB) Beyoğlu Emek, Kadıköy Kadıköy, Bakırköy Sinema 74, Erenköy Apollon, Aksaray Yıldız, Altunizade Capitol, Etiler Akmerkez, Maslak Mövenpick sinemalannda. terleri gibi, kansını katilin pençe- sinden çekip kurtanyor Fınalde, düşe kalka da olsa. Billy Wilder'ın 1944 yapımı "Çifte Tazminat"ından Hitch- cock'un unutulmaz "Arka Pen- cere" (1954) klasiğine kadar kara film türünün başyapıtlanna gön- dermelerde bulunup saygılı se- lamlar sarkıtan "Bir Cinayet Sım"nda, gülümsemelerden kahkahalara dönüşen. keyifli da- • kikalar ve şen şakrak sahneler bekliyor meraklısını. Eğlendirici bir tür filmi' Komedi atmosferi ve polisiye gerilim temposuyla kanşık, bir- likte yaşlanmanın veevliliğin tek- düzeleşip tıkanması sorunlannı, çiftlerin yıllann tahribine uğraya- rak zayıflayan ilişkilerini, huzur- suzluk, kuşku ve tcdirginliklerle kaynaştırarak, ilgisiz kahnama- yan sevimli bir kara fılm güldürü- sü halinde karşımıza getiren, asansör sekansı ya da adrenalini kulaklardan fışkırtacak (!) kadar heyecan verici kimi sahnelerle be- zenmiş bu güldürü, Woody Al- len'm Bergmanvari felsefe para- ladığı, metafızik sorunlardan dem vuran. gizli anlamlar banndıran ciddi fılmlerinden de- ğil; eğlendirici, neşeli, matrak bir "tür filmi" sadece. Oyunculann katkısı "Bir Cinayet SırrT, yaratıa yönetmenlere özgü, ince ince iş^ İenmiş, lezzeti kıvamında, birinci sınıf bir ustalık eseri sayılabilir. İnsan ilişkilerindeki sahteliklerin altını çizen, ıcığına cıcığına herke- sin pisliğinin ortalığa saçıldığı aynntılar ve keskin gözlemlerle zenginleşen, Woody Allen usulü bu tür güldürüsü, neredeyse her diyalogda bir espri patlatan üs- tadın döktürmesine, yıllar sonra yeniden başanyla ayak uyduran Diane Keaton'ın canlı, hareketli oyunu ve Alan Alda. Anjelica Huston vb gibi öteki oyunculann da katkılanyla neredeyse tadı- ndan yenmez hale dönüşüyor. 15 yıl sonra yine Keaton Sıradan bir polisiye esrar ent- rikası. kusursuz cinayet kuram- lanyla kara film klişeleriyle har- manlanmış. üstadın özgün 'hu- mour'uyla bezeli. zevkli bir gül- dürünün tüm cazibesini ku- şanmış "Manhattan Murder Mystery", amacı olan sevirciyi bir buçuk saatliğine güldürmeyi layıkıyla yerine getiriyor. Çevre- karakter tasvirinden oyunculu- ğuna ve montajına kadar Woody Allen'm ustahğından damıtılmış keyifler vaat eden, merakhsına si- nema tarihinde anlamlı bir gezi de yaptıran, son derece tıkınnda, keyifli. bu güldünî, Mia'sızhğın gerçekten Woody Allen'a yara- dığını da ömekliyor. "Annie HaD"dan 15 yıl sonra yeniden bir araya gelen W. Allen-Diane Kea- ton ikilisinden bundan böyle baş- ka güldürûler de bekleyebilir ve seyredebiliriz herhalde. Festivalin sonuçlan her zaman olduğu gibi tartışmalara yol açtı y Taranttno'yayine uğurhıgehü Küttür Servisi - Kuşkusuz uluslararası fılm festivallerinin en önemlisi ve yedinci sanatın en cazip vitrini sayılagelen 47. Cannes Festivali'nin sonuçlan ve ödülleri, her zaman olduğu gibi tartışmalara yol açtı. CKnt Easftvood'un baş- kanhğındaki seçiciler kurulu- nun bütün dengeleri gözeterek her nabza göre şerbet verdiği festivalin son dakika galıbi, "Rezemıar Köpekleri"yle tanı- nan genç Amerikah yönetmen Quentin Tarantino oldu. Yan- şma bölümünde Kieslowski, Kiorastami, Mihalkov, Zhang Yimou, vb. gibi favori yönet- menleri geride bırakarak ikinci fılmi "Pulp Fiction-Ucuz Ro- man"la Altın Palmiye'yi kaza- nan 31 yaşındaki Tarantino'- nun keşfedilmesi de zaten "Re- zervuar Köpekkri"yle dikkat çektiği 199 l'in Cannes Festiva- ü'ne denk gehnişti. Sürpriz yarattı Cannes'm uğuruna şimdiden inanmış genç yönetmen Taran- tino'nun yeni çahşması "Pulp FictHHi", büyük ödülü Polon- yah Krzystof Kieslovvski'nin "Roage-Kmnızı"sının kazana- cağmı beklenirken umulmadık bir sürpriz yaparak aradan sıy- nhp AJtın Palmiye'ye uzanıver- di. Son yıllarda. malı büyük öl- çüde Amerikan sinemasının götürdüğü Cannes'a yine Holl- ywood ünlüleri akın ederken Cote d'Azur bir kez daha dört bin kişilik bir gazeteciler ordu- su, televizyoncular, şöhret ara- yan 'startet'ler-, purolu yapımcılar, meslek erbabı ve merakh sinemaseverler tarafı- ndan işgal ve istila edihverdi, 12 gün ve geceliğine. Kara fılm türünün tutkunu olduğunu "Rezcrvuar Köpek- Tarantino'nun Altın Palmiyeii 'Ucuz Roman'ında John Travolta ve Uma Thurman rol alıyor. leri"yle sıkı bir şekilde gözler önüne seren Quentin Tarantino. yine şiddet öğesinin ayyuka çıktığı, Altın Pahniye'yle taç- landınlan "Pulp 'Fiction"da. kanh ve mizahi üç pohsiye öy- küyü kaynaştınp harmanlamış, zengin bir oyuncu kadrosunu da seferber etmiş. Bu fıhnde ona fırsat verdiği için Tarantino'ya müteşekkir kalan ve sinçmada yeniden doğmaya hazırlanan john Travolta'nın baş» çektiği oyuncu kadrosunda herkes var. Bruce \ViUis, Uma Thurman, Harvey Keitel'den Rosanna Ar- quette, Samuel L. Jackson, Maria De Madeiros ve Christopher Wal- ken'e kadar. Şaşutıcı senaryolar... Festivalin belki de en çekici "ti- cari paketi" sayılacak "Pulp Fic- tion-Ucuz Roman"ın. video dük- kanında tezgahtarhktan senaryo yazarlığına ve kameranın arkası- na atlayarak adını duyuran yö- netmeni, İtalyan asıllı, 1963 do- ğumlu Quentin Tarantino; gizli kapakh. dolambaçh, ahşılmamış ve ürküntü verici serüvenlerinin uzmanı. Alabildiğine dağınık. rayından çıkmış gibi göriinen, şaşırtıcı se- naryolann usta yazan. Kara fıbn türünün bilirkişisi. Mizah duygu- sunu hiç yitirmeden, öyküsünün temeline dinamit koyup sonra- dan konuyu mantıkh bir biçimde toparlamanın da üstesinden ge- len genç yetenek Tarantino, ikin- cı fılmi "Pulp Fıction-Ucuz Ro- man"la ona bağlanan umutlan boşa çıkarmıyor. Biçimci üslubu ve Melville, Godard, Scorsese gibi yönetmenlerden etkiler içeren an- latımıyla şimdiden Amerikan si- nemasında seçkinleşen genç yö- netmen. iki saat 40 dakikahk, uzunca bir süreye yayılmış, kanh "Ucuz Roman"da. Los Angeles- Hollywood cangılında geçen. pa- ralel gelişen üç polisiye öyküyü, kendine özgü şiddetli ve kanh tarzmda. ustaca hikaye etmiş. Öteki ödüller En büyük ödül Altın Palmiye "Pulp Fiction-Ucuz RomaıTa gi- derken festivalin ikinci büyük ödülü sayılan Jüri Büyük Ödülü deÇinliZhangYimou'nun"Yaşa- mak"ıyla Rus Nikita Mihalkov'- un "ÂMatıcı Gûneş"i arasında paylaştınldı. Festivalin üçüncü büvük ödülü niteliğindeki Jüri Ödülü'yse Patrice Chereau'nun Fransız üstün yapımı "La Reine Margot-KraBçe Margofun oldu. Yıllann oyuncusu Italyan yıldız Virna Lisi, Isabelle Adjani'- yi epeyi üzen bir secimle. hiç bek- lenmedik şekilde, "Kraliçe Mar- goftaki Catharine De Medicis kompozisypnuyla En 1yi Kadın Oyuncu Ödülü'nü kazanırken Çinii Ge You da "Yaşamak"la festivalin en iyi erkek oyuncusu seçiliverdi. Easrwood'un payı Özyasamsal özellikler sergi- leyen Italyan yapımı "Sevgüi Günlük-Caro Diario" vönetmeni Nanni Moretti''ye En îyi Mizan- sen (yönetmen) Ödülü'nü getirdi. Yakîaşık on yıldır verilmeyen En İyi Senaryo Ödülü'nüyse "Gros- se Fatigue-Büyük Yorgunluk''' adlı ikinci yönetmenlik deneme- siylc aktör Mkhel Blanc aldı. Festivalin ilk filmlere verilen Altın Kamera ödülünü de Fran- sız genç yönetmen Pascale Fer- ran'm "Petitş Arrangements Avec Les Morts-Ölülerk Küçük He- saplaşmalar"ı kazandı. Zehir zemberek bir gangster serüveni çeşitlemesi niteliğindeki "Pulp Fıction-Ucuz Roman"la, "Amerikan fılmleri Cannes paza- rında her zaman ağır basar" gö- rüşünü bir kez daha doğru çı- karan 47. Uluslararası Cannes Film Festivali. birçok önemli fıl- mi sunmasının yanı sıra herhalde jüri başkanı ünlü aktör-yönet- men Clint Eastwood'un tüm gü- cünü genç Amerikah yönetmen Quentin Tarantino'dan yana kullanmasıyla da belleklerde yer edecek. Kieslowski"nin "Kınnızı", tranlıAbba$Kiorostami < nin"Zey- tinlikler Arasından". Nikita Mi- halkov'un "Aldatan Güneş" ya da Kanadah Atom Egoyan'ın "Exotica". vb. gibi yanşma bölü- münün kimi favorileri de festival- de ödüllerden yana nasiplerini alamayan fılmler olarak hatırla- nacak. FEI^EFE YOLIM)A ARSLAN KAYNARDAĞ Prof. Takiyettin Mengöşogiu ve İnsan Felsefesi Değerli hocamız Takiyettin Mengüşoğlu öleli on yıl oluyor. Yazımın başında, Türkiye Felsefe Kurumunun onun adına bir seminer düzenleme hazırlığı içinde oldu- ğunu haber vermek isterim. Mengüşoğlu 1908'de Malatya'da doğmuş bir halk ço- cuğudur. Sıvas Lisesi'nde okudu. Yükseköğrenimini devlettarafından gönderildiği Almanya'dayaptı. Anado- lu kökenli ilk felsefecimizin Mengüşoğlu olduğunu söy- lemek yanlış olmasa gerektir. 1938de Istanbul Üniversitesi FelsefeBölümü'neasis- tan olarak girdi, 1942' de docentliğe, 1952'de profesörlü- ğe yükseldi. Felsefe Bölümü'ndeki çalışmalar o yıllarda daha çok 'tarih 'eyönelikti. Mengüşoğlu 'sorun'çalışma- larını başlattı, 'disiplin' dediğimiz alan çalışmalarına önem verdi. Onunla bölüme yeni bir söylem, yeni bir coşku gelmişti. Mengüşoğlu, çağımızın iki önemli felsefe kuramını, N. Hartman'ın 'yeni ontolojisi' (yeni varlıkbilim) ile Hus- seıi'in 'fenomenolojisini' (görüngübilim) Türkiye'ye ta- nıttı. Asıl önemli çalışmaları insan felsefesi (felsefi ant- ropoloji) alanında görüldü. Türkiye'de daha önce 'antropoloji' (insan bilimi), biyo- lojik ya da toplumsal bir kavram olarak ele almıyordu Felsefi antropoloji kavramını getiren Mengüşoğlu bu ko- nudaki derslerine 1944 yılında başladı, son yıllarına ka- dar sürdürdü. Felsefenin insanı, biyoloji, sosyoloji ve psikolojiden bağımsız olarak ele alması gerektiğini vurguluyordu. Bu bilimlerden hareketeden kuramları eleştirdi. insan felsefesinin başlangıcı Kant'ta bulunmaktaydı. Mengüşoğlu kendinden önceki felsefecilerin bu konuyla ilgili düşüncelerini inceleyerek 1949'da, 'Kant ve Sche- ler'de İnsan Düşüncesi'ni yayımladı. Öyle fenomenler vardır ki, hayvanlarda görülmez, bı*> na karşılık uygarlık düzeyi ne olursa olsun, hiçbir insan grubunda eksik değildir. Mengüşoğlu bunlara. Nietzsc- he'den aldığı bir deyişle, 'insanın varlık şartlan' adını verdi. Sözü edilen fenomenler arasındaki bağın eylem- ler ve bu eylemlere bağlı değerler olduğunu söyledi. 'İnsan' kavramını her türlü metafizikten arındırıyor, ona varlıksal bir butunlük kazandırıyordu. İnsan felsefesi ile ilgili düşüncelerini 1971 de 'Felsefi Antropoloji' başlığı altında yayımladı (1). Bu kitabın ikin- ci cildi dediği İnsan veHayvan, Dünya ve Çevre' başlıklı çalışmasını ise 1979'dayayımlayabilmişti. Burada insa- nın bio-psişik bütünlüğü tam bir felsefi anlam kazanıyor, onun apayrılığı kesin çizgilerle ortaya çıkıyordu. Mengüşoğlu, fildişi kulesine çekilmiş bir felsefeci de- ğildi. Düşünceleri onu her zaman, felsefe ile insan ey- lemleri, insan başarıları arasında sıkı bağ bulunduğunu göstermeye yöneltti. Bu konularda yazılar yazdı, öğren- cilerine ödevler verdi. Yaptırdığı tezlerden biri Köy Ens- titüleri konusundadır. Felsefenin ve bilimin, evrensel sorunlar yanında, ül- kemizin sorunlarıyla da ilgilenmesi gerektiğini söylü- yordu, 1958deyayımladığı 'Fe/sefeyeG/r/ş'adındakiki- tabında ülke sorunlarına ilgisinin dikkate değer örnek- lerini buluyoruz. Dilde özleşmeden yana olduğu halde, bu alandaki ki-' mi düşüncelerini tartışmaya açık tutuyordu. Dilimizin felsefe icin çok uygun bir yapı taşıdığına değinen Men- güşoğlu şöyle demişti: "Türkçe gibi somut olan ve bu somutluğunu koruyan bir dilde güç anlaşılır biçimde yazmak -eğer bu yazılar ezbere değilse- hiç de kolay değildir.'' (2) Gerçekten de rahat okunuyordu yazıları, en güç konu- larda bile açık-seçik anlaşılan bir dili vardı. Mengüşoğlu'nun verimli ve özgün çalışmaları, üni- versitemizin karşılaştığı en büyük kötülüklerden biri olan "147'ler O/ay;"sırasındaengellendi. Birçok değerli hoca arasında o da üniversitemizden, öğrencilerınden ayrılmak zorunda bırakıldı. Birkaç yılını Almanya'da ko- nuk profesör olarak geçirdikten sonra Istanbuldaki kür- süsüne döndü ve 1978'de emekli oldu. Bu kısa yazıya sığdırmaya çalıştığım Mengüşoğlu, özellikle insan felsefesi' konusundaki düşünceleriyle, yalnız ülkemizde değil, dünya felsefecileri arasında da _ önemli bir yer kazanrnayı hak etmiştir. Yazıları yabancı' dillere çevrildikçe, dünya, onun felsefeye getirdiği katkı- ları yakından görecek ve daha iyi değerlendirecektir. (1) Bu kitabın ikinci baskısı 1988'de İnsan Felsefesi adıyla yayımlandı. (2) Felsefeye Giriş (1958). Önsöz, sayfa IX. 17 yıl sonra 'Annie Hall'Külrür Servisi - VVoody Alien'ın dört Oscar'h fılmi "Annie Hair, 17 yıl aradan sonra ilk kez Türkiye sinemalannda gös- terime giriyor. Film. cuma günü Beyoğlu Pera Sineması'nda gösterilmeye başlanacak. Woody Allen'ın yönettiği. Marshall Brickman'la birlikte se- naryosunu yazdığı ve başrolünde oynadığı "Annie Hall". Al- len'a en i\i yönetmen, en iyi fılm ve en iyi senaryo. başoyun- culardan Diane Keaton'a da en iyi kadın oyuncu Öscan'nı ka- zandırdı. Allen ve Keaton'ın yanı sıra Tony Roberts, Carol Kane, Paul Simon, Shelly Duvall ve Christopher VValken'in rol aldığı film. 15 yıldır psikana- liz tedavisi gören. Yahudi kökenli ünlü TV komed- yeni Alvy Sineer'- in (Woody AÎlen) yaşamından bir kesit venyor. New Yorklu bir entelektüeli sim- geleyen Singer, Woody Allen'ın o güne dek perde- de canlandırdığı karakterlerin ba- şanlı bir sentezi sayıldı. 70"li yıllann ha- rika çocuğu ola- rak nitelenen Woody Allen. fıl- mini şö\ 'o yo- rumluyor: "Film. bütün yaşamını. ama özellikle kadınlarla olan ilişkile- rini yeniden gözden geçiren 40 yaşlanndaki bir erkeğin ö\küsünü anlatıyor. Ben 42 yaşındayım." Romantik güldürü türüne yeni bir bakış açısı getiren "Annie Hall", Osçar'dan başka New York Eleştirmenleri ve İngiliz Akademı Ödülü'nü de kazandı, aynca Allen'ın diğer fılmlerin- den farklı olarak tıcari başan da sağladı. Daha önce "The Godfather", "The Godfather II" ve "Loo- king for Mr. Goodbar"la dikkat çeken Diane Keaton, Annie Hall'daki oyunuyla aldığı Oscar'dan sonra iyice ünlendi. 'Annie Hall'da Allen ile Diane Keaton.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle