Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
27MAYIS1994CUMA CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 13
Allen'm 23. fılmi 'Manhattan Murder Mystery'
(Bir Cinayet Sırn), keyifli bir polisiye komedi...
Mia'azhkWoody'ye yaramış mı?..
SUNGUÇAPAN
Alfcn Stewart Königsberg ya da
gözde klarnetçisi Woody Her-
mann'dan ödünç alınmış. bilinen
adıyla Woody AJUen, son yıllarda
bizde.de fılmleri, oyun ve öykü
kitaplanyla büyûk bir ilginin
odağı olageidi. Artık Amerikah,
sıradan bir Yahudi komikten
çok, New York'un bağnndan
fırlamış, komediyi işedinmiş, rid-
di bir yazar ve görüntü yaratıcısı
o. Modern sinemanın "Avrupalı
»e derin takılan", günümüze
damgasını vuran ermişlerinden
hem hüzünlü, hem gülünçlü, özel
ve ilginç fılmleriyle kendine özgü
ustalanndan bıri. Sürekli bildik
lemalanran yeni çeşitlemelerini
önümüze sûren ve aslında hep
aynı şarkıyı söyleyen, günümü-
zün önemli birw
auteur"ü.
Saygınlığı zedelendi
Filmlerinin gişe bakımından
çok parlak olmamasına karşın.
Hollyvvood stüdyolannın her za-
man rağbet ettiği Woody Allen'-
ın saygmhğı, uzun süredir bera-
ber takıldığı. eserlerinde kraliçe
gibi baş köşeye oturttuğu Mia
Farrow'dan, büyük çapta bir aile
rezaletine' yol açan skandal
aynlığı ve evlatlık kıayla. maga-
zin basınının dilinedoladığı ilişkı-
si nedeniyle az buçuk zedelendi
son 1-2 yıldır. Birtakım eyyamcı-
larla tutuculann, politikacılarla
anti-semitistlerin, ensest rezil suç-
lamasıyla derhal saldırmakta ge-
cikmediği Woody Allen'm,
çevresını kuşatan baskılardan
kaçıp, ahlaki önyargılann kı-
skacındansıynüp gönlünün dile-
diğince çektiği, eğlendirici bir
"tür fümi" niteliğindeki "Bir
Cinayet Sırn-Manhattan Murder
Mystery", ûstadın yine ustalığını
konuşturduğu, "gerçeklerle en
kötü hayaUerimizin de örtüşebile-
ceğini" gözümüze soktuğu, se-
vimli, son derece keyifli bir polisi-
ye komedi denemesi.
Hitchcock'aithaf
"ThriUer" türûnün sinemadaki
gelmiş geçmiş en büyük ustalan-
ndan Alfred Hitchcock'a ithaf
edilmiş ve büyük ölçüde ustanın
"Rear Window-Arka Pencere"
klasiğine dayandınlmış olan
"Manhattan Murder Mystery"",
gökdelenlerinin ışıl ışıl yandığı
New York'un panoramik gece
görüntüleriyle açıhyor, Cole Por-
ter'm "I Happen to like New
York" şarkısı eşliğinde. New
York'un da her zamanki gibi baş
oyuncu olarak öne çıktığı, gün-
delik yaşamdan kesitler verilen
suç, paranoya, röntgencilik ve çe-
şkli saplantılann da belirginleşti-
ği fılmde "Arka Peocere'Men
esinlenilmiş, yığmla Hitchcock
alıntısı. meraklısınca keyifle keş-
fedilmeyi bekliyor.
Evii bir çiftin öyküsü
Geçen yaz başında seyrettiği-
miz, özel hayatıyla iyice özdeşleş-
miş "Kocalar ve Kanlar"ı gibi
yine sıcaklann basürdığı şu gün-
lerde gösterime çıkanlan ve kuş-
kusuz ortalığı sarmış olan Ameri-
kan >apımı. bayram filmlerinin
arasında pınl pınl parlayan "Bir
Cinayet Sım"nın ana kahraman-
lan, oğlunu yetiştirmek uğruna
genç yaşta reklamcılık kariyerin-
den vazgeçmiş, başanlı aşçılığını
bir restoran açarak kazanca dö-
nûştürebilme hayalleri içindeki
merakh ev kadını Carol'la (Diane
Keaton), pireden nem kapan, ku-
runtulu. evhamh, sarsak, telaşe
müdürü, operadan (özellikle de
VVagner hazretlerinden) hiç haz-
zetmez, yayıncı Larry (Woody
Allen) çifti.
Surekli cimnastiğe giden, ol-
dukça merakh, yeni heyecanlara
ihtiyaç duyan. Larry'yle evliliğini
"Yoksa rahat bir çîft eski ayak-
kabıya mı döniişüyonız" kaygısıy-
la sorgulayan Carol, kansmdan
henüz boşanmış olan aile dostu,
oyun yazan Ted'le (Alan Alda)
romantikçe flört etmekten de geri
durmuyor.
60 yaşına meydan okuyor
Her zamanki gibi, hahnın al-
tına itilip ortadan kaldınhvere-
cek (ama bu kez hah duvardan
duvara kaplamadır!) sakarhk-
lanna devam eden Woody Allen,
biraz abartıh da kacsa yine 60
yaşına meydan okuyan bir form-
da, mızmız, editör koca rolünde
fdmin motoru, Diane Keaton'la
birlikte. Vıdı vıdıcı koca Larry,
kansı Carol'un tersine genelde
hep hareketsizliği, eylemsizliği
yeğler. TV'de gecenin geç saatle-
rinde gösterilen eski Bob Hope
komedilerini kaçırmamaya ba-
kar. Kansının ondan daha mace-
raperest başka erkeklerden hoş-
landığı saplantısıyla içi içini yer.
Benmerkezci dünyasının duvar-
lan arasına sıkışünlmış, mono-
ton, şehirü yaşam tarzından, ahş-
kanlıklanndan asla vazgeçmez,
pul koleksiyoncusu, sinema sa-
hibi komşusunun "sağiık-başan-
para-yiyeüm icetim" odakh mu-
habbetlerineyse fazla lahammül
edemez. Karşıtlann çekiciliğinin
giderek yerini, karşıtlann iticiliği-
ne bırakacağı bir sarsıntıyı gö-
ğüslemeye hazırlanan Carol-
Larry beraberliği, yalpalayan ev-
lilik gemisini alışkanhklann gir-
dabından çekip çıkaracak taze
heyecanlara gerek duyarken ağır
tatlılan mideye attırmayı pek se-
ven komşu kadının ansıan tüm
apartmam ayağa kaldırarak kalp
krizinden ölmesiyle polisiye ent-
nkanın göbeğine dalıyoruz.
Merakh ev kadını Carol. kadı-
nın kesinkes bir cinayete kurban
gittiğine kafayı takarak habire
varsayımlar üretip yeni teoriler
geliştiren amatör bir dedektif ke-
siliyor.
Hem de evhamlı, dargörüşlü
kocasını da, olasılıktan gerçeğe
doğru yol alacak bu polisiye so-
ruşturma oyununun içine çekip
gjzlice tehlikeli komşunun daire-
sine girecek kadar da gözünü ka-
rartarak!
Öte yandan aile yakını. dul
Ted de, cin fıkirlerivle cinayeti
"Bir Cinayet Sirri", yaratıcı yönetmenlere
özgü, ince ince işlenmiş, lezzeti kıvamında, birinci
sınıf bir ustalık eseri sayılabilir. İnsan ilişkilerindeki
sahteliklerin altını çizen, ıcığına cıağına herkesin
pisliğinin ortalığa saçıldığı aynntılar ve keskin
gözlemlerle zenginleşen, Woody Allen usulü
bir güldürü.
çözümlemeye ve katili yakala-
maya kafa patlatıyor, birlikte iz
sürerlerken de Carol'la kınştır-
mayı ihmal etmiyor tabii ki.
Larry'nin zaman zaman nükse-
den kıskançlık heze>anlannı ge-
çiştiren Carol'un birtakım yalan-
lannı yakaladığı. eski Fred Astai-
re, Orson \\elles filmlerini göste-
ren bir sinemanın sahibi olan,
kuşku uyandıran komşunun
(Jerry Adler) katil olduğu sonu-
cuna yönelen fılm, yayına
Larry'nin keşfettiği ve ilgi duydu-
ğu seksi romancı Marcia'nın (An-
jelica Huston) tahminleriyle de-
ğerlendirmelerine uygun, makul
bir fınale bağlanıyorderken.
Gitgide "Arka Pencerer>
nin
kansını ortadan kaldıran katiline
benzeyip, İngiltere'deki, büyük
mirasa konmuş ablasının ziyare-
tini fırsat bilerek yaşlı kansmdan
kurtulmayı planlayan "stnemacr
komşunun cezasını da model kı-
zlarla aldatılmayı onuruna yedi-
remeyip silaha sanlan, tüm
aşkının nefrete dönüştüğü, yine
bir başka Hitchcock karakterini
çağnştıran bayan asistanı veriyor
sonunda.
Katilin layığını bulduğu finali,
Orson Welles'in "Şangaylı
Kadın" başyapıtının ünlü aynalı
sekansıyla iç içe veren "Bir Cina-
yet Sırn", baştan sona gön-
dermeler, çağnşım ve anıştırma-
larla dolu. Ne var ki Welles ve
"Şangaylı Kadın" göndermesinin
biraz zoraki kaçtığı söylenebilir.
Seksi romancı Marcia'nın akıl
verişiyle, öykünün kötü kişisin-
den, cesedi ortaya çıkannz yollu
blöf-tehditle para da sızdırmaya
kalkışan kahramanlanmız, ma-
lum teyp numarasıyla nihayet
tava getirip kıstmyorlar katil
komşuyu. Larry-Woody'imiz de,
tıpkı 1940'lann kara fılm karak-
Bir C i n a y e t S i m / Manhattan Murder Mystery / Yönetmen:
Woody Allen / Senaryo: W. Allen, Marshall Brickman / Kamera: Carlo
Di Palma / Oyımcular: Woody Allen, Diane Keaton, Anjelica Huston,
Alan Alda, Jerry Adler, Ron Rifkin /1993 ABD (WB) Beyoğlu Emek,
Kadıköy Kadıköy, Bakırköy Sinema 74, Erenköy Apollon, Aksaray
Yıldız, Altunizade Capitol, Etiler Akmerkez, Maslak Mövenpick
sinemalannda.
terleri gibi, kansını katilin pençe-
sinden çekip kurtanyor Fınalde,
düşe kalka da olsa.
Billy Wilder'ın 1944 yapımı
"Çifte Tazminat"ından Hitch-
cock'un unutulmaz "Arka Pen-
cere" (1954) klasiğine kadar kara
film türünün başyapıtlanna gön-
dermelerde bulunup saygılı se-
lamlar sarkıtan "Bir Cinayet
Sım"nda, gülümsemelerden
kahkahalara dönüşen. keyifli da- •
kikalar ve şen şakrak sahneler
bekliyor meraklısını.
Eğlendirici bir tür filmi'
Komedi atmosferi ve polisiye
gerilim temposuyla kanşık, bir-
likte yaşlanmanın veevliliğin tek-
düzeleşip tıkanması sorunlannı,
çiftlerin yıllann tahribine uğraya-
rak zayıflayan ilişkilerini, huzur-
suzluk, kuşku ve tcdirginliklerle
kaynaştırarak, ilgisiz kahnama-
yan sevimli bir kara fılm güldürü-
sü halinde karşımıza getiren,
asansör sekansı ya da adrenalini
kulaklardan fışkırtacak (!) kadar
heyecan verici kimi sahnelerle be-
zenmiş bu güldürü, Woody Al-
len'm Bergmanvari felsefe para-
ladığı, metafızik sorunlardan
dem vuran. gizli anlamlar
banndıran ciddi fılmlerinden de-
ğil; eğlendirici, neşeli, matrak bir
"tür filmi" sadece.
Oyunculann katkısı
"Bir Cinayet SırrT, yaratıa
yönetmenlere özgü, ince ince iş^
İenmiş, lezzeti kıvamında, birinci
sınıf bir ustalık eseri sayılabilir.
İnsan ilişkilerindeki sahteliklerin
altını çizen, ıcığına cıcığına herke-
sin pisliğinin ortalığa saçıldığı
aynntılar ve keskin gözlemlerle
zenginleşen, Woody Allen usulü
bu tür güldürüsü, neredeyse her
diyalogda bir espri patlatan üs-
tadın döktürmesine, yıllar sonra
yeniden başanyla ayak uyduran
Diane Keaton'ın canlı, hareketli
oyunu ve Alan Alda. Anjelica
Huston vb gibi öteki oyunculann
da katkılanyla neredeyse tadı-
ndan yenmez hale dönüşüyor.
15 yıl sonra yine Keaton
Sıradan bir polisiye esrar ent-
rikası. kusursuz cinayet kuram-
lanyla kara film klişeleriyle har-
manlanmış. üstadın özgün 'hu-
mour'uyla bezeli. zevkli bir gül-
dürünün tüm cazibesini ku-
şanmış "Manhattan Murder
Mystery", amacı olan sevirciyi
bir buçuk saatliğine güldürmeyi
layıkıyla yerine getiriyor. Çevre-
karakter tasvirinden oyunculu-
ğuna ve montajına kadar Woody
Allen'm ustahğından damıtılmış
keyifler vaat eden, merakhsına si-
nema tarihinde anlamlı bir gezi
de yaptıran, son derece tıkınnda,
keyifli. bu güldünî, Mia'sızhğın
gerçekten Woody Allen'a yara-
dığını da ömekliyor. "Annie
HaD"dan 15 yıl sonra yeniden bir
araya gelen W. Allen-Diane Kea-
ton ikilisinden bundan böyle baş-
ka güldürûler de bekleyebilir ve
seyredebiliriz herhalde.
Festivalin sonuçlan her zaman olduğu gibi tartışmalara yol açtı
y Taranttno'yayine uğurhıgehü
Küttür Servisi - Kuşkusuz
uluslararası fılm festivallerinin
en önemlisi ve yedinci sanatın
en cazip vitrini sayılagelen 47.
Cannes Festivali'nin sonuçlan
ve ödülleri, her zaman olduğu
gibi tartışmalara yol açtı.
CKnt Easftvood'un baş-
kanhğındaki seçiciler kurulu-
nun bütün dengeleri gözeterek
her nabza göre şerbet verdiği
festivalin son dakika galıbi,
"Rezemıar Köpekleri"yle tanı-
nan genç Amerikah yönetmen
Quentin Tarantino oldu. Yan-
şma bölümünde Kieslowski,
Kiorastami, Mihalkov, Zhang
Yimou, vb. gibi favori yönet-
menleri geride bırakarak ikinci
fılmi "Pulp Fiction-Ucuz Ro-
man"la Altın Palmiye'yi kaza-
nan 31 yaşındaki Tarantino'-
nun keşfedilmesi de zaten "Re-
zervuar Köpekkri"yle dikkat
çektiği 199 l'in Cannes Festiva-
ü'ne denk gehnişti.
Sürpriz yarattı
Cannes'm uğuruna şimdiden
inanmış genç yönetmen Taran-
tino'nun yeni çahşması "Pulp
FictHHi", büyük ödülü Polon-
yah Krzystof Kieslovvski'nin
"Roage-Kmnızı"sının kazana-
cağmı beklenirken umulmadık
bir sürpriz yaparak aradan sıy-
nhp AJtın Palmiye'ye uzanıver-
di. Son yıllarda. malı büyük öl-
çüde Amerikan sinemasının
götürdüğü Cannes'a yine Holl-
ywood ünlüleri akın ederken
Cote d'Azur bir kez daha dört
bin kişilik bir gazeteciler ordu-
su, televizyoncular, şöhret ara-
yan 'startet'ler-, purolu
yapımcılar, meslek erbabı ve
merakh sinemaseverler tarafı-
ndan işgal ve istila edihverdi, 12
gün ve geceliğine.
Kara fılm türünün tutkunu
olduğunu "Rezcrvuar Köpek-
Tarantino'nun Altın Palmiyeii 'Ucuz Roman'ında John Travolta ve Uma Thurman rol alıyor.
leri"yle sıkı bir şekilde gözler
önüne seren Quentin Tarantino.
yine şiddet öğesinin ayyuka
çıktığı, Altın Pahniye'yle taç-
landınlan "Pulp 'Fiction"da.
kanh ve mizahi üç pohsiye öy-
küyü kaynaştınp harmanlamış,
zengin bir oyuncu kadrosunu da
seferber etmiş. Bu fıhnde ona
fırsat verdiği için Tarantino'ya
müteşekkir kalan ve sinçmada
yeniden doğmaya hazırlanan
john Travolta'nın baş» çektiği
oyuncu kadrosunda herkes var.
Bruce \ViUis, Uma Thurman,
Harvey Keitel'den Rosanna Ar-
quette, Samuel L. Jackson, Maria
De Madeiros ve Christopher Wal-
ken'e kadar.
Şaşutıcı senaryolar...
Festivalin belki de en çekici "ti-
cari paketi" sayılacak "Pulp Fic-
tion-Ucuz Roman"ın. video dük-
kanında tezgahtarhktan senaryo
yazarlığına ve kameranın arkası-
na atlayarak adını duyuran yö-
netmeni, İtalyan asıllı, 1963 do-
ğumlu Quentin Tarantino; gizli
kapakh. dolambaçh, ahşılmamış
ve ürküntü verici serüvenlerinin
uzmanı.
Alabildiğine dağınık. rayından
çıkmış gibi göriinen, şaşırtıcı se-
naryolann usta yazan. Kara fıbn
türünün bilirkişisi. Mizah duygu-
sunu hiç yitirmeden, öyküsünün
temeline dinamit koyup sonra-
dan konuyu mantıkh bir biçimde
toparlamanın da üstesinden ge-
len genç yetenek Tarantino, ikin-
cı fılmi "Pulp Fıction-Ucuz Ro-
man"la ona bağlanan umutlan
boşa çıkarmıyor. Biçimci üslubu
ve Melville, Godard, Scorsese gibi
yönetmenlerden etkiler içeren an-
latımıyla şimdiden Amerikan si-
nemasında seçkinleşen genç yö-
netmen. iki saat 40 dakikahk,
uzunca bir süreye yayılmış, kanh
"Ucuz Roman"da. Los Angeles-
Hollywood cangılında geçen. pa-
ralel gelişen üç polisiye öyküyü,
kendine özgü şiddetli ve kanh
tarzmda. ustaca hikaye etmiş.
Öteki ödüller
En büyük ödül Altın Palmiye
"Pulp Fiction-Ucuz RomaıTa gi-
derken festivalin ikinci büyük
ödülü sayılan Jüri Büyük Ödülü
deÇinliZhangYimou'nun"Yaşa-
mak"ıyla Rus Nikita Mihalkov'-
un "ÂMatıcı Gûneş"i arasında
paylaştınldı. Festivalin üçüncü
büvük ödülü niteliğindeki Jüri
Ödülü'yse Patrice Chereau'nun
Fransız üstün yapımı "La Reine
Margot-KraBçe Margofun
oldu. Yıllann oyuncusu Italyan
yıldız Virna Lisi, Isabelle Adjani'-
yi epeyi üzen bir secimle. hiç bek-
lenmedik şekilde, "Kraliçe Mar-
goftaki Catharine De Medicis
kompozisypnuyla En 1yi Kadın
Oyuncu Ödülü'nü kazanırken
Çinii Ge You da "Yaşamak"la
festivalin en iyi erkek oyuncusu
seçiliverdi.
Easrwood'un payı
Özyasamsal özellikler sergi-
leyen Italyan yapımı "Sevgüi
Günlük-Caro Diario" vönetmeni
Nanni Moretti''ye En îyi Mizan-
sen (yönetmen) Ödülü'nü getirdi.
Yakîaşık on yıldır verilmeyen En
İyi Senaryo Ödülü'nüyse "Gros-
se Fatigue-Büyük Yorgunluk'''
adlı ikinci yönetmenlik deneme-
siylc aktör Mkhel Blanc aldı.
Festivalin ilk filmlere verilen
Altın Kamera ödülünü de Fran-
sız genç yönetmen Pascale Fer-
ran'm "Petitş Arrangements Avec
Les Morts-Ölülerk Küçük He-
saplaşmalar"ı kazandı.
Zehir zemberek bir gangster
serüveni çeşitlemesi niteliğindeki
"Pulp Fıction-Ucuz Roman"la,
"Amerikan fılmleri Cannes paza-
rında her zaman ağır basar" gö-
rüşünü bir kez daha doğru çı-
karan 47. Uluslararası Cannes
Film Festivali. birçok önemli fıl-
mi sunmasının yanı sıra herhalde
jüri başkanı ünlü aktör-yönet-
men Clint Eastwood'un tüm gü-
cünü genç Amerikah yönetmen
Quentin Tarantino'dan yana
kullanmasıyla da belleklerde yer
edecek.
Kieslowski"nin "Kınnızı",
tranlıAbba$Kiorostami
<
nin"Zey-
tinlikler Arasından". Nikita Mi-
halkov'un "Aldatan Güneş" ya
da Kanadah Atom Egoyan'ın
"Exotica". vb. gibi yanşma bölü-
münün kimi favorileri de festival-
de ödüllerden yana nasiplerini
alamayan fılmler olarak hatırla-
nacak.
FEI^EFE YOLIM)A
ARSLAN KAYNARDAĞ
Prof. Takiyettin Mengöşogiu
ve İnsan Felsefesi
Değerli hocamız Takiyettin Mengüşoğlu öleli on yıl
oluyor. Yazımın başında, Türkiye Felsefe Kurumunun
onun adına bir seminer düzenleme hazırlığı içinde oldu-
ğunu haber vermek isterim.
Mengüşoğlu 1908'de Malatya'da doğmuş bir halk ço-
cuğudur. Sıvas Lisesi'nde okudu. Yükseköğrenimini
devlettarafından gönderildiği Almanya'dayaptı. Anado-
lu kökenli ilk felsefecimizin Mengüşoğlu olduğunu söy-
lemek yanlış olmasa gerektir.
1938de Istanbul Üniversitesi FelsefeBölümü'neasis-
tan olarak girdi, 1942' de docentliğe, 1952'de profesörlü-
ğe yükseldi. Felsefe Bölümü'ndeki çalışmalar o yıllarda
daha çok 'tarih 'eyönelikti. Mengüşoğlu 'sorun'çalışma-
larını başlattı, 'disiplin' dediğimiz alan çalışmalarına
önem verdi. Onunla bölüme yeni bir söylem, yeni bir
coşku gelmişti.
Mengüşoğlu, çağımızın iki önemli felsefe kuramını, N.
Hartman'ın 'yeni ontolojisi' (yeni varlıkbilim) ile Hus-
seıi'in 'fenomenolojisini' (görüngübilim) Türkiye'ye ta-
nıttı. Asıl önemli çalışmaları insan felsefesi (felsefi ant-
ropoloji) alanında görüldü.
Türkiye'de daha önce 'antropoloji' (insan bilimi), biyo-
lojik ya da toplumsal bir kavram olarak ele almıyordu
Felsefi antropoloji kavramını getiren Mengüşoğlu bu ko-
nudaki derslerine 1944 yılında başladı, son yıllarına ka-
dar sürdürdü.
Felsefenin insanı, biyoloji, sosyoloji ve psikolojiden
bağımsız olarak ele alması gerektiğini vurguluyordu. Bu
bilimlerden hareketeden kuramları eleştirdi.
insan felsefesinin başlangıcı Kant'ta bulunmaktaydı.
Mengüşoğlu kendinden önceki felsefecilerin bu konuyla
ilgili düşüncelerini inceleyerek 1949'da, 'Kant ve Sche-
ler'de İnsan Düşüncesi'ni yayımladı.
Öyle fenomenler vardır ki, hayvanlarda görülmez, bı*>
na karşılık uygarlık düzeyi ne olursa olsun, hiçbir insan
grubunda eksik değildir. Mengüşoğlu bunlara. Nietzsc-
he'den aldığı bir deyişle, 'insanın varlık şartlan' adını
verdi. Sözü edilen fenomenler arasındaki bağın eylem-
ler ve bu eylemlere bağlı değerler olduğunu söyledi.
'İnsan' kavramını her türlü metafizikten arındırıyor, ona
varlıksal bir butunlük kazandırıyordu.
İnsan felsefesi ile ilgili düşüncelerini 1971 de 'Felsefi
Antropoloji' başlığı altında yayımladı (1). Bu kitabın ikin-
ci cildi dediği İnsan veHayvan, Dünya ve Çevre' başlıklı
çalışmasını ise 1979'dayayımlayabilmişti. Burada insa-
nın bio-psişik bütünlüğü tam bir felsefi anlam kazanıyor,
onun apayrılığı kesin çizgilerle ortaya çıkıyordu.
Mengüşoğlu, fildişi kulesine çekilmiş bir felsefeci de-
ğildi. Düşünceleri onu her zaman, felsefe ile insan ey-
lemleri, insan başarıları arasında sıkı bağ bulunduğunu
göstermeye yöneltti. Bu konularda yazılar yazdı, öğren-
cilerine ödevler verdi. Yaptırdığı tezlerden biri Köy Ens-
titüleri konusundadır.
Felsefenin ve bilimin, evrensel sorunlar yanında, ül-
kemizin sorunlarıyla da ilgilenmesi gerektiğini söylü-
yordu, 1958deyayımladığı 'Fe/sefeyeG/r/ş'adındakiki-
tabında ülke sorunlarına ilgisinin dikkate değer örnek-
lerini buluyoruz.
Dilde özleşmeden yana olduğu halde, bu alandaki ki-'
mi düşüncelerini tartışmaya açık tutuyordu. Dilimizin
felsefe icin çok uygun bir yapı taşıdığına değinen Men-
güşoğlu şöyle demişti:
"Türkçe gibi somut olan ve bu somutluğunu koruyan
bir dilde güç anlaşılır biçimde yazmak -eğer bu yazılar
ezbere değilse- hiç de kolay değildir.'' (2)
Gerçekten de rahat okunuyordu yazıları, en güç konu-
larda bile açık-seçik anlaşılan bir dili vardı.
Mengüşoğlu'nun verimli ve özgün çalışmaları, üni-
versitemizin karşılaştığı en büyük kötülüklerden biri
olan "147'ler O/ay;"sırasındaengellendi. Birçok değerli
hoca arasında o da üniversitemizden, öğrencilerınden
ayrılmak zorunda bırakıldı. Birkaç yılını Almanya'da ko-
nuk profesör olarak geçirdikten sonra Istanbuldaki kür-
süsüne döndü ve 1978'de emekli oldu.
Bu kısa yazıya sığdırmaya çalıştığım Mengüşoğlu,
özellikle insan felsefesi' konusundaki düşünceleriyle,
yalnız ülkemizde değil, dünya felsefecileri arasında da _
önemli bir yer kazanrnayı hak etmiştir. Yazıları yabancı'
dillere çevrildikçe, dünya, onun felsefeye getirdiği katkı-
ları yakından görecek ve daha iyi değerlendirecektir.
(1) Bu kitabın ikinci baskısı 1988'de İnsan Felsefesi
adıyla yayımlandı.
(2) Felsefeye Giriş (1958). Önsöz, sayfa IX.
17 yıl sonra
'Annie Hall'Külrür Servisi - VVoody Alien'ın dört Oscar'h fılmi "Annie
Hair, 17 yıl aradan sonra ilk kez Türkiye sinemalannda gös-
terime giriyor. Film. cuma günü Beyoğlu Pera Sineması'nda
gösterilmeye başlanacak.
Woody Allen'ın yönettiği. Marshall Brickman'la birlikte se-
naryosunu yazdığı ve başrolünde oynadığı "Annie Hall". Al-
len'a en i\i yönetmen, en iyi fılm ve en iyi senaryo. başoyun-
culardan Diane Keaton'a da en iyi kadın oyuncu Öscan'nı ka-
zandırdı.
Allen ve Keaton'ın yanı sıra Tony Roberts, Carol Kane, Paul
Simon, Shelly Duvall ve Christopher VValken'in rol aldığı film.
15 yıldır psikana-
liz tedavisi gören.
Yahudi kökenli
ünlü TV komed-
yeni Alvy Sineer'-
in (Woody AÎlen)
yaşamından bir
kesit venyor.
New Yorklu bir
entelektüeli sim-
geleyen Singer,
Woody Allen'ın
o güne dek perde-
de canlandırdığı
karakterlerin ba-
şanlı bir sentezi
sayıldı.
70"li yıllann ha-
rika çocuğu ola-
rak nitelenen
Woody Allen. fıl-
mini şö\ 'o yo-
rumluyor:
"Film. bütün yaşamını. ama özellikle kadınlarla olan ilişkile-
rini yeniden gözden geçiren 40 yaşlanndaki bir erkeğin ö\küsünü
anlatıyor. Ben 42 yaşındayım."
Romantik güldürü türüne yeni bir bakış açısı getiren "Annie
Hall", Osçar'dan başka New York Eleştirmenleri ve İngiliz
Akademı Ödülü'nü de kazandı, aynca Allen'ın diğer fılmlerin-
den farklı olarak tıcari başan da sağladı.
Daha önce "The Godfather", "The Godfather II" ve "Loo-
king for Mr. Goodbar"la dikkat çeken Diane Keaton, Annie
Hall'daki oyunuyla aldığı Oscar'dan sonra iyice ünlendi.
'Annie Hall'da Allen ile Diane Keaton.