Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 26 MAYIS1994 PERŞEMBE
12 KULTUR
47. ULUSLARARASICANNES FİLM FESTİVALİ'NİN ARDINDAN
MEHMETBASUTÇU
CANNES - Cannes Festivali'nin
23 mayıs gecesi açıklanan ödül liste-
sinde Amenkan ve Fransız sine-
malan aslan payını aldılar. Bu olgu-
yu daha çarpıcı bir imgeyle açıkla-
mak da mümkün: Jüri başkanı Clint
Eastwood ile başkan yardımcısı Cat-
harine Deneuve arasındaki kıyasıya
savaş, beraberlikle sonuçlandı! Yine
de başkan, herhalde başkan olduğu
için.avantajlı:
Fransız sineması dört ödül birden
alırken, "Altm Palmiye" Amerikan
sinemasının... Jün, farklı bir ses geti-
ren yenilikçi yapıtlardan çok, bir öy-
küyü çarpıcı ve hoş bir dille anlatır-
ken geniş kitlelerin ortak beğenisine
ters düşmeyen filmleri tercih etmişti.
Tek istisna, Nanni Moretti oluyor-
du...
Bu bol ödüllü listede unutulan-
lann başında Polonyalı Kieslowski
ile İranlı Kiorastami gelmekteydi;
jüri üyeleri arasında onlan sonuna
dek savunacak kimse çıkmamıştı
anlaşılan.
Altın Palmiye'nin güçlü adayı Ni-
kita Mikhalkov ikinci sırayı Çinli
Kaba
Genç Amerikalı
yönetmen
Quentin
Tarantino'nun
'Rezervoir
KöpeklerTnden
sonra çevirdiği
ikinci filmi "Pulp
Fiction', bu yılki
Cannes Film
Festivali
?
nde
sürpriz yaparak
'Altın Palmiye'yi
kazandı.
karken eskı aşklar alevlenecektir
acaba?
Evet, anılar su yüzüne çıkar ve
eski aşklar alevlenir... Hatta yaşamı-ı
nda acı darbeler yemiş, sanatçı ruh-
lu. yetenekli ve hüzünlü bir genç gö-
rünümüyle Dimitri. ilk aşamada se-
yirciye sevimli bile geleceklir. An-
cak, Dimitri, Stalin'in gizli polisinde
çalışmakladır ve o güzel pazar günü-
nün, Albay Kotov'un yaşadığı en son
güzel gün olacağının habercisidir...
Kotov'un tutuklandığj siyasal oto-
mobil albayı ölüme götürürken, bü-
yük bir balon Stalin'in dev portresi-
ni göklere çıkarmaktadır...
Bir dönemin gerçek kurbanı
Albay Kotov. Stalinist dönemin
gerçek bir kurbanıdır. 1936güzünde
kurşuna dizilmiş, 20 yıl sonra ise ak-
lanmıştır!
Bıraz da Mikhalkov'a bırakalım
sözü: "Bu film bir dönemi yargıla-
mayı amaçlamrvor ama-, o dönemin
içerdiği trajik boyutu duyumsatmayı
diliyor. Aynı zamanda, vaşamın son-
suz cazibesinin kanlı dönemlerde bile,
tutku ve aşklanyla süregeldiğini gös-
teriyor. Llkemizin tarihini umıta-
mayız; umıtmaya hakkımız da yok!
Bu geçmişin bizim geçmişimiz oldu-
ğunu, bu insanların bizter olduğunu
kabullenmek çok zor olsa bile. Filrrün
dengelervebolödüllülistedeunutulanlar
meslektaşı Zhang Yimou ile paylaş-
mak zonında kaldı
Halbukı. sonuçlann açıklanması-
ndan iki gün önce Quentin Taranti-
no'nun Altın Palmiye kazanan filmi
"Pulp Fiction"dan hemen önce gös-
terilen "Aldatıcı Güneş", Nikita
Mikhalkov adı üzennde sıcağı sı-
cağına herkesı bir-
leştırivermiştı.
Çünkü. "Aldahcı
Güneş'', sinema-
dan. neler bekli-
yorsak tümünün
hem de incelikli
bir bıçem ve an-
lamlı bir içerik eş-
liğinde önümüze
gelmesiydi: İlgiyle
izlenen sürükleyi-
ci bir öykü...
Perdeden oluk
oluk akan görsel
tat... Defalarca işlenmeye değer
önemli bir konu... Gerçeklerle sar-
maş dolaş olan şiirselliğin getirdiği
serin hafiflik... Pınltılı bir senaryo...
Ruhsai derinlikleri olan, ayaklan
yere basan, her biri inandıncı ve
farklı canh bir dızi sağlam karakter.
Biraz abartıyor muyum acaba?
Filmi izledikten iki gün sonra
yazdığıma göre bu satırlan, "Al-
datıcı Güneş"ın yarattığı heyecan bir
ölçüde durulmuş olmalı. İlk coşku-
nun göz kamaştıncılığı. beynin kuş-
kuculukta uzmanlaşmış hücreleri-
ni artık denetim altında tutamıyor
olmalı...
Etkileyici bir film
"Aldatıcı Güneş" Stalinist terör
konusunda yapılmış en güzel, en et-
kileyici film. Çünkü, o dönemin kar-
maşık siyasal ve toplumsal verilerini
açıklamaya; ihanetle suçlananlann
neden ve nasıl suçlandınldıklannı
uzun uzun anlatmaya kalkışmıyor.
1936 yaanın bir pazar gününü
kırda, varlıkh ailesinin datçasında
geçiren Albay Sergey Petrovic Ko-
tov'un. Stalin'in gizlı polisi tarafı-
ndan ihanet suçuyla tutuklanması-
ndan önce yaşadığı sıradan olaylan,
aile içi küçük dramlan ustalıklı bir
dille anlatıyor Mikhalkov. Aslında,
bu küçük dramlann ardında trajedi-
ler yatmaktadır; Kotov'un kişisel
trajedisi, boyutlan giderek derinle-
şen toplumsal ve ulusal trajedinin
bir parçasıdır sadece... Filmin ana
temasını uzun süren seyirciden gizle-
yen Nikita Mikhalkov. hınzır boksör
örneğinde olduğu gibi. durmadan
sağ gösterdikten sonra şiddetli bir
sol çıkanveriyor...
Filmin ilk vansında teatral bir an-
latım dilıne ağırlık verildiğinden, ka-
mera daha çok kapalı mekanlarda
dolaşıyor. Orduda ve vaşadığı çevre-
de sevilen, sayılan güçlü ve güleryüz-
lü vatansever kahraman olan Aİbav
• Tarantino'ya Amerikan sineması
adına ödül listesinde bir yer
verileceğini ileri sürenler vardı ve
haklı çıktılar. Henüz31
yaşındaki yönetmen, kuşkusuz
yetenekli bir sinemacı... Gönül diler
ki Tarantino Amerikan toplumunun
artık ezbere bildiğimiz sorunlannı
daha farklı düzeylerde izlesin...
Kotov'un genç ve güzel eşi Manış-
ya'nın renkli kişüerden oluşan ailesi
Çehov'un kaleminden çıkmış gjbı-
dir; binbir geveze ve çılgınlıklanyla
tatlı bir pazar yaşamaktıramaçlan...
1917 devrimi sanki hiçbir şey değiş-
tirmemış de yine Çehov'un anlattığı
eski Rusya'ya geri dönülmüştür;
kurt, çürüttüğü meyvenin kabuğu-
Altın
Palmiye'nin
sahibi Quentin
Tarantino ile
'Kraliçe
Margot'
fılmindeki
rolüyle en iyi
kadın oyuncu
ödülünü
kazanan Virna
Lisi bir arada.
nu delip de bır türlü çıkamamaktır
günışığına...
Nikita Mikhalkov, "Aldatıcı Gfi-
neş"te başrol de üstlenmış, bana
kalırsa. en iyi erkek oyuncu ödülüne
aday olabilecek kadar renkli bir yo-
rum da sergilivor. Evet. Albay Ko-
tov. yaşamı seven. insanlara yardım
etmekten kaçınmayan. dört dörtlük
bir Kızıl Ordu subayıdır. Poatif bır
kahramandır: coşkuludur. ıçten-
dır... Altı yaşındaki Nadianın (bu
rolde de yönetmenın se\ imk ve yete-
nekli kızı Nadia Mikhalkov'u bulu-
yoruz) zekı pınltılanvla yanıp sönen
yüzü onu mutlu etmeye yetmekte-
dir.
Ancak. beklenmeyen bir misafır
gelir o pazar günü. On yıl aradan
sonra ilk kez ortaya çıkan Dimitri,
çocukluğunu bu ailenin hımayesi
altında geçirmiş, sonra kayıplara
kanşmıştır. Maruşya'nın ilk sevgilı-
sıdir Dımitn... Anılar su yüzüne çı-
'Altın
Palmiye'nin en
güçlü
adaylanndan
biri de Nikita
Mihalkov'un
'Aldatıcı
Güneş'
filmiydi...
Filmde başrolü
Mihalkov'un
kendisi
üstlenmişti.
kahramanları sınrfiar arası savaşın
devrimci merceğinden i/lenmemiştir.
Onlar, aynı zamanda bu trajedinin
yazariarı ve oyunculandırlar da. Piş-
manlık, bu dönemi yaşamış ve bugün
hâlâ yaşayan herkes için bir ödevdir.
Pişmanlık olmadan ne banş ne de hu-
zur olur Rusya'da. Kişisel görüşiim,
!91Tden bu yana iktidara gelenlerin
hepsinjn gayrimeşru olduklartdır.
Çünkü kan dökerek, kaba güçle almı-
şlardır iktidan."
Farklı düzeyde başanlı
İnsanlan yutup öğüten. kanlı tra-
jedilere sahne olan yakın tarihe, dik-
tatörlük heveslerinin her enlem ve
her boylam altında yeniden kök sal-
maya başladığı bir dönemde daha
da anlam kazanan sağlamhkta öz-
gün bir bakış getiren Mikhalkov'un
fılminden sonra. bağımsız Ameri-
kan sinemasının sevilen genç yıldızı
Quentin Tarantino'nun çok farklı bir
düzeyde başanlı sayılabilecek filmı
"Pulp Fiction"dan söz etmek ıçım-
den gelmiyor. Çünkü. kurgusu. za-
man öğesını kullanımı, John Travol-
ta, Harvey Keitel, Rosanne Arquette
gıbi ünlü oyunculan ve cilalı senar-
yosuyla gerçekten hoş bir zaman ge-
çirlmenin dışında, olağanüstü bir
heyecan iletemedi bana bufilm;de-
rinlerde dalgalar yaratamadan. yü-
zeysel kıpırtılarla yetindi.
Yetenekli bir sinema adamı
Tarantino') a Amenkan sineması
adına ödül listesinde bir >er verilece-
ğini ileri sürenler vardı ve haklı
çıktılar.
"Rezervoir Dogs"dan sonra "Pulp
Fiction" ile ikinci filmini gerçekleş-
tirmış olan ve henüz 31 yaşındaki
yönetmen. kuşkusuz yetenekli bır si-
nema adamı... Gönül dıler ki. Quen-
tin Tarantino Amerikan toplumu-
nun artık ezbere bildiğimiz sorunlan
olan uyuşturucu alışkanlığı. cinsel
saplantılar. küçük ve büyük vurgun-
lar. giderek daha kanlı. daha kor-
kunç olan şiddet eylemleri gibı ko-
nulan. ya daha farklı düzeylerde iz-
lesin ya da çok daha değişik konula-
ra eğilsın..
Cannes Festivali. yedinci sanatın
bir numaralı şenliği olmanın tek ko-
şulunun. Amerikan sinemasını dı-
şlamamak ve geniş kitlelerin beğeni-
lerine ters düşmeyen eğlendıricı gös-
teri sinemasına yüksek prim ver-
mekten geçtiğinı bir kez daha kanıt-
lamış oldu.
Yeşilçam'ın unutulmaz replikleri derlendi
'Biz ayrı dünyalann
insanlanyız Kemal...'
İSTANBLL (UBA)- Yeşilçam m
"siyah-bevaz''1
döneminde üretılen
eski Türk fılmlerinin "değişmez"
replikleri birarayagetirildi. "Anneci-
pim ben bu amcayı çok sevdim, ona
baba diyebilir mi\imr' ve "Biz ayn
dünyalann insanlanyız Kemal" rep-
liklen, "unutulmaz ve hemen hemen
her filmde tekrarlamr" olma nitelik-
leriyleöneçıktı.
Türkiye'de. renkli televizyon yayı-
nlannın doygunluk noktasına gel-
mesiyle birlikte yeniden önem ve ilgi
kazanan "siyah- beyaz Türk filmle-
ri" bu kez farklı bir açıdan incelendi.
Gençük dergisi "Go" eski Türk fîlm-
lerinde "en çok kullanılan ve bu nite-
liğiyle klasikleşen" replikleri derledi.
Eski filmlerin değişmez diyaloglan
şöyle sıralandı:
"Güzel olduğunuz kadar küstahsı-
nız da / Evet, paşa babam da öylc
söylüyor", "Kör müsün be adam,
önüne baksana/ N'evet... köriim",
"Bu ses, bu ses, git.. git burdan", "Ne
okju anneciğim ağlıvor musun/ Hayır
yavrum gözüme toz kaçtı.", "Yettım
yiğidim", "Savıılun bre kafirler, sen
kaç yiğidim ben onlan oyalarım",
"Battal, meğer ne müthiş bir erkek-
mişsin sen", "Doktor, bana hakika-
ti söyleyin, yaşayacak mıyım/ Ma-
alesef üç aylık omriinüz var. ama
Tann'dan ümit kesilmez", "Hiç
ümit yok mu doktor bey/ Onu an-
cak çok güçlü bir sevgi yeniden ha-
yata bağlayabilir", "Anneciğim
ben bu amcayı çok sevdim. Ona
baba diyebilir miyim?", "Ba-
bacığım bana annemi tekrar anlatır
nusın/ Senin annen bir melekti yav-
rum", "Hayır siz beni kovmadınız,
bu vazifeden ben kendim aynlıyo-
rum", "Ben bir his ve haval adamı-
yım", "Ben artık yarım bir insa-
mm", "Vücuduma sahip olabilirsi-
niz, ama ruhuma asla", "Sen arka-
daşımın aşkesın", "Parayla saadet
olma/, bunu unutma evladım",
"Seni ebediyete kadar bekleyece-
ğim", "Biz ayrı dünyalann insan-
lanyız Kemal", "Tanrım göremi-
yorum, kör oldum", "Görüyorum,
görüjorum", "N'ayır, n'olamaz,
bunu bana \apamazsin", "Necla,
sen benim, \oksa. yoo olamaz ha-
yır", "Ben artık bedbaht bir ><a-
dınım", "Pembe panjurlu evimiz,
boy boy çocuklarımız olacak Nec-
la", "Saadetimizi hiç kimsenin boz-
masına izin vermevelim Kemal."
Cannes Film Festivali'ne 'Yaşamak' fılmiyle katılan Çinli yönetmen Zhang Yimou:
Çin sinemasının uyanchğı düşünceâycuıhştıv
Kültür Servisi- "Qui Junun Öykü-
şü" adlı fılmiyle önceki yıllarda
İstanbul Film Festivalı'nde
tanıştığımız, Çin sinemasının Batf-
da en çok tanınan başanlı vönet-
menlerinden Zhang Yimou, bu yıl
"Vivre" (Yaşamak) adlı filmiyle
Cannes'e katıldı. Yimou. bu filmin-
de Çin'in otuz yıllık tarihini anlatı-
yor.
Bir kasabada yaşayan ailenin >a-
şamından kesitler vererek o dönemi
aktaran Yimou'nun filmi. temposu
biraz düşük de olsa o dönemi değişik
bakış açılanyla vermeyi başarabil-
mesi açısından çok önemli. Yönet-
menle Paris'te festıvalden birkaç
gün önce yapılan bu söyleşi. film
üzerine bilgi vermesi ve Yimou'nun
düşüncelerini yansıtması açısından
ilginç:
'Dramatik sonu değiştirdim'
- Filmi Yu Hua'nın "Yaşamak"
adlı romanından uyarladınız. Öykü-
yü ne ölçüde değiştirdiniz?
İki önemli değışıklık var filmde.
Öncelikle roman, çok daha uzun bir
süreyi kapsıyor. Ben bunun yalnızca
bır bölümünü kullandım filmde. En
önemksı romanda bir erkek kahra-
man ve inek dışında herkes ölüvor.
Bu. bana sevircinin kabul ctmesinı
de güçleştırecek çok dramatik vc
ağır bır son olarak göründü. Ben
trajik bır film _\apmak ıstemnor-
dum, amacım valnızca sıradan bır
Çin ailesinin vaşamını vansıtmaktı
Bu insanların yaşamlannda kar-
Ben bu tarihi süreci yeni bir bakı-
şla. daha sıradan bir dille yansıtma-
\a çalıştım. Diğer filmlerde -benım-
kıler de dahıl- derin konular çok
görkemli bır sinema dılıyle anlatılı-
yordu Ben temeidcn başlamak iste-
ilim. Vc tabii kı daha önce dc filmle-
rimde kullandığım güldürü öğesini
• Ben bu tarihi süreci yeni bir bakışla, daha
sıradan bir dille anlatmaya çalıştım.
Diğer filmlerde derin konular çok görkemli bir
sinema diliyle anlatılıyordu. Ben temelden
başlamak istedim. Ve tabii ki daha önceki
filmlerimde de kullandığım güldürü
ögesini es geçmedinv
maşık planlan yok. ellerindekilerle
yetinmesini bıliyorlar. Ben ınanıyo-
rum ki -en azından entelektüel ol-
mayanlar dışında- bu filmde anlatı-
lanlarla kendi yaşamlan arasında
paralellikler kuracaklardır.
- Bu tarihi dönem, Çin sinemasında
pek çok kez malzeme olarak kul-
İanıldı. Bunu bir kez daha anlatmak
sizce gereldi mi>di?
es gecmeden. Her zaman değişik
filmler yapmaya devam etmek ge-
rek. Değişik bir tarihsel dönemi
yaşıyoruz.
- Filminizdeki karakterler ta-
mamen belli düşüncelere bağlan-
mamtşlar. Çin Devrimi'nin ideolojisi-
ne fazla kaptırmadan oyunlarını oy-
nuyorlar.
Bu Çinlilerin genel olarak içinde
bulunduğu bır durum. İnsanlann
bugüne kadar sağ kalmalannın ne-
deni de bu. Ben karakterler üzenne
hiçbir önyargıya sahıp değildim.
Böyle davranan diğer fılmlerde ne-
dense bunlann hepaltı çizildi. Fakat
kültür devrimi bir kitle hareketiydi,
herkes bu hareketın içinde yer aldı
ve herkes de kendı çapında bir traje-
dı yaşadı.
- Batı dünyası. Çin sinemasında bir
uyanış olduğundan söz ediyor. Bu siz-
ce uzun sürer mi?
Çin sinemasının uyandığı düşün-
cesi yanlıştır. yüzeyseldir. Batı, film-
leri hep bir yönüyle ele alır ve değer-
lendirir. Çin sineması bazı zamanlar
ekonomik bunalımlar yaşamıştır.
Herkes bu sorunlan kendi çapında
yaşamıştır.
- Cannes Film Festivali'ne ka-
tümanızın filmi destekleyeceğinden
söz edebilir miyiz?
Festivallere katılmak genellikle
beni sıkar ve Çin'de film yapabil-
mem için gerekli olan parayı bul-
mamda hiçbir yardımı olmaz. Eğer
film. devletin hoşuna gitmezse hiçbir
yankısı olmaz.
Çin toplumu da varlığının bilin-
cinde değildir ve doğal olarak da fil-
min başansıru değerlendiremez.
Istasyonda resim
sergisi
• Kültür Servisi - Haydarpaşa
Teknik Okullan öğrencilerinin
boş zamanlannı değerlendirme
çalışmalannda yaptığı resimler,
Kadıköy Söğütlüçeşme Tren
İstasyonu Salonu'nda bugünden
itibarensergılenecek. Haydarpaşa
Teknik Okullar Müdürü Cevat
Çetinkaya, Güzel Sanatlar
Atölyesf nde resim öğretmeni
Nurhan Gezer'in yönetiminde
çalışan öğrencilerin eserleriyle
gurur duyduklannı belirtü.
Çetinkaya, sergı için. yaklaşık 5
bin öğrencinın eğitım gördüğü
okullar grubunun, öğrenci ve
yakınlannın kalabalıklıgını
dıkkatealarak. Söğütlüçeşme
İstasyonu gıbı geniş ve ulaşım
kolaylığı olan bir mekanı
seçtiklerinı söyledi. Yağlıboya,
suluboya. pastel, ebru, kolaj,
karakalem, seramik, vitray, yüzey
değerlendirme. fotoğraf, duvar
panolan çalışmalanndan oluşan
sergı, 5 hazirana kadar açık
kalacak.
İngiliz yazar ve şair
Wain öldü
LONDRA (AA) - İngiliz yazar ve
şair John VVain'in öldüğü
bildirildi. VVaın'inbirarkadaşı
tarafından yapılan açıklamada. 69
yaşındaki sanatçının geçirdiğı bir
beyin kanaması sonucu Oxford'da
öldüğü belirtıldı. John VVain'in
"'Samuel Johnson","Genç
Domuzlar", "'Nehırlerin Kesıştiği
Yerde" adlı yapıtlan bulunuyor.
Basında kültür ve
kültür mirası
Kültür Servisi - Gazetemiz yazan
Özgen Acar cuma günü saat
18.30'daMımarlarOdası Kentve
Yaşam Salonu'nda "Basınımızda
Kültür ve Kültür Mirasımız"
başlıklı söyleşi dızisinin ilkıni
gerçekleştirecek. Acar
söv leşısinde. kültür miraslan
uluslararası hukukuna yönelik
gelışmeler. bu gelişmelenn
"hukuk kültürüne" katkılan ve
günümüz e\ rensel kültürünün
soylubıryanındansözedecek.
MımarlarOdası İstanbul
Şubesi'nde cumartesi günü de
Galata Grubu Cumartesi
Konferanslan izlenecek. Tan
Gürer. Hakkı Yırtıcı ve Gökhan
Yıldız'ın katıldığı konferansta
"Deneysel Mımarlık" konusuele
ahnacak (25197 37)
Gençlik Günleri'nde
bugun
Kültür Servisi - fstanbul
Büyükşehır Belediyesi Şehir
Tiyatrolan'nca düzenlenen
Gençhk Günlen çeşiüi
etkinlıklerle sürüyor. Bugün
Harbiye Muhsin Ertuğrul
Sahnesi'nde saat 12.00'de film
gösterimi programı kapsamında
Eisenstein'm "Potemkin Zırhlısı"
yer alacak. Tartışma bölümünde
ise 15.00"te Prof. Mete Ünügür'ün
katılacağı "Topyekün Kirlilik"
başlıklı söyleşi izlenebilecek.
17.00'deki'ŞebnemÜnal
dinletisinden sonra 1930'da
Dadyan Okulu 150. Yıl Grubu
"2000'e Beş Var" adlı oyunu
sahneleyecek. Aynca daha önce
açılan çeşıtli sergilerde
görülebılecek. Kadıköy Haldun
Taner Sahnesi'nde ise Engin
Gürkey konseri ile Hüsnü
Atasoy 'un fotoğraf sergisi yer
alacak.
Ali S.Atakan'dan
'Renk ve Ritm'
Kültür ServKİ - Kıbnslı sanatçı Ali
S. Atakan'ın "Renk ve Ritm"
başlıklı resim sergisi Beyoğlu
Devlet Güzel Sanatlar
Galensi'nde sürüyor. Kıbns'ın
birçok tanmmış sanatçısının
""babası" olarak nitelenen
sanatçı, 1961 "de Gazi Eğitim
Enstitüsü'nden mezun oldu.
Yapıtlannı çok sayıda kişisel ve
karma sergilerde sunan Atakan,
1988-93 yıllan arasında Pans ve
Londra'da çalışmalannı
sürdürdü. Çeşitli sanat
yanşmalannda ve 1986
Uluslararası Asya-Avrupa
Bienali'ndejüri üyeliği yaptı.
Magosa'da yaşayan Aü S.
Atakan, halen Kuzey Kıbns
Sanat Derneği başkanı.