Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
19NİSAN1994SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
KöyEnstitüsö
kutlaması
«BALIKESİR
.Tumhuriyet)- Köy Enstitüsü
,ılk çıkışlı emekli öğretmenler
;54. yıl toplantılannı
;Savaştepe Anadolu
öğretmen Lisesi'nde
jgerçekleştırdiler. Emekli
.ilköğretim müfet tişi Refik
ICevahir toplantıda Köy
;Enstitülerinin çağdaş
demokratik. laik eğitimi
içerdiğini, kardeş sevgisi ile
iyetiştiklerini, Atatürk
idevrimlerini heryerde
,'savunduklannı anlattı. 54. yıl
|dolayısıyia düzenlenen
toplantıda video kasetlerden
•UğurMumcu'nun
•konuşmalan izlenirken.
öğretmenler
Jconuşmalannda2. Dünya
,Sav aşı yıllanndaki
sıkıntılannıdilegetirdiler.
BakanAyaz
Romanya'ya gitti
• ANKARA (UBA)-Mıllı
Eğiüm Bakanı Nevzat Ayaz,
Romanya Eğitim Bakanı
•Liviu Maior'un davetlisi
olarak Romanya'ya gıtti.
Milli Eğitim Bakanı Ayaz. iki
gün sürecek resmi
ziyaretinde, Romanya ile
eğitim vekültüralanında
yapılacak ışbirlığine ilişkin
protokolü imzalayacak.
Ayaz Romanya Başbakanı
tarafından da kabul edilecek.
G4gazeteci
cezaevinde
• ANKARA (LBA)-Çoğu
;"bolücülük"suçlaması
olmak üzere, değişik
gerekçclerden cezae\ lerine
konulan gazeteci-yazar sayısı
64'eyükseldi. İnsan Haklan
Derneği(İHD)'nın
hazırladığı rapora göre
cezaevinde bulunan yazar ve
lyayıncılara istenilen hapis
cezası 576 ay, para cezası ise 2
milyar45 milyon Türk
Lirasfna ulaştı. Raporda
aynca mart ayında 20 yayın
organının toplauldığı.
bugüne kadar da yazar ve
yaymcılara 12 bin 326 ay
Jıapis ve 3 trilyon 4 milyar
.139 milyon lira da para cezası
"verildiği öne sürüldü.
Zorunlu tasarrırf
ödemeleri
.•ANKARA (AA)-Kamu-
öyunda zorunlu tasarruf
olarak bilinen, çalışanlann
tasarruf hesabına en az 5 yıl
kesintisiz ödeme yapan hak
sahiplerine. istedikleri
, takdirde sadece biriken
I tasarruf kesintıleri
• Jdenebilecek. Resmi
• Gazete'de dün yayımlanarak
ı yürürlüğe giren Yüksek
! Planlama Kurulu tebliği ile
! isteyen hak sahibi kendi
J birikimini 1 hazirandan
j itibaren Ziraat Bankası'ndan
• alabilecek. Sadece tasarruf
! kesintilerini alan hak
! sahiplerine tasarruf katkısı
; ile nema ödenmeyecek.
; Tebliğe göre kendilerine
; ödeme yapılan hak
' sahiplerinin istekleri halinde
î maaşyada ücretlerinden
î tasarruf kesintisi
; yapılamayacak. ancak
; biriken tasarruf kesintilerini
• alan kışiler, zorunlu tasarruf
î imkanından yeniden
! yararlanmak istediği
I takdirde. 'işe yeni başlayanlar'
; gibi deeerlendirilecek.
j SSKyönetmeliği
; •ANKARA(AA)-Sosyal
; Sigortalar Kurumu Personel
• Yönetmeliği'nin 55.
«v
maddesinin değişürilmesi
, hakkında yönetmelik Resmi
; Gazete'nin dünkü sayısında
! yayımlanarak yürürlüğe
; girdi. SSK Personel
; Yönetmeliği'nin değişürilen
! atamayayetkiliamirler
! bölümünü içeren 55.
; maddesi ile atamaya yetkili
; amirler, kurumun kanuni
; görevlerinjn gereği olarak ve
; hizrnetlerin daha iyi
j verilmesini sağlamak üzere,
' personeli açık kadro şartına
] bağlı olmaksızın kazanılmış
] hak aylığı ile başka bir
J üniteyeatayabilecek.
!Askeri yargı
: kapsamı
'• •lZMİR(CumhuriyetEge
! Bürosu)-SavaşKarşıtlan
'. DerneğTnde düzenlenen
; topiantıda, askeri yargının
; sivilleri de kapsamasınm
; hukuka aykın olduğu
• belirtildi.IzmirSavaş
'• Karşıtlan Derneği. Yeşiller.
lİHDİzmirŞubesi.SOS
; Akdeniz Bürosu temsilcileri
• yaptıkianortakaçıklamada,
TCK'nın 155. maddesinde
. düzenlenen "halkı
! askerlikten soğutma"
! suçunun Askeri Ceza
I Yasası'nın 55. maddesindeki
; "milli mukavemeti kırmak"
> suçu kapsamına sokularak
' yıllardır uygulanmayan bu
', maddenin su yüzüne
j çıkanldığını ve sivillerin
: yargılanmalan yoluna
• gidildiğini belirttiler.
• n
Sovuşturmalav en çok Ankara DGM'yi zorhıyor
I Bugüne dek yasadışı sol ve aynlıkçı
A / örgütlerle ilgili soruşturmalarla
y gündem oluşturan DGM'ler, artık şeriatçı
örgütlenme girişimlerini soruşturuyor.
DGM'lerin
gündemi
DGM başsavcılıklannca verilecek
kararlar, son dönemin birinci gündem
maddesi şeriatçı örgütlenme ve eylemlerle ilgili
önemli kilometre taşı niteliği kazanacak.
ŞeriatANKARA (ANKA) - Devle-
tin uluslararası ve kendi kişiliği-
ne ve kamu düzenine karşı işle-
nen suçlan soruşturmakla gö-
revli Devlet Güvenlik Mahke-
meleri (DGM)"şeriat" sınavı
veriyor. Bugüne kadar ağırlıkla
yasadışı sol ve aynlıkçı örgüt-
lerle ilgili soruşturmalarla gün-
dem oluşturan DGM'ler. artık
şeriatçı örgütlenme ve kalkışma
girişimlerini soruşturuyor.
CİNDORUK
TCK'nın 163'üncü maddesi-
nin kaldınlmasıyla din temelıne
dayalı örgütlenmelere verilen
harekat serbestisi. 37 kişinin
yakılarak öidürülmesiy le so-
nuçlanan Sıvas katliamı son-
rasında yargının gündemine
ağırlıklı olarak girmeye başladı.
Başlangıçta Kayseri DGM ta-
rafından açılan. ancak güvenlik
gerekçesiyle Ankara DGM'ye
nakledilen Sıvas davası sanı-
klan, Ankara Cumhuriyet Baş-
savcılığVnın iddianamesinde
"şeriatçı kalktşma" zanlılan
olarak isimlendirilmişti. Ana-
yasal düzeni. din devleti kurma
düşüncesiyle zorla değiştinneye
kalkışma suçunu düzenleyen
TCK'nın 146 I. maddesını işle-
diklerı öne sürülen sanıklarla il-
gili yargılamada sürpriz geliş-
meler yaşanıyor. Son olarak 26
sanığın tahliye edıldıği katliam
davası. kamu tanıklannın din-
lenmesıne başlandığı aşamadan
bu yana basına kapalı yürütü-
lüyor. Ankara DGM'nin aldığı
karar uyannca. bundan sonra-
ki tüm şargılama da bu şekilde
sürdürülecek.
Partisının mutlaka iktidara
gelcceğini savunduktan sonra
bunun "kanlı mı, tatiı mı olaca-
ğını bilemediğini" ıfade eden
Refah Partisi Genel Başkanı
Karabük'te
duman
tütecek
• Hak-İş Genel Başkanı
Necati Çelik başkanlığındaki
birheyet TBMM Başkanı
Cindoruk'uziyaretetti.
Cindoruk. "Hükümetler
sıkıyönetim komutanlan gibi
kapatma karan veremezler.
Karabük'te, ocaktaki ateş
yanacak"dedi.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu)- Hak-İş Genel Başkanı
Necati Çelik başkanlığındaki
bir heyeti kabul eden TBMM
Başkanı Hüsamettin Cindoruk,
5 Nisan Kararlan hakkındakı
görüşlerinı dilegetirirken. "Hü-
kümetler sıkıvönetim komutan-
lan gibi kapatma karan vere-
mezler. Karabük'te, ocaktaki
ateş yanacak, bacadaki duman
tütecektir" dedi. Cumhurbaş-
kanı Sükyman DemireJ ise ken-
dısini makamında zijaret eden
Çelik'e "Sükunetinizi muhafaza
edin" tavsiyesinde bulundu.
Dcvletin vatandaşın hakkını
yemeyeceğini söyleyen Demi-
rel. Karabük Demir-Çelik Fab-
rikası'nın ayakta durmasını
herkesten çok istediğini kaydet-
ti. Çelik ise 5 Nisan Kararlan'-
nın "işçiyi ve memunı yok et-
mek için konduğu" görüşünü
savundu.
Çelik. Başbakan'ı bir süre
önce 24 Ocak Kararlan'na bir
daha ihtiyaç duyulmayacağını,
bu kararlann işçiyi ezdiğini
söylediğini hatırlatarak. "Şimdi
neden bundan daha ağır kararla-
ra ihti) aç duyuldu" dedi.
Cumhurbaşkanı Demirel ko-
nuşmasında. "Heyecanınızı an-
lıyorum. 21 haneli Bük Köyü'nü
Karabük'e çeviren, bu fabrika-
dır. Bütün Karabüklülerin, ken-
di çocuklanna nasıl düşkünlerse
bu fabrikava da o kadar düşkün
olduklannı bili)onım" dedi.
Demirel şöyle devam etti:
"Bıçak kemiğe dayanmış, her
şey bitmiş di>e meseleye bakma-
yın. Benim tavsiyem, sükunetin
muhafazasıdır."
Necati Çelik başkanlığındaki
heyet daha sonra TBMM Baş-
kanı Cindoruk'u ziyaret etti.
Cindoruk. Karabük Demir-
Çelik İşletmeleri'nin özelleştı-
rilmesini eleştirdi. "Hükümetler
sıkıyönerim komutanlan gibi
kapatma karan veremezler" de-
di.
Tesisin kar eder hale getiril-
mesinin mümkün olacağını
söyleyen Cindoruk. "Karabük'-
te ocaktaki ateş yanacak, baca-
daki duman tütecektir" diye
konuştu.
'ÖM.Ö ' ,
İA5IM MÜESSESES!
178İ5CI JLECAÜŞAN
Pankartların6
dîli' olsaydı
*Act reçete' işçtmn, memurun, köylûnün, esnafın ve emeklinin canını v akıy or. N'ükselen fi> at-
larla , zorlaşan yaşam koşullan toplumu yeni hak arayışlarına yöneltiyor. Hükümetleri de
istikrar paketferine... Sonuç: Sokakfara dökülen binleree işci ve memur... Hcpsinin ortak
isteği, daha iyi bir yaşam. Bunun için de sorunlan dile getirmek gerekiyor. Özellikle 1980
sonrasında artan işci ve memur eylemlerirHk yolları pankartlar süstüyor. İşçi ve memurlar
sorunlarını pankartlara yazılan sioganiarla yansıtıyor. Ancak işçi *e memurun sorunlan ve
istekleri söz koraısu panİcartlardan bile taşıyor. Halk geçim derdine döşmüş, yollara dökül-
möş. Hep bir ağızdan tek şes obnuş: "Sabrımız taşıyor'', "Çıplak memur"', "İstikrar dediniz
iliğimizi kcmirdiniz". "KİT'ler satılamaz".,. Topiumsai banşı >e ûlkenin gdeceğini ğl
mak için bu "ses"e kıılak vennek gerekiyor...(Fotoğraflar: HATİCE TUNCER)
'Istikrar değil, imhapakeff
İstanburda toplanan Hava-İş Temsilciler Kurulu, özelleştirmeyi
sermayenin işçi sınıfma yönelttiği ideolojik saldın olarak nitelendirdi
İstanbul Haber Senisi - Başbakan Ta-
nsu Çüler'in ekonomik istikrar paketinin
gerçekte " imha" paketi olduğunu öne sü-
ren Hava-İş. "THY ve HAVAŞ'ın tüm
birimlerini durdurmaya yönelik mücadele
karan" aldı.
16-17 nisan günleri İstanbul'da topla-
nan Hava-İş 3. Temsilciler Kurulu. sonuç
bildirgesinde, özelleştirmeyi sermayenin
işçi sınıfına yönelttiği ideolojik saldın ola-
rak nitelendirdi ve " Bu saldırıya karşı
çıkışımız da ideolojik olmalıdır" görüşünü
savundu. "Bize dayatılmaya çalışılan acı
receteye tek vücut olarak dur demenin gü-
nüdür" denilen kurul görüşünde, şu kara-
rlar kabul edildi:
1- İşyerlerinde yoğunlaşan baskılara,
toplusözleşme ihlallerine, ücretleri dondu-
nna ve özelleştirme uygulamalarına karşı
çıkmanın, önümüzdeki HAVAŞ ve THY
toplu iş sözleşmelerinin Hava-İş üyesine
yeni kazanımlar getirmesinin yolu toplu te-
pkiyi yükselrmekten. üretime yönelik eyle-
mleri hayata geçirmekten geçiyor.
2- Üretimden gelen gücümüzün kullanı-
lacağı eylemlerimiz öncelikle özelleştirme
konusunda kararlı olduğunu söyleyen hü-
kümeti uyancı ve kamuoyundan gelecek
desteği arttıncı yönde olacaktır.
3- Pilot ve hostes üvelerimizin mesai sü-
relerini düzenleyen yönetmeliklerinin işve-
rence kazanılnîış tiaklar ihlal edilerek
değiştirilmesiyle can güvenliği kalmavan
pilot üyelerimizin yaptığı evlem sonucu bu
arkadaşlarımıza gelebilecek her rürlü saldı-
rıya karşı üretimden gelen gücümüz kulla-
nılacaktır.
4- Önümüzdeki toplu iş sözleşmesi
sürecinc ilişkin üyelerimizden gelen talep-
ler işyerlerinde yapılacak geniş katılımlı
toplantılarla belirlenmeli. Talepler belirle-
nirken bunlann gerçekleşmesini sağlaya-
cak yöntemler de çok açık şekilde üyeleri-
mize anlatılmalıdır.
5- Yeni süreçle, çalışanlara ve halkımıza
ekonomik ve demokratik anlamda dayatı-
Imava çalışılan ağır yükler bir an önce ha-
yata geçirilecek topyekün karşı çıktşı zo-
runlu kılmıştır. Bu zorunluluktan hareketle
konfederasyonumuz Türk-İş "genel grev"
konusunda uyanlmalıdır.
6- Genel gre\in, TÜRK-İŞ, HAK-İŞ.
DİSK \e kamu çalışanlan sendikalannca
- ortaklaşa gerçekleştirilmesi için üzerimize
düşen sorumluluğun gerekleri yerine
getirilmelidır.
7-1 Mayıs'ın, sınıfsal mücadeleye ve ka-
zanmaya olan kararlılığın alanlara ta-
şındığı bir gün olması için HA\ A-İŞ olarak
etkin ve kararlı tavrımız sürdürülmelidir.
Necmettin Erbakan la ilgili ola-
rak Ankara Cumhuriyet Baş-
savcılığı, DGM Başsavcılığı ve
Yargıtay Cumhuriyet Başsav-
cılığı tarafından üç ayn soruş-
turma sürdürülüyor. Halkın
suç işlemeye kışkırtıldığı kanısı
gündeme gelebilecek.
Ankara DGM Başsavcılığı,
kendısini halife ilan eden ve ha-
len Almanya'da yaşayan eski
Adana Müftüsü "Karases" Ce-
malettin Kaplan ile ilgili başlat-
tığı soruşturmalar zincirine hız-
la \enilerieklendi.
TBMM tarafından dokunul-
mazlığı kaldınlan RP'nin eski
İstanbul millelvekili Hasan
Mezarcı'nın "Karases'ın tebliğ
memuru olup olmadığını araş-
tıran DGM Başsavcılığının
gündemindcki diğer şeriat so-
ruşturmalan şunlar:
İBDA-C örgütû
Gorajdc'deki Sırp katliamını
protesto amacıyla 10 nisanda
düzenlenen gösteride halkı suç
işlemeye kışkırttıklan gerekçe-
siyle yasadışı İslami Büyük
Doğu Akıncılan Cephesı
(İBDA-C) örgütü hakkında
başlatılan soruşturmada. halen
26 kişi gözaltında tutuluyor.
Gözaltındakiler arasında örgü-
tün yöneticileri olduğu belirtili-
yor. Hacda laik düzenin
yıkılması için yemin ettirdiğinin
video kasetlerden tespit edildiği
gerekçesiyle Rize'nin Refahlı
yeni Belediye Başkanı Şevki Yı-
Imaz'la ilgili soruşturma baş-
latıldı.
Ankara DGM'nin bir diğer
gündem maddesi ise Emniyet
Genel Müdürlüğü müfettişleri
tarafından ortayaçıkant*ı
l
fW»-
caı • ' kadroiaşina • iddiafettı.
DGM Başsavcılığı'nın 163'-
üncü maddenin kaldınlmasıyla
rafa konan dosyayla ilgili vere-
ceği karar. üginç gelişmeler sağ-
layabilecek.
Mumcu suikastı
Ankara DGM'nin başta
Uğur Mumcu suikastı olmak
üzcre Muamtner Aksoy. Bahri-
ye Üçok suikastlcnyla ilgili şeri-
atçı örgülleri açığa çıkaramayı-
şı eleştiriliyor. Mumcu suikas-
tıyla ilişkilendirilen İslami Ha-
reket Örgütü'yle ilgili soruştur-
ma çerçevesınde Ankara'da iki
sanığın yargılaması sürüyor.
Öte yandan. İstanbul DGM
Mahkemesi Başsavcılığı da
Arap harfleriyleyazılı \eşil bay-
raklar taşındığı. laik düzene yö-
nelik sloganlann aiıldığı Tak-
sim mitingiyie ilgili soruşturma
sürdürüyor.
Bu arada, İstanbul Cumhuri-
yet BaşsavcıhğYnın talimatıyla
Interstar \e TGRT televizyon-
lan hakkında. bulunduklan ilçc
başsavcılıklan tarafından
"Halkı izinsiz mitinge çağrı" sa-
vı\la başlatılan soruşturmada
verilecek karar da. özel televiz-
\onlar hakkında bu alanda ve-
rilmiş ilk örnekleri oluşturacak.
Prof. Eroğlu
İSKİ'nin yeni
genel müdürü
İstanbul Haber Senisi - İs-
tanbul Belediye Başkanı Recep
Tayyip Erdoğan. bürokratlannı
belirlcmeyc başladı.
Geçtiğimiz günlerdc genel
sekrctcrini açıklayan Erdoğan.
son olarak İSKİ Genel Müdür-
lüğü'nedc İTÜ Çevre Tekr.olo-
jisi Anabilim Dalı Başkanı
Prof. Dr. Veysei EroğJu'nu ata-
dı. İTÜ İnşaat Fakültcsi Yönc-
tım Kurulu üycsi de olan Prof.
Eroğlu'nun, atık sulann antıl-
ması ve içme sulan konusunda
birçok çalışması bulunuyor.
'Bilmeden yaptık'
İSKİ aracılığıyla ŞHP'ye ba-
ğış yaptıklan öne sürülen sekiz
müteahhitin yargılanmalanna
da dün devam edildi. Fatih 4.
Asliye Hukuk Mahkemesi'nde-
ki duruşmaya, sanıklardan
Ylahmut Tavşanoğlu katıldı.
Haklannda 6 aydan bir yıla
kadar hapis cezası istenen diğer
sanıklar. duruşmaya katılmadı.
Sorgusu yapılan Tavşanoğlu,
dava konusu bağışlan isteyerek
yaptığını belirterek "Siyasi par-
tilere 50 milyon liradan fazla
ödeme yapılmavacağını bilmedi-
ğimiz için bu suçu işiedik. Biz,
bilmeden ödeme yaptık; bilen
yönetkiler almasalardı" dedi.
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
••Çin'den Geri Dönemedim.
Pazar günü Türkiye'nin 8. Cumhurbaşkanı Turgut
özal'ın vefatının 1. yıldönümü idi. Öleni rahmet ve hayır-
la anmak, töremizin gereği Ama Türkiyemizde hemen
herkes Turgut Özalı öylesine "kullanmak" istiyor ki, in-
san dayanamıyor. Geçen yıl (20.4.1993), "Ben Çin'de
Yaşamışım..." başlıklı bir yazı yazmak zorunda kalmış-
tım. Aradan bir yıl geçtikten sonra, ilk üç paragrafı dışın-
da aynı yazıyı gene yayımlıyorum. Ama bu kez başlığını
"Çin'den Geri Dönemedim.. "koydum.
Sayın Özal'ın vefatı, elbette Türkiye'de tüm dengeleri
alt üst etmiştir. Ama bunun temel nedeni, "Kendim için
bir şey istiyorsam namerdim " sloganıyla yola çıkan Sa-
yın Demirel'in "Çankaya hırsı" olmuştur. Eğer Süley-
man Demirel, Çankaya'da bir başkasının oturmasını içi-
ne "sindirebilseydi", hem 49. hükümet çözülmez ve
hem de Türkiye, bugünkü bunalımının bıraz dışında ka-
labilirdi.
Geçen yıl da ' 'Allah taksiratınt affetsin ve rahmet eyle-
sin" demiştim. "Ölüm karşısında urpermemek ve titre-
memek elde değil... Allah sevenlerine ve yakınlarına
sabır versin." Ama bir ismin bu kadar "istisman" karşı-
sında düştüğüm şaşkınlığı dile getırmiştim. Aynı istis-
mar bu yıi, artan bir dozda sürdü. Yaşarken Sayın Özal'-
la "kanlı-bıçaklı" olanlar. eMerine fırsat geçtiği anda
"altını oymak isteyenler", şimdi yere göğe sığdıramı-
yorlar.
Ve ben Tann'dan gene rahmet dileyerek de olsa ge-
çen yıl yazdıklarımı yinelemek istiyorum. Bu çirkin istis-
mar sürdükçe de yineleyeceğim."... Sayın Özal, 12 Ey-
lül'un baş mimarlarından biriydi. Devlet yönetimiyle şir-
ket yöneiimini birbirine karıştırmış ve kötü bir şirket yö-
neticisinin ciddiyetsizlik ve fütursuzluğuyla devleti yö-
netmeye kalkmış ve yönetmişti.
Kimi konuşmacılar, partisiyle üst üste iki kez seçim
kazanmasını ovdüler.
Kazandı, ama hangi koşullarda? Birinde DYP, SHP ve
RP seçimlere sokulmadığı için seçim kazandı, öbürün-
de sakat bir seçim yasası ve devlet olanaklannı elinde
tutmakla. Çok partili yaşama geçtiğimizden beri, iktidar-
da olanlar, devlet olanaklannı seçimlerde kullanagel-
mişlerdir. Fakat bunlardan hiçbiri, 'Ne olmuş yani, hiz-
met vaat ediyor, oy istiyoruz' dememiştı.
Rahmetli Özal'ın, kimi ufak tefek sevecen jestlerine
bakıp onu demokrat sanmak ne kadar yanlış. Kendi par-
tisi ANAP'ta bile demokrasinin kınntısı' yoktu. Adaylis-
telerini de kendi belirlerdi, yöneticileri de. Çankaya 'ya
çıkarken parti grubuna on beş isim vererek tercih soran
ve sonra da alay eder gibi on altıncı bir ismi seçtiren
kimdi? ANAP'ın değişik düzeydeki kongrelerindeki tavn
ne çabuk unutuldu? Türkiye de çok partili yaşama geçi-
şin en sancılı donemlerinde. 1946-1950 arasında bile,
hiçbir cumhurbaşkanı, rahmetli Özal kadar çok gazete
ve ga7eteciyi mahkemeye vermemişti.
Ceza Kanunu nun 141,142 ve 163. maddelerinde yapı-
lan gostermelik değişiklik dışında, Türkiye'deki antide-
mokratik yasaların ve yasa hükümlerinin hangisi değiş-
ti? Kaldı ki bu değişen maddelerin yerini tutabilecek bir
kıyamet yasa var.
Ekonomik yaşamda, Özal döneminde elbette birçok
şey yapıldı. Fakat Türkiye ekonomisinin 1970-1980 ara-
sındaki büyume, ihracat artışı, tasarruf, ya,tırım,işsizlik,.
enflasyon vb. gibi göstergeleri, 1980-19$] arasındaki
dönemie karşılaştınlırsa bu ikinci donemde^fbiraz şaşır-
tıcı olsa bile) ihracat artış hızı ve büyümenin daha dü-
şük, tasarruf ve yatınmın daha az. işsizlik ve enflasyon
oranının daha yüksek olduğunu gorurüz. Hem de 1970-
1980 arasındaki petrol şoku, Kıbrıs çıkarması, ABD am-
bargosu, dış kredilerin durması ve engellenemeyen te-
röre rağmen. Temelleri 1983 oncesinde atılmış olan /7e-
tişim hamlesi ve Türk Parasını Koruma Kanunu'nun
mantıksız kimi maddelerinin değişmiş olması, yaklaşık
on yıllık bir dönemin ekonomik politikasını kurtarmaya
yetmez. Hele gelirler arasında ortaya çıkan uçurumlar
düşünulurse...
Özal, tarihimizin en büyük devrimcisi'ym/ş. Vallahi
pes... Eğer Nakşibendi tarikatı üyesi olmak devrimcilik-
se Özal'a gelene kadar sırada çok kışı vardır. 'Kıçüstü
oturttuk', Onlar küçük Turgut'la oynasınlar' vb. gibi ifa-
deler ise devrimciliği değil, olsa olsa bir türlu alışamadı-
ğımız bir ciddiyetsizliği gösterir.
Aynı hazin görüntu, dönemin dış politikasında da var-
dır. Kesinleştirılmeyen randevularla yabancı başkentle-
re gidip bzel gezi' mantığı ardına sığınmak, ilk kez bu
dönemde görülmüştü. Bulgaristan, soydaşlanmıza in-
sanlık d:şı bir baskı uygularken Ümüklerine basarım,
Jivkov da gelsin' diye meydanlarda nutuklar atıp üç gün
sonra sınırı kapatarak insanları perişan etmenin utancı-
nı da bu dönemde yaşamıştır Türkiye. Körfez krizinde
Bir koyup üç alacağız' diye yola çıkılmış ve kraldan çok
kralcı bir politikaya rağmen, ekonomik zararlarımız bir
yana Kuveyt. kuru bir teşekkürü bile çok görmüştür.
PKK'nın Eruh baskınmı. Marmaris'te umursamazlıkla
karşılayan da Sayın Özal idi.Talabani'yimuhatap alarak
bir ölçüde meşrulaştıran da Türkiye'de bir federasyon
'tartışmasına' ilk kez yeşil ışık yakan da.
Sevenleri, dostları ve ailesi böyle acılar içindeyken
bunları yazmak aslında hoş değil. Onlann acı ve üzüntü-
lerini içtenlikle paylaşıyorum. Ama her ne olursa olsun,
bu yazdıklarımı unutmak, 12 Eylül sonrasının acı ve sı-
kıntılarını, işkencelerini, zulmunü de unutmak demektir.
Bunları asla unutamayız. unutmamalıyız. Unutmamalı-
yız ki, bir daha böyle şeyler yaşamayalım."
'Gerçekleri söyledim, rahatsız oldular'
Genç: Sabancı'nın
tutumunu ayıplıyorum
• TBMM Başjçanvekili veSHPTunceli Mılletvekili Kamer
Genç. Turgut Özal'ı anma programındd gerçekleri ifade
ettiğini. ancak Sakıp Sabancf nın gereksiz yere tepki
gösterdiğini söyledi.
tSMET DEMİRDÖĞEN
ANKARA- TBMM Baş-
kanvekili ve SHP Tunceli Mil-
letvekili Kamer Genç. atv tele-
vizyonunda yayımlanan
"Özal'ı Anma Programı"nda
gerçekleri dile getirdiğini, an-
cak bundan rahatsızlık duyan-
larolduğunu söyledi.
Genç. Cumhuriyet'in prog-
ramia ilgili sorulannı yanıtlar-
ken. İşadamı Sakıp Sabancf-
nın kendısine yönelik tutum ve
davranışlannı yadırgamadığı-
nı. ancak ayıpladığını söyledi.
Programda herkesin Özal hak-
kında övgü dolu sözler söyle-
diğini ifade eden Genç. şöyle
konuştu:
"Ben gerçekleri söyledim.
Türkiye'yi, bugün yaşadığımız
sorumlsu Özal'dır. Çünkü, hu-
kuk \e »ergi sistemini altüst
etmiştir. ahlak düzeyini boz-
muştur. Gerçeklere bakıldığın-
da. kendisini övmenin mümkün
olmadığı görülecektir. Zengin-
ler, Özal savesinde servetlerine
şervet katnuşlardır ve vergi ba-
ğışıklıklarıvla trilyoner olmuş-
lardır. Ben bıınlan anlattım.
Ama Sabancı gibileri çıkıp yağ
çekmeyi tercih etmişlerdir. Ben
gerçekleri söyleyince, bazıları,
nasınna basmtş gibi yerlerinden
fırladüar."
İşadamı Sakıp Sabancı'nın
"Seni Meclis'e gönderende ka-
bahat" şeklindeki sözlerinin
parlamentoyu küçümsemeyı
amaçladığını belirten Genç,
"Beni onurlu Tunceli halkı seç-
miştir. Bu sözlerinden doiavı
sıkıntılı duruma getirenlerin baş kendisini ayıplıyorum." dedi.