23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19NİSAN1994SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER KöyEnstitüsö kutlaması «BALIKESİR .Tumhuriyet)- Köy Enstitüsü ,ılk çıkışlı emekli öğretmenler ;54. yıl toplantılannı ;Savaştepe Anadolu öğretmen Lisesi'nde jgerçekleştırdiler. Emekli .ilköğretim müfet tişi Refik ICevahir toplantıda Köy ;Enstitülerinin çağdaş demokratik. laik eğitimi içerdiğini, kardeş sevgisi ile iyetiştiklerini, Atatürk idevrimlerini heryerde ,'savunduklannı anlattı. 54. yıl |dolayısıyia düzenlenen toplantıda video kasetlerden •UğurMumcu'nun •konuşmalan izlenirken. öğretmenler Jconuşmalannda2. Dünya ,Sav aşı yıllanndaki sıkıntılannıdilegetirdiler. BakanAyaz Romanya'ya gitti • ANKARA (UBA)-Mıllı Eğiüm Bakanı Nevzat Ayaz, Romanya Eğitim Bakanı •Liviu Maior'un davetlisi olarak Romanya'ya gıtti. Milli Eğitim Bakanı Ayaz. iki gün sürecek resmi ziyaretinde, Romanya ile eğitim vekültüralanında yapılacak ışbirlığine ilişkin protokolü imzalayacak. Ayaz Romanya Başbakanı tarafından da kabul edilecek. G4gazeteci cezaevinde • ANKARA (LBA)-Çoğu ;"bolücülük"suçlaması olmak üzere, değişik gerekçclerden cezae\ lerine konulan gazeteci-yazar sayısı 64'eyükseldi. İnsan Haklan Derneği(İHD)'nın hazırladığı rapora göre cezaevinde bulunan yazar ve lyayıncılara istenilen hapis cezası 576 ay, para cezası ise 2 milyar45 milyon Türk Lirasfna ulaştı. Raporda aynca mart ayında 20 yayın organının toplauldığı. bugüne kadar da yazar ve yaymcılara 12 bin 326 ay Jıapis ve 3 trilyon 4 milyar .139 milyon lira da para cezası "verildiği öne sürüldü. Zorunlu tasarrırf ödemeleri .•ANKARA (AA)-Kamu- öyunda zorunlu tasarruf olarak bilinen, çalışanlann tasarruf hesabına en az 5 yıl kesintisiz ödeme yapan hak sahiplerine. istedikleri , takdirde sadece biriken I tasarruf kesintıleri • Jdenebilecek. Resmi • Gazete'de dün yayımlanarak ı yürürlüğe giren Yüksek ! Planlama Kurulu tebliği ile ! isteyen hak sahibi kendi J birikimini 1 hazirandan j itibaren Ziraat Bankası'ndan • alabilecek. Sadece tasarruf ! kesintilerini alan hak ! sahiplerine tasarruf katkısı ; ile nema ödenmeyecek. ; Tebliğe göre kendilerine ; ödeme yapılan hak ' sahiplerinin istekleri halinde î maaşyada ücretlerinden î tasarruf kesintisi ; yapılamayacak. ancak ; biriken tasarruf kesintilerini • alan kışiler, zorunlu tasarruf î imkanından yeniden ! yararlanmak istediği I takdirde. 'işe yeni başlayanlar' ; gibi deeerlendirilecek. j SSKyönetmeliği ; •ANKARA(AA)-Sosyal ; Sigortalar Kurumu Personel • Yönetmeliği'nin 55. «v maddesinin değişürilmesi , hakkında yönetmelik Resmi ; Gazete'nin dünkü sayısında ! yayımlanarak yürürlüğe ; girdi. SSK Personel ; Yönetmeliği'nin değişürilen ! atamayayetkiliamirler ! bölümünü içeren 55. ; maddesi ile atamaya yetkili ; amirler, kurumun kanuni ; görevlerinjn gereği olarak ve ; hizrnetlerin daha iyi j verilmesini sağlamak üzere, ' personeli açık kadro şartına ] bağlı olmaksızın kazanılmış ] hak aylığı ile başka bir J üniteyeatayabilecek. !Askeri yargı : kapsamı '• •lZMİR(CumhuriyetEge ! Bürosu)-SavaşKarşıtlan '. DerneğTnde düzenlenen ; topiantıda, askeri yargının ; sivilleri de kapsamasınm ; hukuka aykın olduğu • belirtildi.IzmirSavaş '• Karşıtlan Derneği. Yeşiller. lİHDİzmirŞubesi.SOS ; Akdeniz Bürosu temsilcileri • yaptıkianortakaçıklamada, TCK'nın 155. maddesinde . düzenlenen "halkı ! askerlikten soğutma" ! suçunun Askeri Ceza I Yasası'nın 55. maddesindeki ; "milli mukavemeti kırmak" > suçu kapsamına sokularak ' yıllardır uygulanmayan bu ', maddenin su yüzüne j çıkanldığını ve sivillerin : yargılanmalan yoluna • gidildiğini belirttiler. • n Sovuşturmalav en çok Ankara DGM'yi zorhıyor I Bugüne dek yasadışı sol ve aynlıkçı A / örgütlerle ilgili soruşturmalarla y gündem oluşturan DGM'ler, artık şeriatçı örgütlenme girişimlerini soruşturuyor. DGM'lerin gündemi DGM başsavcılıklannca verilecek kararlar, son dönemin birinci gündem maddesi şeriatçı örgütlenme ve eylemlerle ilgili önemli kilometre taşı niteliği kazanacak. ŞeriatANKARA (ANKA) - Devle- tin uluslararası ve kendi kişiliği- ne ve kamu düzenine karşı işle- nen suçlan soruşturmakla gö- revli Devlet Güvenlik Mahke- meleri (DGM)"şeriat" sınavı veriyor. Bugüne kadar ağırlıkla yasadışı sol ve aynlıkçı örgüt- lerle ilgili soruşturmalarla gün- dem oluşturan DGM'ler. artık şeriatçı örgütlenme ve kalkışma girişimlerini soruşturuyor. CİNDORUK TCK'nın 163'üncü maddesi- nin kaldınlmasıyla din temelıne dayalı örgütlenmelere verilen harekat serbestisi. 37 kişinin yakılarak öidürülmesiy le so- nuçlanan Sıvas katliamı son- rasında yargının gündemine ağırlıklı olarak girmeye başladı. Başlangıçta Kayseri DGM ta- rafından açılan. ancak güvenlik gerekçesiyle Ankara DGM'ye nakledilen Sıvas davası sanı- klan, Ankara Cumhuriyet Baş- savcılığVnın iddianamesinde "şeriatçı kalktşma" zanlılan olarak isimlendirilmişti. Ana- yasal düzeni. din devleti kurma düşüncesiyle zorla değiştinneye kalkışma suçunu düzenleyen TCK'nın 146 I. maddesını işle- diklerı öne sürülen sanıklarla il- gili yargılamada sürpriz geliş- meler yaşanıyor. Son olarak 26 sanığın tahliye edıldıği katliam davası. kamu tanıklannın din- lenmesıne başlandığı aşamadan bu yana basına kapalı yürütü- lüyor. Ankara DGM'nin aldığı karar uyannca. bundan sonra- ki tüm şargılama da bu şekilde sürdürülecek. Partisının mutlaka iktidara gelcceğini savunduktan sonra bunun "kanlı mı, tatiı mı olaca- ğını bilemediğini" ıfade eden Refah Partisi Genel Başkanı Karabük'te duman tütecek • Hak-İş Genel Başkanı Necati Çelik başkanlığındaki birheyet TBMM Başkanı Cindoruk'uziyaretetti. Cindoruk. "Hükümetler sıkıyönetim komutanlan gibi kapatma karan veremezler. Karabük'te, ocaktaki ateş yanacak"dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu)- Hak-İş Genel Başkanı Necati Çelik başkanlığındaki bir heyeti kabul eden TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk, 5 Nisan Kararlan hakkındakı görüşlerinı dilegetirirken. "Hü- kümetler sıkıvönetim komutan- lan gibi kapatma karan vere- mezler. Karabük'te, ocaktaki ateş yanacak, bacadaki duman tütecektir" dedi. Cumhurbaş- kanı Sükyman DemireJ ise ken- dısini makamında zijaret eden Çelik'e "Sükunetinizi muhafaza edin" tavsiyesinde bulundu. Dcvletin vatandaşın hakkını yemeyeceğini söyleyen Demi- rel. Karabük Demir-Çelik Fab- rikası'nın ayakta durmasını herkesten çok istediğini kaydet- ti. Çelik ise 5 Nisan Kararlan'- nın "işçiyi ve memunı yok et- mek için konduğu" görüşünü savundu. Çelik. Başbakan'ı bir süre önce 24 Ocak Kararlan'na bir daha ihtiyaç duyulmayacağını, bu kararlann işçiyi ezdiğini söylediğini hatırlatarak. "Şimdi neden bundan daha ağır kararla- ra ihti) aç duyuldu" dedi. Cumhurbaşkanı Demirel ko- nuşmasında. "Heyecanınızı an- lıyorum. 21 haneli Bük Köyü'nü Karabük'e çeviren, bu fabrika- dır. Bütün Karabüklülerin, ken- di çocuklanna nasıl düşkünlerse bu fabrikava da o kadar düşkün olduklannı bili)onım" dedi. Demirel şöyle devam etti: "Bıçak kemiğe dayanmış, her şey bitmiş di>e meseleye bakma- yın. Benim tavsiyem, sükunetin muhafazasıdır." Necati Çelik başkanlığındaki heyet daha sonra TBMM Baş- kanı Cindoruk'u ziyaret etti. Cindoruk. Karabük Demir- Çelik İşletmeleri'nin özelleştı- rilmesini eleştirdi. "Hükümetler sıkıyönerim komutanlan gibi kapatma karan veremezler" de- di. Tesisin kar eder hale getiril- mesinin mümkün olacağını söyleyen Cindoruk. "Karabük'- te ocaktaki ateş yanacak, baca- daki duman tütecektir" diye konuştu. 'ÖM.Ö ' , İA5IM MÜESSESES! 178İ5CI JLECAÜŞAN Pankartların6 dîli' olsaydı *Act reçete' işçtmn, memurun, köylûnün, esnafın ve emeklinin canını v akıy or. N'ükselen fi> at- larla , zorlaşan yaşam koşullan toplumu yeni hak arayışlarına yöneltiyor. Hükümetleri de istikrar paketferine... Sonuç: Sokakfara dökülen binleree işci ve memur... Hcpsinin ortak isteği, daha iyi bir yaşam. Bunun için de sorunlan dile getirmek gerekiyor. Özellikle 1980 sonrasında artan işci ve memur eylemlerirHk yolları pankartlar süstüyor. İşçi ve memurlar sorunlarını pankartlara yazılan sioganiarla yansıtıyor. Ancak işçi *e memurun sorunlan ve istekleri söz koraısu panİcartlardan bile taşıyor. Halk geçim derdine döşmüş, yollara dökül- möş. Hep bir ağızdan tek şes obnuş: "Sabrımız taşıyor'', "Çıplak memur"', "İstikrar dediniz iliğimizi kcmirdiniz". "KİT'ler satılamaz".,. Topiumsai banşı >e ûlkenin gdeceğini ğl mak için bu "ses"e kıılak vennek gerekiyor...(Fotoğraflar: HATİCE TUNCER) 'Istikrar değil, imhapakeff İstanburda toplanan Hava-İş Temsilciler Kurulu, özelleştirmeyi sermayenin işçi sınıfma yönelttiği ideolojik saldın olarak nitelendirdi İstanbul Haber Senisi - Başbakan Ta- nsu Çüler'in ekonomik istikrar paketinin gerçekte " imha" paketi olduğunu öne sü- ren Hava-İş. "THY ve HAVAŞ'ın tüm birimlerini durdurmaya yönelik mücadele karan" aldı. 16-17 nisan günleri İstanbul'da topla- nan Hava-İş 3. Temsilciler Kurulu. sonuç bildirgesinde, özelleştirmeyi sermayenin işçi sınıfına yönelttiği ideolojik saldın ola- rak nitelendirdi ve " Bu saldırıya karşı çıkışımız da ideolojik olmalıdır" görüşünü savundu. "Bize dayatılmaya çalışılan acı receteye tek vücut olarak dur demenin gü- nüdür" denilen kurul görüşünde, şu kara- rlar kabul edildi: 1- İşyerlerinde yoğunlaşan baskılara, toplusözleşme ihlallerine, ücretleri dondu- nna ve özelleştirme uygulamalarına karşı çıkmanın, önümüzdeki HAVAŞ ve THY toplu iş sözleşmelerinin Hava-İş üyesine yeni kazanımlar getirmesinin yolu toplu te- pkiyi yükselrmekten. üretime yönelik eyle- mleri hayata geçirmekten geçiyor. 2- Üretimden gelen gücümüzün kullanı- lacağı eylemlerimiz öncelikle özelleştirme konusunda kararlı olduğunu söyleyen hü- kümeti uyancı ve kamuoyundan gelecek desteği arttıncı yönde olacaktır. 3- Pilot ve hostes üvelerimizin mesai sü- relerini düzenleyen yönetmeliklerinin işve- rence kazanılnîış tiaklar ihlal edilerek değiştirilmesiyle can güvenliği kalmavan pilot üyelerimizin yaptığı evlem sonucu bu arkadaşlarımıza gelebilecek her rürlü saldı- rıya karşı üretimden gelen gücümüz kulla- nılacaktır. 4- Önümüzdeki toplu iş sözleşmesi sürecinc ilişkin üyelerimizden gelen talep- ler işyerlerinde yapılacak geniş katılımlı toplantılarla belirlenmeli. Talepler belirle- nirken bunlann gerçekleşmesini sağlaya- cak yöntemler de çok açık şekilde üyeleri- mize anlatılmalıdır. 5- Yeni süreçle, çalışanlara ve halkımıza ekonomik ve demokratik anlamda dayatı- Imava çalışılan ağır yükler bir an önce ha- yata geçirilecek topyekün karşı çıktşı zo- runlu kılmıştır. Bu zorunluluktan hareketle konfederasyonumuz Türk-İş "genel grev" konusunda uyanlmalıdır. 6- Genel gre\in, TÜRK-İŞ, HAK-İŞ. DİSK \e kamu çalışanlan sendikalannca - ortaklaşa gerçekleştirilmesi için üzerimize düşen sorumluluğun gerekleri yerine getirilmelidır. 7-1 Mayıs'ın, sınıfsal mücadeleye ve ka- zanmaya olan kararlılığın alanlara ta- şındığı bir gün olması için HA\ A-İŞ olarak etkin ve kararlı tavrımız sürdürülmelidir. Necmettin Erbakan la ilgili ola- rak Ankara Cumhuriyet Baş- savcılığı, DGM Başsavcılığı ve Yargıtay Cumhuriyet Başsav- cılığı tarafından üç ayn soruş- turma sürdürülüyor. Halkın suç işlemeye kışkırtıldığı kanısı gündeme gelebilecek. Ankara DGM Başsavcılığı, kendısini halife ilan eden ve ha- len Almanya'da yaşayan eski Adana Müftüsü "Karases" Ce- malettin Kaplan ile ilgili başlat- tığı soruşturmalar zincirine hız- la \enilerieklendi. TBMM tarafından dokunul- mazlığı kaldınlan RP'nin eski İstanbul millelvekili Hasan Mezarcı'nın "Karases'ın tebliğ memuru olup olmadığını araş- tıran DGM Başsavcılığının gündemindcki diğer şeriat so- ruşturmalan şunlar: İBDA-C örgütû Gorajdc'deki Sırp katliamını protesto amacıyla 10 nisanda düzenlenen gösteride halkı suç işlemeye kışkırttıklan gerekçe- siyle yasadışı İslami Büyük Doğu Akıncılan Cephesı (İBDA-C) örgütü hakkında başlatılan soruşturmada. halen 26 kişi gözaltında tutuluyor. Gözaltındakiler arasında örgü- tün yöneticileri olduğu belirtili- yor. Hacda laik düzenin yıkılması için yemin ettirdiğinin video kasetlerden tespit edildiği gerekçesiyle Rize'nin Refahlı yeni Belediye Başkanı Şevki Yı- Imaz'la ilgili soruşturma baş- latıldı. Ankara DGM'nin bir diğer gündem maddesi ise Emniyet Genel Müdürlüğü müfettişleri tarafından ortayaçıkant*ı l fW»- caı • ' kadroiaşina • iddiafettı. DGM Başsavcılığı'nın 163'- üncü maddenin kaldınlmasıyla rafa konan dosyayla ilgili vere- ceği karar. üginç gelişmeler sağ- layabilecek. Mumcu suikastı Ankara DGM'nin başta Uğur Mumcu suikastı olmak üzcre Muamtner Aksoy. Bahri- ye Üçok suikastlcnyla ilgili şeri- atçı örgülleri açığa çıkaramayı- şı eleştiriliyor. Mumcu suikas- tıyla ilişkilendirilen İslami Ha- reket Örgütü'yle ilgili soruştur- ma çerçevesınde Ankara'da iki sanığın yargılaması sürüyor. Öte yandan. İstanbul DGM Mahkemesi Başsavcılığı da Arap harfleriyleyazılı \eşil bay- raklar taşındığı. laik düzene yö- nelik sloganlann aiıldığı Tak- sim mitingiyie ilgili soruşturma sürdürüyor. Bu arada, İstanbul Cumhuri- yet BaşsavcıhğYnın talimatıyla Interstar \e TGRT televizyon- lan hakkında. bulunduklan ilçc başsavcılıklan tarafından "Halkı izinsiz mitinge çağrı" sa- vı\la başlatılan soruşturmada verilecek karar da. özel televiz- \onlar hakkında bu alanda ve- rilmiş ilk örnekleri oluşturacak. Prof. Eroğlu İSKİ'nin yeni genel müdürü İstanbul Haber Senisi - İs- tanbul Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan. bürokratlannı belirlcmeyc başladı. Geçtiğimiz günlerdc genel sekrctcrini açıklayan Erdoğan. son olarak İSKİ Genel Müdür- lüğü'nedc İTÜ Çevre Tekr.olo- jisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Veysei EroğJu'nu ata- dı. İTÜ İnşaat Fakültcsi Yönc- tım Kurulu üycsi de olan Prof. Eroğlu'nun, atık sulann antıl- ması ve içme sulan konusunda birçok çalışması bulunuyor. 'Bilmeden yaptık' İSKİ aracılığıyla ŞHP'ye ba- ğış yaptıklan öne sürülen sekiz müteahhitin yargılanmalanna da dün devam edildi. Fatih 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde- ki duruşmaya, sanıklardan Ylahmut Tavşanoğlu katıldı. Haklannda 6 aydan bir yıla kadar hapis cezası istenen diğer sanıklar. duruşmaya katılmadı. Sorgusu yapılan Tavşanoğlu, dava konusu bağışlan isteyerek yaptığını belirterek "Siyasi par- tilere 50 milyon liradan fazla ödeme yapılmavacağını bilmedi- ğimiz için bu suçu işiedik. Biz, bilmeden ödeme yaptık; bilen yönetkiler almasalardı" dedi. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ ••Çin'den Geri Dönemedim. Pazar günü Türkiye'nin 8. Cumhurbaşkanı Turgut özal'ın vefatının 1. yıldönümü idi. Öleni rahmet ve hayır- la anmak, töremizin gereği Ama Türkiyemizde hemen herkes Turgut Özalı öylesine "kullanmak" istiyor ki, in- san dayanamıyor. Geçen yıl (20.4.1993), "Ben Çin'de Yaşamışım..." başlıklı bir yazı yazmak zorunda kalmış- tım. Aradan bir yıl geçtikten sonra, ilk üç paragrafı dışın- da aynı yazıyı gene yayımlıyorum. Ama bu kez başlığını "Çin'den Geri Dönemedim.. "koydum. Sayın Özal'ın vefatı, elbette Türkiye'de tüm dengeleri alt üst etmiştir. Ama bunun temel nedeni, "Kendim için bir şey istiyorsam namerdim " sloganıyla yola çıkan Sa- yın Demirel'in "Çankaya hırsı" olmuştur. Eğer Süley- man Demirel, Çankaya'da bir başkasının oturmasını içi- ne "sindirebilseydi", hem 49. hükümet çözülmez ve hem de Türkiye, bugünkü bunalımının bıraz dışında ka- labilirdi. Geçen yıl da ' 'Allah taksiratınt affetsin ve rahmet eyle- sin" demiştim. "Ölüm karşısında urpermemek ve titre- memek elde değil... Allah sevenlerine ve yakınlarına sabır versin." Ama bir ismin bu kadar "istisman" karşı- sında düştüğüm şaşkınlığı dile getırmiştim. Aynı istis- mar bu yıi, artan bir dozda sürdü. Yaşarken Sayın Özal'- la "kanlı-bıçaklı" olanlar. eMerine fırsat geçtiği anda "altını oymak isteyenler", şimdi yere göğe sığdıramı- yorlar. Ve ben Tann'dan gene rahmet dileyerek de olsa ge- çen yıl yazdıklarımı yinelemek istiyorum. Bu çirkin istis- mar sürdükçe de yineleyeceğim."... Sayın Özal, 12 Ey- lül'un baş mimarlarından biriydi. Devlet yönetimiyle şir- ket yöneiimini birbirine karıştırmış ve kötü bir şirket yö- neticisinin ciddiyetsizlik ve fütursuzluğuyla devleti yö- netmeye kalkmış ve yönetmişti. Kimi konuşmacılar, partisiyle üst üste iki kez seçim kazanmasını ovdüler. Kazandı, ama hangi koşullarda? Birinde DYP, SHP ve RP seçimlere sokulmadığı için seçim kazandı, öbürün- de sakat bir seçim yasası ve devlet olanaklannı elinde tutmakla. Çok partili yaşama geçtiğimizden beri, iktidar- da olanlar, devlet olanaklannı seçimlerde kullanagel- mişlerdir. Fakat bunlardan hiçbiri, 'Ne olmuş yani, hiz- met vaat ediyor, oy istiyoruz' dememiştı. Rahmetli Özal'ın, kimi ufak tefek sevecen jestlerine bakıp onu demokrat sanmak ne kadar yanlış. Kendi par- tisi ANAP'ta bile demokrasinin kınntısı' yoktu. Adaylis- telerini de kendi belirlerdi, yöneticileri de. Çankaya 'ya çıkarken parti grubuna on beş isim vererek tercih soran ve sonra da alay eder gibi on altıncı bir ismi seçtiren kimdi? ANAP'ın değişik düzeydeki kongrelerindeki tavn ne çabuk unutuldu? Türkiye de çok partili yaşama geçi- şin en sancılı donemlerinde. 1946-1950 arasında bile, hiçbir cumhurbaşkanı, rahmetli Özal kadar çok gazete ve ga7eteciyi mahkemeye vermemişti. Ceza Kanunu nun 141,142 ve 163. maddelerinde yapı- lan gostermelik değişiklik dışında, Türkiye'deki antide- mokratik yasaların ve yasa hükümlerinin hangisi değiş- ti? Kaldı ki bu değişen maddelerin yerini tutabilecek bir kıyamet yasa var. Ekonomik yaşamda, Özal döneminde elbette birçok şey yapıldı. Fakat Türkiye ekonomisinin 1970-1980 ara- sındaki büyume, ihracat artışı, tasarruf, ya,tırım,işsizlik,. enflasyon vb. gibi göstergeleri, 1980-19$] arasındaki dönemie karşılaştınlırsa bu ikinci donemde^fbiraz şaşır- tıcı olsa bile) ihracat artış hızı ve büyümenin daha dü- şük, tasarruf ve yatınmın daha az. işsizlik ve enflasyon oranının daha yüksek olduğunu gorurüz. Hem de 1970- 1980 arasındaki petrol şoku, Kıbrıs çıkarması, ABD am- bargosu, dış kredilerin durması ve engellenemeyen te- röre rağmen. Temelleri 1983 oncesinde atılmış olan /7e- tişim hamlesi ve Türk Parasını Koruma Kanunu'nun mantıksız kimi maddelerinin değişmiş olması, yaklaşık on yıllık bir dönemin ekonomik politikasını kurtarmaya yetmez. Hele gelirler arasında ortaya çıkan uçurumlar düşünulurse... Özal, tarihimizin en büyük devrimcisi'ym/ş. Vallahi pes... Eğer Nakşibendi tarikatı üyesi olmak devrimcilik- se Özal'a gelene kadar sırada çok kışı vardır. 'Kıçüstü oturttuk', Onlar küçük Turgut'la oynasınlar' vb. gibi ifa- deler ise devrimciliği değil, olsa olsa bir türlu alışamadı- ğımız bir ciddiyetsizliği gösterir. Aynı hazin görüntu, dönemin dış politikasında da var- dır. Kesinleştirılmeyen randevularla yabancı başkentle- re gidip bzel gezi' mantığı ardına sığınmak, ilk kez bu dönemde görülmüştü. Bulgaristan, soydaşlanmıza in- sanlık d:şı bir baskı uygularken Ümüklerine basarım, Jivkov da gelsin' diye meydanlarda nutuklar atıp üç gün sonra sınırı kapatarak insanları perişan etmenin utancı- nı da bu dönemde yaşamıştır Türkiye. Körfez krizinde Bir koyup üç alacağız' diye yola çıkılmış ve kraldan çok kralcı bir politikaya rağmen, ekonomik zararlarımız bir yana Kuveyt. kuru bir teşekkürü bile çok görmüştür. PKK'nın Eruh baskınmı. Marmaris'te umursamazlıkla karşılayan da Sayın Özal idi.Talabani'yimuhatap alarak bir ölçüde meşrulaştıran da Türkiye'de bir federasyon 'tartışmasına' ilk kez yeşil ışık yakan da. Sevenleri, dostları ve ailesi böyle acılar içindeyken bunları yazmak aslında hoş değil. Onlann acı ve üzüntü- lerini içtenlikle paylaşıyorum. Ama her ne olursa olsun, bu yazdıklarımı unutmak, 12 Eylül sonrasının acı ve sı- kıntılarını, işkencelerini, zulmunü de unutmak demektir. Bunları asla unutamayız. unutmamalıyız. Unutmamalı- yız ki, bir daha böyle şeyler yaşamayalım." 'Gerçekleri söyledim, rahatsız oldular' Genç: Sabancı'nın tutumunu ayıplıyorum • TBMM Başjçanvekili veSHPTunceli Mılletvekili Kamer Genç. Turgut Özal'ı anma programındd gerçekleri ifade ettiğini. ancak Sakıp Sabancf nın gereksiz yere tepki gösterdiğini söyledi. tSMET DEMİRDÖĞEN ANKARA- TBMM Baş- kanvekili ve SHP Tunceli Mil- letvekili Kamer Genç. atv tele- vizyonunda yayımlanan "Özal'ı Anma Programı"nda gerçekleri dile getirdiğini, an- cak bundan rahatsızlık duyan- larolduğunu söyledi. Genç. Cumhuriyet'in prog- ramia ilgili sorulannı yanıtlar- ken. İşadamı Sakıp Sabancf- nın kendısine yönelik tutum ve davranışlannı yadırgamadığı- nı. ancak ayıpladığını söyledi. Programda herkesin Özal hak- kında övgü dolu sözler söyle- diğini ifade eden Genç. şöyle konuştu: "Ben gerçekleri söyledim. Türkiye'yi, bugün yaşadığımız sorumlsu Özal'dır. Çünkü, hu- kuk \e »ergi sistemini altüst etmiştir. ahlak düzeyini boz- muştur. Gerçeklere bakıldığın- da. kendisini övmenin mümkün olmadığı görülecektir. Zengin- ler, Özal savesinde servetlerine şervet katnuşlardır ve vergi ba- ğışıklıklarıvla trilyoner olmuş- lardır. Ben bıınlan anlattım. Ama Sabancı gibileri çıkıp yağ çekmeyi tercih etmişlerdir. Ben gerçekleri söyleyince, bazıları, nasınna basmtş gibi yerlerinden fırladüar." İşadamı Sakıp Sabancı'nın "Seni Meclis'e gönderende ka- bahat" şeklindeki sözlerinin parlamentoyu küçümsemeyı amaçladığını belirten Genç, "Beni onurlu Tunceli halkı seç- miştir. Bu sözlerinden doiavı sıkıntılı duruma getirenlerin baş kendisini ayıplıyorum." dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle